K 9 HAZİRAN 1936 PAZAR Çee zarmasl Laval geldi. Bowvisson kabimesi, sıyasal kezleğina et değmeden çokilip gitti. Çoğunluğu elde otmek için sosyalistlere kadar yan yotmaştı. Fakat oylar verilirken sosya- İletlerle beraber - radikallerden de pek gök yan gizenler oldu ve kebine, otur- madan düştü Şimdi Laval kabinesine — bakarsak, soldan yeniden uzaklaşıldığını görüyo- vuz, Ve bu yüzden, sol fırkalar büyük gürüleüler kopararak — parlementonun dağrtılmasını istiyorlar, Leval de upkı Flandin ve Bouisson gibi, frangın korunmasıtı — öne alarak ücnomal yetkiler istemiş ve bunları ö- npemli — bir çoğunlukla — onaylatmıştır. Bunan birleik seevı, tadikal sosyalist- lerin bu defa — kabineyi tutmalarıdır. Bu da gösteriyor ki, redikallerin deha gök sağ partilerle çalışabilmeleri — dev- vesi henüz bitmetiştir. Baval kabinesinin programı ustalrl- h yazılmıştır. Fakat yetkileri verdir- ten en büyük sebeb, meselenin bir ka- Binenin daha düşmesine — dayanığı ol- mamasıdır. .. Mae Donald İngiltere — başvekilli- ginden çekilerek, yerini, zaten başve- killik eden Baldvin'e bıraktı. Geçen seçimde, çoğunluk konservatörlerin e- line geçmişti. Kabineye “ulusal hükü- met,, adı verilmişti, çünkü İngiltereye yepyeni bir para sıyasası vermek için bütün partilerin hükümete girmeleri gerekiyordu. Fakat para sıyasası yoluna — konalı bir hayli zaman geçti. O tarihten beri “ulusal hükümet,, başlıca ödevini ye- rine getirmiş bulunuyordu. Ondan öte- sine, ancak bir konservatörler — politi- kası denebilirdi. Nitekim bir yandan Snaovden'in şahsında — sosyalistler —bir yandan da Samuel'in şahsında liberal- der, işin farkına vararak kabineden he- men o tarihlerde çekitmişlerdi. Fakat sosyalist Mac Donald ile Hi- beral Sir Jobhn Simon bunu yapmadı- dar. Kabinede kaldılar ve kabinenin i- çinde, birçok meselelerde, ev sahibi o- Tan konservatörlerle — çarpışarak - yör- gua düştüler, Şimdi, her şey yoluna girmekte ve yönetim, hüklmeti elde tutan çoğun- Tuğun yani Tory'lerin eline geçmek- tedir, Venizelos, bütün sıyasal prestijini Hiç olmazsa bir ihtilâl Uuğruna ve bir. den yedi. Eski Labour lideri, ayni şe- yi, yavaş yavaş yaptı. Acaba ne uğru- 29? Bunu en iyi, “hatırlar,, inda ken- disi anlatacaktır. Burhan BELGE — ğıînğiliz kabine - sinin kesin şekli (Başı 1. ci sayıfada) kanı (eski kültür. bakanı) Lord Halifaks, Deniz bakanı Sir Bol « ton Ayres, Hava Bakanı: (eski sö. mürgeler bakanı) Sir Filip Kön « lif - Lister, Tecim Bakanı: B. Val. ter Elliot, Dominyonlar Bakanı: B. Tomas, Sömürgeler Bakanı: B. Malkolm Makdonald, Kıral mü - hürdarı ve lordlar önderi (eski hava bakanı) Lord Londonderri, İş bakanı (eski mağdenler yö« netgeri: B. Ernest Brovn, Bayın - dırlık Bakanı: B. Ormabi - Gore, Kültür Bakanı (eski iş bakanı) B. Oliver Stanley, Yollar Bakanı: B. Lesli Hor Belişa, Esenlik baka- nı: Sir Kingsley Vud, P.'T. T. ba- kanı: Binbaşı Trayon. Açıktan bakanlar: 1. - Lord Eden, 2. - eski Baldvin kabinesin- de kültür bakanlığında bulunmuş olan Lord Östaş Persi, İskocya işleri bakanlığına da $- Godfrey Kollins getirilmiştir. Dil ve tarih araştırmaları öi meğn aa eeeti ULUS Arab illerinde Sumer izleri Egemen bir din olunca Babil'den Sa- na'ya kadar bütün o illerde yalnız kül- tür bağlılığına dayanır sosyal bir bir- lik türedi. Ve tarihin ortasına berkçe oturarak yerleşti. Yerliler artrk dillen- mişlerdi, görgüleri artmıştı. —Acunun yalaız susuz çöllerinden ve kısır kaya lıklarından ibaret olmadığını başka yer- lerde bitek, besleyici topraklar bulun- duğunu öğrenmekle kalmadılar. Kuzey- de yaşıyan tanrısal insanların bilgileri- ni, hünerlerini de yeritmeğe başladılar. Böylece (arah il- lerinden yeni bir ulusun taşıp birikme- si üzerine Milâddan önceki üç bininci yılın sonlarıma doğru Sumer ulusu yer- yüzünden — ve tarihten silinip — ka'ktı Dr. Huber das Frank affer) Sargun'dan başlıyarak bu yerlerde artık yalnız bir Babil kültürü — vardır. Batı bilginlerini Samiğ dedikleri bu kültüc kendi özünden gene Sumer kül- türünden başkası değildi. Ve başkası da olamazdı. Çünkü (Su- mer silahları ve tecim bilgisi yalnız iki nehir arasında genişlemekle kalma- dı. Suriyede yerleştiği gibi Asya'da 'Toros'un öbür yamacına kadar dayan- dı. Bu uzak ülkeler Sumer kültürünün hiç olmazsa başlangıcından bir ışık al- mışlardır. Eğer bu kültür kendisini ku- ran ırklarla beraber ölmüş olsaydı ea- vaşlr ve uğraşlı Ülk ülke açışları kısa ömürlü birer başarı olacaktı. Gerçekte o ölmedi. Sumerin Mezopotamyadaki sıyasal ölümü brraktığı kültürün dirili. ği bakımından gerçek ki şaşkınlık ve- ven bir anlamla doludur. Zira eski Su- mer kanunları pek az değişimle Babil kanunu oldular. Din, değişiksiz kaldı. Ve her ne kadar tanrı adlarının çoğu Samcaya çevrildi ise de gene eski Su- mer kanunları olarak — kaldılar. (Vor 5000 yahren 112) Bu hal çok uzun sürdü. Babil gö- rünürde ve sıyasal durumda Samiğ bir devletti. Fakat gerçekte Sumerli ola- rak yaşıyordu. Büyük günlerin anısı arada bir cski ulusal vicdanı gıcıkla- yınca Babilin soysal — gövdesinde acı bir ürperme başlardı. Ve meselâ Sumer kanı taşıyan herhangi bir güçlü ulus çocuğunun başa geçer gibi olması üze- rine (Sumerli yazmanlar büyük gün- lerin görkeminden dem vurmağa ve on- ları sinaylamağa başlarlardı. Woolley wor 5000 yahren ) uygutlamaklamayı, H. R. TANKUT Sargun'dan sonra bin yıl daha böy- le sürdü gitti. Fikir ve pusat devrimle- ri çok ateşli, çok kanlı oluyordu. Böy- lece artıp berkleşen öç duyguları kinle- re kudurganlik veriyordu. Sonunda Amurabi Sumertin kolunu da, dilini de kıpırdamaz hale koydu. Ve bin yılların uğraşma sonucunu vermiş oldu. .. * Sam dilleri işte bu tariiten sonra etki altından kurtulmuş oluyor. Çünkü artık Sumer adına şarkı yakanların di- N dağlanıyordu. Yüreği yanık Sumer şairleri şiirlerini bütün Sumer illerine haykıramıyorlar ,ıssızlıklarda ve yal- nız kendileri için okuyabiliyorlardı. Bu yurdseverlerden bir kümenin çöl ortasında dinsel bir ayınında okunan duayı Philippe Selk şöylece sınaylar: C. Yolcu; artık güneşin akları u- zanmaya başlamış olan doğuya dönmüş ve yönelmiş yakarıyordu: Abbar; görkemli tanrı Büyük tapık - ey pasıltılı. Ki onu anmak yuca bir erinçtir. Ey Abbar! Sumer ilinin esirgeyici- si! Koru seçkin ulusunu! Başarı ver ki Abbar ben yaşayayım 7€ yurdun Üstünde doğruluk yeniden yaşasın. Başarı ver Abbar! Ki dindireyim, yatıştırayım yurdun acısını. Anal cy hükümlü Işıklı göklerin kıralı ve ey, Yeryüzünde baş yaratan Sumer ıli- ni. Kurtuluş Kurtuluş Ver Suümer iline Eneil, ninlil hakkına Enki ve minki hakkına Güçlü Enzu hakkına Mina, ünlü İnnina hakkına Kurtuluş, kurtuluş bu sert sıkıntı- dan) İçten gelen bu yanık yalvarışlar çöl- lerin ıssızlığı içinde savrulup gidiyor- du. Ve keskilini Tanrıya ve göklere ısmarlıyan her pörsümüş, Özsüz ulus gibi Sumer ulusu — da o tarihten sonra sesini çıkarmaz oldu, gitti. Milâdtan 2000 yıl önceye düşen © sıralarda arab çöllerinde ve Babil'de Samiler diri, özlü ve keskin hareketli soysal bir varlıktır. Türkofisteki stenografi ve daktilografi kurslarını bitirenler Hükümet yönetgeleri daktilo- larına Türkofis'te parasız olarak verilmekte olan yabanci dilde te- cimer yazışma, daktilografi ve ste- nografi kursunu bitiren Bay ve ba yanlarn sınacı Ankara Tecim okulunda yüksek işyarlar ve ban - kalar delgeleri hazır olduğu hal- de yapılmıştır. Sımnaca girenlerden onu sani - yede 120 - 150 kelime yazmak su retiyle stenografide, üçü yabancı dillerle yazışmada ve yirmisi de daktilografide iyı sonuçlar almış =dn. Geri kalanlar dönmüşler - Ekonomi Bakanlığı ikinci dev- reyi başaramıyacak olanların iş - ten çıkarılacağını kurstan iyice faydalanamamış oldukları anlaşı- lan işyarlarına bildirmiştir. Sınaçlardan sonra, Ankara te- cim okulu önünde alımmış olan a- şağıdaki fotografı sımacı yapan larla geçirenleri bir arada göster mektedir. Dün Türk Hava kurumunda C. H. P. İl Başkanı B. Rifat Bö- rekçinin başkanlığında bir top- lantı yapılmıştır. C, H. P. il yöne- tim kuruliyle türk hava kurumu Ankara merkez kurulunun ve şeh- rimizin birçok tanımmış tecimer- lerinin bulunduğu bu toplantıda — . Tiirk Hava Kürumundaki toplantı SAYIFA 3 hava kurumuna yardım işi ku... şulmuştur. Orada bulunanlardan birçokları türk hava kurumuna yardımda bulunmuşlardır. Bu yar- dımlar, “hava tehlikesini bilen ü- yeler,, kısmımızda yazılıdır. Res- mimiz toplantıda bulunanlardan bir grupu gösteriyor. aa ——— Vasıf Çınarın cenaze töreni (Başı 1 inci sayıfada) 'Törende hazır bulunacaklar saat on beşde istasyona gelmeye başla « mıişlar ve törene başlanmak üzere sap - tanmış olan zamanda başta Kamutay Başkanı Abdülhalik Renda olmak üzere Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi ile Bakanlar Kurulu üyeleri, Cumur - başkanlığı Genel Sekreter vekili, baş - yaver, Cumuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Recep Peker, Kamutay Baş - kan Vekilleri ve üyeleri, kor diploma- tik Danıştay ve Sağışkur üyeleri ve Bakanlıklar ileri gelenleri türk bayrağı- na sarılı ve dört süngülü asker tarafın- dan beklenen tabutun etrafında yer al- mış bulunuyorlardı. Başbakan İsmet İnönü rahatsız bu - Tunmaları dolayısiyle törende hazır bu- Tunmuyordu. Saat 15.45 de Dış Bakanımız heye - can ve kederden titriyen bir sesle, o - parlörün İstasyon balkonundan alana yaydığı şu sözleri söyledi: Dış Bakanımıszın söylevi « — Taliin çok acıklı bir cilvesi bu yaslı günde bana söz söylemek ödevini veriyor. Şu alandaki yerlerimiz aksi de vasıf.. Bu söylevi senin tabutunun önünde ben söyliyecek değildim. Hayatında hiç bir zaman almak istemediğin yerimi ne- için aldın? Doğrusu bu sözleri sen söy- liyecektin. Vasıf Çınar... Ölümünden şeflerinin, arkadaşlarının ve bütün yurddaşlarının duyduğu acı çok büyüktür. Tam bir in- kılab çocuğu yetişerek yüksek ruhun her yerde Şefin izini buldu ve orada yürüdü. Sen bu yurda, bu ulusa hiz - met için elinde silah, çarpıştın. Kül - tür alanında zekânla çarpıştın. İstik - âli koruma ülküsüyle çarpıştın. Büyük Kamutayın başlarında kutlu savaşlar - da bulundun ve en sonra vatanın ko - runması yolunda — diş işlerinde büyük Hizmetler ettin. Seni nereye gönder - dik ise Türkiye Cumuriyetinin ülküsü- nü, ruhunu ve Özel sevgi duygularını beraber götürdün. — İç savaşında nasıl herkesl Büyük Önderin otrafında top - İamaya çalıştın ise, dış savaşında da memleketine — seygi birliği getirmeğe uğraştın Ölümün teselli kabul etmez. Fakat dost ellerde dost gibi, kardeş gibi, dik- katle bakılarak, sevilerek, sayılarak ba- kılmış olmân, belki bizim için bir te - sellidir, Vasıf Çrnor... hayatta seni her vakit takdir ettim. Ölümünde benim için grp- ta edilecek bir şey var. Düşün ki, bütün savaşlarımız iyi neticeler gördü. Dü - şün ki, bu memleketin önü artık açık, ikbali parlaktır, ve bilhassa düşün ki, senin ve hepimizin rubunu aydınlatan yüksek Şefleri tem sağlık ve varlık içinde görerek gittin. Çınar, inkılâp çocuğu, yüksek ruh- Tu, yüksek ülkülü Vasıf müsterih ol, kâalblerimirzin actsı içinde aramızda bo - İ şalan yerini, türk gençliği dolduracak- ( &r. Müsterih uyu, yetiştirmeye çalıştı - ğin bu gençlik, bütün boşalan yerleri - mizi doldurmaya hazır bulunuyor. Sana, arkadaşım, kardeşim ülkübi- rim olan sana, hepimizin derin saygıla- cını, sönmez sevgilerini sunuyorum.,, Bundan sonra tabut, altı siyah atın çektiği ve defnedallarına sarılmış bir top arabasına konuldu ve ölü alayı çok ağır bir yürüyüşle Ulusal Egemenlik alanına doğru hareket etti. En önde, Merkez Komutanı albay Demirali olmak üzere flâmalarına ai yah kordelâ bağlanmış bir mızraklı atlı kıtası gidiyor, onun peşinden, ölüm marşını çalan süel bando, yaya — ssker ve polis kıtaları yürüyordu. Bundan sonra başta Cumur Başka - n Atatürk'ün ve onu da Cumuriyet Halk Partisinin altı oklu çelenkleri gelmek izere birçok yerlerden gönde - tilmiş ve sayısı yüze varan çelenkler bulunuyor ve bunların arkasından da Vasıf'ın tabutunu taşıyan ve İki yanıa- da dış işler işyarlarının bulunduğu top arabası geliyordu. Vasıl Çınar'ın erkinfik madalyasını Üzerinde taşıyan yastığın ardından ölü- nün aylesi, hısımları, onların arkasın - dan ortada protokol şefi ve her Iki ya- nında birer protokol işyarı, Kamutay başkanı, bütün bakanlar, genel kurmay başkanı, Cumur başkanlığı genel sekre- ter vekili, başyaver, muhafız alayı ko - mutanı, protokol Işyarları ve kordiplo - matik, Kamutay asbaşkanlarıyle üyele- ri, yüksek Işyarlar, büyük rütbeli ae baylar gidiyor ve en sonra da polis ya - ya ve atlı asker kıtaları geliyordu., Vasıf'ın içinde çalışmış ve candaa bağlı olduğu yerler olan Kamutay, Par- ti kurağlariyle Atatürk anıtının ve Kültür Bakanlığının önünde birer da - kiak durduktan sonra Dış Bakanlığı önüne gelince tabut top arabasından im- dirilerek asker ve polis tarafından se - lâmlanarak ölü otomobiline konuldu. Burada alay dağılarak, Cebeci'ye kadar otomobillerle gidildi. Orada, bütün bü- yüklerinin, aylesinin, dostlarının, ta » nıdıklarının ve sevdiklerinin huzurun- da toprağa verildi. Tabut gömlüldükten sonra, başta B. Abdülhalik Renda olduğu halde, bütün hazır bulunanlar Vasıf'ın aylesi üyele- rine bir defa daha başsağıda bulundu - lar, Cumur başkanının başsağısı Cumur Başkanı — Atatürk, başyaveri ve özel büro direk - törü ile Muhalız — kıtaları ko- mutanını Vasıf Çınar'ın ayle- sine göndererek başsağında bulunmuştur. Başbakan İsmet İnönü ile Dış İşleri Bakamı Doktor Tev - fik Rüstü Aras da aynı suretle özel büro direktörleri ile baş- sağılarını bildirmişlerdir. (Sayıfayı çeviriniz) Yadta