U SAYIFA 4 utaym dünkü toplantısı (Başı 1 ci sayıfada, işletilmesi ile kaplıcalar kurulması evek- teik işleri etüd yönetgesi kurulması, mağden tetkik ve arama enstitüsü ku - Yulması, Bayındırlık Bakanlığı örgüt ve ödevleri kanununa ek kanun projeleri bulunmaktadır. Ankara'da kurulacak Dil, Tarih ve Goğrafya takültesi hakkındaki kanun O projesi görüşülürken Kültür Bakanı - muz Saffet Arıkan (Krzincan) demiştir bi — Arkadaşlar, Atatürk'ün yüksek Gehasından doğan ve kendi kutlu elile yaratılan tarih ve dil hareketi, bunlara bağlı olan arkeoloji ve cografya bilgile- —— Hi için Ankara'da bir fakülte açılacaktır. Bu fakülte bu limleri öğretecek, Ürete- #ek ve mümkün olan kma bir zaman zar- fanda ilim dünyasının göszü önüne bu gerçek hakikatları sermeğe çalışacaktır. Yalnız bu fakültenin açılması — için bakanlık evvelce 250 bin Hralık bir tah- nisat istemişti. Fakat bu 150 bin lira ola- rak kabul edilmiştir. Bu azad devresin- Ge Bakanlık bu para !le bu işi çevirmek İmkânmı göremezse o zaman sizden İca- — Beden parayı istemek hakkınr şimdiden muhafaza ettiğimi arzederim. vi K z B Diğer bususlar hakkında esbabı mu- — Gfbede küfi izahat vardır. Kanunun bu Güretle kabullinti rica ediyorum. t Bunlardan başka Etibank kurulması, “ Yürkiye Tarım Bankasının ipotekli ve gencirleme tarım alacakların bölülendi. gilmesi, Posta ve telgraf ve telefon yö - netgesinin örgüt ve ödevleri, Türkiye - İngiltere arasında yapılan tecim anlaş- masının onaylanması kanun projeleri de bulunmakta idi. Bu projelerin kabultinden sonra baş- Ban Abdülhalik Renda Üzerinde görüşü- İecek madde bulunmadığını bildirmiş ve bunun üzerine Kütahya Saylavı Receb Peker ile Antalya saylavı Cemal Tunca tarafından verilen şu dilerge okunmuş- tar: Sayın Başkanlığa, F Sayın Kamutay üyelerinin anasal ha. Büunumuzun 14 üncü maddesindeki ödem kalmamanızı diler, her birinizi ayrı ayrı «andan ve saygı ile selâmlar ve Kamuta- ya bir birinci teşrinde toplanmak üzere toplantıya son veriyorum. (Alkışlar). Sarrı İçöz (Yozgad) Atatürk'e say- tiştiren kısım vardır ki 2 senelik kısmı — orta okullara ve 5 senelik kışmı da ens- titü gibi sanat okullarına öğretmen ye - tiştirmektedir. Buraya girmek için ene- titüyü bitirmek Kâzımdır. Bu yıl açılmış — olan bu kısımda 45 talebe vardır ci şim. di ikinci sınıfa geçmek üzeredirler. Sı- naçlar çok iyi sonuçlar vermiştir. Kız enstitüsü gerek yaptsı, gerek öğ- — zetme üsülleri, gerek öğretim aylesi ba- kımından memleketin övüneceği ve pek az yabancı memleketlerinde eşine ratsla- — ULUS, hazırlanan AN- KARA TELEFON REH - — BERİ için ilânlar alma - “a başladı. B. Benesin Moskova yoleculuğu La Repüblik, Paris — 9.6.935 Fransız dış bakanı sövyetlerin baş- şehirine gidip Fransa ile Sovyet Rusya arasındaki yakınlaşmayı — nasıl berkit- tiyse, B. Lavalden bir ay sonra B. Be- nes de Moskovaya giderek Çekoslovak- ya ile Sovyet Rusya arasındaki yakın- laşmayı berkitmiştir. Böylelikle Avrupa'nın kuzeyinde, dostlukların ve dayanışmaların yeni bir denkleşmesi kurulmuş oluyor. On yıldan fazla bir zamandanberi, Fransa gibi Çekoslovakya da Sovyet Rusyadan az çok çekinmişti. Çekoslo- wakyanın Rusyaya karşı aldığı soğuk tavır bizimkine göre daha kuvvetli idi; çünkü, 1934 te, Çokoslovakya Rusya ile resmiğ ilgilet kurmamıştı. Gene on yıldan fazla bir zamandan- beri sovyet yönetmenleri Almanyaya dayanmışlardı. Sovyet Rusyadan yana karanlık düşünceler beslediğinden şüp- helendikleri Polonyaya; yeni rus reji. mine düşmanca bakrp ondan eski reji- min borçlarını İstiyen Fransaya karşı Çiçerin Rapallo'da almanların kartını oynamıştı. Ve o zamandanberi Alman — Söyyet dayanışması, Avrupa diplo- masisinin başlıca etkelerinden biri ol- mnuştu. Ulusal - sosyalizmin ortaya çıkma- sı, bu durumu altüst etti. Nazi şeflerin antibolşevik diyevleriyle, B. Rozen- berg'in ileri sürdüğü (doğuya doğru yayılma) plânlariyle, birdenbire AlL- man — Leh paktının yapılmasiyle, al- man süel küvvetlerinin yeniden kurul. masiyle, sovyet yönetmenlerinin gözle- ri açıldı. Birkaç franmız devlet adamı 1932 ve 1933 — ten başlayarak, uzgörü ile hare- ket edip Fransa ile, kayguya düşmüş olan Rusyanın yakınlaşmasını hazırla- dılar; 1932 sonunda İki memleket arâa- sında bir saldırışmama paktı yapıldı ve 1933 de B. Litvinol'un Peristen ge- gişi sırasında B. Pol Bonkur, Rusyanın uluslar cemiyetine girmesi fikrini or- taya attı. Çekoslovakya da Avrupa sıyasası- nan İüzumlarını eyice hissederek bu ba- reketin peşi sıra geldi. Birkaç daya- nıya karşın, B. Benes memleketini SBovyet Rusyaya yakınlaşma — yolunda yürüttü; temmuz 19833 te sovyetlerin komgşularıma önergedikleri ve saldırga- nın ne olduğunu açıkça anlatan paktı Londrada imzaladı; ertesi yıl B. Bartu ile beraber, Sovyet Rusyanın uluslar cemiyetine girmesi için başlıca çalışan- Yardan biri oldu ve Moskova ile Prağ arasında resmiğ — diplomatik — ilgileri kurdu; 1935 te biribiri arkası sıra iki memleket arasında bir tecim anlaşma- siybe bir saldırışmama paktı imzalandı ve 16 mayısta Fransız — Soövyet anlaş- ması örnek tutularak, Çekoslovakya ile Sovyet Rusya arasındaki karşılıklı yer- dım paktı imzalandı. Çekoslovakya dış bakanının bu yolculuğu bu anlaşmayı parafe etmek imkânmı B. Litvinof'la B. Benese ver- mekle beraber, iki memleket arasında böylelükle kurulmuş olan dostluğu ber- kitecektir. Ulusal - Sosyalist basın Çek — Sov- yet yakmlaşmasında bir saldırış niyeti bulmak için boşuboşuna uğraşıyor ve yet Rusya'nın, ne de Çekoslovakyanın hiç kimsenin zararmma olarak yayılmak niyetleri beslemediklerini hiç kimse bilmezlikten gelemez ve tersine olarak, Çekoslavakyaya karşı olduğu gibi Sov- yet Rusyaya kargı Berlinden biz höt- lem yükselmekte olduğunu herkes bi- lir. Bu hötleme karşı bir barış duvarı çekmek için bir taraftan Fransa ile Sovyet Rusya ve öte taraftan Çekosla- vakya ile Sovyet Rusya arasında, elust- lar cemiyetinin çerçevesi içinde, iki karşılıklı yardım paktı imzalanmıştır. Bu paktların daha geniş bir güven- lik sistemi içinde yapılmaması ne Pari- sin, ne Pragın, ne de Moskovanın yü- zünden olmuştur. Önce düşünülen şekliyle doğu pak- fanın ortaya konulmasına razı olmayan, Almanyadır. Almanya için, bu red üze- rine yeniden dönmek zamanı gelmiştir. Bundan birkaç gün önce B. Laval, Paristeki alman elçisi B. Köster'e, al- man diplomasisinin, Stresa konferansı sırasında B. Bitler tarafından ileci sü- rülen saldırışmama paktına ne gibi bir şekil vermek istediğini sordurdu. Almanya, kendisinden gelecek müs- bet bir. cevabın Pariste olduğu gibi Moskova ve Pragda da büyük bir hoş- mudlukla karşılanacağına inanabilir. Dışarda almanlık birliği kongresi “Daşarda almanlık için ulusal bir- Hik,âin Si inci kongresi, Dr. Steyna- her'in başkanlığı altında, Doğu Prus- yasında Königaeberg'te toplandı. Bu koöngreler her zaman bir sınır şebrinde yapılır. 19831 de Eks La Şe- pel'de, 1933 te Passo'da, 1934 te Trev"- de Sar'ın karşısında toplanmıştı. Kon- gre, bu yıl da, (Alman şövalyelerinin on üçüncü asırda kurdukları Memel) © yakın bir yerde toplanıyor. Doğu Prusyasının seçilmesi anlam- lıdır. Polonya koridoriyle ana yurddan aytılmış olan bu ile gelen Hitlerci gençler Marinburg'ta eski bir alman şa- tosunda toplandılar. Kongre işleriyle uğraşanlar genç almanlara Doğu Prus- yasının bugünkü dürümunu — tanıtmak istediler. Onlara hatırlatmak istediler ki bu tarihi topraklar bütün — ortaçağ zamanında Slav topraklarında almanlı ğin uzanmış kolu olmuştur. Königsberg'te, şehrin dar sokakla- rında asılmış ilan ve bandlar kongre- nin anlamımı bildiriyorlar : “Biz yüz milyon nüfusluk bir ulu- suz. Almanya yalnız Alman İmpara- torluğu denilen yerden ibaret değildir, Üzerinde almanların oturdukları bütün yerler, alınanca konuşulan, almanca dü- şünülen bütün yerler almandır. Alman. yanın içinde yabancı devletler uyrusu olan bütün almanlar da vardır. Bir Çekoslovak, Yugoslav veya Ma- car ulusu var mıdır? hayır. Yalnız bu adı taşıyan devletler vardır, bunların içinde çek, slovak, sloven, bırvat, ma- car ve alman uluslarından insanlar bu- dumur. Merano (İtalyada) ve Memel alman şebirleridir. Yabancı memleketteki al. man bir yabancı değildir. Alınan ya- Baner bir pasaport taşısa da gene al- man kalır. Bir alusu kat, ırk ve — dil meydana getirir., Köongrenin ilk günü alman eğitimi Üzerinde konuşmağa ayrılmıştı. alman kültür bakanı B. Rust'un bir söylevin- den sonra Almanyadaki ve — yabancı memleketlerdeki alman kurumları şöy- le bir karar kabul ettiler : “Alman hayatımıı esası Cermenizin dir. Bütön alman gençliği cermanizm eğitimi almalıdır. Almanya'da — yalnız üçte ikisi bulunan alman ulusunun örel durumu, sivil eğitimin ulusal eğitimle bürtünlenmesine engei olmaktadır. Bütün memleketlerde, sivil eğitim. den ayrıca bir ulusal eğitim verilebilmesi hi istiyoruz. Bu eğitim ancak ana dilde ve almanlar tarafından verilebilir. Birçok ülkelerde bu ülkünün ger- çeki ine imkâi ğ l rin kaldırılmasını istiyoruz.., Fölkişer Beobahter bu kongreye büyük bir betke ayırmıştır. Ulusal — Sosyalist partinin resmiğ organı, Ka- nada'da Yacgucas Cartier bayramlarını ve bazı Leh diliyle yayınları misal gös- tererek diyor ki: “Königeberg toplan- tısı, Avrupanın birçok memleketlerin- de yaprlan buna benzer — örgütlerden başka bir şey değildir.,, Tan'dan RLA b i Yabâncı_gazeteleydeîlîudu Yunanislan seçimi Lö Mesaje Daten, Atina — 10.6.935 Dünkü gün, bükümetin parlak ut- kusiyle bitmiştir. — Ulus, kendisini mart kargaşalığında harekete getiren aynı hamle ile, enkede bulunan Hıyasa adamlarına, yani kanuniğ — düzenliğe, süküna ve çalışmaya doğru koşmuştur. Bu gösterinin anlamı Üüzerinde yanıl- mak imkânı yoktur. Bu, nasıl olursa ol- sun bütün anomal girişimlerin — kesin olarak kasanması — demektir. — Kırallık fikri üzerinde speküle edebileceklerini sananlar savaştan ezilmiş, yok olmuş bir halde çıkmışlardır. B. Metakaas, ön- ceden kendisinin dağıtacağını söyledi ği parlamentoya yarım düzine — parti- zan bile getirememiştir. Gerçek, kıral- lıktan yana olanların, haikın hoşlandı- ğını sandıkları bir fikri sömürmelerin. de bundan daha kötü bir sonuç düşü- nülemezdi. Asıl inandığı şeyler ne olursa öl- sun, ulut çok kesin bir şekilde, rejim meselesini seçim terarisine atmak isti- yen aryasa adamlarının peşinden git- meğl reddetmiştir. Başbakan bu adam- laza, böyle bir girişimin tehlikelerini anlatmıştı. Onlar dinlemediler. Fakat besablarında aldandılar. Rakamlar ga- yet açıktır. Atinanın 21 inci seçim böl- gesinde hükümetçiler 253, kıralerlar 68; S7 inci bölgesinde hükümetçiler 943, kıralcılar 110; 60 incı bölgesinde bükümetçiler 289, kıralcılar 143; 30 un cu bölgede hükümetçiler 289, kıralerlar 87 oy almışlardır. Her tarafta, aynı bü- yük ayrım göze çarpmaktadır. Böylece birinci bir mesele kotarıl- mış ölüyor. Fakat oylarını hüküme- te vererek, büyük ulus yığını, 8 martta Yunanistanı en tehlikeli serüvenlerden birine atan kargaşacılara — karşı olan hoşnudsuzluğu da göstermiş; kargaşar ya karşı durup onu memleketin en az garar göreceği şekikle bastrranlara o- lan güvenini yenilemiş ve iki yıldan beri müsbet sonuçlarla yeritilen ulusal kalkınına programını onadığını bildir- miştir. Dün akşam B. Çaldaris gazetecile- re, bundan sonra parolanın (çalışmak) olacağını söylemiştir. Gerçek, ulus a- cıklı bir şekilde yarıda — kalan kalkım- ma işine devam edebilimek için, barışa, düzenliğe ve rahata susamış olduğunu göstermiştir. >. Çin - Japouya 7 baziran 193$ tarihli Mançester Gardiyen gazetesi (Japonya ve Çin) Başlığı altında yazdığı bir betkede di- yor ki: Bir japon dış bakanının tuttuğu yol, gök defa örnek tutulacak ve kıskanıla- cak bir şey değildir. Çünkü bu bakan, bir taraftan bir ülke için dostça uzun üzadıya sözler söylerken Öte taraftan japon ordusunun o ülkenin toprakları- nı birdenbire bürümeğe kalktığı görü- Tebilir. Bu yıl iki defa, ikinci kânunda Carhar'da ve şimdi Peking'de Mancu- kuo'daki Kuantung ordusunu Bay Hi- rota'nın elma arabasını devirdiler. Bu defa da tam japon dış işleri ba> kanı Çin ile dostça geçindiklerini bal- landıra ballandıra anlaturken ordu Pe- king'e bir nota gönderdi. Bu notada 1933 te yapılan Tangku bırakışmasının bozulduğu ve nötür bölgelere tataşıl- dığr bildirilmekte, bana bir çare bulun- mayacak olursa o zamarnı harekete geçi- leceği hötlemi savrulmaktadır. Tangku bırakışması, gayet karma- karışık bir belgedir ve ne zaman sücl bir harekete geçilmek istenirse bundan bahane çıkarmak imkânı vardır. Bay Hirota, Çin ile dostluk göste- rişleri yaptıktan sonta Peking'de bir elçilik kurdu; bu suretle Çin kamoyu- nu da yumuşatmıştır. Fakat ordu, er- kinliğini ele alarak harekete geçmiştir. »— Eğer Japanya bugüne kadar güt- müş olduğu sıyasanın dilediği amaca varacağından şüphe etmekte ise ordu- nun bu hareketi, başka bir yöne yönel- mek için kendisine yardırac: olacastır. | SPOR 15 HAZİRAN 1935 CUMARTESİ Atatürk koşusu yarın koşuluyor Yarın ilkbahar at yarışlarının soa günüdür. Programda her hafta olduğu gibi beş koşu vardır. Fakat bu beş ko - Şunun biri yani Atatürk koşusu meml)- ketimizin cn büyük koşusudur. Bu yarış hakkında okurlarımızı birar aydınlatmak isteriz Atatürk koşusu memleketimizde doğ- muş arıkan ingiliz erkek ve dişi taylat içindir. Uzaklığı 2400 metre ikramiye si 4325 liradır, Atatürk koşusu ilk defa 927 yılında yapıldı. O zaman arıkan ingilir at ve kısrakları içindi. Yani koşacak atların memlekette doğmuş olması ve 3 yaşhı ol- masr gibi sartlar yoktu. Çünküü henöz bu nesli kendimiz yetiştirmeğe başla - mamıştık. Yabancı memlcketlerden sa- tın aldıfımızcaygır ve kısraklarla elde ettiğimiz taylar koşacak çağa geldikten gonra yani 1932 yıkndan başlıyarak Atatlirk koşusu 3 yaşlır yerli arılean ingi- liz taylara ayrıldı ve iİkramiyesi fazla « Taştırıldı. En büyük koşumuzu — kendi topraklarımızda kendi elimizle büyüttü- ğümüz yavrulara ayıran yüksek yarış ve uzlatım komisyonu yarışerlığa en büyük yardımlarından birini yapmış oldu. Şimdiye kadar yapılan Atatüri ko « şuları şu sonuçları vermiştir : 927 yılında ilk koşuyu B. Ali Muhit» tin'in Neriman ismindeki kısrağı kazan- dı. Cokeyi B. İhsandı. 928 yılında B. Atıf'ın Primerolu kazandı, cokeyi Yula, 929 yılında B .Celâl Bayar'ın Kap Gri - nesi kazandı cokeyi Klark, 930 yılında General İsmet İnönü'nün Olgosu ka - zandı cokeyi Harvat, 931 yılında B. Yantesin Jön Türkü kazandı cokeyi Şae ley, 932 yılında B. Akif'in Lâlesi kazane dı, cokeyi Horvat, 933 yılında Karaca - bey barasının malı olan dört tay koştu ve binicilik oktlu talebelerinden Naz . minin bindiği Özdemir birinci geldi. 934 yılında B. Salih'in Ecesi kazandı, c0 » keyi Paul idi. Bu yıl dokuzuncu Atatürk koşusunu koşacak beş tay vardır. Bunlar Bay Alımet ve Pikret'in Tomru, Erol, Do « ğan ismindeki üç tayı hc B. Şevket'in In tırancası ve B. Rüstem'in Aşiretidir. Şimdiye kadar yaptıkları koşularda Bro- lün bu uzaklıkta önürdeşlerine üstün ok duğu anlaşıldı. Erolun yarın, çok - koşu umuyoruz, İngiltere'de derbi koşusunu, Fransa- da Paris büyük ödenini kazanmak © memleketlerin yarışcıları için, dolgun ikramiyelerinin çok Üstünde, bir şeref- tir. Memleketimizde de her atçı Atatürk koşusuna bir at hazırlamak ve kazan « mak gayesir; gütmelldir. Büyük kurta. rıcımızın ismi ile yapılan bu koşuyu ka- zanmak şerefi bir türk at sahibi ile bir türk cokeyine düşerge oldukça göğsü « müz büsbütün kabaracaktır. Beşiktaş takımının maçları Şehrimizde iki maç yapacağını düna kü sayımızda da yazdığımız Türkiye saat dokuzda Ankaraya gelerek ilk ma- ginı saat 17 de Ankera Güciyle yapa- caktır. Beşiktaş takımı durakta şehrimizin bütün sporcuları ve mızıka tarafından karşılanacaktır. Bisiklet yarışr Ankara Bisiklet kurulundan: Otomoto bisiklet acentası tarafımdan yarın sabah saat 8 de İş Bankası önün- den hareketle Ankara — Kalecik gidip gelme 148 kilometrelik bir yarış tertib edilmiş ve yönetimi kurulumuza veril « miştir. Yarışta kazananlara bu acente tarafından kupa ve madalya verilecek- tir. Yarışa gireceklerin saat 7,30 da ha- zar bulunmaları rica olunur. TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazrılınız