12 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

12 Ocak 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA UkLUD 12 SONKÂNUN 1936 PAZAR V Ekonomi bahisleri: Büyük Geçen yazımda büyük sanayie malik devletler ev sanayiinin ve el dezgâhlarınımı yaşamakta devam ettiğini söylemiş ve bunun bizde de böyle olacağına işaret etmiştim. Ev sanayii ve küçük sanayiin böylece İ tutunabilmeleri haiz bulundukları —— birtakım bedii ve sosyal hususiyet V lerden ileri gelmektedir. : Bir kerre güzel ve meşhur ev iş- leri bulunan milletler bilhassa türk- ler, macarlar, ruslar, romenler, bul- garlar, japonlar, isveçliler, isviçreli- ler, fransızlar, ingilizler, italyanlar, ve almanlardır. Yalnız şurasını kay- detmelidir ki, Doğu Avrupası mil- b letlerinin ev işlerinde ulusal karek- ter ve motifler hâkim olduğu hal- ; de Batr Avrupasında ev işleri fabri- kasyona daha yakındır. Ev sanayii sosyal bakmdan tet- kik olunursa bunun esas itibariyle başlıbaşına bir iştiğal mevzuu teş- kil eden birer sanat olmayıp şehir ve köylerde ev halkınm boş kaldığı za- manlarda gördükleri işlere ve yap- tıkları sanatlara inhisar ettiği görü- lür. Bunun içindir ki kendi esas ya- şayış kaynaklarından mada ev sanat- - lariyle iştigal eden halkm kazancı- — daha fazla ve refahı o nisbette yük- sektir. Ev sanayiinin sosyal bakımdan diğer önemli bir tarafı da başka is- tihsal sahalarında kullanılmıyan bir kısım halka iş temin etmekle beraber halkın güzel zevklerinden ve duyuş- larından doğan ve dolayısiyle ulusal karekteri taşıryan bir takım ihraç mad- deleri yaratmasıdır. -Sanayide makine tekniğinin iler- lemesi üzerine ev sanıyiinin mühim hımı fabrikalara - yani büyük sana- yie - hbıntıyle geçmiştir. Makine kuvveti ve iş bölümü dolayısiyle ras- yonel çalışan yani en az masrafla eyi mal çıkaran büyük sanayi kar- şıımdı el ve ayak kuvvetiyle calı- “şan ve istihsalatını fabrikadan da- ha bahalıya mal eden ev sanayii mensubları yavaş yavaş muhitle- rinde kurulan fabrikalara yerleş- meğe mecbur kalmışlardır. Büyük sanayi yanında hayatları- nı muhafaza edebilen sanatlarla hususiyetleri şunlardır:. — 1 —Eİ veya ufak, basit ve ucuz — makinelerle yapılabilen işler: Dikiş, nakış gibi; 2 — Maliyet itibariyle iş bölümü- — nün lüzumsuz olduğu el sanatları; — 3 — Her vakıt modası değişen iş- lerle mevzu itibariyle zevki elim İstiyen işler: 4 — Her türlü el işleri. Bu saydığımız şartlar bugün bir — çok sanatlarda mevcudtur. Mesela: / sepetçilik, saç firketeleri; oymacılık, — eldiven dikişleri; her türlü beyaz wesair elişleri, danteleler, kurdele- |ler, suni çiçek, çocuk oyuncakları, püro sigaraları, kuyumculuk, saatçi- — İik (bazı kısımları) ufak çelik ve z demır işleri, ve saire gibi. Şimdi kısaca muhtelif Avrupa dev- ğ letlerinde ev sanayiinin ne suretle — organize edilmiş olduğunu görelim: Avusturya — bilhassa Viyana şehriyle Avusturyanın diğer büyük şehirlerinde (Salzburg, Linz) ev sa- — hayii çeşidleri fevkalâde ileri gitmiş- — fir. Bu sanayiin, merkezleri Viyana- “ “da bulunan iki büyük teşekkülleri vardır. Avusturyada kadın ev sana- yi için ayrı bir müessese kurulmuş- tur: Lehl' talt für Fr g verbe - Bu teşekkül yalnız Viyanada de- - İğil Avusturyanın bir çok yerlerinde ve ihtiyaca göre her türlü ev sanat- ları kursları açar, okutur ve ehliyet tasdiknamesi verir. Avusturya hükü- meti bu teşekküle muntazaman mad- di yardımlarda bulunur. Çekoslovakya — Çekoslovakya- nm en tanmmış ev sanatları şunlar- dır: Bileme taşları, biçakçılık, rende- cilik, teneke ve çinko mamulatı, tahta ve moblecilik, oyuncaklar, — trikotaj, dantelâ ve nakış işleri, kı: -— ravatlar, kıymetli taş taklitleri, dökme ve saire;,... , Sekoslovakya hükümeti ev sana- yü istihsalatını korur ve daimi yar- #dımlarda bulunur. Hukumet ticaret ve sanayi odaları, güzel sanatlar ve endüstri karşısında el tezgâhları meselesi şehir müzelerinin yardımlarıle mem- leketin muhtelif yerlerinde ev sana- yil âmilleri için sanat kursları açar, Çekoslovakyada sanat müfettiş- leri de vardır. Bunlar istihsalin mo- dern, muntazam ve rasyonel bir şe- kilde yapılmasını temine çalışmak- la beraber sanat erbabınm mevcud sosyal yardım ve sıhi tedbirlerin kâ- fesinden istifade etmelerini de temin ederler. İsviçre — büyük sanayiin kuru- luşuna kadar İsviçre sanayii hemen kâmilen ev sanatlarımdan ibaret bu- lunuyordu. Fabrikalar kuruldukça ev sanayii günden güne zayıflama- ga ve sönmeğe yüz tuttu. Ev sana- yiinden açıkta kalanlar fabrikalara amele olmağa geç kalmadılar. 1934 de ev sanayilerinde çalışanların adedi 133.000 iken 1920 de bu ra- kam 39.300 ze inmiştir. O zaman- dan bugüne kadar bu rakamın daha da azalmış olduğu muhakkattır. İsviçrenin bugünkü ev sanayii ancak şu bir kaç kaleme inhisar etmektedir:. 1 — nakiş ve dantelâ işleri, 2 — Saat sanayii; saatın bazı kısımları halâ ev sanayiince yapıl- maktadır. 3 — İpek kurdela; yünlü, ipek- h mensucat işleri. 4 — Musiki âletleri ve kıymet- hi mensucat işleri. Fransa — Fransada ev sanayii pek ileri gitmiştir. bilhassa fran- sız dantelâ sanayii - ki ea mühim ev sanatlarından biridir - Fran- sada ev sanayiini modern ve ras- yonel bir hale getiren en büyük âmil elektirik kuvvetinin ev sanat- larında kullanılabilmesi olmuştur. Bu sayede Fransanın ev sanayii o derece ileri gitmiş bulunuyor ki bükümetin yardımına bile ihtiya- cı kalmamıştır. Fransız ev sanayii bilhassa Jura dağları mıntakasında toplan- mıştır. Buradaki belli başlı ev sa- natları şunlardır: Tahta, Gallalit, Sellüloit işleri; oymacılık ve dülğercilik; gözlük çerçeveleri; tarak firkete; her tür- lü kutular; kıymetli ve taklit taş- işlemeleri; saatçilik; meşhur - St. Etienne kurdelaları hep Jura mın- takasında imal olunur. Bunlara Pipo sanayiini de ilâve etmelidir. İtalya — Ev sanatları İtalya- nın bilhassa şimal kısmında yerleş- miştir. Hükümet bunların sosyal vaziyetleri ve istihsal metotlariyle yakından alâkadar olmuş ve 1927 yılında korporasyon nezaretinde milli ev sanatları ve küçük sanat- larla meşgul olmak üzere bir baş müfettişlik vücüde getirmiştir. Bu baş müfettişlik İtalyanın 98 yerin- de mevcut küçük sanayi erbabı cemiyetleriyle iş birliği etmekte- dir. Baş müfettişliğin fikirlerini yaymak üzere birde — Jiccola İn- düstria namında bir mecmua çıka- rılmaktadır. Macaristan — Macari-tanda ötedenberi mevcud ve tanınmış el sanayili şunlardır: Oymacılık, mo- bilyacılık, sepetçilik, her tsirlü de- ri işleri, bazı ufak demir sanatla- rı, tahta kap, tencere yapmak, pa- muk keten ve kendir mensucatı, tezyini sanatlar, ve saire. Macaristan hükümeti 1877 den be- ri el ve ev sanayiini himaye ve teş- vik etmeye başlamıştır. Bu mak- satla o sene büdçesine 10,000 Ku- ron konmuştur. O zamandanberi hem bu para yardımları artırılmış ve hem de kurslar ve sergiler açı- larak küçük sanayiin ilerlemesi için çalışılmıştır. Bugün macar ev sanayiini ileri götürmek çarelerini araştırmak ve bu sanayi erbabını teşkilâtlandır- mak maksadile: “Macar ev sana- yü umumi birliği.” namında bir teş- ekkül vardır. Ayrıca macar ticaret ve münakalat nezaretinde bir kü- çük sanatlar ve ev sanayii şubesi de mevcuttur. Görülüyorki küçük sanayi va- b r D LYaba ncı gazetelerde okuduklarımj Amerika, petrol meselesi ve bitaraflık La Repüblik gazetesinde Piyer Brosolet yazıyor: Bugün başlıyan Amerika kongresi- nin Avrupa için hususi bir ehemiye- ti vardır. Bu kongrenin gündemine a- lınmış olan başlıca mesele, 31 ağus- tos 1935 “bitaraflık kararı” zelenmesi ve belki de kat'i bir kanun nın — ta- haline konmasıdır. Mesele bizi yakın- dan ve birçok sebeblerden alâkadar eder. Bitaraf- lık kanununu teyid etmekle kongre, Bunlardan birincisi şudur: harb edenlere satılması yasak - olan harb silah ve vasıtaları listesini yeni- den gözden geçirmek mecburiyetin- de kalacaktır. Bilhassa, bundan böy- le petrolun kara listede bulunup bu- İmdi unutmıyalım ki, B. Laval geçen gün lunmıyacağını tayin edecektir. mecliste, petrol ambargosu meselesi nin Birleşik Devletlerin alacağı kara- ra bağlı olduğunu söylemişti. Ameri- ka İtalyaya petrol satmakta devam e- derse, petrol zecri tedbirinden bahs- etmek beyhude olur. Aksi halde, ya- rım adaya petrol yollanmasını yasak ederse meselenin er geç Cenevrede tekrar ortaya konulacağı muhakkak- tır. Kongrenin alacağı karar hakkında simdiden bir tahminde bulunmak ım kânlı mıdır? Bu iş bir an önce daha kolaydı. Ö zaman kuvvetli bir cere yan Birleşik Amerikeyı petrol ambar- gosuna götürüyordu. Harba sebebiye! vermekten suçlu bir devlete şahsi ka- zanç hırsiyle petrol satanlar aleyhin- de halkta büyük bir hiddet vardı. Di- ğer taraftan Amerikan kamoyu Mil- letler Cemiyeti azası olan elli devle- tedbirler meselesinde oy birliğiyle rey verme- lerinden çok duygulanmıştı. Bu yüz den koöngrenin &nerjik bir karar ver- mesine vaziyet çok müsaiddi. Fakat, ilkkânun başlangıcından teklifleri araya girdi. Bu teklifler A- merikada büyük bir hayret uyandır- dı. Amerika kamoyu bu meseleyi İn- giltere ve Fransanın boyun eğmesi şeklinde tefsir etti ve bu yüzden sal- dırgana karşı bütün dünya ile elbir- liğı yapmak hususunda duyduğu şevk çok soğudu. Kongrenin kararı, bu se bebten, bugün çok daha az katiyetle' tahmin edilebilir. Birleşik Amerika- nın B. Eden'e, B. Samuel Hor tarzın- da cevab vermesi imkânsız değildir. Fakat kongre münakaşaları yal- nız bu noktadan Avrupayı alâkadar edecek değildir. “Bitaraflık kararı” harbeden her iki tarafı aynı muame leye tâbi tutar. Cenevre paktının ter- sine olarak, saldırganla, saldırılan a- vcasında bir fark gözetmez. Bu karar, taarruzun mahküm edilmesi esası üze- vine kurulmuş değildir. Sadece, Bir- teşik devletlerin, kendi menfaatleri- nin araya girmediği kavgalara karış- raak istememek arzusuna karşılık ve- tin, saldırgana karşı zecri beri Paris rir. İmdi, “bitaraklık kararı” nın bu ziyetlerini kısaca tetkik ettiğimiz su bir kaç memlekette bu sanayi hükümetin ciddi yardım ve kont rolu sayesinde ve mesleki bir ta- kım cemiyetlerle esaslı surette teşkilâtlandırılmış bulunmaktadır. Bu suretle büyük ve küçük sanayi , yani fabrikalarla el tezgâhları, iş sahaları ayrı olduğundan yan yana pek güzel çalışabiliyor de- mektir. Memnuniyetle- kaydetmeliyiz ki İktisat vekaletimiz mevzu ile yakından alâkadar olmak üzere bir küçük sanayi direktörlüğü ku- rulmuş ve memleketimizde kurul- makta olan büyük endüstri' nin yanında geniş halk kütlelerinin geçinme vasıtasını teşkil eden el ve ev sanatlarının modern surette teşkilâtlandırılması ve rasyonel surette çalışması imkânları da a- raştırılmağa başlanmıştır. Dr. Orhan conker şekliyle Amerika için bir daimi ka- nun haline geldiğini farzedelim. Bu demektir ki, harb halinde, Fransa bir tecavüze maruz kalmış olsa bile, sal- dırganla olduğu gibi Fransaya da harb vasıtalarınım satışı kesilecektir. Bazıları Fransanın bu takdirde ihti- yacını başka yerlerden daha kolaylık- la temin edebileceğini düşünerek mese- leye ehemiyet vermiyenler var ben daha az akımsarım. Bu karar, saldırgana sal- dırılan arasında bir fark gözetmeden kongre tarafından tasvib edilirse Bir- leşik Amerika'nın — bitaraflığı, endüstrileşmiş baz ıdevletlerin, mace- ra aradıkları gün işe girişmelerini ko- fazla laylaştıracaktır. bita- raflığının daha cesaret verici bir ta- harb eden devletler gemilerinin darbeleri altın- da denizde boğulan Amerikan vatan- Diğer taraftan Amerikanın rafı vardır. Amerikalılar, daşlarının intikamını almak için yüz sene arayla iki defa harba girmiş ol duklarını hatırlıyorlar. Bilhassa Lusi» tania'nın torpillenmesi hatırlardadır. Amerikanın bugünkü temayülü, hark halinde, vatandaşlarının kendi mesu- liyet ve hesablarına seyahat etmeleri ve federal hükümetin, bir felaket ha- iinde, asla işe karışmamasıdır. Şu halde, harb halinde, mesela İn- giltere (mazide olduğu gibi) donan- masının Amerika ile çarpışması ihti- malinden korkmıyacaktır. Bu hal, de- niz meselesini, İngiltere için ve netice itibariyle de bütün deniz memleketle- ri için bir hamlede değiştirir. Akde- nizde olduğu gibi, Manş denizinde de bütün ihtimaller bu karardan sonra değişebilir. Herhalde görülüyor ki Amerika kongresini takib ederken bizi düşün- dürecek mevzular eksik değildir. Ecnebi karikatürleri fı.ııı /,ı 19 ı .,j—.'? V Sulh dünyaya gelecek ama inecek yer bulursa! La Repüblik'ten — Söyleyin bakalım, habeş meselesi hakkında siz ne biliyorsunuz? — Kara gömlekli aklarla, ak gömlekli karalarırı boğuşması. Lö Jurnal’da;ı — EARDRARA Deniz honferansı: Bir anlaşma teklifi üzerine.... — Biribirimizden sımsıkı ayrılıyoruz! Fölkişer Beobahter'den

Bu sayıdan diğer sayfalar: