25 Ağustos 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

25 Ağustos 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON ALTINCI YIL. No: 5057 Gündelik DOĞUDA Hükümetin doğu illerimiz için yeni kararlar almış olduğunu Anadolu Ajansı bildiriğinde oku- duk. Anadolu'nun doğusu demek, osmanlı imparatorluğundan devr- aldığımız yurd topraklarının en bakımsız, en geri parçası demek - tir, Biz cumuriyetçiler bu memle- kette bir sömürge bayımdırlığı, yani bizi kuru çölden ve yoksul halktan ayıran Paravana'lar yap- mak istemiyoruz. Biz ekonomik ve sosyal kurumları ile, üstünde 20 inci asır insanları yaşayan mo - dern bir yurd kurmağa çalışıyo - ruz. Anadolu toprakları ve halkı için böyle bir ideal, ancak türk olanın kafasında doğup gönlünde yerleşebilir. Kökten bir kalkınma hareketi içindeyiz. Kök, halktır, köydür. Osmanlı imparatorluğu halka ve köylüye, sömürgeciler gözü ile baktı. Onun uyanmasından, top - lanmasından, el emeğinin pahalı- laşmasından korktu. Biz, bunun tamtersi, büyük yığını Kamalist | rejimin bütün davalarının temeli olarak almaktayız. Kamalist re - jiüme ulusçuluğun üstünde insaniğ bir değer veren özellik budur. Bizim halkçılığımızın başlıca ayırmacı köyde devletçilik olmak lâzım gelir. Köy nerede bırakılır- sa orada kalır: demiryolu;-kırk yılda, Sincan köyünü kırk adım ileri yürütemedi; Ankara'da on Şu kadar yıldanberi bir devlet merkezi pazırının bütün imkân - ları Kalaba '-öyünü yerinden oy - natamadı. D vlet, ne rayı, ne yo - lu, ne elektrik hattını, ne su kana- hını köyün kapısına getirip bıra - kamaz: Devletin köydeki işi bun- larla bitmez, bunlarla başlar. Devletin Anadolu doğusunda bir r&organisation işine başlama - sından sevinmeyecek türk uluscu- su yoktur. Bu toprakların yolsuz, okulsuz, bakımsız kalmasından biz suçlu değiliz: Fakat ilerleme- sinin şerefi bizim olacaktır. Her medeniyetin en göze çar- pan vasfı, tekniğidir. Büyük halk yığınları hangi teknikle işleyor - larsa, o tekniğin medeniyetinde - dirler. Bizim köylümüzün bu me- deniyetin tekniği ile yabancılığı, kapasite eksikliğinden mi geli - yor? Gidip en yeni makineleri kul- lanan fabrika işçilerine bakmız: Hepsi, eğer doğrudan doğruya de- gillerse, bir göbek aşırı köylüler - dir. Ankara'da çocuk bakar gibi bahçe yetiştiren insanların çoğu - nun belki yakın hısımları, henüz, köyünde orman yıkıyor ve ağaç söküyor. Türk köylerinde bir asra bağlı gibi görünen büyük kalkın- ma, hakikatte kısa yıllara bağlı - dır, Büyük meseleyi Kamalistler cesareti ve ölçüsü ile ele alalım. Yönetim mekanizmasında yeni bir ödev unsuru yaratalım. Halkçılı - G, folklor hava ve koşmaları için de tadıp, gübreden ve kerpicten kaçan türk gencini köyde çalıştı - ralım. Genç cumuriyetin an yaşlı ana nası karar verince başarmak'tır. Anadolu Ajansının, ancak, genel hatlarını bildirmiş olduğu doğu - Anadalı sıyasasının vek yakında canlı ve parlak sonuclarını göre - ceğimize güvenimiz tamdır, F.R. ATAY DOKUMA ENDÜSTRİMİZİN Adımız, andımızdır İKİNCİ TEMEL DİREĞİ Nazilli kombinasının temeli atıldı Halk sevinç içindedir - B. Celâl Bayar, söylevinde eksiksiz bir eser olan fabrikanın kuruluşunu sa glryan türk — sovyet dost luğunu saygı ile andı Nazilli, 24 (A. A.) — Eka- nomi Bakanı B. Celal Bayar tân saat yedi bu - çukta Nazilli'ye geldi. Yanında Ege illeri say - lavları ile Ay - dın ilbayı, Sâ - mer Bank genel direktörü, Tas Ajansı aytarı İs- tanbul ve İzmir- den gelen gaze- teciler vardı. İs- tasyonda Aydın dan ve bütün il- çelerden — gelen salgıtlarla şehir- li ve köylü ka - din erkek bin - lerce halk toplanmış, memleket için çok önemli olan bu fabrika Nazilli konabinasının temelini atan B. Celal Bayar nın temellerini atmak üzere gelen Ekonomi Bakanmı bekliyordu. Temeli atılan Nazilli dokuma kombinasının alacağı şekil Halk, Bakanı çok candan alkışlar- la karşıladı. İlçebaylık ve şarbay- lık konuklarını çok güzel bir prog zamla karşıladı. Halkevi Aydın bandosu çalıyordu. Ekonomi Ba- kanı ve yanındakiler halkevinde fabrikanın Rusya'dan getirilen plânlarını gözden geçirdikten son- ra fabrikanın kurulacağı alana gittiler ve fabrika direktörü ile sovyet ve türk mühendisleri tara fından karşılandılar. Burada Na- zilli halkevi başkanı nazillililer a- dına bir söylev verdi. Bundan sonra B. Celal Bayar, önemli sây - levini verdi. Daha sonra saylavlar da söylevler verdiler. B. Celal Bayar'ın birçok kısım- ları sürekli alkışlarla kesilen söy - levi şudur: « — Aziz nazillililer; bugün Nazilli kombinasının - temellerini atıyorum. Nazilli kombinası sana- yi programımızda çok ehemmiyet li yer alan büyük bir endüstri mü- essesesidir. Bakırköv bez fabrika sından ve bugün bütün dünya iti İNGİLİZ KABİNESİN İN KARARINA KARŞI B. Musolini Habeşis tanı almayı bir zabıta hadisesi sayıyor İtalya'nın Maltaya saldırması ihtimali - Yeniden 16.000 asker gönderiliyor — Pserimos adası süel hasta yurdu oldu. Londra, 24 (A.A.) — Deyli 'Telgraf diyor ki: * B. Musolini Habeşista'nın işgalini adi bir zabıta hadisesi o - larak görmektedir. İtalyan hükümetinin, Adisaba- ba'daki elçisini geri çağırmak ni- “yetinde olmadığı, fakat, İtalyanın elçiliği muhafaza kuvvetlerini art - tırmak üzere oraya bir tabur as ker göndermeği kuvvetle istediği söylenmektedir. B. Musolini, gayelerine engel olmağa matıf birge hareket yo- hundaki ingiliz elbirliğinin yeni görünüşlerini özen ile incelemek- tedir. B. Musolini, bununla beraber, hiç bir şeyin kendisini hedefinden ayıramıvacağı kanaatindedir..,, Habeşistana gidecek hekim kurulu Londra, 24 (A.A.) çıktığı takdirde Habeşistan'a dok- tor kurulu göndermek üzere, Loa- dralı bir cerrahın başkanlığı al - tında bir doktorlar komitesi ku - rulmuştur. (Sonü 2 inci sayfada) KA aa İtalyanın büyük süel manevraları Roma, 24 (A.A.) — Bolzano, Udine ve Bergame bölgelerinde büvük manevralar başlıyacaktır. Dört generalın komutasında bulunan yarım milyondan fazla asker bu manevralara girecektir. En önemli manevralar, dağ hücumu hareketlerinin — hepsini toplıyan manevralardır. İki gündenberi Siano'da baş - ka manevralar da yapılmaktadır. Öte yandan yarın sekiz bin si yah gömlekli Afrika'ya hareket edecektir. Yakında on sekiz va - bur, on altı bin siyah gömlekli &ö tü ir. bariyle mükemmel bir eser olan Kayseri ve Ereğli kombinaların - dan sonra sıra buraya geldi. Naz li kombinasının ayrı ve hattâ di- yebilirim ki, bizim cephemizden söylenecek bir hususiyeti vardır. Diğer pamuklu mensucatımız hu- susi vasıtalarla şu veya bu tarzda yapılmış bulunuyordu. Hüküme pamuklu meselesini ele almak s retiyle memleketin umumi ihtiya - cmnı karşılamayı düşünürken, hu- susi olarak da basmaya ehemmi - yet vermişti. İşte buradaki kombi- na türklerin ilk defa kuracakları basma fabrikası olacaktır. Fabri- (Sonu $. inci sayıtada) l 25, AĞUSTOS 1935 PAZAR Nazilli dokumu fabrikasının temalini Ekonomi Bakanımız B. Celâl Bayar attı. — B. Musolini Habeşistan işinin basit bir zabıta meselesi olduğunu söylüyor. Her yerde 5 kuyuş Yugoslav kabinesin- den üç bakan çekildi Belgrad, 24 (A.A.) — Kabine- de, üç bakanın çekilimi dolayısiy- le yapılması gereken - değişiklik, küçük anlaşma konferansı toplan- madan önce yapılacak gibi görün- mektedir. Bazı söylentilere göre, hiç bek- lenmiyen bazı güçlüklerin bir buh ran doğurması ihtimali vardır. Bakanlardan Yankoviç bu ak- şam Bohinge'ye giderek arkadaş- larımın çekilimini kıral naibi pren- se bildirecektir. Belgrad, 24 (A-A.) — Avala a- jansı bildiriyor: Sıhhat ve sosyal yardım baka- nı B. Üreka ile tüze bakanı B. A- uver ve ormanlar ve madenler -ba- kanı B. Stefanoviç, yeni “Yugos- lav radikal birliği,, partisine gir B. Stoyadineviç mıyöreklörini Dildirereli bi aöbüki çekilimelrini vermişlerdir, Belgrad sıyasal çevenleri, Sto- yadinoviç kabinesinde değişiklik bekliyorlar. Yoldan: İzmir yolunda Komşu memleketlerde bir etüd yolculuğuna çıkan arkada - şımez Yaşar Nabi, arsıulu sal panayır dolayısiyle İzmir'e de uğramış ve oradan Ük yazısını göndermiştir: Ankara - İstanbul hattında Bi- Tecik geçildikten sonra görü nasıl birdenbire değişiyorsa, İzmire ge- lirken de bozkır peyzajının Af- - yondan itibaren yavaş yovaş kay- bolduğunu görüyoruz. İnsanın toprağa bir nebat — benzerliğiyle bağlılığının derecesini anlamak için bir yol <« culuk yetiyor. Bozkır- danebat ve hayvan gibi insan bile bodur ve cılızdır. Afyon aşıl - dıktan sonra yolun iki vanından akan sinema seridinde birer Figü - ran sessizliğiyle — rol alan köylüler tren iler- ledikçe, — boylanıyor, gelişiyor. Ve bir za - man geliyor ki artık nankör — toprakların yoksul bıraktığı üstle- ri lime lime insanlara rastilımaz — oluyorsu nuz. Toprakla beraber insanlar da giyiniyor- Tar. Çorak bozkar, nan- kör bozkur, kendisiyle uğraşmaya — kalktşan insanlara bu cüretlerini pek pa - halı ödetiyor. Halbuki öte yanda, ©ömert toprak, bol ve olgun ye - mişlerini, elini uzatanın emrine hazır tutuyor. İzmir'in yarı yolundayız. Ar - tık gözlerimizle beraber — içimizi de hüzünle dolduran sonsuz çıp - laklık bitmiştir. Yol boyunca ağaç ve insana rastlıyoraz. Uzaklardan güzel tzmir'in görünüşü Şehirlerde öbek öbek saklanan kadın, bıfvudc papatya gibi tarla- lara serpilmiştir. Köylü kadın, er. ( Sonu 3. üncü sayfada)

Bu sayıdan diğer sayfalar: