Adımız, andımızdır ON ALTINCI YIL. No: 5151 Son haberler ikinci sayfada Heryerde 5 kuruş Üc fabrika açılıyor, ikisinin temeli atılıyor. Sa B e aa e YY T T ee L M K eee ınınmıuunllııııınıuıuuıııiuııııııııı.ııı1 Başbakanımız dün akşam gitti İsmet İnönü İzmitte kâğıt, İstanbulda cam fabrikalarını aça - cak Bursa Merinos ve Gemlik sun - ipek , . . fabrikalarının temelini atacaktır & İnönü dün akşam Ankaradan hareket etmiştir. _İıı.'ıılı tamamen bitmiş ü m'.',',":: pişmet İDÖre kâğıd fabrikasını açacak, oradan deniz tarikiyle Müdanyaya geçe- Bi idecektir. Kh * rüng'::::e’;:ıdnı"ulı:;î"B::ııîı Merinos (abrikasının temelini atacak olan İsmet İnönü, aynı günde gene deniz tarikiyle Gemliğe geçerek Gemlik sun - ipek fabrikası nın temelini atacak ve oradan İs- tanbula dönecektir. —- n Başbakanımız İstanbula gelgıcıe.ı isine Ekonomi Bakanı B. Celal k Kmlg:rı:;eîikı;::'in;m:n: :lıinm Başbakanımız Zonguldakta yapılmış mak üzere Zonguldağa da gidecektir. DÜYLOYULAAKATIAYYA MIYUMAAYAN AAA GKYAU VAA CABA Paşabahçe cam ve şişe fabrikasının da açılış törenini yapacaktır. Bayarla banka direktörleri refakat etmektedirler. olan sömi - kok fabrikasını aç- VND AA VF V0 .AOAĞ ( (GU UDU UY UAYA O0 KUKO MULMAL AAA NUK KOKDETÜR YAK LAMGKKADS £ YU YÜY SEN YEPGEKAL AAT Gündelik YENİ FABRİKALARIMIZ F.R. ATAY Başbakan İsmet İnönü, Ekono- mi Bakanı ile birlikte dün akşam İstanbul ekspresi ile Ankın'_d'ın hareket etti. Başbakan İzmit'te bitmek üzere bulunan kâğıd fabrikasını gezecek, Gemlik'te Sun-ipek ve Bursa Merinos fabrika- İarının temellerini atacak, Paşa- bahçe şişe ve cam fabrikası ile, eğer Karadenizde fırtına diner ve zaman bulursa, Zonguldak Semi - antrasit fabrikalarının açılış töre- ninde bulunacaktır. Bir ay içinde üç yeni hat, beş yeni fabrika! Atatürk'ün zengin ve mesud Türkiye ideali bıcrçık- leşinceye kadar, ray ve baca sı- y:ıııının büyük lideri, daha bir- çok seyahat yorgunluklarına kat- lanacaktır. Bursada Merinos fabrikasının işliyeceği Merinos yünü, yılda 3 milyon İiradan aşağı olmıyacak- tır. Merinosçuluğun Bursa ve etra- fı için nasıl bir kazanç ve gelişim kaynağı olacağı bu rakamdan ko- layca anlaşılabilir. Merinos fı_b rikası işlediği zaman, yarı-milli kumaşlarımız yüzde yüz türk ola- caktır. Yunanistanın eski ekono- mi bakanı memleketimize ıılı'iı— ginde: “— Demek Merinos yetiş- tirmeğe muvaffak oldunuz. .Bıh- fiyarsınız. Çünkü biz Yunı_nııtın- da menfiğ netice aldık!,, diyordu. Kâğıd fabrikası ile bir çocuk- luk hatıramı anıyorum. Biz, İstan- bullular, ilk Damping sözünü, ba- balarımızdan duymuşuzdur : *“—Boğaziçi'nde bir kâğıd fabri- kası açmıştık. Avusturyalılar lyı— men kâğıd fiatlarını bir kuruş in- dirdiler. Fabrikamız mal satama- dığı için kapandı. Ondan sonra avusturyalılar bize kâğıdı eskisin- den bir kuruş fazlasına sattılar!,, Cezalı damping! ğ * İpek orta halk için pahalı bı.v mal olarak kalacaktır. Sun'i dedi- ğimiz ve almanların sanat ipeği adını verdikleri kumaşlar, orta ve fakir halkın büyük bir ihtiyacını karşılamaktadır. Bundan başka sanat ipeği, ipek zevkini yaymak hususunda da son derece faydalı- dır. Camın ilk - maddesini dışarı bile satıyoruz: Çünkü cinsi o kadar iyidir. İlk> maddesi kalite bakı- mından birinciler sırasında bulu- nan ve yoğaltım piyasası en uı.nl( köylere kadar giden cam ve şişe için sınır ötesine kese başaltma- miz nasıl mantıkiğ olabilirdi? (Somvu 2 inci sayfada) CP.P. Parti grupu toplantısı C.H. Partisi Kamutay Grupu İda- re Heyeti Başkanlığından: C. H. Partisi Kamutay Grupu bu- zün saat on beşte Dr. Cemal Tun - canın başkanlığında toplandı. Parti Grup komisyonunda yeni e- saslara göre hazırlanmakta olan me- murlar kanunu projesi hakkında bu kamisyon raportörü Mardin saylavı Edip Erginin izahatı dinlenildi. B.R, Peker geldi Üniversitede inkılâb dersi ver- mek üzere İstanbula gitmiş olan B. Receb Peker dün sabah Toros e- kispresi ile hareket etmiş ve dün akşam saat 11,05 da şehrimize dönmüştür. B. Peker istasyonda parti genyönkurul üyeleri ile An- kara ilyönkurul başkan vekili ve üyeleri ve birçok saylavlar tara- fından karşılanmıştır. Ziraat Bankası Umumi Heyeti; 46 1n- “| ci hesab devresi olan 934 yılı pilânçosu ile kâr ve zarar hesablarını tetkik et - mek üzere dün Banka binasında — yıllık toplantısını yapmıştır. İdare meclisi ra- porunda, altıncı senesini yaşıyan cihan buhranının yarattığı sıkıntının devamı - na işaret edilmekte ve ulusal ekonomi - mizin 934 yılı içindeki seyrinin, cumu- riyet hükümetinin yüksek bir lavrayış Yunan kabinesi değişiyor — Atina, 26 (A, Ha A.) — Atinaa- — RUMETE jansı — bildiri- * yor: Başbakan General Kon- dilis, kıralın da- veti — üzerine, bugün saat 1l de saraya git- miş, kıralla ka- bine — buhranı hakkında — gö- rüşmüş ve ken- disine fikirleri- a ni izah etmiştir. — 3- Maksimos Vakıa sıyasal mahfiller ve ga- zeteler, sıyasal buhrana, bugünkü kabinenin işte devamı, geniş veya dar bir temerküz kabinesi teşkili, bu kabineye parlamento harici şa- hısların da alınıp alınmaması, a- samblenin derhal dağıtılıp dağı- tılmaması gibi muhtelif hal suret- leri ileri sürmekte iseler de derhal kesin kararlar alınacağını san- mak daha zamansızdır. Çünkü kı- (Sonu 4. cü sayıfada) Ziraat Bankası 46 1ncı ça lışma yılı besabını verdi. ve-öngörenlikle aldığı ledbirlerinin ne - ticosi olarak durmadan inkişaf etmekte olduğu rakamlara dayanılarak anlatıl - maktadır İstihsal miktarları 934 yılında, 933 çe göre az olan tütün, üzüm, fındık, af- yon, pançar gibi bir kısım maddelerin artan fiatlarının köylüyü sevindirmiş ol- ması, ve pamuk gibi gün geçtikçe artan (Sonu 6. ct sayılada) Ziraat Bantasının umumt Heyetl toplanlı halinde “Ülus, un dil yazıları İkindi “ İkindi, ikindiy, ikindiyin, İkindiley, İkindileyin ,, ve “asır ,, sözlerinin etimoloji. morfoloji, fonetik bakımından analizi İKİNDİ Kelimenin etimolojik şekli şu- dur: 0) (2) (3) (4) (k & in - id 4 iğ) (1) İk: Köktür; güneşi ve onun sıcaklığını ifade eder. Güneş, (Öğley) de sıcaklığının en büyük tesirini gösterir; öğleyden batıya doğru indikçe sıcaklığının yakıcı- lık tesiri azalmaya başlar ve öyle bir noktaya gelir ki orada güne- şin sıcaklığı, öğleye nazaran mu- tedil olur, ılık olur. (2) İn: Sıcaklık anlamının bi- tişiğindeki sahayı ve sıcaklığın o sahaya yayılmış olduğunu göste- rir (terin, cildin haricine çıkması, taşması gibi). Bu izahattan şu anlaşılmak lâ- zımdır ki, sıcaklık anlamı, ken- di egosunda düşünüldüğü — vakit, kesafeti, tesiri fazla olur; sıcak- lık mefhumunun içinde bulundu- gu kabın kenarlarını açalım, etra- fına dağılsın, taşsın; o zaman sı- caklık mefhumu kesafetini kay- bedecek, tesiri azalacak. İşte “ikind (t) ” sözündeki ( — d-t) âmilinin yaptığı ameli- ye böyle düşünülmelidir. (3) 1d: (. 4 d-a), ektir. Yapıcı- lık, yapılmış olmaklık anlamına işaret eder. Yani güneşin, keskin sıcaklığını, (. 4 n) sahasına ya- yarak ılık yapmış olduğunu müs- pet olarak bildirir. (4) İğ: (. 4 ğ)eki, kendinden önceki düşünceyi tamamlar, ta- yin eder bir işarettir. İk 4 in 4 id 4 iğ — ikinidiğ — ikindiğ: güneşin, sıcaklığının mütedil, ılıik olmuş olduğu vaziyet. Buna “gün yılımı” derler: (Yılı- mak): “ıilınmak, ilik olmak” de- mektir. (1) Not: 1 — Türk, daha iptidailik devirlerinde bu tabii hâl ve vazi- yeti duymuş ve onun adını da böy- lece koymuştur. Kelimenin (ikindiğ) ve ikindiy) şekilleri vardır. (ğ ). Not: 2 — (lİkindiy) de, artık güneş bize arkasını vermiş gibi bir duygu vardır. Onun için, (ikin — eğin) sözü “zahr” manasına kullanılır. (2)| Ankara, Afyon, Çarşamba, Sam- sun, Çanakkalede de verâ'ya (sırt): “eğin” diyorlar. “İkin”, “öğün (4 mek) ” (3), “ağın” (4), “akan” (5) sözleri hep, “taşan, seyelân eden, akan” manalarınadır. “Seyelân” manasına — olan V) Radiof. HI, “Altay, Lebed, üyük Türk lügati “Osman- ; Kamusu Türki; Sanı- hatı Seyrani; Eltferecü Bâd - eş - Şidde Tercümesi. (3) Kamus Tercümesi 8) Karayim Metinleri (5) Kamusu Türki (akıntı) (6) sözü ile (ikinti - ikim- di) sözünün her ikisi birdir. Bi- rincisinden “sa” — anlaşılıyorca ikincisinden de “güneşin şuağları" anlaşılır. Konyada “sızıntı” ya (öğütmtü) derler ki, kelimenin — kuruluşu, Çikindi)'ninkinin aynıdır. İKİNDİYİN (İkindiy 5- in) dir. İn: (4 n), eklir. Güneşin (ikindiy) dediğimiz nokta yakın. larındaki hareketini ve zamanı gösterir. Not: 1 — Güneş (ikindiy) de bulunduğu zaman, (öğley) ile (batı) arasındaki mesafeyi ilğiye bölmüş gibidir. (İkindiyin), her şeyin gölgesi iki misline yaklaşır. Bunları düşünerek (ikindiğ) sözünün kökünü, (iki) farzetmek hatıra gelir; işin biraz da kolay zannolunan ciheti odur. Fakat dü şünmek lâzımdır ki, insanlar bu fikirleri çok sonra bulmuşlardır. Türkler, ilk önce, güneşin kendi üezrlerinde - yazın - yapltığı tesir icbariyle, (öğley) i ve (ikindiy) i tanımış ve onlara isim vermiştir. Sabah ile öğley arasında bir mök- ta tesbit edip ona ğsim vermemiş- Ur; çünkü bir tesir ve icbar altın- da kalmamıştır. ASIR (İkindiğ) ile (Asır) kelimele: î:niı etimolojik bakımdan fark- rız İkindiğ: (ik 4 in 4 id 4- iğ) Asır ağ tısjır4- .) Her iki kelimede kökler (iğ- ağ), güneşin sıcaklığı anlamını gösterir. Birincide mefhum, kenm- dine bitişik olan yakın (. 4 a) sahasma taşmıştır; halbuki ikin- cide, oldukça uzak bir sahaya, (- 4 £) ye, yayılmıştır. Buna na- zaran (asır) noktası, (ikindiy)- den daha ileridedir. (ikindiy) i, (asır) a yanaştırmak için, kelime- yi son ekle, yani (iğ) ile, bağla- madan önce ona (. — () eki vası- tasiyle bir uzaklık anlamı katmak lâzımdır: (İkind -- il 4 ey — ikindiley) ve (ikindileyin) sözleri kurulmuş olur. (Asır) kelimesi, (asr) telâffuzu ile arapçada “ikindi vakti”ne dendiği gibi “gündüz” ve “gece”. ye de denir. (7) Not: — (Asır) kelimesinin kö- kü olan (ağ) zaman ve mesafe manasına alınınca, (. 4 s) ekinin oldukça geniş bir sahaya intişar ve (. -- r) ekinin de temerküz ve takarrür ifade etmelerine göre, (Asır) oldukça uzun bir zaman devresi demek — olur ki asrın za- man anlamı da bu yolda izah e- dilmiş olur. (61 Kamusu Türki (7| Kamus Tercümesi,