K SAYFA2 j K F_ı'lıııınbııl mektubu 4 TÜRK ÖMRÜ B Türk ömrünü uzatmak gerekti itün - hayat unun — için tarzımız, yemeklerimiz, yaşayışımız baştan Başa gözden ge- girilmelidir. p. k şey de budür. Hele 60 “ilan sonraki hayatımızda bir çöl boş- . Şu rakamlara ba- ve istirabi vi ü mufusa göre yüzde nisbetleri 48,24 36,26 1014 526 12,6, İngiltereden 13,60, Fran- 16,60, Belçikadan 10,60, İtal- ha azdır. 1851 - 1834 arasında Almanyada KG İ ça mürbeler 1827 sayamından çıka l Ve bu nisbetlerde eksik o. (2) 1938 alman devlet istatistik alınmıştır. (beynelmilel Ü n sayıfa 18). ik (3) 1935 alman devlet ist h alınmış ve 191 yıllarına aid gayrı tabü rakam- İ T fan çıkarılmıştır (sayıfa 36). “Ulus" 21 Sonkânun 1936 Yıllar — doğumlar — ölümler —artma 1851.60 — 35,3 9,0 35,7 nA 13,6 13,2 136 215 12 259 10,8 20,7 88 18,0 5A 176 65 18,0 TI ; Almanyada doğumlu da 353 zaman artma Eğer böyle olma- la ölümlerin 1871 1926 yılları arasında muhtelif yaşlar. da ne nisbette azaldığını gösteren şu rakamlara bakınız (4)1 Yaş. lar 1871-80 1891-900 1910-11 19242 O 35,58 40,56 47,41 55,97 1 46,52 51,58 — 56,86 — 62,24 10 4238 45,31 47,60 51,00 20 38445 4123 43443 — 46,70 30 31441 33,46 35,29 38,56 40 2446 25,89 27,18 30,05 50 17,98 19,00 19,71 21,89 60 z 12482 1318 14,60 70 734 7,76 7,90 SA7 75 551 5,B0 — 5,B4 — 6,50 80 410 423 428 — 4,77 90 2a4 223 230 2.68 (Sonu 5. inci sayfada) (4) Aynı yıllığın 43 üncü - sayıfa- sından alınmıştır. Ve nisbetleri hemen emen aynı olan kadınlara aid tablo ile ara yaşlar yazıyı uzatmamak içi alınmamıştır. ULUS İSTANBUL TELEFONLARI Vapurculuk şirketinin vapurları İstanbul, 31 — Vapurculuk — şirke tinden satın alman vapurların bugün te- sellümüne başlandı. Tesellüm yirmi gün içinde bitecektir. Liman hanı Yetanbul, 31 — Geçenlerde müzaye- de ile 80 bin liraya ilk ihalesi — yapılan Timan hanının yeniden satılığa çı için teklifler yapılmıştır. Belediyenin yeni kararları İstanbul, 31 — Belediye şehri e- hirlilere tanıtmak için dağcılık kulübile beraber bu yaz. İstanbul / sayfiyelerine gerintiler terti Kâbil üniversitesine gidecek profesörler İstanbal, 31 — Kâbi idecek profesörler için Je çalışan doktorlarımızdan Reşat uğraşmaktadır. Laypzig panayırı İstanbul, 31 — Laypzig ilk bahar nu- edecektir. lar kurulunca kabul edilmiştir. Haydarpaşa hastanesi bul, 31 — Haydarpaşa numüne yarın açılıyor. İstanbul hukukundan gelen talebeler İstanbul hukuk fakültesinden, An- kara hukuk fakültesinin ikinci veya üçüncü sınıfına nakletmiş ol lerden dün ak- enler, hiç edilmiyerek yi levam etmekte oldukları sınıflar: irer sınıf aşağı indirileceklerdi 'dan Profesörler meelisinin bu kararı, bu- gün başlayan sömestr tatilinin - bite- ceği 14 şubat tarihinden itibaren t bik edilecekti Emniyet işleri hesabına Hukuk fakültesinde oku- yan talebeler Emaiyet leri umum direktörlü- günün, fakül kendi teşkilâtında çalı Ankara hukuk faki be okutturmakta olduğunu evelce 'den çıktıktan sonra, urmak üzere, terinde beş tale- yazmıştık. Bu talebe sayısı, ona çıka- rılmış ve aşağıda adları yazı ler, umum drektörlük hi turulmak üzere kadre dir Kemal (Konya), Vefa (İstanbul), Reşad (Çoruh), Cemil (Kayseri), Ha- san Âli Çİsparta). Talebelr sömesir ve büyük tatillerde, polis teşkilâtında, ataj göreceklerdir. Sovyetlerle ticaret uzlaşması 1 şubattan itibaren beş ay müd. detle müteber olmak üzere Sovyet Rusya ile bir ticaret uzlaşması yapıl- | Hukuk İlmini Yay ma Kurumunun | Halkevleri konferans- ları serisinde Ankara Halkevinde hazırladığı konferansların Y uncusunu bugün (1.2.936) İ saat 15 de Ankara hukuk fa- | | kültesi profesörlerinden — | $ B. Nusret İ ÜN e Konün | ihüilâflarında hâkimlerin — | rolü. | TŞUBAY ASA Gükünm e İ İÇ HABERLER Fotiyadis çiftliği köylüye dağıtma işi devam ediyor çiftliği adı ile yedide dört his- bankasının, geri kalan yedide üç histeyi de alarak, civar sekiz köy halkına dağıt- şesine sahib olan Zi köylüye taksimi devam etmektedir. Tapu ve kadastro umum müdürlüğü, ydanberi çiftlikte taksim işlerin: 'nun faaliyetini yerinde tetkik ve da- ha fazla iş çıkarmağı temin etmek ü- zere, kadastro ve fen baş müfettiş ve- u Aydına tamamlarmış ve lmiş ve yıl başın- kasım. erazini İstanbul gümrüklerinde tayinler İstanbul gümrüğünün yeni teşkil ye, anbar memuru İsmail Hak kontenjan şefliğine, İstan- mişler ve Galata ithalât gümrüğü baş muayene memurlarından - Nasubi ve Osman Nuri, birinci sınıf muayene emurlarından İzzet, T anbar memurlarından Fikri, İstanbul baş direktörlüğü memurlarından The san ve daktile Rebia birer derece ter- fi edilmek suretile yerlerinde bırakıl- amışlardır. “Ulus,,un Dil Yazıları O ÇBaşıt.inci saytada) şekli de esasen “ona de, ona manasına geldiği halde şme) şekli ıp” manasını almıştır (4). gözden geçirdiğimiz bu en şu iki netice çıkmakta. kelimeler, menşe| idai terkiplerle cüm- fonetik ve semantik kanun le (Syntagme) lar teş- sinden doğmuş mürekkep şekillerin aşınmasından olmuş muahhar şekillerdir. iki neticeye göre, “Güneş - kanununun — “Yıl”, “Yol”, öz”... v. 8. gibi birer heceden kelimelere varıncıya kadar n söz unsurlarını parçalayıp f hecelere ayırması demek, devrinin (Syntagme) meydana çıkarması demekti. ç halde klâsik dilciliğin şimdiye 1 bir türlü aydınlatamamış olduğu “Prgrammatical” devrin Ü aK ae bilama 'tek hecelerin muntazam bir d kuvveti altında parçalanıp / PE)E. Forrer, “Stratification fes langues et des peuples dans le Proche - Orient — prehistorigue”, Journal asitigue, 1930 ilkteşrin - inun nüshası, s. 244. (4) Autran, “Sumlrien et Indo- | curopden” s.'177, not 4. FK L O E N ilk (Syntagme) ların ortaya çık- masiyle birdenbire aydınlanmıştır. Güneş - Dil kanununun (Cümle - kelime) leri. (“Ulus” un dil yazıları) seri de tahlil edilen kelimeler tek ve muhtelif heceli olmak üzere iki kısma ayrılabilir. Bu iki kısımı ele alacağımız birer örnek, “Gi neş - Dil” tatbikatının meydana çıkardığı iptidai gramer esasları: 'nın tesbitinde bizim için birer mi- yar olacaktır. Ulus) un 2 Sonteşrin 1935 ta- nüshasında “Ulus” kelimesi 'Güneş - Dil” kanununa göre şu unsurlara ayrılmıştır: () (er (3) (4 uğ H ul H uğ H us Aynı tahlilde bu dört heceye ve- rilen manaları da birer kelime göyle sıralıyabiliriz: M axa O) Çokluk 4 yayılma $ sahip $ saha Bu dört mefhumun — sıralanma- sından çıkan umumi / manayı bu- gün şöyle ifade ederiz: “Geniş bir sahada şümule sahip bir çokluk”. İlk insanlar için (Aşiret), (Cema- at) ve (Millet) mefhumlarını ifa- de edebilmek için böyle iptidaf bir cümle yapmaktan başka çare yok- tu. Fakat bu cümlenin kelir benüz kategorileri taayyün etme- miş birer heceden ibaretti. ler bile böyle muhtelif kaynaşmasından hasıl olmuş unsurlardır: - (Ulus) un 22 İlkkânun 1935 tarihli nüshasında tahlil edilen (Göz) kelimesi - bu halin en bariz örneklerindendir. “Güneş - Dil” kanununa göre bu kelime şu unsurlara ayrılır: () (2) (3) öğ 4 ög * öz Bu heceler, aynı tahlildeki izah- lar birer kelimeye irca edilmek su- le, şu manalara gelir: MA ”0 Aydınlık 4 öbje 4 saha Bu üç unsurun umumi manası- nı bugün şöyle ifade edebilir “Kendisindeki aydınlığı uzak bir sahaya sevkeden obje”, Bu cümle, her mefhumu Güneş asliyle izah in “Göz” ün tam V) Burada hatırlatmalıyız ki, bahsedilen (Göz) kelimesi (Ulus)- ta iki şekilde analiz edilmişti. Yu- karda gösterilen analiz şekli, en basit ve zahiri görünüşe en yakın oaln şekildi. Buna mukabil, daha derin görünen ikinci bir analiz ta: ha ileriye sürülmüştü. Bu &- nalizde (Göz) sözünün sonundaki (2) unsurunun bir (ğ) den değiş- me olduğu anlatılmış ve kelime şu elemanlara ayrılmışt: () (2) () öğ * ög * öğ (2) Bu elemanlara verilen manalar- da - burada muharririn tuttuğu metoda göre - şöyle sıralanmıştı: GK0 .() () Aydınlık 4 uzaklık 4 obje Bunlardan çıkan genel anlam da göyle ifade edilmişti. “Uzaktan gelen aydınlık kendisinde topla- 'nan uzuv”, —ULUs — kelimesinin üç unsurdan — mürek- kep ana şekilleri, zaman geçtikçe birer (Syntagme) halini almış ve bu (Syntagme) lar, fonetik ka- nların tesiriyle aşınarak gittikçe i ve bir heceli birer kelime şek- line girmiş demektir. Bu vaziyete göre ilk (Syntag- me) lar, “Kök” lerle “Kök - ek”- lerin birer dizi teşkil etmesinden hasıl olmuş müstakil seriler sayı- labilir. ler, “Prigrammati- cal” devrin iptidai cümleleri de- mektir.Onun için bu rüşeymi cüm- lelerden doğan muahhar kelime- ler, “Güneş - Dil” kanununa / göre birer (Cümle - kelime) mahiyetin- dedi, di bu pregramatikal cümle- lerin tâbi oldukları umumi kaide- leri tesbite teşebbüs edeceğiz. Fa- kat meseleyi tavzih için, her şey- den evvel bir kere muhtelif' dil gruplarında eski mürekkep sözle- rin herhalde şu iki tekâmül safha- sından geçmiş olduğunu hatırla- mak mecburiyetindeyiz: 1. — Muhtelif kök, ek ve keli- melerden mürekkep (Syntagme)- lar gittikçe lek kelime şeklini al- muştar: 2. — Bu tek kelimeler de aşın- iyle gittikçe (Tek hece Monosyllabe) şeklini almaktadır. Bu vaziyet, birçok dilci tesbit edilmiştir Monosillâbik dillerin en ı.ııh lili tetkik eden tek hecelerin ipti dığını ve her hecenin eski bir ke- ime temsil etmekte olduğunu, ya- 'ok eski devirlerde muhtelif he- celerden mürekkep kelimelerin za- man geçtikçe aşmarak nihayet bi- rer mönosillâp haline geldi tesbit etmişlerdir. Hattâ bir çok U- zak - Şark dillerinde bu hal lisan bünyesinin umumi — bir temayülü sayılır (5). Meselâ Milâttan evvel altıncı asra kadar Çin köklerinin başlarında birer prefiks ve sonla- rında da birer süfiks vardı. Bu su- retle eski çincede kelime, muhte- lif hecelerden mürekkep bir un- surdu. Fakat altıncı asırdan itiba- ren ekler köklerle kaynaşarak şim- diki tek heceler meydana çıkmış- tır (6). Fransız dilcisi (Vendryes) bu hali bütün dillere şamil gösterir. Bu müellife göre eski ve yeni in- giliz dilleri arasındaki fark, bu delillerinden- cede kelime, bir sürü süfikslerle dezinanslar alan muhtelif heceli bir unsurdu. Fakat Bu vaziyete göre kanunu tek heceli temleri bile muhtelif hecelerden mürekkep kök ve ek #erilerine irca etmek suretiyle bütün dillere şamil bü- yük bir hakikati meydana çıkarı- yor demekti İsmail Hi i DANİŞMENT (Ba yazının elt tarafını yarınki sa- yımızda basacağız). V) J. Przyluski, “Langues sino- tiböaines”, Les langues du monde, s. 377. 16) Âynı eser, s. 3785. İ7) Le Inguager, s. 409. anbar memuru asib Emin, fetanbul ithalât Tüğü muayene mem ler