Sözün gelişi AĞAÇ .. Evimizin önündeki geniş alan- da gökyüzüne doğru yükselen büyük ağaçlar vardı. Büyük an- #em, bunların birkaç tanesini bana göstererek öğünür: — Bunları büyük baban dik- til derdi,. O alanda babam taralından di- kildiğini bildiğim birkaç yemiş a- Bacı da vardır. ve ben, çocuklu- ğumda onların üzerine çıktığım zaman, sevinc duyardım; derdi- ğim yemişlerde büsbütün ayrı bir tat bulurdum. Evimizin önündeki geniş alanı dolduran ağaçlardan birkaçım de- dem, birkaçını babam diktiyse, şüphe yok ki, ötekilerni de başka- larının dedeleri ve babaları dik- mişlerdi. Ben, oraya bir tek fidan olsun dikmek fırsatını bulamadım. Öte- ki dedelerle babaların torun ve oğulları da bu işe yanaşmadılar, Onun için önümü “leki alanda yı- ikılmış, çökmiüş : gaçların yerleri boş duruyor. su gidişle gidersek, benim oğullarım ve torunlarım a- Yanı, belki de, büsbütün boş bula- caklardır. Geçen yıl Elazize, Erganiye, Malatyaya, oradan Sıvasa ve Sam- suna kadar bir demiryolu ve oto- mobil gezisi yaptım. Bir zamanlar köru ve orman halinde bulundu- ğunda şüphe olmayan birçok yer- Ter, çırılçıplaktı. “Çamlıbel” gibi 'ağaçlı adlar taşıyan yerlerde bile Bözüm, gür çam kümeleri görerek serinlik ve sevinç duyamadı. Yer yer korucuklara ve ormancıklara rastgeldiğiniz zaman — anlatıyor- lardı: Buraları büyük - ormanlı mış; fakat baltanın acımak bilmi- yen ağzı bahtsız ağaçları yere ser- miş, ormanları çırılçıplak yayla- lar, ovalar ve kırlar haline getir- miştir. Şu gördüğünüz ağaçlar bir “yatır,, n mezarını — çevrelediği, yahut “Köroğlu,, nun anılarını ta- şıdığı için bırakıldılar. Zavallı köylüler, toprağın al- tnda kemikleri çürümüş yatırla- ra değil de, üstünde yükselen tay- lan ağaçlara bu saygıyı göstersey- diniz ne olurdu? Mve Bundan yıllarca önce bizim bahçede büsbütün kurumuş büyük bir karaağacı kesen bir köylüye İşini bitirdikten sonra: — Dayı, epice yoruldun! de- miştim de şu cevabı almıştım: , — Beyim, bu da iş mi? Biz, bi- zim köyde bir ağacı keseriz, onu yere düşürebilmek için yolunu kapayan on ağacı deviririz de ge- ne yorulmayız! Güzel ağaçlarımızı, türk top- taklarının bu eşsiz güzelliklerini Yök eden bu yanlış kahramanlık kuruntusu olmuştur. Yaşlı yazarlarımızdan Sami pa- a zade Sezai, küçük çamlıca ko- İzularının birkaç — yıl içinde nasıl Yokoluverdiğini “iki yüz elli kuru- Şa bir asır,, başlıklı bir yazısında Yyana yakıla ne güzel anlatır. Yurdun yedi iklim ,dört buca- Ü_ındı böyle nice asırlar iki yüz el- li kuruşa değil de bedavaya yok- olup gitti. Geçmişin bütün bozuklukları- Tu düzeltmek ve onarmak döle- »inde olan bir ulus, artık ağaç de virmemeyi ve devrilenlerin yeri- he yenilerini dikmeyi kutsal bir ödev diye tanımalıdır. M. NURETTİN ARTAM — Mersinde Karpuz bolluğu Şehrimizde bu yıl karpuz pek boldur. Yöre köylerden her sabah Yüzlerce araba karpuz gelmekte, iki gün içinde kilosu beşten iki ve üç kuruşa kadar düşkünlük gös tererek satılmaktadır. (Yeni Mersin) Düşünüşler Hayal adamları Kanağatlarında, hükümlerinde, sevgi ve kinlerinde, hirs ve kız- giınlıklarında şuurlarından dazla hisletinin payı olanlar aramızda ne kadar çok, hiç dikkat ettiniz mi? Böyteleri, en önemli, en haya- tiğ bir mesele üzerinde hüküm vermek, için uzun boylu araştır- mak iüzumunu duymıyorlar, her- hangi geçici ve dar çevreli bir ha. diseden alınmış âni bir intiba on- lara ömürlerince sarsılmıyacak hir kanağat vermeye yetiyor. Bir can kurtaran simidi gibi dört elle sa- rıldıkları, ayak diriyerek müdalfaa ettikleri bir görüş için, size inan. dırıcı sebebler göstermelerini is- teyiniz, sayacakları kanıtların a- cınacak zayıflığı, köksüzlüğü, su- danlığı karşısında bayretten hay. rete düşmekten kendinizi alamaz- SINIZ. Siz tikirler ve prensipler üze- rinde konuşurken onlar size hisle- re hitab eden hadiselerden ve şahıslardan bahsedecekler. Ten- kidlerini bir şuur kalburundan ge çirmeye kalkarasnız kalbur, üstü hiç bir şey kalmadığını farkeder siniz. Bir adam görüyorsunuz ki kayıtsız ve şartsız hürriyete bir ingiliz liberalinden daha tarattar dır. Fakat bu; gene aymı adamın, liberalizmin doğurduğu karteller ve spekülasyonlardan şikâyet et mesine engel olmıyor. Prensiple- rine, onların yalnız İyi ve güzel sonuclarını göz önünde tuttukları için bağlıdırlar, halbuki bugün şi- kâyet ettikleri haller, istedikleri prensipler yeritilse daha tazlala- şacakmış, bunu hiç hatırlarından geçirmezler, Öyle bir devirde yaşıyoruz ki şuura ve pratik düşünceye her za- mandan fazla ihtiyaç var, Herkes, ideal dünyayı hayalinde canlandı- rabilir, fakat bir prensip ele alı- rurken gerçeleşme imkânı ve ve- receği iyi ve kötü sonuclar pratik olarak düşünülmezse, çoğun, boş ve hayal olan ülkülere kendimizi kaptırır, ve enerjilerimizi gene boş bir hayal uğruna harcarız. Bir rejimi tenkid ederken şp veya bu küçük işyarın şu veya bu *kötü hareketini ileri sürenler, için- de yaşadıkları memleketlerin im- kân ve şartlarını düşünmeyen, ve başka bir tejimin, her biri - birer idealist olan bir işyar ordusiyle iş başına gelebileceğini sanan hayal hastalarıdır. Kafasında hayalle hakikatin suurını aşılmaz bir duvarla ayır- muış, hayalini, boş saatlerinde bü- tün eksiklikleri ve kötülükleriyle hakikati unutarak her şeyin gü- zel, her şeyin eşsiz. olduğu ayrı bir dünyada dolaşmak; ve şuuru- nu da dünya işleri üzerinde, haki- katle temasını bir an bile kaybet- meden, düşünmek ve hüküm ver- mek için kullanan insanlar olma- saydı, dünyanın, yalnız hayalle ve hisle yaşayan adamların elinde nasıl korkunç bir kâo içine düşe- ceğini göz önüne getiriyor ve deh şetle ürperiyorum. Hayal adamları için de cemi- yette çalışma sahaları vardır, bun lar, ancak gerçe alanında rol oy- namak istedikleri: zaman zararlı- dırlar. Yaşar NABİ ...-— Zilede bir yangın Zile, 21 (A.A.) — Dün gece saat 23 de bir araba atölyesinden çıkan âni bir yangınla atölye ile üzerindeki bir ev tamamen yanla- rındaki iki evin de bir kısmı yan- dıktan sonra söndürülmüştür. İn. sanca zarar yoktur. İÇ HABERLER Trakyada yurdlandırma | Ürünlerimizin eşsizliğin | Ulusal savga durumu Tekirdağ, 21 (A.A.) — Trak ya ispekter vekili B. Vehbi Demir- el nüfus genel direktörü B. Faik, Bükreş elçimiz B. Hamdullah Sup hi Tanrıöver, yurdlandırma dancış manı B. Hulusi, Mülkiye ispekteri B. Şefik, Edirne ilbayı B. Osman, Kurklareli ilbayı B. Faik dün Mu ratlı'dan şehrimize gelmişlerdir. Kurul bugün il işlerinin randı- manımı incelemiş, ilbayla birlikte yurdlandırma bölgesini gezmiştir. Mersinde yerli mallar satışı Ekonomi ve artırma kurumu ta- rafından getirilen yerli mallar pi yasada iyi rağbet kazanmıştır. Em niyet direktörlüğünce bunlardan bekçilere yazlık elbise yaptırı! ması onaylanmıştır. Kurum kolu tarafından evvelce getirilen ku - maş maliyet fiatı üzerinden sa <" mıştır. Yeniden kumaş satın alın ması ve gene mal olduğu fiat üze rinden satılması düşünülmektedir. (Yeni Mersin) Bir Polonya uçağı Adanadan geçti Ötey gün saat 13,30 da Kon yadan şehrimize Polonya hüküme tine ait bir uçak gelmiş ve uçak alanına inmiştir. Bu uçak Ş. T. A. K.N. marka- h olup fabrika adına propaganda yapmaktadır. Pilot Gesmir Lim - biski ve makinist Edvard'ın güde- minde bulunan bu uçak dün sa bahleyin saat 7 yi 5 dakika geçe Ankaradan havalanarak Konya - ya ve oradan da saat 10,55 de kal. karak saat 13,30 da şehrimize gel- miştir. Pilot ve makinist öğle ye - meği rar alana dönmüş ve 15,30 da Ha- lebe gitmişlerdir. Uçak, Suriye'den Filistin ve Kahire'ye gidecektir Bravo yurdsever Muğlalılara Muğla, 21 (A.A.) — Dün mer- kezden Yerkesiğ'e bir kurul git miş, hava tehlikesi hakkında hal- kı uyandırmış ve bir kaç saat için- de bu ufak kamunda 20 kişi hava tehlikesini bilen üye yazılmıştır. Bisikletçilerimiz Afyonda Afyon, 21 (A.A.) — Memle - ket içinde büyük bir turne yap - makta olan Ankara bisikletçile rinden bq'_k'i:'-l_*k;'v;r_ us dla şehrimize gelmişlerdir. Bisikletçi- ler halkevinin konuğu oldular, Grup Akşehir, Konya yoluyla An- karaya ir. Turne bitin- ce bisikletçiler 3300 kilometre yol almış olacaklardır. , Mersin limanından çıkatımız Bu yılın bereketli ürünü lima- nımızdan her gün dış illere yol - lanmakta Taş iskeleden yollanan ürünümüz iskele yanındaki ura - yın yeni alanınt tamamen doldur- maktadır Geceli gündüzlü boşaltmıya yükletmiye devam edilmekted'.. Her gün limanımızdan dış - illere yeni ürünümüzle dolu vapurlar gitmektedir. (Yeni Marsin) ——— —D ANKARA şehirde yedikten sonra tek. den yurdu faydalan- dırmak için (Başı 1. ci sayıfada) rilmiştir. Sonra meyvalarımızın Jdış pazarlara sevki için hangi yol- lardan faydalanılacağı, navlunlar, frigorilik vagon meseleleri, va- purlara soğuk hava tertibatı me- seleleri uzun uzadıya gözden ge- çirilmiştir. Sevk yolları arasında en fazla göze çarpan üç yol: Kös. tence yoliyle orta ve kuzay Avru- pa pazarları; Triyeste yolu, ve şark demiryollarıdır ki, bu üç yol: dan da faydalanmak için çalışıl- raktadır. Navlunlar en az dereceye in- dirilmiştir. Mısıra yapılacak sevk için kendi vapurlarımız kullanıla- caktır. Deniz yolları işletme yö- netgesi navlunu en ucuz derecesi- ne indirmiştir. Müstahsillerimizle tüccarlar arasında kooperalif ve birlikler kurulması da gözönünde tutulmuştur. Türkofis, bu konu et rafında ilgili tecim odaları ve iç şubelerinden bilge istemiştir. Bir- çok yerlerden bu husus hakkında müsbet raporlar ve cevablar el - miştir. Geçenlerde İstanbuldan hava yoluyla Berlin'e gönderilen çilek- lerimizle, patlıcan ve buna benzer yaş sebze ve meyvalarımızın Ber- Hinde uygur fiatlarla satıldığı ber linden gelen raporlardan anlaşıl - mıştır. Yaş sebze ve meyvalarımı- zın vapur ve vagonlarla sevkinin bu mevsimden sonra başlıyacağı kuyvetle umulmaktadır. Bu işle yıllardanberi uğraşan bir kaç te - cimerde Ofise başvurarak yaptık- ları deneçleri anlatmışlardır. Bu ürünlerin dış piyasalara fazla mik darda ihracı devletlerle yapıl- makta olan görüşülerde müsbet evrelerde devam etmektedir. Üret- meni ve tecimeri şerklendirmek ve işi kolaylaştırmak için önemli ted- birler alınmıştır. Çıkatımızın başlıca maddele- ri olan - ki bunlara anamaddeler de diyebiliriz - tütün, kuru üzüm, kuru incir, zeytinyağı, palamut ve palamut özeti; pamuk ve mağden- ler arasında yaş meyva ve sebzele- rimizin de önümüzdeki senelerde önemli bir yer alacağı ve bu ürün- lerin dış tecim dengemizde büyük bir rol oynıyacağı bir kanaat ha- Tine gelmiştir. Çünkü meyvalarımız ve seb- zelerimiz yoğaltman piyasalarda önürdeşlerine öneylenecek kadar nefis ve eşsizdir. Bizim toprağı - mız ve iklim şarlarımıza, aynı maddeleri başka üretmen memle- ketlerden önce ve sonra fazlaca satmak imkânmı da vermektedir. Bu meyvalar arasında en çok kavunlarımızın büyük bir yer ala- bisikler yarışı l1: — 30 Ağustos utku bayra- mı şerefine ve “ulusal savga yarı « şı,, adile Güneş kulübü tarafın - dan bir bisiklet yarışı tertip edil miştir. Buyarışı başaranlar; bir büyük Güenş kupasile beşi gümüş, ve be- şi bronz madalya ile ödenlene - ceklerdir. Şöyle ki: Birinci gelene Güneş kupası ve bir numaralı gümüş madalya ve beşinciye kadar (beşinci içinde) gene kazanç sırası numaralarile bronz madalya verilecektir, 2: — Bölgelerden gelecek bisik- letçiler ekzersizlerini yapmak üze- ro 20 ağustosta İstanbul'da bulu - nacaklardır. Bisikletçilerin iki ey- lüle kadar yatacakları yerleri ha . zırlanmış olduğu gibi demiryolla. rı ile denizyolları ve vapurculuk sosyetesi vapurlarında ucuz bilet- | lerle gezileri sağlanacaktır. 3: — Yarışa girecekler on sekiz yaşından aşağı olmıyacaktır. Nü- fus tezkereleri; yazılma sırasında yarış düzemi komisyonuna göste - rilecektir. Yazımlar 15 ağustos 939 günü son- orecektir. 4: —İİ bölgelerinden yarışa girecek bisikletçiler 10 ağustos 935 gününe kadar Taksim'de Sıra- sarvilerde 20 numarada Güneş ' lübü başkanlığına başvurmalıdır - lar. Başvurma mektuplarına kart. postal büyüklüğünde ikişer fotog-- raf da ilistirilmelidir. 5: — Yarış uzunluğu: Filyos kumluğundan başlar Florya kum- luğunda biter, 4 Yarış yolu: Kilyos, Büyükde re, Hacıosmanbayırı, Mecidiyekâ- yü, Hürriyet anıtı, Kâğıthane, Süy net köprüsü, Silâhtarağa köprüsü, ha golirie Bdi " Taçı #i yoli, terdar kapı, Floıyı’dır.mw' v 6: — Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Balıkesir, Edirne, Tekirdağı, Kırklareli, Eskişeliir; Konya, Adana, Mersin, Trabzoo, Samsun, Zonguldak, illeri bölge federasyonlarına ve Muhafız Gü- cüne bağlı bulunan bisikletçilerin ulusal savga yarışma girmeleri ri- ca edilmistir. ————— —— cağına kesin olarak bakılmakta - dır. Zira dünyada hiç bir memle - ket bizimki kadar nefis kavun ye- tiştirememektedir. Memleketimiz arsrulusal filok- sera anlaşmasına girmişti. Bunıa ilgililere bildirilmediği söylene - rek Tiryeste limanında mallarımı- za zorluk çıkarılmakta idi. Dış ba: kanlık kanaliyle yapılan girişim - ler müsbet sonuç vermiş ve Tiryes te gümrüklerine gereken emirler Dış piyasalarıfa daima aranan incitlerimiz kuzutulurken BİRASI: Sıcaklarda serinlik, her zaman neşe ve sıhhat verir. gazino, bat çe ve lokantalardan isteyiniz. (Yenişehirde Orduevi bahçesinde ve Orduevi karşısında müb lokantasında husust tertibat ve teşkila tımız herkesi memnun ııde:.) vdisler birliği SAYIFA * sLe ha Ü ye ?t e ei Ğ ç A, Hi e dt 3 4 G K e