n ümRTEğ Son haberler ür incü sayfamızdadır BAT 1936 | ÖNYEDİNCİ YIL. NO: 5213 ADIMIZ, ANDIMIZDIR. DÜN KAMUTAYDA Heryerde 5 |Demircis kabi- Sovyet - Mançu | sınırında bir Bir askeri hâkimin teka nesi şimdilik mebu: hâdise daha vaziyeti görüşüldü çekilmiyecekmiş| | sektesinden ölüverdi Meetrik iLLA İ — Te n Kamutay dün, Tevfik Fikret Sılay'ın reisliğinde Atina, 31 AYA Kıral istişa İS| — Atina, 31 ÇA, sından; Khabarovak'dan bildirilditi.| | yoplanmıştır. Zaruri ve mücbir. sebebler - dolayısiyle | | relerine bugün başlamaüiudır. AY Hüğine ne göre bir Soyyet karakolu, Sovyet | | vakib ve tahsiline imkân görülemiyen 59893? İira 4 Atina, 31 ÇALA.) — Kıral, B So | | den yahatsız bu. topraklarının 3 kilemetre içinde Gro | | Kuruşluk botetn kayıdlarının. silinmesi hakkındaki T eee Pati | | GAN İ REAİ dekovo bölgesinde sivil giyinmiz * | | hükümet teklifini 72619 lira 46 kuruş ile 12.339 lira 7 | | €örc. kıral, kabine buhranı mesele - | | fi bugün kalb japon - Mançu askeri bulmüstür. | | yuruş indirmek suretiyle kabul eden büdce encümeni | | *"de aşağıdaki hareketi güdecektir. | | XöL LT SO Bunlar, tevkif edilmek istenildikleri zaman ateş etmişlerdir. Bundan son Demircis kabinesi, saylavlar ku mazbatası okunarak kabul edildi. rulunun toplanacağı tarihe kadar müştür. Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü 1935 yılı büdee- aA SAA ASN Glane'd İ | zinde 10.000 eli ee e aA A Cü eee V G Mz a an |a SA LA keza atı ır. Sövyet sınır T n arzahal encümeninin 20.1.36| | yapılacak başkan seçimi, hangi parti | | dilis'e kalb sek- neral Kâzım Sevükteki kü tesi bir mebus rı, bunları sınır ötesine püs veya temerküzün kurulda ekseriyeti U MAT irinşa -sıtması içinde geçirdi. kürtmeğe muvaffak olmuşlardır Dış işleri komiser muavini, Mos- kova'daki japon büyük elçisi nezdin de protestoda bulunmuştur. Hsinking, 31 (AA.) — Japon Generalı Doühara'nın Hopci ve Şa- har'ın sıyasal konseyinin şefliği va. zifesini kabul edeceği teeyyüd et mektedir. TRAKYA KEMAL ÜNAL Ulus; okuyucurarına Trakya'da bu yaz yapılacak onbin göçmen evi için her şeyin hazırlandığını haber verdi. Bu, orada ellibin yurddaşın daha yerleşmesi demektir. İrakya; geçen yazı da uzun malzeme iy. Trak: galışan ve barınan 50 -60 bin insanın daha şen yurdu haline koydu. Şimdi onlar yeni ça- tılarının altında güzel baharı bek- liyorlar. Hepsi de yeni toprakları- ni sürmüş, tohumunu atmıştır. Kı- şın uygun günlerinde ya toprakla- rına biraz daha emek veriyorlar yahud evlerinin eksiklerini ta - mamlıyorlar. Bir sağduyu ile güçmenler ka - vuştukları toprağa iyi bakacaklar barındırıldıkları çatıları koruya lardır. Bunlar bu yolda verecekleri bol emeğin, gelecek yıllarda ken- dileri için bir genlik ve' güvenlik kaynağı olacağını bileceklerdir. Ancak bu, yalnız bilgi ve d gu çevresinde bırakılmış değildir. Cumuriyet kanunları göçmenlerin topraklarına ve evlerine verecek- leri emeği sıki teminat altına al - mıştir: Göçmenler kendilerine veri len şeylerin artık sahibi oldukları- u gösteren tapu belgelerini en çok altı ay içinde alacaklardır. Trak- ya için bu teminat daha geniş ol muştur. Ve bu genişliğe Trakya' 'nın 1912 de başlıyan hazin talii de Müessir olmuştur. Balkan harbı - 'nın kanlı boğuşmaları arasında Trakya'yı boşaltan yüzbinlerce türk Edirne kurtulduktan sonra harab yurdlarına koştular. Bu ay- rılışın daha yaraları kanarken dünya harbının ve mütareke yılla- rının sert göç havaları esti. Büyük kurtuluştan sonra tekrar Trakya- 'ya dönenler eskisi kadar değildi. Ve çoğu da eski toprağını bula madı. Şimdi bu boşluğu göçmen ler dolduruyor. Böylece Trakya topraklarının kısa yıllarda birçok sahib değiştirmesi iskân kanunuı da burası için teminat hükümler ni genişletti. Büyük Millet Meclisinin 14 ha- ziran 1934 celsesi hâlâ hatırlar dadır. İskân lâyihasında bütün yurda şâmil olmak üzere şu teklif edilmişti: — Göçmenlere - verik topraklar sonradan — başkasını malı olduğu da anlaşılsa geri alın- maz, eski sahiblerine devletçe pa- | ra verilir. tarih ve 3 sayılı haftalık karar cetvelindeki 128 numa- ralı kararının umumi heyette görüşülmesine dair tak - riri ve arzuhal encümeninin mazbatası okundu. Arzu- hal encümeni bu mazbatasında adli aza mülâzımı B. kararda ısrar ediyor ve Şakirim den itibaren yüksek karar - name hükmüne göre nasıl senelerce muvazzaf müşa - Vir olarak alınmış ise gene o suretle muvazzaf olarak bu meslektekulanılmasını mevzuata ve hakka uygun bulmakta ve Kamutay umumi heyetinin de bu kararı (Sonu 6. ıncı sayfada) Şakir Örs'e aid verdi; müşavirlik sınıfına nal Mısırdaki gerginlik azaldı Kahire, 31 (A.A.) — Royter Ajan sından; Yeni kabinenin teşekkülü saye- “nde gerginlik şimdi daha azdır. Misirlı medrese talebeleri bir nümayiş esnasında İngiltere ile Mısır arasındaki görüş- melerin 15 şubatta başlıyacağı maktadır. Ali Mabir Paşa, Kıral Fuad'a gön - dermiş olduğu bir arizada, ilk vazifesi min milli temayülleri tatmin etmek için milli birliği muhafaza etmek olduğunu beyan etmektedir. Başbakan, gazetelere beyanatta bulu. marak seçimin 2 şubatta - yapılacağını söylemiştir. (Sonu 5. inci sayfada) T güzel esere bugün başlıyoruz. (Sonu 5. inci sayfada) N. V. Bischoff'un yazdığı ve Burhan girmiştir. *“Ulus,,un Dil Yazıları qu.ıieş - Dil Grameri Güneş - Dil (Syntagme) ları , Birkaç kelimenin bir araya ge- lip bir nevi klişe teşkil ederek muayyen bir mana ifade eden müs- takil bir #ekil hasıl etmesine, yani iki ve daha ziyade kelimeden mü- rekkep söz kalıplarına son zaman- ların büyük bir dilcisi (Syntagme) ismini vermiştir (1). Bu mürekkep söz kalıpları iki türlüdür: Bir kısmı, Türkçenin (adaş), acemcenin (hemser) ve fransızca- nın (relire) şekilleri gibi, tek ke- lime haline gelmiş klişelerdir. iğer kısmı da, Türkçe (Gün doğusu), acemce (Abı ru), arap- ça (Rebi-ül-evvel) ve fransızca (Rendez - vous) tabirlerinde - ol- duğu gibi, muhtelif kelimelerden mürekkep oldukları halde mana itibariyle yekpare şekillerdir. Fa. kat bu ikinci kısmın (Syntagme) sayılabilmesi için mutlaka lisana ve dil ananesine geçmiş birer ıstı- lah şeklinde olmaları lâzımdır (2). Bu kalıplarda kelimeler âdeta müstakil manalarını kaybetmiş gi- bidir. Hattâ bu kelimelerin yerleri- ni bile değiştirmek imkânı yoktur. Herhangi bir takdim ve tehir, der- (7) Ferdinand de Saussure, Linguistigue gönerale”, 1931 Pa- ris basması, s. 170. IZ) Aynı eser, s. 172. ANKAR AA y üti Belgenin türkçeye çevirdiği Üçüncü sayfamızda okuyunuz. haiz olduğunu gösterecektir bunun üzerine, bu parti veya bu te- merküzü yeni kabinenin karulması — | 'na memur edecektir. Atina, 31 ÇA.A.) — Başbakan Demircis, sol gözüne hafif bir ame- liyat yaptırmak üzere bir kliniğe Kıral, | | arkadaşı ile ko. nuşurken gelmiş ve yapılan her türlü tedavi faj da vermemiştir. Kıral ölüm ha. berini — duyar duymaz derhal | generalin aile sine taziyetlerini bildirmiştir. İsmail Hâmi Danişmen hal kalıbın bozulmasiyle neticele- Lisaniyat âlimleri, birinci züm- reyi teşkil eden tek kelime h: deki terkiplerin vaktiyle . ikinci zümrede gördüğümüz gibi biribi- rinden ayrı kelimeler halinde bu- lunduğunu ve müstakil kelimele- rin gittikçe kaynaşarak tek bir ke- lime haline geldiklerini teşbit etmişlerdir. Bu vaziyetten dolayır çok e: bir takım terkipler ve hattâ cüm- leler temsil eden bu tek kelimele- rin bazıları aşınarak 1, 2 ve yahut 3 konsonlu tek heceler şeklini bile almıştır. Meselâ fransızcanın (On- ze) kelimesini ele alalım: Bu ke- lime, lâtincenin (Undecim) şeklin- den gelir. Fakat bu lâtin temi de esasen mürekkep bir tabirdir; bu tabir şöyle tahlil edilebilir Un (—bir) * us(ek) ; dec (— on) * em (ek) Bu formül kısaltılınca şu iki ke- lime elde edilir; Unus 4 decem — Unusdecem Fakat bunlar tek kelime halinde kaynaşırken, birinci temin (us) eki erimiş. ikinci şeklin sonunda- ki (em) eki () ile tebadül etmiş olarak şimdiki fransızcanın (Onze —on bir) şeklini doğuran (Undecim) kelimesi hasıl olmuştur. Bu va: yete göre, bugün telâffuz itibari le tek bir hece olan (Onze) şekli, eski lâtincenin iki kökle iki ekten mürekkep dört hecesini temsil e- den bir “Syntagme” demektir. Bilhassa “Tek heceli — Mono- syllabişue” dillerin “İltisaki Agelutinante” şeklini almasında €n mühim âmil, iptidai / terkipler ve hattâ küçük cümleler teşkil e- den hecelerin biribirine bitişerek birer kelime halinde bir takım (Synatgme) lar teşkil etmesinden ibarettir. Sümer dilinde bu halin çok vâ- zıh delilleri vardır: Meselâ bu dil. de (şu) hecesi (el), (ta) hece (yan taraf) ve (dib) hecesi de bunların birleşmesinden hasıl ol! (su & ta | dib — şutadib) şekli müstakil bir fiil şeklinde kullanılır. (Sonu 2. inci sayfada) Bir kalb sektesinden ölen G. Kondilix | Bir hatırlatma Şurada veya burada çoğumsan- mıyacak bir para ile bir kâtiplik — açılıyor. En az üçyüz istekli, altı- — yüz eş dost mektubu ile © açıga — başvuruyor. Az çok zanaat ve bi- raz teknik işi olan bir tek dakti- lograflık için orta para ile bir a- dam arnıııy'o.v'. Koşuşanların sayı- sı yüz yirmi ile $ Büyük dardanberi bütün gazetelerde le bir ilân bastırmaktadı inde bir para ile bir sten; tilo bilecek, çabuk not alıp çabuk zacak.) Merak ettim. Haftalardar her gün bütün gazetelere bakıyo-- | rum, İân o ilân, Fakat.. Bir iste li yok. Öyle sanıyorum ki şöyle böyle, derme çetma bir. siteno daktilo bulsa - gittikçe ilerletir di ye - banka hemen alacak. - Fakat bulamıyor işte. Bulabilseydi haf- talardan beri gazetelerde en az beşer lira ilândan bu kalar savur- — ganlık etmezdi. Kâtiplik çok kolaydı - şun kalemi, bir boyun bağı yaka, ir iki salık mektubu. h Fakat Stenografi bir ardır. — Ve ikisi beraber epeyce- bilgiş zanaata ve kapasiteye dayanır bir — meslektir. Zorunu çekmiyen, ka- — zancını bulamaz. y 5. Bizde yabancı diliiyi Bleeğ| daktiloya ihtiyaç gitdikçe artmak- — tadır. $ Bugünkü daktilonun bildiği — dili veya dille ilmesi ve be-- | hemahal stenografi uzmanı olma- se şarttı A Yabancı diller uzun zamanlar — ve masraflı örgütler ister. Fakat Stenografi böyle dei dir. Ankara ve İstanbul'da il nografi dershanesi mutlaka ist Bunu, aylık karşılığı özel girişim- ler başaramazlar. Stenografi öğre- necek parası olan bu para ile evi. | ne ekmek peynir alır. Parasız ve- çok ciddi birer stenografi dersha- nesini kim yapabilir?. İşte bu bankalar ve o gibi ku- rullar, ( Steno - daktilo arıyorum) 'erilen ilân paralarına beş daha katarlarsa hem kendilerine hem-memleket mües- — seselerine hizmet edebilirler. diye on kuruş Bunu hatırlatmak istedim. Ş AKA GÜNDÜZ