27 Kasım 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

27 Kasım 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON ALTINCI YIL. No: 5151 Adımız, andımızdır 27 SÖNTEŞRİN, 1935 ÇARŞAMBA Son haberler ikinci sayfada Heryerde 5 kuruş Üç fabrika açılıyor, ikisinin temeli atılıyor. AKLAblKL LKS AATNKLLALAANLN EAKEMITİS ıımmıııııınıumıuıuııuıııuıııııııınımmııınumımumnuuııtıumnuııııııııuııııımnunı:ıı.î Başbakanımız dün akşam gitti Başbakanımız İsmet ve açılmak üzere bulunan 28 sonteşrin sabahı tanbula dönecektir. Kendisine Ekonomi Bakanı B. Cel Karadenizdeki fırtına dinerse, gene deniz tarikiyle Gemliğe geçerek Başbakanımız İsta;'ıbula gelim:e,ı a İsmet İnönü İzmitte kâğıt, İstanbulda cam fabrikalarını aça - cak Bursa Merinos ve Gemlik sun - ipek , Kd * fabrikalarının temelini atacaktır İnönü dün akşam Ankaradan hareket etmiştir. İnşaatı tamamen bitmiş İzmit kâğıd fabrikasını açacak, oradan deniz tarikiyle Müdanyaya geçe- rek Mudanyadan Bursaya gidecektir. Bursada Merinos mak üzere Zonguldağa da gidecektir. mmIî!nl||Mllml||H|l|lll"|IlmllHNImlIlmlHMI“MIMIIWIWMWIIIIWHI| (ı'indelik C H P YENİ FABRİKALARIMIZ B ÜT e F.R. ATAY Parti grupu . Başbakan İsmet İnönü, Ekono- mi Bakanı ile birlikte dün akşam İstanbul ekspresi ile Ankara'fian hareket etti. Başbakan İzmit'te bitmek üzere bulunan kâğıd fabrikasını gezecek, Gemlik'te Sun-ipek ve Bursa Merinos fabrika- larının temellerini atacak, Paşa- bahçe şişe ve cam fabrikası ile, eğer Karadenizde fırtına diner ve zaman bulursa, Zonguldak Semi - antrasit fabrikalarının açılış töre- ninde bulunacaktır. Bir ay içinde üç yeni hat, bçş yeni fabrika! Atatürk'ün zengin ve mesud Türkiye ideali gerçek- leşinceye kadar, ray ve baca s- yasasının büyük İideri, daha bir- çok seyahat yorgunluklarına kat- lanacaktır. Bursada Merinos fabrikasının işliyeceği Merinos yünü, yılda milyon liradan aşağı olmıyacak- tır. Merinosçuluğun Bursa ve etra- fi için nasıl bir kazanç ve gelişim kaynağı olacağı bu rakamdan ko- layca anlaşılabilir. Merinos fa_b- rikası işlediği zaman, yarı-milli kumaşlarımız yüzde yüz türk ola- caktır. Yunanistanın eski ekono- mi bakanı memleketimize gelr_lı- ğinde: “— Demek Merinos yetiş- tirmeğe muvaffak oldunuz. _Bah— tiyarsınız. Çünkü biz Yunanistan- da menfiğ netice aldık!,, diyordu. Kâğıd fabrikası ile bir çocuk- kak hatıramı anıyorum. Biz, İstan- bullular, ilk Damping sözünü, ba- balarımızdan duymuşuzdur : “ Boğaziçi'nde bir kâğıd fabri- kası açmıştık. Avusturyalılar l:ıe— men kâğıd fiatlarını bir kuruş in- dirdiler. Fabrikamız mal satama- dığı için kapandı. Ondan sonra avusturyalılar bize kâğıdı eskisin- den bir kuruş fazlasına sattılar!,, Cezalı damping! ; * İpek orta halk için pahalı bir mal olarak kalacaktır. Sun'i şiedı_- ğimiz ve almanların sanat ipeği adını verdikleri kumaşlar, orta ve fakir halkın büyük - bir ihtiyacını karşılamaktadır. Bundan başka sanat ipeği, ipek zevkini yaymak hususunda da son derece faydalı- dır. Camın ilk - maddesini dışarı bile satıyoruz: Çünkü cinsi o kadar iyidir. İlk - maddesi kalite bakı- mından birinciler sırasında bulu- nan ve yoğaltım piyasası en uz'ak köylere kadar giden cam ve şişe için sınır ötesine kese boşaltma- toplantısı C.H. Partisi Kamutay Grupu İda- re Heyeti Başkanlığından: C. H. Partisi Kamutay Grupu bu- gün saat on beşte Dr. Cemal Tun - canın başkanlığında toplandı. Parti Grup komisyonunda yeni e- saslara göre hazırlanmakta olan me- murlar kanunu projesi hakkında bu komisyon raportörü Mardin saylavı Edip Erginin izahatı dinlenildi. B.R, Peker geldi Üniversitede inkılâb dersi ver- mek üzere İstanbula gitmiş olan B. Receb Peker dün sabah Toros e- kispresi ile hareket etmiş ve dün akşam saat 11,05 da şehrimize dönmüştür. B. Peker istasyonda parti genyönkurul üyeleri ile An- kara ilyönkurul başkan vekili ve üyeleri ve birçok saylavlar tara- fabrikasının temelini atacak olan İsmet İnönü, aynı günde Gemlik sun - ipek fabrikası nın temelini atacak ve oradan İs- Paşabahçe cam ve şişe fabrikasının da açılış törenini yapacaktır. Bayarla banka direktörleri refakat etmektedirler. Başbakanımız Zonguldakta yapılmış olan sömi - kok fabrikasını aç- MA NTADRKTDKAARYRLAKLLMALRKKIAPRKLTUUKKTAYAYAAIAAAKAKA KY DA VAA HLAY AKI KF YAKARA FK YAIILAKARAAKUANINI fından karşılanmıştır. ANAKANNLYDAKAALCAYDCÜEKRKELOAAKAANA DA DÜM AAA AAA 0( FADDAKAĞAKAKTINACLLKAALAKININN! d Yunan kabinesi değişiyor — Atina, 26 (A, A.) — Atina a- jansı — bildiri- yor: Başbakan General Kon- dilis, kıralın da- veti — üzerine, bugün saat 11 de saraya git- miş, kıralla ka- hakkında gö- rüşmüş ve lıcen- & disine fikirleri- ” ni izah etmiştir. B. Maksimos Vakıa sıyasal mahfiller ve ga- zeteler, sıyasal buhrana, bugünkü kabinenin işte devamı, geniş veya dar bir temerküz kabinesi teşkili, bu kabineye parlamento harici şa- hısların da alınıp alınmaması, a- samblenin derhal dağıtılıp dağı- tılmaması gibi muhtelif hal suret- leri ileri sürmekte iseler de derhal kesin kararlar alınacağını san- mak daha zamansızdır. Çünkü kı- (Sonü 4. cü sayıfada) “Ülus, un dil yazıları İkindi “ İkindi, ikindiy, ikindiyin, İkindiley, Ikındıleyın V€ “asır ,, sözlerinin etimoloji. morfoloji, fonetik bakımından analizi İKİNDİ Kelimenin etimolojik şekli şu- dur: z ) 3) 00) Çk Ai Hd iğ) (1) İk: Köktür; güneşi ve onun sıcaklığını “ifade eder. Güneş, (Öğley) de sıcaklığının en büyük tesirini gösterir; öğleyden batıya doğru indikçe sıcaklığının yakıcı- lık tesiri azalmaya başlar ve öyle bir noktaya gelir ki orada güne- şin sıcaklığı, öğleye nazaran mu- tedil olur, ılık olur. (2) İn: Sıcaklık anlamının bi- tişiğindeki sahayı ve sıcaklığın o sahaya yayılmış olduğunu göste- rir (terin, cildin haricine çıkması, taşması gibi). Bu izahattan şu anlaşılmak lâ- zımdır ki, sıcaklık anlamı, ken- disak da düşünüldüğü vakit; kesafeti, tesiri fazla olur; sıcak- lık mefhumunun içinde bulundu- ğu kabın kenarlarını açalım, etra- fına dağılsın, taşsın; o zaman sı- caklık mefhumu kesafetini kay- bedecek, tesiri azalacak. İşte “ikind (t) i” sözündeki (. 4 d-t) âmilinin yaptığı ameli- ye böyle düşünülmelidir. (3) İd: (. 4 d-t), ektir. Yapıcı- lık, yapılmış olmaklık anlamına işaret eder. Yani güneşin, keskin sıcaklığını, (. -— n) sahasına ya- yarak ılık yapmış olduğunu müs- pet olarak bildirir. (4) İğ: (. 4 ğ)eki, kendinden mız nasıl mantıkiğ olabilirdi? (Sonu 2 inci sayfada) Ziraat Bankası 46 1ncı ça lışma yılı besabını verdi. Ziraat Bankası Umumi Heyeti; 46 m- * cı hesab devresi olan 934 yılı pilânçosa ile kâr ve zarar hesablarını tetkik et - mek üzere dün Banka bi da — yıllık ve öngörenlikle aldığı tedbirlerinin ne - ticesi olarak durmadan inkişaf etmekte olduğu rakamlara dayanılarak anlatıl - ktadır toplantısını yapmıştır. İdare meclisi ra- porunda, altıncı senesini yaşryan cihan buhranının yarattığı sıkmtının devamı - na işaret edilmekte ve ulusal ek üü mizin 934 yılı içindeki seyrinin, cumu- riyet hükümetinin yüksek bir bavrayış İstihsal miktarları 934 yılında, 933 çe göre az olan tütün, üzüm, fındık, af- yon, pançar gibi bir kısım maddelerin artan fiatlarının köylüyü sevindirmiş ol- ve pamuk gibi gün geçtikçe artan (Sonu 6. cı sayıfada) ması, Ziraat Bankasının umumt heyeti toplantı halinde ki düşünceyi tamamlar, ta- yin eder bir işarettir. İk 4 in 4 id 4 iğ — ikinidiğ — ikindiğ: güneşin, sıcaklığının mutedil, ılik olmuş olduğu vaziyet. Buna “gün yılımı” derler: (Yılı- mak): “ılınmak, ılık olmak” de- mektir. (1)| Not: 1 — Türk, daha iptidailik devirlerinde bu tabit hâl ve vazi- yeti duymuş ve onun adını da böy- lece koymuştur. Kelimenin (ikindiğ) ve ikindiy) şekilleri vardır. (ğ —y). Not: 2 — (İkindiy) de, artık güneş bize arkasını vermiş gibi bir duygu vardır. Onun için, (ikin — eğin) sözü “zahr” manasına kullanılır. (2) Ankara, Afyon, Çarşamba, Sam- sun, Çanakkalede de verâ'ya (sırt): “eğin” diyorlar. “İkin”, “öğün (4 mek)” |(31, “ağın” |4), “akan” (5) sözleri hep, “taşan, seyelân eden, akan” manalarınadır. “Seyelân” manasına — olan Z) Radlof. III, “Altay, Lebed, Küerik lehçeleri” ; Tuhftet-üz-ze- kiyye, (21 Büyük Türk lügati “Osman- l1 lehçesi”; Kamusu Türki; Sanı- hatı Seyrani; Elferecü Bâd - eş - Şidde Tercümesi. 131 Kamus Tercümesi 4| Karayim Metinleri (51 Kamusu Türki (akıntı) |6) sözü ile (ikinti » ikin- di) sözünün her ikisi birdir. Bi- rincisinden “su” — anlaşılıyorsa ikincisinden de “güneşin şuağları" anlaşılır. Konyada “sızıntı” ya (öğütntü) derler ki, kelimenin — kuruluşu, (ikindi)'ninkinin aynıdır. İKİNDİYİN (İkindiy — in) dir. İn: (. n), ektir. Güneşin (ikindiy) dediğimiz nokta yakım- larındaki hareketini ve zamanı gösterir. Not: 1 — Güneş (ikindiy) de bulunduğu zaman, (öğley) ile (batı) arasındaki mesafeyi ilğiye bölmüş gibidir. (İkindiyin), her şeyin gölgesi iki misline yaklaşır. Bunları düşünerek (ikindiğ) sözünün kökünü, (iki) farzetmek hatıra gelir; işin biraz da kolay zannolunan ciheti odur. Fakat dü şünmek İâzımdır ki, insanlar bu fikirleri çok sonra bulmuşlardır. Türkler, ilk önce, güneşin kendi üezrlerinde - yazın - yaptığı tesir icbariyle, (öğley) i ve (ikindiy) i tanımış ve onlara isim vermiştir. Sabah ile öğley arasında bir nok- ta tesbit edip ona ösim vermemiş- * tir; çünkü bir tesir ve icbar altın- da kalmamıştır. ASIR (İkindiğ) ile (Asır) kelimele: rinin etimolojik bakımdan fark- ları: İkindiğ: (ik 4 in 4 id -- iğ) Asır : (ağ 4iıs4aır - .) Her iki kelimede kökler (iğ- ağ), güneşin sıcaklığı anlamını gösterir. Birincide mefhum, ken- dine bitişik olan yakın (. -- n) sahasmma taşmıştır; halbuki ikin- cide, oldukça uzak bir sahaya, (. 4 s) ye, yayılmıştır. Buna na- zaran (asır) noktası, (ikindiy)- den daha ileridedir. (ikindiy) i, (asır) a yanaştırmak için, kelime- yi son ekle, yani (iğ) ile, bağla- madan önce ona (. —- 1) eki vası- tasiyle bir uzaklık anlamı katmak lâzımdır: (İkind -- il 4 ey — ikindiley) ve (ikindileyin) sözleri kurulmuş olur. (Asır) kelimesi, (asr) telâffuzu ile arapçada “ikindi vakti”ne dendiği gibi “gündüz” ve “gece”. ye de denir. (7) Not: — (Asır) kelimesinin kö- kü olan (ağ) zaman ve mesafe manasına alınınca, (. -- s) ekinin oldukça geniş bir sahaya intişar ve (. -- r) ekinin de temerküz ve takarrür ifade etmelerine göre, (Asır) oldukça uzun bir zaman devresi demek — olur ki asrın za: man anlamı da bu yolda izah &- dilmiş olur. (6| Kamusu Türki (7) Kamus Tercümesi, d Ha Si blükcdü. Ka iba / | E eti

Bu sayıdan diğer sayfalar: