ON ALTINCI YIL. No; 5152 Adımız, andımızdır İtalyan -Habeş harbının yeni safhası Habeşler Makalleyi aldıklarını, italyanlar Makalleden çıkmadıklarını söylüyorlar Htalyanlarv Başbetke YABANCI ARTİSTLER F.R. ATAY İstanbul arkadaşlarımız, birkaç gündenberi, yabancı artistler me- selesinden bahsetmektedirler. Yal- nız bunlar için konan vergi o ka- dar ağırdır ki, Türkiyede hiç bir musiki ve sahne hareketi yapma- ga imkân yoktur. Memleketimizde vergi münaka- şalarının ne kadar nazik olduğu- nu bildiğimizden, vaziyeti uzun boylu tetkik ettik. Sonunda anla- dık ki ortada bir vergi davası yoktur, bir tasnif yanlışlığı vqğır. Okurlarımızı - sil için, yerli ve yabancı artistler hakkın- daki vergi rakamlarını yazımızın sonunda neşrediyoruz. Bıı.ııdın anlaşılıyor ki dışardan, hiç kimse, hiç bir sanat adamını veya la mını getiremez. Çünkü her bilet parasının yüzde 75 ine yakınmı vergi olarak ödemeğe mecburdur. Geriye kalan yüzde 25 ise, y'ol parası, ücret, kira masrafları ile kazanç karşılığı olamaz. O vakit sovyet ve alman sanatkâi l olduğu gibi, bunlar ancak misafir olarak gelebilir ve halk da tiyat- roya parasız sokulur. Ş Bundan birkaç sene önce )!uk- sek değil, orta bir sanat değeri ol- mıyan bazı yabancı trupların Bey- oğlu'na yerleşerek, yerli ııhlu_ıl_- rarına, büyük kârlar temin ettiği- ni görüyorduk. Sonra bar ve dı_n: singler gene yüksek sanatla illgışı olmıyan, artistler getirtmekte idi- ler. Sanıyoruz ki doğrudan doğru- ya Prohibitif olan bu vergi bu ce- reyanı durdurmak iâi:ı bd.'îıç_i'ııılıl- müştür: Çünkü o gündenberi, ver- giyi bilmiyenlerden başka, hiç, ama hiç bir sahneye yabancı sa- natkâr çıkarak, devlete vergi ver- memiştir. İmdi biz yalnız birkaç sene de- ğil, uzun seneler yabancı memle- ketlerden musiki ve sahne artist- leri getirmek zoru altındayız. Gü- zel musikiye kulakları ılı!ufı-uk. iyi şahneye seyirci ycuştlnııek için, kendi musikimiz, kendi ıı!_ı- nemiz için çalışanlara canlı l.nr mekteb hizmeti gördürmek için, Türkiye şehirlerinin hazin bo_ılu_< ğgunu, sessizliğini ve eil:nccııı!ı— ğini gidermek için bunu yapmağa mecburuz. Musiki ve sahnede en ileri mem- leketler bile biribirlerine sanat a- dam ve takımları yollamaktadır- har. Hitlerizm ve fa;'zm, büyük sa- (Sonu 5. ci sayıfada) Ve ü ğelünlllür y ö Ti Mğrer- MtEaTAMİ n Mahalleye girdikleri sırada alınmış bir resim Londra, 27 (A.A.) — Reuter ajansı bildiriyor: Devam etmekte olan temizle- me hareketleri ile italyan orduları arasında irtibatın tesisi için gös- terilen çalışmalar şimaldeki kuv- vetleri hareketsizliğe uğratmakta- dır. Habeş haberlerine göre, cenup- ta general Graziyaninin kuvvetle- rine karşı bir taarruz hazırlan- maktadır. Ancak iki fırkalık olan bu kuvvetler, bir kısmı geçen haf- ta İtalyadan hareket etmiş olan yardım ini: ddi beklemektedir. Habeş hükümeti, italyanların Ogaden'e çekildiklerini söylemek- tedir. İtalyanların Gerbogubi ve (Sonu 2 inci sayfada) AŞBAKANIMIZ Fabrikalarımızda Haberlerini 6. cı sayıfada okuyunuz! gelmesini YAAAZ ı Zecri tedbirlere karşılık İTALYADA Süel korunma tedbirleri alınıyor Roma, 27 (A.A.) — Yeni zecri tedbirler tatbiki tehlikesi yüzünden hasıl olan vaziyet ve bu tehlikenin yarattığı beynelmilel endişe dolayısi- le ihtiyatı sücl tedbirler alınmıştır. İ- talyayı ani bir müdafaa halinde bu- lundurmak için bir takım asker nak- liyatı yapılmıştır. Bu nakliyat ve ha- rekât hakkında çıkan haberleri tet- kika imkân yoktur. Çünkü bu husus- ta her türlü haberler kati olarak ya- sak edilmiştir. Bu tahaffuzi tedbirle- rin resmi olduğu kaydedilmektedir. İzin almaları mukarrer yüz bin asker silah altında alıkonulmuştur. Çanakkale vapuru- nun geçirdiği kaza Çanakkale yalcularını kurtaran Bandırma capuru Deniz yolları idaresinin Ça- nakkale vapuru salı günü Boz- caada önlerinde iken uskur -şaftı kırılmıştır. Kaptan bulunduğu ye- rin demirlemeğe müsait olduğunu görmüş ve hemen demir atmıştır. Telsizle verdiği haber üzerine, Ça- (Sonu 5. ci sayıfada) 28 SONTEŞRİN, 1935 PERŞEMBE |— Son haberler ikinci sayfada Heryerde 5 kuruş “Ülus, un dil yazıları “GÜNEŞ-DIİL” Teorisinin esaslarına kısa bir bakış *«Güneş - Dil Teorisi ,, Türk dilinin ana kâö : kiyle radikal köklerini ve bunlara sonra - dan katılarak anlam nüansları yaratan eklerinin rollerini sarih kanunlarla ortaya koymaktadır “Güneş - Dül” Teorisinin türlü kelimeler üzerinde tatbikatını gös- teren yazılarımıza bundan önce birkaç gün aralık verişimiz, bu te- ori hakkında, yalnız memleket bil- ginlerine değil, asrımızın klâsik etimoloji mensuplarına da hitap eden bazı etütlere yer vermek içindi. “Ulus” ta bu sütunlarda çı- kan o yazıları memnuniyetle oku- duk. Gördük ki yazanların hepsi de teoride ileri sürülen orijinal esasları doğru bulmaktadırlar. Her vakit bu yoldaki yazılara yer vermekle beraber, birçok oku- yucuların merakla takip ettikleri tatbikat yazılarını da daha fazla geciktirmemeği münasip gördük. “Ulus" un ilâve şeklinde dil me- yaklılarına armüâğan ettiği “Eti- moloji, morfoloji ve fonetik ba- kımından Türk dili analiz yolları,, başlıklı broşür, bu tatbikatı takip için gerekli esasları toplamakta- dır. Bununla beraber birçok yer- lerden gelen mektublarda bu esas- ların toplu ve kısa bir hulâsasına ihtiyaç gösterilmekte olduğu için, burada böyle bir hulâsa yapmayı ugun bulduk: Güneş - Dil Teorisine göre Kökler ve Ekler 1 — Türkçede sözün ana kökü Fransız Başbakanı B. Laval diyor ki Fransanın alın yazısı perşembe günü belirecektir. « Memleket açık bir durum istiyor. Kaygu yeniden baş gösteri - yor. Finansımızın öldürücü bir mahiyet alması tehlikesi var. Parlamento hemen ve çabuk karar vermelidir.,, B. Laval Paris, 27 (A.A.) — B. Laval, dün akşam radyo ile yayılan bir | söylevinde şöyle demiştir: «“—Perşembe günü belirecek olan şey, Fransanın alınyazısıdır. Ta- satrufların yapılmasına devam e- dilecek ve frank kaymetinin indi- rilmesinin önüne geçilecektir. E- ğer parlamento, muhalif bir de ise, bunu açıkça söylemelidir. Zira memleket, açık bir durum is- temek hakkına maliktir. Parla- mento konuşmalarının güç olaca- gı düşüncesi, ihtimal yalnız başı- na bir çok ziyanlara sebeb olmuş- tur. Kaygı, yeniden baş gösteri- yor. Eğer bu endişe uzayıp gide- cek olursa finansımız için öldürü- cü bir mahiyet almak - tehlikesini arzedecektir. Süratle bir rey ver- mek lâzımdır. Biz parlamentodan hemen karar vermesini istiyeceğiz, yoksa vaziyet vahimleşecektir.,, l Frangın kiymelii I B. Laval, frank kıymetinin her ne suretle olursa olsun indirilme- sine muarızdır. Söylevinde şöyle demiştir: kabul etmemekte, reddetmekte ol- © (Sonu 2 iaci sayfada) Bugün İç sayfalarımızda 2, inci sayfamızda: Brezilya isyanı bastırıldı, şimali Çin hâdiseleri, İtal- yan - habeş harbı, B, Hit- lerin söylevi 3. üncü sayfamızda: Yarı sıyasal: Pester Layd'a && a. Tarih bahisler:: — —anlı sal- tanatında flk — aufus sayımı. 4. üncü sayfamızda: MESKEN ANKETİMİZE GELEN CEVAB.. » önci sayfamızda: YIN İNCEDİL ANKETİ ı (V. 4 K.) dir ( (V.) vokal, (K.) konson demektir.)| Bu formülün ilk şekli, dilin a- na kökü olan (a -- ğ — ağ) Not: I. — Bu “ağ” ana kö deki vokaller şu vokallerle değişe- bilir: a (ı, e, i,o0, ölu,ü) Not: 2. — Bu (ağ) ana kökün- deki okunmaz (muet) “g” konso- nu dahi şöyle değişebilir: & Cv, y, g, k,h, bi m, p, F) radikal Bunlar birinci derece kökler sayılabilir. Not: 3. — Bütün Türk konson- ları başında bir vokalle beraber ana köke eklendikten sonra, ana kök düşerse, kalan şekil, onun mefhumunu temsil edebilir. Böy- lece: Ağ 4 v (4 4, 0, $ zi j di ti r, , n) şeklinde, ikinci derece radikal kökler çıkar. IL. — Ana kök ve onun yerine geçebilen birinci ve ikinci derece- deki radikal kökler, hep kök an- lamının mümessili olurlar. Bu tem- silde tereddüt edilirse derhal ana kökü başa getirmek ve ondan son- ra gelip ana kökün anlamını nü- anslarından — süfikslere bakmak lâzımdır. Z l".î:dıııküiiı ilk anlamı, güneş, luğu ve ondan çıkabi- gösterilmiştir. İ Bütün bu mefhumlar, ilkin ea maddi anlamlarında olarak (ağ) ana köküyle anlatılmış, zamanla bir yandan mefhumlar ruhi, fikri, abstre anlamlara döndüğü gibi, öbür yandan da vokaller ve kon- sonlar inkişaf ederek birinci ve ikinci derece radikal kökler vü- cuda gelmiştir. Bütün bu köklere bir takım süfiksler de katdarak dil kurulmuştur. IV. — Güneş - Dil teorisine gö- re Türk ekleri ve onların keli: deki rolleri itibariyle kategorileri de broşürde izah olunmuştur. Güneş - Dil Teorisine göre analiz yolları Herhangi bir kelimeyi analiz ederken şu yollardan yürümek lâ- zımdır: 1. — İlk önce kelimenin tam ve asıl manasını tesbit ederek bilmek lâzımdır. 2. — Bir kere bu mana bilindik- ten sonra, kelimenin elde bulunan şekli, onun uzun bir tekâmül ne- ticesinde aldığı en son morfolojik ve fonetik şekil olduğu düşünüle- rek, kelimeyi ilk etimolojik aslına çevirmelidir. Bu çevirmede göz önünde tutu- lacak esaslar şunlardır: a) Hiç bir kelime konsonla baş Tamaz. Konsonla başlıyan — sözie * Sayıfayı çeviriniz » -