13 EYLÜL 1935 CUMA ULUS ——— —— B. Horun söylevinin türlü yankıları İnzil esamblesinde italyan - habeş durüumunu saptayan söylevi, Bunların önemlilerini POALYA'DA: Roma, 12 ÇA.A.) — Stampa gazete #i, Sir Samue) Hor'un söylevini “bir ri- ya Abidesi,, olarak tavsif etmel Jurnale İtatya ve La Voro Faş; gazeteleri hammadde Prlması hakkında gerçin “bayalihamı Gazeteler, Habe- | şistanın İtalya için bir devrim hedefi ve diyorlar Musolini İtalyasının bir şeref menelesi elduğuna söylüyorlar. AMERİKADA: Nevyork, 12 (AA.) — B. Samuel Hor'un söylevini, geri kalmış ulusların, daha ileri uluslardan yardım görmek hakkını haiz bulunduklarına dair olan bölümünü yorayan Nevyork Taymis ga zetesi diyor ki: zlet, Habeşistan'ın büyücek üzerinde bir nevi himaye için B. Musoliniye ye ol. abul etiresi ğı sanılan önergeden ktir. Böylece harb tehlikesin. cak ©- i durum pek bBoş çaresi bDulunmuı B. Hul ver. Her'un 1ş için ustaca ve mevsi- n, I2 ÇALA.) diği bir söylevde B. Samucl göylevinin hitab,, olarak tavsif ka hükümetinin çalışmasını barışın ko- runmaşıma katmak için bütün imkânla- * kullanacağını ilâve etmiştir. Uluslar sosyetesi konseyinin dünkü toplantı - sında Belçika Başbakanı, laveç Dış Ba. kanı ve Holanda deleegsi uluslar sosye tesâ paktının tatbik edilmesini istemişlerdir. gerarla FRANSA'DA: Paris, 12 (A-A.) — B. Samuel Hor'un söylevi burada çok önemli bir ctki yap- maştır. Gazeteler ve bilhassa sol parti onganları, Cenevre andlaşmasınıı tat. biki hakkındaki bu sarih kararı alkışla. ssaktadırlar. Ancak, Paris gazeteleri, İngiltere- men, Avrupa mevzuu bahsolduğu saman- ©» da aynr fikirleri müdafaa edeceğin den emin bulunmak istiyorlar, Pöti Jurnal diyor ki: “Bu söylevin, habeş davasını yatı tırmak bahsinde faydalr olup olmu cağı su götürür olmakla beraber, genel barışın en değerli desteği olan ve Fran- sanım da yullardanberi uğrunda çabala. dığı birge güvenlik düzenine geniş ve kesin surette bir iştirak ifade etmekele gok kuvvet vericidir... Jurnal, bu söylevin, daha düne kadar olan umudları da kırdığı düşüncesinde dür. Bu gazete: “B. Samuel Hor, İtalya ile uluslar sosyetesine adeta dayatmıştır.., diyor. Maten, söylevin fikir yüceliğini ve enerjisini övdükten sonra, şu mütaleayı | Dış Bakanı B. Samu el alıyar Hor'un — Uluslar anlaşmazlığında yankılar Sosyetesi İngiltere'nin türlü doğurmuştur. z : “Gelir hepsi de B Fun — ku t düli kullanmış değillerdir. Ve ileride gelecek olan hükümetlerin de onun gibi Ksan kullanacaklarımı hiç kömse temin edemez. Franse'yı — kuşkulandıran — işte vudur. Eko dö Pari, söylevin önemli bir ba. dise olduğunu ve pek Düyük bir başarı kazandığını kaydettikten Baron Aloizi tarafından italyan basınına söy Tenen sözlerden İtalya delegasyonunun Halyaya karşı almacak tedbirlerden pek ziyade kuşktlandığı anlaşılmaktadır.. diyor. Gene Eko dö Pari döyor ki: *Biz bu söylevi okunkan, biraz bayal kirıklığına uğradık. Fransa daime Av- rupa hakkında ne demiş ve irimseye dinletmemiş ise, B. Hor da Afrika hak- kkında aynı sözleri tekrarlamış ve ondan şonra da hükümetinin her zamanki söy. leyiş tarzına dönmüştür. Biz, bangi müsbet inancaya güveneceğiz?.. Figaro da şumu yazıyor “Müdafaa ettiği prensipler, fransız sıyasasının prensiplerile eş olduğundan Sir Samue) Hor'un diyevine - tamamile atılmaktan başka yapılacak yoktur... Övr gazetesi diyor ki: “Pransız - ingilir görüş birliği yeni. den kurulmuştur. Bu sayede birge gü- venlik ile arsrulusal düzen kurtarılabi. lir. Popüler gazeteni şunları yazıyor : “Sir Samuel Hor tarafından vesilen söylev, büyük akisler yapacaktır. Bu söylev, çok muthu bir intiba uyandır- denilebilir ki, şevirle karşılanmış. İLTERE'DE: 12 (KA)— B. Samucl Hor'un söylevi, dış sıyasa alanında in- Biliz kamoyunun en açık bis — iladesi sayılıyor. Londra, Bu söylev, yigitlik imeyen ingiltere halkının çoğunu memnum etmiştir. İngiltere'nin, uluslar sosyetesi and- Jaşmasının tatbikine kayıdsız, şartsız yardım etmeğe harır bulunduğu anla- şihiyor. B. Samuci Hor'un, ilk maddeler ba- kımından fakir olan devletlere — bağış lanacak bırakığlar hakkında söylevle rine gelince, bir veya birkaç ve bu arada italyanın özel ihtiyaçlarını incelemek hususunun tekmisyenlere ha vale edilmesi düşünülüyor. GÜNEY AFRİKA'DA: Kap; 12 (A.A.) — B. Samuel Herun Cenevredeki dünirü söylevi bütün mem. lekette iyi karşılanmıştır. Kap Taymiz gazetesi diyor ki “ Ne B. Hor ne de ingiliz büküme ti İtalyaya zarar verecek düşünce bes. demekle suçlanamaz gevletin l j HAKYERİNDE Yalancı şahidler Dün ağır cezada Meki köyün- den İsmaili tabanca ile yaraladığı iddiasiyle duruşmaya getirilen ay- nı köyden İbrahim, Mustafa ve Halil adlarında üç kişiye karşı önce şahidlik yapan Ovacık kö- Hifzı oğlu Veli ve Ali oğ- u Ali dinlenmiştir. Şahidler ye min sırasında İsmailin arkadaşları an vurulmadığmı ve ta bancanın İsmaile aid olduğunu İs- mail tabanca ile oynarken tabanca nın birdenbire ateş aklığını ve İs- suüretle yaralandığını söylemişlerdir. Hakyeri önce İb rahim, Mustafa ve Halil hakkın da yalan şahidlikte bulunan Hıfzı yünden meilin bu oğlu Veli ile Ali oğlu Alinin suç larını söylemeleri üzerine tevkifi ne karar vermiştir. Tarikatçilerin duruşması Tarikatçilerin duruşmalarına dün de devam edilmiştir. Ancak hakyeri yeni bir şahidin daha din- lenmesine lüzüum gördüğü için du- ruşma 27 eylâl cırma günü saat 17 ye bırakılmıştır. Sarkımtılık edenler Gezici sa ardı Salih ve Abdullah adlarında iki kişi Taba- kane caddesinden geçmekte olan Sabahat ve Pakize adlarında iki kıza elle sarkmtılık yaptıkları ve lâf attıklarından bu hareketin ö- nüne geçmek istiyen Naci ile Ab- diyi dövdükleri anlaşılmış ve ya- kalanarak tüzeye verilmiştir. Kavga eden şeförler Dün Lozanpalasın arkasında sıra beklemek yüzünden şoför Mi- tatla şoför Ali arasında kavga çık- maş ve Mitat Aliyi sol kaşından yaraladığı anlaşılması üzerine ya- kalanmıştır. Karısını dövdü Dün Hasan oğlu Abdullahm geçimsizlik yü ünden karısı Gül beyazı dövdüğü ve kolunun kırıl- masına sebeb olduğu anlaşılmış ve yakalanarak tüzeye verilmiştir, Hırsızlar yakalandı. Koyun pazarında bakkallık &- den Fuadın dükkânımnda çalışan Kâmilin Fuadın ardiyesine anah- tar uydurmak süretile türlü tarih- lerde zeytin, ve susam yağlarını çalarak diğer suçlu arkadaşları hammal Mustafa ve Hahli eliyle sattırdığı anlaşılmış ve her üçü de yakalanarak gerçinlemeye haşlan- SAYIFA Memleket Postası Ankara - Zonguldak telefonu kömür iline yeni bir canlılık verdi Zongüldek, (Özel &; Bugün Ankara ile Zonguldak « yapılan telefon res letmeye açıl. masından, songuldaklılar çok sevinmiş- Yer ve her taraf, secimli bayraklarımıı la süslenmişlerdir. Tlk olarak Zonçuldak şarbay vekili B. Hilmi Uluğ P. T. T. Genel Direk. tör vekili B. Hayri ile konuşarak, Zon Posta ispekteri B. Hüs tör B. Hilmi nla Ankaraya sından dolayı sevinçlerini ve başarıcı. bildirdi. Bundan deneç yapıla- Tarına teşekkürlerin ür'de şarbay B. Behçetle bay vekili Uluğ Doğan'la parti ba; şar. ve parti mr adına K görüştüler. Ve İzmir'in kurtuluş günü. nün y dönümü bayramın: — kutlayarak zonguldaklıların öz duygularını yolla- dılar. Tetanbulla da buluşularak — İstanbul şarbayır adına Ekremle konuşularak İs. tanbul halkına ve basınına Zonguldak. hların içtem duyguları ve selamlar muldu Gerek Ankara ve gerek İstanbul, İz. mir görüşmeleri çok iyi sonuçlar ver. miştir, Ses pek temiz ve canlıdır. Ya- kindş İstanbail ve İzmirle konuşma açılacak ve bu türetle Zon. dünya de resmiğ guldak bütün ile “konuşmaya başlıyacaktır Ankara . Zonguldak hattı: (Zongul- dak . Devrek . Gerede - Kızılcahamam) üzeri çekilmiş, üç milimetrelik bakır dan çift nakilli ve çaprazlı “kuruvaz- ma,, olarak yapılmıştır. Hattın yapımmnda ispekter B. Hüs. nü ve Zanguldak posta direktörü Bay Hakkımın çok emekleri geçmiş Zonguldak şarbaylığı: Zonguldak şarbayı B. M. Tankut sıhbiğ sebeblerden dolayı — ödevinden affını dilemiş ve çekilimi onanmıştır. Şarbay vekilliğine mektupçu Hilmi U kağ getirilmiştir. Hbay ve parti başkanının gezileri: Hükümet ve parti örgütünü incek- mek ve halkla yakından değette bulun. mak Üzere ilbay ve part v Hasan Kara Bartın ve Safranbolu ilçele baskanr Alı cak ve jandarma komutan rine gitmişlerdir. Filyos'ta at koşuları: Hisarönü —kamun yapılmak olan parti yardım 8 eylülde a koşu hem de orada bir köylü bovr mı yapmak üzere Zonguldak — Ha'ke Necât vapurunu hazırlamış ise de b birdenbire bormasından gidememiş ve bu güzel gir birakılmıztır. va bir vakta Havzadaki işçilerin sosyal ve lık durumları: Büyük Başbakanımız İ. İnön dönerken Zonguld duğramıştı, türk işçisinin giyin rı ile fesni gezisinden vine bususl alarat Zongukdağın yeni Posta binası tırılmaları Üzerinde durmuşlar ve emir- ler vermişlerdi. Bütün sosyeteler iş- çinin bu önemli ibtiyaçları ile ciddiğ olarak ilgilenmektedirler. İşçiler iş ve dış elbiseleri ve yattıkları yerlerin Aa ha srhhiğ olması ve sabah ve ukşam sı. cak yemek verilmesi cihetleri sağlan. h isçi w mak üzeredir. Türkiş sosyetesin evlerinin yapımı — ilerlemektedir müriş sosyetesi de Kozlu'da işçiler cin önemli ve sevindirici tesisata haslamız- * tır. Orta okulda ikmale kalan talebe- ler: Bu yal örta ölnlda 68 talebe ilkmale kalmış ve bunlar için Halkevince riya. Bu ikmal sınaçları yapılmış ve pek çokla riye kursları açılmıştı gençlerin rı kazanarak sınıflarını geçmi, Tefrika: 27 Levis ve İren Yazan : Pol MORAN Türkçeeye çeviten: Nasuli BAYDAR — Hiç bir şeyi kırmayınız Levis, inanınız arsıntısız yaşayınız. Birkaç zaman sonra işii de, dostlarınızı da esefle anar- Bınız. — Ben, dost sahibi olunacak çağı geçir- dim. Dostlarımın hepsi rastlayacakları ka danlara rastladılar, erkekler arasındaki dost hak hakkında kadınların neler düşündükleri ni bilirsiniz: erkek dostluğu onların rubala- rında gölge yapar. Çalışmağa gelince: ben hiç çalışmadım. Modern çalışmalar çalışma değil bir çeşid yağmadır. Lüzumundan faz- la ihtilaç ve Rüzumundan az hareket dolayı- siyle doğruca ihtiyarlığa gidiyorum. Siz be nim olduğunuzdan beri, ğ y ları azalacak yerde, üyorum ki, çoğalı- yor. İnsaniğ olmağı öğremiyorum. Başlıca ihtiyacım size tapınmaktır. — Benim de size bağlı olmaktır, dalgın ve hafif olduğumuz halde... Fakat çılgınlığa esef etmiyorum. Sonra, bırakıp attığımdanberi size de var. Siz benim en yakınımsınız. ihtiyacım İren, bir yabancı ile evlenmeğe, Triyes- te'de artık oturmamağa razı olduğundanbe ri o da, onu bankasma bağlıyan bağları kır- mıştı. Çünkü onun iş hayatı ayle hayatının bir devamı idi ve biri olmayınca öşekinin imkânı yoktu. Yuman bankerlerinin yarı te- cimge olan ayle yurdlarında fantezinin yeri yoktur. . N İren ve Levis bahtlı idiler, faydasızdılar, bahtlarını herkesin gözü önüne seriyor ve biribirine istem ve sunum (arz ve taleb) gi- bi bağlı bulunuyorlardı. Kendi ellerile ha- zırlamış oldukları boşluğun üzerinde, tek bir bağla bağlı olarak, sallanıyor ve bu teh- likeden derin bir zevk ahyorlardı. Şimdi, bu utkularını ne yapacaklardı? Yıkandıkları saatin dışında yalnızlığı bil- mez olmuşlardı. Aralarında rastgele, sihir- Hi ve karanlık hiç bir şey yoktu. İşıkların en parlağı, bahtlılık içinde biribirinin idiler. Bu yetmiyormuş gibi batıyı bırakıp Yu- nanistana gitmeği daha iyi buldular. ı İren: — Ben, Sporad adalarından biri olan L... denim, demişti. Bu çok küçük bir adadır ve ancak alman haritalarında bulabilirsiniz. O- rada benim, mermerden _vıpılpıxş bir kulü- bem vardır. Korkmayın, yakında kimseler Yoktur ve ayleden bizi görmeye gelen olma yacaktır. Tirenden inip İstanbulu gezdiler ve Yu- nanistana gidecek vapura Galata rıhtımında bindiler. Levis, ertesi sabah, uyandığı va kit Çanakkale boğazından çıkıyorlardı. Ha va sıcaktı. Gökyüzü tepelerinde dikilmişti. Artık hiç bir bulutun saldırmadığı bir güne- şin altmda, yumuşak bir ormanlığın tepesi- ne oturmuşcasına, dalgalar üzerinde, martı- lar salınıyorlardı. Solda, türk bataryalarının koruması altında Kumkale, kertenkeleleri le Truva ve Asya kıyıları, sağda ke miklerle dolu Seddülbahir görünüyordu. Batırılmış eski ingiliz gemilerinin direkleri ve bacaları denizden fırlryor, bir yanda bir fransız kruvazörü çürüyordu. Sonsuz sıcak ve gökyuzuü amarasına gir- nadam, dedi, Güverteye çıktıkları zaman, yatan bir kadın gibi, orta tarafı çökmüş, Midilli g; rünmeğe başlamıştı bile.. TIT Sıcak ve ekm uğu gibi kızarık, uzun yarıklarla dolu, yeşillik yetistirebilecek bir avuç topraksız, bir kayalığım üzerinde, ada- nın tek kövü asılr duruyordu. Menekşe ren- gine boyanmış bir kaç sandalla altı tane hoş fıçının süslediği küçük bir Hmana taş mer- divenlerle iniliyordu. Köyün evleri kerpicter yapılmıştı; yanlarında, tozdan bembeyaz, bir kaç palmiye, taflan ve kaktüs vardı ki buz dağlarında rastlanan göz kamaştırıcı ışıklar içinde parlıyordu. Yukarı tarafta, Apostola- tosların, kapı ve pencere kenarları mavi ve içi hep mermer döşeli, bir bardak su gibi e rin, evleri vardı (Sonu var)