Adımız, andımızdır 28 SÖNTEŞRİN, 1935 PERŞEMBE Son haberler ikinci sayfada Heryerde 5 kuruş ON ALTINCI YIL. No: 5152 İtalyan -Habeş harbının yeni safhası Habeşler Makalleyi aldıklarını, italyanlar Makalleden çıkmadıklarını söylüyorlar İtalyanların Makalleye girdikleri sırada alınmış bir resim Başbetke YABANCI ARTİSTLER F.R. ATAY İstanbul arkadaşlarımız, birkaç gündenberi, yabancı artistler me- selesinden bahsetmektedirler. Yal- nız bunlar için konan vergi o ka- dar ağırdır ki, Türkiyede hiç bir musiki ve sahne hareketi yapma- ğa imkân yoktur. Memleketimizde vergi münaka- şalarının ne kadar nazik olduğu- nu bildiğimizden, vaziyeti uzun boylu tetkik ettik. Sonunda anla- dık ki ortada bir vergi davası yoktur, bir tasnif yanlışlığı vardır. Okurlarımızı sıkmamak için, yerli ve yabancı artistler hakkın- daki vergi rakamlarını yazımızın sonunda neşrediyoruz. Bu_ndan anlaşılıyor ki dışardan, hiç kimse, hiç bir sanat adamını veya tışkı- mını getiremez. Çünkü her bilet parasının yüzde 75 ine yakınını vergi olarak ödemeğe mecburdur. Geriye kalan yüzde 25 ise, yol parası, ücret, kira masrafları 'ı_e kazanç karşılığı olamaz. O vakit sovyet ve alman unatkârluınd_o. olduğu gibi, bunlar ancak misafir olarak gelebilir ve halk da tiyat- roya parasız sokulur. B Bundan birkaç sene önce )_'uk— sek değil, orta bir sanat değeri ol- mıyan bazı yabancı trupların Bey- oğlu'na yerleşerek, yerli sahne za- rarına, büyük kârlar temin ettiği- ni görüyorduk. Sonra bar ve dı.n: singler gene yüksek sanatla il_gı?ı olmıyan, artistler getirtmekte idi- ler. Sanıyoruz ki doğrudan doğru- ya Prohibitif olan bu vergi bu ce- reyanı durdurmak - için düş'ünul- müştür: Çünkü o gündenberi, ver- giyi bilmiyenlerden başka, hiç, ama hiç bir sahneye yabancı sa- natkâr çıkarak, devlete vergi ver- memiştir. İmdi biz yalnız birkaç sene de- ğil, uzun seneler yabancı meıı'_ıle- ketlerden musiki ve sahne artist- leri getirmek zoru altındayız. Gü- zel musikiye kulakları ılıştıı_'mı—k, iyi sahneye seyirci yetîşt!rmek için, kendi musikimiz, kendi salg- nemiz için çalışanlara canl! lııır mekteb hizmeti gördürmek için, Türkiye şehirlerinin hazin bo.şlu_- ğunu, sessizliğini ve eğlencesız!ı- ğini gidermek için bunu yapmağa mecburuz. Musiki ve sahnede en ileri mem- leketler bile biribirlerine sanat a- dam ve takımları yollamaktadır- -lar. Hitlerizm ve fa;izm, büyük sa- | (Sonu 5. ci sayıfada) KÖ aa di üi ÜÜÜ l ZL Londra, 27 (A.A.) — Reuter ajansı bildiriyor: Devam etmekte olan temizle- me hareketleri ile italyan orduları arasında irtibatın tesisi için gös- terilen çalışmalar şimaldeki kuv- vetleri hareketsizliğe uğratmakta- dır. Habeş haberlerine göre, cenup- ta general Graziyaninin kuvvetle- rine karşı bir taarruz hazırlan- maktadır. Ancak iki fırkalık olan bu kuvvetler, bir kısmı geçen haf- ta İtalyadan hareket etmiş olan yardım kuvvetlerinin gelmesini - beklemektedir. 'ı Habeş hükümeti, italyanların Ogaden'e çekildiklerini söylemek- tedir. İtalyanların Gerbogubi ve (Sonu 2 inci sayfada) BAŞBAKANIMIZ Fabrikalarımızda Haberlerini 6. cı sayıfada okuyunuz! YAAAZ Zecri tedbirlere karşılık İTALYADA Süel korunma tedbirleri alınıyor Roma, 27 (A.A.) — Yeni tedbirler tatbiki tehlikesi yüzünden hasıl olan vaziyet ve bu tehlikenin zecri yarattığı beynelmilel endişe dolayısi- le ihtiyatı süel tedbirler alınmıştır. İ- talyayı ani bir müdafaa halinde bu- lundurmak için bir takım asker nak- liyatı yapılmıştır. Bu nakliyat ve ha« rekât hakkında çıkan haberleri tet- kika imkân yoktur. Çünkü bu husus- ta her türlü haberler kati olarak ya- sak edilmiştir. Bu tahaffuzi tedbirle- rin resmi olduğu kaydedilmektedir. İzin almaları mukarrer yüz bin asker silah altında alıkonulmuştur. Çanakkale vapuru- nun geçirdiği kaza Koi B S D S Çanakkale yalcularını kurtaran Bandırma vapuru Deniz yolları idaresinin Ça- nakkale vapuru salı günü Boz- caada önlerinde iken uskur şaftı kırılmıştır. Kaptan bulunduğu ye- rin demirlemeğe müsait olduğunu görmüş ve hemen demir atmıştır. Telsizle verdiği haber üzerine, Ça- (Sonu 5. ci sayıfada) “Ülus,, un dil yazıları “GÜNEŞ -DİL” Teorisinin esaslarına kısa bir bakış «“(Güneş - Dil Teorisi ,, Türk dilinin ana kâ : kiyle radikal köklerini ve bunlara sonra - dan katılarak anlam nüansları yaratan eklerinin rollerini sarih kanunlarla ortaya koymaktadır “Güneş - Dil” Teorisinin türlü kelimeler üzerinde tatbikatını gös- teren yazılarımıza bundan önce birkaç gün aralık verişimiz, bu te- ori hakkında, yalnız memleket bil- ginlerine değil, asrımızın klâsik etimoloji mensuplarına da hitap eden bazı etütlere yer vermek içindi. “Ulus” ta bu sütunlarda çı- kan o yazıları memnuniyetle oku- duk. Gördük ki yazanların hepsi de teoride ileri sürülen orijinal esasları doğru bulmaktadırlar. Her vakit bu yoldaki yazılara yer vermekle beraber, birçok oku- yucuların merakla takip ettikleri tatbikat yazılarını da daha fazla geciktirmemeği münasip gördük. “Ulus” un ilâve şeklinde dil me- raklılarına armâğan ettiği “Eti- moloji, morfoloji ve fonetik - ba- kımından Türk dili analiz yolları,, başlıklı broşür, bu tatbikatı takip için gerekli esasları toplamakta- dır. Bununla beraber birçok yer- lerden gelen mektublarda bu esas- ların toplu ve kısa bir hulâsasına ihtiyaç gösterilmekte olduğu için, burada böyle bir hulâsa yapmayı ugun bulduk: Güneş - Dil Teorisine göre Kökler ve Ekler I. — Türkçede sözün ana kökü Fransız Başbakanı B. Laval diyor ki Fransanın alın yazısı perşembe günü belirecektir. « Memleket açık bir durum istiyor. Kaygu yeniden baş gösteri - yor. Finansımızın öldürücü bir mahiyet alması tehlikesi var. Parlamento hemen ve çabuk karar vermelidir.., B. Lavat Paris, 27 (A.A.) — B. Laval, dün akşam radyo ile yayılan bir söylevinde şöyle demiştir: “ Perşembe günü belirecek olan şey, Fransanın alınyazısıdır. Ta- sarrufların yapılmasına devam e- dilecek ve frank kıymetinin indi: rilmesinin önüne geçilecektir. E- ğer parlamento, muhalif bir fikir- de ise, bunu açıkça söylemelidir. Zira memleket, açık bir durum is- temek hakkına maliktir. Parla- mento konuşmalarının güç olaca- ğı düşüncesi, ihtimal yalnız başı- na bir çok ziyanlara sebeb olmuş- tur. Kaygı, yeniden baş gösteri- yor. Eğer bu endişe uzayıp gide- cek olursa finansımız için öldürü- cü bir mahiyet almak tehlikesini arzedecektir. Süratle bir rey ver- mek lâzımdır. Biz parlamentodan hemen karar vermesini istiyeceğiz, yoksa vaziyet vahimleşecektir.,, Frangın kıymetti B. Laval, frank kıymetinin her ne suretle olursa olsun indirilme- sine muarızdır. Söylevinde şöyle demiştir: « Bir kolaylık yolu olarak kabul etmemekte, reddetmekte ol- “ (Sonu 2 inci sayfada) Bugün İç sayfalarımızda 2. inci sayfamızda: Brezilya isyanı bastırıldı, | şimali Çin hâdiseleri, İtal- yan - habeş harbı, B. Hit- lerin söylevi 3. üncü sayfamızda: Yarı sıyasal: Pester Loyd'a gev a. Tarih bahisler:: — —anlı sal- tanatında :flk — nufus sayımı. 1. üncü sayfamızda: MESKEN ANKETİMİZE GELEN CEVARB.. 5. inci sayfamızdu: VII İNCİ' DİL ANKETİ (V. 4 K.) dir ( (V.) vokal, (K.) konson demektir.) Bu formülün ilk şekli, dilin a- na kökü olan (a - ğ — ağ) dır. N_ol: 1. — Bu “ağ” ana kökün- deki vokaller şu vokallerle değişe- bilir: a (ı,e,i,0, ö u, ü) Not: 2. — Bu (ağ) ana kökün- deki okunmaz (muet) “g” konso- nu dahi şöyle değişebilir: & (v, y. g. k,h,b,m,p,f) radikal Bunlar birinci derece kökler sayılabilir. Not: 3. — Bütün Türk konson- ları başında bir vokalle beraber ana köke eklendikten sonra, ana kök düşerse, kalan şekil, onun mefhumunu temsil edebilir. Böy- lece: İ Ağ 4 v. (3ı & © $ Z İ J' 4 r; n derece radikal şeklinde, ikinci kökler çıkar. I. — Ana kök ve onun yerine geçebilen birinci ve ikinci derece- deki radikal kökler, hep kök an- lamının mümessili olurlar. Bu tem- silde tereddüt edilirse derhal ana kökü başa getirmek ve ondan son- ra gelip ana kökün anlamını nü- anşslarından süfikslere bakmak lâzımdır. (H, — Ana kökün ilk anlamı, (güneş) olduğu ve ondan çıkabi- len başlıca mefhumlar broşürde :’rff gösterilmiştir. Bütün bu mefhumlar, ilkin en maddi anlamlarında olarak (ağ) ana köküyle anlatılmış, zamanla bir yandan mefhumlar ruhi, fikri, abstre anlamlara döndüğü gibi, öbür yandan da vokaller ve kon- sonlar inkişaf ederek birinci ve ikinci derece radikal kökler vü- cuda gelmiştir. Bütün bu köklere bir takım süfiksler de katılarak dil kurulmuştur. IV. — Güneş - Dil teorisine gö- re Türk ekleri ve onların kelime- deki rolleri itibariyle kategorileri de broşürde izah olunmuştur. Güneş - Dil Teorisine göre analiz yolları Herhangi bir kelimeyi analiz ederken şu yollardan yürümek lâ- zıimdır: 1: — İlk önce kelimenin tam ve | asıl manasını tesbit ederek bilmek | lâzımdır. 2. — Bir kere bu mana bilindik- ten sonra, kelimenin elde bulunan şekli, onun uzun bir tekâmül ne- ticesinde aldığı en son morfolojik ve fonetik şekil olduğu düşünüle- rek, kelimeyi ilk etimolojik aslına çevirmelidir. Bu çevirmede göz önünde tutu- lacak esaslar şunlardır: a) Hiç bir kelime konsonla baş lamaz. Konsonla başlıyam — sözle- * Sayıfayi çeviriniz -