K T TRşe t ” ö İ : Havtgstir TE6T SGTEJON VN B SAYIFA 2 DAĞUSTÖS İb < vab — ——— ——— —— | .Jç-_ İskân kanunu ve | 21-6-1934 de çıkarılan iskfin kanunu . Türkiyede yurdlaştırma politikasının l ana çizgilerini taşımaktadır. Bu kanun- la şimdiye kadar yapılmış olan gelişi — güzel yurdlaştırmayı plânlr ve düzenli bir şekle sokmak istenilmiştir. Kanunun en kuvvetli tarafı — türk €emaatının topluluğunu ve türk küktürü. nü göz önünde tutmuş olması, ulusal, k ekonomik ve soysal esaslara dayanmış bulunmasıdır. Türk kültürüne bağlı ol- mıyanlar göçmen olarak yurdlandırıla- mazlar, ($ 4). Kimlerin ve hangi mem- Veketler halkının türk kültürüne bağlı sayılacağı ancak Bakanlar Kurulunun K kararına bağlıdır. ($ 3) Kanun burada — kültürü daha genel olarak ele almış ve — maşyonal sosyalistlerin yaptığı gibi kül- /— türü kana dayatmamıştır. Nasyonal sos- yalistlerin başı olan Hitlere göre “çe- şidli ırklardan toplana bir haâlk hayatı- n ddimi gürette aynır görüşler ve düşün- celer üzerine kuramaz, #normal suret- te meydase gelen bu birlik er geç çö- gülür gider.,, (x) İskân kanunu yalrız tütk ırkından Glanlarla olmayanlar arasında yerleşti- rilmek bakımından ufak “bir fark yap- mıştır, ($ 7) İskân kanunu her şeyden evel göç- menlerin ve memleket içerisinde — bir , yerden diğer bir yere taşıttırılacak 0- lan kimselerin nerelere yerleştirilecek. lerini saptıyor. ($ 2) *1) 'TNürk kültürlü nüfusun #üfü istenilen yerler. 2) Türk kültürüne temsili istenilen nüfasun nakil ve iskânına ayrılan yer- der, 3) Yer, sıhat, ekonomi, kültür, e- O yasa, asker ve inzibat sebebleriyle bo- — | galtılması istenilen ve iskân ve ikamete İ yasak edilen yerler.,, Bu hükümlerden gayet açık olarak — anlıyoruz ki, yurdlandırma politikamı- z iki başlıca temeli vardır: A — Türk kültürünü kuvvetlendir. — mek, bunun için de memlekete türk kül- türüne bağlı göçmen getirtmek ve türk kültürlü nüfusu sıklaştırmak — ve aynı zamanda türk kültürüne bağlı olmıyan kimseleri bir yerden diğer bir yere ta- şındırıp, bunları tück kültürüne bağla- mak ve türk kültürünü içlendirmek. B — Ekonomik, sıyasal ve askerlik bakımlarından memlekette nüfusun da- — ğrliş şeklini değiştirmek. Bunun için — de meselâ topraksız veya az topraklı — giftçileni, yaşama şartlarının iyi bulun madığı köyleri daha iyi yerlere taşın- dırmak. Kültür, sıyasal ve askerlik ba- p kımlarından da bazı yerleri boşaltmak. K Tskân kanununun bu hükmü ekono- mik hayatımızda bir reform yapacak o- Tan esastır. Çünkü asırlardanberi kendi gevenlerinde, kendi akideleri ve üretim tarzları içerisinde — Yaşayan — insanlar türk ömeği içerisinde eritilmek isteni- yor. Bu ulusal ekonomi için en birinci — şartemr. Bundam sonra da'böş yerlerden « ve nüfusu sık olmayan yerlerden daha gök faydalanmak için buralara yalnız türk kültürüne bağlı insanlar getir. — mmek ulusal ekonomik üretim için çok faydalı olacaktır. Bugünkü — ekonomik bakımdan gelişim imkânlarını taşı- yan yerleri mesela Trakya ve Van vilayeti civarları gibi yerleri doldur- — Mmak b'-'m için bir vazifedir. K Kanun “Türkiye tabiiyetinde bulu- — man gezginci çingenelerin ve türk kül- türüne bağlı olmıyan göçebelerin top- Ve olmamak üzere kasabalara serpiştiril- — mMüsini,, ($ 9) söylerken “kanun aşiret- lere hükmi şahsiyet tanımaz, bu husus- — taki bütün haklar, teşkilat ve taazzula- rı kaldırmıştır. Gayrimenkulleri devle- te geçer ve bunlar muhacirlere, göçebe- Tere, naklolunmalara, topraksız veya ar — topraklı çiftçilere dağılıp tapuya bağ- hanır,, diyor. ($ 10) Kanunun koyduğu bu hükümlerin ekonomi poletik, soysal poletik ve kültür bakımlarından çok büyük önem- — teri vardır. Gezginci kabileleri, göçe- beleri kendilerine uygun — yerlere yer- deştirmekle şimdiye kadar sürüp giden mücsseseler yıkılmış oluyor. İç işleri & y tekâ- — (x) Walther Gehi: Der natlönat so- — zlalistsche Staat. Rreslav 1913. ç LA “yarın Bahrkesire hareket e&celı v itikamız Dr, ŞEREF NURİ Bakanı Şükrü Kaya'nın 14-6-1934 da Kamutaydaki sözlerine göre memleketi- mizde bir milyondan çok yarı ve yahut daimi göçebe vardır, Bu göçebelerin sürdükleri yaşama gekli iycabı olarak kültürden çok uzak kalıyorlar. Halbuki bugünkü devlet po- Hitikasının en başlıca davalarından biri memlekette herkesi kültürleştirmektir, Kültürü eksik olan insan İşe iyi yara- mıyan insandır. Soysal birlikte faydalı olan insana kültürlü insan, her hareke- tini ve her işini ölçebilen ve bu işlerin sonucunu görebilen insandır. Kanunun çeşidli yerlerine serpişti- rilen bükümlerin genel anlammdan çı- karttığımız sonuç, artık gelişi güzel ve plânsız bir yerleştirme ve yurdlaştır- ma yapılamıyacağıdır. Gerek dışardan memlekete göçmen olarak geleceklerin ve gerekse bazı ekonomik, sryasat, soy- sal ve askerlik sebeblerine binaen memi- leket içerisinde bir yerden diğer yere taşındırılacaklarıt'o yerin iklim ve ya- şayış ve Üretim şartlarına uygun ölma- larını göz önünde tutuyor. Eğer tütün tarımt ile uğraşmış iseler, zeytinlikle- re ve dutluklara yerleştirilmiyecekler, Kanun yerleştirilen ve yurdlaştırı- lan kimselerin ekonomik ve finansal Hurumlarını da göz önünde tutuyor: “İskân bir ayleye, nüfus ve ihtiyaca gö- re oturacak ev veya ev yeri, sanatkârlara we tüccarlara ayrıca geçim getirecek dükkân veya mağaza yahut bu gibi ya- pı veya yeri mütedavil sermaye ve çift- çilere de ayrıca kâfi toprakla çift hay- vanı alat ve edevatı, tohumluk, ahır ve samanlık veya yeri vermekle — yapılır. Köylerde, kasabalarda sanatkârlara dü- kândan ayrı yarım istihkak miktarı toprak da verilir,, ($ 17) Bu hük- mün gerek el işleri sanatlarında ve ge- rekse köy ekonemisinde büyük bir ö- nemi vardır. Kanun köy ekonomisini kuvvetlen- dirmek, üretimini artırmak ve alım ka- biliyetini yükseltmek — için çiftçilerin toprağa olan ihtiyaçlarını düşünüyor. Bu suretle memleketimizin tarım ha- yatında ve tarım işletmelerinde görü- ken kiracılık, yarıcılık ve ortakçılık gi- bi usullerin kaldırılmasına adım — atıl- meş olacaktır ki, bunun çok büyük bir anlamı vardır, İşte anarçizgilerini gösterdiğimiz iskân kanunu bizdeki senelerdenberi sürüp giden yerleştirme ve yurdlaştır. ma meselesini çok düzenli şekilde çö- züyor ve devletlerin yurdlaştırma po- litikasında güttüğü hedefleri belli ve açık kalıyor: Nüfusun memleket İçin- deki dağılış uygunluğunu meydana getirmek, göçebeleri kaldırmak, — top- raksızlara toprak vermek ve bunların hepsinin yükseğinde olan ulusal kültü- rTü meydana getirmek ve onu derinleş- tirmek. Bayındırlık Bakanı- mız Gediz köprüsü- nü açtı (Başı 1. inci sayfada) lıklar büyüktü. Taklar — kurulmuştu. Menemen şarbayı ve bayındırlık — baş mühbendisinin diyevinden sonra, Bayın- dırlık bakanı “Atatüzkün. İsmet İnö- nünün ve cumurluk hükümetinin adına köprüyü açıyorum,, diyerek makasla kordelayı kesti. Halk bu dakikayı "Ya- şasın Atatürk, yaşasın cumurluk,, ses- leriyle kutladı. Açımdan sonra Mene- mene dönüldü. Menemenliler bir şölen verdiler, Bu şölende Menemen parti başkanı bir söylev vererek Menemenin gerek Çetinkayanın gelişinden gerekse bu büyük köprünün açılışından duyduk- ları sevinci anlattı ve bakarır selâmladı. Bakan kısa bir cevapla, cumurluğa, A- tatürke ve ulusal davaya karşı gösteri- len ilgiye teşekkürden sonra: “Bugün- kü eser ufak görünebilir, fakat omun ö- zelliği cumurluk devrine aid ve ulusal oluşundadır... dedi. Bir iki götetten * sonra İzmire dündü, B. Ali Çetinkaya Hdan Anhıbyı gıçec-ııh Uluslar sosyetesinde (Başı 1. inci sayfada) B. Musolininin yazdığı söylenen bir betke Roma, 31 (A.A.) — Royter ajansı bildiriyor: Popolo D'İtalia gazetesi, B. Musolininin yazdığı söylenen bir bet- kede diyor ki: “İtalyan - habeş meselesinin ancak tek bir tesviye tarzı vardır ve bu mese- e Cenevre ile birlikte, Cenevresiz, ve hattâ Cenevreye karşı da olsa o suretle halledilecektir.., 4 "Patırdılara son vermek için redde- dilemez iki kanıtımız vardır. Bunlardan birisi italyan ulusunun hayatiğ asığları, öteki de İtalyanın doğu Afrikasında sü- €l güvenliği meselesidir. Bu ikincisi ke- sindir.,, Habeşistanın manda - altına alınacağı yalan Londra, 31 (A.A.) — Resmiğ çeven- ler, BB. Eden ile Laval'in dün Habeşis- tan Özerinde uluslar sosyetesi mandası kurulmasını düşünmüş oldukları habe- rini yalanlamaktadır. Esasen habeş im- paratorunun- böyle bir projeyi kabule yanaşması ihtimali yoktür,. İtalyan uçakları Sudan ve ingiliz Samalisinde uçabilecekler. Londra, 31 (A.A.) — Avam kamara- rında italyan uçaklarının Sudan üzerin- den uçması için izin istenilip istenilme- diği hakkında yapılan soruya B. Hor, on beş uçak için izin istenilmiş olduğu cevabını vermiştir. İngiliz somalısı üze- rinden uçmak izninin istenilip isten- mediği sorusuna B. Malçul Makdonald cevab vererek 23 uçak İçin izin iste - nilmiş olduğunu söylemiştir. Her iki halde de istenilen izinler verilmiştir. Ne konuştular? Paris, 91 (AA.) — B. Lavalile B Eden, dün saat 17 den 18 e kadar dış bakanlığında görüşmüşlerdir. Dış ba - kanlığı gencl sekreteri B. Aleksis Leje He İngiltere'nin Paris büyük elçisi Sir Corç Klerk ve ingiliz dış bakanlığının uluslar sosyetesi dayresi başkanı B. St « rang, bu görüşmede bulunmuşlardır. B. Laval, gazetecilere, bu görüşme - nin italyan - habeş davasıyle itgili oldu- ğunu ve Cenevre'de bunun hakkında başka görüşmelerde bulunacaklarını göy- Temiştir. B. Laval ile B. Eden, geceleyin Ce - nevre'ye hareket etmişlerdir. Londra, 81 (A.A.) — Diplomasi çe- venler, İngiltere'nin uluslar — sosyetesi konseyindeki durumunun tamamile, B. Kaval ile B. Eden'in dünkü görüşme - keri sonucuna bağlı olacağını sanıyorlar. İtalya borç para arıyor Londra, 31 (A.A.) — Deyli Telgral gazcetesi, İtalya'nın ödünç para aramak- ta olduğunu yazıyor. Lö Tana göre durumun çıkar Paris 31 (A.A.)—Uluslar sosyetesinin habeş - italyan davasında neler yapma - sı İâzım geleceğini inceleyen Lö Tan ga- zetesi diyor ki: Önemli bir sonuç almak için yapıl - ması gerek tek şey, ipin Cenevre'de ko. parılmasından kaçmarak ileriyi gözet - mektir, Bu husustaki durumun — bugün daha iyi olduğu ve davalr noktalar üze - rinde anlaşmak umudu bulunduğu hak. kında beldekler vardır. Uluslar sokyetesinin otoritesi ve ©. nuru adıma, görüşmelerin genişletilme- sine ve davanın tamamile incelenmesine Küizum olduğunu ingilizler hala fayda- lı görüyorlarsa, uzlaşma yollarının ye- niden araştırılmasını mümkün kılacak bir metadun denenmesine de engel ol- mıyacakları anlaşılıyor. Şimdiki durumda davanın sonuçlan- masını savsaklamakla vakit kaybedili- yor demek değildir. Zira bu işte zaman da barışçı! bir sonuç için çalışmaktadır. * Geledek hâftalâr içeritinde, bir İtalh- yan — Hıbeıluhınm genel barış için Bütün ilgili devletler eyi istek - ve uzlaşma fikri gösterecek olurlarsa, koe- tarılmıyacak hiç bir sıyasal mescle yok- tur, Uluslar sosyetesi koneeyinin şim- diki toplantısı, el birliği ve barış srya- sası için kesin bir amaç olabilir., Habeşistanda hazarlıklar Londrar 81 (A.A.) — Royter ajan - sının Adis Ababa aytarı bildiriyor: Bir milyondaa fazla habeş silahla- Tarını temizlemek veya bilemek surcti- le barba hazırlanmaktadır. On, on bir yaşında çocuklar bile silah kullanması mr öğreniyorlar. İtalyanların memle- ketten ayrılması devam ediyor. Adis Ababa'da yalnız bir itâlyan kadını kal mıştır. İtalyan orta elçisinin impara- torun yıldönümü şenliklerine katılma- ması burada büyük bir hakarct şeklin- de telakki edilmekte ve bazı çevenler İtalya ile diplemasi münasecbetlerinin kesilmesini tavsiye etmektedirler, Zira, hu hareket diplomasi ananaya uygun qörnlınaıuklcdır. İmam Yahya İtalyaya etmiyor *Aden, 31 (A.A.) — Burada dolaşan yayıntılara göre, italyanlar, italyan is- tihkâm kıtaatı için asker toplamak Üze- re İmam Yahya yanında girgide bulun- muşlarsa da İmam Yahya bu girgiyi reddetmiştir. Diğer taraftan İmam Yahyayı gör - mek ve habeş ordusu için atker istemek üzere bir habeş delegesi yoldadır. Ve İmamın Habeşistana karşı teveccübü ol- duğu için bu önergeyi reddetmiyeceği sanılmaktadır. Cenevrede son durum Cenevre, 31 ÇALA.) — Dün akşam burada daba akımsar bir hava esiyordu. Bir buhranın önüne geçebilecek bir for- mül bulunabileceği umud edilmektedir. Habeşistana yeni önergeler yapılmış Paris, 31 (AA.) — Matin gazetesi, Londradan alıp neşrettiği bir telgrafta, Habeşistana yeni önergeler yapıldığı ve fakat bu önergelerin nereden geldi. ginin bilinmediğini haber vermektedir. Bu önergeler, Habeşistanın arsıulu- sal bir manda altına konmasını — ileri ktedir. Bu manda, İtalyaya cko- nomik asığlarla bir miktar da toprak temin edecektir. İmparator, danışmanlarını, uluslar soşyetesinde üye bulunan devletler içe- rişinden seçmek hususunda hür ola- caktır. İmparator, Habeşistanın tem bir er- kinlik içerisinde yoksul yaşamasından- sa, Avıuparın koruması altında geliş mesini tercih edeceğini söylemiştir. Güney Afrika halkı italyan ve ha- beş ordularına asker f yazılabilecek Pretaria, 3i (A.A.) — Bundan son- ra habeş ordusuna yahud italyan ordürg suna girebilecekleri ,güney Afrika hal krna haber verilmiştir. Bununla beraber, harb çıktığı tak- dörde afrikalılar asker olmakla kanu- na aykırı bir harekette bulunmuş ola- caklardır. Çünkü güney Afrikaşında da muteber olan yabancı ordulara girme ka- nonu ,İngiliz uyrusu olanlara, İngiltere ve imparatorlukla barışta olan bir Ü keye katş harb eden bir orduya girme- Bi yasek etmektedir. Uzlaşma alanı bulunamassa top- laniı sonraya bırakılacak Ceaevre, 381 ÇALA.) — Dally — Tel. graf gazetesinin aytarı bildiriyor: < Baron Aloisi ile B. Laval ve Eden arasında yapılan başlangıç konuşmalar “bir uzlaşma alanı hazırlayamazsa, ulur- lar sosyetesi konseyinin bugün öğleden sonra yapacağı toplantı herhalde ton- raya Srrakılacaktır EAFEETOM VG DAT AT K e e BU GECE NÖBETCİ ECZA EVLERİ SEBAT YENİSENİR Bcza evleridir — ! DIŞ MABERLER Bremen hadisesinin yankıları ç (Başı 1. cı sayıtada) Çelikemiğfer örgütü büsbütün euliyor Dresden, 31 (A.A.) — Sakson- ya iç bakanı “çelik miğfer,, üyele rinin üniformna giymelerini ve mi - ting yapmalarını yasak etmiştir. Bu tedbiri haklı göstermek için neşresilen resmiğ bir bildir $ çel'k miğfer kurumunun, üyeleri - nin eğitime erkli olmadığımı ve kendilerine, yeni Almanya'nın fel: sefesini öğretemediğini söylemek- tedir. Aynı bildiriğ birçok devlet düşmanlarımın çelik miğfer kuru- muna sığınarak, nasyonal sosya - Tizme karşı hareket ettiklerini ilâ - ve etmektedir. Alman gençliği yarınki harbe A hazırlanıyor. Münih, 81 ÇAA.)—. Münih KUĞ ökük lu ditektörü' yarbay Slebert, 2000 üni » versiteli talebenin önünde şunları söyle- miştir; * — Gelecek savaş tam bir savaş ola- caktır. Harbin ilâniyle beraber hücum da derhal başlryacaktır. Kovalama ve bombardıman uçaklariyle motörlü ba - taryalar ve uzun menzilli toplar; smır boylarında sıralarırp hemen kınava geçe. cekler ve bu arada, kuvvetli telsiz istas yonları, düşmanın tinel kuvvetlerİni kı- racaklardır. En büyük uğraş düşman ulusun, son harptanberi hazırlamış olduğu — savaşa hazırlıklarını kullanmasına vakit bırak- madan, onu can evinden vurmağa har » canacaktır, Harbın yasası, ulusun bütün kuvvetlerini ordunun peşi sıra sürükli - yecektir. Yeni harb tekniği, fen adamlarını da geceli gündüzlü çalıştıracaktır.., Bremen hâdisesine sebeb olanlar adliyeye verildi Nevyork, 31 (A.A.) — Nevyork şar bayı B. Laguardia, Almanyanın dış ba- kanlığına karşı protestesundan — sonra Bremen vapurunun üzerindeki nazi bayrağını koparanların adliyece takib edileceğini bildirmiştir. B. Laguardia, hadiscnin başlangıcm- da vapur kaptanınm, polisin yardımını reddetmiş olduğunu ve en son ameri « kalı Moris Salmon adında birinin, bay- rağın koparılmasına engel olmağa ça Tıstığını söylemiştir. DAĞİNİK HABERLER ——— Almanya dağu paktına yanaşmıyor Londra, 31 (A.A.) — Sir Samuel Hor Avam kamarasında diyevde bulunarak 11 temmuzdanberi doğu paktı mesele- sine birçok defalar Almanyı hükümeti- nin dikkatini çekmiş ve fakat şimdiye kadar Almanyadan açık bir cevap âla- mamış olduğunu söylemiştir. Yeni Holanda kahinesi Lahaye, 31 (A.A.) — Coljn kabine- si, hemen hemen eski kabineni aynidir. Bakanlar devrimce karşıt katolik parti- si ile, tarihi katolik, liberal ve liberal demokrat Çırkalarındandır. Sü bakani yerini muhafaza etmiştir. İngiltere öteki devletlerin prog: ramları belli olmadan kendi de niz programını bildirmiyor Londra, 31 (A.A.) — Amirallik lore — dıhr!ohııhynıllı—l.w_b marasında sorulan bir soruya cevap ve rerek denir yapı programınm öteki dev ietler programı belli olmadan önce par> lamentoya verilmiyeceğini söylemiş ve — bu programın yeritilecek bir program olmayıp İngilterenin bu iş hakkın « da vaktiyle kendileriyle konuşmalarda wuuhıiu devletlere vereceği ilkel bir 9Hn4u ASaret bulunduğunu ilave ctmiğ tir