OÖN ALTINCI YIL. No: 5L53 ŞBAKANIMIZ BURSADA —. — İnörü iki fabrikanın temelini eliyle attı Bursada Merinos fabri kası 15 milyona mal olacak, yılda üç liyecektir. Başbetke BİZİM VAZİFEMİZ! F.R. ATAY Bir müddet Türkiye'de bulunan ve son günlerde devrim ve mem - leketimiz hakkında en iyi eser - lerden birini neşreden bir yaban- cı dostumuz bize yolladığı mek - tubta diyor ki: “Ulus'un fıa'n.ııı - ca nüshasında ne gibi yfııılıkleı yapılmak lâzım geldiğini ofııır - larınızdan soruyorsunuz. Siz bıı #ransızca nüshanızla esaslı bir hiz- mette bulunuyorsunuz, bilhassa, şon tarihiğ ve ârkeolojik araştır - malarınızla, ırkınızın şanlı geçmi- şi üstüne döktüğünüz aydınlığı, sizin yazılarınızla öğreniyoruz. Bilirsiniz ki sizinle uğraşmak va- zifeleri olanlardan başka hiç kim- se, memleketiniz hakkında mulâ_— mat edinememektedir. Ben Türki- ye'yi terkedeli iki sene olmuştur : Şunu gördüm ki devriminizin bü- yük tekâmülünü, uzaktan, takib edebilmek imkânı yoktur.,, Biz propaganda, neşir ve ilân 37 de açılacak, üç buçuk milyon kilodan fazla yün iş- Bursa, 28 (A.A.) — Başba- kan İsmet İnönü, Ekonomi baka- nı B. Celal Bayar ve beraberlerin- deki'diğer zatlar asri kaplıca bi- nasını gezdikten sonra saat 10 da merinos fabrikasının kurulacağı yere geldiler. Burası törene katıl- mak için gelen yurddaşlarla dolu idi. Törenden evel C. H. P. ilyön kurul başkanı Bursa saylavı Dr. B. Sadi Konuk bursalıların şükra- nını bildiren bir söylev verdi. Bun- da kurtuluş yolunda olduğu gibi ilerleyiş — ve yükseliş — yolunda da bursalıların Ulu Öndere yürek- ten doğan inan ve itaatla bağlı bulunduklarını söyledi. Bundan sonra başbakan İsmet İnönü sürekli alkışlar arasında kürsüye gelerek şu nutku söyledi: “— Arkadaşlar, memleketimi- sin merince fabrikasının temelini biraz sonra atacağız. Şefimiz A- tatürk, fabrikaya “Merinos” fab- rikası adını vermişlerdir. Merinos, eski türk dilinde ince ve uzan de- mektir. Bu adla, fabrikanın iş ve istikbali sonuçlarını tebarüz ettir- miş oluyorum. Bu kuruluş, Ata- türk'ün devrim boyunca her işto- ki yakın ilgisinin yeni bir delili- işleri için, resmiğ, yarı resmiğ, ku- rumlarımızla Bankalar ve cemi - yetler kasasından her yıl oldukça mühim masraflarda bulunmakta- yız. Fakat bir türlü sesimizi sınır- İarımız dışına çıkaramıyoruz. Me- selâ bir yeni nufus sayımı yaptık; ajansımız, şüphesiz, bu neticeyi her tarafa yaydı; fakat hiç bir ehemiyetli gazetede bunu haber olarak bile görmedik. Bilâkis, bu sayım neticesi aleyhine yazılar dir. Bursada ve bütün memleket karşısında bunu anmak bir borç- tur. Merinos fabrikası, Bursa ve etrafı için güttüğümüz gayeyi can- landıracaktır. İyi, ince ve uzun yün kendi topraklarımızda istih- sal edilecek. Emek verdik, daha da vereceğiz. En iyi yünü yurd i- okuduk. Bir takım büyük gazete lerde Türkiye kelimesi menedil miş gibidir: Eğer memleketimiz - de bir tiren devrilip yirmi otuz kişi ölmez, bir yangın olup birkaç ma- halle yanmaz, bir vapur batıp elli kişi boğulmaz, bir yeni kom - plo keşfedilmezse, Avrupa gaze - telerinin bizden' bahsettiğini gör- mezsiniz. “Lu” diye bir haftalık vardır. Bütün dünyada çıkan gaze- telerin ve olan hâdiselerin hafta- da bir hulâsalarını neşreder. Bu gazete vasıtasiyle dünyanın he! yerinde ne olup bittiğini öğrenir - siniz: Fakat memleketimiz ışlerl- nin bir satırlık yer aldığını gör - mezsiniz. Sakın sinirlenerek yan- lış bir hükme kapılmayınız: Bizim buna her devletten fazla ihtiyacı - mız vardır. Şurası da bilinmek ge- rektir ki bütün bu neşriyat, her devlet tarafından, kendi hesabına idare olunmaktadır. Sütunların ço- (Sonu 4. cü sayıfada) Paris, 28 (A-A.) — Saat 15 te, say- dolmuş olan tribünlerin önünde açılmış- tır. Sualler okunduktan sonra, başbakan, MANANWWAMAI—ANWW İnkılâb dersleri ö baval ü bü.çenin derhal görüşülmesini, öteki me- bdşlıyor selelerin talikini teklif etmiş — ve itimat veyi istemiştir. B. Laval'in söylevi, kurulun büyük bir kısmının alkışları ile karşılanmıştır. llk dersi bugün Saat on yedi buçukla Ankara Hukuk B. Laval, federasyonun ve asayişin te - Fakültesinde 3 | mini hakkındaki meselelerin - Chauven ğ ö raporundan evvel görüşülmesini kabul R. PEKER etmiştle. z Mubhtelif gruplar mümessilleri bun - vörgosktir. dan socra söz alarak hükümetin dilekle: RANKEKKARKAK EĞRARNRADIDA L di daae eli aüi y * Başbasanımız İsmet İnönü bir açılm- töreninde, karşılıyanlar arasında çinde yetiştireceğiz. Fabrikanın, yün yetiştirme ve işleme gibi iki cephesiyle endüstri ve ziraat ba- (Sonu 2 inci sayfada) C.B.P. Genyönkurul dün toplandı C. H. P. Genel Sekreterliğin- den tebliğ edilmiştir: Bugün (dün) toplanan C. H. P. Genyönkurulu aşağıdaki ka- rarları vermiştir: 1 — Manisa şar kurulundaki vaziyeti parti bakımından incele- miş, bu durumun düzeltilmesini karar altına almıştır. 2 — Sıvas ilyönkurulunun ö- len değerli başkanı yerine yeni- den seçilmiş olan Erzincan sayla- vı Hikmet Işığın yeni ödevi kabul edilmiştir. <| — Fransa'da iç durum B. Laval kabinesi 225 reye karşı 345 reyle itimad kararını aldı. lerdir. Aynı satte senato toplanmış bu - lavlar kurulunun ilk celsesi hincahinç | lunmakta idi. Paris, 28 (A-A) — — Toplantının kısa bir tatilinden sonra saylavlar ku rulu reisi, saat 1650 ye doğru, hü « kümet tarafından istenilen itimad re- yinin sonuçlarını okumuştur. Bu so * muçlar şunlardır Verilen reyler 570 dir. Bunların 345 i hükümet lehine, 225 şi aleyhi nedir. Yunan kabinesi Kıralın af hakkındaki kararnamesini Kabul etmediğinden istifasını verdi Atina, 28 (A.A.) — Röyter: den: Kıral af kararnamesini imza etmiştir. Atina, 28 (A.A.) — Stefani a- jansından: Bakanlar, umumi af kararnamesinin neşrini reddettik- lerinden kıral kabinenin istifasını kabul etmiştir. Atina, 28 (A.A.) — İstifa & den kabinede adliye bakanı olan B: Yannopulos, gazetecilerin sual- lerine cevap olarak demiştir ki: *— Bir genel affın mesuliyeti- Bi üzerimize alamazdık. Böyle bir Son haberler ikinci sayfada Heryerde 5 kuruş “Ulus, un dil yazıları Türk Dilinin Orijinalitesini Gösteren BİR ANALİZ n yi ğedi Güneş -Dil Teorisi, “Akşam ,, sözünün analizi ile, zaman ve cihet anlatan tür- lü sözlerin Türk jenisinden çıktığını nasıl ortaya koyuyor? “Güneş - Dil” teorisinin esaslarına dün kısa bir bakış yap- mıştık. Bu toplu hulâsanın tatbikatı arasında “akhşam” sözü- nü nnfılıız .o!.ıı'lı. “Sabah, öğle, ikindi” sözleri gibi araştırma- ğı'ı gınş.?ığımı'z “akşam” sözünün analizi, önümüze dilimi- zin engin orijinalitesini gösterir bir saha açtı. “Akşam" ile beraber “arka, kara, geri, gece, geçit, kaçak, koşu, gark, garp” sözleri önümüze çıktı. “Garp” sözünün uyandırdığı dü- şünce “şark, cenup, şimal” sözlerini hatırlattı. Bunların analizinden de “gün, gündüz, düz, ün, ön, yön, sağ, tol, süt, nort, siyah, saha, nur, onör ...” kelimeleri, içlerinde sakladık- ları dil sırlarını dökmek üzere, meydana çıktılar. Türk dilinir kuruluşunda ki ana orijinaliteyi gösteren bu ana lizleri, birkaç yazı halinde, bugündan başlıyarak, bu sütun- larda göstereceğiz: L yahut (Ahsum) derler. (2) Bu kelime ile güneşten mahrum AKŞAM olan sahamızın halini ifade eden Kelimenin etimolojik şekli şu- | kelime, orijinde tamamiyle aynıe- dur: dır. (D (2) (3) (ak - aş - am) AKAŞ - AĞAS (1) Ak: Güneşi işaret eder kök- tür. (2) aş: (. 4 $), (“s, z” gibi) bir obje veya süjeye nazaran gü- neşin oldukça geniş ve uzak bir sahada vücut ve hareketini göste- rir ektir. (3) am: (s) sahasının ait oldu- gu objedir. O obje bizim üstünde bulunduğumuz sahadır. Demek 0- luyor ki: Ak | aş - am -— akaşam — akşam sözü, güneşin bizim saha- mızdan uzaklaşırken, yani ondan mahrum olacağımız sırada, bizim sahamızın halini ifade eder. Kelime “bir noksan, bir yokluk” anlamına işaret etmektedir. Akasam, Aksam: - “s, ş$” tebadü- liyle - aynı manayı ifade eder. Me- selâ “akasamak — aksamak": “eksik olmak, noksan olmak” de- mektir. (1) Bir insanın herhangi bir sebep- le aklı başından uzaklaşıp (s, 4) sahasıma giderse, K onun o hal ve vaziyetine (Aksum) () Kamusu Türki mesuliyeti ancak nizami bir kabi- ne kendi üzerine alabilir. Gazetelerin yazdıklarına göre, iş kabinesinin teşekkülünü müte- akip derhal bütün harb divanları tarafından mahküm edilmiş olan bütün isyancılar için derhal bir ge- nel af ilan olunacaktır. Öğleüstü kıral tarafından çağı- rılan B. Kondilis, bakanlar içtima- ını talik ederek saraya gitmiştir. Saraydan advetini mütcakip ba- kanlar içtimamma devam olunacak- tır. (Somut 6. ct sayrfada) Not: £ — Güneşi hareket mef- humiyle birlikte mütalâa edersek (Akaş) sözü, “güneşin —uzaklaş- ması, kıybolmuı."l:î!ı:cü" mef- humunu ifade eder. Son ekle, ya- ni (am) ile, beraber bu mefhumu haiz saha olur. (Akaş) sözünün — Yakutçada (Ağas) şekli vardır. (3) Bu söz, şu anlamlara delâlet eder: 1. — Gelip geçmek; bir şey ya- nından geçmek; : geç mek, koşmak; bir şeyin yanından - Sayıfayı çeviriniz - (2) Radlof. I. “Çağatay lehçe- si”; Büyük Türk Lügati “Çağatay ve Uygur lehçeleti”; Pavet de Courteille: Şârk Türkçesi Lügati U1 Yakatçada “ş” yoktur; g”- ler “s” jile itade olunur. Bugün İç sayfalarımızda 2, inci sayfamızda: İtalya - habeş harbı; Şimali Çin hadiseleri; petrol ambargosu 3. üncü sayfamızda: İstanbul — telefonları; İstanbul - Ankara tele- fonu;- Yüksek - Sıhhat Şürası 4. üncü sayfamızda: YENİ TÜRKİYE VE ÖNDERİ. 5. İnci sayfjamızda: Spor; kömür ilinde yeni bayındırlıklar. 6. ıncı sayfamızda: Mesken — anketimir DEŞEP SN