26 MAYIS 1935 PAZAR —0? ”— 0.2————————— ——— deki büyük boşluk zayiatı gö tedir. Bunun için bütün ulusların barp- te mukadder olan v e. yerini doldurmak — iç cudiyetleriyle çalıştıkları —& Ve genclik kâmilen havacılığa “tep vik ediliyor Bu maksadla Fran- Bsa'da 2 İtalyada — 20.000, diğer memle! de de buna yakın yedek üç manlar yetiştirilmiştir. Bundan başka da hava sanayiine aramal ehemmiyet ve- rilmektedir. Zira bu rakamlar gösteriyor ki herhangi bir harpte dört tarafı kapa- nacak olan bir ulusum havacılık sanayli kurulmamışsa veyahut icab edecek ka- dar ilerlememiş bulanursa tayyaresini hariçten getirmek zeruretinde kalaca- gından büyük güçlüklerle kareılaşacağı tabildir. Mevcudiyetini, istiklâlini, hayatını muhafaza etmekistiyen her ulusun tay- yare sanayiini kendi memleketinde kur- ması bugünkü hayat raruretlerinin en birimci şartıdır.Son zamantardaki telakki Başbakanımızm da çok açık olarak wöy- dedikleri gibi hernen bütün uluslarca bir düstur halinde kabul edilen şu cümlede fstikbal harplerinde —ulusların mu- kadderatrm yalnız bava kuvvetleri ta- yin edecektir. Bu kanmat tamdır ve u- mumidir. Bunu gene teyid edeceğim: Frnasanım hava büdcesi 222.000.000, İngilterenin 149000000 türk lizasırdır. Son alınan haberlere göre bu miktar iki misli artırılacaktır. Yani dört mil- yon olacaktır. İtalya 156 milyon, Almazuya 105 müil- yon, bu rakamı da kaydı ihtiyatla ikarşı- lamak lâzımdır. Japonya 150 milyon. Zannedersem bu rakamlar bugün dünya uluslarının havacılığa vermiş ok dukları ehemmiyeti göstermeye kâfidir. İhtiyat uçman yetiştirilmesine ge- lince: Batı memleketlerinde harpte 2a- yi edilecek uçmanların yerini daldurmak için uçman yetiştirlmesi başlıca bir İp edinilmiştir. Uçman yetiştirmek zan- i kadar kolay ve ucuz bir şey ildir. Harpte vazife görebilecek bir pilotun yetişmesi için 100 bin liralık bir masrafı kabul etmek lüzundır. Uçman yetiştirmek için binlerce liralık ben- zin yanacak ,pilot usta oluncaya kadar birçok masraflarla karşılaşılacakter. Bu kadar ağrr bir yükila altından en sen- gin ulusların dahi sıyrılması, çıkması ihtimal ve imkânı yoktur. Onun için bütün uluslar az masraflarla pilot ye- tiştirebilmek için (plânor) —motorsuz tayyarelere ehemmiyet — vermişlerdir. Bu plânörlerle uçuşlar ber gün daha ziyade ehemmiyetini artırmakta devam etmektedir. İftiharia söyliyebilirim, Dördüncü Murad zamanında Hezarifen Ahmed Çelebi hava tetkikatı için yaptığı tec- rübelerden sonra berhangi bir havaya mukavemet edecek kanat şeklinde par- çalar insana ilüve edifirse — uçulabilir, yani havada kalınabilir ve istenilen is- tikamete gidilebilir neticesine varmış. tır. Galata kulesinden kendisini bıra- karak uçmuş ve Üsküdarda Doğancı- Yarda yere inmeye muvaffak olmuştur. Fakat o zamanın padişahı bu kaymetli flimin ceza görmesine ve öldürülmesi- ne karar vermiştir. Lagar Hasan da elli kiloluk bir ba- rutla doldurduğu yedi kollu bir fişe- ğin arasına girmiş ve yükselerek hattı Azamiye vasıl olduktan sorntra mücehhez olduğu kanaatlarını açarak selümetle de. nize inmiştir. Padişah bunu da Kırıma sürmüştür. Eğer bu adamlar o zamanlar teşvik edilmiş ve mükâfat göcmüş olsalardı türklerde de havacılığın tohumu tâ o zamandan atilm'ş ve şimdiye kadar bir Bayli meyve vermiş olurdu. Plânörle uçuşun amacı, uçmanlara — tayyarede #mivazeneyi temin etmeyi — öğretmek, hava cereyanlarının tayyare Üzerinde yaptığı tesirlere karşı nasıl tedbir alı- nacağını öğretmek, nihayet hava cere- yanlarından istifade ederek yükselme- yi ve bu cereyanlara uyarak dolaşmayı ve emniyetle yere İnmeyi öğretmek- tir. Plânörlerin kabiliyeti nedir? Düz hat üzerinde 375 kilometre süratle gi- dilmiştir, bu bir rekordur, bugünüa #or rekorudur. Kalktığır yere tekrar in- mek suretile bir plânör 36 saat 35 da- kika havada kalmış ve bu plânör 4350 metreye kadar yükselmiştir. Motorsuz uçuşta fevkalâde istidad — güsterenler orduya verilirlerse diyebilirim ki çok lot © az bir zamanda eyi bir a: Yarlar. Bu süretle ordu, ma him bir kuvvet kezanmış Ulusların hu noktaya verdikleri e- hemamiyet ve kıymeti arzetmek içim ge- ne rakamlara müracaat edeceğim, Al- maayada 21 mektep vardır. Buraya devlet her sene 600 bin liralık bir para verir. Fransada 250 kulüp vardır, İtal- yada 92 mektep vardır. Bir senede bir- mektepten NO telebe bröve — almıştır. Sovyetlerde 115 hava kulübü 330 istas. yon, 1500 plânör vardır. Bu teşkilitta gçalışan yüz bini mütecaviz insan var- gır. En kuvvetli teşkilât — dostumuz Sovyetlerdedir. Ossio Avyatim denilen teşekkülün büdeesi 108 milyon liradır. Devletin hava büdcesi bundan hariçtir. Sovyetlerin havacılık faaliyetleri hiç bir hükümetin faaliyetine beazeme- mektedir. Havacılığa taallük eden en ufak iş Ossio Avyahimin elindedir. Yedi yaşından itibaren bütlüin çocuklar havacılığa alıştırılır. Fabrikalarda ya- prlan tayyare modelleri plânlarile doğ- rudan doğruya mekteblere gönderilir. Talebeler en ufak parçalarından başlr yarak plâmnma göre tayyareyi vücuda getirirler. Muayyen zamanlarda mü- sabakalar açılır. Ve bu müsabakalarda liyakat gösterenler uçuş merkezlerine gönderilir. Örneğini gördüğünüz şu model tayyare, Rusyada on yaşında bir gocuk tarafından parça halinde — ikemn birleştirilmiştir. Bu bütün ulusların havalarına vermekte oldukları keymeti gösteren kuvvetli bir delildir. Uçucu- ların cmniyetini istihsal etmek için kul. lanılan paraşütler üzerinde de çok ça- lışılmaktadır. Sovyet Rusyada paraşüt uçucunun maneviyatını yükselttiği ce- saretini artırdığı için havacılıkta bü- ıüuı,-ıııuılnıdr.çokyqıı in- sanlar bile paraşütle atlamaktan büyük bir zeçk ve heyevan duymaktadırlar, Bugün Rusyada bir çok parklarda, eğ- inece yerlerinde paraşlt kuleleri var- dır. Askert noktai nazardan da harb zamanımda tayyareden bütün teçhizat- lariyle bir kıtayı düşman gerilerine indirmek kabil olabileceği düşünülmek- tedir. Türk kuşu kurumunuzda para- şütcülüğe mühim bir yer veriyoruz. Türk gençlerine doğrudan doğruya u- guculuğu — öğretecektir. Bunun için Rusyadan iki mütehassıs muallim ge- tirdik. Sovyetler bunlarla beraber beş tane plânör hediye ettiler. Bunların üç tanesi müptedilere, iki tanesi de te- kemmül emiş olanlara sittir. Huzuru- nuzda gükranla söylemek isterim ki türk gençleri bu şubede de büyük bir dikkat ve alâka gösterdiler. Yalnız Ankarada iki yüzü mütecaviz genç Ü- ye bu teşekküle yazılmıştır. Hariçten hemen hergün hudutsaz — müracatlar vardır. Fakat bu yeni bir teşekküldür, plânörler azdır. Evvelâ güzel bir heye- ti talimiye yetiştirmek latiyoruz. Şim- dilik vakti müsait olanlardan her gün ız mü akşama kadar talimlerle meşguldür. Ve cidden çok yüksek bir kabiliyet göstes riyorlar. Bu göğsümüzü kabartacak bir muvalffakiyettir. Muhterem arkadaşlar, zannedersem bavacılığın muhtelif şubeleri hakkında faydalı olabilecek kadar malümat vere- bildim. Sözümü —kesetken size türk gençliğinin — arzularını söyliyeceğim. 'Türk gençliği türk havalarına egemen olmak için biz büyüklerinden, yani, a- na, baba ,kardeş ve ikez kardeşlerinden galışma yolunun açılmasını bektiyor. Havalarımızda emniyeti ve egemen- Hiği nasıl temin edeceğimizi Büyük Önderimiz Atatürk ve Yüksck Başba- kanmmız İsmet İnönü çok açık bir su- gette gösterdiler.. Yurdut emniyeti ve tam istildili ancak ve ancak fedakân lıklara katlanmakla kazanılır. Bizi bek- liyen törk gençliğine bü yolun açıldı- Şanı söyüyerek ve — göstererek “Haydi türt- genci vazife başıma, türk havaları ._Bı—. demekle yurd borcunu ödemenin tatlı gururunu duyalım. (Al- kışlar.) Türk genci kendisine verilecek bu vatani ödevi muvaffakiyetle, liyakatle, gerefle ve fedakârlıkla başarmak için damarlarında özlü bir kan taşımakta- dır. UVLUS Habeş - italyan anlaşmazlığı Uluslar sosyetesi konseyi bir uzlaşma formülü buldu Cenevre, 25 (A.A.) — İtalyan hükümeti, italyan - habeş anlaş - mazlığımın kotarılması uzlaşma formülünü kabul etmiştir. Konsey gece 23,15 de toplanmıştır. Uzlaşma formülünde vardır: 1 — Yargıç usulünün ve en çok kuvvete başvurulmamasını ileri süren 1928 italyan - habeş andlaş- masının beşinci maddesi olduğu gibi tekrarlanmıştır. 2 — Uzlaşma usulü koönseyce ayrrlan bir zaman içinde belitile - cektir. 3 — Yargıç usulü ile bir sonu- ca varılmazsa konsey yeniden top- lanacaktır. B. Litvinofun verdiği şunlar habeş hükümetlerinin ikinci kânun toplantı devresi sırastnda 5 birin- ci kâmun 1934 de çıkmış olan an - Taşmazlığı 1928 tarihli yargıç and- laşması hükümlerine göre kotar - mıya karar iş olduklarını ilân etmeleri esasına dayanmaktadır. İtalyan hükümeti, Habeşistan hükümetinin habeş olmıyan yar - bulunmaktan vaz geçmiştir. An - laşmazlık 25 ağustosa kadar ko - tarılacaktır. İkinci kararmda konsey, iki hükümeti de anlaşmazlığı 2 ağus- tos 1928 tarihli italyan - habeş and Taşmasmın 5 inci maddesi hüküm- lerine göre kotarmakta özgür bi - rakmaktadır. yarğıçlar seçilmesi- ni ve temmuzun 25 ine kadar bir sonuç alınmazsa konsey yeniden iktar. MA d , Baron Aloizi'ye İ dasema ileride yapılacak asker we cebe taşmması hakkında bir ç*ını,“ delgesi, hükümetinin olduğunu, çünkü şimdiki anlaş - ğın süel bir ııldıınıdıı_:lî ri geldiğini söylemiştir. Delge Hat 'JHM" ğl' Tet alırken göstermi; ı:uı:î iş olduğu ,ıfwmdyıükhcmü, asker ve gereç taşıtmnı bildiren ra: parlar çıkarmış bu savga tedbir - mek istemez. Bununla beraber yar- gıçlar sınır meselesini kestirip ata- dır. İtalya yargıç usulünü kabal et- mek suretiyle iki hükümet tara fından kabul edilmiş olan anlaş - malara bağlı kaldığını göstermiş- tir. İtalyan ve habeş delgeleri gö- rüşmeleri sırasında yargıçların s» nar meselesini kotarmağa yetkele- ri olmadıkları, yalnız bu meseleyi lardır. Fransız dış işleri bakanı B. La- val, Fransa adına iki hükümetin dostça bir çözge bulmak için iyi niyet göstermiş olduklarını bildir- venmek ve bu işin kapandığına inanmak gerektir. JUluslar sosyetesi konseyi, yet. kesini bir kere daha barıştan ya na kullanmıştır. B. Eden, italyan - habeş anlaşmazlığmın İngilterede ciddiğ kaygılar uyandırdığmı söy- lemiştir. Anlaşmazlıktan doğan sorav yalnız iki tarafın değil, ay - yt zamanda uluslar sosyetesi kon- seyinindir ve şimdi konseye düşen ödev, bu işin gelişimini dikkatle kovalamaktadır. B. Litvinof, uluslar sosyetesi - nin dünyanın her tarafında barı - g1 korumak yolundaki ilgisini gö terdiğini bildirmiştir. Habeş delgesi, fransız ve ingi - liz delgelerine araçlıkta bulunmuş olduklarından dolayı bükümeti adına teşekkür etmiştir. İki tarafça kabul edilmiş olan kararların İtalya ile Habeşistan tarafından kabul edilmesi için konsey elinden geleni yapacak - tir. sa teşekkür eylemesi mi gerektiği- ni bilmediğini söylemiştir. Bu diyevden sonra konsey iki karar suretini de kabul etmiştir. B.B. Laval ve Litvinof görüştüler kanı B. Benes ile de görüşmüştür. Bu son konuşmada B. Benes'in Moskova'ya gideceği tarihin gö - rüşüldüğü sanılmaktadır. İtalyan - habeş anlaş- mazlığı kotarrlacak Londra, 25 (A.A.) — Uluslar sosyetesi konseyi tarafından veri- len karar İtalya - Habeş anlaşmaz- liğinin hoşnudluk verici bir şekil - de kotarılması bakımından Lon * dra'da iyi bir esas olarak görül - müştür. İki tarafın uzlaşıcı zihni- yetini ve Bay Eden'in iyi bir şekil- de arabulması bütün müşkül noktalar kotarılmış gibidir. Konseyin onadığı raporlar Cenevre, 25 (ALA) — Uluslar sos - yetesi konseyi; ekonomik komitenin ra- poriyle, Sar göçmenleri raporu ve B. Edenin Danzig özgür şehrinin yöneti- minin de yeritilecek andlaşmalarda v0s- yeteye verilen ödev hakkındaki raporu- nu onamıştır. FRANSA'DA: Fransanın finansal kal- kınma projesi Paris, 25 (A.A.) — B. Buison, Heryo, Germen Marten'le görü - şen Başbakan B. Flanden Finans bakımından tam yetke istiyen bir kanun projesi önergelemeyi ka - rarlaştırmıştır. Daha iyileşmemiş olan B. Flan- denin parlamento toplantısına ge- lip gelmiyeceği belli olmadığın - dan, salı günü toplanacak olan ba- kurulunda kanlar olan hükümet bildiriğini finans bakanı okuyacaktır. Geniş yetke projesi önce fi - nans komisyonuna yollanacağın - dır. Hükümetin, partiler arasında- ki anlaşmayı dileğinde bulunduğunu bildiren proje, fi - nans gelişimi için ekonomik ve yönetsel tedbirler alınması için miştir. Bunun için iki hükümete gü- | geniş yetke istiyecektir. İNGİLTERE'DE: İngiliz kabinesinde değişiklik Londra, 25 (A.A.) — Domin- yonlar bakanlığına — getirtilmesi düşünülen dominyonlar yönetgeri; Malkolm Makdonald'ın rahatsız - — lığı yüzünden kabinede yapıla - cak değişiklikler için yapılmakta olan danışmalar bugünlerde ya - Son imparatorluk toplantısın- daki danışmalarda; dominyonla - rın birçoklarmın Bakan B. Tho - mas'tan hoşnud olmadıkları anla. şılmıştır. Dominyonlar Bakanlığına ge : tirtilmesi imkânları araştırılmak üzere Malkolm Mak Donald'ın iyi- leşmesi beklenmektedir. B. Mal - kolm da B. Tomas gibi ulusal işçi olduğundan, böylelik - İngiltere Hitlerin söyle - vinin bazı yerlerinin izahlanmasını istedi Londra, 25 (AA) — — İngilterenin Berlin büyük elçisi Erik Filips'in dün, Almanya dış bakanından B. Hitlerin söylevinin bazı noktaları hakkında izah: lar istemiş olduğu bildirilmektedir. İngiltere hükümeti bu noktaların me anlamda olduğunu öğrenmek iste « mektedir: *1 — Söylevin birinci kısmının son cümlesi.. Bu cümlede bak birliğinin$ mülkiyetin bütün ödev — ve haklarını içine alması gerektiği söylenmektedir, İngiliz gazeteleri tarafından yazılma « mış olan bu cümle belki şu anlama ge- liyor: Almanya kendisinin öteki devs Jetlerden ayrı tutulmasının izlerini ora tadan kaldırmak için eömürge istemek- tedir. 2 — İngiliz elçisi söylevin ikinci kısmında Versay undlaşmasının Al « — manya hakkında ayırt gözeten hüküm. lerinin ortadan kaldırılması için olan böleğinin yalnız andlaşımanın $ incl kısmına mı, yoksa sömürgelere ve yad. sücl bölgeler için olan başka maddele- ri de kapayıp kapamadığını sormuştur. 3 — Almanya ordusunu yeniden kur- maya girişmiyeceği — söylendiği halde 9 uncu kısınında Almanyanın öteki dev Hetler de kendisine uyarlarsa silahları- Hı azaltmaya hazır bulunduğu söylen- bırakacak mıdir? Kabine bu meseleleri inceliyecek ve ingiliz elçisi Memeiin statüsünü sayar. sa Litvanya ile bir saldırmama paktı yapmaya hazır olup olmadığını öğren- mek istiyecektir. Fon Ribbendrop bu meseleleri izah etmek üzere yakında Londraya gide- cektir. İâgiltere bir taraftat Alman- yadan bu meseleleri sorarken öte yanı - —— dan da Fransa ve İtalya hükümetkrine başvurmuş — ve onların düşüncelerini — sormuştur. BİRLEŞİK DEVLETLER'DE: Sovyet - amerikan tecim anlaşması Vaşington, 25 (ALA) — Sovyet d — çisi ile Amerika dış işler bakanlığı Rus- ya ile Amerika arasındaki tecim ilgile- rinin gelişmesi amacını güden kanuş- Ş malara başlamışlardır. Bu konuşma - lar, Amerika ile başka ülkeler arasın- da yeritilen iki taraflı tecim andlaşma- larından Sovyet Rusyanın ne dereceye kadar asığlanacağı bakımından yapıla - caktır. Sovyet Rusya ile Amcrikâ arasında- ki konuşmaların tekrar başlaması, sov- yet borcu hakkındaki görüşmelerin dur- — masına değer vermiyen Amerikanın; dış tecimin gelişmesi bakımından vov- yet İlerleyişini savsamamak gerekti ini — antadıklarını göstermektedir.