24 AĞUSTOS 1935 CUMARTESİ İtalyan basını, ceza tedbirleri harb demektir, diyor. (Başı 1. inci sayıfada) Mesele, devamlı bir şekilde incelen - miştir. Ve incelemelere devam oluna - gaktır. Röyterin sandığına göre, Büyük Bri- tanya hükümetinin bir çok - fırsatlarda bildirdiği gibi, uluslar sosyetesi iç paktı karşısındaki durumunu, değiştirmesi için hiç bir sebab yoktur. Kabinc başka bir toplantı günü saptamıştır. Bu sırada ba- z bakanlar, herhangi bir karar verilme- si gerektiği takdirde derhal bir toplantı yapılabilmesi için Londra'da veya Lon- dra'dan uzak olmıyan bir yerde toplana- cçaklardır. B. Hor, dış bakanlığiyle süel değeti devam ettirecektir. Röyt öğrendiğine göre, uluslar sozyetesi konseyinin 4 eylülde asamble- de 9 eylülde yapacağı toplantılar. aytışmaların halen düşünülen nomal katlar dışında geçeceğini sanmaağ bir sebeb yoktur. »e Roma, 23 (A-A.) — Journal d'İtalia diyor ki: “Radikal tedbirler, harb de. mektir.. BB. Eden ve Hora verilen yetki Paris, 23 (A.A.) — Gazetelerin tan- dığına göre, B. Hor ve Edene 4 eylüle kadar ekonomik ssığların çarpışması ihtimalini bertaraf öodecek bir uzlaşma alanı bulmaları için yetki verilmiştir. Gene sanıldığma göre, ingiliz kabi nesi, radikal tedbirler meselesini derim- den derine incelemiştir. İngiliz hava kwvetleri başkumanda. nı Mareşal Sir Edvard Allingtonun, Do- ving şehrindeki toplantıda başbakanca uzun uzadıya dinlenmiş olması da kay- da değer. İngiliz hükümeti, Fransanın karada ve denizde süel yardımı olmaktızın ra- Gdikal tedbirleri yeritmenin çok zor ©- Jacağını hesap cuniştir. Herhalde İngilterenin uzlaşma eğ- ginliğini ve Fransa ile iş beraberliği ar- zusu kaydedilmektedir. Diplomatlar, ne buhasına olursa ol Sun vakit kazanmak istemektedir. Cenevre türüğüne göre, İtalya du. Tum/ hakkındaki raporun —uluslar s06- #esi konseyine verildiği günden bâş. iyarak 3 ay tamam olmadıkça harba başlayamaz. Böyle olmazsa, konsey pak- tın 15 ve 16 ıncı maddeleri hükümlerine Köre, radikal tedbirlerin yeritilmesini düşünmekle yükümlüdür. Gazeteler, kabineden karar almağa Küzum kalmaksızm, başbakanla sü baka. Mi arasında yapılacak — bir dııışnııhn Sonra, ambargonun kaldırılabileceğini sarihlendirmektedirler. B. Mak Donald ne diyor? Londra, 23 (A.A.) — Kabine toplan- (sı 16.30 da bitmiştir. Uluslar sosye. tesi konseyinin toplantısından önce baş- ka bir toplantı düşünülmemiştir. Toplantının sonunda B. Mac Donald, şonları söylemiştir : “— Biz, durumumuzu sakinane, s0. Huk kanlılıkla ve rahatça saptadık ve ne yapılması gerok olduğu hakıkımda şim- di açık bir fikre sahibiz.,, B. Baldvin, dün aksam tekrar Eike. lebene gitmiştir. Öteki bakanlar da tekrar yazlak ev- lerine gideceklerdir. Asker sevki deram ediyor. Londra, 23 (A.A.) — Taymis gaze. tesinin İskenderiyeden — öğrendiğine göre, italyanlar asker sevkine devam etmektedirler. 3.500 subay ve asker yük- lü iki gemi, Süveyş kanalını geçmişler. dir, Dalma yeni kuvvetlerin geçmesi boklenmektedir. Birçok işçi, kendilerine önergenen dolgun gündeliklerden ötürü, İtalya hiz- metinde çalışmağı kabul etmektedirler. Roma, 23 (A.A.) — B. Musolininin büyük manevraların yüksek komutasını tline alacağı hakkında bir söylenti do. laşmnaktadır. B. Baldein Ekslebende. Londra, 23 (AA.) — B. Baldvin, Ekslebene dönmek üzere Londradan ay- rılmıştır. İngilterenin kesin kararı Londra, 23 (A.A.) — Uluslar sosye. tesi poktına başeğdirmek hususunda ka. bine tarafından verilen karar muhtemel radikal tedbirlerin ilke bir surette in. celendiğini tasınlamaktadır. Maden çıkatı üzerine ambargo ko. nulması ve Süveyş kanalımın kapatılma- sı hususlarının da incelendiğini tasın. Tamak kabildir. Kabine - toplantısının, Sör Samuel Hor tarafından 1 ağustosta Avam kamarasında söylenen sözleri ber- kittiği sanılmaktadır. Sir Hor, o söyle. vinde şunları söylemiştir: “— Biz uluslar sosyetesi paktını - karşısındaki soravlarımızı - tanamen biliyoruz ve onları yerine getirmeğe dö- leniyoruz.., B. Mak Donaldın danışmaları Londra, 23 (A.A.) — B. Mdk Donald, bugün bakanların danışmalarına baş. kanlık etmiştir. v BB. Hor, Eden ve Nevil Çember- laya, B. Mak Donald tarafından danış. mayâ çağırılan bakanlar arasında idi. Bu bakanlârın B. Mak Donaldın hare- ketinden sonra Londrada hkalacakları sanılmaktadır. Amerikanın tarafsızlık kanunu. Waşington, 23 (A.A.) — Amerikan parlamentosu senanın tarafsızlık hak- Lında kabul ettiği kararı reddetmiş ve projenin bazı değişiklikler — yapılması için kamisyona gönderilmesine — karar vemniştir. B. Musolini blöf mü yapıyor? Nevyork, 23 (A.A.) — Nevyork He- rald 'Tribüne yâzıyor: İngiliz — kabinesinin — kararı U- etesinin son bir başarı im- kânı vermektedir. Fakat esef etmelidir ki böyle bir başarı ihtimali pek de bü- yük değildir. Uluslar Sösyetexi erksiz olursa bü- yük Britanya belki de yalnız başına ha- rekete geçecektir. Ve bu hal İngiltere tarafından yalnız Akdenizde değil dün- yada üstün bir durum alınması demek olacaktır. Nevyork Taymis gazetesi de şu sa- tırları yazıyor: B. Musolini “radikal tedbirler savaş demektir.,, yolunda u- çurduğu balon, diğer büyük bir blöf de- ğilse, yersiz bir şeydir. Eğer bir blöf ise, bu bİĞf İngiltereyi sıyasasından çe- virebikecek kuvvette değildir. duslar İngiliz elçiliğini koruyacak kuvvetlar Londra, 23 (ALA,) — Royter ajan- sı, Adisababadaki ingiliz elçiliğini ko- Tuyacak kuüvvetleri — pekiştirmek için gönderilen kıtaların Bambay — yoliyle Habeşistana hareket ettiklerini bildir. mektedir. Eski italyan savaşçılarının Fransa göreti Roma, 23 (A.A.) — EBeki italyan sa- vaşçılarının Trantız savaşçıları tarafın- dan yapılan görete karşılık olmak ü- zere eylülde Fransaya gitmeleci karar- Yaştırılmış iken bunlardan birçoklarının doğu Afrikası için gönderilen gönüllü altıncı tümene yazılmaları Üüzerine bu göret başka vakta bırakılmıştır. Valual hadisesinin gerçini Roma, 23 (A.A.) — İtalyan - habeş hadiseleri sırasında Ualual'daki italyan postasına komuta eden bimbaşı Cimmo- ruta Berne gitmiştir. Orada bu hadiseyi kotarmak içim seçilmiş olan yargıç ko- misyonu tarafından dinlenecektir. Amerikanın yeter görmediği tedbir Nevyork, 23 (ALA.y) — Nevyorle-Post we Nevyork Yörld Telegram gazeteleri kanun projesinde düşünüşler silâh am- bargosunu yeter bulmamakta ve bunun ödünçlere, diğer maddelerin — çıkatıma ve yiyecek maddaletine de teşmili lâ- zimgeldiğini bildirmektedirler Negüs'ün şöleni Adisababa, 23 (A.A.) — İmparator bir dinsel bayram dolayısiyle on bin iş- yar ve jileri gelene bir şölen vermiştir. İstalyanın fikri Londra, 23 (A.-A.) — Hükümetin bu gece Fransa hükümetine bir nota vere- rek ingilir kabinesinin dünkü toplantı. sında alınmış olan kararlar hakkında bilgi vermesi muhtemeldir. Bu sababki görüşüsünden sonra ka- bine bildiriğine göre hükümet italyan - habeş anlaşmazlığında yeniden bir ara bulma girişiminde bulunmak niyetinde olmayep İtalya ile fikir verilişi — işini Fransaya tetketmeyi uygan görmekte- dir. Kuzay Anadolusunun YERER A AŞ t : a Bi » AA Kİ eee ÇAZORRĞ AŞ Tokat'ta Tokat ili, toprak bakımından - kuzay Anadolu'da eşine az rastlanan güzellik - leri toplamıştır. Yeni şehir plânmın yetirilmesine baş- lanılmıştır. Plânın gösterdiğine göre açılacak yolların üzerine rastlanan, *v ve dükkânların bir kaısmr satın alınarak yıktırılmış, diğer kısmın da alınması ya- kında bitirilecektir. Atatürk anıtma mu- vazi olarak açılması kararlaştırılan yo Tun yapılmasına başlanmıştır. Cumuri - yetin ilânmdan bu yana geçen 10 yıl içerisinde başarılan — işlerin başlıcaları 67.500 liraya S0 yataklı hastane, Ata - türk anıtı ve ilk okulu, halkevi, aygır deposu ve örnek fidanlığı ile sıhhat mü zesidir. Bunlardan başka 9 yoksul talebe, başka illere öğrtenime gönderilmiştir başlıca ihtiyaçlardan olan Turhal, To - kat yolu yaptırılımaştır. Yalnız Tokat tan şimendiferin geçmemesi bu - şirin yerin güzelliği üzerinde yapmaktadır. İçme sularınm hepsi kireçtidir. Şeh Te iki saat yerde Oğulbey suyunu şehre getirmek için projeler yapılmış, (fak2t yapıya başlanılmamıştır. Tokat müzesi ve kitabsarayı da çok değerlidir. Müzede hele (etnografik) eserler, kıymetli mezar ve kitabeler, eski türbe ve tekke esyaları, ezki harb Kgiyim eşyası, pul ve para kolleksiyon- ları ile zengindir. Müze haline getiri- önemli etki ea z gL B Memleket Postas TÜRK HAVA KURUMU BAŞKANLIĞINDAN: 27. 8. 935 den itibaren Türk Kuşu teşekkülünde dersterine başlanacaktır. Bu bö tlüme girmek istiyen üyeler 26.8.935 pazartesi günü akşamımna kadat Yayın şuğbesine baş vurmalıdır- SAYIFA 5 at güzel köşesi: Tokat Atotürk anıtı len (göy) medrese binası nefis çiniler- Ve süslüdür. Nevyork üniversitesi, do u profesörü bu bina için eşine az rast lanır, demiştir. Kitabsaray da bu bina içersindedir. 2351 kitabı vardır. Bunun *980 | ceki, 400 Üü yeni harfledir. 934 yılı İçerisin de 1777 kişi okumuştur. LT AARAR LA N ea P BU GECE NÖBETCİ ECZA EVİ SAMAN PAZARINDA MERKEZ seza evidir GAROTLA AA KS RR K SYE, A D MA Son düzeltmelere göre Kılavuzdaki yeni kelimeleri asıl kullanmalıyı: Bu adla çıkan kitapta (Ulus) daki (Kılavuz dersleri) toplanmıs ve en son türkçe yazılardan örnek- ler konmuştur. Kitabın sonunda 32 sayfalık bir endeke vardır. Burada kılavuzdaki birçok yeni kelimelerin türkçeden osmanlıcaya ve osmanlı- cadan türkçeye karşılıkları gösteril- miş ve bunların örnek yazılarda hangi sayfalarda kullanıldıkları da .'lmı edilmiştir. Kitap 168 sayfa- İstanbulda Ahmet Halid ve An karada Akba kitapevlerinde S0 ku- Tuşa satılmaktadır. modelcilik ULU romal Levis ve İren Yaran : Pol MORAN Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Gözlerini açtı. Işık, bir atölyenin cam ta- vanımdan içeri giriyormuşcasma, dikliğine iniyordu. Ay sanılabilmek için az daha ay- danlık olması lazım gelen güneş dört yana oklarını fırlatmıyordu. Yağ gibi duru deniz, kuzaydaki, meselâ Ostand'daki gibi bula - niktı. Levis, gözlerinde yeşil gözlükler bu - lunduğunu unutarak buna şaştı. Gözlükleri çıkarınca, iki gözünün tam ortasına, inen bir yumruk gibi, güneyin bütün çiğ aydınlığını yedi. Başındaki Mattino gazetesi yanık kokmağa başlamıştı. Hemen denize girdi. Kıyıdan elli kulaç açığa varan Levis, bir © kadar urzakta, bir kayıkçının, kıçtan tek kürekle kullandığı, bir sandal gördü. Sanda- l baş yüzükeyun yatmış bir ka . dın balık avlryor; iğilmiş, göğsünün tam or- tasında bir gölge ile, oltasını denize bırakı- yordu. Giymiş olduğu kara mayyo'dan, za- yıf pazılı, oldukça kuru ve çok esmer kollar ve bacaklar çıkıyordu. Başı kırmızı lastik ten bir takke ile miğferlenmişti. Kadının deri- &i Akdeniz kıyılarmda yaşıyanların o güzel yanmış toprak renginde olduğu halde ken « disi, daha soluk etli bir barbardı. : Bu mevsimde denize — girdiğine — göre (italyanlar ağustostan sonra denize girmez- ler) yabancı bir kadındı o. Biraz sonra Le- vis kadımın balık tutmadığını anladı: o ora- ları sondalıyor ve bir kâğıda notlar alarak sanki denizin derinliklerini ölçüyordu. Levis, sırt üstü yüzerek ve ne yapaca - ganı bilmediği için, yattuğu suları bir deniz hayvanı gibi ağzından fışkırtarak düşündü: “yoksa denizin haritasını mı yapıyor?» daha yüzdü. Yaklaşırken kadın, ona yüzü- nü çevirmeden, saçının birkaç telini tek par. mağiyle takkesinin içine soktu. Levis bir kaç kulaç daha atıp sandala tutunduktan sonra sordu: — İzin verir misiniz, Madam? Üst tarafta hava masmavi idi. Sandalın kenarlarındaki &u, parıltılı ve hareketli bir şerid halinde akıyordu. En uzak keçi yol - larındaki katırların çan sesleri ona kadar ge- liyordu. Her dalganıı tepesinde, gecenin- kilerden çok daha canlı bir yıldız vardı. İle- ride yunuslar oynaşıp duruyorlardı... - Kadın sondasını çekerek Levis'e doğru eğilip baktı; esmer bir yüzde, ışığın çoklu - ğuudan rengi uçmuş iki açık külrengi göz... 'yle tertemiz, öyle tatlı, bununla beraber çekilip gerilemeleri öyle imkânsız iki göz ki suyun birdenbire soğuduğunu sandı Ve gürültü ile soluk alarak, yorulduğunu an. latmak istedi. — , Kadm, Levis'i güzelliğine hayran eden bir sesle, italyanca sordu — Yorgun mu? — Hayır Madam, nefes alıyarum. An - trenmanım yok. Çok sigar içiyorum. Levis başını kaldırdığı zaman kadını gö- Temedi. Yalnız sandalın öte yanında bir gümbürtü işitti ve kendisi de köpük içinde lul_dı. Geri döndüğü — vakit kadının kıyıya doğru yüzdüğünü anladı. O da ileri atıldı: Yaklaşıyordu ve denizin dibinde, bedenleri - nin kırık gölgelerini görüyordu. Kadın, kol- arını kısıp suya sokarak yüzdüğü için (bir sağ, bir sol yanağı görünerek) Levisden Sabuk ilerliyordu. Kıyıya vardığı zaman Le. vis'den yirmi boy ileride idi. Levis onun, bir Şocuğun uzattığı sarı bir bornusa sığındığını gördü. Gülümseyordu. İlerisinde, ıslak ça - maşırlarla örtülü bir incir sepeti ve alömin - yomdan bir sandoviç kutusu vardı. Levis'in havlusu olmadığından kumlara sarıldı ve onlarla, yetecek kadar giyindikten sonra, bir sigara yakıp balıkçıların ağlarını k_nnımığı serdiklerindenberi daha koyu gö - rünen plaja uzandı. Kadın da, ona çok yakın bir yerde, tek - rar. denize dalacakmış gibi, bacaklarını ki- netlemiş, kollarını başının ilerisine doğru uzatmış, gölgesini bir havlunun üzerinde ezi yordu. Dövmeli yılanlara — benziyen mavi dııfıı_rlın kalçalarına doğru çıkıyordu. En- sesini acıkta bırakan kara saçları kumların üzerine dökülüyordu. Bir tarafı yetecek ka. d_ır yandılftan sonra öte yanını güneşe çevi- riyor ve böylece, boğulduktan sonra fırtına nn karaya atmış olduğu bir romantik ingiliz şairine benziyordu. Kadın çok tuzlanmış gözlerini Oğuştu - ruyordu. Toprak hizasında böçekler uçuşuyordu. Levis, dibinde kayalıkların, laciverd le - keler halinde, farkedilği denizi göstererek, — Madem kibeni yarışta yendiniz, bir karşılık borclusunuz, dedi. Kadın fransızca cevap verdi: eiu;ima.“ akşam © karşılığı alacaksınız. (Sonu var)