— ON YEDİNCİ YIL. NO; 5215 Başbetke GÖÇMEN Yeni göçmen sözünde yalnız basit bir kelime değişimi görmiyo- ruz. Muhacir, Osmanlı İm- paratorluğu bozgünlarını hatıra getirir. Ta Macaristan'danberi, türk yığınları, osmanlı sancağının arkasından kopagelmiştir. Bu o- cakların çoğu, bir daha tütmemiş- tir. Cumuriyet için göçmen, büyük nüfus politikasının bir parçasıdır. 1 tedbir al- bundan Göç akınlarına karşı maklığımızın sebebi de geliyor: Toprak, mesken verebileceğimiz kadarını kabul e- diyoruz. Hiç bir ıstırab, kökün- den koparak, kaldırım üstünde sü- rünmekten, salgın ve soğukla kı- rılmaktan daha acı değildi Büyük yerleştirme plânı için al- dığımız haberler, büyük küçük, herkesin göç politikasına verdiği ehemiyeti göstermektedir. Mese- lâ bu sene bütün göçmenlere yıl- lık yiyecek ve ekecekleri, kasaba- da yerleşen sanatkârlara da ser- maye ve ayniyat verilmiştir. Trak- ya'nın başlıca kaynaklarından bi ri olan balıkçılıkla uğraşanlar da cihazlanmıştır. İlkbahar ekimine yetişmek üze- re 10,000 pulluk daha - ismarlan- mış, Trakya için hususi ve elveriş. Ki tipte 2,000 araba - hazırlanmış- Basit, fakat her türlü İjiyen ve rahat şartlarına uygun - 10,000 mesken yapılmasına karar veril- miştir. Bunun için S0 milyon ki- K G SA ada işitiyoruz. Göçmenlere verilecek topraklarda hiç bir pürüz bırakıl- mamak için. devlet yeni bir kanun projesi hazırlamaktadır. Bütün zorluklara rağmen, Trak ya'daki göçmenlerin sağlık durum- larının pek eyi olması bizi sevin diriyor. En ufak köylere kadar fiş usulünü tatbik için Sıhat Bakanlı- tek vakalara kadar, bütün has- talıkları öğrenmektedir. Bölgeler- de kurutulması lâzımgelen batak- lıkların plânları yapılmaktadır. Trakya'nın ekonomik kalkınması bakımından, peynircilik, koza ve ipekçilik, hayvan ve ürünlerin dü- zeltimi, ağaçlandırılma, / arıcılık, tavşancılık, tavukçuluk, ve kon- servecilik işlerine bilhassa özen verilmiştir. Bütün bunlar haberler değil, müjdelerdir. Trakya bayındır, do- lu ve zengin olacaktır. Ekspres Trakya'yı geçerek İstanbul'a geli- yor: Avrupa'dan Türkiye'ye gi- renler, cumuriyet rejiminin büyük medeniyet ve insanlık - davası ile daha ilk adımda karşılaşacaklar- dır. F.R. ATAY ANDAÂ | Anti Venizelist - : , er birleşiyor mu. Atina, 2 (A.A.) — Gazeteler bü- | elist partilerin b feceklerinden bahsetmektedir. ; Diğer taraftan ordu j hakkındaki haberleri de yeniden ik dığını sebebt iktidar mevküne hangi -hükümeti; geleceği meselesinin ise orduyu hi & K Ö n jansının harb muhabirleri bildiri- yor: Habeş hükümeti, italyanların Tembien muharebesinde üç bin ö- lü ve beş bin yaralı verdiklerini tasrih etmekte ve bu muharebeler sonunda habeşlerin muzaffer çık- tıklarını bildirmektedir. Bununla beraber, bu - muharebelerin - kati bir netice vermediği sanılmakta- dır. Zira karşılıklı iki ordu aşağı yukarı bugün de bu muharebeler- den önceki yerlerinde bulunmak- tadırlar. İtalyan n daha bebiyle, bu kanlı lâhları Mmuharebelerde habeşlerin italyanlardan daha faz- ADIMIZ, ANDIMIZDIR. Makalleye girmek habeşlerin elindeymiş ! Tembiyen harbında italyanlarınkayıbları üç bin ölü ve beş bin yaralı imiş Londim ZÖNAYE Boit la zayiat vermiş olmaları muhak- kak gibidir. Habeşler, bu muvaf- fakiyetin en büyük amilinin Ras Kassa olduğunu söylemektedirler. Habeşler isterlerse Makalleye girebileceklermiş. Royterin Adisababa'daki mu- habirinin bildirdiğine göre. Adis- merkezindedir. Zira, Tembien ha- beşlerin elinde kaldıkça ve italyan- lar habeşleri buradan çıkarama- beşler7 Makallenin otoma tik surette ellerine geçeceğinden © derece emindirler ki, buraya sayfamızdadır Heryerde 5 kı İngiltere kıralının tabutu arka- ında birçok hükümd lerin sıralanmış oldu; doğrudan doğruya bir hücuma kal-| kmaları ihtimal dahilinde değildir. Zira böyle bir hücum Jüzumsuz | birçok prensler. ' re talefata sebebiyet verecek. | —. Falkat bundan f yi önce, Val yere telefata sebebiyet dinci Edvard'ın tabut arkası da- ğ ha az ihtişamlı değildi: Beşinci —| hücuma — | Jorj, Kayser, Onüçüncü — Alfons, kalkışmışlar? irinci Alber, Bulgar Çarı, Porte- Habeş mahlillerinin fikrine | kiz Kıralı, Yunan Kıralı. Arşidük göre, italyanlar, son hücumlarına, | Fransuva Ferdinand, Osmanlı Ve- Adua - Makalle yolu çok zayıf bir | liahdi, Rus Çarı'nın mümessili ve hale geldiğinden dolayi birçok prensler. | dır. Şimdi ise habeş Yirmi beş sene içinde, Alman- — bu yola daha ziyade yakınlaşmış- | ya, İspanya, Portekiz, Türkiye, A- lardır ve habeş çetelerinin bu mın- | vusturya ve Rusya, hükümdarsız — takaya gelerek faaliyete geçmele- | milletler olmuşlardır. Hükümdar- ri bu yolu italyanlar tarafından | lar arasında da ne müdafaa edilemez bir hale getire- | bir Kayzer, ne de $ cektir. Her halde 120 kilometre | Jozef bulunabilir. Doğrudan doğ- uzunluğunda bulunan bu yol için | ruya hükmeden son kıral, Yugos- yapılacak amansız mücadele baş- | lavya hükümdarı Aleksandr idi. lamıştır. Nasıl bugün otoriter hükümdar kalmamışsa, 25 yıl evel de şimdi- — | ki halk şeflerinden veya sınıf dik- tatörlerinden eser yoktu. Milletle- rin, derinliğine ve genişliğine, bü- yük bir inkılâb devri geçirmekte — olduklarına bundan daha iyi is- pat bulunabilir mi? ; İnsanlar kendilerine daha iyi bir tali aramaktadırlar: - Eski kı- rallık şahıs ve sınıf saltanatı idiş parlmantarizm, sınıf kavgası ol- du. Acaba yukardan saltanat ve aşağıdan kavgasız, milletler daha iyi bir adalet rejimi bulabilecek- ler midir? Yirminci asır inkilâb. ları. işte böyle bir rejimin araştır. ma buhranından ibarettir. ——— İtalyan kuvayı külli toplandıkları yerler Adisababa'da söyler re, italyanların kuvvayi kül Hausien'in cenubi garbisindedir. (Sonu 3. üncü sayfada) porte'un | Kamâl Atatürk'ün memleketinde | başlığıyla “La Revue de France” İ mecmuasında çıkmış olan yazısız | TT S incı sayfamızda okuyunüz DÜNKİ Güzel bir bahar benziyen dünkü pazar tatilini, Ankara sporcuları 'tam bir neşe içinde geçirdiler. Sabah- tan itibaren, türlü spor şubelerinde, bir çok çalışmalar ve maçlar oldu. Ankara gücü avcı her zaman olduğu gi iktılar. Atletizm antrenörünün ça. Jıştırdığı atletler, şehir içinde bir “kros Muhafı: gücünün asfalt — kortunda beş altı çift tenis oynadılar. Atlı spor- kulünün ve Muhafız gücünün binicileri haftalık ge- zintilerine devam ettiler. Son günlerde ankaralılar arasında yerleştiğini gördü- #ümüz, yürüyüşlere çıkanlar ise kırları dolduruyorlardı. Bütün bunlardan baş- ka, atış poligonunda 200 e yakın kadın ve erkek bir çok mermi yaktılar. Poli gon bilhassa akşama doğru çok kalaba. Jıktı. Atış yapanların çoğu, tüfenkler den mavzeri ve tabancalardan parabel >a'tercih edivorlardı. kantiri,, tecrübesi / yaptılar. bir suretle alâkadar etmediğini te F harüz ettirmektedirler. MAÇLAR Fener Beşiktaşı 1-0 yendi Ankara Gücü Altınorduyu 4-0, Muhafız Gücü Gençler Birliğini 1 - 0 yendi. Dün öğledn sonra, Ankara gücü ala- ında, iki mühim- futbol maçı yapıldı. Altın ordu - Ankara gücü, Gençler diği — Muhafiz / gücü karşılaştılar. İki maçın hakemi de eski ve tanınmış sporcu- lardan Kâmildi. İlk önce Altın ordu - Ankara - gücü karşılaştılar. Bu maç, Altın ordu gibi genç bir takımın, kuvvetli bir ekib kar. şısındaki sporcular arasında merakla bekleniyor- du. İki taraf takımları şöyle idiz — Altn 'ordu — Cihad, Murad, Salahattin, Ser- vet, Sedad, Südi, Resai, Mustafa, Mu- zaffer, Reşid, Tevfik. Ankara gücü — Natık, Enver, Ali Rı- za, Nazmi, Semih, Orhan, Hamdi, Fahri, Yaşar, Bilal, Abdi. Birinci devrede Ankara gücü 35 inci dakıkada bir gol çıkardı. Devre 1-9 bitti, dürümünü / göstereceğinden (Sonu 5. ine uryfada) İ | >-.da; Muhafız gücü-Gençler birliği futbolcuları bir arada,'ar ;da Muhafız gücü av koşusunda bulunanlardan bir grup Tötuhafız Gücünün dünleü ar İmşürena akt yazıyı Vaşlak sarlamında ah “Ulus.un Dil Yazıları - GÜNEŞ-DİL - DİL ? Teorisi üzerine notlar Vİ. İslavca — Rok ; Latince Oraculum (Oracle) ; Türkçe Irk ve Irkıl kelimelerinin etimolojisi ROK Leh dilinde ve cenubu garbi İs- lav lehçelerinde “ROK, RİK” ke- limeleri “sene” manasına - gelir. Rusçada ise “Kader, kısmet, kötü tali, kara yazı” demektir (1). İs- lav dilleri üzerinde çalışan lengü- istler için bu kelime bir muamma — il Yeni dil mekte- üessisi olan Marr da - bu keli- menin “sema - kader” demek ol duğunu kaydederek tarihten önce ki bir Yasefi kökten geldiğini ka-- U bul etmekten başka bir şey söyli- VZ Dal Kamusu, IV, 104. Rus- | yememiştir 12), "Güneş Dü Teo. çadaki “ROK” fransızcaya “le | risi" ne göre bu kelimenin etimo- Sort, destin, la fatalit" diye ter- | Yojik analizini yapalım: cüme olunuyor. (Th. de Veys- Chabot. Grand Dictionnaire Rus- CD v CON A DGNÜR Rok: (oğ | or | ok) D Rik:iğ t ar 4 ik) Bu iki kelimenin - bi “sene” ve bir yandan " met, tali” anlamlarına gelişine gö — re burada ana kökü şu manalarda alabiliri: 1. Güneşin hareket manası; IL. Güneşin hareketinden doğan — Her iki manaya göre etimolojik analizdeki unsurları tetkik ede- Tim; (1) Oğ, iğ: ana köl neş reket” ve “zaman” dır. ana mefhumunları anlamların (Sayfayı çeviriniz — 12) Marr külliyatı, c TIT < vv |