1 ŞUBAT 1936 CUMARTESİ (Başı 2. inci sayfada) İngiltere, Belçika, Fransa, ilh. ilh. ileri garb memleketlerindeki — nufus hareketleri de bunun benzeridir. Her yerde, her yaşta ölümler gittikçe da- , bir olgunlar, bi yeti baline gelmiştir Erken ölüm bugünkü —medeniyet Vasati ömrü uzatmak nufusu koyfi- yetçe — kaymetlendirmek — demektir. Türk ömrünü uzatmak mücadelesi de, türk milleti için bir keymet kazanma mücadelesi olacaktır. Fakat nasıl? Hastahane ile mi, doktor, ilâç, »- hi yardımlar ile mi, spor ile mi? Şüphe yok ki, ne artık ne eksik hepsiyle! fakat hepsinin başında ha mühim, daha esaslı olarak, türk 'tinin yaşama seviyesini yükselt. mek, Türkiyed- işi kıymetlendirmek, türk işini şövle böyle bir yaşama değil get iyi yaşama vasıtası haline mekle (5) ! Eğer sosyal ve ekonomik şartlarla takviye edilseydi, Sağlık - Bakanlığı- u Türkiyede lenme, fena ev, fena yaşama bir mil- let hayatında yıllarca süren harblar- dan, birkaç yüz bin kişiyi ” öldür. katlıklardan, — salgın bi daha çok zararlı, daha çok tehlikeli. dir. Neşet Halil ATAY (8) Bu cümlenin tam manasını an- lamak in son sayımın şu neticelerini detkik edinize İstatistik. Umum Mü- dürlüğü — neşriyatının 47 inci sayını sayıfa (7) Mıntakalar — Binde ortma vasatisi we Adrupa Türkiyesi 217 X. E DA Garbi Anadolu 154 Orta Anadolu 146 Şarki Anadolu 304 Cenubu şarki Anadolu 226 güçleştiren ve tetkikçilere yardımını azaltan bir kusurudur. Bu kusur ge- decek yıl yıllıklarında mutlaka tel edilmetidir ir de aynı yıllıkta mühtelif —«i tunlar arasında şu yekün farklar der: 1 — Yıllığın 64 üncü sayıfasında vilayetler umumi yekününde - ve 65- inci sayıfada gruplar yekünunda T4 kiyenin umumi nufusu 13,648,270 e- larak hesab edildiği haldı 2 — 76 ve 77 inci sayfaların hali medeni ve tal sütunları yekünunda 13,629,488, yaş grupları sütunları yekünunda da — 13,659,488 elorak toplanmıştır. Bu farklar yıllık İSGĞÜR LU-HABERLER Büyük faşist konseyi toplanıyor Roma, 31 (ALA) — Büyük fa şist konseyi, | şubatta toplanacaktı. Konseyin son toplantıları 18 ve 20 ilkkânun tarihlerinde yapılmış idi. O zaman 18 ikinrikânunda tekrar toplanılmağa karar. verilmiş ise de ihtimal Cenevrenin toplantı devresi- nin bitmesi beklenerek toplantı tari- hi geciktirilmiştir. Cenevrenin toplantı. devresinin muütedil havası, memnuniyetle gö lmüştür. Çünkü bu toplantı dev. resinde zecri tedbirlerin genişletilme- si hususu görüşülmemiştir. Ancak bu sükünetin iğreti olduğu ve zecri tedbirleri şiddetlendirmek istiyenle rin çalışmalarının tekrar başlıyacağı kanaatı vardır. B. Musolininin beyanatı, İtalya - nin tavrının değişmemiş olduğunu ve her ne bahasına olursa olsun do - ğu Afrikasında harekâta devam edi- Teceğini göstermektedir. Yanı resmi gazeteler, İtalyanın petrol üzerine ambargo konulması karşısında eli kolu bağlı bir vaziyet- te kalmıyacağını, böyle bir tedbiri e konomik olmaktan ziyade sıyasal ol duğu düşüncesinde bulunarat buna gerekirse Avrupadaki sıyasasına baş ka bir istikamet — vermek hususunu gözden geçirmek suretiyle cevapta bulunacağını yazmaktadırlar. Gazeteler, bundan başka zecri tedbirleri tatbik eden - devletlerin menfaatleri arasındaki anlaşmazlık - harı ehemiyetle kaydetmektedirler. Bulgaristan'da Kış çok sıcak geçiyor. Sofya, 31 (ALA) — Sofya me- teoroloji istasyonunun - bildirdiğine göre, bütün sonkânun ayı içindeki vüksek hararet Bulcaristanda 50 se- ir hâdise tep- ti hararetler bi rer tekordür. En yüksek hararet isc, 20 hattâ 21 dereceye kadar çıkmak- tadır. Kar hiç bir tarafta yoktur. Ta- biat tam bir iyilik göstermekte ve ba- harı andırmaktadır. Yemiş ağaşları tomurcuk vermekte ve cenubtaki ba- dem ve erik ağaçları ise çiçek aç - maktadır İtalyan askerleri için sinemalar tramvaylar parasız Roma, 31 (A.A.) — Şarki Af- rikaya gönderilmek üzere silâh altı- 'na alman askerlerin sinemalara be- dava girmeleri ve tramvaylarda be- dava seyahat etmeleri kararlaştırı!. mıştır. —a üzerinde tetkik yapanları şaşırtıcı ve yanlış neticelere sevkedici mahiyı dir. Yıllığın gelecek sayıdarında bu yan- lendiren bir iş olur. N.HLA. Mısırdaki gerginlik azaldı (Başı 1. inci sayfada) Musir - ingiliz görüşmelerine hazırlık Londra, 31 (ALA.) — Musırda kabi- 'ne buhranı halledilmiş olduğundan biz - mısır görüşmelerine 13 şubatta baş- İanması bekleniyor. Kahire, 31 (A-A) — Nahas Pa- şanın reisliğinde muhtelif Mısır par- tilerini temsil eden bir delegasyon Masir - ingiliz görüşmelerine memur edilecektir. Kahire, 31 (A-A) — Bir Mısır ingiliz andlaşması yapmak için gö - rüşmelerde bulunacak — olan heyet, başta reis olarak Nahas Paşa bulun mak üzere Vafd partisi ından 5 kişi ile milli cebhenin öteki partile- rinin reislerini yani bir meşruti libe- ral Şaabi ile bir müstakil İttihadiyi ve bir de Vafd partisinden ayrılmış gruptan bir zatı ihtiva edecektir. Bir ingiliz konsolosluğunun bayrağını yırttılar Kahire, 31 ÇA-A)— İngiltere hü- kümeti nümayişçiler tarafmdan Da menhurdaki ingiliz Vis konsolosu 'nun evindeki ingiliz bayrağının yır- tılmış olmasını misir hükümeti nez dinde protesto hir “ştir. Resmen verilecek tarziyeye inti- zaren ingiliz memurları, — yırtılmış yerine yenisini koymak ve bayrağa karşı askeri ihtiramatr yap mak üzere bir müfreze gönder Genç mısırlılar cemiyetinin Mit- letler cemiyetine muhtrası Cenevre, 31 (ALA) — Kahirede- ki genç mısırllar cemiyeti Milletler Cemiyeti sekreterliğine bir muhtıra idermişlerdir. Bu muhtrada deniliyor ki Mezır'ın Milletler Cemiyetine girmesine şimdiye kadar İngiltere en gel olmuştur. Cünkü, Mısır Sudan üzerindeki haklarından - vazgeçmek istemiyor. Dünvn İngilterenin böy lece Milletler Cemiyetini / suüistimal etmesine izin veremez. Eğer Mısır iç sıyasa ve kültür bakımından Ha - beşistandan daha aşağı ise, bu açıkça söylenmelidir. Mısır hâkim ve müs- takil bir devlertir. Ve Milletler Cemi- yeti paktının birinci maddesindeki bütün şartlara sahibtir. Mısır İtalya ile olan münasebetlerine rağmen Mil letler Cemiyetinin kendine yüklediği zecri tedbirleri tatbika karar vermiş- tir. Ve bu süretle arsıulusal sulh ve dayanışma davasında iyi niyetini is- bat eylemiştir. Buna rağmen Ce - 'nevre görüşmelerine iştirak imkânı Mısıra verilmemiştir. Halbuki bu me- selede Misirim menfaatleri mevzuu bahistir. Keza Mısır öteki devletlerin kollektif emniyet sahasında istifade ettiği hususlardan da mahrum kah - 'yor ve zecri tedbirlere iştirakinin de verdiği tek netice İtalya ile olan eko- 'nomik ve manevi münasebetleri Bir kütüphanecilik kursu açıldı İkinci kânun ayr içinde tarım enstitüsü genel kitab Ankara küt tirmek üzere, bir kütpanecilik kursu açılmışta. Kursu enstitü rektörü B. Proi Dr. Falke yüksek Stummvoll ilk dersini vermiştir. Kurslara € Bayan ve 20 Bay de- vam etmekte kütüpanecil vi gösteri 3 ay sürecek olan bu ilminin bütün incelikle- sek ve modern bir kütüpa- 'nenin tasnifi için gereken bütün esas- lar öğretilecektir. Memlekette ilı ayet edilerek tasn'” edilen yüksek ta- bir kütüpanenin ne demek olduğunu anlatacak biricik örnektir. tüsü kitab sarayı bize modern Böyle modern bir kütüpane içinde yetişecek olan kütüpane memurları, ilerde kendi kütüpaneler derken böylece en iyi bir sistemi tat- bik etmiş olacaklardır. taznif e- Klavuzluk tarifesinin tatbikatı Klavuzluk ücreti tarifö; 'nin tatbikine ait esaslarda değişiklik ya- pilması hakkındaki kararname — bakan- Tar kurulunca kabul edilmiştir. esaslarda şu- ile tarife- değişiklikler yapılmıştır. Galata fimanında pervane çalışmayıp yazılı ü misli zammile alımacaktır. Haliçte ha- vuzlara girecek veya havaz fabrikasında tamir edilecek gemilerden giriş ve kaşlarında. klavü: almmıyacaktır. İkinci bir fazla romor- he iteni Köprüden e onun ücreti alınacaktır. Bağlı bulunduğu şamandıra: demirli bulunduğu —mevkiden hareket santini bildiren ve belli vakitte klavuz önderilen gemi klavuzun gelmesinden ihapet bi hareket etmeğe mecbur olacaktır. Sis, tipi ve makineler- de çıkan arızalar olmadan bir- saattan fazla kılavuzu gemide bekleten gemiler. den ga ba gecikme iki saati geçerse bir misli ücret alınacaktır, Köprüden len gemilerden köprünün açılmasına mani ahval olma- dıkca hareketleri geç kalan gemilerden yapılacak işin nısıf ücreti alınacaktır. Çağrı Adliye encümeni 1-2-936 cumartesi bozulması oluyor.,, Künü sant 10,30 da toplanacaktır. TRAKYA (Başı 1. inci sayfada) Bu celsede birçok şiddetli mi nakaşalardan sonra a: meninin hazırladığı uz Trakya için kabul edilebil- Madde şudur: verilmiş olan gayrı menkul sahiple- rinden boş kalmış yerlere yeniden hü- kümetçe iskân edilmiş olanlar namına tapu senedi ver * ve bunların eski yediği de anlaşı. muhacir gibi toprak ve yapı ver Göçmenlerimiz Trakya'nın ça- —— buk bayındırlaşması için alınan —— müstesna kararları ve bunların yü- ce değerini her zaman duyacax - lardır. Bizim bunun üzerinde rarla dürüşümüz, onların topraklarına ve yeni” yuvalarına besledikleri bağlılığı karabilee.c tehlikeler üzerine gözlerini çek - — mek içindir. öçmenlere en kısa zamanda iyet hakkı vermiyen devlet or- ganları ağır cezaya uğrar. Ver mesinde bu kadar acele edilen — mülkiyet hakkının göçmenleri - eder. Her göçmen, hiç bir şey ver- meden kavuştuğu toprağı arazi spekülatörlerinden şiddetle kıska- iklenişle - kaybetmekten sakmman göçmen bilecektir ki o ya- pı binlerce yurddaşın vergi şek - hindeki emekleriyle kurulmuştur. Kendisi ve nesilleri orada yurdun sürekli bir istihsal unsuru olarak — yer almışlardır. Göçmenlerimizin sağduyularma bırakılmış olan bu — şekildeki mülkiyet hakkı ve bunun kullanılışı, en basit hukuk nazari- yeleriyle her sine girebilir. mik tedbirlerirle yurddaki bt çalışmaları normal akışında tü - tar. Kadrolarımız ise; yeni yurd - daşları yurd ileriliğinin çok ver: birer unsuru yapacak kudret ve — kuvvettedir KEMAL ÜNAL Yanlış bir haber 20 İkinci kânun 1936 tarih ve 6208 numaralı akşam gazetesinin ü- çüncü sayfasında Ankar Tü Sadri hakkında yalan şahadettem — dolayı ilk tahkikat açılmasına karar — verilmiş olduğu yazılmaktadır. İşbu — 'neşriyat hakikate mugayirdi: ULUS'un romanı: Kırmızı Zanbak Yazan; Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Üç nazır, idare merdiveni yoliyle çıktılar. Başvekil onları evinde bekliyordu. Son perde başlıyordu; Madam Marten'in locasında yalnız Döşartr'la Mis Bel kalmış- d Mis Bel diyordu ki: Tefrika: 100 Terez: fen Mösyö Döşartr çizdi. Kapı açıldı. Terez başını biraz çevirince, kendine mahsus sert çevikli in selam verdiğini gördü. — Tebriklerimi kocanıza bildirmenizi ri- ca ederim, Madam, Sonra, Terez'i sıhatte dolayı övdü. Mis Bel'e dost kaç söz söyledi. — Benim cevahircim burada, ve siz de o- 'nun adını söylediniz: bu ğnenin resmini lüt- gün, sıra ile, bir Yunus balığı yatın suların- dan ayrılmamıştı. Mis Bel. Yunus balığının musikiyi sevip sevmediğini sordu. iyle Lö Menil' göründüğünden ve gönülalıcı bir- Yunus balığı geli Lö Menil böyle bir zanda bulunmıyordu. — — — Yunus balıkları, .ıı.ı' başlarının biçi- mi biraz benzediği içi kuşu dedikleri küçük Anber balıklarıdır. Fakat Mis Bel, şair Arion'u Tenare bur- nuna çıkaran canavarda bir kaz başı bulun- masına bir türlü inanamıyordu. — Mösyö Lö Menil, eğer gelecek yıl bir ilerin Deniz- geminizin etrafında do- güleri altında başı önüne iğilmiş, ellerini oğuşturuyordu. Ve ergununla koronun leri ölüler türküsünü çağırıyorlardı: — Oh' darling, biliyormusunuz ki katolik kiliselerinde çağrılan bu ölüler türküsü bir fransisken zaviyesinden çıkmıştır? Onda Aven tepelerinde kışın esen rüzgârın gürül- tüsü vardır. Terez söylenen sözleri işitmiyordu. Gön- — Tanrının günü ışıyınca, Haçı gökte parlıyacak, » Seviniyorum, darling - hani siz nasıl - kalbinizin üzerine Floransanın kırmızı zanbağını taktığınız için halecanlı bir sevinç duyuyorum. Ve Mösyö Döşartr da, ke>disinde artist ruhu olduğu için, göğ- sünüzde bu güzel süsü gördüğünden dolayı pek memnun olmak lâzımdır. Oh! onu yap- mış olan sanatkârı tanımağı pek isterdim. Bu zaubak, bir susam çiçeği gibi ince - uzun ve onun gibi sert - yumuşak... Oh! ne zarif, fevkalâde ve zalim... Hiç dikkat ettiniz mi, y love, güzel mücevherlerde şahane bir za- limlik vardır? Terez, manasız cevablar vermek için ken- dini zorladığı için ağzı yarı açık, onu sıkıntı içinde dinliyordu. Lö Menil ondan, Juvanvil- de iyi bir mevsim geçirip geçirmemiş oldu- ğunu sordu. Kendisi de av zamanında orada bulunmak istemişti. Fakat buna imkân bula- mamıştı. İlk önce Akdenizde dolaşmış, son- ra Semanvil'de avlanmıştı. Mis Bel: — Oht Mösyö Lö Menil, dedi, mavi de- nlzde gezdiniz; siren'ler gördünüz mü? Hayır, sirenlere rastlamanuıştı; fakat üc laşacak olursa, sizden rica ederim, ona flüt'- lte Delf Apollonunun marşını çalınız. Siz, Mösyö Lö Menil, denizi sever misiniz? — Ormanları denize üstün tutarım. Lö Menil, kendisine iyice hâkim ve pek sade, sükünetle konuşuyordu. — Oh! Mösyö Lö Menil, biliyorum ki siz, tavşanların ay ışığında raksettikleri orman kenarlarını çok seversiniz. Sapsarı kesilen Döşartr kalktı ve çıktı. Şimdi kilise sahnesi oynayordu. Diz çök- müş olan Margörit. sarı saçlarının uzun ör- lü Tocanın küçük kapısından dışarı akmıştı. Salonda devrilen bir takım sandalyaların sesleri işitildi. Şmol geri geliyordu. Mösyö Marten - Bellem'in maliye nazırı olduğunu haber almıştı. Hemen bir nişanla Enstitü'de daha geniş bir apartıman istiyordu. Kendi- sininki karanlık, dar, karısı ve beş kızı için yetmez bir halde idi. Çalışma odasını bir ta- van arasında kurmak zorunda - kalmıştı. U- zun uzun sızlandı ve ancak, Madam Marten- in kocasıfâ kendisinden bahsedeceği vadini aldıktan sonra çekilmeğe razı oldu. (Sonu var) LAT