28 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

28 Temmuz 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 TEMMUZ 1935 PAZAR Ş Dün Ankara göücü alanında, Bursa Bekişebir ve ankaralılar arasında güreş, Gençler birliği ve Altınordu tarafından futbol ve Ankara Gücü, Altımordu, Gençler birliği atletlerinin girdiği atle- #izm yarışmaları yapıldı. Beyirci organizatörlere zarar vere- €ek kadar azdı. Sporcu Bakanımız B. Ali Rânâ yarışmaları sonuna kadar sey- pettiler. Geç başlayan futboldan başka yarışmalarda program düzenle yapıldı. Atletizm yarışmaları En önce, 1530 da atletizm başladı. Pist çok yumuşak ve hava da sıcak oldu. ğundan yarışmalardan iyi sonuçlar alı- “amadı. Sonuçları sırasiyle yazıyoruz: 110 engelli koşu: 8. Lütfi (G.B.) bi- sinci, Faik (A G.) ikinci, Niyazi, (A.G.) Üçüncü. 100 metre sürat: Hakkı (G.B.) bi- Binci, İhsan (G.B.) ikinci, Salâhaddin (6.B.) üçüncü, 1500 metre koşu: Galip (A.G.) birin- «i, Mithat (A.G.) ikinci, Salâ&hi (A.0.) #çüncü, 400 metre koşu: Şevki (M.G.) birin- «i, Emin (G.B.) ikinci Disk atma: Suad (G.B.) birinci, İh- san (G.B.) ikinci, Özer (A.G.) üçüncü, Gülle atma: Vâhid (A.G.) birinci, Rifat (A.O.) ikinci, Niyazi (A.G.) üçün- €«i Yüksek atlama: Faik (A.G.) birinci, 8. Lütfi (G.B.) ikinci, Jerfi (A.O.) ü- güncü. 4x100 bayrak koşusu: Gençler bir- Yği takımı birinci, Ankara gücü takımı #kincidir. Birinci gün yarışmalarda Gençler Birliği 46, Ankara Gücü 21, Altınardu *e Muhafır Gücü de beşer puvan al- mnaktadırlar. Güreş sonuçları 16.30 da başlayan güreş yarışmaları gok merak ve ilgi ile seyredildi. Doğ- susunu söylemek lâzım gelirse yarışma- Jarın en düzenlisi de güreşler oldu. Ge- vek Bursa ve gerekse Bekişehir güreş- gileri umduğumuz gibi iyi güreşler yap- #lar, Bunların sonuçları şöyle oldu: 56 kilo, ilk karşılaşma Ahmed Bur- aa, Şefik Anfkara, 20 dakika süren bu çe- #in karşılaşma çok güzel olmuştur. Bu #ki teknik güreşçi oyundan oyuna geç- mek surctile alafranga güreşin bütün in- eeliklerini gösterdiler. Sonunda sayı hesabı ile Şefik kazandı. 56 kilo, Eskişehirden Seyfi Ankara- dan Esad; Seyfi ilk dakikada bir kafa kolla Esadı alta aldı ve iki dakika on #aniyede tuşla galip geldi. Gi kilo, evelce de yazdığımız — gibi bursalı Ahmed: mıntakamızım iyi gü- #eşçilerinden Mahmudua sayı hesabı ile yendi. Ahmed iki senedir Türkiye ikin- » Giliğini Üzerinde bulunduruyordu. Bu karşılaşma çok güzel oldu ve herkesin takdirini topladılar. Ahmed sayılı Küreş. gilerden olduğunu bir daha gösterdi. 61 kilo, Eskişehirden Musa, Anka- radan Habib: Her ikisi de diğerlerine Hazaran tecrübesiz ve fakat kuvvetli Dünkü spor hareketleri bir kuvvet mücadelesidir gitti ve netice- de Ankaralı Habip kazandı. 66 kilo, Eskişebirden İzzet Ankara- dan Halil: bu iki güreşçi de tecrübeli « dir. İlk dakika İzzet çok güzel bir sal to yatpı ve Halil mukabil bir salto ile Fakat ü olan İzzet kur - aa — söktü. tulmak istedi. Halil bir baravla geçti ve buna bir piyolt yaptı Halil köprüye gel. di ve kurtulamadı çok çabuk olan bu se- ti oyunlardan sonra İzzet 3 dakikadı kazandı. 66 kilo, Sait Ankara, Süleyman Bur- sa: Salt ilk dakikada bir tek kol kaptı. Süleymanı köprüye aldı ve 1 dakika kırk beş saniyede kazandı. 72 kiloda, Eskişehirli İbsan, Anka. ralı Raif: İhsan çok kuvvetli Raif da - ha görgülü İhsanın güzel bir saltosunu Raif güçlükle atlattı. Çok zevkli ve gü- zel olan bu güreşi İhsan beş dakika 15 saniyede kazandı. 72 kiloda, Ankaralı Faruk, Bursal: Salâhattin: Faruk son günlerde bırak - madığı idmanların sonuncunu tattı. Çok güzel bir kala kolla 4 dakikada Salâhat- tini ynedi. Bundan sonra ağır kiloda E«kişehir- den Cemalle Ankaradan Necmi güreşti Cemalin şimdiye kadar yağlr güreşte birçok kazançlarını göten Ankaralılar tarafından çok sevilen iyi bir güre; * - dir. Kendisi yağlı güreşte her zaman bir amatör olarak çalışmış ve son zamanlar. da yağ güeşçilerinin dalavireli işlerin - den üzülerek terketmiş ve bulunduğu Eskişehir bölgesi amatörler güreşinde çalışmaşa andiçmiş ve federasyonca kü. tüğüne işaret ettirmiştir. Henüz greko - Romen güreşine pek yeni olmakla be - raber bölgemizin ağır kilo güreşçisi Necmi jle 19 dakika 45 saniye güreştik. tensonra hiç bir kusur olmıyan yeniliği yüzünden yenilmiş fakat çok tatlı ve goök cesur bir güreşle herkes tarafından beğenilmiştir. Memleketimizde hoevet kâr bulamadığımız ağır kilolar için Ce- malin amatörler arasına girmesi güreşi. miz için büyük bir kazançtır. ni çok candan dileriz. Necmi artık çalış- malarına başlamıştır. Bölgemiz hesabı- na kendisinden çok şeyler bekliyebilirir. Sonüç : Eskişehir 2 — $ Ankaraya, Ankara | — 8 Bursaya galiptir. Altmordu - Gençler birliği maçı 1745 de yapılacağı ilan edilen Al - tmordu — Gençlerbirliği futbol maçı biraz geç kaldı. Ankara Gücünün öğ - reticisi Bay Şivengin yargıçlığı altın- da iki takım 18.15 de oyuna haşladılar. Altmordu takımı; Cihad, Mehmed, Ziya, Mehmed, O- Huz, Ziya, Bedri, Reşad, Nevzad, Ser- vet, Tlhami, Gençlerbirliği : Cibad, Ali Rıza, Asım, Ahmned, Ra- ULUS sim, Keşfi, Selim, Ali, Niyazi, Münir, İhsan. maçı 4— 1 Gençlerbirliği ka - Gençli yazi, Ali, Kemal ve gene Niyazi yaptı. Altınordu bir şütle n biricik golünü attı. Maç ka belki daha zevkle Za rin göllerini sifasiyle Ni- sağ içi de güzel almaza idi kti. İki taraf da güzel oyna- seyredi! dılar., G nik oyunu sonucu kazandırdı. Yargıç rliğinin üstün ve tek - Bay Şivenin oyumu umduğumuz ve beklediğimiz gibi yönetemedi, favulle- ri görmedi. Maçın sertleşmesine sebeb oldu, İki taraftan da tüzeye uymıya - cak kadar favul yapanlar vardı. Fakat Altmordulu Bay Ziyanın toptan çok atılmasını hiç doğru karşısındakilere bulmadık. İlerideki maçlarda dış ha - yatında olduğu kadar, (karıncayı bile incitmekten çekiniz) karakterini bırak- mamasını dileriz. Denizli bisikletçileri » yarışmalar Bugün sabah saat sekizde Kamu - tayın altındaki dört yol ağzından Sin- canköye gidip gelme bir bisiklet yarı> g yapılacaktır. Bu yarışmaya Deniz - Mden Halkevi adına turneye çıkan altı sporcu da gireceklerdir. Bu gençler 20 temmuzda yola çıkmışlar ve B günde Ankaraya gelmişlerdir. Halkevinin ke- nukladığı bisikletçiler iki gün sonra Batr Anadolusundaki turnelerini bitir.- mek üzere yola çıkacaklardır ve İzmit, İstanbul, Bursa, Balıkesir, İzmir, Ay- dın yoluyla NDenizliye döneceklerdir Bugünkü 70 kilometrelik yarışma - da Denizl Talat, Niyazi ve Eyübün iyi sonuçlar Ahmed ve Ankaradan almaları beklenebilir Karadenizde su sporları Saat onda Karadeniz havuzunda yüz me ve atlama yarışmaları da vardır. Öğleden sonraki geniş programdan ö - türü öğleden eleve alman bu yarışma- lar da önemlidir. Çünkü bir hafta sonra da bölge yüzme ve atlama birin- cilikleri yapılacak ve kazananlar Tür- kiye yüzme ve atlama yarışmaları için İstanbula gideceklerdir. kü atletizm Bugünkü programı açağıya koyu - yoruz: 200 metre (Seçmie), sant 15.30, 800 metre, saat; 15.40, Üç adım atlama, sa- at; 15.50, 200 (final), saat: 16.05, 5000 metre, saat; 16.15, €md atma, saat: 16.18. Balkan bayrak yarışı, ssat: 16.40 Çankaya - Ankara Gücü karşılaşıyor Dört kulüb arasında yapılacak gü - reş kupası maçlarının önemli karşilaş - malarından biri de Çankaya — Anka - ra Gücü arasında olacaktır. Bu oyunun yargıcı İzmirli Saimdir. İki tarafın kuvveti birbirine yakın fakat oyun sis- temleri başka başkadır. Alana gelenler bugün heyecaniı bir maç seyredecek - ler. Bakalım gençlerin karşısıma kim çıkacak? | _Meıleket" râşt_âî SAYIFA 5 Konya saylavı Bayan Bedizin Halkevinde verdiği belodan bir görünüş Bir aydır Boluda yurd severlik duy- gularımnın yeni yeni kaynaşmalarını ve neşeli günlerin geçtiğini görmekteyiz. Sayın başbakan İsmet İnönünün Türkiye toprakları bir gün hava tehli- kesine maruzdur, hava tehlikesi kuru- muna aza olmak ve 500 uçak yapmak lâ zımdır, dediği gündenberi ilin her ta- rafında başlayan yurd severlik duygula- ' et ile bütün hâlk candan İlgi göstermek- te, kahvede, çarşıda, evde — dükkânda bep uçak tehlikesine üye olmak günün konusu olmaktadır. İl parti başkanı bü- tün ilçeleri hatta kamunları dolaşarak hava tehlikesini bilen üye kaydı için hava tehlikesi hakkında söylevlerini ve- rerek ilçeleri bu yurd severlik yarışın. da biribirini geçirmektedir. Şimdiye ka- dar il içinde hava tehlikesini bilen üye xayısı 1000 ne yaklaşmaktadır. Yardım- c üye sayısı 2000 ni bulmuştur. İl için: de en çok para vermek suretile yurdse- verlik rekorunu kıran Akçakocanın Ye- rcice köyünden Mehmet Alidir. Bu re- koru kırmaya diğer ilçelerdeki zengin- ler de çalışmaktadırlar. İki gün önce en güzel ve neşeli yün Terimizden olan 17 temmuz Atatürk gü- nünün bayramını yaptık. Atatürk 17 te- muz 1934 günü Bolu'ya şeref vermişti. © günün 17 temmuz 935 günü yı) dö- Mibrtinli kutladık. 17 temmuz 1035 Ata türk gününün yıldönümü o kadar içtem bi sevinçle kutlandı ki © günün şere- fine vray baskanı açılma öreni yaptığı çocuk bahçesi ve fenniğ kanara ile ço- tukları neşeye kattı. Uray, pçak ve öre man *nsyetesi önünde kurulan süslü tak- lar nerti ve uray önnüde parti başkanı ayın ve çocuk bahçesi önünde u- ışmanı ve orta okul eğitim öğ- tetmeninin ve kanara önünde uray dök- torunum verdiği heyecanlı — söylevlerle Atatürkün Konya saylavı Bayan Be- Bzlkn Atatürke karşı olan sevgi ve bağ HG ile eşsiz bir bayram günü yaşadı. Baoluluların bu sevinçli günlerini be- rtaher yaşamak için şarbayın çağırdığı birçok konuklar ve saylavlardan Emin Cemal Suda ve Mitat Denli ve Bayan Bediz gelmişler ve Boluluları sevindim mişlerdir dize “Bediz,, soy adımın 17 temmuz 94 de Boluyu şereflendirdikleri günün ak- şamı bağışlanmasından ötürü saylav Ba- van Bediz o gecenin yıldönümü şerefı Göynükde Uray wahçesi ne parti salonunda 400 kişilik bala ver miştir. Atatürkün yüksek kayrasını u« nutmıyarak yıldönümünü kutlayan Ba- yan Bedizin verdiği balo şimdiye kadar Boluda verilen baloların en kalahalığı ve o nisbette en güzeli olmuştur. Hele yerli kibar aylelerin Hk defa bu balaya gelmeleri Atatlirk gününün önemini bil. meleri bakımından şayanı takdirdir Dışardan gelen konuklarımız Bolu- nun sosyal hayatmın ar zamanda bu- ilerleyişine ve balodaki eğitim ve uylu- ma hayran olmuşlardı: 17 temmuz aynı samanda Gerede İl- çemizin de /.tatürk günü idi. Gündüz gösterilen ve pehlivan güreşleri gece fe- ner alayları yapılmıştır. 18 temmuz 1935 Düzce ilçermizin A- tatürk günü dahi eşsir bir şekilde kut- lsnmıştır E.İ;US'un ıonızı;ıı : —Telrilıı: l3â— San Michelenin kit:bı Türkçeye çeviren: Wasuhi BAYDAR Vazam Aksel MUNT ğ Çq!c zamandanberi beklediğimiz deniz arışı önümüzdeki pazar günü yapılacaktı. Yarışılacak yer Kapri, ili; e pri, Posil - te arasındaki üç köşeli DS çlşa de alacaktı. Ledi Viktorya adındaki i kotram tek ağacından ve çelikten yıî)oı;(rncığ'l tı, Is)şoç_va'da kurulabilen en eyi gemiler- den biri idi, eyi elde olduktan sonra her ha- vşîi_z ke_ndisin: güvenilebilirdi. Ve eyice bil- dıgı_m. bir şey varsa o da gemi kullanmaktı. Elçinin ve benim kotralarımız ikizdi, İk'si- ne de adlarını elçinin iki kızı takmıştı. Ka- zanma talilerimiz de hemen hemen eşitti. Hava sert ve deniz dalgali olursa benim kıyb_etmcm imkânı daha çoktu, fakat hafif rüıgatlcser ve deniz sakin olursa, yeni yel. kenlerim bana kupayı kazandıracaktı. Yeni yelkenler ise, daha ben Roma'da iken İn- gı!ten'ıicn gelmiş, ayrı bir odaya asılmıştı. H_ıznıttc'ılerden kendisine en çok güvendi- ğim ihtiyar Pakçiyale bunları barıyacaktı. Pakçiyale, bu son yıllarda pek hırslı bir mMezarcı haline gelmiş olmakla beraber, yü- reği, içinde, “Peskatore di koralli — mer- can avcısı,, olarak, çocukluğundanberi yaşa- yıp bütün acılarına katlanmış olduğu deniz- de idi. O çağlarda, Kapri'nin hemen bütün erkek nüfusu, Tunus'la batı Trablusu arasın- da “Barbarya”da mercan avlarlardı. Bu korkunç, türlü ihtimaller, yoksunluklar ve tehlikelerle dolu bir işti, çünkü aralarından çoğu bir daha adalarma gönmezlerdi. Pakçiyale'nin, evlenebilmek üzere ken- dine lâzım olan üç yüz lireti topltyabilmek için tam yirmi yıl denizde çalışmıştı. Bu il; yüz liretin yüzü sandallarla ağlar, iki yüzü de bir yatak, iki iskemle ve evlenme için bir pazar rubası almak içindi; üst tarafını ona Madonna, nasıl olsa, sağlayacaktı. Ev- lenecek gen çkıza gelince: kendi getirmesi gereken ev çamaşırlarının ipliğini büküp dokuyarak, yıllarca beklerdi. Pakçiyale, herkes gibi, babasından bir parça yer kal- mişti. Onunki ise Dameküta'dan bin adım aşağıda, deniz kıyısında, topraksız bir ka- yaliktı. Oraya biraz üzüm bağı ile birkaç yaban inciri dikebilmek - için lüzumu olan toprağı, bir sepet içinde, yıllarca sırtında taşımıstı. Bir damla şarab yapamıyordu, çünkü denizden esen tuzlu ve ıslak rüzgârlar bağı, her yıl, yakıyordu. Vakit vakit, elinde bir- kaç tane taze patatesle eve gelerek bana bü- yük bir gurürla sunuyordu. Bütün boş za- manlarını, büyük çapasile kayaları kazıya- —————————:— — rak ve yahut ağzında toprak piposu, bir ta- şın üstüne çıkıp denizi seyrederek, bahçe- sinde geçiriyordu. Arasıra, bir keçinin adım atmaktan çekineceği dik yamaçtan aşağı kendimi kapıp koyvererek, bahçesine kadar iniyor ve onu sevinç içinde bırakıyordum. Tam ayaklarımızın dibinde, içine deniz ta- rafından girilemiyecek bir mağara vardı. Fakat bu mağarannı nasıl bir şey oldu- ğunu anlamağa vaktim yoktu. Aklım fikrim, yaklaşmakta olan yarışta idi. Yemekten sonra gidip yeni velkenlerimi göreceğimi Pakçiyale'ye bildirmiştim. Yelkenlerin bu- lunduğu odanım kapısı açıktı ve Pakçiyale de — şaşılacak şey — orada yoktu. Yepye- ni yelkenleri birer birer açarken bayılmalar geçirmeğe başladım. Hepsi yırtık, patça parça idi. Ağzımr açabilecek hale gelince avazım çıktığı kadar bağırmağa başladım: Pakciyale! Pakçiyale! Pakçiyale görünmedi. Yelken odasın dan çıkıp araştıra araştıra onu bahçe duva Tma sırtını dayamış, ayakta durur, buldum. Kızgınlıktan çılgına dönmüştüm, vurmak için elimi kaldırdım. Kımıldamadı, ağzından bir kelime bile çıkmadı, yalnız başını yana eğerek kollarını duvara ufkiğ kaldırdı. Elim indi. Banun ne demek olduğunu 'ar dum, bir başka zaman bu jesti gene görmi ıı.ım. Bu, günahı olmadığını, boş yere ce>- görmekte bulunduğunu anlatan çarmıha ve rilme durumu i Elimden geldiği kadar tatlı bir tonla sözlerime devam ettim, Fa- kat gene sustu, takındığı tavrı hiç bozmadı. Yelken odasınnı anahtarını cebime koyup bütün adamlarımı cağırttım. Kimse yelken odasına gitmemişti, kimsenin söyliyeceği bir şey yoktu, fakat Ciyovannina önlüğü ile yüzünü kapayarak ağlamağa başladı. Onu alrp odama götürdüm — ve zorla söyletebil- dim. Göz yaşları arasında bana anlattığı hi- kâyeyi ben de, kelime kelime, tekrarlamak isterdim. İhtiyar Pakciyale'yi, bundan do- layı, tokatlıyacak gibi olduğum zaman az kaldı ben de ağlıyacaktım. Bu iş, biz Ro- ma'da iken iki ay önce mayısın birinci gü- — : nü olmuştu. Belki hatırlarsmız, birçok yıl- lar önce, mayısın birinci günü, bütün Avru- pa memleketlerinde halk ayaklanacak, zen- ginlerin mallarını yağma edecekti. Gazete- lerin dediği bu idi ve gazete ne kadar küçük olursa bu işi büyütüşü de o nisbette idi. En küçük gazetenin adı da “Voce di San Gen- naro,, idi. Bunu Mariya Porta Lettere, haf- tada iki kere, balık sepeti içinde papasa ve- tirir ve sonra, adanın aydınlarında, elden ele dolaşırdı. Bu, adanm cennet sâkinliği içinde, dış dünya hadiselerinin hafif bir yan- kısı idi. (Sonu var) KA

Bu sayıdan diğer sayfalar: