7 Mayıs 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

7 Mayıs 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ÇATT ÇŞ TTTT T TTT ÇAT PN A Y PY YT SAYIFA 4 ULUS Almanya yeni bir dine doğru mu gidiyor ? Berlinden 26 nisan tarihli Man- çester Gardiyen gazetesine yazıl- dığıma göre bugün on altı protes- tan papasının kamplarda kapsık bulunduğu bir sırada Almanyada “puu tıpıdık,_ dan yana göze gö- rtünür bir yürüyüş ve ilerleyiş gö- ze çarpmaktadır. *“Yeni puta taparlar,, birliği ge- çenlerde Berlin'in 12.000 kişiyi a- lacak kadar büyük ve geniş bir yer olan Sports palasta toplanmışlar- dır. Bu toplantıda Prof. Vilhelm Haver başkanlık, Kont Reventlov da asbaşkanlık etmiştir . Geçen çarşamba Berlinde çı - kan Nahts avsgabe adlı akşam ga- zetesi Profesör V. Haver ile bu iş üzerinde konuşmuş ve profesör - lerin söylediği sözlerin gazetede çıkmasına izin venlmışnr Profesör, nazi rejiminin önder- liği altında bu akımın (cereyanın) geniş bir alanda yürümek ve iler - lemek imkânmı bulduğunu söy - ledikten sonra, yapılan toplantı - tarda bütün sınıflardan binlerce al- manın bulunmasını, yeni iİnana doğru almanların istekle yaklaş- malarını anlatır bir belge olarak göstermiştir. Profesör demiştir ki: *“ Yüzbinlerce, hattâ milyon - larca almanım bu işten yana oldu- ğuna ve bu işin başarımla yürüye- ceğine kanığız. Ondan dolayıdır ki son büyük toplantıyı yaptık.,, Profesör, bu yeni gidisin Tan- ayırd edilerek bayındırlık bakan- lığına bağlanmasının daha doğru olacağını söylemiştir. Tarım Bakanı Muhlis Erkmen verdiği cevapta idarenin 1927 yı- hındanberi geçirdiği safhaları an- latmış ve geçen yıla kadar devam eden küraklıklar yüzünden Beyşe- hir gölünün su seviyesinin düş- müş olmasından ileri gelen sıkm- tılı durum karşısında mütchassıs- Tara tetkikat yaptırıldığını ve s0- nunda gölün eski seviyesine gel- mesini beklemeğe karar verildiği- ni söylemiş ve demiştir ki: “— Nitekim bir yıl önce su radya seviyesinden çok daha aşa- ği inmişken geçen yıl biraz yük- selmiş ve bu yıl beş santim yük- sekliğe cıkmıştır.,, Tarım bakanı ovada geçen yıl 50 bin dönüm toprak sulandığını bu yıl 70 bin dönüm toprağın su- lanacağını umduğunu sulama ida- resinin gitgide ilerlemekte bu- kunduğunu ve bu idarenin tarım bakanlığının kontroluna bırakıl- mış olmasındaki sebepleri anlat- mıştır. Bu görüşmelerden sonra ka- nunun maddelerine geçilmiş ve sulama idaresinin 1935 yılı masa- Tifatı karşılığı olarak 150 bin lira tahsisat verilmiş ve buna karşı geliri de 150 bin 140 lira tahmin edilmiştir. Hudut ve sahiller sıhhat umum müdürlüğü 1935 yılı büdcesi ile de bu idarenin masrafları karşılığı o- Tarak 483 bin 459 lira verilmiş ve geliri de 736 bin lira olarak kabul edilmiştir. Gene Kamutayın dünkü top- Tantısında hudutlarda çıkan ihti. Tâfların tetkik ve halli için olan Türkiye ve Sovyet Rusya muka- velesinin 6 ay daha uzatılması, Türkiye ile Bulgüristan arasında Sofyada imza edilen protokolun, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan ve Meriç - Evros ırma- ğınımn her iki kıyısında yapılacak idrolik tesisatım tanzimine aid iti- Tüfın tasdikine dair kanunlar ka- buAl edilerek toplantıya son veril- Miştir. Kamutay gelecek toplantısını mayısın 18 inde yapacaktır. rısız verimsiz bir gidiş olduğunu söyliyenleri protesto etmiştir. Profesöre göre bu gidiş, alman ulusunun ta yüreğinden kopup ge- len bir inan ihtiyacıdır ki etik ve dinseldir. Profesör, İndo - Cermen ırkına ve bu yeni toton inanmın yeni bir canlılık ve erk getireceğine ka - nığdır. Yeni inan gidişini bu yolda an- latan profesör Haver Votan ve Eddaik tanrılarının yeniden diril- tilecekleri duyuklarının doğru ol - madığmı söylemiştir. Bu yeni inan, kendisine göre bir takım törenler ve âyinler ka- rarlaştırmakta ve bir çok hıristi - yanlık esaslarını abamaktadır. DAĞINIK DUYUKLAR Japonyadakideprem Formoz adasındaki yeni deprem, bu yüzden birçok defalar acıya uğramış o- lan Japonyada gene birçok kimselerin ölümüne sebeb aldu. Bundan önce, 21 eylül 1934 de kopan tayfun da çok büyük zararlar vermişti. Bu tayfunun, Japonya iç bakanlığı ta- tafından çıkarılan uluşal (retmi) ista- tistik şudur: 3,000 ölü, 14,000 yaralı, 3,000 — dane yıkılmış ev, 44,000 dane zarara uğramış ev, 13,000 dane batmış vapur, 24,000 da- ne yıkılmış köprü, 90,000 dane su altın- da kalmış tarla. 1923 deki büyük deprem 100000 ki- ginin, 1896 da 400 kilometre üzerine ya- yılan bir su dalgası da 30,000 kişinin ö- lümüne sebeb olmuştu. Amerikada evlenmeler, boşanmalar Son yedi yıl içinde Amerika'da olan evlenmelerin sayısı, boşanmaları sayı - siyle eşittir, Böylece de, 1928 de tarınmış ameri - kan hâkimi Ben Lindsey'in 1938 de evlenmelerin sayısı boşanmalarınki ka- dar olacağını haber veren sözleri doğ- ru çıkmış oluyor. Şimdi de bu adam: “evlenme orta - dan kalkmağa mahkümdur, çünkü bü - yük analarımızın, babalarımızın eski düşünceleri de ortadan kalkmış, bun - ların yerine ciddiğ olmıyan tavırlar ve sorav (mesuliyet) altına girmek isteği geçmiştir., diyor. Kapsıklar için gazete İngilterede Kent kontluğundaki Maidstone hapis evinde kapsıklar (mah- puslar) için bir gazete çıkarılmaktadır. Böylelikle İngiltere hapis evlerindeki $000 kapsık hergün dışarı Glemle te - masta bulunmaktadır. Eskiden şapiroğtafla basılan bu ga- zete şimdi ön bir hapis evinde okun- maktadır. Uluşal makamlar bunu, kap- sıkların maneviyatı için çok faydalı bulmaktadırlar. Dört günde Çin'den Amerika'ya Yeni büyük amerikan uçağı Kalifor. niyayı Çine bağlıyacak olan dünyanın Okyanosu üzerindeki en büyük hattını açınıştır. Kaliforniyada Alemande'dan Honolulu'ya kadar olan 3.900 kilometre- lik ilk parça, 7 saat 45 dakika gibi re - kor denilebilecek bir zamanda alınmış- tır. Bu uçak 20 tonluktur ve 6 kişi tara- fından sevkolunmaktadır. 5000 kilomet- relik bir alan içinde 20 yolcu ve 10.000 aektub taşıyabilmektedir. Uçak Hono- Tuludan sonra, aralarındaki uzaklık aşa- ği yukarı 2.000 er kilometre olan Mid- way, Island'a, Wake Island'a, Guam ve Manil'e uğramaktadır. Bu yeni yol üze- rinden 4 günde Amerikadan Çin'e gi « ,dilmektedir. Memcl mesclesi Correspandance Politigue et Diplo - mealigue, Berlin - 26. 4. 935 Arsrulusa! meselelerle bunların kar- şilikli etkileri yanında, — Litvanya'nın Memel'de yaptığı şeyler, üzerlerine bo- yuna Avrupanın dikkatini çekiyor. Ce. nevrede, gayet düzme (sahte) bir an - lamda, andlaşmaların çiğinenemez oldu- gü prensipi yeniden bildirilirken, Me « mel toprakları arsıulusal teahhüdlerin devamlı ve keyfi bir şekilde çiğnenişi- ne sahne olmaktadır. Litvanyanın, baş - ka bir taraftan teşci görmeksizin, an - laşmalara uygunsuz olan bu tavrında ayak direyemiyeceği intıbar bile edini » lebilirdi. Memel anlaşmasının zaminle- ri olanların nihayet yapmak zorunda kaldıkları teşebbüsler o kadar çekin - gen ve o kadar &z enerjik idi ki Memel ve Kovno'daki idarc adamlarının bun- ları bilmemezlikten gelip bildiklerini yapınaları güç bir şey değildi. Geçen cuma günü, İngiltere, Fransa ve İtalya tarafından Kovno'da yeni bir teşebbüs daha yapıldı ve bunun daha 1s- rarlı bir şekilde yapılmış olması ve o- nun için, ceki protestolara göre daha muvaffakiyetli olması arzuya değer. Litvanya'ya gönderdikleri notada Üüç devlet Memel direktuvarının, Memel anlaşmasına açıkça uygunsuz olarak, Diyet olmaksızın yaptığı çalışmaları bilhassa protesto ederek, Memel toprak- larındaki durumdan doğan — kaygular rınt anlatmaktadırlar. Devletler asıl e- larak, yeni bir direktuvar kurulmasını ve aylardanberi büsbütün bertaraf edil- miş olan Diyet'in yeniden haklarına sa- hib olmasını istemektedirler. Filhakika Diyeti bir karar almaktan &ciz bırak - mak ve statü'nün şartlarına uygunsuz olarak vali tarafından kurulan direktu- vara karşı bir ademi itimad oyu verdir- memek için Litvanya tarafından aşağı yukarı onuacu defadır oynanan — utanç verici komedyaya bir son vermek ge - rektir. Eğer arsıulusal andlaşmaların hâlâ bir anlamı varsa, otonomi statüsü- nün memleketin direktuvarının, Diye - tin itimadını haiz olacağı yolundaki başlıca maddelerine karşı yapılan bu sa- Tih hakaret bitmeli ve meşruti otonomi tam olarak kurulmalıdır. Yeni protestanun bunu alt etmesi is- teniliyorsa, Litvanya hükümetinin an - laşmaya imza koyan devletlerde, kanu- mniyete geri dönmenin zaten kararlaş - tırılmış ve temin edilmiş olduğu ve ar- sıulusal aytışma (Münakaşa) yapılma - sını gerektirmiyen mahalli ve şahsi ma- hiyette bir takım basit güçlükler kaldı- Ö gibi bir intıba uyandırmak yolunda yapacağı çalışmalara dikkat etmek lâ - zımdır. Bilindiği gibi memel otonomi - sinin baltalanması için Lituanyanın gös- terdiği kanıt, Memel halkının en büyük kısmınım Litvanya hükümetine karşı müstekimane hareket etmediği ve bu yüzden, meşrut? bir direktuar kurmak teşebbüsünün boyuna suya düştüğü yo- lunda idi. Hakikatte ise Memel'de otu- ranların “istikametsizlikleri,, Litvanya tarafından andlaşmaların çiğnenmeme- sini, haklr olarak, kolaylaştırmamala - rıdır. Litvanyalıların iddia ettikleri gi- bi, bir nasyonal -sosyalist direktuarı kurmak değil, bilâkis Memel halkının en büyük kısmının isteğine riayet olun- tasını temin etmek mevzuu bahistir. Bu isteğin görülebilmesi için temsil hakları iysal edilen saylavların yerini tutacak olan, listelerde yazılı yedek Üye- lerin, litvanyatı beş deleğenin devamlı surette gaybubetleri halinde de, karar almak için meşruti bakımdan Tüzumlu olan 20 saylavın sayısımın tam olması için hemen direktuara girmeleri lâzım- Bu normalizasyonu elde etmek en ilkel istikametin emrettiği bir şeydir ve Lit- vanya hükümetinin bundan kaçınması- ma meydan vermemelidir. Hiç kimsenin, yenilemez maddi güçlükler olduğunu ileri süremiyeceği bu işte batı devletle- rinin kanuni durumun kurulmasını ve korunmasını temin için Tüzumlu olan Partimizin İkinci ve Üçüncü Kurultayları (Başı 1, ci sayıfada) ki bugün küşadı ile müftehir oldu- ğum büyük kongremiz Sivas kon- gresinden sonra teşkilâtımızın İi - kinci büyük kongresi oluyor.,, İkinci parti kurultayının en e- saslı noktası ulusal başkanın ulu - sal kurtuluş ve devrimin her yöney- den tahlil ve hikâyesini yapan bü- yük söylevleridir. Bu söylev hâdi- selerin doğuşunu ve her hadisenin içinde doğduğu şartları açık bir göz akışı ile anlatır. Kurultay sa- tah ve akşam devam eden toplan- raalarla altı gün süren bu söylevi derin bir coşkunluk ve hayranlık duygulariyle ve candan onayarak dinledi. Söylevin c sanması ile par- tinin büyük başkanına teşekkür & dilmesi önergesi oybirliğiyle ka - bul edildi. Bu kararın önemi 9 yıl önce toplanmış olan Sıvas kongre- sinden bugüne kadar devlet ve parti kongresi hayatında yapılmış olan işlerin yeni parti kongresi ta- rafından kabul edilmiş ve beğe - nilmiş olmasıdır. Türk devrim ta - rihinin en değerli bir izeri olan bu uzun söylevin büyük bir emek ürü- nü olarak Önderin kendi elyazı - siyle yazılmış olması ona ayrıca eşsiz bir değer vermektedir. Bu kurultayda ilk tüzüğün ge- nel prensiplerindeki ruh ve anlam gene esas tutulmak üzere cumuri- yetçilik, ulusçuluk, halkçılık ve lâ- iklik kavramları (mefhumları) ge- nişletilerek parti prensipleri daha çok aydınlatılmış, partinin kuru - cusu olan Atatürk'ün genel baş - kanlığı onanmıştır. Bütün bu ge « nel prensiplerin bir daha değişmi- yeceği de karar altına alınmıştır. Yeni tüzüğe partiden önemli ödev- alanların ve parti saylavlarının ö - zel yaşayış ve ekonomik girişim - lerdeki özgenliklerini daraltacak kayıdlar konmuştur. Kurultay, parti hükümetlerinin çalışmasına yol gösterecek esasş - ları sıralıyan parti genel başkanlı- ğının bildiriğini de kabul etti. Bu bildiriğde — partinin cumuriyetçi, * halkçı, ulusçu vasıfları çok açık o- larak gösteriliyor, ekonomi işle - rinde, yalnız ulusun asığlarına uy- gunluk gözetileceği anlatılıyordu. İkinci büyük kurultayın kabul ettiği yeni esaslar devlet işlerinin ve ulusal devrimin gelişip ilerle- mesi içııı memleketin genel gidişi- ne ym bir yöney veriyordu. Yeni esaslar anasal kanundan devlet hayatındaki din korkusu - nu çıkarmak, yeni harfleri kabul etmek gibi sonuçları doğurdu. Bu güzeyde yeniden ulusal ülkü bakı Partinin üçüncü büyük kurul. tayı 15 mayıs 1931 tarihinde An- karada toplandı. Bu kurultay top- lanmazdan önceki günler bir çok siyasal hâdiselerle doludur. Parti- nin üçüncü kongresi, parti, devlet, ve durum hayatımız için temel o- lan bütün ana fikirleri ilk ya- prlan parti programında — bir araya toplamıştır. Yeni program- da ikinci partinin kabul ettiği cumhuriyetcilik, ulusculuk, halk- çılık, lâiklik ile beraber, devletçi- lik, devrimcilik vasıflarında par- tinin ana vasıfları arasında yer al- dığını görüyoruz. Bu iki prensip- ten devrimcilik partinin ilk kuru- luşundan beri büyük bir hızla güd- müş olduğu belli başlı bir vasfıydı. Devletciliğe gelince, parti hükü- meti iş başında edinmiş olduğu bilgiler ve görmüş olduğu deneç- lerle anlamıştı ki özel girişmelerin başaramadığı fakat memleket için çok luzumlu bir takım işler ancak devlet eli ile meydana getirilebile- cektir ve dünyanın şimdiki gidişin- dede ulusal ekonomimizi korumak ve yükseltmek için başı boş eka - nomi prensiplerinden ayrılmak ge- enerjiyi gösterip — gösteremiyecekleri, | reklidir. İşte büyük bir ihtiyacı kar- alman kamoyu için manali bir önem ala. , Caktır, şılamak için hükümetin tatbike baş- lamış olduğu bu prensip ayrıca 7 MAYIS 1935 SALI | gösterilmekle partinin ılLı pren belırımı ve altı ok meydana g! miş oldu. C.H.P. sinin bu yen programı bütün esasları ve lerile derin bir uyğunluk içindi bir bütünlük ortaya çıkarır. P! ramdan ayrıca kurultayın kal ettiği yeni tüzükte bütün teşkilâl üzerindeki usuller — deneçlerdet alınan derslerle pratik şekillere sokulmuştur. Bunun yanında paf* tinin çalışma tarzları gösterilmiş ve iller teşkilâtındaki parti kurul taylarınınm halk dileklerini toplar ler parti merkezinde toplanmaktâı hükümetin işlemesinde ve kanun” ların yapılmasında bunlardan a-. sığlanmaktadır. Yeni tüzük arkadaşlığı arasında sevgiyi esat tanımıştır. Yeni tüzüğün dikkatö değer bir noktası partiye halk ter" biyesi için halkevleri açmak öde vini — vermiştir. Halkevlerinin kısa zamanda memleket hesabınâ verdiği büyük sonunçlar bu kara: rın ne yerinde olduğunu göster mek için yeter. Cnmnydhükihıaibuıiin'; içinde çalışmakta ve memleketi büyük ülküsüne doğru götürmekt& | dir. Partimiei Ç Tit cü kongreyi açarken verdiği süy- levde partinin başardığı büyük ip leri anlatarak ve bundan sonra daha geniş hizmetler görmeye ça- lışacağını kayd ederek bunun bir şartla imkânlı olacağını söylemiş ve demişti ki: “O şart aziz milletimizin mu- habbet ve itimadından fırkamız Ü- zerinden eksik olmamasınma dikkat ve ferağatle çalışmaktır. fırkamız bunda kusur etmedikçe selim his li, şuurlu, vefalı milletimizin mu- habbet ve itimadından daima e - min olabilir.,, Büyük Önder, söylevini biti « rirken ayağa kalkarak şöyle ba « garmıştı: “ Büyük milletimizin Fırkamı- - za göstermekte olduğu alâka ve itimada karşı en derin tazim ve hürmetle eğilir ve ana minnet ve şükarnımı sunarım.,, İşte Cumuiryet Halk Partisinin kısa tarihçesi budur. Partinin ku- ruluşundan beri başarmış olduğu işler, doğrudan doğruya Cumuri - yet hükümetinin meydana çıkar - dıiııln&r Yıkılmış ve yakıl - mış, bakımsız ve yoksul bir mem- leketten on yıl içinde, her saha - da ileri, ordusu kuvvetli, finansı düzgün, ekonomisi durmadan iler- liyen ve bütün dünyada saygı u - yandıran büyük bir devlet çıkar - mak, işte C.H.P. nin, Büyük Ön - derinin kılavuzluğu ve başbuğlu - ğu altında, başarmış olduğu iş ! Orman müteahhidieri ve keresteciler birliği Orman mütcahhidleri ve ke - resteciler birliği yıllık toplanlıla - rmı Aydın otclindeki merkezle - rinde yapmış 12 kişilik idare he: yetini 7 kişiye indirmiş ve bu he- yetten en az üç kişi tarafından a- Imacak kararların geçer olduğu - na karar verdikten — sonra idare heyetinin başkanlığına Bozöyük fabrikası sahibi Bilecik saylavı Bay İbrahim Çolağı ve ikinci baş kanlığa da Kös ormanı müteah - hidi Eskişehir saylavı Bay Emin Sazağı ve üyeliklerine orman mü- teahhidlerinden Bay Hakkı Ba - tumu ve Elmalıda Çağılı Kara, Dokuzgöl ormanı mütcahhidi B. Mehmedi ve İnegölde Uludağ ke- reste şirketi mücssislerinden Bay Şakir Lakaşayı ve üyelikle bera - ber genel kâtibliğe de Bay İhsan Çelebioğlunu seçtikten ve ekoua- mik buhrandan mütcahhidle - rin asığlarını koruyacak tedbir- ler üzerinde dağılmıştır. ıötüıtüklınıonıl'_

Bu sayıdan diğer sayfalar: