ai zi IT Mançuko ise Asya ticaretinin - geliş- maesi davasını ileri sürerek mevzuun japon delegesi #ayında yapılan hir toplantıda ayağa kalkmış ve demişti “Eğer siz bizim dediklerimizi k: bul etmiyecek olursanız © zamtan Ür- #a'ya (Mongolistanın merkezi) yürür ve her şeyi elimize alırız.” Bu söz üzerine mongollar — sar msışlar ve 26 ikinciteşrinde Mançuko- mun diplomasi alanında resmen tanın: ması ve devamlı bir askeri heyetin Kabul edilmesi teklifi üzerine konuş- maalar durmuştu. Birincikânun ayında fan suçunu biribirine yüklediği smır çatışmaları oldu. Geçen hafta vaziyet Büsbütün vahim bir şekil aldı ve Çin- galmak istememiş, kolaçan mahiyetin de bir teşebbüste bulunmuştur. Bunun karşılığı Mongolistanın Tokyo'ya şid- detli bir protesto notası göndermesi olmuştur. Dış Mengolistan, milletler - aylesi Hududundaki İç. Mongolistanın bir kısmı Mançuko'ya ilhak edilmişti. Japonlar bir mikdar toprağın —daha katılmasını arzu etmektedirler. Söylendiğine zöre mongolların bü- Yü nüfusu üç buçuk milyondur ve bunların 2 milyonu Mançuko hududu. içindedir. Bunlara sıyasal / sebebler- den dolayı pek müstesna - bir mevki verilmiştir. Cengiz Hanın torunları olan dış meengolistanlılar, 1911 yılmda Mançu hanedanı düştüğü zaman, bir ketiklal — hareketine — başlamışlardı. 1915 bir Rusya - Çin - Mongolistan anlaşması sayesinde sıyasal hürriyet. herine kavuştular. tampon devleti bulundurmak için çı- cumuriyetini kurdurdu. Geçen hafta yüksek- mongol me- Muskovayı ziyaret eti da, Uzakşark uzmanlarının kayıt- larma göre, Japonya burayı eline ge- çirörek Siberyaya karşı mevküni sağ- Tamlaştırmak arzusuna düşmüştür. Bu imkânı göz önünde bulunduran Pravda gazetesi, Tokyo'ya karşı şid- detli bir yazı yazdı. Bu komünist gazetesi, bu yazısın. da şunları yazıyordu. “Eğer japon emperyalizmi bu işte muvaffak olursa o zaman Japonya hem Sovyetlere, hem de Çin'e karşı hareket edehilecek bir sınıra malik olacaktır. Japonlar, bu ithamlara verdikleri karş der olduğunu / söylediler ve buna delil olmak üzere Uzakşark'tal dusunun 200 bin kişiye çıkarık demiryolunun çift hatta çıkarıldığını dış Mongolistanda hava İimanlı su yolları, motör yolları, Siberyadı merkerleri laddan önce 465 - 485) adı, Türkiye- nin İtalya tarafından muhtemel bir hü- cuma karşı bir hazırlık tedbiri olmak üzere Çanakkale'nin stratejik nokta- larını tahkim etmek hususunda Fran: sanın muvafakatini istemesi üzerine gazetelerde yer aldı. Çanakkale, Serhas orduları; milad- dan önce 480 de gemilerden köprü yaparak üzerinden geçmesinden beri göhret almış ve Boğariçi ile ber “Asyanın Avrupaya girmesinin ilk yo Ju olmuştur. denizindedir ve Rodos adası Eçe fransız Başbakanı B. Laval'in yakın gazetesinde yaz dığı bir makalede tam bir iş ve elbir- fi gelmiyeceğir kiyeye verilmesi ve yahut bu adada başka bir rejim tesisi gerektiğini söy tiyordu. 1923 denberi iatlyanların < Daha sonra 1924 de Sovyet Rusyı kendi topraklariyle Çin arasında ir ha- le sokmuştur. Büyük harbtan evel, bü- nakkale boğazını gayriaskeri Türkiye ve Boğaz ULUS İLKESİNDEKİ BUHRAN Dairen'de japonlar tarafından in- iz dili ile neşredilmetke olan Man- News gazetesinde şu sa- “Bugünkü günde Sovyet Rusya, Avrupada vaziyetin gerginleşmesi do- Tayısiyle, Uzak Şark't diği hareketlerden geri durmaktadır' Bu gazete, Rusyanın İç Mongoliz 'tanda bir takım hıralar besledi söyliyerek yazısını şöyle d, “Eğer Şimali Çin'e karşı Japonya- 'nın gütmekte olduğu sıyasa muvaffak olur ve Mançuko hududları içinde ya- lehinde davranmaktan geri durmaz- larsa o zaman Rusyanın Büyük Ok yanus kıyılarına Dış Mongolistan yo- iyle ulaşmaları çekilir. n mongollar, yeni imparatorluğun kânına tam bir sed söylemek gerektir ki Eğer bu bölgede japon hakimiye- edilecek olur: ralardaki rahatsızlık ortadan kaldırılmış olur © zaman bu- ve kargaşalık Literary Digest 4 ikincikânun) ların tahkimi yük devletlerle yapmış olduğu bir muahedeye göre Türkiye bu boğazla- türk olmıyan herhangi bir gemiye karşı kapayabilmek hakkını haiz bu Tunuyordu. Bu noktanın askeri ehemiyeti, 1915 de müttefiklerin burasını zorladıkla- v ve tam bir muvaffakıyetsizliğe uz radıkları sırada tamamiyle sabit ol- Sıyasal mahfillerin kanaatine göre, Fransa, muahedelerin yeniden -göz: len geçirilmesini icab etüreceği de- Jayısiyle Fransa, Türkiyenin bu tek- difine yanaşmıyacaktır. Öte taraftan iyi haber alan ingi aytarlarının verdikleri malümata go- re B. Laval, Londrada Akdenizle Ka- Büyük Elçisine bil le yazı yazan. bir tavrı Bu muharrir, Türkiyenin — teklifi hakkında Nevyork Times gazetesine gönderdiği bir haberde diyor ki: “Bu mesele, yalnız boğazlarda ge- milerin serbestçe seyrisefer etmeleri üzerinde değil, İngiltrenin Rusya ile istikbaldeki münasebetleri üzerinde de tesir yapacaktır. Bugün Türkiye, Rusyanın sadık bir Bununla beraber, Sov- yetler, günün birinde Çarlık devrin- deki şartların yeniden baş gösterece- iini de hesaba katarak Karadeniz li- manlarındaki bütün rus limanlı dışarı dünya ile olan muvasala yolu- müttefikidir. nu türk toplarının insafına birakmak istemezler. Deyli Telegraf gazetesinin İstan bul aytarı J. H. Walton, son yazdığı inde cumuriyet Tür- karşı ki: “Büyük Britanyanın son on yıl içinde-Türkiyede diplomatik alanda tle temsil edilmesi, daşma arzusu uyandırmıştır. zzat Atatürk, İngiltereyi takdir €etmekte ve ingilizce öğrenmek - için büyük bir zamanını sarfetmektedir. Türkiye unı organize etmek yolunda Sovyet Rusyanın 'yük yardımları dokunduğundan bah- seden bu aytar, şunları yazmaktadır: “İki sene evel Türkiyeyi ziyaret e- den Sovyet Harb Komiseri Voroşilof- un, Anadolu t Çanakkale boğazını teftişinden ziyadesiyle isti- fade edilmiştir. Kemalistlere erkinlik savaşında ilk yardım elini uzatmış olan / Rusyanın dostluğu, türk cumuriyetine kendi yurd işlerini düzeltmek imkânını ba- goşlamıştır. Türkiye, şimal hududunda korku- dacak bir tehlike olmadığına güvene- rek yüzünü ileriye ve elini terakkiye, venileşmeye doğru çevirmiştir. “Literary Digest -4.1.936” müdafı Dişarda Maısır gazeteleri ve memleketimiz ürkiye Elbelağ, Elahram ve hattâ İngilte- renin şarkta kattam gazetesi bile Türkiyenin kal- kınması hakkında hürmetli bir Ja neşriyat yapmakta ve bu kalkın- manın bütün teferrüatiyle şarkta u- 4 Sonkânun 1936 tarihli Elmukat- 3 SONKANUN 1 sında muhtelif derecede, mışlardır. Fakat bunla deri Türkiye oldı Her hafı yenin ıslakat yolunda ilerlemesi küvvetlenmesi — bususunda — a sosyal, finansal ve ekonumik te: leri haber vermektedirler. Asıl takı ve değer olan mesele Türkiyenin yap- tığı bütün kalkmmaları kendiliğinden ve hiç bir kimsenin yardımına ihtiya- ci olmaksızın yapmakta / olmasıdır. ye, her şeyi kendisi yapıyor. Ba- ihtiyacı ol. ise de bunlardan - yalnız 21 yabancı mütehassıslar duğü val belli bir değerlidir ki Mesır- hükümetinin de bunları etmesi hususunda dik- çekmek isteriz. Çünkü #aire gibi işler ile uğraşmaktadır. Son senelerde Türkiyeyi gezenler, İstan- bul karşı gösterdi; te ve türk ordusunun her bakımdan dünyanın en ileri ordularından sayı- lacağını, yazmaktadır. Elbelağ gazetesi, İstanbulda neş- İrn ihan orduları ve hassalem stürk ordusu hakkında neşrettiği makaleyi aynen dercetmetkedir. 7 Sonkânun 1936 tarihli “Elkabes" gazetesi de Atatürk'ün “Sıyasal bil- ü Mes tam gazetesi “Türkiyenin emsalsiz kalkınması” başlıklı bir yazısında di- yor ki: “Bütün şarklılar, herhangi bir şark n müvaffakıyeti karşısında büyük gıpta hisleri duyarlar. Şark u- duslarını biribirine - bağlıyan yalnız et değil aynı zamanda tir. Çünkü bir şark ulusunun muvaffakıyeti diğer şark uluslarının 'da aynı sahada muvaffakıyet kabi taşıdıklarına bir delil teşkil e- Bütün muhtelif şark ulusları, bü- yük savaştan sonra, medeniyet saha- Genel Merkezinden Kış geldi. Birçok yoksul çocuklar 've çocuklu anneler soğuğun aman ver. miyen şiddetinden inliyorlar. Bu iniltileri dindirmek hepimize dü- şen insanlık ve ulusal bir ödevdir. Evinizde kullanılmayan eski elbise- lerinizi ve eşyalarınızı (Çocuk Esirge - m Kurumuna) veriniz. O, her gün baş- varan yoksal yavrucukları sizin bu yar: dımlarınızla ölümden kurtarabii Vereceğiniz eşyaları bir memar —x almak üzere Genel Merkezimize tele » fonla bildirmeniz kâfidir. Eğer hakikaten, İngiltere ile mesai teşri- kinde bulunmak ve beslediğimiz itimadsızlı- ğı dağıtmak istiyorsanız, tetkik icab eden meselelerden, yalnız bu mesele, kaydediyorum. Bu gibi görüşmelerin ve iki memleketin mesai teşrikinde - bulunmaları- nn tam sırası olduğunu iddia etmiyorum ANTANT KORDİYAL (İTİLAFIMÜSELLES) Metternich, Bağdad demiryolu meselesini 'çok ciddi” oldu- ğüneticesine vardığı kaydiyle, umumi vazi- bırakarak değiştirdi ciddi” olduğu tesirini uyandırmak istiyerek, gayet yavaş ve düşüne taşına konuşuyordu. Onun izah tarzına göre, tabil, alman kur- =ı geçtikçe, tehdid edici il diyordu. Metternich — Birkaç yıl önce, Almanya- 'nın iyi haber alan mahfillerinde, umumiyet itibariyle, İngilterenin Almanyaya edeceği sanılıyordu. Alâkadar kimseler ara- 'de olmiyan yalnız ben idim. sında, bu fi bir hal alıyordu. iliz matbuatı ve hususiyle, National Re- view (Neşnal Reviyuv) yangına körükle gi- edilmesi Nnmara: 11 lâzımdır ki, hiç harba girişmiyecektir. marek'in güt mez. taarruz ı mek de istemiyordu. rolunan “Büyük gazete” meçmunem— — Çok şükür, o zamanlar haklı çıktım. Fakat Şimdi; bu güvenim zayıfladı. Vaziyetin çok ciddi olacağı düşüncesinde olduğumu, size karşı gizlemek istemiyorum. Chamberlain — Almanların, umumiyet itibariyle, bizim kendilerine taarruz edece- ğimiz fikrinde olduklarını temin edişinize, şüphesiz ki, inanırım. Fakat, siz İngiltereyi tanıyorsunuz; bu itibarla pek iyi bilmeniz bir ingiliz kabinesi, sırf an- laşmazlığın önüne geçmek kabil olmadığı ve ele geçen fırsatın, ilerde elde edilecek bir fırsattan daha elverişli olduğu kanaatiyle, hattâ istemiş bile olsa, meydan okunmadan Siz de pekâlâ biliyorsunuz ki, bizim, ge- rek sıyasamız, gerekse adamlarımızl ü politikanın aynr Metternich — Lakin, Bismarek, İngilte- reye karşı kin taşımadığı gibi, sizinle çekiş- Chamberlain — Tabit beslemezdi, ÇEMBERLEYNİN HATIRALARI Türkçeye çeviren: Hikmet TUNA mazdı. Ben de bunu söylemek — istemedim. Yalnız benim söylemek istediğim şey... Metternich — Mademki öyledir, bize kar- $t beslenen bu kökleşmiş düşmanlık nereden geliyor? Bu, retini bir düşnünüz. (Aynı ay içinde Falliere *Faliyer- in İngiltereyi ziyareti). Bundan ü bir şey tasavvur edilemez. Fakat mat- buatınız, birdenbire yeni bir itilafımüselles- ten bahsetmeğe başlıyor; Fransa Cumuriyeti Reisinin bu dostluk ziyaretini, Almanya a- leyhine yapılan bir tezahür haline sokuyor. Fransa, asla müttefikiniz olmak istemi- yor. Ordunuzun, ona hiç bir faydası dokuna- maz. Böyle bir ittifak sonucunda, her şeyi kaybedebilir, fakat, hiç bir şey kazanamaz. Fransa, Almanya ile çıkacak bir anlaşmazlı- ğan içine, kendi i gayeleriniz uğrunda kullanılmasını iste- miyor. Rusya ise, yoksullaşmış - ve dolayısiyle zayıf düşmüştür. O da hiç bir şey istemediği , sizinle ittifak yapmak arzusunda da de- taşı ğildir. Vaziyet böyle olunca, neden bizi tec- rid etmek istiyorsunuz? Neden bizimle anlaş- ma politikası güdmek istemiyorsumuz? Chamberlain — İyi ama, Kont, Fransa ile anlaşma yapılmadan ve kendisiyle görüş- melere başlanmadan önce, Almanyaya -bir teklifte bulunduk. Neden bu teklif kabul edilmedi? Bununla neye işaret etmek - iste- diğimi biliyorsunuz; babamın, 30 sonteşrin 1899 da Leicester (Layçester) de söyledi; ve Büyük Briatnya, Almanya, Birleşik Ame- rika hükümetleri arasında bir ittifak yapıl- Masını ileri sürdüğü mutku. Ertesi gün “Taymis” in bu teklife hücum ettiğini ve bu plânm gerçekleşmesinin, ba- sit bir mesele halinden çıkmış olduğunu da bilmiyor değilim. “Taymis” birçok defalar babama saldır- mış, fakat o, bütün bu saldırışları her defa- sında savuşturmuştu. Babam popüler olma- maktan hiç korkmamıştı. Belki de daha ile- ri gidebilirdi; ancak, ondan senra, söz prens Bülow'a düşmüştü. Neden sesini çıkarmadı? fikirle alay edildi? Şu atalar niz: “Bir kimse, elinden geldiği halde, bir işi yapmak istemezse, fırsatın, tekrar kendi- ne iltifat edeceğini aklından bile geçirme- melidir". (Sonu var)