24 TEMMUZ 1933 ÇARŞAMBA Tenkidler ü İtalya'nın Atzika harbı iyi mi, fena mıder? İtalyanlar habeş har- biri yapmalı mı, yapmamalı mı- dıtlar? Bu, bir sıyasal anlayış işidir. Bunu her yazı yazanın pek diye- mezsek de her sıyasal — sistemin kendine göre bir anlayışı ve bir anlatışı vardır. Kemalist rejim, esen haklı ulus formülünü ortaya koymuştur. Ben de bu kanağatta olanlardanım. Müstemlekeyi - müstemlekeciyi, emperyalizmi - kapitalizmi, nas- yonalizmi - sosyalizmi bu formüle göre anlar, bu formüle göre hü- kümlendiririm, ve böyle yaptığım için, habeş işi şöyle olacak, İtalya bunu, İngiltere şunu yapacak di- yenlere pek kulak asmam, Pron- sip anlatmıyan hiç bir tikre oldu- ğundan fazla değer vermem. Zaten bence, bugünkü habeş - italyan harbı veya anlaşmazlığı arsıulusal durumda bir prensipin halledilmesinden değil, bir sıya- sanın iyi tanzim edilmemesinden çıkmış arsıulusal yeni bir durum- dur. Eğet günün birinde bir sonu- ca bağlanırsa bu; gene bir pren- siple olmıyacaktır. Geçenlerde İstanbul gazetele- rinden birinde, sevdiğim bir arka- daşımın habeş - italyan barbı mü- nasebetiyle yazdığı bir tıkrayı o- kudum. Arkadaşım bu ftıkrasında neyi söylemek, Danunçio'nun şah- sında kimi tahkir etmek ı's'tiyordu. Yazıyı birkaç defa okudum aradı- ğem şeyi bulamadım. Yazı şudur: İtalyan yazganı Danunçio; “Habe- şistan'da öSlenler, İtalyada ebediyen ya- şıyacaklardır!,, diye bir 1âf etmiş. Dünyanın bir ucunda ölüp öbür u- cunda yaşanılabileceğine benim aklım pek ermedi. Bir insanın Afrikada top- rağa karışıp, Avrupada toprağın için. den dipdiri fışkırması, bir parça tuha- fıma gitti Betki Danunçio, Ömer Hayyam'cıdır. Afrika'da toprak olacak — italyanların topraklarından saksı yapılarak İtalya- ya getirileceğini kasdetmiştir. Habe- Bistan'da toprak olanların İtalya'da bi- ter saksı biçimine girerek yaşamaları da fena değil.. Her neyse, bunlar, derin?! felsefi görüşlerdir. Fazla karıştırmıyalım, di- bi çıkar.. Arkadaşım neyi beğenmiyor, Danunçio'nun şahsında arkadaşı- mın terzil! etmek istediği şey ne- dir? Fikir mi, prensip mi, harb mı, muharibler mi? Arkadaşıma bunları Danunçio ve italyan gencliği için değil; Türkiye ve türk gencliği için so- ruyorum. Gazetesinde Jlütfen ce- vab verir mi? N. H. ATAY — Kininler nasıl getirilecek? Kızılay Cemiyetinin monopolu altında bulunan vedıne-dl::mı Hik ihtiyacı için dışarı ge- mıce'k o'l'ın Rş — 30 bin kilo &.Hr konsorsiyom elinde 1 dolayısile başka mem- leketlerden getirilmesine iıılı.in olmadığı anlaşıldığından bedeli - nin yarısının klering yolu ile, ge nyıhlınzm—Mbinliı_ı lığının da Holanda hükümetile aramızdaki klering anlaşması ge- reğlace Holanda takas ofisinde şimdiye kadar birikmiş olan ve bundan sonra olan yüz- de otuz (disponibilite) lerin Mer- kez bankasınca başka yerlere transfer edilmiyerek bu mal be- lşi. karşılık tutulması suretile olandada Amesterdamda bulu- nan kinin fabrikasından serbest dövizle tedariki Bakanlar Heye - tince onanmıştır. İSTANBUL TELEFONLARI İstanbulda zehirli gazlar- dan korunmak için İstanbul, 23 — İstanbul urayı- nın getirttiği bir uzman İstanbul halkını zehirli gazlere karşı koru- mak için incelemelerine başladı. Uzman İstanbulda mevcut olan mahzen ve sarnıçları gezecek ve buralarını gerekince ne kadar in san yerleştirilebileceğini saptaya. cak bu mahzen ve sarmıçların fen- ni bir sığınak haline getirilmesine başlanacaktır. Balkan spor haftasının programı İstanbul, 23 — Istanbulda 31 eylülde başlıyacak olan Balkan spor haftasının programı saptan- dı. İstanbula bu hafta içinde gez- gin getirmek için alınan tedbirler de vardır. Hafta içinde İstanbula 17 si idareci olma' üzere 120 spor- cu gelecektir. Kâğıthane yangınında açıkta kalanlar İstanbul, 23 — Kâğıthanedeki yangından sonra 115 kişi açıkta kaldı Bunlar camilere ve kızılay tarafından gönderilen çadırlara yerleştirildi, Adisababa onursal kon - solosunun söyledikleri İstanbul, 23 — Türkiyenin A disababadaki orunsal konsolosu | alman tecimerlerinden Hans Bahn- | berger İstanbula geldi. Ve bu ak. şam Ankaraya gitti. Diyevinde Habeşistanda durumun çok gergin olduğunu ve savaşın önüne geçme- nin imkânsızlığını, eğer başlarsa, savaşın habeşliler tarafına bitece- ğini ve Vehip'in hizmet etmek i- çin Habeşistana baş vurduğunu söyledi. * İstanbul, 23 — Norveç okul yatı bu akşam Akdenize döndü. B.Cevad Akkirman Türk — rus baytarlık — sınır anlaşması gereğince iki taraftan hayvan hastalıklarının geçmeme si için yapılmış olan ve yıllardan- beri yeritilmekte bulunan işleri yakından incelemek üzere Tarım Bakanlığı salgın hastalıklar uz- manı Bay Cevad Akkirman türk- rüs sınırına dağru yola cikmistir. da Zaman — inzalr; ZAMAN nasıl çıkaçaklar?» adlı başyazıda deni- liyor ki: « Avusturyanın — bugünkü durumu şöyle hulasa edilebilir; B. Şuğnig ile İtalya, Avusturyayı kurtarmak için prens Ötto gelmelidir fikrinde bulunuyorlar, Küçük anlaşma, prens Otto gelirse derhal savaşa baş - larız diyorlar. Almanya da bu iki tarafın didişme. Si arasında behemehal çıkacak olan ilk fırsattan istifade için bekleyip duru - yor. Görülüyor ya, gu küçük Avustur - ya, Avrupanın başına hakikaten bü - yük bir gaile çıkaracak kadar mühim bir muamma arzetmektedir.» Cumhuriyet de bir titim hak - kında bir uzmanın fikirleri adlı yazıda Bay Yunüs Nadi diyor ki: «Bize yazan doktor Vagner diyor kit ANKARA - BİRASI: Sıcaklarda serinlik, her Ç HABERLER Dün Ankaranın en sıcak günüydü Ankara mevsimin en sıcak gün lerinden birini yaşamıştır. Sı - caklık derecesi gölgede 33.5 u bulmuştur. Meteoroloji enstitüsünden alı nan habere göre, dündenberi E- ge mıntakasile Anadolunun gü - ney ve doğu bölgelerinde sıcak yükselisi vardır. Sıcaklık derecesi dün Manisa, Nazilli ve Divarbekirde 41, Ma latyada 39, Maraşta 38. Muğla. da ve Adanada 36 idi Yozgat — Sivas hariç olarak orta Anadolunun bir çok yerle - rinde sıcaklık derecesi 30 35 arasında idi. Erzurum ve Karı- ta hava vağıslı gecmiştir. Dış Bakanlığı işyarları arasında Berlin konsolosu iken Dış Ba- kanlığının şifre bürosu direktör- lüğüne atanan Bay Fuad Berlin- den gelmiş ve işine başlamıştır. Paris elçil baş sekreterliğine atanan özel büro asdirektörü B. Siyret Halulu, Roma elcçiliği yö - netkerliğine atanan — Bay Zeki Hakkı, Atina elçiliği ikinci kâ tibliğine atanan Bav Resad bu a- yın sonuna doğru işlerinin başına gidecetklerdir. B. Numan Menemenlioğlu gitti Dış Bakanlığı genel sekreteri Bay Numan Menemenli bir aylık izin günlerini geçirmek üzere dün aksamki trenle İstanbula git. | miş ve durakta İç Bakanı B. Şük rü Kaya, Dıs Bakanlığı direktör ve işyarları ile, dostları tarafın - dan uğurlanmıştır. Fabrikalardan alınacak (muamele) vergisi «Teşviki sanayi muafiyet rulı- satnamesi» olan fabrikaların (mu- amele) vergisi bağışığından da faydalanacakları — sanısının bir takım ilbaylıklarda yer bulduğu anlaşılmıştır. Finans — Bakanlığ' bu durümü incelemiş ve bu gibi amuafiyet ruhsatnamesi » olan fabriakların - (muamole) vergirsi bağışıklığından faydalanamıya - caklarını, ancak yalnız, sınıfları na göre kurağ, toprak ve kazanc vergileri bağısıklıtından fayda - lanabileceklerini ilgililere bildir. miştir. Dünkü İstanbul gazetelerinin başyazılarından özetler dİstanbula dair verilecek — filimler ve « işin içinden| yüksek surette sanatkârane — olmalı ve seyirciyi sürüklemelidir. Kudretli bir rejisör ve ehliyet sahibi, mahir bir o. peratör bulunduğu takdirde böyle bir filmi İstanbulda bile yaptırmak müm - kündür. Çünkü İstanbuldaki şanat e - serleri ve türlü hağat şekilleri turizm için tükenmez biç altın membardır. 'Turizm bir tarafa dursun memleke- timizin kucağındaki hazincleri evve - lâ kendimiz için bile düzeltmeli de - ğil miyiz? Halbuki turizm bakımından yalnız İstanbul ve çevresinin memle » kete dışardan sokabileceği para mik - darı en aşağı bir rakamla 100 milyon liradır. Türkiyemizin bütün ihraca - tı yekünu bu kadar parayı ancak ge- tiriyor.. KURUN der, *Balkan antantına girmiş olan dev- da Bay Asım Us şunları yazmakta - Bulgaristanla yaptığımız baytarlık anlaşması 22 birincikânun 1933 de An - karada imza edilen ve bir ay evel verişilen türk — bulgar baytarlık sınır anlaşması yürürlüğe girmiş tir. 36 maddelik bu anlaşma i! iki komşu devlet topraklarından birbirine geçen — hayvanlarında salgın hastalıklara karşı karşılık- lt tedbir'er alınacaktır. Bir araba bir yavrucuğu ezdi Dün saat on sularında Erzin- canlı Mehmedin kullandığı yük nrabası Koyunpazarı çarşısından yokuş aşağı inerken koşum ka - yışları kopmuş ve hayvanlar ara- bayı tutamamışlardır. Mehmed ye re atlamış ve hayvanları dizgin lerinden tutarak arabayı durdur- mak isterken yere düşerek çiğ - nenmiştir. Bu aralık caddeden geçen Ankaralı Ali Rıza kızı Ay- şeye de arabanm oku - çarpmış - tır. Bir kaç yerinden yaralanan Mehmed ve Ayşe Nümune hasta- nesine yatırılmıslardır. Küçük sanat sahipleri kimlerdir? Kazanç vergisi kanununun 30 ancu maddesinde yazılı küçük sa nat erbabı hakkında Finana ba kanlığı ilgili dayrelere bir genel- xge göndermiştir. Kanunda birkaç örneği gösterilen küçük tecim ve sanat erbabının belitilmesinde türlü türlü takdir ve muamelele- re yolaçmamak için kimlerin küçük tecim ve sanat erbabı sayılaca ı de genelgeye bağlı bir listede gösterilmistir. Kanunun saydığı örneklere gö- re küçük sanat ve tecim erbabı sa- yılabileceği halde bu listede bu- Tunmayanların, kendilerine ben- zer kimseler gibi muamele göre- cekleri genelgeye yazılmıştır. Listede saptanan küçük te- cim ve sanat sahipleri şunlardır: Hasırcılar, muütaflar, nalıncılar, kasaplar, bakkal, sebzeci, meyva- cı, oduncu kömürcü, aktar, kahve- ci, aşçı, tenekeci, camcı, nalbant kalaycı kolacı, tamirci, çiçekçi, balıkcı, icki satrcıları, arzuhalcı, çanak, cömlek, tuğla, kiremit ya- panlar, tascılar, kiremitciler, ter- ziler, furuncu, çilingir, doğrama- cı, demirci, bakırcı, hakkâk, saat tamircisi, mühürcü, hattat, boya- cılar, ipçiler, çuvalcılar, tatlıcılar, helvacılar, kunduracılar, kahveci- ler. cavbaneler. berberler. a AM SAA Ca e Titikası aydınlanamamıştır. Kendi ül - kesinde-sözünü tutabilir. kuvvetli bir bulgar hükümeti kurulamadığı için Tes- miğ adamların sözleri de insana gü « venç vermemektedir. Fazla olarak son günlerde Zveno grüpu neşriyatımdan o- larak basılan ve bulgar — dış bakanlığı yüksek Işyarlarından birinin yugo « slav — bulgar birliği genel sekreteri doktor Bojinofun kaleminden — çıkan kitabın uyandırdığı fesatlar bu karma karışık durumu bir kat daha karıştır - maktadır.» - daki <Edirneyi is- rA N tiyoruz » diyen bul| garları susturmanın tek yolu adlı ya - zısında Bay Ali Naci Karacan diyor ki:| *« Bizim bulgarların bütün bu kuru sıkılarına karşı vereceğimiz — ve onları susturacak bir tek yolumuz, bir tek ce vabımız olabilir: Trakyayı doldurmak, boyuna dol - durmak, ağzına kadar doldurmak, ora- daki nüfus 5$00 bin ise, bir milyonsa iki letierin bütün — çalışmalarına rağmen | milyona, iki milyon ise üç milyona çı- Bulgaristan bugüne kadar — barış po - karmak.ş ———_—_—"———————_ zaman neşe ve sıhhat verir. Düşünüşler ——— Göçmenler gelirken Üzerinde doğdukları, büyüdük Teri, gülüp ağladıkları, seviştikle- ri topraklardan, bir daha hiç dön- memek üzere ayrılmış, uzaktan — duydukları anayurdun çağrısına — uyarak, içleri göçmenin ve ana- ,'.f yurda kavuşmanın karışık hisleri — hüzün ve sevinçleriyle dolu, yığın — yığın geliyorlar. &: Türlü ekonomik zorluklar, tür- Tü sıkıntılar, yoksulluklar, aşığ- Tanmalar içinde yıllar yılı yaşar- ken her şeyden çok özledikleri türk elinin şefkatli okşayışı, türk gözlerinin sevgi dolu bakışıydı. Hiç bir şey onlara, yaşadıkları ül- kede yabancı bir unsur sayılmek kadar ağır gelmemişti. Ve işte şimdi kerndilerinden olan bit ulu- sun arasına karışmak, kendileri- nin olan topraklarda yaşamak icin oba oba, köy köy yola dökülüyor- lar. c Bin türlü güçlüklerle çarpışa çarpışa derin çizgilerle oyulmuş - yüzlerine, bin türlü yüklerit ağır- lığı altında çökmüş omuzlarına, ve türk toprağının, türk bayrağı- nın özlemile ışıldayan gözlerine bakrnız, sevmek ve acımak hisle- rinizin kapılarımı ardına kadar — onlara açmaktan kendinizi alamı yacaksınız, Göç, derken, bu kelimenin sak- ladığı bütün trajediyi gözlerimi- zin önünde hakkiyle canlandırı- yormuyuz, bilmem. “Gitmek, bir- &z ölmektir,, diyen şair, hislerinde ne kadar aşkıncı olsa da, büsbütün hakikate aykırı bir şey söylemiş değildir. Dünyaya — gözlerini ilk açtıkları gündenberi — alışmış ol- İ dukları su, hava, toprak, ne varsa ! hepsini ardlarında bırakarak ge- liyorlar, uzun yıllar yeni yurdla- rtının topraklarına, su ve havasına alışmak için uğraşacaklar. Ne ka- dar güç, acıklı ve üzünlü bir şey ol sa da göç bugün için bir zorağdır, bu ihtiyacı anlıyor ve omu ayrılış. dar doğan üzünlerine umudlar katarak kabul ediyorlar. Onları, bu büyük trajedinin a- rasından görmeye ve anlamaya çalrşalım, Acılarını gidermek, öz- — lemlerini dindirmek, yaralarım sarmak için ne yapsak fazla olme yacaktır. Türk bütünlüğünün bu en bahtsız çocuklarına, bahtsızlık- larımı en tez vakitte unutturmak ve onlara yabancılık hissini bir an bile duyurmamak bizim için bü- yük bir ödev olmuştur. Birekısım halkımızın arasında hâlâ Anadoluluk, Rumelilik ve hattâ şehircilik ayrılıkları Bgibi, Ş ortaçağ zamanlarına has hislerimn — yaşamakta olduğunu — unutmıya- lım. Bu geri düşüncelerle Savaş- maz ve bu yüzden olmaması |1â- p zımgelen bazı hadiselerin ve so- Şuklukların — ortaya — çıkmasına meydan verirsek, bir kardeş kır İ cağına atılmak umudiyle koşan İ ulusdaşlarımızı hayal - kırılışları- . ğ nın en acısı karşılayahilir. — W *“Göçmenlerin yerleştirilecek- $ Teri yerlerde hükümet — işyarları — — nın sıkı kontrolu kadar Halkevle- rimiz de faydalı surette çalışabi- lirler. Geneler, türk ulusunun ay- rılmaz bir bütün olduğunu; göç- menlerin, — çektikleri — büyük sıkmtılardan dolayı yerliler tara: fından daha fazla sevilmeye lâyık olduktarını anlatmalı ve her iki İ kardeş unsur arasında - sarsılmaz — ve su sızmaz bir yakınlığın doğ- masrna çalışmalıdırlar. ça Ana kartal yaralı yavrusuna j daha büyük bir şefkat gösterir. — 'V* Yaşar NABİ Yeni Maraş defterdarı — Maraş Finans Ka törlüğü şeflerinden B. Namık a - tanmıştır. (Yenişehirde Orduevi bahçesinde ve Orduevi di ihendi. irli Tokattasında husust tertibat ve e &e karşısında mun:!ıslu birliği Bütün gazino, batçe ve fokantalardan isteyiniz.