3 MAIS 1955 ULUMNLARICAII Türk Fava Kurumu Kurultayı dün açıldı (Başı 1 inci sayıfada rulduğunu bu kısa bilgiler an- _uıılııtır. Barışın — korunması lç.uı kendi memleketleri asığı ve bir insanlık ideali olarak sıyasal adamların uğraştıklarını görme - mek kabil değildir. Sıyasal bakımdan biz de yurdu- Muzun ilerlemesi ve yükselmesi lç.iıı ve insanların birbirile iyi ge- çinme yollarında yükselmesi için arsıulusal barışı araç sayanlardan biriyiz. Biz, diğer bir memleke- te karşı hiç bir saldırıcı amaç bes- Temeksizin bütün kuvvetimizi ken- di yurdumuzun açılmasına kesin plarak bağlamiş insanlarız. Arkadaşlar; Bizim bu sıyasamız-senelerden- beri komşularımızla ve diğer mem- leketlerle olan münasebetlerimiz- le açık yüzünü göstermiş ve çok müsbet sonuçlara varmıştır. Mem- leketlerin en çoğu kendi komşu- lerile geçimsizlik gösteriyorlar. Bizim sıyasamızm pürüzsüzlüğü- nün en kuvvetli, en inandırıcı bel- gesi, senelerdenberi bütün kom- şularımızla iyi bir dostluk ve sağ- İam bir güven kurmak için sonsuz sabır. ve emek - sarfetmemizdir. Yalnız bu bile bizim sıyasamızın tamamile tedafut ve tamamile in- sani bir mahiyette olduğunu gös- tamamile tedafül ve tamamile in- eğer siyasetle uğraşanlarımız yal- nız bizim hüsnü niyetimizle bu memleketin kendisini müdafaa mecburiyetinden uzak kalacağını ve sulhun tehlikeye düşmiyeceği- ni düşünürlerse bununla kendile- rini çok ağır bir surette aldatmış olurlar. Bununla tarihe karşı tından kalkılmaz ağır bir mesu! yet bizi karşılamış olur. Idealist, insaniğ fikirlerin sıya- sa hayatında tatbik olunabilmesi âçin, —gerçektir. ki, — bunların memleketin müdaffası imkânı ve müdafaa kuvvetile beraber bulun- ması lâzımdır. (Bravo sesleri) A. cı veya tatlı gerçek olan budur. Türkiyenin müdafaa kuvveti ar- sıulusal barış için çok yardımcı ve faydalı olabilir. Ancak arsnu- İsal barış şayet bir gün bozula - cak olursa bu bozulmayı her ne bahasına olursa olsun önlemek ve savmak bizim kudretimiz içinde değildir. Arkadaşlar, tayyareciliğin — bugün kazandığı yeri söyledikten sonra size bir acı hakikati daha söylemek isterim. © da tayyareciliğin anlayışlı ve akıllı geçinenlerimiz gözünde bile ucuz ve kolay bir silâh zannolunmasıdır. İşe ya- rayan orta bir tayyare aşağı yukarı 60 bin liraya alınır. 60 bin liralık tayya- reyi dalma işe hazır bir halde tutmak için her sene 60 bin lira harcamak lâ- zımgelir. Bu bir sırçadır, alırsınız ve bir lâhza içinde harab olduğunu ve hiç bir işe yaramadığını görürsünüz. Bir tayyareyi dalma vazifeye hazır bulun- durabilmek için o tayyarenin — fiatını her sene büdceye koymak lâzımdır. Bir memleketin tayyaresi mne kadar Gir? Bunu anlamak bir hesaba göre he- pimizin iktidarı dahilindedir. Memle- ket tayyare büdcesi olarak resmiğ dev- het belgeleriyle ne kadar para vermiş- tit Bu, 6 milyon liradıd. Bu memleke- tin vazileye hazır daima yüz tayyaresi vardır. Eğer bir memleket 500 tayyare- Hik bir hava kuvvetini daima hazır bu- lundurmak isterse büdcesinde her se- :ın:o milyon lira bulundurması lâzım- Şimdi bizim tayyare cemiyetimizin galışmasiyle temin ettiği araçların ne olduğunu, elde ne bulundurduğunu ko- laylıkla hesab edebilirsiniz. Eğer bu üç mılyon tira olduysa demek ki S0 tayyarelik bir kuvveti hazır bulundu- rabiliyor demektir. Görüyorsunuz ki bir hava kuvveti vücuda getirmek İçin bütün iyi yüreklileri, yurdseverlikleri ile yardım edenler yaptıkları yardımın ihtiyaca nisbetle ne kadar az bir dere- cede bulunduğunun farkında değildir- der. Baş köy birleşerek bir tayyare al- dığı zaman samimf olan kanaat gudur ki, o tayyare bundan on, on beş sene sonra bir savaş olursa o savaşa girmek için hazır olacağını sanıyorlar, Hayır, eğer her sene o tayyarenin parasını tekrar verirlerse iş günü geldiği zaman © tayyare hazır bulunmuş olacaktır. Arkadaşlar, bir iki sencdenberi bil- hassa geçen seneye nisbetle bu sene bava kuvvetlerini artırmak için bütün memleketlerde, hele büyük memleket- lerde aşırı bir faaliyet vardır. Büyük devletlerin faaliyetlerinin şu noktada esaslı bir önemi vardır. Büyük devletlerin gelecek sryasaya hazırlanışları herkesin genliği üzerine etkin bir manadadır. Gelecek ihtimaller her şeyden evel büyük devletlerin sı- yasaları ile belli olur. Büyük — devlet- lerden her biri geçen seneki tayyare büdcelerini; bu sene en az iki misline yakın artırmışlardır; geçen seneki büd- celeri 75 veya 100 milyon türk lirası ise bu seneki 150 veya 200 milyon türk li- rası olmuştür. Meydana getirilmiş ve getirilmek istenilen tayyarelerin sayısı binleri aş- maktadır. Bundan iki sene evel bin tay- yaresi olmak yeryüzünde en büyük ha- 'va küvvetine malik olmak gibi idi. Âm- ma içinde bulunduğumuz zamanda bü bin hiç olmazsa iki veya üç bin ile ifa- de olunur. Türkiye tarihinin cereya- nında uzun seneler türlü cilveler için- de kalarak kendi — müstakil ve ulusal mevcudiyetini hiç bir hâdisenin, hiç bir kimsenin, hiç bir arsrulusal tertibin' ve- ya lütfün sayesinde kazanmamıştır. Türkiyenin oldum olası ve hele son devirlerde erkin ve ulusal varlığı yalnız kendi yaşama kudretine ve kendi var- lığma borçludur. (Alkışlar) Arkadaşlar, gelecek sıyasal hadise- leri eğer birkaç sene evel görmek tali- inde isek gelecek hadiseler karşısında Türkiyenin varlığının hava bakımından gene kendi kudretine dayanmaktan başe ka çaresi olmadığına sizin İnanmanız ve sizinle bütün ulusun yolunu İyice «n- laması ve ona göre hazırlanması gerek- tir, Açık olarak söylemeliyim, hava hare. ketlerile hava tekniğinin ve hava siyase- tinin milletlerin hayatlarına yapabile- ceği etki ile meşgul değiliz. Binlerce tayyarelerin cihan sıyasasını baskı al- tında bulundurduğu devrelerle Türki- yenin kendini koruyabilmesi için kaç tayyarosi olmaşı lâzım geldiğini kabu! edersiniz, d Binlerce tayyarenin sözlü geçtiği bir çevrede, Akdeniz çevresinde, Avrupa - mım şarkında dünyanın en büyük siya- si cereyanlarının binlerce senelerden « beri en çok kaynaştığı bir çevrede bi- zim enaz kaç tayyaremiz olmasını is - tersiniz? Hiç olmazsa 300 tayyaremiz olmalıdır ki Türkiyenin varlığını mü - dafan etmek için az çok yeter bir kuv- vetimiz olduğunu sanabilesiniz. Tür- kiyenin bulunduğu alanda sıyasal akış- lara karşı barış, insanlık ve mede yet bakımından faydelı bir etki gö tebilmesi için de bu 500 tayyarelik kuv- vete ihtiyacımız vardır. Bugünkü garte lara göre en az bir rakam olarak söyle- diğimiz 500 tayyareyi elde edebilmek için her sene 30 milyon lira tahsis ede- bilmelisiniz. Açık hakikat bundan iba- rettir. —Bizim Tayyare Cemiyetinin memlekete tedarik — edebildiği bunun onda biri değildir. » Arkadaşlar, büyük — milli müdafaa vasıtalarının halkın kendi anlayışı ve takdirine göre iradi olan bir yardımı ile temin olunamıyacağı bir hakikattir. Eğer fenni ve nazari olarak düşünür « sek bu kadar mühim olan ihtiyacı dev- leti kendi büdcesinden temin edip hal- kın yardımı gibi ne mahsul vereceği bel- çat un çetin safhalarını geçirmiş :ı:n:rı':ı ııı.f“nlın bilmelisiniz ki türk kurtuluşunu temin eden şartlar ne kadar sert idiyse henüz yüksek bir türk cemiyetini emniyet içinde yaşata- cak şartlar buluncaya kadar geçirece - gimiz günler daha hafif değil © kadar sert olacaktır. Harabolmuş bir mem - leketi imar etmek için ve bakılmamış hele kültür bayatında bir çok eksikleri ihmal edilmiş bir milleti az zamanda yükseltmek yetiştirmek için bir çok e- meklerin sarfedilmesi lazım geldiği bir devirde hayatın asıl çetin ve sert olan taraft şudur ki, memleketin müdafaası için, araçları kolaylık ve bollukla temin edebilecek günleri bekliyecek bir temi- nat da yoktur. Eğer 25-30 sene temin olunmuş bir sulh havası içinde memle- ketin zenginliğini yeter derecede ar - tırdıktan sonra milli müdafaa mesele - sini düşünmek mümkün olsaydı bu me- selelerin halli tarafı çok daha basit du. Hem mömleket — bir taraftan yetiştirilecek eksiği tamamlamağa çalışıla cak ve hem de bir tehlikeye karşı mem- leket müdafaası düşünülecektir. Bu me- seleyi düşünmek — bizim borcumuzdur. Onun için milli müdafaa meselesi, di- iğer her memlekette olduğundan çok da- ha fazla bir mahiyette, bizim için mev- cuttur. Arkadaşlar, eğer teknik ve sıyasal bakımdan hava hareketleri bu yolda de- vam ederse devam etmemesi için hiçbir beldek yoktur. Bütün ahval, sıyasal ve tek nik istikametler bunun edeceğini gös - termektedir. Bu ahval karşısında ken- di hava müdafaamızı millt müdafaanın büdce ve devlet hizmetleri arasındaki waziyetinden çıkarmak mecburiyetinde kalacağız. Bir defa bilmek Jazımdır ki bütün dünyada havadan saldırma ha - reketi bundan hattâ beş sene evel zan - nolunduğundan — çok daha müessirdir. 'Türkiyeye aid olarak her türkün, her türk vatandaşının benim ağızımdan işi- terek ve acı olarak bilmesi Tazımdır ki Türkiye için hava tehlikesi vardır. Tür- kiye havadan bir taarruza maruz kalır ve bu taarruz memloketi harab edebilir. 'Tatlı şeyler söylemiyorum. Ama haki- kat bundan ibarettir. Arkadaşlar, bugün memleketin mü - dafaa vaziyeti olarak yalnız sıyasal va- ziyetimiz değil, fakat teknik ve coğra- ft durumlarımız itibariyle Türkiyenin nazari olarak maruz kalacağı taarruz ih- timalleri denizden, karadan ve hava - dan kısaca mütalca edilebilir. Türki - yenin milletin fedakârlığı ile ilkmal o- lunan müdafaa imkânları karadan bir taarruza uğramak helinde kendi müda- faasını temin etmeye müktedirdir. Hat- tâ yalnız kalsa, bunu yakı kuvvetli misallerle söyliy: gız bir memleket hor köşesinden hiç ol mazsa sekiz devlet tarafından istila o- dundu. Elimizde hemen hiç vasıta yok- ken kendi memleketlmizi korumasını ve yabancıları topraklarımızdan sürüp ç- karmasını pek âlâ bildik. (Alkışlar) Aşağı yukart denizden de uğny.ı— cağımız hücumlara karşı kâfi — deniz müdafaa araçlaramız olmamakla bera - ber mücadelemizi devamlandıcacak kuv- vetlere malikiz. Havaya gelince: Havaya kâli derecede önem verdi- gimiri ıöyliymıylı. Hava saldırışla- rana karşı memleketin korunması İçin arzu edilmesi gereken gök noktalar var- dır. Türkiye bir hava tehlikesi altın- dadır. Hava tehlikesini bütün dağla- rımız, çok matnlr olmıyan geniş saha- larımız kolaylıkla önliyebilir zanını ham ve yanlış bir zandan ibarettir. Bugün taj n üstünden geçmiyeceği bir dağ, yer yüzünde görmiyeceği bir kö- şe kalmamıştır. Memleketin şu ve bu köşesinde yaptığımız fabrikalar, mek- tepler, müesseseler ve yetiştirmeğe ça- Tıştığımız çocuklarımız havadan vuku- bulacak taarruzlara karşı açıktırlar. Bicaz evvel, devlet bütçesinden te- min etmek imkânını anlattım. — Devlet bütçesinden hava müdafaası için böye le yirmi otuz milyon Kiralık parayı bu- gün ve yarın ayırıp karşılaması im- - kânı yoktur. Arkadaşlar; Bir devlet bütçesl için normal ola- rak alınması mümkün olan bütün merabalara temas ettik. Biz bir mem- leketin fenniğ ve tedrici bir sunette i- lerleyip açılması için el koyabileceğimiz varidatların ve vergilerin hemen hep « sine el koymuşuzdur. Biz bilâkis büt. çemizin artırılmaması İçin önümüzdeki senelerde iki esaslı tedbiri takib etmek yalundayız: Bunlardan birisi; İyi ekonomik ted- birlerle memleketin zenginlenmesi, |- kincisi; vergiler üzerinde hattâ icabe- | derse indirmek suretile rslahat yaparak memleketin tedrici, fakat emin bir su- rette bütçesini artırmak yoluna git- mekteyiz. Şimdi biz bu yol Üzerinde- yiz, Senelerce bunu takib etmek mec- buriyetindeyiz. Görüyorsunuz, devlet bütçesinden hava için otuz milyon lira verebilmek için bir çok seneler bekle- mek lâzımdır. İşte bu bir çok seneler için türkiyenin bir hava tehlikesine ma- ruz olmıyacağına dair bu milletin itimad edebileceği bir teminat elde edebilmesi lâzımdır. Böyle bir teminatı kimse si- ze veremiyecektir. Şu halde arkadaşlar; devlet bütçe- sinde durum böyle olunca vatandaşla- rın aklını başına alıp Türkiye havasını ffüs etmiye önem verip vermiyecek- lerini düşünmeleri lâzımdır. Tik önce bu- na bizim aklımız ermeli ve her bizimliz, bütün vatandaşlara ve en kuytu köşe- sine, en aklı ermez adamma kadar hakikati ve tehlikeleri olduğu gibi söy- lemeliyiz. Bir defa buna sağlam karar verdikten sonra, sizi temin ederim ki, tehlikenin yarısı atılmış ve tedbirin ya- rıdan — fafzlası bulunmuştur. Biraz evvel hava tehlikesini klasik devlet bütçesinden ayırd etmek - dedi - ğim budur. Eğer biz yarın kalkdığı- miz zaman teneifüs edeceğimiz hava - mın emin olup olmadığına dair yüreği- mizin içinde bir şüphe uyanırsa bunu temin edecek vasıta ne ise ona içtiği - miz su ve yediğimiz ekmek gibi bir pay ayırmanın çaresini bulacağız. Me- selenin esaslı noktası buradadır. Bü. tün dünyanıa uykusunu kaçırmış olan tehlikeye karşı kâfi derecede gayret gös- termemekteyiz. Arkadaşlar; Klâsik vergi mevzularına biraz ev- vel söylediğim gibi temas ederek bu- gün ve yarın tayyare için çare bula - mazsınız. Bu, ancak tayyareye para verebilecek olanların kendiliklerinden bu tehlikeyi anlıyarak yardım etmeleri. le mümkündür. Bu yardımın en önem- H noktası, muntazam olmasıdır. Mit M karakterimizdeki esaslı bir zaifliği bilmeliyiz. Bizim her hangi bir mem- leket meselesi için yapamıyacağımız fedakârlık yoktur. Bütün malımızı ve canımısı, en zenginimiz, en fakirimiz biz bunların bepsini veririz. Amma arkadaşlar, on beş gün en hayırlı bir maksad için bir kuyudan günde bir kö- va su çekemeyiz. Mesele buradadır. Tehlikeyi böyle görüp memlekette böy- le bir usul koymaktadır. Herkesin ha» va tehlikesinden korunması için bütün umıınbii!ünmılınınmı:ıinıll- zum yoktur. Hattâ böyle bir gey ra- rarlıdır. Amma, her gün kuyudan bir kova su çeker gibi muntazam olarak 'Tayyare Cemiyeti veznesine bir borç ö- demesi lâzımdır. Bunu tanzim etme « ge çare bulduğumuz wakit ve herkesin kendi vaktini ve kendi genişliğini tak- dir ederek teneffüs ettiği havanın ma- suniyeti için böyle bir borç Bdı;—ıal - zım geldiğini anladığı yakit Tayyare Cemiyeti muntazam bir varidata istinat edebilir. Ve memleketin hava müdafa- asında ne yapmak lüzim geleceğini meydana çıkarır. Arkadaşlar, bütün fikirlerimi — ve tedbir olarak gördüğüm istikametteki noktai nazarlarımı söylemiş olduğumu zannediyorum. Büyük kurultaydan ri- cam hiç olmazsa vakti bali yerinde ©— lan bir ailenin senede 20 İira vermek üzete kendi ihtiyarlariyle 'Türkiyenin maruz olduğu hava tehlikesini bilenler sırasında adını bir deftere yazdırması- dır. Türk hava kurumuna daimi aza 0- Jatak senede vakti hali yerinde olanlar diyorum, hiç olmazsa 20 lira vermeyi teahhüd etmelidirler. - hay hay sesle- ri - Bu suretle birkaç yüz bin üye tö- min edebilirseniz esasir bir varidat e. de edilmiş olur. Bunun haricinde di- ğer vatandaşların gençlikleri mümkün olduğu kadar, bunlar için bir had söy- temeksizin fakat muntasam olarak Tay- yare Cemiyetine bir yardımda — bulun- maları lâzımdır. Memleketin müdafaa- sının ne olduğunu bilen bir adam ola- rak, siyasi meseleler içinde, vazife ve mesuliyet alan bir adam olarak sizi ha- kikatlardan haberdar ediyorum. Sizin, büyük kurultayı hava tehlikesini mem- lekete anlatmak ve buna karşı araç bul- mak yolunda bütün memleketin İÜgisini artırmak için önayak olmanızı diliyo- rum. İlk önce hava tehlikesini bilenler beyetini teşkil etmeliyiz. Dediğim gibi bava tehlikesini bilenler heyetine ge renler hiç olmazsa ailesi - için senede muntazaman 20 lira vermeyi teahhüd etmelidirler. Böyle bir teahhüdün dal- mat bir borç olacağından da korkmama- lıdırlar. Çünkü benim zihniyetime gö- re içinde bulunduğu senenin teahhüdü- nü verdikten sonra gelecek sene içfn bunu vermeye imkân görmiyen valiyı> daş kendi ismini hava tehlikesini bi- lenler arasından sildirir ve yardımcılar listesine geçebilir. Bu kendi ihtiyarın dadır. Amma hava tehlikesini bilenler listesi içinde olanlardan bu teahhüdünü senesi zarfında ifa etmiyenlerin isim- lerini ilan etmesi için Tayyave Cemi- yetini serbest bırakmalısınız. Esanlı - larak bir yurd müdafaasına temas eder- ken ciddi bit tedbir almalıyız. Büyük kurultayı teşkil eden arkadaşlar dev- letin gerek resmi ve gerek husüsi ha yatında görgüleri ve tesirleri geniş - Jan arkadaşlardır. Bir defa Türkiyenin hava tellikesine maruz olduğunu gö- rüp anlamakla beraber buna bir tedbir bulmak behemehal vazifemiz olduğunu kabul ederiz. Arkadaşlar, gidiş o ki, Türkiye 6w gün atrsıulusal münasebetler İtibariyle hemen en az tehlikeye marür — olduğu bir zamandadır. Bu zaman, ay mıdir, se- ne midir. Bunü tayin edemeyiz. Amma gu söylevi verdiğim bir anda Türkiye arsıulusal bakımdan en az tehlikeye maruz olduğu bir zamandır. Fakat bir sene, iki sene, beş sene sonra ne olacar ganı bilmem. Ve siz eğer bugün başlar- sanız ancak hazırlanmaya vakit bulabi- firsiniz. Mesele havada çalışacak kâfl derecede — pilotu endüstrisini vücuda getirmektir. Amma bunların hepsi pa- ra meselesidir. Arkadaşlar, havacılığın diğer bütün alanlarında da ihtiyacımız olduğu ka- dar, arzu ettiğimiz kadar muvaffak ol duğumuzu iddia edemeyiz. Görüyorsu- 1nuz ki memleketin hiç bit köşesinde si- zin yüreğinize ferah verecek bir şey töyliyemiyorum. Hakikata karşı bir şey söyliyemem amma bütün bu derdlerin başında milletin kâfi derecede tahsisat bülmaması gelmektedir. Bu vesaiti ev- vela bulunuz, ondan sonra diğer her hizmeti istemek için yüzümüz ve yeri- miz olsun. Arkadaşlarım, meseleleri bu kadar kesin ve ciddiğ bir surette görür, ted- birine tevessül edersek - ki biz büyük türk meselelerini daima böyle çıplak görerek tevessül ettik - yakın bir za- manda vücuda getireceğimiz eserlerden siz memnun olursunuz, yurdun en emiy ve en kısa istikamette inkişafı için sağ. lam temeller kurmuş olursunuz. Arkadaşlar, merd adam ve büyük . millet odur ki, tehlikeyi olduğu gibi görür. Böyle milletler türk milleti gi- bi, geçende olduğu kadar yarım da dal- ma muzaffer olur. ve daima her müşkü. lü yenerek ortaya çıkar. (Şiddetli al- kışlar). Türkiyenin hava tehlikesine maruz olduğunu bilmeliyiz — ve söylemeliyiz. 'Tedarik edeceğimiz araçları kendileri- ne emanet edeceğimiz kahramanlarımız vardır. (Şiddetli alkışlar) Emin olu- nuz arkadaşlar, sizin vücuda getirece- ğiniz 500 tayyarelik bir hava filosu 'Türkiye havasını korumaya imkân ve- recek yüksek bir kalitede olacaktır, (Alkışlar). Elimizde adamlarımız, mil- li istidadımız bu kadar yüksek iken bu milletin emniyetini temin edecek vası. taları vaktinde görmüş ve bulup vere miş olmamaktan dolayı türk milletinim büyük menfaatlarını ve çok yüksek ge- leceğini sarsıntıya maruz bırakamayız ve brrakmıyacağız. ( Alkışlar). Meseleyi çıplak görerek ameli bir takım tedbirlere varmalıyız ve herhal- de türk hava kurumunu muntazam ve emin varidata istinad eden bir kurul ha line getirmeliyiz. Şimdi size türk kü- Tumu başkanı fenni bir söylev meek— (Sayıfayı çeviriniz.) *