22 Eylül 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

22 Eylül 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

EYLÜL 1935 PAZAR arih bahisleri Tarihi anıtlar kaçkısma ayrrlar? - Yazan Enver Behnan ŞAPOLYO 'Tarihiğ anıtların önemi iki nokta dan araştırılır. Birincisi sanat diğeri de <ilim bakımmdandır. İnsanların di. ğer mahlüklardan göze görünür ayrı. hığı (güzel) i vevmesi ve bu güzel kav. famında ar'ın doğmasıdır. Mağara dev rini yaşıyan ilk insan mağaraların du. varlarına resimler yapmağa başlıyarak, bayvanlardan kendini ayırd etmiştir. Ar severlik insanlığın en önemli bir karakteridir. İhtiyaçların doğurduğu maddiğ medeniyet eşyalarını yapan ilk #nsan, yaptığı bütün eşyalarının Üstü. ne önce cila, sonra da renkli şekiller ve daha sonra da kemikler üzerine tas. viri resimler yapmağa başladı. Kullan- dığı eşyayı ve barındığı yuvayı süsle. dikten sonra süs eşyaları da yaptı.. Ta. tihten önceki devirlerden sonra, tari. biğ devirlerde büyük medeniyetler ku- ran, dört kurun insanları, büyük ve de. gerli anıtlar yaptılar. Bu anıtlar, in. sanda ar severliğin tarihiğ belgeleri olarak bugüne kadar — yaşamaktadır. Bundan ötürüdür ki, tarihiğ anıtların birinci değeri, ar noktasındandır. Tarihiğ anıtların ikinci değeri de ilmiğdir. İlmiğ görüş de, bizden önce yaşamış insanların, medeniyet ve külle tür tarihlerini öğrenmek isteğidir. Bu istekler tarihiğ anıtları araştırarı âlim- der yetişerek bu anıtların araştırmala. rına hayatlarını vermişlerdir. Eski in. sanın hayatını, medeniyetini ve kültü. tünü yazmışlardır. Bu tarihiğ anıtlar dan yazmak suretiyle (tarih) ilmi mey. dana geldi. Tarih, bugünkü medeniyet. lerin, geçmişteki köklerinin gelişimini göstermek dolayısiyle, ulusların dev. rim hayatlarında bir önem kazanmıştır. Tarihçiler, anıtları (4) kısma ayı- rarek araştırmalarına devam etmişler. dir. Anıt — abide nedir?.. Anıt, insan. Tarın sosyal olan büyük hâdiseleri Ünlü ulusların bir kahramanın anısını son- vuz olarak yaşatmak kaygusiyle yaptık. ları eserlerdir. Bu tarihiğ anıt eserleri de — dört grupta toplanmaktadır: 1 — Hatıra — Amı eserleri 2 — Mimariğ cscerleri 3 — Höyükler, * — Tümülüslerdir. 1 — Anı eserleri: Uluslar büyük sosyal hâdiseler meydana getirdikleri zaman, bu hâdisenin amısını yaşatmak ve onunla öğünmek ve gelecek nesille. ve bu hâdiseleri tanıtmak isteğiyle mey. dana getirilen anı eserleridir. 'Tarihiğ anı eserlerinin birçokları da ulusal kahramanlara, kırallara ve yabut kazanılan utkular içindir. Anı eserleri gunlardır: 1 — Utku takları 2 — Heykeller 3 — Dikili taşlar 4 — Kabartmalar $ — Kitabeler 6 — Madalyalar 7 — Mübür ve silenderker $ — Armalar 9 — Paralar 10 — Mezarlardır. Tarihiğ anıtlarımızı koruyalım : Anı eserleri, bem ilmiğ ve hem de ar bakımından önemlidir. Utku takları eski imparatorlar, bir harbta yendikten sonra, büyük bir alayla utku takmın altından geçerdi. Romadaki Kostantın utku takr gibi. Bu utku takr hem mi- mariğ bakımından bem de — üstündeki utku hakkındaki yazılı kitabeler dola. yıtiyle değerlidir. Böyle bir wtku ta kı yıkısı gördüğünüz zaman bunu ko. rumak ve bu anıtı, olduğu gibi bırak mak lâzımdır. Heykellere gelince, bun. lar da ar bakımından pek büyük bis de. ğeri olan eserlerdir. Hemen bütün mü. zelerin en kıymetli eşyaları arasında heykeller görünmektedir. Büyük —mü: zeler önem derecelerini sanat değeri o. lan heykelleri çokluğiyle kazanmışlar dır. Dünyanın taşıdığı en yüksek sanat değerli heykeller, Türkiye toprakların dan çıkarılmış eserlerdir. Lüvr müze sinde bulunmakta olan (Miloakrodit) dünyanın, en yüksek bir sanat seridir. Milyonlarca insan, hayretlerle bu hey. keli görmek için Lüvr müzesine gel. mektedir. Bu eser Türkiyeden götürül. müş bir eterdir. Bunun gibi ne değer li heykeller, antıka kaçakçılığı ile yur. dümüzün dışına kaçırılmıştır. Dikili taşlar, tarihiğ anrtlar arasım. da çok önemlidir. İstanbulda Sultan ahmed alanında, bizansldarın Miısır dean getirerek diktikleri, Mısmr — dikili taşları, o devrin tarihini ve medeniyet sosyetesini anlatmak — bakımından de. gerlidir. Dikili taşları en çok mrlı. lar, tapmmaklarının — önlerine dikerler, üzerine de (hiyeroğlif) denilen bir ta. kım şekillerle yazılar yazalardı. Bu ya zılarda eski firavunların tanmılara yal - varması ve büyük barbların anıları ya. zılıdır. Kabartmalar — Roliyefler: Kabart. malar da, heykellerin bir nevileridir. Bunlar, tunç veya taş üzerine kabartıl mış tasviri heykellerdir. Bunlar bir a. maıtın veya bir binanım ön tarafına ko. nulan, kabartma heykellerdir. Kitabelere gelince: Bunlar eserleria hemen en önemlisidir. Kitabelerde, ta. rih ilmine yarıyacak çok bilgi vardır. Hemen tarihn dayandığı esaslar ve be geler kitabelerdir. Kitabeler de taş ve. ya tunç üzerine yazılan anılardır. And. laşmalar, savaşlar ve kanunlar yazılmış. tır. Tarihçiler bu kitabelerden çok fay- dalanmaktadırlar. Madalyalar, bunlar da kırallar tara. fından yaprlarak, — kahramanlık etmiş insanlara verilen anılardır. Taribçiler bu madalyalardan pek çok faydalan. maktadırlar. Mühür ve silenderler; mühürler de tarihçiler için faydalıdır. Silenderler de bir nevi yuvarlak mühürlerdir. Armalar, paralarda da — gene anı « serleri içinde değerli olup, tarihçiler ce çok aranan şeylerdir. Merarlara ge. lince, bunlar da tarihiğ eserlerle dolu birer müze halindedir. Eski kıral me. zarlarına, kıralların bütün krymetli eş. ULUS Mersinde kavım ve )'C_v uzum çl':xâ'll Mersin'de ilk defa olarak Tür- kofisin girişimi ile Suriye'ye ilk partide 15 bin kilo kavun gönde- rilmiştr. Elma ve armut gönderil. için de hazırlıklar vardır. Mersin gümrük yönetgesi yaş mey- va çıkatımnı kolaylaştırmak için ka- nun ve nizamlara göre mümkün olan kolaylığı göstermektedir. Be hareket ilgilileri çok sevindirmek- tedir. Mersinden yakında Mısır'a yaş üzüm vönderileceği haber - veril - mektedir. Corum Halkevinde kadınlı erkekli bir toplantı (Özel aytarımızdan) — Soysal ge. yimle türk sosyetesinde yüksek bir yer almağa yaraşan ve kavuşan türk kadın. lığı gerefine ayın on beşinde saat (17) de halkevi salonlarında ilbayımız B. Hakkı Berksunun başkanlığı altında bir toplantı yapıldı. Şehrimiz İşyarla. riyle kurumlarda çalışan bütün üyeler eşlerile gelmişlerdi. Törene erkinlik marşt ile başlandı. Marştan sonra ka. dınlar adına uray bekimi B. Osmanın eşi Bayan Naciye kürsüye çıkarak çok heyecanlr bir söylev verdi. Bundan sonra ilbayımız tarafından — kadınlığın bu şen bayramı kutlandı. Halkevi ar müzik kolu ulutal parçalar çalryordu. Güneş Çorumun ufkundan aşarken top. lantı sevinç ve neşe içinde sona ermiş. ti. POLİSTE; Bir çocuğu yaraladı Dün sast 17,55 de Yenişehir'den Bankalar caddesine doğru gelmekte olan şoför Osman'ın kullandığı otomobil kal- dırım işçilerinden Nadir oğlu Mehmede çarpmış ve yaralanmasma sgebeb olduğu için yakalanarak tüzeye gönderilmiştir. Bir çocuğu ezdi Öteygün saat 18,30 da İsmetpaşa pa- zarından Ulucak köprüsüna doğru git mekte olan 978 sayılr kamyon, yol üs- tünde oyun oynarken bir ara birdenbire Sönüne çıkan işçiden Fettah'ın 10 yaşla- tındaki oğlu Bahattin'e çarpmış ve altı- na alarak ağırca yaralımıştır. Çocuk he- men Nümune hastayurduna kaldırılmış ise de yarasının ağırlığı ve cok kan kay- betmesi dolaymiyle kurtarılamamış — ve gece yarısına doğru ölmüştür. 978 sayı- ht kamyonu kullanan suçlu şoför Rüstem oğlu Ali yakalanarak gerçinleme kâğıd. lariyle beraber tüzeye gönderilmiştir. ki, mezarlar da anıtlar için çok önemli İşte anı eserleri bunlardır. Yurdu- muzun içinde bu hatıralar - eserlerinin hemen her nevi pek çoktur, Bunları kırmamak ve korumak, türk olana en önemli bir. borçtur. e 1arihi koynunda saklıyan yer Ben, Niksarı, ilk görüşte Nuhun gemisine benzettim?. Yemyeşil iki sev. dalı sırtın eteklerine yaslanarak uzan. mış Niksar, Cudi dağında karaya otur. muş peygamberin gemisine ne kadar henziyor.a $ ae — Memleket Postası # ŞO AM 5 j sarr'e bt vadtşaerk mera a V ğ sRR ŞN YırA 5 iksar Bir diyar ki, cana yakın ve çek ama, ney - sin bi, gönlü hicranla dolu. Bizim şehir kurmaxta 2cvki az ca. kilerimiz, mor kanat hafif esen yelin büyülü tepelerini ha. yarançiacı, halit Wiksarın şirin bir köşesi Niksar için, ilk öğülecek yey, hava. sının, suyunun, göreyinin eşsiz güzel. liğidir. Fakat, bilmem ki, yalnız bun. lar yeter mi Dişi ağrıyan bayanı sızlanır, has. tasına ilâç aldırmak için şoföre diller döken bayı Üzgüyle burkulur, papasın kızına gönül sunmak için kahvenin du. manını yutan genci düşnür görünce, güzel havanın, güzel suyun, güzel bir görünün de güzel bir hayal olduğuna rakarak, şehri tanrınm rüzgürsu, ha. vasız çukuruna kurmuşlar. Uray, şeh. rin plânını yaptırmak istemiş, gelen mütehassıs: Z — Buranım, demiş, plânını çizmek faydasızdır. Zira bayındırlığı için har. canacak para ile yanıbaşına yeni bir Niksar kurulabilir de... Niksar şimdi, yavaş yavaş, tepelere doğru serpilmektedir. Biribirine bağ. lana bağlana uzanan Niksarın evleri » Sayıfayı çevizimiz . yalarını doldurmuşlardır. Bu sebebledir Ulusal anıtlarımızı korumalryız.. ULUS'un romanı: Levis ve İren Yazan : Pol MORAN Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR VILI . Birkaç vakit sonra, Apostolatos bankası- nm Fransadaki başlıca şuğbesi Marsilyadan Paris'e taşındı. İren de onun yetkili işyarı # olmağı kabul etti. Bu yunan firması, yavaş yavaş, gemi donatıcılığından, mal üxeîxne. avans vermekten vazgeçerek bütün endüstri işlerine, devlet fondoları satmağa girişiyor- du. İşte bu yeni sıyasa üzerinedir ki sosye- tenin aksiyonları birkaç ay içinde iki kere yükselivermişti, Apostolatos firması . artık Parist'e iyi tanılıyor ve ikramiyeli borç ak- siyonları fransız piyasasında yerini bulma- ğa başlıyordu. Bu iş üzerine çöken tek göl- ge, Adriyatik denizinde zaptedilen bir yu- Han vapuru yüzünden İtalya ile Yunanistan arasında çıkan anlaşmazlıktı. Franko - Afriken sosyetesinde durum büsbütün başka idi. Levis eski işini güçlük- le eline alabildi. Tecimgeyi karmakarışık br rakmıştı. Onu kontrolsuz, işin gururu sahi- bi olarak yönetmek için, kimseyi yıllarca ona ilgilendirmemiş, hiç kimse yetiştirme- miş, hiç bir kâğıdı saklatmamış, | b dosyaları evine götürüp geri getirmemis olduğu için onun ateşi veya cesareti ile tu tunabilen işler, o eksilince, sallanıp sarsıl- mışlardı. Sonra kredisini azaltmak istiyenler de olmuştu. Buluşları birer yanlış, ileri atı- lışları birer çılgınlık sayılmıştı. Ve Levis yeniden ortaya çıktığı vakit ıoıy:t_edekı mantalite çoktan değişmişti; zehinleri dar, çekingen bütün bir yönetmen kalabalığı ba- şa geçmiş, işleri kendi görüşleriyle, günü gününe, fakat tembelce ve yarı uykulu göz- lerle çıkarmak, çıkarıp tamamlamak yolunu tutmuşlardı. Levis bunların arasında, geviş getiren hayvanlar ortasında kalmış bir yır- tıcı hayvan gibi dolaşıyordu. Onlara hük- münü geçirebilmek için yeniden eline aldı Zı bütü nşiddetini kullanmak zorunda kald İş, hakikiğ bir dost gibi, geri geldi: İren Zaten iyi olan durumunu daha çok geliştire- rek ve Levis sarsılmış olan işini düzelterek, bu yüzden, biribirine sevgi ile iyice bağlı imişlercesine yaklaşacaklarından hiç şüphe etmemeğe başladılar, Türlü uğraşmalar, birdenbire uyanıp k_ılknuılu. yermeği yarıda bırakmalar, bir- likte geçirdikleri zamanın değerini artıracak, zevkler birer serüven olacak, iç sıkıntıları azalacaktı. tatlı bakışlara sebeb oluyor, in kolları arasından kurtu- luşları, onları birleştirmiş olan heyecanı, de- nilebilir ki, şaşkınlığa uğratıyordu. İşte on lar böylece, en güzel duyguları yiyip bitiren tamamlık ihtiyacını kemirip üzecekleri. İş h??aunın eşsizliği, tehlikeli oyunları, yeni finansal plânların rizikoları, bütün bunlar, onların kalblerine, en birleşik, en ölçülü ha- yatın sağlayabileceğinden fazla bir huzur, genlik ve devamlılık hissi verecekti. IX Böyle olmadı, Sevişmek için pek ciddiğ sebebler olan bu iki insan bahtiyarlıklarının her gün biraz daha azaldığını gördüler. Le- vis bunun sebebi ve ilk kurbanı oldu. Bili- Niksar'da romalrlaraan kalma bir köprü ve Ayvaz suyu —TT ÇAS A ZŞT A Tefrika: 32 yqruz ki o, İren kadar yüksek duygulu dee ğildi. Birine gelen mektubu ötekinin açtığı ©- luyordu. İren, daha ilk cümleyi okurken özür diliyordu. Fakat Levis, Apostalatasla- rı ilgilendiren bir işten bahsedildiğini gör- düğü halde mektubu sonuna kadar okumak- tan kendini alamıyordu. İren yardımcısız. çalışıyor, giyinirken zihin hesabları yar-vordu; Levis ise sekre- tersiz edemiyordu. Marsiyal'ın burnu her günkü hayatlarının içine sokuldu. Levis, birçok iş adamları gibi sayı bil- miyor ve bir çocuk gibi bir nisbet hesabının kırîısmdı kendini şaşırıyordu. ren onunla alay ediyordu: — Siz Priyam inişteye benziyeceksiniz, diyor ve ilave ediyordu: Priyam inişte bir gün hesablarını yapmış ve pek büyük bir açık bulduğu için de tabancağımnı alınca ken- dini öldürmüştü. Ertesi bu hesablar gözden geçirilince işin bir toplama yanlışın- dan başka bir şey olmadı; sılmıştı. Priyam inişte, Klimnestr halama altı mil- yon bırakıyordu. (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: