24 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON YEDİNCİ YIL. NO: 5206 LUS Adımız, ândımızdır Son haberlerimiz üçün- cü sayfamızdadır. 24 SONKÂNUN 1936 CUMA Heryerde 5 ku: 45 Başbetke “PAMUK ISLAHI KEMAL ÜNAL İçerde ve dışarda, niçin milli bir endüstri kurmakta olduğumuz sık sık sorulur. Buna en çok şu ce- veb veriliyor: Yabancı endüstri ucuz aldığı türk ilk - maddelerini işliyor. Üzerine yüksek bir emek bedeli koyarak gene türke satıyor. İlk - maddelerimizi kendi fabrika- larımızda işliyerek türk emeğini değeri ile ödeyeceğiz. Bizde de on binlerce aile, iyi bir yaşama hakkını tezgâhtan ve motörden alacaktır. Bu cevabda milli endüstri fay- dalarının dar bir görünüşü vardır. Fabrikalarımız yalnız çatılar al- tında çalışanların yaşayışını dü - zeltecek değildir. Milli endüstri en güç şartlar içinde bile bizi muh- taç olduğumuz şeylerden mahrı 1 bırakmıyacaktır. Bu da onun fay dalarından biridir. Fabrikalarımızın sağlıyacağı en büyük ve geniş fayda üretim- alanında olacaktır. Dokuma en - düstrisi pamuğu, şeker fabrikaları pancarı, merinos fabrikası bu cins koyunları ıslah etmek yolundadır. Üretmen tarlada, kırda bunların iyi yetişmesine çok emek verirken, milli endüstrinin kendine hazır- ladığı yüksek değeri ve onun çe- kici kuvvetini duymaktadır. Fabrika; ödediği yüksek de- ğer karşılığında, ilk - madde yetiş- tirenden tek kalitede, iyi vasıfta mal bekler. Bu malı, bilgili ve di- siplini bir çalışma verir. Devlet sşimdiden böyle bir çalışmaya ön oluyor. Üretmene iyi tohum, cins (Sonu nci sayf K AD Genyönkurul toplantısı C. H. P. Genel Sekreterliğin - den: Bugün mutad toplantısını ya - pan C.H.P. Genyönkurulu gün - demindeki işleri görüşerek karara bağlamıştır. | nin dün akşamki KOMPLOCULARIN MUHAKEMESİ Müddeiumumi için evrakı tetkike devam tekrar istedi Muhakeme ayın otuz birine kaldı Büyük Önder Atatürkün aziz şah- sına yapılmak 'istenen komplonun muhakemesine dün devam edilmiştir. Alınan bütün tedbirlere rağmen sa- lon ve koridorlar dün birinci ve ikin- ci celselere nazaran çok kalabalıktı. Celse ”'tevsii açılınmca — müddei — umu - tahkikat” — hakkın - serdederek mi daki B. Tandoğandan bir mektup aldığını Mektub nazaran Tandoğan talebini vali söyledi ve mektubu okudu. .muh(eviyatına şimdiye kadar adliyeye intikal etme- miş olan bir hâdiseyi zikredeceğini bildiriyor ve hâdiseyi şu suretle anla- tıyordu: ”— 2-birinci teşrinde akşam geç vakit Üzeyir ve arkadaşlarının geldi- ğinin ertesi sabah, Toros ekispresile Ali Saibin gelerek Atatürkle görüş- larla kabine kur - mak istemiyor Kahire, 23 (A. A.) Vafd ' partısı İiderleri - toplantısı kabine kurulması hak - kında kati bir ka- rara varılmaksı - * zım — dağılmıştır. Bugün müttehid milli cephe — ileri gelenleriyle gö - rüşerek tekrar bu akşam toplanıl - ması ve bu top - lantıda — partinin S hattı — hareketi Vafd partisi reisi hakkında kati Nahas Paşa bir karar verilmesi kararlaştırılmış - (Sonu 3. üncü sayfada) Türkiye - İspanya —— Ticari münasebetleri Son Türkiye - ispanyol ticari an- laşmaları hakkında tafsilâtı havi is- panyol gazeteleri gelmeğe başlamıs- tır. ' Bunların en ehemiyetlilerinden bi- risi ve iktidardaki hükümetin neşir vasıtası olan ”La Noche” nin bu and- Kurdoğlu ve ıspanyol müzakere heyeti teknisiyenlerinden laşmaya dair yaptığı bir konuşmayı havi sayfasını ve bu anlaşmaya dair ispan- yol gazetelerinden alınmış birkaç res- mi koyuyoruz. ”La Noche”, iktısad müsteşarımız Kurdoğlu ile yaptığı konuşmayı uzun- (Sonu 5. inci sayfada) bir gurub ile mek istediğini ve filvaki ©o gece gö- rüştüğünü, görüşülürken ne sözler geçtiğini bilmediğini, ancak . emniyet umum müdürünün ertesi sabah ken- disine telefon ederek Ali Saibin Ata- türk'ten Üzeyirin kendisine teslim e- dilmesini ve Üzeyiri söyletebileceğini söylediğini ve Atatürkün de buna kendisine bu hususta dahiliye vekilinin emredi- müsaade etmiş olduğunu, linceye kadar Üzeyirin itiraf etmiş bir vaziyete girdiğini ve binaenaleyh artık Ali Saible görüştürülmesine lü- zum kalmadığını söylüyor ve bu hu- susun istenildiği takdirde incelenme- sıni müddeiumuminin reyine bırakı- yordu. Mektub üzerine müddei umumi söz alarak Ali Saibin Atatürkle olan mülâkatının ne şekilde geçtiğini ve A- li Saibin Atatürk huzurunda neler söylediğinin bilinmesi mahkeme için riyetlerine yazılan bir tezkere ile Adliye vekili kanalından geçmek ü- zere incelenmesini istedi. (Sonu 4. üncü sayfada) faydalı olacağından bu hususun memu- Yeni Sıvas saylavı C.H.P., açık olan sıvas saylavlığı- na emekli General Akif Öztekin'i namzed gösterdi Emekli General Akif Öztekin Sıvas saylavı Hüsrev Geredenin is- tifası üzerine boşalan Sıvas saylavlı- Akif Öztekin Parti Genbaşkurca parti namzedi o- gına emekli general larak onaylanmıştır. Sayın seçicilere bildirir ve beliti- rim C.H.P. Genel Başkan vekili İsmet İnönü sözlerin izahındadır|. DNI. DÜŞ (Üğg 4 üt * üş — Üğüdüş güdüş — düş| (11 Üçüncü unsur da katılarak te- şekkül eden ve zekânın faaliyeti oldukça geniş bir sahaya yayıldı- ğgını gösteren sözün de Türk dilin- de benzerleri çoktur. “Düş” kelimesi doğrudan doğru- ya “rüya” anlamınadır: “düşüm- de gördüm; düş gördüm” sözleri pek maruftur. Eski divan şairle- rinin en çok arapça ve farsçaya değer verenlerinden olan (Nef'i) bile bir beytinde. Düşte fikreylerim evsafını, biydar olıcak kilke ahenk Hem yazar, hem tutarım nağmer diye “düş” sözünü “rüya” anlamı- na kullanmıştır (21. | Düş sözünün (d) si (t) olarak (7) İkinci cüzün sonundaki () bir vokal alınca (d) oluyor. Bu de- gişme olmıyarak (tüş) şekli de var- dır. (121 Kamusu Türki; Nevbahar; Radlof, IlI. ve Kırım lehçeleri”; Karayim me- tinleri; Dede Korkut kitabı; Fer- İ henknamei Sadi; Türk dili I&gati; Divamı Türkii basit; Uygurca ku- Süheyl “Osmanlı VÇ f'[îfııq._ı,ıın Dil Yazıları AAAANAARADARARAAAANA SARAAARRARAAARNA: a Va Düşünmek Dilimizin söz kurumundaki orijinaliteyi gösterir bir analiz I, |Dün, “düşünmek” sözünün eti molojik şeklini göstermiş, analizini yaparak manasını tespit etmiş, sonra bu sözdeki elemanların Türk dilindeki türlü kullanışlarına geçerek “üğüt” şeklinin Türk lehçelerin deki şekil ve anlamlarını göstermiş idik. Şimdi sıra 3 üncü elemanın da katışmasiyle husule gelen “üğ” ana kökünün ve kurulan tüş kelimesi de yine “rü- (Başı 2. inci sayfada) ö V Fıkra v 40 yıl Hilmi kitaphanesinin çalışkan sahibinden çevirme ve yazma 15 cild yeni eşerle şu mektubu al- dım: “Bugün kitaphanem 40 ıncı yıl- dönümüne erişmekle — bahtiyar- dır. 25 inci yıldönümünü kutladı- ğım zaman Akşam gazetesinde hakkımda pek değerli bir makale yazmıştınız. İşte bu önemli maka- lenize on beş sene sonra 40 ıncı yıldönümüne — eriştiğimi bildir- mekle teşekkür ediyorum..,, Hilmi en eski kitabçımız değil- se de, basıcılığı fikir ve hizmet ışi sayan tektük adamlarımızdandır. Cocukluğumuzda, bir zamanlar, yahudi ve rum isimleri arasında türk olarak yalnız onun adını du- yardık. Ordunun ve sivil mekteb- ler gençliğinin fikir terbiyesine en çok yardım edenlerdendir. Kura- nın türkçeleştirilmesine başladığı - zaman, bu hareket, ileri bir inkı- lâpçılıktı. Herhangi bir memlekette neşra- lunan eserlerin kalitesi üstünde basıcının oynadığı rol küçüksene- mez. Hattâ bir takımları, hiç kim- senin aldırış etmediği büyük de- gerleri karanlıktan kurtarıp, mem- leketlerinin edebiyat ve fikir ta- rihlerinde yer tutmuşlardır. Böyle bir cesarette bulunmak için, sana- tına yalnız kâr değil, hizmet bakı- mından da bağlı olmak lâzım ge- lir. Basacakları kitabı yalnız: “—— Ne kadar satabilirim?,, diye Yetkik edenlerle, “— Memleket i- çin faydalı mıdır?,, suali ile kar- şılaştıranlar, heryerde, memleketi- — nur. Basım hayatımızın tarihi o ka- dar uzun değildir. Onun için, mes- lek ve meşreb değiştirmeksizin, kırk yıl kendini bu işe veren Hilmi- yi, yalnız, türk basıcılarından biri değil, türk basım ananesinin kuru- cularından olarak da selâmlıya- biliriz. Her meslekte birkaç türk aynu sebat, cesaret ve hizmet hâssasını — gösterirse, sosyal nizam, umduğu- muzdan daha az zamanda durluk bulur. e * Paris, 23 (A.A.) — B. Löbrön, 10 da B. Heryo'yu kabul etmiştir. saat B. Heryo, yeni kabineyi kurmağı ka- bul etmemiştir. B. Löbrön, iıundan sonra mebusan | meclisi radikal sosyalist grupu reisi B Von Delbos'u kabul etmiştir. Paris, 23 (A.A.) — B. Löbrön, es- ki başbakanlardan B. Saroyu saraya çağırmıştır. ran tercümesi; Yunus Emre divarır V.S Fransada kabine krizi Kabineyi B. Saro kuracak Paris, 23 (A.A.) — Yeni kabineyi kurmaya B. Saro memur edilmiştir. Mu- maileyhin radikal sosyalistlerle yapmış olduğu görüşmelerden anlaşıldığına gö- re kendisi, merkez cumuriyetçilerin düş- manca hareketleri dolayısiyle yeni hü kümeti kurmaya muvaffak olamıyacak- tır (Sonu 5. inci sayfada) AT D Parlamentonun ne sağ, ne sol cenahlarına yaranamıyan Bay Lavalin bu vaziyetini gösteren bir kâıîîha!ür "

Bu sayıdan diğer sayfalar: