27 Haziran 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

27 Haziran 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 öatar e Ca — Alımanya ve sörmülgeler 17 hazirten 1938 tarihli Er Nuvel gazetesinde Piyer Mil bu başlık altın. da yazdığı bir betkede diyor ki: Bir memleketin bir ordusu olduğu saman - hele bu orduya sahib olan mem- deketin başlıca endüstrimi harb endür- trisi ise - bu ordu ya kullanılmak için, yahut da bunu kullanmaden istenilen geyi elde etmek . içindir, bu şekil daha faydalı olur. Birkaç yıldanberi Almanyanın “göz. le görülmiyen,, bir ordusu vardı. Yani Almanya, Jena harbından sonraki - si Daklanma sıyasasımın aynını güdmüştü. Bu sıyasa o zamanlar, abdal bir adam olmuyan Napoleon'u da aldatmıştı. Kim- Geye belli etmeden hazırladığı bu or- du #le Almanya Napoleon'u önce Layp- alg'de, sonra da Vaterlo'da yendi. Ge. ©e aynı tipte, fakat gözle görünür bir gedu ile 1870 de Fransayı yendi. Almanya bugün de gene ayn: şeyi , fakat görünürde cekilerine imetodlarla: başlangıçta bir ertik ordusu; sonma “sekerliğe hazırla- ma,, usulüyle yetiştirilen görünmerz bir gedu; en sonra da, toplanılmış asker- devden meydana gelen ve gözle görülen Bir ordu; yani bir asır önce yapılan şe- ın öndüne geçmenin belki de 1 yoktu: Bir solucanın kafası bar- Sakta kalırsa, bedeni de çabucak orta. ya çıkrwerir; bunun gibi, görünürde artadan kaldırılenış bir ordunur subay- darı, komutanlığı, yani kafası kalırsa bu komutanlık, bu kala orduyu yeni- Gen kurar. Bu — sabayları öldürmenin, #ğılamanın da imkânı yoktu. Bunun adı gekiden olduğu gibi şimdi de Raybhe- wer'dir. Şimdi, bu ordu vardır. O halde ye- miden cöyliyekm: bir orduya malik o. kunduğu zaman bu ya onu kullanmak, pahut da onu kullanmadan istenilen şe- Pi elde etmek içindir. Neyi elde etmek için? diyeceksiniz. Bic yalnız Avrupayı ve Almanyanın Avrupada kaybettiği şeyleri geri al- Mmak istediğini göz önünde tutuyoruz: Şimdilik on yıl için sözü geçmiyecek olan Polonya koridoru, yukarı Silea- Pa. yukarı Adij, Oypen ve Malmedi, Şicevig (bunlar bir şey değil); Alzas boren, ki Lokarno andlaşmasına göre Bundan bahsolunmuyacaktır; Avustur- ya (bu daha ciddidir.) Kısaca, yaprak ypaprak yenecek fakat yaprakları az ve. ya çok güçlükle koperılacak bir engi- Bar! Siz bir enginar yemeğe başladığınız saman ne yaparsınız? — Önce dış yap- saklardan başlarsınız. Almanya için dış yapraklar onun baştanbaşa kaybet- tiği eski sömürgeleridir: Yani birer parçası Fransa'ya geçmiş olan Kame. run ve Togo değil, Afrika'nm, Alman. manyanın elinde iken — ingilizlerce a- lanan doğu ve batı kısımları; Avustu- malya, İngiltere ve Japonyanın elinde bulunan büyük Okan sömürgeleri, Hitlerin bunları düşünmediğini san- mayınız, zaten o bunları Sir Saymen'e #öylemekten de geri kalmamıştır. Nu- wel Depeş gazetesinde B. Mişel Larşen, Almanyanın sömürgelerini yeniden eli. me geçirmenini istiyenlerin başında 6. lan doktor Şne'ye ve ülkenin hakikiğ , ekonomi Füreri olan doktor Şaht'a yor- — duğu bir düşünceye işaret etmekte. dir. “Ortalama bir gelişim evresine gel- miş olan bir milyon kilometre murab- bar bir sömürge devamlı bir surette 100000 veya 200000 — kişiyi işgal eder — we tecim denkleşmesini - yılda 100 ile — 200 milyon arasında iyileştirir. Alman. yanın bu ortalama gelişim evresine eriş. — miş olan sömürgeleri 1914 de $ milyon tilometre murabbamı buluyordu. Alman a"»ld- ULUS K *V7E İngilterenin Almenya ile » yaptığı deniz anlaşmasından sonra — ortaya çı- kan durum hakkında fransız ve İtalyan hükümet sdamlarile konuşmak — üzere Parise gitmiş olan B. Eden'in bu yol- culuğu hakkında frensız gazeteleri u. Mmutsuz yazılar yazmaktadırlar. 21 haziran tarihli La Repüblik ga. zetesinden: İngiliz hükümetinin yabancı dev- ketlerle uzlaşma bakanı B. Eden dün akşam Paris'e geldi. Şahsına karşı du- yulan sempatiye rağmen, Londra de. niz uzlaşmasından doğan sıkıntıyı da- kıtmak için çok çalışması gerekecektir B, Piyer Leaval bugün yapacakları konuşmalarda kendisine, dostça bir a. çıklıkla anlatacaktır ki İngilterenin tek başına — görüşülere — girişmiş olması Fransa'ya da birar bareket özgürlüğü vermektedir. Açık söylenirse, bu demektir ki ken- di gilahlanmamız için ve orta Avrupa, İtalya ve Rusya'yı ilgileyen görüşleri- miz için İngilterenin iznini almayabi. Hirda. B. Eden, herhalde, bunun bir mese- le olamıyacağı, çünkü bütün bu işlerde hükümetinin Fransa gibi düşündüğü cevabında bulunacaktır. Bununla bera- ber böyle dostça sözler Fransanın İn. giltereye karşı sarsılmış olan güveni- ni tekrar diriltmeye yetmiyecektir. Bu güven, ancak, iki hükümet Avrupa me- #elelerinde yeniden elbirliğiyle hareket ettikleri zaman kurulacaktır. B. Eden Paristen Romaya gidecek. Londra'da söylendiğine göre, İngil- tere, B. Musolini'nin yanına en yetkili devlet adamlarından birini göndermek- le her şeyden önce, İtalya . Habeşistan hadisesi dolayısiyle iki memleket ara- tındaki gerginliği giderecek bir nazik harekette bulunmak istemiştir. İngiliz hükümet merkczinde düşü. nülüyor ki üki devlet adamı arasında açık bir izahlaşma belki Habeşistan me- t#clesinin barış yöliyle kotarılmasına imkân verecek veya hiç olmazsa Roma hükümetini, Londra hükümetinin ken- disine karşı dostluğundan bir şey ek. silmemiş olduğuna inandıracaktır. B. Eden, herhalde B. Musolini ile beklediği açık görüşmeyi yapacaktır, fakat İtalyanın Habeşistandaki — istek- lerinin küçüklüğü hakkındaki — ingiliz umudunun yerine geleceği pek kesin değildir. Gerçekten, ingiliz resmiğ çevenleri umuyorlar ki italyan Eritre ve Somali- sinde İtalyaya ekonomik avantajlar ve bu iki sörnürgeyi demiryollariyle biri. birine bağlamak hakkının verilmesi İ- talyayi, bu iki sörmürgesini tehdid al- tında sanmaması için, yeter derecede yatıştıracaktır. Fakat İtalya bu işe şimdiden ciddiğ olarak girişmiştir ve hoşnud olmak için belki de kendisine hakikiğ bir manda verilmesini istiyecektir. B. Eden, bundan başka, ingiliz - al, man eksperlerinin deniz uzlaşmalarının pratik sonucları hakkındaki çalışmala- dır. Bu sömürgeler arasında, ancak bir tanesi böyle bir rol oynayabilir: İkli- mi ve durumu bakımından avrupalılı. rın birleşmesine civerişli olan Tangan. yika'nın yüksek yaylaları. Fakat Tan- ganyika İngiltere'nindir ve onu rahat- sız etmek zamanı daha gelmemiştir. İkinci düşün, açık olan mübalega- Tarına karşın, bütün sosyal devletlerin içinde yaşamak istedikleri ekonomik otarşi dolayısiyle, prensip bakımından döğrüdur. Buna göre, sömlürgeler ana yurdun tecim, endüstri ve tarım bakı- mundan lüzümlü birer ilavesi — olurlar. Bu, eski rejimde olduğundan başka bir şekilde, fakat elde edilen veya edilme. Bi istenilen sonuclar aşağı yukarı aymı olmak üzere, “pakt kolonyal,, e geri dön- mek demektir. Bu fransaya, sömürge- lerinin kendisi için aldığı önemi itiraz götürmez bir şekilde gösteren bir dere- tir. Eden konuşmaları etrafında rının yatıştirlet ödevinde — kendisine yardım edeceğini urbuyor. İngilizler, uzlaşmaların izin verdiği gemilerin yapılmasını oldukça uzun bir zamana bağlıyarak almanların kazancı- Mt azaltmak istiyorlar. Şimdi eksperle- Te esas olan takam 7 yıldır. Bu çalışkan eksper görüşüleri bizi ingilizlerden daha az ilgiler: Londra. daki son görüşülerde en önemli hadise Streza birliğini bozan alman diplomatik manevrası olmuştur. Fakat ingilizler bize B. Eden'i gön- dermekle Almanyaya bir diplometik ut- ku vermek istemediklerini gösteriyor- lar ve onlara ancak teknik — bir kıymet vermek süretiyle uzlaşmaların anlamı- ni küçültmek istiyorlar, Biz, B. Eden'in Paris'e ve Romaya gitmesini ancak bu anlamda hayırlı bir beldek olarak selamlayabiliriz. 23 haziran tarihli Entransijan ga- geztesinde de Gallüs, “Faydasız — bir göret,, başlığı altında yazdığı bir ya. zıda diyor ki: B. Eden, hükümetinin aldığı tavır hakkmda bizi inançlamak gelmiştir. Bunu başaracağa — benzemi- yor. Doğruyu söylemek lüzim gelirse bu iş epiy güçtü. Bize danışmadan A meanya ile yapılan özel bir anlaşmanın, Londra ve Stresada yapılan anlaşmayı bozmıyacağına B. Eden bizi nasıl inan. dırabilir? Zaten bu iş hakkında İngü- teredeki düşüncenin de bizdeki gibi olduğunu anlamak için Londra gaze. telerini okumak yeter. Tayms . gazete- &İ şunları yazıyor: “Hiç olmazsa şekli bakımından, Londra anlaşması, Stre- sa ile başka toplantılarda — konuşulan tek yöney, prensipinden ayrılmıştır., Kvet! itiraf etmek — zorundayız ki fransız - ingiliz yöneyi — bozulmuştur. İşin — doğrusu, İngiltere — doğrudan doğruya karşılaşacağı tehlikeli uzak- için Parise laştırmak çarclerini araştırmaktadır. O- nun için deniz silâhlari hakkında ayrı konuşmalar yapmuştır ve hava silâhla- rı için de konuşmalar yapmağa bazır- lanmaktadır. Kara silâhları onu kor. kutmadığı için, bu silâhlardan hiç bahsetmemektedir. Fakat bizi asıl kay- gulandıran, kara — silâhlarıdır. İşte bu yüzden İngiltere kendi asığlarını bi. zimkilerden ayırmakta ve vaktile ingi- liz bakanlarının imkânsız gördükleri “ayrı kalma,, sıyasasına geri dönmek. tedir. B. Baldvin: “Sınırımız Ren neh- ri Üstündedir,, diyor ve B. Mak Donald, İngilterenin, topraklarımızın güvenli. Zine ilgisiz kalamıyacağını söylüyor- du. Enginlerden gelen rüzgür bize ba. rış için o kadar güven vermiş olan bu sözleri dağıttı. Hitler tarafından, sesinin kısıldığı bahanesile kapmın önünde bırakılan Sir Con Saymen gene onunla görüş- mek için ısrar ettiği zaman biraz kay. gulanmıştık, ama, Stresadaki sözler yüreğimizi rahat ettirmişti. Fakat ne yazık| Birkaç hafta sonra Prens dö Gal Almanyaya, geçmiş günlerin unu- tulduğunu inançlıyordu. O zaman, bir defa için ve kral aylesini, hükümetin işine hiç karışmadan hüküm sürmeğe bırakmak zorunda tutan kuralın tersine olarak Prensin Ffena hesaplanmış — bir söz söylediğini sanmıştık. Bugün ise onun, ingiliz sryasasının — değiştiğini bildirmek işini Üzerine aldığını anlı- yoruz. Seçim işleri bu değişiklik üzerinde ne dereceye kadar etki yaptı? Bunu kesin olarâk belitmek güçtür. Kesin olan İngilterenin, rahatça hüküm sür- mek için Avrupadaki kuvvetleri biri- birinden ayırmak yolundaki eski oyu. nuna yeniden başladığıdır. Tanrı İzin wersin de, İngiltere günün birinde bu yüzden acı acı eseflenmesin! İngiltere — Bana “dörtler anlaşması, bavasımı çalsanız a! (La Repüblik, Paris) Zaten - bunu iyice göz önünde tu- talım -, yaptıkları düşünlerde Şaht ve Şne fransız sömürgelerinin — örneğini göz önünde bulundurmuşlardır. Bun. dan daha açık bir şey yoktur, çünkü harbdan önce 3 milyon kilometrelik yer kaplayan alman sömürgeleri, on. ların bahsettikleri “ortalama gelişime, varmış bulunmaktan çok uzaktı. Büyük Okan üzerindeki sömürge- ler hiç gelir getirmiyorlardı. Afrika nın doğu ve batısındakilerin verdikle- ri fayda pek büyük değildi. Togo ve Kamerun bunlara göre biraz daha fay. dalıydılar ama çok değil. Bütün bu sö. mürgeler 500.000 işsizi yaşatacak ve yarım milyar marklık bir tecim doğu- racak balde değildiler. Anayurdla alış veriş yapan sömür- Ne için? diyeceksiniz. Çünkü bunlaı: dan, kuzey Afrikası — gibi olanlarda 1.200.000 avrupalı ile 12 milyon yerli, Çin Hindistanında da 20 milyon yerli vardır. Üretim ve alış veriş nüfusun çokluğu ve bu nüfusun yaptığı çalışma nisbetindedir. — — * Şu halde, bir harb olur da Almanya bunu kazanırsa, Fransa'dan yalnız AL sas . Loren'i değil sömürgelerini de alacak ve İtalyanın sömürgelerini de ele geçirecektir. İngiltere'den ise şüp- hesiz, işe yarar görünen güzel Tangan- yika'yı alacaktır. * İşte, düşünmemiz gereken — budur. Her şey on yedinci ve onsekizinci asır: daki gibi, Avrupa devletleri - “armud sapları, için döğüşürlerken İngiltere. nin, kimse sesini çıkarmadan — zengin liğini ve büyüklüğünü sağlayan uzak geler arasında yaptığı iş üçte bir nis- || toprakları ele geçirdiği ramanlarda ol- betini bulanlar fransız sömürgeleridir. duğu gibi, olup bitecektir. Ğ 27 HAZİRAN 1935 PERŞEMBE Konuşmalardan — sonra B. Laval'iz gazetecilere okudu,; lar : bildiriğ şud “İngiltere ile Almanya — arasında yapılan deniz anlaşması hakkında B. Edenle, faydalr görülen bütün şeyleri konuştuk Bundan sonra — şimdiki durumun ortaya çıkardığı Avrupa me. selelerini ele aldık ve son Üç şubat ta- nihli Londra bildiriğine dayanarak, hükümetlerimizin yapacağı iş birliği- ne verilecek şekli gözden geçirdik. Londrada konuştuğumuz ve yalnız bizi değil, Avrupadaki başka hükü. metleri de ilgilendiren bütün mescle- leri kotarmak için pratik çareler bul. mak, bize Hüzumlu göründü . B. Eden, yaptığımız konuşmaları hükümetine bildirmiştir. Romadan dB nerken, kendisile yeniden konuşaca- ğem. -*B, Eden ve ben, Fransa ve İngilte. renin birge olan şu ödeve bağlı kal- maları gerektiği hakkında uyuştuk: Birge güvenliğin örgütlenmesi suretile Avrupa barışının kurulmasına en sıkı bir şekilde çalışmak arsıulusal Alman görüşü —H Edenin yeni yolculuğu dolayısiyle 22 haziran 1935 tarihli Berliner Tage. blat gözetesi yukardaki başlık altında Yazdığı bir yazıda diyor ki; « Bize öyle geliyor ki, Bay Edenin bu defa batının hükümet merkezlerin- de yapacağı diplomasi türnesi üzerin- dokt yıldız, kendisini Moskovaya kadar götüren yıldızdan bambaşkadır. İki de- fadır, mukadderat ile bağlı bir mesele. yi bavulunda götürdü; fakat, mesele o zamankinden büsbütün başka bir biçi. me girmiştir. O zamanlar, sonradan Stresada kararlaştırılmış olan bir sıya- sanm yeritilmesi düşünülüyordu. Eğer Edenin bugünkü göretinin karakteri değişmiş bulunuyorsa, bunun da sebebinin bir kısmı, Romanın Tuna konferansı henüz daha sağlam bir ka- zığa bağlanmamış ve bâtıda düzelecek olan şeyler henüz daha yapılmamış ol. “düğu halde, geçen ayine içinde bitirir lemiyen bir çok işlerin, önemli bir tu tarda başarılmış olmasında aramak V8. zımdır. Bay Eden bu geri kalmış olan işleri de düzeltmek istiyor. Pransızla. rın yalnız bir taraflı olarak güvenlik kurmak düşünceleri, önceleri de söy- lendiği gibi, Almanya üzerinde baskı yapacak biçimde çok önemli ve esaslr bir ilerteyişle hızlandı; fransızların is- tedikleri de zaten her vakit bu idi ve ingilizlerle elele vererek çalışmak ve ingilizlerin silâhlanma fikirlerine uy- mak içinber zaman ileri sürdükleri şartlardan biri de bu olmuştu. Halbuki bugün yepyeni bir durum daha şimdiden baş göstermiştir; batı gözü ile bakılınca, bu durum, her ne o. Tursa olsun, Edenin bu yolculuktaki gayeleri üzerinde kesin olduğu kadar yatıştırıcı bir etki yapacak ölçüdedir. Fakat buna şimdi bir de alman ini. siyatifi katılmıştır. Bu inisiyatif çok mutlu bir inisiyatiftir; çünkü kendisi- le birlitte daha bir tanesini ortaya çı- karmıştır. Bu da alman - ingiliz deniz görüşmeleri işidir. Bu iş iki hafta için. de bitirilmiştir; halbuki eskiden son. suz ve yıllarda süren görüşmelere lü- zum gösterir ve sonunda, andlaşmayı yapanlardan biri veya öbüründe bir tat- sızlık etkisi bırakırdı. Bu suretle, Av- rupanın, alman gayeleri üzerinc, ister kötü niyetle isterse içtemlikle çöktür. düğü güvensizlik ve şüphe dolu sis or. tadan kalkmış oldu. Biz, gayet pratik düşünülmüş ve baştan aşağı gerçeistçe olan bit andlaşma yaptık ve bunu ya- parken de, ortalığı toza dumana boğun istekler ileri sürmedik. İngilir silâhla- rinın ölçüsü ile kendi silâhlarımızın öl- çüsü arasında her vakit için ve durlu olmak üzere bir uza bulunmasını biz kendimiz istedik. Bir noktayı fransızlara hatırlatmak isteriz. Fransa dış işler bakanlığı, ana- macılığı üsnomal olarak kuvvetli, çok yüksek kapasitede işyar ve diplomasi sanatının bütün incelikleri ile çalışan yönetmenleri olmakla tanınmıştır. Fa- kat, güttüğü alman sıyasası ve yalnız son beş yıl içinde dr alsa, fransız kabi- nesinin sıyasal bakımında, tarih, bu ge- çen beş yılın kaçırılmış, hircok fırsat-

Bu sayıdan diğer sayfalar: