20 MAYIS 1935 PAZARTESİ ULUS ——— ——— — ——— Almanya mektupları Üçüncü Rayhta gazeteler Gazetemiz için yazmağa .başladığı “Almanya mektubları,, nı, yeniden Al- manyaya gittiği için kesmek — zorunda kalmış olduğumuz arkadaşımız — Neşet Hali! Atay, memleketo dönmüştür. Ya- zılarını sirasiyle koyuyoruz: İstanbul, 14 Mayız 1935 Hazırladığım sıraya göre bu yazı Al- manya mektublarımın dokuzuncusu ©- lacaktı. Önce üçüncü Rayh'ı, sonra ü- güncü Rayhın yönetim sistemini anla- tacaktım. Fakat, Almanyadan İstanbula döndüğüm zaman gündelik gazeteler- den birinde alman basını hakkında ya- zılmış bir yazı gördüm. Bu yazı İç Ba kanı Sayın Şükrü Kaya'nın basın nağında çıkan yazısına cevab olarak ya- zılmıştı ve yazıda alman basını — şöyle anlatılıyordu: alma- “Bay Şükrü Kaya'nın yazısından bi- ri alman basını çok kötülemiştir. Andr& Beucher'in söylediğine, birçok — yerler- den de pekitildiğine göre birçok alman gezetelerinin tirajı yüzde yirmiden yüz- de doksana düşmüştür. Zorla abone u- sulü Çıkarılmasaymış daha büyük fela- ketler beklenecekmiş. Bir alman “hepi- miz zorla aboneyiz; fakat gazeteyi aç- madan atanlar çoğalıryor,, demiş ve Alk manyada yabancı gazetelerin satışı gün- den güne artıyormuş V. $.. V. S.y Ankarada türk basın kongresinin top- lanacağı ve türk basını hakkında karar- lar verileceği bir sırada türk kamusal- düşününe alman basınının bu kadar kö- tü anlatılması sebebsiz değildir. Yazının basını bir anlayış tarzı vardir (1). Ve yazıda alman basınmın 1933 den sonra- ki durumu bu tarzı — haklı göstermek için değiştirilerek anlatılmıştır. Almanyada 1933 den sonra, eskiden çıkan ve ulusal sosyalist anlayışa karşı olan, Hberal, komünist, demokrat ilh. bütün gazeteler kapatılmış, kalanlardan birçoğunun baskrları düşmüş, fakat Al- manyada alman gazetelerinin toptan baskılarında 1933 den önceki baskılara göre değişiklik olmamıştır. 1933 den önce Almanyada gündelik gazetelerin 15-17 milyon arasında abo- neleri 20 milyon kadar da baskıları var. mış. 1935 martında alman gazetelerinin toptan aböneleri 16 tirajları gene 20 milyon idi. Değişen şey abone veya ti- raj değil gazetedir. Alman basmı için olduğu gibi Sov- yet, ingiliz, fransız, amerikan ilh. basın> lart için de eyi fena söylenecek birçok şeyler bulunabilir, bu memleketlerde çıkan gazeteler teker teker yahut hepsi bir arada gözden geçirilerek bunların yazı eya haber kaliteleri düşmüştür ve- ya çıkmıştır denebilir. Fakat bütün bu tenkidler; adı, sanı belli - olmıyan bir almanın veya Almanyaya, Almanyanın basın anlayışına dost olmıyan bir ada- mumrtanıklığile yapılamaz. Berlinde bir alman bana; — Ulusal sosyalistlerin Almanyayı işsizlikten kurtanmak için işsizleri sü- rü halinde vapurlara trenlere doldur- duklarını da yazınız (2) demişti. Gene Berlinde ikea çekoslovak köy- lerinden birinde aylarca alman devri- mine karşı radyo yayımı yapan bir al- man mühendisinin öyküsünü dinlemiş- tim. Kim bilir başları boş bırakılsa Al- manyada ulusal sosyalist devrim karşi- sında konuşacak ne kadar insan vardır?. Atif Oruc da bir türk olarak yıllar- €a türk devrimi hakkında konuşmuş, ya- zılar yazmıştı. () Bu anlayış tarzı liberakdir. Te- cim niçin doğruluğa engel olsun. Dev- Tet tecim yapmryor mu? gibi sorgulara cevab verir, devlet gazeteciliği ile, te- jim gazeteciliğini biribitine karıştırıt. (2) Ulusal sosyalistlerin alman işçi- leri için hazırladıkları bu gezintilerden bundan sonrekt yazrlarımda bahsedece- Him. Herkes Sanra niçin bu kadar kısa, çabuk' ve ağır hükümler- vermeli, niçin her şeyi bu kadar aykırı anlamalı? Ulusal sosyalist devrimi Almanyada kimler beğenir, kimler beğenmez, bu devrime Almanyada kaç kişi bağlanabi- lir, kaç kişi bağlanamaz? Bunlar 1870 — 1918, 1913 — 1933 ve 1933 — 1935 Almanyalarını — inceleyen kerkesin kendi kendine kolayca ayırd edebileceği, sayılarınt rakamla kâğıd Ü- zerine koyabileceği şeylerdir. Fakat bu- günkü Almanyayı doğru ve olduğu gi- bi tanrmak için faydalı olan bir tek tet kik tarzı burmudur? Ulusal sosyalistler Almanyada dev- leti, köyü, ekonomiyi, kültürü, yaşayı- şı, anlayışt değiştiren bir devrim yap- mışlar, basınt bu devrim emrine organ olarak almışlardır. Devrimi basına de- gil, basın; devrime bağlamışlardır. Bu bakımdan Almanyada basın devrimden ayrılamaz, devrim hakkında başka, basın hakkında başka türlü düşünülemez. Ya devrim - batın ikisi birden eyidir; yas hut biribirini tamamlamak üzere İ isi de fenadır. Alman gazeteleri 1918 — 1933 arasın- da orduya, ulusa sövecek, alman birliği- ne karşı arsıulusal ülküyü yayacak ka- dar özgen (hür) r. Gazeteler dile- diklerini diledikleri gibi yazabilirlerdi. Almanya bu yıllar içinde battı ve bu yıllardaki basın özgenliği Almanyanın batışını kolaylaştırmaktan, —acısını ar- tırmaktan başka bir şeye yaramadı. Bu- gün alman gazeteleri istedikleri gibi ya- zamıyorlarsa (belki de başka türlü yaz- mak istemiyorlar) bundan Almanyada basın işinin yerini yabancı basınlara bırakacak kadar kötülediği anlamımı ne- den çıkarmalı?. Alman basını hakkında konuşurken Almanyada alman dilile, bir günde, or- talama 200 ikitab basıldığını, alman ga- zetelerini günde en az 20.000.000 alman watandaşının okuduğunu, ve gündelik gazetelerden başka 5,000 — 1,000,000 â- rasında baskı yapan 30,000 alman dere gisinin çıkmakta olduğunu —düşünmek lâzımdır (3). Almanyada yaltız — yük- sek okullarda 100,000 talebe ardır. Ve ulus, tıbkı ekonomik — sıkıntı gibi bir okumuşlar ağırlığı altındadır. Bir noktaya daha işaret edeyim: Almanyaya Almanya dışında çıkan ve ulusal sosyalist devrime aykırı ya- zılar yazan gazeteler sokulmaz. Alman- k resim, ahlak bozan yazı hem alman hem de alman olmryan gazeteler için yasaktır. Kanun böyle olunca Al- manyada yabancı gazetelerin satışının günden güne arttığı iddiasına nasıl ina- nrlabilir Türk gazetecileri Almanyada ulusal ist devrimin basın anlayışını âal- man devlet reisinin ağzından dinledi- ler. Alman basınını Almanyanın küçük büyük birçok şehirlerinde yakından gördüler. Her yerde gazetecilerle ve ga- zete okuyanlarla konuştular. Gazetele- rin tirajları ve basın organizasyonu hakkında etüdler yaptılar. Almanyada türk ıınmüerlnı hiç bir gazeteci tiraj düşüyor demedi. Ve Almanyada söz söyliyecek yetkede olan hiç bir kimse ulusal sosyalist Almanyar nın basın anlayışını ve başın “'.“'“"' yonunu anlatmaktan çekinmedi. Türk gazetecileri Almanyada büyü- yen gazeteler, gittikçe genişliyen basın evleri gördüler, kapanan gazetelerin kotleksiyonlarını araştırdılar, ve hiç bir yerde benim bu yazıda okuduğum hü- kümlere hak verdirecek bir durumla kı:ıılıpııdılır. Türk gazetecilerinin Almanyada ıürdlkl:rl yeyi tepeden tırnağa kadar değişmiş ve değişmeğe /kamlar Lalpçiğde Deutsche Bücherel' aldım. Bu kitabhane bü- tün dünyada alman diliyle çıkan kitab acemua Ve azeteleri toplar. yada açı! sosyallı (3) Bu ral C. H, P,nin yeni başkanları Parti Genel Başkanlık Divanı- nın, bazı iller parti başkanlıkları- na saylavlarımızdan sekizini seç- ( miş olduğunu dünkü sayımızda yazmıştık. Bugün de bu saylavla- rımızın birer fotoğraflarını yuka- rıya koyuyoruz. Bu fatoğraflar sol- dan sağa ve yukardan aşağıya doğru: İstanbul başkanı, eski yındırlık Bakanı B. Hilmi Uran'ı; ) Çorum başkanı, Çorum saylavı B. Ali Rıza Özenç'i; Denizli Başka- nı, Denizli saylavı Dr. B. Hamdi Berkman'ı; Kocaeli başkanı, Zon- guldak saylavı B. Halil Karatav- su'yu; Balıkesir başkanı, Kütahya saylavı Dr, Lutfi Kırdar'ı; Sam- sun başkanı, Samsun saylavı Meh- med Ali Yürüker'i; Erzurum baş- kanı, Malatya saylavı general Os- f;h;lı : man Koptagel'i; İzmir başkanlığı da üstünde kalmak üzere Manisa Çok yerinde bir girişim c Keçiörende dün yapılan toplantıda bulünuntar, Aşağı - da: Keçiörende köy gazinosunun arkadan görünüşü. Dün Keçiören'de, bir toplantı yapılmış ve Ankaramızın bu güzel ini daha çok şenlendirecek eyi bir işe girişilmiştir başlanılan iş, cumurluk merkezinin her an- karalı tarafından - hele yazın - sık sık gidilip gezilen bu yeşil yazlı- la oturanları ve onu sevenleri bir araya topluyacak bir köy gazi- nosunun yönetimini düzenlemek- tir. Gazinonun kurağı, büyükleri- mizin yardımı ile, yaptırılıp biti- rilmiş, boyatılmış, hiç bir eksiği bırakılmamış ve bir “köy gazino- su,, olduğunu unutmıyacak her zoraçekenin beğeneceği bir hale getirilmiştir. Dünkü toplantıda konuşulan” mesele, işte bu güzel kurağdan ankaralıları faydalandırmaktı. Görüşmeler sonucunda konulan prensipler şunlar olmuştur: Ha- hazırlanmış bir Almanya, ve bu Alman: yayı yaratmak için çalışan ulusal bir basındır. Bunu da yarın yazacağım. Neşet Halit ATAY Ankara zırlanan kurağ onu benimsiyen het ankaralınındır; “benimsemek,, ise onun yönetimine ortak olmak demektir. Şu hale göre ona üye ol- mak gerekir. Üye olmak için de, girerken ve her yıl biraz para ve- rilmelidir. Üyeler gazinoda hazır- lanacak eğlencelerde bulunur, ko- nak getirir, yiyecek ve içecekleri SAYIFA 3 başkanı B. Avni Doğan'ı gösteri- yor. maloduklarına yakın bir fiata sa- tın alırlar. Üye olmıyan ankaralı- lar gene ötekiler gibi, gazinodan faydalanır, yalnız yiyecek ve içe- ceği üyeler kadar ucuza alamazlar. Üyeler için olan ucuzluk verdikle- ri girme ve yıllık paralarla yöne- tim ortaklarının bir primi demek- tir. C. H. P. Genel Sekreteri Bay Receb Peker, Ankara İlbayı Bay 'Tandoğan ve Keçiörende oturan saylavlarla partililerin yaptıkla- rı bu toplantıda kararlaştırılan yö netim prensiplerine göre bir tü- zük hazırlamak - için altı arkadaş seçilmiştir. On beş gün içinde ye- niden bir toplantı yapılacak, tüzül kabul edilecek ve yönetim kurulu seçilecektir. İlave edelim ki dünkü toplan- tıda “Keçiören köy gazinosu,, adı- nt alan bu gazino şimdiden işletil- meğe başlamıştır ve bütün anka- ralıları, gece gündüz, beklemekte- dir. Atlı Spor kulübünde Atlı Spor Kulübünde yaz binişi programları yeritilmeye başlan- mıştır. Bu programa göre hafta- da iki gün saat 17 de toplu biniş yapılacak, diğer üç günde de ma- nejde biniş yapılacaktır. Cuma ve pazar günlerine hasredilen toplu binişlerden biri dün doktor çikinin yönetiminde yapılmıştır. Altmış- tan fazla üyenin katıldığı bu ge- zinti çok zevkli ve eğlenceli ol muştur. Kulüb - Telsiz - Solfasol yolu ile baraja gidilmiş, orada ya- rım saat kadar dinlenildikten son- :(;r saat 20,30 da kulübe dönülmüş- Aşağıdaki fotoğraf, *w gezinti- den bir enstantaneyi gös..rmekto- dir,