9 HAZIRAN 1935 PAZAR ULUS K SAYIFA 5 DIŞARDAN GELEN SON DUYUKLAR Kanunun dayanmakta olduğu | YUNANİSTAN'DA: Yeni fransız kabinesi (Başı 1 inci sayılada) “— Hükümet spekülasyonla savaşmak ve frangı korumak için kurulmuştur. Cumur Başkanının gağrısını kabul etmekle ödevini yapan kabine, iş görebilmek için geniş araçlar istemektedir. Par- lamento, sunduğumuz kanun pro- jesini kabul etmekle bize bu araç- ları vermiş olacaktır. İstediğimiz yetkiler ülkenin sıyasal kuramına uygundur ve bu üsnomal şartlar içinde onun devamını sağlamak için istenmektedir. Ulusal varlığı korumak istiyen parlamento bir çok ve daha az karışık zamanlar- da da bu yetkileri vermiştir. Fran- gi tehdid eden biricik şey, finan- y sal durumumuzdur. Altın stoku- muz, frangı her saldırıma — karşı koruyacak kadar yüksektir. Fran- giı, ancak çok ağır bir büdce açığı- nın devamı ve piyasadaki paranım gekilmesi sarsabilir. Devletin im- zasma saygı, paramızım değerini koruma yolundaki kuvvetli dileği- nizi vereceğiniz kararla — göster- meniz gerektir. Saypaları kısmak, | yolsuzlukları kaldırmakla kalmı- yarak ulusal ekonominin kalkınma f Ekincilerin, tecimerlerin, en- İ düstricilerin mallarının sürümü sağlanmalı, arsıulusal alış verişi kolaylaştırmalı, ana yurd ile de- nizaşırı sömürgelerimizi biribiri- ne bağlayan araçlar artırılmalı, işsizlikle savaşımız daha pratik a- tanlarda devam ettirilmeli; genc- İ lere iş bulmalı ve her yurddaşa yenilenmiş bir ekonomi sistemin- de emeklerinin tam karşılığını bul- mak fırsatını vermeliyiz.. Bütün | bunlar, parlamento ile hüküme- tin elbirliği göstermeleri gereken geniş bir meseledir. Fransa ençetin durumlarla karşılaşmış ve bunlardan ulusal heyecanı ve eski savaşçıların gü- zel bir örneklerini gösterdikleri birleşme ve anlaşma duygulariyle kurtulmuştur. Bugün acunun bakışları üzeri- mize çevrilmiştir. Şeref ve kredi- mize el sürdürmiyeceğiz. Baysal- lık ve barış sıyasası olan dış siya- samız,eğer siz gevşek davranır- sanız tehlikeye düşecektir. Bunu hiç bir zaman istemiyeceğinize inanıyoruz. Dün akşam size sunduğumuz İ kanun projesi, frangı korumak ve spekülasyonla savaşmak için hü- kümete geniş yetkiler bağışlıyor.,, sebebler arasında, bu projenin par- lamentonun esaslı haklarına iliş- mediği de vardır. Proje bir mad- deliktir. Paranın değerden düşmesinin önüne geçmek üzere sena ve par- lamento, hükümete 31 ilk teşrin 1935 tarihine kadar, frangı koru- mak ve spekülasyonla savaşmak için kanun hükmünde birer karar ile her türlü tedbirler almak yet- kisini vermektedir. Bu kararlar 1-1-936 dan önce parlamentonun oyuna sunulacaktır. B. Laval üsnomal yetkiler hak- kındaki projenin hemen görüşül- mesini istemiş ve finans komisyo- nunun bunu gözden geçirebilme- si için toplantının saat 21 e kadar geciktirilmesini önergemiştir. Finans komisyonu yetki projesini onayladı Paris, 8 (A.A.) — Parlamen- to finans komisyonu hükümete üsnomal yetkiler veren projeyi 14 de karşı 19 oyla onaylamıştır. Ko- misyon üyeleri B. Laval'le, finans bakanı B. Renye'nin izahlarını dinlemişlerdir. Sena kabine ile beraber Paris, 8 (A.A.) — Sena, dün akşam tüze bakanı B. Berrard'ın okuduğu kabine bildiriğini dinle- miştir. Bugün de hükümete üsno- mal yetkiler verecek olan kanun projesini gözden geçirecektir. Ka- nunların kabulünde senanın kabi- neye destek olacağı anlasıiryor. Sena — tükel yetki projesini kabul etti Paris, 8 (A.A.) — Sena — hükü- metin istediği üsnomal yetkiler projesini 15 oya karşı 233 oy ile kabul etmiştir. Yeni finans bakanının diyevi Paris, 8 (A.A.) — Yeni finans bakanı B. Renye, işine başlamak üzere bakanlık dayresine geldiği zaman şu sözleri söylemiştir: “— Buraya güç, fakat evgin bir iş görmek üzere geldim. Her şeyden önce acele meseleleri göz- den geçirmekliğim gerekiyor. Bü- tün meselelerden önce frangın sağlamlığını sağlamağa çalışaca- ğım, çünkü bu sağlamlık memle- ketin güvenliğinin başlıca etke- lerindendir. Borsada durum Paris, 8 (A.A.) — Borsa; yeni kabinenin kurulmasını, — ulusal fransız fondoları üzerine yüksek B. Çaldarisin Piredeki söylevi Atina, 8 (ALA.) — Atina ajan- sı bildiriyor: Pire halkı dün akşam, seçim söylevini vermek üzere gelen baş- bakan B. Çaldaris'i büyük bir gös- teri ile karşılamıştır. Şarbaylık tiyatrosu alanı ile Konstantin bul- varını halk arasında, ve buna ya- km sokakları dolduran halk ara- sında, Pire banliyösünün göçmen uramlarından, bayrak — ve mızıka ile Çaldaris'in resimlerini taşıya- rak gelmiş olanlar dikkate çarpı- yordu. Başbakan ayrışıkların aldığı duruma karşın hükümetin yaptığı işleri izah ettikten sonra azı hare- ketinden ve bunun kötü yankıla- rından, hükümetin aldığı ve yöne- timin düzeltilmesi için alacağı tedbirlerden bahsetmiştir. Başbakan deniz teciminin kuv- vetlendirilmesi üzerinde durmuş ve pire limanı için alınan tedbir- leri anlatmıştır. Rejim meselesine dokunan Baş- bakan bu meselenin genoya sunu- larak, ulüsun hiç bir etki altında kalmadan tam bir özgürlükle ka- rarını vermesinin sağlanacağını söyledi. b B. Çaldaris hükümetin geçmiş- te olduğu gibi gelecekte de, her türlü ayrılık sebeblerini ortadan kaldırarak ulusun iş ve fikir birli- ğini ve daha geniş bir baysallık ve güvenlik yaratmaya çalışacağı- nı ilave etmiştir, B. Beneş Varşovadan geçti Varşova, 8 (A.A) — Moskovaya git- mekte olan B. Beneş bugün buradan geçmiştir. ve çok iş yapmakla karşılamıştır. Öte yandan, değişimli gelir geti- ren değerlerin satışa çıkarılması arsrulusal fondoları — sarsmıştır. Panteköt yortularından ötürü iş- ler biraz durgundur. B. Buison tekrar parla - mento başkanlığına seçildi Paris, 8 (A.A.) — 440 oydan 285 oy ile B. Buison yeniden par- * lamento başkanlığına seçilmiştir. Hükümet vergi kanun projesini görüşmek üzere 22.45 de tekrar toplanmıştır. | İtalyan - habeş anlaş- - . e. c mazlığının içyüzü B. den italyan baszısına cevah veriyor Londra, 8 (A.A) — Parlamentoda B. Eden; B. Atlenin italyan — habeş anlaşmazlığın: çözeliyen diyevine ver - diği cevabta demiştir ki: « — Bu meselede uluslar sosyetesi- nin önemli rolüne işaret eden B. Atle; İtalyanın kuvvete baş vurmamayı yü - kendiğini söylemiştir. Bu, 24 mayısta Cenevrede verilen ikinci karardan da anlaşılacağı gibi yanlış bir görüştür. Çizilmemiş bir snır devamlı zorluklar doğurabilir. Bunua içindir ki biz; Ro- maya ve Adisababaya, italyan Somalisi ile Habeşistan arasındaki smırın çizil- mesinin İngiltereyi çok boşnud edece- ğini bildirdik. Valval hâdisesini barış yolu ile kotarmak istiyen İngiltere bu girgisinde bencile yalnız ve kendi a - sığlarını düşüncrek hareket etmemiştir. Çünkü; Habeşistan sınırı yanımda bu- Tunan — ingiliz — topraklarının — gü - venliği bakımından, bu meselenin sö - mürge yöretimimize uygün olarak ko - tarılması da bizim için önemlidir. İn- giltere; Habeşistanda italyan etgerliği- ne son vermek davasında da değildir. Büyük Britanyanın hakları andlaşıma - Tarla yeter derecede korunmaktadır. İngiltere ile Ttalya arasındaki dost- luk ilgilerinin küvvetlenmesine ve bu iki ülkenin karşılıklı asığlarının çoğak- masına hiç bir engel yoktur. Bu söz- leri, Büyük Britanya hükümetine karşı italyan basını tarafından yapılan hü - cumlar dolayısiyle söylemek zorunda - yım. Böyle yanlış haberlerin yayımına izin verilmiş olması esefe değer. Çün- kü bu haberler, iki memleket arasın - daki dostluğu sarsabilir. Hepsi gülünç ve yersiz olan bu yazrlar üzerinde bi » rer birer durmıyacağım. Biz, İtalya ve Habeşistan için elverişli olan ve Fran- sa, İtalya ve Büyük Britanyanın barışı koruma yükenlerini gör önlünde tutan sürekli bir anlaşmaya varmak için ça - Tıştık. — Bu çalışmamızda, Fransa, İtal. ya ve Büyük Britanyanmm, Habeşista - fon sıyasal toprak bütünlüğünü koru - mak üzere, aralarında yapmış oldukları 1906 Üçler andlaşmaar hükümlerini göz önünde tuttuk. Ulmslar sosyetesi tüzü- #ü, Kellog andlaşması ve 1928 italyan - habeş dostluk anlaşması kadrosu içinde olan bu anlaşrta varmayı istiyor ve u - mutlu bulunuyoruz. Dün Milanoda toplanan uzlaşma ko- misyonu konuşmalarınım sonucunu bek- lJememiz gerektir. Bu komlsyon işleri - nin çabuk yürüyeceğini ve beşinci bir yargıç gösterilmesi için uluslar sosye- tesi konseyini toplamak zorunda kal - mıyacağımızı umuyorur. Ttalyan - habeş anlaşmazlığının ba - rışsever bir düşünlüşle sürekli bir sonu- General Göringin şerefi- ne Belgradda verilen şölenler Belgrad, 8 (A.A) — General Göring dün sahah baş ve dış bakan B. Yevtiç — ile karı ve deniz sü bakanı general Yive koviçi görevarmıştır. — Kırallık * naibi — Prens Pol G, Göring şerefine bir öğ - le yemeği vermiştir. Kıraliçe Mari tarafından kabul edi. — len general Göring, kıral ikinci Piyere — elektrikle işleyen oyuncak bir şimen « difer armağan etmiştir. Akşam üstü B. Yevtiç, bir şölen da- — ha verm'ş bunda bütün devlet adamları — bulunmuştur. — General Göring bugün — Münihe gitmek üÜzere yola çıkacaktır. İNGİLTERE'DE: İngiliz - alman deniz görüşmeleri j Loadra, 8 (ALA) — İagiliz eksper - — lerinden biri, ingiliz ve alman deleges lerinin dünkü toplantılarından — sonra, görüşülerin 14 harirana — bırakıldığını ve bunların iyi bir evrede — olduğunu — söylemiştir. B. Von Ribentrop ile beraber alman salkuru yortuları geçirmek üzere bu- gün Londradan ayrılacaklardır. Sanıldı ğına göre B. Ribentrop; gemi çeşitleri, — yapı programı, ve daha bunun gibi al « man ve ingiliz görüşleri arasında ay - — rılıklar bulanan bir çok meseleler hak. — kında yeniden emirler alacaktır. Görüş. — menin sonucu hakkında şimdiden bir şey söylenmemektedir. İ ca bağlanması ve iki tarafın dostluk ll"ı gilerinin yeniden başlaması kadar İn « giltereyi sevindirecek hiç bir şey ola « — maz. Afrikada komşumuz olan bu iki taraftan biri, aynı zamanda eskidenberi dost olduğumuz büyük bir Avrupa deve — Tetidir.» İtalya - habeş uzlaşma komisyonu Roma, 8 (A-A) — Valval anlaşmaz. — lığı için kurulmuş olan italyan — ba v — beş komisyonu dün ilk toplaatısını yap. — mış ve bugün yeniden toplanmıştır. S AA d Milano, 8 (A.A) — İtalyan - habeğ uzlaşma komitesi dün saat 15 ile 17 de — Kovu otelinde toplanmıştır. Gelecek toplantının ayın 25 inde, Holandada, — Seveningende yapılmasına karar verile miştir. Toplantı dağılırken, habeş de « — legeleri, konuşmanın çok iyi ve umutlu — geçtiğini söylemişlerdir. k ——— —— ——— DLUS'un romanı Tefrika: 93 San Michele'nin kitabı Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Yazant Aksel MUNT Birdenbire, sert bir sesle: “Köpeğinizi kıskanıyorum, maymunlardan hoşlanırmısı- Baz?,, dedi. — “Maymunları severim,, dedim. Aradığı adamın ben olduğumu söyledi ve bir tencere dolusu kaynar suyu üzerine giymiş olan maymununa bakmak üzere, evi- ne gelmemi rica etti. Piazza Maymunelli'nin köşesinde bir evin en üst katındaki aparttrmanma çıktık, Sa- fonda beklememi gsöyleyip gitti ve biraz sopra kucağında, sargılar içinde, büyücek bir maymunla, geldi. Döğişik bir sesle; “Halinin pek kötü ol- duğunu sanıyorum,, diyerek maymununun rengi uçmuş yüzünü okşamağa başladı. “Ö- Tecek olursa ben, bilmem, ne olurum! Roma- da tek dostum budur. Doğduğu gündenberi onu biberonla besledim, sevgili anası onu dünyaya getirirken can verdi. Bir goril ka- dar büyüktü, bir insandan farksızdı. Kendi dnıîmgen olanları parçalamaktan çekin- mem; bu işten zevk bile duyarım, Buna ge- lince: yarâlarını temizleyip sararken çîk- tiği acıları g_örıııeğe dayanamıyorum, Hay- Vlnlşn sevdiğinizi biliyorum. Bunu iyileştir- meği üzerinize alır mısınız?,, Kanlı ve irinli sargıları çözdük. Gördü- ğümüz pek acıklı bir şeydi. Vücudu, baştan başa, korkunç bir yara idi. — “Sizin dost olduğunuzu biliyor. Yok- sa bu kadar rahat durmazdı. Kendisine ben- den başka bir kimsenin dokunmasına - izin vermez. Her şeyi bilir ve Roma'daki bütün yabancı hekimlerin topundan zekidir.,, Sonra, kanlı gözlerinde sevgenlik parıl- tısı belirerek devam etti: “Billi, oğlum, şu inciri babanın hatırı için yer misin?,, Doktordan bir muz istedim, Maymunlar bunun kadar hiç bir yemişi sevmezler, He- men Londra'ya telgraf çekerek, kaça olur- ânlmn.hhıepetmu;ı&uuiiniıöylo- Bütün mesele Billi'nin kuvvetten düş- mesine engel olmakta idi. Ağzına bir bar- dak süt akıttık, fakat hemen çıkardı Sahibi, inler gibi, “yutamıyor,, dedi, “bu- nun ne demek olduğunu ben bilirim. Öle- cek!,, Bir sonda ile bir çeşid besi borusu yaptık ve bu seler, içtiği südü, çıkaramadı ve bun- dan doktor pek sevindi. Billi yavaş yavaş iyileşti. On beş gün sı- ra ile, gidip ona baktım ve böylece hem ©- nunla, hem de sahibi ile iyice dost oldum. Billi, kendisi için yapılmış salıncaklı sandalyasına geçip taraçada, sahibi ile ara- larında bir viski şişesi, güneşleniyordu. İh- tiyar doktor, operasyondan önce viski iç- mek lüzumuna pek inanıyordu. Taraçanın bir köşesinde duran boş viski şişelerine ba- kılırsa pek çok müsterisi vardı. Ne yazık ki, işin doğrusu, ikisinin de viskiye alışık ol dukları idi. Billi'yi, sahibinin bardağını ka- pıp, viski ve soda ile kaç kere keyfini geti- rirken görmüştüm. Doktor bana, viskinin maymunlar için en iyi kuvvet ilacı olduğunu ve Billi'nin sevgili anasını, geçirmiş olduğu “zatürree,, den, viski içirerek kurtardığını söylemişti. Bir akşam, ikisini de, taraçala- rında, zil zurna sarhoş buldum. Billi masa- nf Üzerine çıkmış, viski şişesini dört döne- rek, bir çeşid arab dansı yapıyor ve doktor da, iskemleye sırtüstü yatmış, eli ile tempa tutarak, çatlak bir sesle şakıyordu: “Oğl! Billi, Billi, benim o - ğul - cu - ğum!..,, Gel diğimi ne gördüler, ne işittiler. Ben de, bahtlı ayleyi, acryarak seyir ettim. Mayn nun içkiden ağılanmış yüzü bir insan yüzü halini almıştı; ihtiyar sarhoşun yüzü de tıp« kı bir kocaman gorilin yüzü idi. İkisi arasın- da su götürmez bir benzerlik vardı.  — “Billi oğlum, Billi canım oğlum!...., imkânı var mıydı? Hayır - evet bu imkânsız- dr ama bütün kıllarım dimdik oldu. t İki ay sonra, ihtiyar doktoru, gene ara: bamın yanında, Tappio ile konuşur buldum Hayır! Tanrı korusun, Billi iyi idi. Bu sefer hasta olan doktorun karısı idi. Gidip kendi- sini görmek zahmetine katlanacak n Bir kere daha, evin tepesindeki kata mandık. Apartrmanını Billi'den başka bii ile paylaşmakta olduğunu hiç düşünme! tim. Yatakta, çocuk denebilecek bir genc kız gözleri kapalı, herhalde kendinden geçmiş, upuzun uzanmış, yatıyordu. (Sonu var)