Z 1935 PAZARTESİ 22 TEMMU! Ekonami bahisleri: Avrupa endüstirisini yaşatacak olan kalite dir. Avrupada 18 inci sonunda başlayan makinalaşmak devrimi genel endüstri üretiminde ve dolayısile dün- 'ya tetiminde pek derin değişiklikler yapımıştır. O zamandanberi — endüstri- nin gayesi az çalışma ile çok üretim yapmak olmuş ve ucuz Üüretimin en- düstri alanında başarı için yeter oldu- ğu sanılmıştı. Bundan dolayı endüstri- yel üretimde makinaya her gün biraz daha büyük bir yer verilmiş ve bu su- vetle usta işçilere olan ihtiyaç gittikçe azalmıştır. Eskiden çıraklar usta adını alabil. mek ve kendi zanaatları üzerindeki gö- tüşlerini genişletmek için Ülkede uzun bir geciye çekarlar ve dönüşlerinde bir başeser meydana getirirlerdi. Ve ancak büyüklerinin önünde sıkı bir de sınaç geçirdikten sonra usta (Maitre) olur- lardı. Halbuki makinanın meydana çık- mması usta işçi yetiştirilmesine artık lü- sum hissettirmemeğe başlamıştır. En- düstrideki çalışma bütün bütün otom1- tik ve kör bir çalışma olmuştur. Bugün kurulan herhangi bir makina durmadan ve yorulmadan hep aynı şeyi yapar ve Onu işleten işçiden yağına ve yakacağı- ma bakmasından başka bir şey istemez. Makinanın insanlığa yaptığı hiz- metleri burada tanımazlık etmiyeceğiz. Ancak makinaya öz olan bir şey varsa © da hiç durmadan çalışmak ve gittikçe Artan bir üretim yapmak zorağında ©- huşudur. Birçok makinaların bep bir den Üretimlerini arttırmak zorağında o- kışları ise aralarında fiat önürdeşliği- e yol açmış ve fiatlar " düştükçe düş- müştür. Bu önürdeşlik yalnız fiatların düşürülmesine yol açsaydı çok hayırlı olmuş olurdu. Fakat ne yazık ki fiat. larla birlikte yapıkların kalitesi de düşmeğe başlamıştır. Bugün mekanik Üüretimin kalitesi orta dereceyi geçme- mekte ve birçok kimseleri memnun et- memektedir. Gerçi seri üretiminde: 1 — Makina yalnız işçilik payını kısmak için kullanılırsa, 2 — İstandardizasyon yapılırsa, yas ni fiatları indirmek için üretilen mo- dellerin sayısı azalırsa; 3 — İşçilik ilmiğ surette organize edilirse ; 'tcuz ve eyi kaliteli bir Üretim elde e- dilebilir. Aynı zamanda hammadde ka- Hitesine de dikkat edilmişse böyle bir #eri üretimi el üretiminden de kalite- €e yüksek olabilir. Ancak bu saydığı- mız şartların bir araya gelmesi çok Küçtür. Ve çok kere seri üretimi olarak Piyasada gördüğümüz yapıklar ucuz #lmakla beraber —kalitece pek yüksek Olmıyan şeylerdir . Son buhrandan anlaşılmıştır ki en- döstri alanında artık fiat önürdeşliği asır Dr. ORHAN CONKER mıştır. Bundan söonre ekonomik alanda kalite önürdeşliği yapılmalıdır. Fiat önürdeşliğinde — Amcı ve Japonya bir sürü özellikler yü den Avrupayı yenmişlerdir. Avrupa endüstrisi ancak üretimlerinin kalitelerini başka ülkele. rin ulaşamıyacakları düzeye yükselt- mekle yaşayabilecektir. Avrupanım teknik Üstünlükleri baş- kaları tarafından benzetleninciye kadar yenileri bulunmuş olacak ve bu suretle Avrupa teknik bakımdan acunun diğer kısımlarından hep üstün bir durumda kalıp gidecektir. Bugün Avrupa endüstrisini üreti- mini kalitece yükseltmeğe sevkeden hayatiğ sebebler vardır. Acunun dört tarafında şimdiye kadar Avrupadan ya- pık almağa alışmış uluslar ülkelerinde fabrikalar kurmakta ve bu yapıkları kendileri yapmaktadırlar. Ancak bir türlü kopyacılık olan bu işi başarabi- len uluslar yenilikler bulmak, ve işleri- ne özel bir damga vurmağı becereme- mektedirler. Japonyanın alçak günde- likli makinalaşmış endüstrisi ile Ame- rikanın yüksek organizasyonlu ve bü- yük yığınlar çıkaran ileri endüstrisinin karşısında Avrupanın tek — silâhı: zor sayılan endüstri kollarındaki teknik üstünlük ve yenili" bulma hassasıdır. Kolay Üretimlerde Avrupa her zaman diğer uluslar tarafından çabucak ben- zetlenecektir. Bundan dolayı Avrupa endüstrisi hep yüksek kaliteli yeni ve zor üretimler meydana çıkarmakla tu- tunabilecektir. İstanbul bölgesi spor kongresi İstanbul, 21 ÇA.A.) — İstanbul böl- gesi kongresi bugün Halkevinde sene- lik toplantısını yapmıştır. Yeni kurulların seçimleri şu sonu- ca varmıştır: Merkez heyeti: Başkan Fethi Tah- sin, as başkan Necmi. Üyeler: Sait, Salâhaddin, Muhtar, Kemal. Atletizm kurulu; Başkan: Ömer Melih, Yusuf Ziya. Futbol kurulu: Başkan: Kemal Rifat. Üyeler: Bas- rti, Şazi, Tezcan, Cafer, Saim Tur- gud. Güreş kurulu: Başkan: İsmail Hakkı. Üyeler: Hikmet, Mazhar, Kemal Saip. Voleybol kurulu: Başkan: Ali Rıdvan. Üyeler: Sad- ri Ekrem. Denizcilik kurulu: Başkan: Kadri. — Üyeler: Tur - gud, Şazi, Şevket, Efdal Bisiklet kurulu; Başkan: Hikmet. Üyeler: Talât, Besim. — Üyeler: Rüştü Boks kurulu: Başkan: Nuri. Üyeler: Süheyi, Yapmak için hiç bir ulusta takat kalma- İ Hilmi, Rıza, Selâmi. Dünkü yüzme yarışları Dün Karadeniz havuzunda ikinci yüz me yarışları bine varan halk önünde ya. pildı. Yüzmelere Çankırıya giden Genç Terbirliği, Altmordulularla Çankayadan başka diğer kulüblere bağlı 44 yüzücü girdi, Bunlar arasında geçen yıla maza- ran çok iyi yüzücüler gördük. Bilhas - sa Demirspordan yüz metre birincisi Orhan, 3 atlama yarışı 1 incisi salih hal kın alkışlarını topladı. Yüzme ve at- Tamalar sonucunda birinci gelenlere madalyalar verildi. Glceck cumartesi ve pazar günleri de teşvik müsabaka - ları ve 3 - 4 ağustos tarihlerinde de mıntaka yüzme birinciliği yarışları ya. pılacaktır. Sonuçları yazıyoruz: Yüz metre serbest: 1 — Orhan (Demirspor) 2 — Nuri (Ankara Gücü) 3 — Zeki (Demirspor) Yüz metre sırtüstü: 1 — Vehbi (Ankara Gücü) 2—Nedet , » 8 — Ezher K z 200 Metre serbest: 1 — Rauf Cemil (Demirspor) 2 — Refik (Ankara Gücü) $ — Batal , » 100 metre kurbağalama:; 1 — Zeki (Demirspor) 2 — Ezher (Ankara Gücü) 3 — Temel (Demirspor) , 400 metre serbest : 1 — Nihad (Demirspor) 2—-Ted , » ATLAMALAR: Öne âdi balıklama (düz): 1 — Salih (Ankara Gücü) 2 — Suad (Gençlerbirliği) 3 — Zeki (Demirspor) Öne âdi balıklama (toplu): 1— Suad (Gençlerbirliği) 2 — Salih (Ankara Gücü) 3—Mitat , ” Arkaya balıklama; 1 — Salih (Ankara Gücü) 2 — Zeki (Demirspor) 3 — Suad (Gençlerbirliği) Arkaya bir perende; 1 — Mitat (Ankara Gücü) 2 — Zeki (Demirspor) $—Şertf . » Kırlanğıç: 1 — Salih (Ankare Gücü) 2 — Muharrem , 3 — Sund d y Beşiktaş 2 Beykoz 1 İstanbul, 21 (A.A.) — İstanbul şit di turnuvasının finali bugün oldukça kalabalık bir seyirci Öönünde yapıldı Birinci devre 1 — O Beykozdan yana biâtti. İkinci devrede Beşiktaşlılar iki göl çıkararak — İstanbul şilâ birincisi oldular. Aydın sporcuları değerli başkanları B. Sırrı Hunl'a beraber Aydım, (Özel aytarımızdan) — Türk Hava Kurumu seçimi yenilenmiştir. Ye- ni kurul başkanlığına Ahmed Emin Arkayn, Asbaşkanlığa Ekrem Cemal, muhasibliğe Muhterem Kaya, üyelikk- re de Asaf Gökbel, Ayşe Yazgan, jan- darma komutanı İsmail, yüzbaşı Refik ve defterdar Nafiz Tuncet seçilmişler- dir, Yeni kurula iyi başarılar dileriz. Yeni spor bölgesi Aydın spor bölgesi yıllık kongresi ötey gün Halkevi salanumda ilbay ve- kili mektubcu Bay Agâh Akkanın baş- kanlığında toplandı. Toplantıda içtem görüşmeler yapılmış ilimsiz spor işleri- nin yürümesi ve ilerlemesi bakımından isabetli karar alınmıştır. Yapılan seçimde; Başkanlığa — tekit- ler başdirektörü Sırrı Hun, asbaşkanlı- ğa Alacttin Nazilli, üyeliklere Meh- med ve Karapınar Ahmed Germencik. Nihat Erol Çine Atltetizrm kuruluna Feyzi Aydın, öğretmen Nesimi Aydın. İsmail Germencik, Hüsnü Çine, Fuat Nazilli, futbol heyetine. Vasfi Çatal, Celal Aydin, Nihat Nazilli, Abdi Ka- rapınar, Osman Çine, hesab ispekterli- gine Mazhar Aydın, Nuri Karapınar se- çilmişlerdir. Yeni kurulda başkan Bay Sırrı Hun dan başka hepsr yeniden seçilmişlerdir Yeni kurula eyi başardar dileriz. Ankara Gücü bisikletçileri Batı illerde bir tur yapan Ankara Gücü bisikletçilerinden Niyazi, Orhan, Galib, Talat ve Eyüb'le, Fethiye Eğge kulübü bisikletçilerinden olup — Fetbi- ye - Ankara turunu yapan ve Ankara- dan gene Fethiyeye dönen Haydar, Ok- man ve Halil dün Aydıma gelerek par- ti ve halkevini gezmişler, kendileri par tice konuk edilmişlerdir. Güçlü bisikletçiler — dün - Nazilliye, fethiyeli bisikletçiler de bugün Çine yoliyle Muğlaya gitmişlerdir. Aydın bölgesi ganatlar okulundan ba yıl çıkan öğreniciler dün akşam mekteb bahçesinde bir ayrılık müsame- resi vermişlerdir. Müsamerede 1000 den çok bay ve ba- yan bulunmuş ve halkevi mızıkası da güzel parçalar çalmıştır. Genclerimiz bu müsamerelerini çok iyi başarmışlar seyircilerin takdir ve alkışlarını topla- mışlardır. Bafa gölü Sökede'ki Bafa gölünün hazneye aid olduğundan yıllardır bu gölü farladan olarak kendine maleden Hüseyin Av- ni bakkında hazne tarafından Söke hak- yerine dava açıldığını bildirmiştim. Beş aydır süren ve yerinde birçok keşifler ve incelemeler yapılan bu dava bitmiş ve hazne kazanmıştır. Hükümde: Bafa gölünün ve Bafa ser- çin dalyanlarının haznenin malı olduğu ve gölden balık avlama hakkının da” hazneye ald bulunduğu bildirilmiştir. — Bu davanın açılma ve takibinde Ay- dın defterdarı Nafiz Tuncer'in çok il- gi ve çalışması görülmüştür. Yeni ilbay Yeni ilbayımız, B. Salim Özdemir bugün Aydına geldi. Durakta sücl 15. renle ve Halkevi mızıkası — tarafından karşılandı. Durakta karşılıyanlar arasında; ko- mutan, subaylar, dayre direktör ve iş- vaerları, şarbay, parti, halkevi başkan. Jarı il genel kurulu, — şar kurulu parti ilyönkurulu — ve halkevi yön . kurulu üyeleri ve bütün hayır kurum- ları başkan ve Üyeleri, banka direktör ve işyarları ve kadın erkek çok kalaba- hık bir halk vardı. At hırsızları bulundu Koçarlı kamununda birkaç ay önce birkaç at hırsızlığıı olmaştu. Jandarma- miz çalman atların hepsinin satıldıkla- rı uzak ilçe ve kamunlarda bularak sa- hiblerine vermiş ve hırsızları da hakye- rine göndermiştir. İki gün önce de Aydm yakınında iki at çalınmış, jandarmamız bunları — iki saat ötede Gölhisar köyü önünde ya- kalıyarak hırsızı tüzeye teslim etmiştir. Bir zsavallı yaralandı Erbeylide Hüsoyün — oğlu İbrahim bahçesinde kuyu kazarken çark — kırıl- miş, İbrahim toprak çıkardığı muşta ile beraber kuyuya düşerek ağır yara- lanmıştır. Yaralı memleket hastanesine kaldırılmıştır. HD l Bi n e ULUS'un romanı Tefrika: 128 San Michelenin kitsbı Türkçeye çeviren: wW3suhi BAYDAR Vazamı Aksel MUNT Kilise, daha saat sekizde, bir yanda erkek- :dıe yanda kucaklarında uyuyan çocuk- lariyle kadınlar, ağzına kadar dolmuştu. Or- tada. kendisi için kurulmuş olan tribünün üf?l_'îııde bando mızıka durüuyordu. Anakap- ri'nin ön iki papası yerlerini almışlardı. Din- sel ayın, gürültüler, şarkılar ağlamalar ara- sında öğle vaktine kadar sürdü. Köyün meydanı bir karınca yuvası gibi kaynaşıyor ve herkes bağırıyordu. Esce la Processione! Esce la processione; alay geli- Yor! alay geliyor! alayın başında, bebek de- nilebilecek kadar küçük on iki tanc çocuk, elele tutmuşlar, ilerliyorlardı. Bunlardan bir takımı beyaz, uzun gömlekler giymişler, sırt- Tarına da Rafael'in putti'leri gibi melek ka- Hatları takmışlardı. Bir kısmı da başlarında- ki gülden taçlar ve çırılçıplak bedenleriyle bir yunan alçak kabartmasından fırlamışa. ——— benziyorlardı. Bunların ardısıra, beyaz ruba- ları içinde, uzun boylu güzel kızlar olan “Meryemin kızları,, , yüzlerinde mavi duvak- larla, geliyorlardı. Bunların arkasından da, ilk sevgilileri İsa'ya sadık kalmış, sararıp kurumuş yaşlı kızlar yürüyorlardı. Mızıka! mızıka! Daha sonra da, Napoli Burbonları zama- nından kalma, sırma şeridli üniformaları içinde ve mayestroları önlerinde, ciğerleri- nin bütün kuvvetiyle - anladığıma göre Sant Antonyo'nun sevdiği - bir polka üfleyerek mızrkacılar geliyorlardı. Sonra, dört yanında, tören rubalarını giy- miş papaslar bulunduğu ve çeşidli patırdı- Tarla selamlandığı halde Sant' Antonyo, tal- tının üstünde ayağa kalkmış, kolunu halka doğru uzatmış, görünüyordu. Onun hemen arkasından, Sorrente piskı bana bir saygı olarak verdiği izinle, başım açık, elim de bir yanar mum, şarbayın yanında, ben yürüyordum. Arkamız sıra, uray üyeleri, Anakapri'nin ileri gelenleri, hekim, noter, eczacı, berber, tütüncü, terzi ve daha sonra halk, gemiciler, balıkçılar ve bunların kart- K ll ee bi L AĞ lariyle çocukları, en arkada ise beş altı tane köpek, yavrulariyle iki keçi, sahiblerini ara- makta olan birkaç domuz.... Böylece bütün köy dolaşıldıktan sonra alay gene meydana dönüyor ve orada uray tarafından halka Poradizo otelinin pergola- sında adam başına bir libre makarna ve İs- tenildiği kadar şarahlı bir şölen veriliyordu. Saat dörtte San Michele'nin kapıları açılı- yor ve yarım saat sonra da bütün köylüler bahçeyi dolduruyordu: zengin yoksul, kadın erkek, çocuk, yeni doğmuş bebek, çolak, ab- dal, kör, topal, türlü türlü insanlar... ve ken *"_İı!f'î yürüyerek gelemiyenler de sırtta ge tiriliyorlardı. Bahçeye masalar ve mesaların Üzerine de San Michele'nin en iyi sarahın- dan şişeler sıralanmıştı. İhtiyar Pakçiyale, Boldassare, Mastro Nikola durmadan — bar- dakları dolduruyor, Ciyovannina Je Rozina ve Eliza da erkeklere cigara, kadmiara kah- ve, çocuklara pasta ve şeker dağıtıyorlardı. Öğleden sonrası için bana verilmiş olan ban- do ise bir dakika bile susmaksızın yukarı taraçada çalıyordu. Evin her tarafı açıktı, hiç bir şey anahtar altında değildi. bütün — ———————.-.—-—...— değerli şeylerim masalar, iskemleler veya döşeme üzerinde, her vakitki gibi, karmaka- rışık duruyorlardı. Odadan odaya binden fazla insan gezdiği halde kimse bir şeye el sürmedi, hiç bir şey eksilmedi. Çanlar Ave Mariya'yı çalınca kabul res- mi bittiği için herkes el sıkarak, her vakit- kinden dıh.ı güler yüzlü, gitmeğe haşladılar. âır’ıb bu gibi günler için vapılmış değil mi- ür? Bando, gittikçe canlı, köy meydanına döğru yürümeğe başladı. Orada şimdi büyük konser başlıyordu. Rigoletto, İl Trovatore, Gli Ughenotti, İl Puritani, İl Ballo in Masc- hera, birçok seçme Napoli halk havaları, polkalar, mazorkalar, ta saat yirmi üçe ka- dar, biribirini kovaladı ve bu srrada 2000 Ür retlik fişek yakıldı. Gece yarısı resmiğ pro- gram bitmiş, fakat halkın ve handonun ne- şesi tükenmemişti. Kimse yatmağa gitmi- yordu, bütün köy kahkahalarla, şarkılarla, müzikle çın çın ötüyordu. Evviva la gioia! - Evviva il Santol Evviva la musica! (Sonu var)