e -ÜL 19356 PAZAR — (Başı 1. ci sayıfada) Uzak doğuda yapılanla yakın ba- tıda yapılmak istenen şeyler bunu bir bayrak gibi öne sürüyorlar. Kuvvetin önünde hak gibi görü- nen bir şey varsa o kuvvet haksız da olsa korkunç olur. Venizelos Anadoluya saldır- mak için bizi beş altı milyon gös- terdi. Bunun da yarısı kürtmüş, şuymuş, buymuş. Biz ancak üç dört milyon kalıyorduk. Onlar, biz azız diye gelmişlerdi. Onları yenişimiz onların sandığından pek çok olduğumuzdandır. Bizdeki yeni devirle eski devri ayırmak için pek çok şeyler ve se- bebler sayılabilir. Fakat aşsıl bü- yük ayrılış şunda olsa gerek: es- kiden boş yere vatanı boşaltırdık ; bizden olmayan uzak sınırları tut- mak için. Şimdi vatanda iki defa vatanı ahyoruz. Dışa boşalmadığımız ı- çin bir, iç de çoğaldığımız için iki, Ulusların yaşı yoktür. Çok es- ki bir ulus eğer çoğalıyorsa genç, çok yeni bir ulus eğer duruyorsa ihtiyar sayılır. Zengin Fransanın en sakat tarafı durgunlüğuüdur. Biz durduğumuzu değil, çoğaldı- ğımızı göstereceğiz. Bu, yarmımı- zı göstermek olacak. Sekiz yıl önce ilk defa nüfusu- muzu saydık. En sivri düşünenler bile bizi en çok sekiz milyon ola- rak kestiriyordu. Ön dört milyon çıkınca biz sevindik ve düsman düşündü. Şimdi bir kaç milyon da- ha artmış olarak çıkarsak... bir gün bizi düşman hiç düşünmiye- cek, düşünmeyi aklına getirmiye- ceği için. Uluslara asıl yaşamak hakkı veren korku duymamak değil, korku vermektir. Gelen düşmana karşı birimizi en aşağı iki sayabi- Hiriz; erkinlik savaşının destanla- rı yer yer gösterdi; sıkıştığımız zaman birimiz on da oluyor. Şim- di bile korkumuz yok. Fakat her gelen yıl bizi her geçen yıldan da- ha kalabalık bulursa.. Azken bile korkunç olan o zaman ne olur? Bütün silâhlardan üstün silâhımız kalabalığımızdır. —| Biliyoruz, ulusların gücü yal- nız kalabalığı ile ölçülseydi Çinle Hint dünyanın umacısı olurdu. Bi- zim imparatorluk simdiki bizden kaç defa büyük ve kaç defa cok- ken çöktü. İri gövdede çürük iç .20 İLKTEŞRİN PAZAR ; Sayım gününün büyüklüğü iki defa çürüklüktür. Fakat cüce bir gövde içinde de hangi iç kuv- veti büyük bir şey yapabildi? Hem iç, hem dış, bu sayım günü, ikisin- den de sınaca çekilişimizin günü- dür, Bugün bizim yalnız kalabalı- ğgımızı değil ne olduğumuzu da gösterecek. Biz ne olduğumuzu biliriz sanırız. İstatistiğin bilme- diğini kimse bilemez. Karalama rakam karanlıktır. Aydınlığa is- tatistiğin doğrusu ile çıkacağız. Bu sayım günü bizi yalnız saymı- yacak tartacak da. Hayatın her alanındaki duru- şumuz nedir? Bunu bugünün cet- vellerini dolduran sütunlar öğre- tecek. Zararlı bir yerde fazla mt çıkmışız, belli ki budamak ; fayda- li bir yerde kısa mr kalmışır, gene belli ki boy vermek gerek. Böyle bir güne “sayım günü,, denmesi yapılan işin yarısını bile söylemiyor. Bugün yalnız sayı ile “kemiyetimiz,, değil her birimi- zin ne olduğu ile “keyfiyet,, imiz de ölçülmektedir. Okur yazar ol- duğumuzdan ertiklerimize kadar her şeyimizi bu sayımla anlıyaca- ğız. Çukür tarafımızı da gösterse her şeyden önce kendimizi bile- lim, Kendimizi bilmek ne yapaca- ğamızı bilmektir. (İstatistik Umum Müdürlüğünden gönderilmiştir.) İstatistik genel direk - törünün bir diyevi Konya, 28 (A.A.) — Konyada çıkan Ekekon gazetesi aytarının bir sorusuna cevap veren istatis- tik genel direktörü şu diyevde bulunmuştur: “— Konya şimdiye kadar gör- düğüm iller arasında en iyi ha- zırlıklar yapan ve bitiren bir il- baylıktır. Sayım işlerinde umu- dumdan üstün olarak çok güzel çalışmış olarak bulduğum Konya- dan sevinçle ayrılıyorum.,, Genel direktör yanındaki ya- bancı uzmanla birlikte bugün A- danaya gitmiştir. flbaylığımizm merkez ve il- leri çevresinde sayım işlerini ya- pacak işyarlar ayrılmış, zarflar hazırlanmış olarak sayım günü- nü beklemekteyiz. Genel nüfus sayımı Sayım işine verilen önem Türk Ulusunun kalkınma ve çoğulma çağında bulunduğunun belgesidir. Bay Gömböşün Al- manya yolculuğunun hedefi "Başı 1, çi sayıfada) Gömbüş'ten önce buraya macar süel salgıtları da gelmiş olduğundan. görüş - melerde süel meselelere de dokumacağı- anlaşılmaktadır. Berlindeki diplematik çevenlerin bir takımına göre de, bu görüşmeler yeni bir sıyasal sistemin temellerini kura - caktır. Bu yeni giştem küçük antanta karşı, Orta Avrupa devletlerinden bir blok kurmayı gözetecektir. ... Roma, 28 (ALA.) — B. Gömbüş'ün gezisi ile ilgili olarak, Ciornale ditalya, macar saylavlardan Rainis'in bir gazete yazısını alıyor. Rainis, bunda diyor ki: * Orta Avrupada faydalı bir sıyasa- ya ulaşmak, ancak Almanya ile İtalya- nın, Polonyanın, Macaristanın —arala - da sıkı bir bağlılık ile imkân içinde- dir.., B. Gömböş Berline xgeldi Berlin, 28 (A.A.y — Macar Başba - kanı B. Gömöş bugün saat 18 i çeyrek geçe General Göring ile birlikte uçakla Berlin'e gelmiştir. Aylık işleri biten İç Bakanlık işyarları Eylül ayı içinde Iç Bakanlığınca işi biten emekli ve öksüz aylıkları İzmir hususi muhasebe ikinci kâtibi BB. Bekir Sıtkı Özden, Nevşehir hususi muhasebe tahsil- darı Bekir, Aydın valisi Fevzi To- ker, Nevşehir hususi muhasebe tahsildarı Hasan Tahsin, Karaçor nahiyesi müdürü İbrahim İlter, Zonguldak nüfus ikinci kâtibi Ha- lim Yener, Adıyaman husust mu- hasebe tahsildarı Mehmet Şükrü, Andirin hususi muhasebe tahsil- darı Ahmed Bayazıt, Acıpayam | hususı muhasebe memuru Hasan r Basri, Sular idaresi korucusu Ha- san, Niksar nüfus memuru Necati, Aydın nüfus- müdürü İbrahim | Hakkın Aron, Kuyucak nahiyesi | müdürü Abdurrahman Pekaydım, Dahiliye vekâleti teftiş heyeti l diğinden mütekait Ah- ür, Çal kazası muhasebe memuru Mustafa Nuri, Bartın kazası tahrirat kâtibi Hakkı Bay- ! rak, Direkli nahiyesi müdürü Mah- mud Nedim, Başkale eski kayma- kamı Kemal, Karyot tahrirat kâ- tibi Hasan Hüsnü, Muş nütus mü- dürü Sait, Beyoğlu dairesi hade- meliğinden mütekait Galip, Dinar hususi muhasebe tahsildarı Sa- dık, Halilçavuş nahiyesi müdürü Salim, Hayrabolu hususi muhase- be tahsildarı Mustafa Edirne hu- susi muhasebe tahsildarı Vahap, ! Ovacık nahiyesi müdürü İ i Hakkı, Resulayın nahiyesi müdü- rTü Hasip. YURD HABERLERİ KONYA'DA: $ Şehrimiz çevresinde bulunan üzüm bağlarında bu sene üzüm pek'çok ol. duğundan kilosu 60 paraya kadar sa. tılmaktadır. Bağlarda üzümler bu haftadan iti. baren toplanmağa ve herkes — siyah Ü- zümden pekmezini kaynatmağa başla. mıştır. Şekerin ucuzlaması üzerine pekme. zin de bu sene çok ucuz olacağı üzüm. derin bolluğundan ve ucuzluğundan an- laşılmaktadır. MALATYA'DA: $ Tekitler yönetgesince Kangalda bir tuz deposu kurulmuştur. Deponun kuruluşu, tuz ihtiyaçlarını şimdiye ka dar Sıvas depesundan temin eden il ve ilçelerin daha yakın bir yerden ve da. ha az taşıma parasiyle tuz almalarını kolaylaştırmış oluyor. Bu arada ilimiz merkeziyle bir kı. sım ilçeler yeni depomun yakınlığından faydalanacaklardır. Kangal deposundaki satış — Sıvasta olduğu gibi kilosu dört kuruş üzerin- den yapılacaktır. ADANA'DA: Yaylalarda havanın soğumağa baş. laması yüzünden yaylada oturanlar şeh- ve inmeğe başlamışlardır. Her gün kam. yenlar birkaç ayleyi Adanaya taşımak. tadır. Bürücek tarafına gidenler de trenle dönmektedirler. $ Yurdsever adanalıların aldıkları 4 numaralr Adana uçağıyla, dokuma fab. rikasının orduya armagan ettiği uçağa 25 eylülde Adanada törenle ad konul. muştur. Törenden sonra bu iki uçak, yanlarında bir de hizmet uçağı olduğu halde Mersin ve Tarsus Üzerinde uçuş. lar yaparak halkı sevindirmişler ve türk hava kurumu adına bildiriğler aat- mışlardır. YU g3 OU AYIFA 5 A ĞUT S. BALIKESİR'DE: Sövyet vapuru bu yıl Erdekten 25 ton zeytin alacaktır. Bu 25 ton zeytin bu ayın 24 ünde İstanbuldaki Sovyet vapuruna teslim edilecektir. Erdekli- ler bu satıştan çok memnundurlar, Taşköprüde - elektrik ve panayır 'Taşköprü şarbayı B. Mehmed Türk- men: Taşköprüde sudan faydalanıla - rak kurulan 1000 beygirlik elektrik fab rikasına ait makinelerin gümrük işle - rini bitirmek Üzcce şehrimize gelmiştir. Şarbay Taşköprüde uray işleri hakkır- da demiştir ki: * * — 7 birinciteşrinde Taşköprük açılacak olan panayırın bu yıl geçen yıllara göre düözenli ve güzel olması için esaslı hazırlıklar yaptık. Hayvan ve türlü tecim eşyaları Üüzerinde alan panayırımıza bir çok il ve ilçeler ka. tılmaktadır. “Jray fenni bir kanara, bir de 'Tağ . köprüde büyük bir ihtiyacı karşılamak üzere güzel bir lokanta — yaptırmışlır. Sekiz yıl önce yanan kentimizi, yeni - den kurarken ilerisini düşünerek esas. h bir bayındızlık plânı hazırladık, ye- ni, şitin Taşköprüyü bu plâna göre kü- ruyoruz. Bu yıl kendir ürünümüz (3) milyon kiloyu aşmaktadır. Fahrika etüdleri için gelen alman uzmanlar, kendirimi. zi istenen vasıfları lüzumundan — fazla taşıdıklarını söylediler. Şimdi ilçemi. zin bütün umudu ve dört gözle bekle - diği kendir fabrikasının kurulmasıdır, Kentimnizi aydınlığa kavuşturacak ve a. çılan kanalla binlerce dönüm toprağı sulayacak olan elektrik fabrikamızın makinelerine ait gümrük islerini so - nuçlandırarak Taşköprüye dönüyorum.,» Hl M Köşede: Taşkoprü şarbayr B. Mehmed Türkmen. Yukarda: Urzayın yaptırdığı kanara. Aşağıda: Uray Tokantası. Başvekâlet İstatistik Umum Müdürlüğü ULUS'un romanı; Tefrika: 38 xVi — İren beni affediniz. madenlerin de sizlerden olmıyanlarca işletik ; Levis ve İren Yazanm : Pol MORAN Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Yağmur yağıyordu. Batı rüzgârı altın- da, karma karışık, finansçı adı - taşryan yu- nan torpidoları ve vapurları itişip duruyor- lardı. Gemisine dönen geç kalmış bir gemi- ci gibi Levis, çift kürekli bir sandal içinde. İren'in bulunduğu Basileus Il. adındaki va- puru, bir cep lümbası ile, araştırıyor, karan- hkta, vapur pervaneleri, kablolar arasında dolaşıyordu. Armonik sesleri, gemici şar- kıları, direklerin çatırdayışı, köpeklerin havlayışları işitiliyordu. Bir vapurdan, he- men hemen basına, bir teneke yanmış kö- mür döktüler. İşsiz yolcular, boş zamanları- nr geçirmiş olmak için, kapkara dıvarları- nım üstünden ona bakıyor ve rumca küfür- ler ediyorlardı. Bir projektör ışığı geceyi deldi ve bir vapurun kıçında, altın yaldızlı harflerle ya- zılmış Basileüs TI. sözleri okundu. İren'i kamarasında yakaladı. Kenarları tahta küçük bir yatak, vidalanmış bir lom- baz, liğende yıkanmış çamaşırlar, açık ba- vullar... bir vântiletör, insanı kul- lanılmış havayı savuruyordu, — İren! — Yaklaşmayınız! — Beni siz çağırdınız... Bi — Biliyorum... vaktimizi kaybetmiyelim. Size söyliyecek önemli şeylerim var. Güver- teye çıkalım. Güvertede zorla ayakta durabiliyorlar- dı, çünkü rüzgâr onları bütün kuvvetiyle sa- rıyor, vapur demir - tarıyordu. Uzaklarda, sönüp yanan bir kırmızı, bir yeşil ışık var- dı. Üzerlerinde, bir an yıldızlanan gök zünün boşluğunda, kara balonlar gibi asıl- mış cankurtaran sandalları sallanıyor, de- niz dört yanlarında, çuvalda ceviz takırdısı yapryordu. — Neden buradasınız? — Bizi buraya italyanlar getirdiler. Mır— silyada vapura binmiştim, Atina'ya gidiyor- dum. — Kaçmak için mi? — Tahiiğ — Artık sizin karınız olmadığımı anla- madınız mı? Ben sizi buraya, bu sonkânün gecesinde, aramızda bir sayışmanın büsbü- tün kapanmış olduğunu söylemek için ge- tirtmedim. Bir kere daha söyliyeyim: Vak- timizi kaybetmiyelim. İşte Triyesteden al- dığımız telgraflar. Son günlerde gelen ha- berleri bunlar da doğrulıyorlar. Sryasal hâ- diseleri siz de biliyorsunuz. İtalyanlar biz- den istedikleri ziyan karşılığını alamadılar, Bugün intikam alıyarlar. İtalyadaki bütün yunan mallarına ambargo koymak — üzere- dirler. San Luçido madenlerini, iş tam iyi- leştiği sırada, satmak zorunda kalacağız. Biz bu madeni İtalya yarı komünist ve dü- Şük bir paranın kurbanı olduğu bir devirde satın almıştık. Bugün karşımızda ulusçu, Yabancılar düşmanı, haklariyle sarhoş bir İ- talya bulunuyor. Kendisi ile iyi ilgilerimiz olan ve fasistlere bağlılığı sizce de bilinen Kredito Milaneze'den - altında tehdici de gizlenen - bir takım yarıresmiğ — satınalma önergeleri karşısında kaldık. Levis sordu: — Buhran geçinceye kadar, aksiyonların haşkalarıma satılmış gibi gösterilmesini ve mesini düşünmediniz mi? » — Hayır, onların istediği bu işin artık y_uuanlılar elinde bulunmamasıdır. Bu pali- tikayı bütün doğu Akdenizinde genişletiyor- lar. Bizim, şu veya bu şokilden birini beğen- mek hakkımız değil, Telgraflara bakınız: en iyi şartlarla hemen satmayı tavsiye ediyor- — Kredito Milzaeze'nin koştu; Ha Ştuğu şartlar çe Çuç şartlar: yani şimdiki halde bize gösterilebilecek olanların en iyileri. Pakat, hıhııı_ı ki, hiç bir zaman italyanlara satmı- yacağız. , Düşündüğümüze geleyim, size diyece; - miz şod_ur: bu işi geri almak ister mîğnîz?ğ Levis düşündü: “Ne hareketli bir iş... Bn_ Sen Luçido işi, bir vıldanberi, haya- tırım içine, şairce bir motif gibi girip çıkı- yordu. Esmer kollu genc bir. kadımın son- daladığı çiçekli deniz gözlerinin önüne gel- di. Sicilya tepeciklerinin temiz profilini ve titreyen mavi gökünü hatırladı. 12( defa olarak, yüreğinden bir bağırtı kop- — Gitme İren! (Sonu var)