Bugün okuyucularına hâlâ zecri tedbirlerin - teşkilâtlandırılmasından, eler yazacaklar? Ekseriyet itibariyle ini insanlar verirler ve bu mahi- asıl kendileridir ki bu son on beş gün içinde, Noel ve Yılbaşı tatillerini yap- “makta olan günün adamlarına yepye- mi bir veçheyi kabul ettirmişlerdir. Acaba arada ne oldu? Gayet sade bir gey, İtalyan kuvvetinin yıkılması. Bü- tün trajik netayiciyle karşımıza çı- ikan öyle bir yıkılma ki, bundan çıkan meticeler asıl sebebin yerini tutmuş ve Aristide Briand'nın dediği gibi, “Mo. maco prensliğinin bütün yolları meşhur gazinoya çıkarsa, ayni tarı cak değişiklikler “—meselesi önünde kaybolmuştur. İşte, bütün meseleler- den üstün olan bu meseledir ki, yeni arsulusal kanun ile ziyeti yürüt- lomatları sert hakikat ile karşılaştı “asıştır. Şimdi hâdiseleri gözden zeçi İtalya'ya karşı bütün zecri tedbir. lerin hukuki ve madı Oması Avrupa müvazenesinde karışık- Kıklar tevlit edeceğinden bu cihetin €hemiyeti bilhassa çok büyüktür. 3. — İtalyan - Habeş muhasaması- — da dileklerde bulunacağından bu di- “leklerin ehemiyetini mümkün merte- / be azaltmak. İngiliz kurmayının kanaatine göre hemen hemen Agadir za- kuvvetini iktisab etmiş bu- lunmaktadır. Maddi kuvvetlerine da- yanarak yakında “masaya yumruk vu- rabilecek” bir şekle Almanya, yalnız Kenya ve Cameroun üzerinde iddiada değil, fakat manda Avrupada Memel'i almak ve Anşlüss'ü tahakkuk ettirmek için de meydan okuyabilecektir. İngiliz kurmayı, B. Eden'e şu cihe- ti ehemiyetle hatırlatmıştır: Mussolini'nin ihtiyat bulundurdu. gu petrol mikdarı, ilkbahara kadar harba devam etmesini temin - edex manındal gelecek - olan yi za- #inden petrol ambargosunun şimdilik hiç bir tesiri olmıyacaktır. Sulhu mu- baş hakkak sürette temin etmek içi ka çarelere başvurmak 38 yaşındaki dış düşmanları çok olduğundan, bu düş- manların söylediğine göre, B. Eden bu izahatı bir hayli meyus ve nevmid ir tavurla dinlemiştir. Lord - Eden. sıl zda fransız büyük elçileri ma'ya gelmişlerdir. Bu iki mühim di hayretten İtalya- yapabi. hakkında beslenen kanaatleri yıkmışlardır. İtalya, böyle bir hamle cak vaziyette bulunmuyor ve bi- buna / tamamiyle zıd bir mahiyet - göstermektedir. Büyük elçilerin izahatı karşısında bir italyan inkırazı ihtimalini derpiş etmeğe baş- lıyan Londra ve Paris çevenleri, elân hayret içinde bulunuyorlar. Büyük elçilerden aldıkları izahat, Londra- ve Paris kabinelerini” italyan diktatörlüğü bakkında fikir değiştir. meğe ve bu diktatörlüğü daha gerçek bir zaviyeden görmeğe sevketti. Musolini, ecnebi memleketlerinde gerveti olan italyanları, bu servetle- rini bonolar mukabilinde bükümete vermeğe, bundan — başka da italyan mailletini 9 milyar liretlik bir istikraza iştirak etmeğe de mecbur etmiş ve böylelikle bütün italyanları iflâsa sü Tüklemiştir. Esasen, yapılan tazyikle- ve rağmen bu istikraz 4 milyar 200 milyondan yukarı çıkamamıştır. Roma yüksek sosyetesine mensub kadınlar, mücevherlerini emniyet san di irakmak ve dededen kalma malikânelerini satmak mecburiyetin de kalmışlardır. İşte, iki büyük elçi tarafından nakledilen bu hakikatlar, ingiliz ve fransız efkârmımumiyesin- de büyük bir hayret ve teessür uyan- REMUS dırmıştır. Fakat hakikatı, bu efkârnımumi- ULUS 20 sonkânunda Cenevrede başlamış olan görüşmelerden bir nti İngilterenin Roma elçileri tarafından hükümetlerine verilmiş olun raporlarda İtalyanın iç v ile, habeş harbı hakkında çok bedbince hükümler yürütülmüş olduğuna göre zeeri tedbirler me İ veni bir safhaya girmiyecek midir? Meçhul diplomat” imzası ile siyasi tahlitler yap ] b vermeye çalışıyor: yelere en kuvvetle gösteren, Musol in radyolar hakkında neşrettiği son bir emri olmuştur. Bu emre göre, radyo sahibi italyanlar kezlerinden başka merkezleri dinle- italyan met mek üzere makinaların düğmesini çe- virmek hakkına malik değillerdir. V. R. A.” uşaklarının müzevirl ü ile tatbik imkânını bulan bu ka 'nun, bilhassa Pariste büyük bir heye- can uyandırmıştır. Her iki diplomatın hükümetlerine verdikleri izahat sürdükleri kanaatlara göre, petrol üzerine zecri tedbirler konulmakla hiç bir netice elde edilemezdi. Çünkü Habeşistanda ebediyen durdurulmuş bulunan yan orduları, ileri hareketlerine de- vam edemez. Ve iklim ve tabiat ta- rafından mağlüb olmuş bir vaziyette- dir. On sekiz ay evel B. P. Habe şistan imparatorunun misafiri bulunu- yordu. Krallar kralı, altı ay için duy- duğu bazı endişeleri, yunan diploma- al. tma şu sözlerle anlatmıştı: — Milletimin, modern vasıtalara karşı gelecek bir şekilde silühlanmış bulunmadeğı bir hakikattır. Ba noksan. bir gün belki bir tehlike şeklinde te- celli edecektir. Fakat size mühim bir noktayı hatırlatayım. Yaşamış oldu. Pu 2.000 senedenberi Habesistan bü- tün istilâları akamete uğratmış Sarsılmaz müttefiklerimiz sayesinde hiç bir ecnebi toprağımıza yerleşeme- ir. Bu müttefikler: İklim ve lardır. Göreceksiniz kt memleketimi ze saldıracak olanlar, 1896 da ital- cak ve gerisingeriye dönmek mecbu- riyetinde kalacaklardır.” Habeş ikliminin bugün de Tarı mağlüb etifgr rülmekte için Massauah limanından — Asmara yaylasına çıkar dağlık arazide kul gelmişlerdir zum taşıması (i far, hakikatta ancak ve büyük müş- bölâtla mmur ile sünger taşından mürekkeb bir ü tozu, halita olan müthiş Habesistan motörlerin içine / girerek mani olmaktadır. Bu, yol üzerinde metrük bir halde duran hadsir, he- sabarz kamyonlar, italyan - seferinin ve tabiatın, medeniyet zandığı muzafferiyetin dür. Bundan başka iklim yüzünden tank kullanamamak — mecburiyeti karstlaşılmıştır. Tankların son ve muvaffakıyetli bir'taarru- 7a geçebileceklerini düşünmek — şüp- e çıkabilecek mi? Fransa ve yel | | yazarı aşağıdaki yazı- —| w MEaDİ | hesiz ki delilik olur. Lombardiya ve Piemont yaylalarının iklimine alışmış olup hararetin 42 ve 45 e kadar yük- seldiği bir zamanda Habeşistan'a yak basacak olan 80.000 nefer, 'yan tebliğlerinin haber verdi Adisababa'ya kadar italyan som ni takib etmek üzere ne şir de cenubtan bir taarruz zeçemiyecekler: Hakikatta, bu 80.000 kişilik kuv. vetin Habeşistan'a yollanması, sulhun mevzuu bahsedildiği bir sıra: sağlam bir vaziyet takınabilmek mak sadı ile yapılmıştır. İngiliz ve fransız büyük elçileri, tedbirlerin genişletilmesi aley- hinde bulunmuşlardır. Çünkü bu ge- me, İtalya ile zecri tedbirlerin tatbikatına iltihak etmiş olan devlet- ler arasındaki diplomatik münasebet- derin inkıtar ve İtalya'yı Almanya, J4 ponya ve Macaristan ile başbaşa b rakmak gibi tehlikeli bir neti cektir. al. gibi lden, ne hareketine 'ne yapılan teklifleri niçin reddettiğini nihayet anlamış — bulunmaktadırlar. Mevzuu bahis iki diplomata — göre, Musolini kendisini, başlıca habeş Ras- larını lmakta muvaffak olmuş addetmişti. Buzun için 128 milyondan fazla sarfedilmiş ve ezcümle Ras Sey- yum'a mühim miktarda para - veril mişt Musolini, böylelikle Habeşistan'ı kendine çekmek ve Milletler Cemiye- Vnin herhangi bir müdahalesini ber taraf etmek istiyordu. Fakat İntelli geance Service, her zamanki gibi kuş- kuda idi, İtalya tarafından satın alın- maş olan bütün Habes Rasdarı hu 46 fiatlarla, yeniden satın - alındılı Ras'ların, imparatora karşı sadakat- leri bu suretle temin edilmiş oldu. Beşler komitesinin tekliflerine ge- Tince, Musolini bu teklifleri hiç zaman mümkün addetmemiştir. Ve hazı samimi dostları ile konuşurken bu teklifler üzer göyle ifade eyler "Milletler Cet yin edilen bu teknik müşavirlerin ne &gibi bir harekette bulunacaklarını ko- laylıkla tahmin ediyorum. Harb işle- ri ile bir İsveçli, finans işleri ile bi portekizli, idare ve tecim işleri ile de bir hollnadalı, meşgul olacaktır. | - talya'dan ise, cüzzam - hastahaneleri ile meşgul olması istenecektir. Musolini, 8 ilkkânun Laval - Sa- deki düşüncelerini muel Hor plânını kabul etmemi maktan mütecs kikatte Musolini, Londra elçisi Grandi'den aldığı 22 SONKÂNUN 1936 ÇARŞAMBA OLİNİYİ KURTARMALI MIDIR? ve Milletler " Cemiyetinin - bu plâna karşı harekete geçmesi ihtim diren telgraflar üzerine BB. Laval'a, Baldvin'e ve Sir Samuel Hor'a yapmış olduğu kabul vaidlerinden mağa başlamıştı ve küçük düşmekten korkarak plânı reddetmişti. Her iki diplomatın, hükümetlerine bildirdiğine göre, Musolini - bugün, zevahiri kurtaracak — ve bir an evel görüşmelere başlamağı temin edecek herhangi bir teklifi kabule hazırdır. Büyük el uzaklar r, bu. görüşmelerin ile yapılması hususunda israr etmişlerdir. Çünkü, gitgide çoğalan firar vakaları ve ih- tilâller şeklinde tecelli eden italyan parçalanması devam etti Londra ve Pa: muammayı hi komünist teşki dır. Halbuki doğrudan doğruya Mu- solini ile görüşmelere girişilecek dursa, onün vaziyetini — sağlamlaştır makla beraber, sıyasal hayattan ses- ve gürültüsüz bir şekilde ayrıla- rak yerini liberallerden müteşekki bir direktuar hükümetine vermesi te- bulunacaktır. Fransız ve münhasıran — Musolini vi ile görüşen yan karakterinin esasını teşkil eden sevimli bir samimiyetle hakikatı tes- etmişlerdir. Bu askerlerden biri, bundan cümle şunlar “Bütün köt beri, büyük bir devlet — olduğumuza kendi. kendimizi inandırmaktan ve devlete yaraşan ezici rolü oynamağa mecbur olduğumuz - hak- kında beslemek geliyor. Fakat ni Bu müstemlekecilik — teşebbüsün. den italş e- dur: “İngiltereye karşı bir müstemle- ke harbına rişilemez. Çünkü İn; tere çok zengindir ve onunla ancak u- yuşulabilinir. solini, bu seferin başlangıcında fran- sız generallerinin kendisine tevdi et- miş oldukları “Fas” dosyası üzerinde daha fazla, düşünmemiştir? Halbuki bu dosya şu kelimelerle başlamakta idi: “Fas istilâsının müd- deti, 28 sene. Masraf, 55 Ve şimdi? Hakikatta şimdi her şeyden evel alman meselesi üstün bulunmakta o- u mesele ile ya- rıyor görünmektedir. Bir ara fransız- 'Tus andlaşmasının Lokarne Ji telif olmadığını iddia ederek kav- ga aramış olan bu hükümet, şimdi de fransız ve ingiliz kurmayları ar İNGİLTERE VE BAĞDAD — Metternich — Madem ki mesele- böyle- / dir ve bizim de biribirimize düşman olma- maklığımız icab ediyor, öyle ise, neden bize muamelesi yapıyorsunuz? İtiraf et- . vaziyeti pek iyi ” görmiyorum. Neden, meselâ, Bağdad hattına karşı düş- manca bir vaziyet alıyorsunı tavur takınmaklığınız içim, ticari ne gibi se- bebler var? Size düşmanca duygular taşıt- mağa vesile olan stratejik âmiller nelerdir? Biz, oralarda yalnız ticaret işleriyle uğraşa- cağız; fakat bu işleri yaparken de, ne başkalarını uzaklaştıracak deği caret imtiyazları peşinde de koşmıyoruz. meliyim ki inanmıyacaktır. Böyle bir kolor- dunun Bağdad hattma nasıl varabileceğini aklım almıyor. Çünkü, bu askerin bütün Av- Tupayı aşıp geçmesi lâzımgelir. Halbuki, bu- 'nun nasıl başarılabileceğini hiç kimse yemez. Hattâ, faraza böyle bir şey mümkün olsa bile, bu kuvvet Basra körfezinde ne ya- pacaktır? Olsa olsa, oraya gittikten sonra, bir daha geri dönmiyecektir! . Numara: 10 yaşanacak bir yer de, Böyle bir zi ve Ti- di menfaatlerini ileri K ğişir. öyli- Chamberlain — Evet, orası uzun mü için diyebilirim ki, hangi yerde olabileceği kestiremediğimden asıl stratejik tehlikenin de, nerede olduğuna işaret edebilecek mev- kide değilim. Şu kadar var ki, nevra, bizi, Hind denizinde fazla landurmak zorunda bırakır, ve dolayısiyle, daha çok masraflara girmiş oluruz; ancak, böyle bir harekette Hindistan için fevkal - de bir tehlike görmiyorum. Bu böyle olmakla beraber, günün birinde Osmanlı devleti taksim edilecek olursa, al- manlar, demiryolu ve saire dolayısiyle, ken- rerek Anadoludan istiyeceklerdir, ki 0 zaman mesele de- Metternich — Fakat, Türk, dan atılmış olsa bile, Anado- luda çok kuvvetlidir; Anado- Tu onun ana yurdudur; bugü- ne bugün, bütün kuvvetini o- ldet radan almaktadır. Avtupa o ir. Samimi olmak mun zâfı, Anadolu ise, kuv- vetidir. Bu tehlike, çoktan- beri kendisini hissettirmek- tedir. Neise gene ticaretten bahsedelim. iyle bir ma- zırllı bu kuvvetlendirmek ğa kalkışacağıdır. veya İngiltereye Avru- nınkilere üstün tahmin ediyoruz. ÇEMBERLEYNİN HATIRALARI Türkçeye çevren: Hikmet TUNA Chamberlain — Peki, ticarete gelince, ingilizlerin korktukları cihet, Almanyanın, kendi ticaretini Britanyanın zararma olarak kalarının ticaretine dokunmadan, kullanma- bir ölçüyü bulacak ve bu maksad uğrunda, fevkalâde bir tesir yapacaktır. Siz de tes'im edersiniz ki, Almanya, her ne zaman Fransa de bulunduysa, en bür dine ayırdı. Anadolu hattr manları tamamiyle demiryolunuzun çevre si içinde buluntyor. Bu vaziyete göre, almaz mallarının ve alman ticareti , olanca nüfuzunu baş- — ne düş Alman nüfuzu çok büyük birli e çalışmak teklifin ik nüfuzu, daima ken- ve bu hattın Hi- günkü » Britanya- bir durumda olacaklarını Eğer bizimle birlikte ça- lışmak istiyorsanız, hükümetiniz, İzmirden Aydına giden hattı yeni sii razı olacak mıdır? Anadolu demiryolu nasıl bir alman hattı ise, bu hat da bir ingiliz hat- tıdır; İngiltere, her ne kadar Almanyanın A- nadoluda takınmakta olduğu tavrı takınmı- yorsa da, bu hat, onun kuvvetli bir şekilde temsil edilmekte olduğu İzmire varmakta- dır. İzmire, Bağdad hattının seyrüsefer mer- halelerine katılmak imkânlarını, ve dolayı- siyle bize ( teme bağlamağa inci bir deniz mahreci verini ingiliz efkârı umumiyesi Üzerinde azçok bir tesir yapmış olur. Mettrenich — Hükümetimin bu hususta düğünü bilmediğim için, bu mesele- ye cevab veremiyeceğim. Chamberlain — İkinci bir nokta daha. Şimdiki halde, hattı yalnız şimalden geçiri- yorsunuz. Bizimkiler, Dicle ve Fırata varır varmaz, inşaatı durdurmanızdan, ve bu- günde, Basra körfezine, yani, cenuba doğru olan seyrüseferi başka tarafa çevirmenizden korkuyorlar. Eğer bu demir- yolunu her iki ucundan, aynı zamanda inşa ederseniz, lamaz. Si kabil biz de, tal basarız. iyle bir şeye meydan verilmiş o- Anadoludaki vaziyetinize mu- tile Basra körfezinde ağır (Sonu var)