SAYIFA 4 Biliyormusunuz I e geç Rnımzn ıya'da nı'ı'.iıı_ı_lıaıckedı 1 temmuz 1934 de Roman- yanın nüfusu 18.913.713 rakamını bulmuştu. Aynı yılın 31 ilkkânu- nunda ise 19 milyonu geçmiştir. 1934 de canlı doğmuş çocukların sayısı 612.335 idi. Romanyada ö- lenlerin nisbeti diğer medeni mem- leketlere bakarak daha yüksektir ve 1000 de 20.7 rakamımı bulmak- tadır. Köyde bu nisbet 1000 de 21.3 e& kadar yükselmekte ve şe - hirde ise 17,9 a düşmektedir. Köy- lerde nüfus artımı çok azdır. Ölü doğan çocukların sayısı artıyor. Nisbet, şehirlerde © 5,40, köylerde ”» 1,8 dir..Çocuk ölümü nisbeti ise çok yüksek bir nisbete çıkmaktadır. Çocukların yüzde 18i daha bir yaşını doldur madan ölmektedirler. Ölüm mik- darı da çok fazladır. Bu mikdar senede 400,000 ü buluyor. Dünyanın en nadir hayvanı $ Bir ingiliz avcısı, H, C. Broc- klehurst kapiten, dünyanın en na- dir hayvanını öldürmek için 45.000 kilometrelik bir seyahat yapmış- tır. Panda isminde bir nevi ayı ©- lan bu hayvan, Çin'in en uzak bir köşesi olan, Mekong, Salven ve Maccaddi armakları — arasında, 3000 le 5000 metre yükseklikte bir yerde yaşamaktadır. Bu, kara benekli beyaz bir ayıdır. ve bili- nen ayıların hepsinden çok daha büyüktür. Okapi ve Bango çok nadir olan diğer hayvanlar daha varsa da bunların hiç birisi, panda kadar erişilmesi güç yerler- de yaşamamakta ve daha kolay bu- Tunmaktadır. İngiliz avcısının vurduğu pan- danın derisi Britiş Müzeum'da gösterilecektir. Sovyetler birliğinde göçebelik kalkıyor: $ Sovyetler Birliğinde gö - çebelik — halinde yaşıyan hal - km sayısı on milyondan fazla idi. Bunlardan Kırgız, Karakalpak, Kazak, Yakut gi kabilelerden 7 milyonu türk ırkına mensuptur. Bunlardan başka Sibirya'da Op- rat, Kalmok, Boryat gibi mongol- lar ve çingene gibi hindu kabile- leri de vardır. 1924 de plâna göre Sovyetler Birli bu göçebelerin iskânma başlan- maş ve bu iş için büdceye 100 mil- yon rubleden fazla kredi konmuş- tur. Bunlar için yüz binlerce ev, ©n binlerce okul ve binlerce has- tane yapılmıştır. Göçebelere de- mirbaş, makina, eşya ve saire ve- rilmiştir. Yalnız Kazakistanda 27,000 ev ve 16 okul ve 17 hasta- bane yapılmıştır. Göçebelere ta la işleri ve ekin usulleri öğretil- miştir. Bunun sonucu olarak göçe- belerin üçte ikisi on senede olu- rak hale getirilmiştir. Şimdi Sov- yetler birliğinde daha.4 milyon göçebe vardır. Bu suretle de bun- ların ekonomik verimi 4-5 kat ço- ğgalmış ve hayvan cinsleri iyileş- miş, halkın kültür durumu yük - selmistir. Ölülerin kal yorı $ Moskova — profesörlerin den Asinovski ölmüş çocukların kalblerini harekete getirmek ve bunları diriltmek yolunda bazı ö- nemli tecrübeler yapmıştır. Tecrü- be 50 ölü çocuk üstünde yapılmış ve bunlardan 35 inin kalbleri ha- rekete getirilmiş ve bu hareket 25 saate kadar devam etmiştir. Ha- rekete gelen kalbler 3-4 saat bil- hassa muntazam — çalırmaktadır. Bunun için profesör Tiroda ve Adrinalin maddelerini kana şırın- ga etmiştir. Bu maddelerle şimdi- ve kadar hayvan kalbleri üstünde ha-ı tecrübeler yapılmıştır. i harckete getirili | Yabgı nc Habeş savaşı karşısında A ı gazetelerde okuduklarımı 'rııpa ıyasası a İ.!dy'm » habeş savaşı deva m edip gidiyor. Her ne kadar bu sa vaş Aksum, Adua, Ogaden bi şimdiye kadar duymadığımı z bölgelerde olmakta ise de bunun yankıları, uluslar sosyetesinin zecri tedbirler alması, ingiliz - italyan gerginliği, bu yüzden Avru pa muvazenesinin yeniden al - mast ihtimal içinde bulunan değişiklikler şeklinde kendini göste rmekte ve bu savaş, bu bakım- dan lokal bir çarpışmadan çok fazla dünya kamoyunu ilgilendirm ektedir. Hadiselerin sıyasal akışını takib edenler içi; bugün, birkaç ta raftan meseleler vardır: Habeşistand aki italyan zaferleri ne gibi sonuçla y Uluslar Sosyetesine olan bağlılığı ne dereceye kadardır ? Bir avrupalı gözü ile habeş ordusu- nun kiymeti nedir? İşte aşağıda türkçeye çevir di 7 ilktoşrin 935 taribli Deyli Tele. graf gazetesi “ikinci Adova harbı,, baş- lığı ahtında yazdığı bir başyazıda di- yor kiz Adovayı zaptetmekle italyanlar, yal- nız bir zafer kazanmakla kalmadılar aynı zamanda üzerlerine sürülen bir lekeyi de silmiş oldular. Şimdi italyanlar, eski romalıların ve bütün fütuhatçı ulusların zaferler kazanınca eski mağlübiyetlerini unut. tukları gibi, artık 1896 felaketini unut- muşlardır General Santininin ve askerlerinin Adova' girdikleri haberi resmi ola: Tük Romaya bil vinci, hiç ş tür. Bu zaferin harb başlang az sonra vuka gelmesi sevinci büsbütün artırmıştır. Çetin bir mu vemet kar- şısında kazanılan bu plânlı ve sistemli zafer, herhalde B. Masolininin kendi- sine ve halkım ona karşı olan güvenini artıracaktır. Hattâ büyük harb günlerinde başba- kanlık etmiş olan Sinyor Orland, Bay Müsoliniye bir mektub — göndererek böyle günletde bütün italyanların hiz. mete hazır olmaları lâzımgeldiğini bil- dirmiştir. Habeşler çetin biz harb — yaptılar; fakat bütün bu gayret boşa çıkmıştır. Cumartesi günü Cenevrede on üçler komitesi, anlaşmazlık ve harbtan ceki durum hakkında könseye raporu nu verdi. Bu rapor, ağız birliğiyle ital. yanlar aleyhindedir. Baron Aloizi'nin, İtalyanın harb et- mediğine, habeş saldırganlıklarına kar- şt Tâzimgelen korunma tedbirleri aldı- ğmna, Habeşistanın medenf uluslar ara. sında yer alamıyacağına dair olan id- dia ve şikâyetlerin - ki bunlar, binler. ce defa Duce tarafından tekrarlanmış- tır - hiç bir tesiri olmadığı görülmek. stedir. Şurası unutulamaz ki 1923 — yılında Habeşistanı, Uluslar Sosyetesine İtalya takdim etmişti. Komite zamân Habeşistanın iç işl Küzel bilindiğini hatırlatmaktadır Komitenin biricik önergesi, harbın tez elden durdürülması olmuştur. Herhalde Uluslar Sosyetesi andlaş- masının çizmiş olduğu esaslar gereği gibi takib olunmaktadır. Şimdi bir altılar komitesi — ayrılmış ve buna da ortada bir saldırganlık olup olmadığı ve varsa saldırganın kim ol- duğünüu tayin etmek ödevi verilmiştir. Bunlar, dün toplardı ve hâdiselerin dili onlara saldırganın İtalya olduğu. nu söyledi. Bunlar, bugün raporlarını konseye verecekler, ondan sonra — çar şamba günü toplanacak olan asamble ne gibi zecri tedbirler tatbik olunaca- ginı kararlaştıracaktır Herhalde durumun en çetin safhası budur. Ve karar günü yaklaştıkça işin güçlüğü azalmaktadır. Bereket versin, başkan Ruzvelt de Amerikanın cephane ve silah Üüzerine ambargo koyacağı hakkında - söylediği sözler, bu kaynak ile Uluslar Sosyete. si arasında bir aykırılık çıkmıyacağına delalet etmektedir. Bugün bizim sıyasal aytarımızın da söylediği gibi finansal — ve ekonomik bir şey düşü eski rince orada halkın se phesiz, bududsuz — olmuş. cından pek ön zecri tedbirlerden başi nülmemektedir. Eğer büu tedbirler, tesirli ve kesin o- lsrak-yapılmıyacak olursa — yapılacak tazyik ihmal olunabilir bir sonuca va. rır. Bir takım uluslar, bu zecri tedbirle- re iştirak ettikleri takdirde kendi ih- racat mallarına bir piyasa bulyamıya. cak olursa, fena bir duruma düşecek- lefini söylemektedirler. Eğer bu örürler ve hehaneler kabul edilecek olursa o zaman zecri tedbirler, hayliden hayliye hafifliyecektir. Eğer Uluslar Sosyetesi prensipleri — kabule ve müzaharete değer şeyler ise bu u- gurda biraz da fedakârlık yapılabilir. LA İngiltere ve uluslar sosyetesi $ ilkteşrin 1935 tarihli Deyli Tel - grafın başyazısından: Dün gece Bornmavt'ta bir söylev veren Bay Baldvin, dedi ki « — İtalyan — habeş anlaşmazlığı nın tâ ilk başladığı günlerdenberi, biz elimizden geldiği — kadar, bir uluslar sösyeteri üyesi olarak uhdemize düşen ödev te andlayşma - yapmı Ve söt sından uzaklaşmamığa et ermişiz- dir, Başbakanımız, bu sözlerle yalmız du rumdan tedirgin olduğu için öfkele - nen İtalyada değil, bir takım — başka Üülkelerde — hattâ uluslar sosyetesine bağlı ülkelerde — İngiltereye ve in - gilir ulusuna karşı şüpheli sözler sar- fedenlere karşı yerinde — ve ağır başlı bir cevap vermiştir. Eğer ingiliz hükümeti, uluslar sos. yetesine karşı olan yükenlerini ayak altına alarak ve italyanların yaptıkla y Habeşistandaki menfaatleri üzerinde pazarlığa giriş - miş olsaydı, o zaman egoist sayılmıya ti daveti dinliyerek hükümeti uluslar bir' sıyasa Çünkü bu Avrupa barışmı korumak ve kurtarmak için canlı bir sosyete - gütmüştür. kurumun âmil olduğuna inanmıştır. Çönkü İngiltere, Altabın kendisine Avrupa kıtasında verdiği ödevi yap - maktan geri duramazdı. Çünkü İngiltere imparatorluğunun kalbi ve merkezi bu adalardadır ve bu adalar sarsılırsa bütün bir imparator- lük sarsılır. Bay Balâvin, İngilterenin tek ba şına kalmasına taraftar olanlara hü - cum etmiştir. Eğer bütün uluslar bugün gerçek- ten uluslar sosyetesine bağlı olsalar dı, italyan — habeş savaşı başlıyamaz dı. Eğer bu buhran karşısında ulus lar soryetesi kendisini — gösteremczse, bu kurum dışında bulunan — devletleri içeriye almağa imkân olmuyacaktır. Bir üyenin yükenlerini yerine ge tirmemesine karşı, öteki üyenin ken- disini tehlilsye koyması fena bir şey dir. Fakat bütün uluslar sosyetesi sar sılırsa bu, daha fena bir şey olur. ” » Baldvin, Almanyanın yeniden silahlanması ile Avrupada yol — alan değişmeyi bir bütün olarak anlatmış tır. Bunlardan anlaşılıyor ki İngiltere, en büyük menfaatini Avrupa barışı - nın korunmasında ve kollektif olarak güvenlik sisteminin yürütülmesinde bulmaktadır. Bugün barışın muvakkat olacak bo zulduğu bir sırada bu kontrolun daha Tiyade kuvvetlendirilmesi gerekmek - tedir. Herhalde bu kontrolu da tek başına; İngiltere değil, bütün uluslar sosye - tesi üyeleri yapmalıdırlar. —.. İsveçli General Habeş askerinin nasıl as- ker olduğunu anlatıyor. İstokholmden bildiriliyor: Habheş imparatorunun Taymis gözetesine söel danıs. öğrenilmesi verecektir ? gaü İngilterenin miz üç yazı bu sorulara cevab teşkil ediyor: zamanlarda nin bozukluğu dolayısiyle bu ö- devden ayrılmış olan general Erik Vi gin, İstokholm Tidingen — gazetesi: Adisababa aytarına demiştir ki: 'Habeş askeri, modecn surette tec. hiz edilmiş bir ordu ile harb ederken de tehlikenin ne demek olduğunu bil man ve uzmanı olup son sıha mez. O, makinalı tüfeklerin ve topçu- nun koruması altında bulunan bir tan. ka bile hiç korkmadan, battâ titreme den hücum eder. Habeş savaşçısının bütün — kuvveti avuca sığmıyan cesaretindedir. E- ğer adam ve insan kuvveti mevzubahs olursa habeş ordusu, herhangi bir Av. rupa ordusu ile çarpışabilir. Fakat bi - n için barb ele, mese i kotaracak ©- Âmil, silah ve cephane kuvvetidir. ordusunu bir avrupalı kafa, siyle mühakeme etmek doğru 'değildir Tecrübetet gösteriyor ki bunlar bakkın da aşka bir görüşle hüküm vermek gerekmektedir. Son üç ay içerisinde Habeşistanda toplanmış olan orduyu Üç - kategoriye ayırmak mümkündür Eski ve orijinal ordu, bugünkü gibi, memleketin muhtelif taraflarında — bu- lanan işyarlar ve ileri gelenlerden mü. rekkebtir Bunlar, tıpkı, orta çağlarda Avru pada toplanmış olan derebeylik ordu- larına benzerler. büsbürün Habeşistan bir zamanki beylikler, dükalıklara karştlık bugün on dört ile ayrılmıştır ki bunların hepsini bir il. bay idare eder. Bazı ilbaylara vergi toplamak hak Bu ilbaylar, kendi ille- rinin kapasitesi ve zenginliği ile uy. gun bir sayıda imparator için ordular da beslerler kı veritmiştir. Bundan başka bu ilbaylara bağlı ©- lan bir takım şefler de vergi toplamak mukabilinde bir takım ordular bulun- dururlar Bugünkü Habeşistanın bir takım böl. gelerinde hâlâ bu usul hüküm sürmek e bütün orduların — doğrudan doğruya merkez hükümetinin kuman- da ve konteolu altında — bulunmaması tehlikeli olacağını tarih bize göster. n bugünkü impara tor bu ustulü kaldırmaktadır. Şimdi ye- niden tayin olunan her ilbaya paraları ve aylıkları hükümet tarafından — öde. nen askerler verilmektedir. Bu asker- ler o ilde baysallığı korumak içindir. Bir harb çıktığı zaman bu ordu impa- ratorun emrine verilir. Son zamanlarda imparator, topladı. ğt vergilerle ayrıca bir ordu yetiştir- merktedir Son ayda herkesin, zaman kaydı ol- Mmaksızın, savaş boyuna gideceği hak. kında bir kanun çıkarılmıştır. Bu su- retle artıl». Habeşistanda işsizlik kal- mamıştır. İmparator, hepsi gayet mükemmel askerler olmak üzere 200.000 asker çı. karabilir. Fakat silah ve cephane yol- ları kesilmiş olduğundan ordunun bü- tün ihtiyat küvvetlerinden — istifadeye imkân yoktur. Bununla beraber, bütün halkın sa. vaşçılık ananasi vardır. Bu, her ne ka- dar bugünün barb usullerine uygun de- gilse de gene bundan bir takım hayret veriej neticeler beklenebilir. Bunlar da hepsini birer iyi asker yapabilmek için kâfi gelen bir takım meziyetler vardır. Bu meziyetler, Valval'de görülmüştür. Orada onlar, âdeta, Avrupa tekniği ü- zerine harb edermiş gibi elbirliği et- mişlerdir. Bunun sıremı biz, avrupalı- ların öyle kolayca anlamaklığımıza im. kân yoktur. Bunun derin kökü, uzun yıllardan kalmiş olan savaş ananale rindedir. Onun için habeş askerinin sü- S SRE Üeri sür. 13 İLKTEŞRİN 1935 FAZA — mek, buna göre hüleüm yürütmek doğ vu değildir. Bunu biz, ancak Avrupa kafası ile böyle düşünüyoruz, fakat Ha- boşletanda hakikat başka türlüdür. Yalnız u var ki bu ordu — tanklara, tçaklara ve toplara karşı harb edecek. tir, Habeş ordusunda bu silahler bulun- madıktan başka, bunlar halekında eçi h Fikirler de yoktur. harb başlıyacak olursa o za. man habeş ordusunun başlıca kuvveti- ni bu harb ananalerinde aramak İâzım- gelecektir. Eski Adova zaferi, habeşlilerin bu esrarengiz mancvra kabiliyetleri saye. sinde kazanılmıştır. Bunu nasıl yaptık- larına ben akıl erdirmekten acirim. Orada habeş askerlerinin — gruplara ayrılışları gi bir Avrupa kumandanı için de bir başarı sayılabilir. temin edebilmek, herhan- Medeniyette geri kalmış ulusların düşmanlariyle çarpışmak — hususunda büsbütün başka bir kapasiteleri olnyor. Bugünün telefonu ve telsizi kadar iş. lerine yarıyan bir takım işaretleri kul- lanmak suretiyle habeşliler - Adovada Üç italyan akınını durdurmuşlardır. Valval'de italyanlar modern techi- zat kullandılar mı? Evet, orada tank ve uçak kullandılar, İlk akında italyan uçmanlarının gördükleri — kendilerini şaşırtmaştır. Uçağı ömürlerinde ilk de. fa görmüş olmalarına rağmen, habeş- ler ondan korkup kaçmamışlar, intiza- mr bozmamışlardır. Halbuki ilk önce bu silahın habeş. leri fena halde ürküteceği umuluyor- du. Halbuki habeşler böyle yapacakla- rına büyük bir hızla italyan tanklarına saldırmışlar, üzerlerine — çıkmışlar ve içindeki askerleri öldürmüşlerdir. Harba atılan bir habeş askerini yü. rüyüş ve atılışmdan ancak, ölüm alıke- yabilir. Valval hâdisesinden altı ay öncesin- denberi italyan Eritre ve Somalisinde yapılan bareketlerden, B. Musolininin bu memleketi iştila etmenin serbest a. damlar için ne törlü tehlikeki olacağır ni anlamış bulunuyardum. Doğu Afrikasındaki italyan sıyasa- &ı bir zaman yerlilere kardeşçe mua. mele etmek iken birdenbire kaybettik- leri hürmet ve sevgiyi tekme ile yum- rukla elde etmeğe kalkışmışlardır. Yaptığım bu terübe, bana şu kana. ati vermiştir ki italyanların kuvvetle: rini artırmak hirsiyle — giriştikleri bu maceraya bütün insanlık severler karşı durmalıdırlar. Eğer italyanlar muzaffer olacak olurlarsa bunun arkasından Ha. beşistana sürü sürü sefalet ve felaket girecektir. Bu hususta italyan ulusuna söyliye- cek sözüm yoktur. Onun öndetlerini kınayorum. Bana beyaz ınkın düşmanı adımı ve. riyorlar. Benim de beyaz ırkın üstün- lTüğünü nasıl koruyabileceği hakkında fikirlerim ve düşüncelerim — vardır; oportünistlik ile ve gerekmiyen istila yollariyle değil, fakat iyi örnekler ver. mek süretiyle elde edilebilir. B. Hasan Âli Yücel'in eşyaları çalındı ve bulundu İzmir saylavı B. Hasan Âli Yücelin başından tuhaf bir poli& hadisesi ge- miştir. Ötey gün bitisi Hasan Ali Yü- celin oturduğu âpartmana telefon ede. rek akşam bir yere gideceğinden eşya- larınyn hazırlanmasını bildirmiş ve ak- şama doğru B. Yücel tarafından gön. derildiğini söyliyen bir otomobil hazıt- Jlanan eşyaları istasyona götürmüştü! Akşamleyin ve bu sefer B. Yüce- lin kendisi . misalir bulunduğu bir yer- den paltosunu almak üzere evine bir a- dam göndermiştir. Hizmetçi kadın, pal- tous ile beraber diğer elbiselerin de sa. bahleyin B. Yücelin telefon etmesi ü- ne gelen adamlara verildiğini söy- leyince mesele anlaşılmış ve B. Hasan Âli polise başvurmuştur. Polisimizin her zamanki değerli çâ. Jışmasiyle hadisenin kahramanı Burta- da elinde B. Yücelin bavullarile bera- ber yakalamıştır. Geçenlerde İstanbul. da Kabataş e almanca öğretme- nini yaralayan Burhan adlı bu genc ba- vulfarı bursalr Mehmed Nezihden al. dığını iddia etmektedir. Polisin gerci- ni bu garib hadisenini iç yüzünü kında aydınlatacaktır yas