17 SONKANUN 1936 CUMA İki tarafın harb kuvvetleri İtalyanların Doğu Afrika'da aç dıkları harp şöyle böyle altı aydır de vam ediyor. Bu harbe bugüne ka dar İtalyanların tahsis ve sevkettik- leri kuvvetlerle esasen Afrikada bu- Tunan küvvetleri - yekünu 300,000 insan olarak kabul ol Muntazam bir teşkilâta tâbi ol madıklarından ve daha doğrusu eyi haber alamadığımızdan Habeş kuv- vetlerinin mikdarını pek bilmiyor- sak da nufuslarna — ve cengâverlik- lerine bakarak bunların da aşağı yu- karı bu kadar asker çıkarabilecekle- rini tahmin edebiliriz. Silâh ve cephane yönünden İtal yanların üstünlüğü göze çarpmak- tadır. Buna mukabil arazi; bu üs- tünlükten, her zaman ve her isteni- len yerde ve istenildiği şekilde, isti- fadeyi İtalyanlar icin mümkün kıl mamaktadar. Sevk ve idare, yani Yüksek ku- mandaya gelince Habeş ordusunda bu hususu eksik görsek bile; İtalyan yüksek kumanda hey'etinin, bu ka- der asri vesait ve silâha rağmen, Habeşlileri gafil ve hazırlıksız yaka- layamamalarına ve onların toplan- malarına imkân vermiş olmalarma bakılırsa her iki taraf sevk ve idare- sinde göze çarpacak — bir üstünlük görülmemekte olduğunu ifade ve itiraf etmek doğru olur. İKİ TARAF HARP PLÂNLARI ordusu nerede olunan kuvvetle- rin yarısının şimalde Eritre mıntaka- #ında, yarısının cenupta Somali'de toplanması doğru değildir. Böyle bir toplanma; Habeşlere. kuvvetlerini bir araya toplayıp şimal veya ce- nuptaki İtalyan ordusuna kati bir darbe vurmak- ve seferi kazanmak imkânlarmı verebil Bundan başka Eritre Musavva li- manı vasıtasiyle İtalyaya, Mogadis- gie limanı vasıtasiyle - Somali'den. daha yakındır poli - Mogadiscio mesafesi 10 ise Napoli - Musavva mesafesi 7 di Bu sebeple Eritre'ye nakliyat, Erit- ve'de ikmal Somali'ye nazaran, de- Lokarno paktına muhalif olmaz. Ve herhalde askersizleştirilmi avzasının mukadderatı üzerinde bir azetelerinin açtık üsa kesmek- için, hükümetlerinin ne yaptıklarını ve nereye varmış olduk- darını açıkça söylemeleri çok daha Basit bir iş olur. Özür diliyecek bir gel harekete geçmişleri teme pozitif bir dayanak vermek yıb değil, bir şereftir. idlerin sınır ve genişliği hakkım- t verilmesi çok daha iyi e lurdu, ve bütün dünya nebilir ki, yarı zamanda ve yarı ko- laylıkla yapılabilir. Ordular toplandıktan sonra, mu- vaffakiyet halinde. alınacak kara yolu Musavva - Adisababa 750 Km. buna mukabil Mogadiscio - Adisa- baba 1125 Km. yani 3 ve 5 nisbe- tindedir. Bu yakınlık Adisababa dahil ol- duğu halde memleket şimal kısmı- nt Şap denizi ile“- münasebette bu- lundurduğundan Adisababa'dan şi: male giden yollar Somali'ye giden yollara — nazaran daha düzgün. ol mak lâzımdır. Bu sebeplerle İtalyan ordusunun büyük kısmının şimalde bulunması ve yine bu sebeplerden Habeş ordu- su büyük kısmının da bu tarafta bu lunması zaruridir. İtalyanlar, Soma- li'de yalnız orasını muhafaza ve mü- dafaa edecek kadar kuvvet bulun- durmakla iktifa etmeliydiler. Böyle olunca önünde ve sonun- da kati neticeli büyük muharebeleri şimelde ve Musavva-Adisababa yo- lu etrafında beklemeliyiz. Eğer Habeş ordusu Nil yolu ile ve Cibuti limanı/ vasıtası ile de ik- mal edilmekte ise bu menabiden mahrum olmamak, buna/ mukabil İtalya ordusu Habeşlileri bunlardan mahrum etmek için yine iki taraf gi malde kuvvetli olmalıdır. Kati neticeli harekâta sahne ola- cak şimal mıntakası Şap denizinden Mısır hudüdüna kadar değişik tabi- atta üç kısım araziyı ihtiva etmekte- dir 1. Kısım (Şark) : Şap denizinden Enderta (hariç) mmtakasına kadar olan kısım münhat ve ârızası az. mahküm bir arazi parçasıdır. 2. kısım (Orta) : Enderta ve Tembien mıntakalarını — içine alan orta kısım yüksek dağları havi olup Şap denizi ve Nil mailelerini ayıran pilatoyu teşkil eder. Şarkta Şap de- nizine, garpta Nil havzasına doğru inen araziye hâkim — ve bu yüzden askörlikçe önemli bir mimtakadır. 100 Km olup — vükarda z haiz olduğu halde 'nuba Dessiye'ye doğru yüzlerce ki- lometre uzamaktadır. Adisababa'ya giden €en eyi yolun - bu. kısımdan geçmekte olması önemini bir kat da- ha artırmaktadır. 3. kısım (Garp) : Tembien mı takası (hariç) ten Mısır hududuna kadar olan kısımdır. Takaza nehri bu kısımdan geçer orta kısma naza- ran daha alçaktır. Ve garba doğru mütemadiyen alçalmaktadır. Bu tetkikler gösteriyor ki Şimal cephesinde en önemli kısım bu orta kısımdır. Bu kısma hâkim olmadık ça bunun şark ve garbında emniyet- le durülmaz ve ileriye harekât inki şaf ettirilemez. Bu sebepten dolayı da iki taraf için kat'i netice yeri bu kısımdır. Ve her iki tarafm ağırlık merkezlerini er, geç bu orta kısımda aramak ve bu kısımdaki muharebe haberlerini dikkatle takip etmek gerektir. Son gelen haberler de dikkatimi- zi yine bu tarafa - “Makalle mmtakasında muhare be, Makalle'nin 20'Km. garbına ka: dar şiddetle devam etmekte ve Ha- beşler Makalle'nin 25 Km. şimalin- de bulunan Abaro'ya da hücum et mektedirler. İtalyanlar burada çok sıkışık ve fena bir vaziyettedirler... Yine son haberlere göre “diğer mıntakalarda bir şey yok... 'Cenup cephesinde İtalyan So- Başkomutanlığı — Oddür. ve mali Lugferrandi / mmtakalarındâ — yeni bir yığmak yapmaktadır. Buzün ve yakm günler için bu son haber © kadar önemli değildir. Şimal kısmı gösteren krokiye ba- kılınca; eğer Habeşliler her türlü sebep ve şartları hazırlıyarak bu ta: arruza — başlamışlarsa ve eğer eyi sevk ve idare edilebilirlerse muvaf- fakiyet büyük olacak ve yalnız Ma- kalle'nin alınması ile bitmiyecektir. Çünkü yine görülüyor ki mühim bir mıntakada geniş cephede yapı- lan bir taarruz, İtalyanların sağ yan ve gerilerine Abaro istikametinde yapılan bir taarruz ile, görünüşe gö- re, kat'i neticeye götürülmek isten- mektedir. | İşte şimdi eyi tertip ve ihzar edil- miş ise büyük muvaffakiyet verece- ği şüphesiz olan bu taarruza ait ge- eli haberleri beklenlülinyiz. 14/ 11 Kânun/ 936 da gelen ve 15 tarihli gazetelerde çıkan haberler yukarıki mütalcaları pekiştirmekte- dir. © Bursalılar'ın Uludağ gecesi Ankarada bulunan — bursalılarn Bursadan yetişenleri bir ara) “nak için bu ay içinde halkevinde bir gün yapılmasına bursalı ve Bursadan yetişen gençler karar vermişlerdi Öğrendi göre gençler, Iudağ zecesi” adını verdikleri bu top- lantının himayesini hemşerileri Eko- 'momi Bakanı B. Celal Bayara teklif etmişler; Celal Bayar da bu. teki memnuniyetle kabul etmiştir. Gençler, bu günün her bakımdan güzel olmasına çalışmaktadı Çocuk Esirgeme Kurumu Genel sekreterliğinden: Kişe Çüdeli srüğünlün 'ç yoksul çocuklar ve çocuklu inlemektedi devdir. Bu ödevi yerine getirmiş mak için evinizde kullanılmayan es- ki elbiselerini cuk Esirgeme Kurumunz . her gün başvuran yoksul “yavrucuk- ları sizin bu yardımlarınızla ölümden kurtarabilir. Vereceğiniz eşyaları memurumuz almak üzere Genel mer kerimize telefonla bildirmeniz Ölüm Bayındırlık. bakanlığı müsteşarı B. Arif Baytın'ın annesi Bayan Ra; üç günlük kasa bir hastalıktı gece ölmüştür hayır sever, faziletli ve kı kese sevdirmiş ir kadı alık, posta / telgraf venile dostla Komplocuların muhakemesine dün devam edildi Dosya tetkik edilmek üzere müddeiumu - akemeye 23 ikincikâ miliğe verildi - Muh nun perşembe gü Ağır ceza mahkemesi dün aat on dörtte hafi bir celse aktederek — komplo “maznunlarının muhakemelerine - devam tir. Hafi celse üç buçuk sant de - len emniyet ajanı İzzet at kalmıştır. içeride iki buçuk Saat on sekizde mahkemenin aktet- iği ikinci celse aleni olmu geç olmasına rağmen kor diyen büyük bir kalabalık mahkeme Tonunu doldurmuştur. alâkalı müddeiumumiliklere yazılan mü- zekkereye cevaben İslahiye ve Maraş müddei umumiliklerinden gelen cevab . lar okutturulmuş ve reis Arifi'e Tdris'e diye mahallinden cevab geldi. İtirazın “var mı? İdris senin için de 1294 doğum- İtirazn Her iki suçlu itirazları olmadıkların: söyledikten sonra reis suçlulardan Arifin mahkemeye tevdi ettiği bir istidası ol - duğunu söyliyerek istidanın okunmasını emretti. Zabet kâtibi tarafından okunan bu istidada Arif: <9- 1 1936 tarihli daruşma esna- sında amme şahidi olarak dinlenilen An- kara Emniyet Direktörü B. Sadri'nin hazırlık tahkikatı esnasında kendi e ve arkadaşlarına fena müame - le yaptığını ve tazyik ettiğini ve ettirdi. gördü. Tahliye edilen kar - kulak zarı patladı. Ken - üyet edi mumi B. Baha Arıkan müstantığa da derdimi anlatamadım. An. kara emniyet direktörü B. Sadri, maha- keme sırasında bütün bunları örtecek şekilde beşanatta bulundu. Yalan yere yemön ettiğinden hakkında takibat icra- #anı rica ederim..,, demekte İstidanın okunması bitince — müddi dinlenilen Ankara emniyet direktörü Sadri'nin mahkemeniz huzurunda yalan beyanatta bulunduğunu iddiadan ibaret- tir. Arif kardeşi Alim'in vekâletini haiz bulunmadığından bu - füzüli avukatlık karşısında yapacak bir muamele yoktur Yalnız şu noktayı tebarüz ettirmek terim; Alim tahliye edil giderken bana uğradı ve elimi” öptü. yoktur. Eğer kendisi müracaat ederse kanunen muktazi muamelenin yapılaca. d tabile Ankara emniyet direktörü B. Sadri- nin Arifi ve arkadaşlarını tazyik ettiği devam edilecektir « Müekkilim ağır bir töhmet altın - —— si hepimizce mültezimdir. Okunan isti- danın mevzuu yeni bir suça temas ct. mektedir. Davanın rüyetini ve müekki - lümin mevkufiyetinin temadisini alınmamasını temenni ederim. » dedi. Bunun üzerine hâkimler aralarında görüştükten sonra, Reis B. Osman Ta- AĞt | sekin gu kararı tefhim etti: #ine ve yeni bir davayı tahrikten ibaret melenin ifası zunnında — müzekkere ile umumiliğine gönderilmesine karar ve - rildi., n Müddei umumi — Dosya kabarmıştır Duruşma celsesinin tenddüdü ve zabıt - 'namenin uzunluğu hasebiyle - bu babta bir taleb dermeyan etmeden evvel dava evrakının tetkiki için dosyanın memuri- yetimize verilmesini rica ederim, Avukat Hamid Şevket ise tevsüi tah. kikat hususunda bir talebi / olmadığını, söyledi. Bu sıvada Ali Saib ayağa kalka- “— Geçen celselerde İstanbulda Mü- — hürdarda oturduğum evin sahibi Saadetin istinabe / süretiyle alınmış - bir - ifadesi okunmuştu. Bir iki noktası” hakkında söyliyeceklerim var. Bu ifadenin tekrar — okutturulmasını rica ederim,, dedi. Reis, Bu hususların müdafan srrasında işaret edilebileceğini söyliyerek mahkeme ev . akının iddin makamma tevdüne ve mu- hakeme listelerinin tamamiyle dolu ol - ması yüzünden muhakemenin 23 ikinci kâmun perşembe günü saat 14 e talikine Kaloriferli - Konforlı Kirahk daire Yenişehir, Yugoslavya — Sefareti yanında, geniş 7 ve 3 odalı KON. FORLU, KALORİFERLİ, MAN: ZARALI iki daire kiralık. Telefon: 2250. — Hayri. 1—200 Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren: Nâsuhi BA Terez'i görünce azametli bir tavurla ma- #sanın üstüne bir beş franklık atıp kalktı, se- Kâm verdi. Çok ciddi idi; üzerindeki uzun ine bir zühd ve edeb hali zedingotu kendi veriyordu. Madam Marten'i gidip Dinar'da görmek istediği halde Vande'de Markiz dö Riyö'nün yanında kaldığını söyledi. Bu sırada Kapa- İ bahçe ile Sent Kler'in bostanı ardındaki iki eserinin yeni birer baskısını vermişti. Duygusuz sanılan yürekleri titretmiş ve ka- #alardan kaynaklar akıtmıştı. İlâve etti: — İşte böyleğe ben, bir çeşid Musa ol- düm. Cebini karıştırdı ve cüzdanından ürülmüş ve İebelenmiş bir mektub çıkardı. Tefril Kırmızı Zanbak 88 — İşt dir. — “Kitabı YDAR sözleri tattıkta cüzdanına yerleştirdi. yor mu? Şulet, birkaç dakika, resmi bir sessizlik içinde sustu: akademi azasının karısı Madam Reymon'un bana yazdıkları. Sözlerir kese yayıyorum, çünkü hepsi onun lehinde- Ve ince yaprakları iyice açarak okudu; kocama anlatınca bağırdı: “Bu saf bir spiritüalizm'dir! İşte bir kapalı bahçe ki - umarım - güller ve zanbaklar ta- rafından akademiye açıları bir kapısı vardır.” Şulet, ağzından rakı kokusuna karışan bu sonra mektubu . dikkatle Madam Marten, Madami Reymon'un nam- zedi olduğundan dolayı şairi tebrik etti. — Eğer akademi seçimleriyle uğraşmış olsaydım benim namzedim olurdunuz, Mös- yö Şulet. Fakat Enstitü sizi bu kadar çeki- — Nöyyi'de oturan birkaç politika ve din ileri geleni ile doğruca konuşmağa gi yorum, Madam dö Riyö, beni, aldatıcı ha) tında general olmus olduğu her- — ğina namzedli deliğinde, etleri feğini ve tesbihi tacağım. nuz? Terez: — Güle güle Mösyö Şulet, dedi. Senator olduğunuz zaman — Sizi, mın hiç birinde söyle divorum söylenilen bir ihtiyarın ölümiyle boşalan bir senato azalı- duruyor. Bulvar Bino'ya giderek, bu husus- ta papaslarla, kadınlarla ve çocuklarla ko- nuşacağım. Reylerii ceğim seçim dairesi, başları budanmış söğüd- lerin tarlaları sınırladığı dalgalı ve ağaçlı bir yerdedir. Ve bu ihtiyar söğüdlerden birinin lökülmüş parmaklariyle nun iskeletine rastlandı Ben, amentümü meşe kabuklarına yapıştır. Bastonunu Nöyyi'ye doğru kaldırdı — Döşartr, dostum, Bino bulvarının şu- rada, sağda tozuduğunu zannetmiyor musu- Madam, sabah ve akşam duaları- unutmiyorum. Ve Allaha “Mademki 'i koymak için sıkıştırıp i bana vermesini dileye- sıkan herhangi bir sofu- 1 nadir. değildir. ona güzellik ve zenginli hilm ve mülayemetle bakınız allahım, ve ona karşı sonsuz merhametinize uygun hare- ket ediniz.” Ve sonra, cağını sürüyerek, yüz Pembe çuhadan bir mantoya- sarılmış o- lan Terez, Döşartr'la birlikte, merdivenler- den indi. Döşartr © sabah Juvanvil'e gel- mişti. Terez, kendisinden haber almadığı Lö Menil'in, her yıl olduğu gibi, davet edil- mesinden korktuğu sürek avından önce Dö- şartrı samir ti. Hafif eylâl rüzgârı saçının buklelerini sal- layor ve batmak üzere olan güneş de göz be- verdiniz, yüzüne imdik, kalabalık caddede ba- Bgitti. XxX vi dostlar arasına davet ettir beklerinin derin maviliginde altın noktaları parıldatıyordu. Arka taraflarında, şatonun beni unutmayınız. iddetiniz icinde cephesinde, birinci katın üç kemeri üzerinde, pencereler arasında, uzun çıkıntılar üzerin- de, Roma imparatorlarının heykelleri Tünüyordu. Z