28 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-teli ve disiplinci rejimle sonucla- 5 AYIFA 4 UL U S- t 28 TEMMUZ 1335 P. Ekonomi bqhıslen. .w Sovyetler birliğinde ekonomik ilerleyiş!ler Ekonomi Bakanımız B, Celal Bayar me yanındaki zatlar şu anda Sovyetler Birliğinde bulunmakta ve bu dost mem- leketin ekonomi alanındaki çok tiz ve bütün acun için önemli olan ekonomik ilerleyişlerini yakından incelemekte- - dirler . Türkiye ve Sovyetler Birliği, bü- tün cihanı sarsan ekonomik buhran içinde, bu buhranın bütün ağırlıkları- na rağmen ilerlemekte ve kendi ulusal ekonomilerini yeniden kurmakta olan iki dost memlekettir. Bu ilerleyiş ve kurtuluş işinde ise, tarihi sıyasal dost- luğun, ekonomik Aanlaşmalara ve bir ekonomik yakmım çalışmaya varması her iki ülkenin asığlarına Uuygun çok önemli bir haldir. Ekonomi Bakanı- mız B. Celal Bayarla yanındaki tünk sal- gitmin dost Sovyetler Birliğinde gör- &ğipkqıveww bııı- laşmaları ve çalış pekiş yeıibırıd:boheıhn. mik alandaki tiz ve önemli ilerleyişini anlayabilmek için önce dünyanm en nomik buhranın ana çizgilerle gidişimi görmek faydalıdır: - DÜNYA BUHRANININ GİDİŞİ (1) AOA DS E BeR d FUSAY SEçAK Vk e Fi Dü0 GN Z B B l - E z t Çi - SS LA $e SA d ©D & Yıllar: S £ <£ N B7 K 1929 — 100 100 100 100 100 1930 854 — 80.3 1272 BZ1 108 1931 73.5 570 1480 576 241 1932 62.4 —38.6 1561 — 52.0. 2097 1933 — 712 350 1503 — 47.0 - 279 1934 757 338 W7Zİ 456 - 210 Yukarıdaki rakamlar dünya eko- u-ık ilerleyiş ve yeniden kıı'ılq. en çok düny bu buhranl r>etlamaktadır. Sovyetler Birliğinde 1917 de baş- n devrim, 1920 ye kadar iç ve dış aşlarla geçmiş ve 1921 de NEP de- üuen bir yeni ekonomi sıyasasına ge- çilmiş, 1927 den sonra ise tam manasile plânlı bir sosyalist ekonomisi kuruluşu- na başlanmıştır. Bu kuruluş, her biri 5 yıllık plân devrelerine bölünmüştür. Birinci beş yıllık plân 1928 — 29 da başlıyarak * senede bitirilmiş, 1933 ten sonra ikinci beş yıllık plâna geçilmiştir. Bu plânların hedefi bir B alanlarında tam bir sosyalizmi kurmak, diğer taraftan Sovyetler Birliğini bü- tün dünyada ekonomik bakımdan &n önde yürüyen ve bütün ekonomik işle- rini (hem tarımda, hem endüstride) en ziyade makinalaştırmış bir ülke haline getirmektir. Birinci beş yıllık plânın özü, esa- sından geri ve devrimler içinde yıkıl- mış bir ülke olan Sovyetler Birliğini kendi £ ile kalkınabilecek bir hale koymak ve bunun için de Sovyetler Birliğinde büyük bir âğır endüstri, ya- ni makinalar ve üretim vasıtaları yapan endüstri şubelerini yaratmaktı. Bu plân tamamile başarılmış ve bu suret- le de ikinci beş yıllık plâna her alanda hazır ve yeni esaslara göre kurulmuş bir ağır endüstri ve aynt derecede iler- letilmiş öteki ekonomik kuvvetlerle beş yıllık plânm üçüncü yılı yaşand- maktadır. Bu üçüncü yılın (yani 1935) plânının ise bütün Sovyetler Birliği e- konomik ilerleyişi için çok tarihi bir önemi vardır. Çünkü Sovyetler Birli- ğinde kapıtılıu elemııım, ynm kapi- tali unsur- larının ortadan kaldırılısı işi bu yılın plânile tamamlanacak ve bu suretle de Sovyetler Birliğinde sosyalizm tam kurulmuş olarak plânlı ekonominin ilk hedefine varılacaktır. Aynı zamanda Sovyetler Birliği elektrik endüstrisi, tarımın makinalaştırılması gibi birçok alanlarda da bütün dünyada ön plâna geçmiş, yani birinciliğe varmış ola- caktır. p ' S çlar daha şimdiden sovyet Ti- derlerine sosyalizme artık varıldığını ilân etmek kuvvetini vermektedir: bir şey kalmamıştır., — (Molotof'un nutkü). Hakikaten daha 1935 plânının ba- şında bile bu sonuç kendini gösteri- yordu. 1934 plânmın başmda bütün Sovyetler Birliği halkınım amele ve kolhoz (2) cular yüzde 74 idi. 1935 başmda bunların sayısı yüzde sekseni aştı. Sovyetler Birliğinde bütün üre- tim vasıtalarının yüzde 96 sı sosyalist teşekküllerin elinde toplandı. Köylü- nün ve şehirlinin hayat şartları ve se- viyesi biribirine yaklaştı Ulusal büdcede gelir 1934 te 55 milyarken 1935 te 64.5 milyara yüksel.- tildi ve bunda sosyalist ekonominin verimi yüzde 97.5 tur. Bu da gösteri- yor ki Sovyetler Birliği ekonomisi ar- tık sosyalist sektöre dayatıldı. l!îSpHnmhudıuudıkoyık& ve endüstriye bakı- (1) Bu endeksler Berlin Konyonktur idaresi tara!mdan toplanmış ve plânlı $ A, buraya iş- tır. cümleyle bitiriyor: “Fransa yalnrz birleştirici değil takat aynı xa- manda bir vuzullayıcı bekliyor. Beklenen sentezi, tarif ettiğim iki ruhtan biri günün birinde — mey- dana getirecektir; ya bir Lenin fransız yarduna işçi ruhunu vere- cek; ya da bir Musolini halkla ve halk için devrim yapacaktır..,, Bugünkü şekliyle parlamenta- sizmin Fransa'yı gitgide daha faz la kargaşaya ve çıkmaza götürdü- ğünü görerek, bu buhranın eninde sonunda, sol veya sağ, bir otori- nacağını düşünen fransızların sa- yısı her gün çoğalmaktadır. Herhalde Laval kabinesi Fran- sa'daki sıyasal buhranı ancak kısa bir müddet için uyuşturmuş- tur. Parlamentonun yeniden çalış: maya başlaması ve buyrultular ü- zerinde hüküm vermeye çağrıl- masiyle buhranın yeniden başla- yacağını sanmak fazla karamsar- lık göstermek sayılamaz. lınca yavaş olan ilerleyişini hızlaştır- maktır. Bunun için 1935 te endüstri verimi bir yıl önceye bakarak yüzde. 16 fazlalaşacağı gibi, köy ve tarımı veri- mi de yüzde 6.3 fazlalaşacaktır. Daneli ürünlerle endüstri nebatlarının artışı büyük bir hızirlık alacağı gibi hayvancı- lığın ilerleyiş temposu da hafif endüs- tri ile yiyecek endüstrisinin temposuna uyacaktır. Bundan başka yoğaltmanların alım kudretini iki üç defa arttırmak ve ruh- leyi stablize etmek iknic' beş yıllık plânrmn bir meselesidir. Nakliyata konulacak kapital 1934 e göre 1935 te yüzde 21.6 artacak, mal değişimi bir yıl önceye göre yüzde 239 çoğalacak, yoğaltım eşyasr yapan en- düstride büyük artışlar olacaktır. Sovyetler Birliği ekonomisi için bu kadar önemli olan 1935 plânmın 1934 yılına bakarak bu ülkenin ekona- misinde yapacağı büyük değişiklikler ve ilerleyişler elimize gelen “plânlı - ekonomi — Planovoe Hazyastvo,, mec- muasının son sayısında çok etraflı o- larak anlatılmaktadır. Mecmuanın bu sayısının 1935 plânını anlatan bu yazı- larının bir hulâsasını buraya almayı ve bu suretle okurlarımza bu dost ülkenin ekonomik ilerleyişini tanıtmayı fayda- lr bulduk: : ( Sonu var) İtalya - habeş harbı bir beyaz - siyah harbı olacaktır 21 temmuz tarihli Sunday Ti- mes gazetesi yazdığı bir başbet- kede diyor ki: Habeşistan meselesi, hâlâ, arsıulu- dır. nin üzerindedir. Habeş imparatorunun kendi parla- mentosunda söylemiş olduğu — söyleve bakmacak clursa habeşler, kendi mem- leketleri üzerine himaye kurmak ko- nusu Üzerinde k yacaklardır. İmparatora göre îtalya. habeş top- taklarını kendi topraklarına — katmak için kırk yıldanberi hazırlanmaktadır. Fakat habeşler buna meydan vermemek için tek bir kişi kalmcaya kadar çarpı- şacaklardır. Bu sade, fakat kesin sözler, bu iş üzerinde çalışmakta olan komisyonun çalışmalarını durdurmuş, yeni bir yar- gıç seçilmesinden bir şey çıkacağı m- müudunu kökünden sarsmıştır. şmağa asla y Komisyonun bir iş göremiyeceği an'a- şıldıktan sonra toplanacak olan uluslar sosyetesi konsey de meseleyi dar bir gö- Tüşle değil, gayet geniş ve kapsal ola- rak görüşecektir. İncelenecek olan me- sele, Uluslar Sosyetesinde üye olan bir ulusla birbaşkası arasında harb tehlike- si çıkması karşısında nasıl tedbir alına- cağıdır we sosyetenin andlasmasının buna dair olan maddeye edilecektir. Konseyin ödevi, anlaşamazlığı göre hareket bir bütün olarak gözden geçirmek her iki tarafın söyliyeceğini dinlemektir. Eğer İtalya, kendi dileklerini kon- seye gelip söylemiyecek olursa, bu ha- reket, Habeşistan için bir karanç ola- caktır. Belki de konsey, meselenin gerçinini tarafsız bir komisyona havale edecektir. Fakat bu komisyon, bugün hiç bir iş yapamıyacağı anlaşılmış olan komisyon- dan farklı olacaktır. Bunun ödevi sa- dece sınır çarpışmalarını araştırmak değil, meseleyi geniş bir yetki ile ve bütün olarak inceleyecektir. Uluslar Sosyetesinin takib edeceği kestirme ve düz yol bu olmak gerektir. bu nokta üzerinde ağır basmasmı ve ayak diremesini bekleriz. Bu, bir takım diplomasi yollariyle meseleyi halletme- ğe çalışmaktan da kimseyi alıkoymaz. Fakat iş, yalnız onlara bırakılamaz. Mesele, artık Uluslar Sosyetesinin ele almasını gerektiren bir alana girmiştir. Bundan sonra Amerika ile değete girişilebilir. Vaşington hükümeti, za- ten, Uluslar Sosyetesine maneviğ yar- dımlarda bulunacağını İtalyaya bildir- miş bulunmaktadır. Bu yardımın alacağı şekil, genel du- ruma büyük bir etki yapabilir. Afrika kıtasında bütün Awvrupa devletlerinden daha faz'a toprağı ve tebaası olan bir devlet sıfatiyle bizim orada çok büyük asığlarımız vardır, Bir italya - habeş harbı siyahlarla beyazlar arasında bir harb demektir. Afrikanın bütün — renkli halkı, bu - harba bu gözle bakacaktır. Eğer bu iş- te italyanlar okka altına gidecek olur- larsa o zaman bütün renkli halk arasın- da kalkmma dilekleri uyanacaktır. Sonra italyanların birçok kan döke- rek çabuk bir utku kazanması da gene afrikalı kütleler üzerinde fena etkiler yapar. Sonra çete harbları da uzun boylu sürecektir. Herhalde bu felaketlerin önüne geçi- Ö) 'Yani sosyalist mülkiyet esasın- YaşaıgIABI da çalışan köylüler, lebileceği umudunu elden bırakmama- sal durum üzerinde etkiler yapmakta- | Büyük devletlerin gözü bu mesele- 20 temmuz Y35 tarihli Deyli Telegraf gazetesi “Habeşistan: bizim ödevimiz,, başlığı — altında yazdığı bir başbetkede diyor ki: İtalya ile Habeşistan arasındaki an- laşmazlık meselesinde ikinci bir adı- mın atılması zamanı, gün geçtikçe, yak- laşıyor. Bu hususta resmiğ takvimin göster- diği sayılı günlerden birisi 25 temmuz- dur, Bugünde eğer bugünkü gerçin ko- misyonu işi kotarma yolumnda bir başa- rı gösteremez ve anlaşamazsa o zaman yeni bir yargıç seçilecektir. Bugünkü günde komisyon çıkmaz yola girmiş ve hiç bir iş göremiyeceği anlaşılmış olduğundan ırt.ık ycuı bir yargıç seçilmesinin £ ammuyoruz. Olsa dı bu işi yınıın- mak için mesele ile ilgili olan devle'le- Tin etki bir tedbir almalarına ihtiyaç vardır. Duamnur, her gün biraz daha tehlize- lileştiği için ancak bu suretle davran- mak “avdalı olabilir. Bunun da olup olmıyacağı bugün için Delli değildir. Öte taraftan Romanın, eğer üçler konferansı İtalyanın Habeşistan üzerin- de bir himaye kurması ve bunun şekli, konusu üzerinde konuşacak olursa bu- nun kabal edilebileceğini bildirdiği söylenmektedir. Habeş imparatoru perşembe günü tendi ulusuna söylediği söylevde ”bir saldırgana karşı birleşerek karşı koy- mak,, tavsiye etmesindenberi durumda hiç bir iİlerleme yoktur. Bugün için umulan ve beklenen şu- dur. Ağustosun 29 unda ve yahut biraz daha sonra uluslar sosyetesi konseyi plandığı onun üyeleri italyan- habeş sınırındaki hadıselenn incelen- mesi zamanının çok geçtiğini görecek- le* ve ancak İtalyanın Habeşistan üze- eee (Başı 1. ci sayıfada) için komisyonun verdiği özetinden bazı kısımları alıyoruz: “1 — Mayi formüllü aşrmız 138 günden sonra muafiyet hassasını muhafaza etmiştir. Ve daha da et- mek ihtimali vardır. (Ki son tec - rübeler aşının 7 ay dayandığını göstermiştir.) Aşmın onaerobi ve aerobi ekilmelerinde hiç bir ser sume neşvünema bulmamıştır. 2 — Mayi aşının zerkiyle hay - vanların hareketlerinde müşkülât çıkaracak hic bir müvecca ve de - vamlı ödem hasıl olmamıstır. Ve bu ödemlerin büyüklüğü hası! değu takdirde azami yumruk ka- LYabancı gazetelerde okuduklarımız İtalyan - habeş anlaş mazlığı ve ingilizle- rin ödevi rindeki dileklerini dinlemek yükümün- de bulunacaklardır. | Dış bakanı Sir Samuel Hor, dün .*" vam kamarasında temmuzun altısına İrâ” dar Süveş kanalından — 75,000 italyani askeri ile 29,000 işçinin geçmiş olduğu- mu söyledi. Bunlar italyan Eritre vt Somalisine gitmişlerdir. Vaşington'daki italyan elçisine Ame' rTikanım Uluslar Sosyetesine — mane vardımlarda bulunmak kararını verdi Hini, çünkü Afrikada kopacak bir har- brn, gittikçe, Amerikayı ilgilendirdiği- ni bildirmiştir. Dün Tokyo'da da aynı çeşid fikir- ler ortaya atıldı ve Japonyanın habeş işlerinde tamamiyle ilgisi olduğu hak- kında Roma'da yaşıyan kanağat, japon dış bakanı tarafından resmiğ ıurett' tekzib edildi. Bu zorlu durum içinde bütün dünyâ, yeni bir sıyasaya önderlik edecek bir kuvveti gözliyor. Bu da ancak, büyük Britanya olabilir. Kaybedilecek vakit kalmamıştır. İa- giltere hükümeti, önümüzdeki hafti içinde alacağı herhangi bir kararı, he- men Roma'ya ve Paris'e bildirmelidir. Bugünlerde Fransanın önemli çetin iç işleriyle uğraşmakta olan Bay Laval bir taraftan barışın korunmasıI- nı özlediği kadar, bir taraftan da İtal- ya ile olan dostluğunun bozulmamasın! ister. 4 Ne olursa olsun, biribiri ardınca İ$Ş neleri, ana sıyasalarının uluslar sosye" tesine dayandığını tekrar tekrar sö mişlerdir. Bundan dolayı Paris'ten Ro- B. Musolini üzerinde etki yapacağı w- mulabilir. İngilterenin konseye vereceği diler İtalya kabul etmese de, uluslar sosye sinin yetkisini göstermesini -ilqa* lecek bir mahiyette olmalıdır. " Uzanbir çalışmadan sonra içinde reşf olmuştur. 3 — Bu mayi aşıdan defaten €.c. 50 zerk edildiği halde bile haywanlarda ne mevzii, ne de u - mumi bir tegayyürat görüleme - miştir. 4 — Yaptığımız formüllü ma yi aşınım bugüne kadar İitreatür - lerde görülen aşılardan en çok da- yanmış aşı olduğunu gördük ve daha fazla dayanacağına ümidi - miz vardır...,, Sessiz ve içtem çalışmalarınım verdiği bu müsbet sonuçtan ötürü değerli uzmanlarımızı kutlar ve- oclarla övünürüz. Türk — japon tecim anlaşması 26 temmuz 1934 de Ankara - da imzalanmış olan türk - japon tec'ira anlaşmasının 1 ikinci ? 1936 tarihine kadar yürürlük'e kal-cağı ekonomi bakanlığı tara- fından ilgili yerlere bıldınlııış tir. Halkevi meydanında parasız sinema Ankara Halkevi halk için ha - zırladığı açık hava sineması bu akşamdan başlıryarak dört gün sü - recek olan (İran Şahının memle ketimizi ziyareti) büyük filmi gös- terecektir. Rilmin gösterilmesine saat 8,30 da başlaancak ve bir sa- at sürecektir. Haftada halk için iki veya üç defa bu gibi filimleri halka parasız gösterecek ve sinema gösterecek günleri de gazete ile bir iki gün önce bildirecektir. Herkes çok gü- zel çevrilmiş olan bu filmi gör melidir. * Maraşta Hava Kuru - muna yardım ! Maraş, 26 (A.A) — Hava teb' Kkesine karşı veritler Maraşta ha> raretle devam etmektedir. Bugü ilbaylıkta toplanan çiftçiler ürü - nün hamürütünün yüzde ikisi ve çeltiğin hamürütünün yüzde bi rini hava kurumuna vermeği rarlaştırmıştır. Bu karar ilbaylı sınırı içinde yeritilecek ve önem- li bir gelir verecektir. Burdurda Hava Ku- .' rumuna yardım Burdur, 26 (Ax:A,) — Büz halkevi salonunda hava için ilbayın başkanlığı altında pılan toplantıda bu tehlike ilb ve Antalya saylavı B. Rasih lan tarafından anlatılmış, Buı'd halkı büyük bir ilgi ilebu yön çalışmağa hız almıştır. Her y daş üye ve yı.rdmcı üye tadır. «i hlıke

Bu sayıdan diğer sayfalar: