28 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 28 TEMMUZ 1935 PAZAR ULUS l n “SAYIFA 3 Sözün gelişi Aydınlar çatışırken Futbol maçı, bir çatışmadır. On birer kişilik iki takım 45 da- kika, arsıulusal kurallara göre ha- zırlanmış bir alanda maçı arsıu- lusal kurallara göre yöneten bir yargıcın önünde oynarlar. So- nunda ya bu taraf, yahut öteki ta- kım yener . Boks, iki kişinin yumruk yum- ruğa çatışmasıdır. Bunda da ravnd hesabları vardır; ortada bir yar- gıç bulunur ve döğüşenlerin ku- rallar dışına çıkmamasını sağlar. Tenis böyle, Hokey böyle, Golt böyle, sözün kısası, çatışma ve yarışma yolu ile yapılan bütün oyunlar ve maçlar böyledir. Hattâ, bunları bir tarafa bıra- kınız, eski yolda ilkel olarak ho- roz, koç ve deve güreştirenlerin bile yerine getirmek yükümünü duydukları bir takım kurallar var- dır. Yakın vakitlere kadar bilgi- miz şuydu: bu çatışma ve yarış- malar içinde hiç bir kurala bağlı olmaksızın yapılan bir tek güreş vardır ki adına Pankreas yahut Catch as catch can denilir, Buna girişen iki pehlivanın biribirleri- ne pes dedirmek için diledikleri- ni yapmağa, istedikleri gibi sal- dırmağa hakları vardır. Pek yakında şunu da öğren- dik: Eli kalem tutan genç türk aydınlarından birkaçı da biribirle- rile aytışmağa giriştikleri zaman birer Pankreas kahramanı gibi davranıyorlar. Bir İstanbul gazetesinin bir sayıfasında karşılıklı iki sütun tutarak orada fıkralar yazan iki yazar iki İstanbul dergisinde bi- ribirlerile son haftalar içinde zot- Tu bir Catch as catch can güreşi- ne giriştiler. Türk basını oruntakları An- karadaki basın kurultayının ağız birliği edip kalite gazeteciliği is- tiyeli çok olmadı. Okurların kafasına ve gönlü- ne bir şey katmak için basın ay- tışmaları yanıldığı ise tekrarı ge- reken bir hakikat değildir. İki boksörün döğüşmesinde yerine getirilmesi gerekli kural- lar ve dışına çıkılmaması gerekli buçlar bulunduktan sonra, kafa kafaya, kalem kaleme döğüşen iki aydının çarpışmasında ayak altına alınmaması lüzumlu esas- lar ve kurallar olmamalı mıdır? M. Nurettin ARTAM Bayındırlık Bakanı- : * * mızın teftişleri (Başı birinci sayfada) — “Aydın, 27 (AA:) — Aydın demiryollarını teftişe çıkan Bayın- dırlık Bakanı B. Ali Çetinkaya be- raberlerinde uzmanlar olduğu hal- de bugün saat onda şehrimize gel- mişler ve saat 13,30 da Denizli'ye doğru hareket etmişlerdir. ğ B. Ali Çetinkaya doğruca p-ç- ti kurağına giderek bir müddet dinlendikten ve ilgililerden ilimi - zin genel bayındırlık işleri hak - kında izahlar aldıktan sonra oto- mobillerle Menderes köprüsü üne kadar giderek Aydın - M:ğlı yo- lunun bu kısmını ve köprünün du- rumunu gözden geçirmiştir. Türk - fransız tecim anlaşması Paris, 27 (A.A.) — Türk — fransız ekonomik — anlaşmasının pazartesi günü B. Faik Kurtoğlu ile tecimel anlaşmalar dayresi di - rektörü B. Fonfua - Krapon ara - sında parafe edileceği sanılmak - tadır. İç Bakanımız İstanbul, 27 — İç işler bakanı B. Şükrü Kaya bu sabah şehrimi- ze geldi., Akşam Yalovaya gitti. Yarınki trenle Ankaraya dönmesi ihtimali vardır. Süleyman Numanın ölümünün onuncu yılı İstanbul, 27 — Bugün Gülhane hasta yurdunda Dr. general Sü.- leyman Numanın ölümünün onun- cu yıldönümü dolayısile bir tören yapılmıştır. Törende Gülhane tat- bikat okulu direktörü miralay Dr. Süreyya Hidayet, bir söylevle Sü- leyman Numanın ertik hayatını anlattı. Sıhhat ve soysal yardım bakam B. Dr. Retik Saydamdan gelen mektup ve general Mazlu- mun Süleyman Numan hakkında- ki yazısı okundu. Dr. B. Tevfik, profesör B. Âkil Muhtar Süleyman Numana aid anılarını söylediler. Gülhane pavyonlarından birine Süleyman Numan adı verildi, Yaş sebzelerimiz için komisyon İstanbul, 27 — Yaş meyva ve sebzelerimRomanyaya, ve Roman- ya yolu ile orta Avrupaya gönde- rilmesi imkânlarını aramak üzere pazartesi günü burada bir komis- yon toplanacaktır. Komisyonda Romanya devlet şimendiferlerin- den üç uzman Romanya dış işler bakanlığından bir işyar da buluna- caktır. Komisyona dış bakanlığı genel sekreteri B. Numan Rifat Menemencioğlunun başkanlık e- deceği sanılıyor. İskeletin kimin olduğu anlaşıldı İstanbul, 27 — Ankara Tarım | enstitüsü doçentlerinden B. Dr. Süreyya savamanlığa bir nitektup göndererek İstanbulda Selçuk a- partmanında bulunan iskeletin kendisinin çalışma zamanlarına ait olduğunu bildirmiştir. Gümrük işyarlarına kurs İstanbul, 27 — Gümrüklerde dokuma eşyasının ne şekilde bakı- lacağını muayene işyarlarına öğ- retmek üzere İstanbul gümrüğün- de bir kurs açılmıştır. İran halrlarının transiti !s_tanbul, 27 — İran halılarının transit işlerini saptayan komis- yon işlerini bitirdi, Yerli mallar sergisini gezenler I_stenbul. 27 — Yerli mallar sergisini bu akşama kadar gezen- lerit; tayısı yüz seksen bini bul- fuuştur, Polirte: ÂAşık ile kumar oynıyanlar Ankaranım yeni Turan mahal- lesinde Osman, Ahmet, Mehmet ve ÇCapo adında dört kişi asık at- mak suretiyle kumar oynarlarken yakalanmışlardır. Bir yurddaşa otomobil çarptı Yeniay mağazasında çalışan Ali Samanpazarından geçerken 337 numaralı otomobil kendisine carbmış ve dizinden, kolundan hafifce yaralanmıstır. Kacan şo - Fw Riener samua vakalanmaratyy, Dış piyasalara kötü mal gönderenler cezalandırılıyor Böyle bir suç işliyen “Şaşati firması ” hakyerine verildi Türkofis çıkatı yasav altına alacak Mersin çıkat tecimerlerinden Şaşati adında biri Türkofisin baş- vurması üzerine Mersin genel sa- vamanlığı tarafından hakyerine verilmiştir. Bu adam dış piyasa - larda gittikçe tutunmağa başlı - yan ürünlerimizi tağşiş ederek ve hile yaparak fazla kazanmak hır- sile fena tanıtmaktan ve birçok şi- kâyetlere sebeb olmaktan suçlu - dur, Bundan bir müddet önce İs - tanbuldan Amerikaya bozuk bar- sak gönder&n tecimer gibi Şaşati firması da son aylarda Avrupa pi- yasalarına alıcıları şikâyet ettire- cek mallar göndermişlerdir. Almanya Bremen borsası, sigor- ta şirketi ve İş kominport gönder- dikleri delgelere incesemeler yap- tırmışlar ve Şaşati firmasının gön- derdiği pamukların bile bile ısla- tıldığını saptamışlardır.. Bunun hakkında tutulan zabıt varakası ve artiraj kararı Türkofise gön derilmiş ve bunun üzerine türk malı üzerinde hile yapan bu teci- mer hakyerine verilmiştir. Şaşati firmasının bundan baş - ka İsviçre'ye de örneği yükemine uymıyan kurtlu buğday gönderdi- ği görülmüş, türk elçiliği de türko- fise şikâyette bulunmuştur. Türkofisin elinde Berlin türk tecim odası tarafından gönderilen birçok alman firmalarının şikâ - yetleri vardır. Bunlar da dava ev- rakı arasındadır. Bu evraka göre Şaşati firma - sının örneklere uymıyan ve mağ - şuş mallar göndermek suretiyle türk dış tecimine karşı çok fena etkiler yaptığı ve yapmatka oldu- ğu anlaşılmaktadır. Şaşatinin duruşması Mersinde bugünlerde yapılmaktadır. Mer - sinden haber verildiğine göre bu duruşma orada çok ilgi uyandır - maktadır. Memleketin yüksek fay- daları ve dış tecimimizin gelişimi bakımından meselenin taşıdığı ö- nem göz önündedir. Ürünlerimizi kendi kazançları için dış piyasa - larda kötülemeğe çalışan bu fir - ma ile bunun gibi hareket edenle- rin kanunun pençesinden yakala- rını kurtaramıyacakları şüphesiz- dir. Türkofis çıkat maddelerimizin dış piyasalara sevkini sıkı bir ya - sav altına koymak kararımı ver- miştir. “Meni tağşiş, , kanununun emrettiği tüzükler hazırlanmağa başlamıştır. Bundan sonra - çıkat tecimerlerinden böyle hile ile pa- ra kazanmak istiyenler buna im - kân bile bulamıyacaklardır. Ankara otomatik telefon direktörlüğü rolu ile birlikte İstanbul'a giden Ankara otomatik telefon direktö - rü Bay Niyazi'ye İzmir posta ve telgraf baş direktör yardımcısı B. Sadi Alas vekillik edecektir. B. Sadi Alas gelmiş ve işine başla mıştır. Yeniden üç silo yaptırılıyor Adana, Afyon illerinde ve Polatlı ilçesinde yeniden üç silo yapılması tarım bakanlığınca ka- rarlaştırılmıstır. Bunların yapıla - rının üstencilere verilmesi yal n dır. Adana ve Polatlı siloları dör- der bin, Afyon silosu beş bin ton- haktur. Öteki silolar gibi bunları da tarım bakanlığı hesabına ta - rım bankası yaptıracaktır. Polisteki sınaçlar Geçenlerde polis yukarlama smaçları yapılmış ve bunlara 250 kişi girmişti. Genel Gü - venlik direktörlüğünde bu sınaç - ların kâğıdlarını gözden geçirmek için kurulan İmnll.önümüzdekî ay içinde ödevini bitirecektir. Genel güyenlik direktörlüğü kâğıdların tarafsız bir gözle elden geçirilme- si için tedbirler almıstır. Sınaç ku- rulu üyeleri baktıkları kâğıdın kimin olduğunu bilmemektedirler Takas işleri hakkında öğrenek Türkiyenin türlü memleketler- le yaptığı tecim anlaşmalarındaki özel takas işlerinin ne sekilde y” netileceğine dair elde birçok öğ - renekler olduğunu gören Türko- fis bunları bir arava — toplıyarak daha esaslı ve tatbikde kolaylık sağlıyacak tek bir öğrenek hazır lamağa bas'amıstır. Mersinde ilk pamuk urunu Mersin, 21 (A.A,) — 1935 yıe- İx pamuk ürünü bugün Maersin'in Bekrde köyünden Derviş oğlu B. Mehmet tarafından 8 kilo ola - rak borsaya getirildi. Mersin te - cimenleri, Türkofis direktörü ve sosyeteler çevirgenlerinin önünde saat 11 de borsa yönetiminde bü - yük bir törenle açık artırmaya ko- nuldu ve kilosu 20 lira 50 kuruş - tan 164 liraya “Mersin Anadolu inkişaf sosyetesine,, satıldı. Merinos için işyarlara kurs Tarım bakanlığı — Karacabey Merinos yetiştirme çiftliği ve Bur- sa yetiştirme bölgesi işyarları için yüksek tarım enstitüsünde bir kurs açacaktır. İkinci teşrin başında -baslıyacak bu kursta işyarlara bay tarlık ve zeotekni bilgileri öğreti- lecektir. Yakalanan kaçakçılar Geçen bir hafta içinde güm- rük koruma örgütü bir ölü, bir ya- ralı, 16 kaçakçı, 580 kilo gümrük kaçağı, 360 kilo tekit kaçağı, 6240 çakmak taşı, 19864 defter sigara kâğıdı, 3 tüfek, 16 mermi, 270 kâğıt lira, 16 kaçakçı hayvanı ele geçirmiştir. " Yeni kontenjan kararnamesi 21 ağu:'osta çıkacak olan yen' kontenjan kararnamesi icin ha - zırlıklar yapılmaktadır. Bu hazır- İıklazda memleket teciminin ©- < letilmesi, yapılacak çıkat nisbet'- de fazla girite imkân verilmesi e - sasları göz önünde tutulmaktadır. Bu hususta ilgili makamların dü - >ünceleri alınmıstır. Düşünüşler —üt Fransada yeni kımıldanmalar 14 temmuzun yığınlara heye- can veren ve Parisi açıkça iki bölü- me ayıran nümayişlerinden son- ra, B. Laval kabinesinin memle- ketin finansal ve ekönomik kal- kınması için, parlamentonun ken- disine verdiği yetkilere dayana- rak çıkardığı 29 “buyrultu - İ:a - nun,, fransız gazetelerinden bir kısmını yeniden şiddetli yazılar- la hükümete hücuma sevketti. Komünist ve sosyalistlerle radikallerden bazıları ve ayrıca bir takım özgür gazeteler, hükü- meti, büdceyi ve ünensal durumu kurtarmak için aldığı tedbirler a- rasında işçilerle, küçük işyar ve küçük gelirlileri yeni özverilerde bulunmak zorunda — bırakmakla suçlamaktadırlar. Hakikatte bir- tün bu hücumların asıl hedetfi, La val kabinesini zayıflatmak ve hal.: kın gözünden düşürmek olduğunn anlamak güç değildir. Solcular, Laval kabinesinin mevkiini sars- mak için bu kadar uygün bir fır- satı tabiiğdir ki kaçıramazlardı. Yalnız, şimdi, Laval'e ve onun buyrultularına karşı birleşen sol- ların, yarın erke'ye gelmek mev- kiüinde kalırlarsa bu birliği ne de- receye kadar muhafaza edebile- cekleri sorulmaya değer. 14 temmuzda birlerine göre iki yüz bin, en solların iddiasına göre de bir milyon kişinin - her- kesin hakikati kendinin! - katıl- masiyle büyük bir gösteriş yapan halkçı cephenin geçidinde bir yandan fransız bayrakları görü - lür ve Marseyyez söylenirken bir yandan da enternasyonal'in ezgi- leri ve “yaşasın sovyetler,, sesleri işitilmiştir. Birge tehlike - karşı- sında enstenktiv bir hareketle el- ele veren bu yığınların, yarın, o tehlike önlendikten sonra ve bi« ribirinden çok ayrı fikirlerini iş haline koymak zamanı gelince a- ralarında soğukluk baş gösterme- si ve biribirleriyle savaşmak için yeniden bölünmeleri beklenebilir, Bunu daha iyi kavramak için bun« dan az zaman önce, sosyalist önderi Blum'un komünistler tara- fından düşman diye gösterildiğini hatırlamak ve halkçı birliğin ken- disine bit şef seçmediğini ve bu- nun hatıra bile gelemiyeceğini düşünmek yeter. Öte yandan, façist hareketi de, Fransa'da, umulmadık bir hızla. ilerliyor. Hareketlerinde ve takti- ğinde Hitleri taklid eden Albay dö Larok, daha düne kadar hiç. kimsenin umursamadığı bu adam şimdi, parlamenter bir utkudan çok devrim yölunu göz önünde tuttuğu için askerce düzenlenmiş on binlerce fransızın başında bu- lunmaktadır. Fakat hemen 14 temmuzun er- tesinde Albay de Larok'un mua- vinlerinden birkaçının ondan ay- rılmaları da dikkate değer bir ha- dı'sçdı'r. Bu hal gösterir ki fransız façist hareketini de tam ve sar- sılmaz bir birlik diye göstermek güçtür. Bay dö Larok'un, progra- mını anlatmıyan ve sadece disip- lin istiyen taktiği, kumandası al- tındaki fransızları gözü bağlı bir sürü halinde uzun zaman tutabi- - lecek midir? Herhalde az çok bir başarı ka- zanması da Fransa'da kamusal kay_gımun büyüklüğünü gösteren façist hareketi, ergeç bir iç çarpış- ma ihtimalini artıran ayrı bir un- sur olmuştur. 14 temmuz nümayişlerinde halkçı cephenin sayıca çokluğuna S halkçı cephenin sayıca üstünlüğü: - ne karşılık façistlerin disiplinli, dî._îzenli ve dölenli gecişini öven Pierre Dominigue, L'Europe No- üvelle'de çıkan — bir yazısını şsu ANKARA BİRASI: Sıcaklarda serinlik. her zaman neşe ve sıhhat Bütün gazino, bal çe ve lokantalardan isteyiniz. (Yenişehirde Orduevi bah lolçant'a"'s'mda husust tertibat verir. çesinde ve Örduevi karşısmda mühendisler birliği ve teskila tmı> herkesi memnun eder.*

Bu sayıdan diğer sayfalar: