18 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TTTT ee Ve c K x ERELIR FRLAA SYA 4 ŞŞT ULUS 18 NİSAN 1935 PERŞEM S;)vyet — kompozitörleri Savyetler Birliğinde müzik kültü - rünü ve müzik sevgisini kamuğ yığın- larına yaymak için tutulan yol, halk arasmdan yeni birçok kompozitörlerin y!ı', ve l p itörler kadrosu- nun çok genişl sebeb ol Eski Rusyada kompozisyonla uğraşan- ların sayısı yirmi otuz kişiyi geçmezdi. Şimdi Sovyet kompozitörler birliğinin yalnız Moskova ve Leningrad şehirle - rinde 326 üyesi vardır. Bunların yüz - de sekseni kompozitördür, ötekiler de müzik ilimenleridir, Sovyetler Birli - ğindeki ulusal cumuriyetler, ilk defa olarak, batı tekniğini bilen ileri kom - pozitörler yetiştirmeye başlamışlardır. Ukrayna'nın Kazitski, Revutski, Ya- töjenski gibi kompozitörleriyle, Gür - cistan'ın Arakçiyef, Valançavdze ve Palyaşvilli, Ermenistan'ın Spendiyarov Haçatorayn, Stepanyan gibi komp törleri vardır. Sovyetler birliğinde kültür düzeyi- nin yükselişi geniş halk yığınlarının Ştur. müziği benimsemesine ve bu yolda ça - lışmasına imkân vermiştir. Artık Sov- yetler Birliğindeki müzik hayatı Tus müziği terimiyle ifade edilemez, hal - buki eskiden Rusya'daki bütün ulus - lara yalnız rus müziği öğretiliyor ve onların kendi özlüklerini göstermeleri- ne fırsat verilmiyordu. Meselâ eskiden müzik sahasında çok geri ve iptidaf olan Özbekistan'in şimdi bir müzik mektebi, bir operası, armonize edilmiş ve oldukça zengin özbek ulusal kompozitörleriyle hunların yaz - dıkları yeni izerler vardır. Kabiliyetli sovyet kompozitörleri arasında şunlar göze çarpmaktadır: Şaporin: iyi bir senfonisttir, Henüz tamamlanmıyan “Dekabristler,, operası ile birkaç oda müziği yazmıştır. Gliyer; Birçok senfoni, oda eserle- ri, romans ve popüler bir eser olan “Kı- zıl Haşhaş,, baleti ile Azerbaycan hü- kümetinin ısmarlaması üzerine yazdığı ve memleketimizde de tanılan “Şahse - «Malsimilyan Ştenberg: Rimski - Kor- sakof'un izinde yürüyen büyük bir sen- fonisttir. Vasilenko: Senfoni, balet ve opera- lar kompozitörüdür. Asafyef; senfonisttir. “Paris Alevi,, ve "Bahçesaray fıskiyesi,, baletini yaz- Mmıştır. Gedike: klasik tarzın senfonistidir. “Irmak geçidi üzerinde,, adlı operayı yazmıştır. Ereyn: senfonisttir. Mevzuu Asu- riler tarihinden alınmış Zagnug opera- siyle birçok oda ve ses eserlerinin sa - bhibidir. Ayrıca değerli kompozitörler ara - sında İpolitov İvanov, Şerbaçov, Şeba- lin, Aleksandrof, Raynberg, Kuipper, Polovinkin, Veprik, Şehter vardır. Şostakoviç: Sovyet müzik ve ses at- tistleriyle beraber şehrimizde bulunan bestekâr Şostakoviç'e gelince, henüz 24, 25 yaşlarında olan ve yüzü kendisini adeta bir çocuk denecek kadar genç gösteren bt kompozitör şimdiden yal- nız Sövyetler Birliğinde değil bütün dünya müzik muhitlerinde tanılmakta, çok özgün olan sanatr gitgide artan bir ilgi uyandırmaktadır. repertuvarı, İkinci senfonisi birinci teşrin dev - rimini ve üçüncü senfonisi de 1 mayısı anlatmaktadır. “Perçin,, suiti 1930 - 31 de balet için yazılmış olan izerden çI « karılmıştır. Fabrikada sabotaj serüven- Teri, hakikiğ hayatın güç ve çetin taraf- | ları gözönüne getirilince bazr melodi - lerinde görülen bayanlık kolayca anla- gılir, Bu süitin parçalarında ayyaş, bü- rokrat, sabotajcı gibi tipler. görülür. Şostakoviç'in alaycı sanatı bu konular- dan çok asığlanmıştır. Katerin İsmai - lova adlı bir öoperanın da yazarı gene odur... Zlatef iş başında 10 Nisan 1935 tarihli Saytung gazetesi, Sofya bildirmenin - den aldığı ve Bulgaristandaki durumu Frankfurter gözden geçiren şu yazıyı neşretmiştir: Bulgaristan iç sıyasasının generzi Zlatef hükümetinden beklenmiş nomallaştırılması, bugüne kadar henüz gerçekleşmemiştir. Daha 22 sonkânun- daki hükümet değişikliğinin ertesi gü- nü, yeni hükümetin devrilmek üzere ol- duğu rivayetleri dolaşmağa başlamıştı. Bu şayialar doğru çıkmamış oln 'a beraber, böyle şayiaların çıkması, hü- kümetin durluğuna kamusal inanı olmadığına delâlet ediyordu. Baş- olan düşünün mıyor. Hatırlardadır ki Georgiyef hü- kümeti de devrilmezden az önce, hükü- metinin durumunu sağlam ve sarsılmaz diye göstermişti. Peki, Zlatef'in temel- leri daha mı sağlamdır! Muhalif partinin ileri gelen bir sı- yasacısı, durumu şöyle tebarüz ettiri - yor: 22 son kânundan önce yalnız bir zabit grupu idareyi eline almıştı; o ta- rihten beri bu grupun yarısı iş başın - dadır. Bunu biraz daha açık söylemek Jâzımdır; işin özü ve doğrusu budur: Daniyan Velçef ve arkasından sürükle- diği cumuriyetçiler hükümet işlerinden uzaklaştırılmış ve böylelikle müuhale - fet tarafına geçirilmiş, karşı tarafta kalmış olan hükümet ise bulunduğu ta- rafın temellerini ne sağlamlaştırmış ve ne de genişletebilmiştir. Geçenlerde te- kaüde sevkedilmiş olan Generallerden ikisi Velçevist, buna karşı ikisi de or - dunun sıyasal hareketlerine apaçık ola- rak karşı durmuş tertemiz kıralcılardı. Zabitler birliğinin bu iki grupu üç ol- muştur; kıralcılar, bazılarınımn, ordu ile birlikte zabitlerin yerleri sıyasal tri - bünleri değil, kışlalar olduğu düşünce- sinde ısrar etmeleri yüzünden birçok bölümlere ayrıldılar. Bazıları da, kimi- dan kimisi de ordunun yeni Bulgaris- tanı kurmak ödevini üzerine almış ol- duğu ve bu ödevini yapmadan geri çe- kilmemesi lâzımgeldiği ülküsünü taşı- dıklarından Zlatef ile Kolef'in arkası- nı bırakmadılar. Bu durum daha ne ka- dar sürecektir? Şimdilik belli olan ci- het şudur ki: Bu yeni Bulgaristanım görünüşünün ne biçimde olacağını hiç kimse bilmiyor; her halde bu yeni Bul- garistan meydana gelinciye kadar daha çok sürecektir. Ancak, bu yükün altın- dan ordu kalkabilecek midir? Hele ekonomik krizde ve yoksul o- lan bir ülkede hükümeti idare etmek tilerin hükümetleri her yana kendi a - damlarını sokmakla suç işlemişlerdir. Ne de olsa her partinin bir sürü işten anlıyan ve kendilerine iş itimad edile- bilen adamları vardı. Binbaşı ve mira - laylar, Maliye Bakanlığına, kooperatif bankalarına doldurulmakla pek çok şey kazanılmış olmadı; istedikleri kadar coşkunca yurdsever olsunlar, bu işlerde hiç bir fayda ve yardımları dokuna - maz, Partilerin yapmakta oldukları yol- suz işler ortadan kaldırıldı; ancak, hâ- lâ üyeleri devlet zararma olarak fay - dalanan birçok gruplar ve çeteler var ki, bu olan biten şeyleri gazeteler ne kadar az yazsalar da bazı hâdiseler ağızdan ağıza geniş bir alanda şayia halinde yayılmaktadır. Denebilir ki, Bulgaristan eskisin - den ne daha iyi ve nede daha kötü idare ediliyor. Arada ayırdedilecek şey şudur: memnuniyetsizlik, önceleri sivil bir hükümete, sıyasacılara, parti. lere ve bunların ileri gelenlerine kar- şı idi; bugün ise, binbaşılara, miralay- bakan'ın birçok tekziblerine kimse inan- si sıyasal ihtıras arkasında koştuğun- Ş çok zor bir iştir. İş başmma geçen par-. Yapılacak iş nedir? 8 nisan 1935 tarihli Deyli Herald gazetesi, “Stresa'dan Cenevre'ye,, baş- İrğı altında yazmış olduğu bir başyazıda diyor ki: İngiliz sıyasası, gayet ağır ve sa - bırlı bir yürüyüşle yürümektedir; bu yürüyüşün Stresa'dan sonra gelen saf- hası da Cenevre'dir. Bunun böyle olması gerektir. Çün- kü ancak uluslar derneğinin çevre ve çerçevesi ve onun kurduğu temel ku - zeyindedir ki kollektif güven sistemi kurulabilir. Samimi olarak çabuk iyileşmesini di- lediğimiz Bay Eden'in yaptığı yolcu- luk göstermiştir ki Cenvere'de bile güçlükle kurulabilecek olan bu kollek- tif sistem, Cenevre ortadan çıkarılıp mevzil istasyonlarda daha güç olarak kurulabilir. B. Litvinof'un “barış bö « lünmez bir bütündür,, sözü, birden ör - taya atılmış bir hakikattir. Barış, ne Doğu andlaşmasiyle, ne Batı andlaşmasiyle, ne de üçler andlaş- masiyle pekiştirilemez. O, bütün çerçe- veyi kuvvetlendirmek kuzeyinde sağ - lamlaşabilir. Uluslar derneği konseyi herkesçe bilinen ve tanılan hir kurum haline gel- meli ve bir devlete saldıran bherhangi bir devlet, hemen kendisinin yalnız bir grup devletlerle değil, bütün — uluslar derneğine bağlı devletlerle savaş ha - linde bulunacağını yakından bilmeli - dir. Bunu temin ediniz, barış başarıl - mıştır. Çünkü yeryüzünde kendisini böyle bir tehlikeye atacak hiç bir dev- let bulunduğu akla getirilemez. Bir defa barışı sağlama bağladıktan sonra artık sıra muahedelerin yaratmış olduğu haksızlıkları tamir etmeğe ge - Hi İngiliz sıyasasının gütmesi gereken yol ve varması gereken amaç budur. Böyle bir sıyasaya bütün ulus bağlılık ve taraftarlık gösterir, Avrupada panik vücude getirecek bir durum yoktur. Çıkacak bir savaşa karşı hem sıyasal, hem süel hazırlıkla- ra sıtmalı bir surette koyulmak gerek- liği iddiası boş bir şeydir. Eldeki iş, alman tehdidine, yahud herhangi bir tehdide karşı korunma ha- zırlıklarına girişmek değildir. İş, sağlam temeller üzerine sürekli bir barış sistemi kurmaktan ibarettir. lara, generallere karşıdır. — Önceleri başka partilerin başına gelmesi imkânı nı verebilen, ileri gelen parti sıyasacı larını ortadan kaldırmak ve yahud da yeni seçim yapımakla durumun düzelti- lebilmesi umudu idi; ya bugün? İşte tehlike de buradadır. Sağyanı tutan ulusçuların önderi Sankof, “Biz, hükümete karşı ne müca- dele edebiliriz ve ne de etmek istiyo- ruz; çünkü, orduya karşı mücadele et- mek istemiyoruz. Biz, zabitlerin hükü- met jidaresini başarabilecekleri bir iş olmadığını anlamalarını bekliyoruz; zaten kendileri de bunu anlıyacaklar - dır. Bizim istediğimiz şey, kıralın, iş- leri eline alması ve sıyasal bir hükü- met kurmasıdır Biz, otoriter bir hü - kümet istiyoruz; ancak bu otoriter hü- kümet Gdemokrasi temelleri üzerinde durmalıdır. 19 mayıs 1934 den önceki duruma geri dönmenin imkânı yoktur. Sıyasal gücler başka başka gruplar ha- linde toplanıyorlar. Bu değişmede biz- ler, b da kalacağımızı sa nıyoruz; Çünkü, bellibaşlı bir sınıfı değil, ulusal ve sosyal düşüncelerle bağlanmış biribirlerine hiç benzemiyen unsurları temsil ediyoruz. Belki biz de tek parti sistemine geçeriz.,, ın or Andlaşmalar ve barış $ Nisan 9335 tarihli Deyli Meyl ga- zetesi, “andlaşmalar ve barış,, başlığı al- tında yazdığı bir baş yazıda diyor ki: Bay Eden, Almanya, Rusya, Lehis- tan ve Çekoslovakya'ya yapmış olduğu ziyaretlerden bugün Londra'ya dönü - yor. Bu bakanın kendi yanlışlarından ol- masa bile bahtsızlığından olacak ki Av- rupa havasında birçok andlaşmalar ve birleşme duyukları dolaşmakta ve bü - tün bu görüşmelerden, ne gibi bir so - nuç çıktığı ve çarşamba günü toplana - cak olan Stresa konferansı hakkında resmi bir ağızdan hiç bir söz söylen - memiş bulunmaktadır. İngiliz kamusal düşünü barış isti - yor. Önümüzdeki ay içerisinde ingiliz sıyasarsnın iki üç yıl sürecek bayık bir şekil alacağına dair sözler söyleniyor. Her halde ingiliz ulusuna bu sıyasanın anaçizgilerini öğretmek önemli suret - te gereklidir, Onun için Berlin, Moskova, Varşo- lerinin çi va ve Prag görüş ı ne olduğunu ve Stresa konferansı topla - nınca orada neler konuşulduğunu ulu- sa bildirmek hükümet için bir ödevdir. Ancak bu kuzeydedir ki ulüs, olup bi - ten işler üzerinde kendi hükmünü ve- rebilir. Ortada iki sorgüu vardır ki ingiliz bu- dunu bunlara birer karşılık verilmesini istemektedirler. Birinci sorgu şudur: Fransa, İngil- atan bir adam görür ki Rusya, bu and- laşma yapmak istiyen hükümet, bu kü- meye Rusya'yı ne gibi bir amaçla kat- mak istediklerini söyliyebilirler mi? Harita üzerine şöyle bir kuşbakışı göz atan bir adam görür ki Rusya, bu and- laşmanın içinde bulunan herhangi bir / devlete yardım etmek için hiç olmazsa beşyüz millik Lehistan topraklarını kuvvetli bir ordu ile geçmek yükümün- dedir. Böyle bir hareket Lehistanın bi- taraflığını bozmak, bu suretle onun menfaati olan Almanya'yı da savaşa girmeğe sürüklemek demektir. K l düşüne bu andlaşı 3 Ba- dece İngilterenin imzalıyacağı söylene- bilir. Fakat böyle bir kümeye karışmak- la İngiltere kendi üzerine tehlikeli ve korkunç yükümler yüklenmiş olmıya- cak mıdır? Önemi bu ilk sorgudan daha aşağı olmıyan iki sorğu da şudur: Bu andlaşmanın avukatları Alman - ya tarafından bir zorlama yapıldığı za- man İtalya paktını yerine getirebilmek için ne yapabileceklerdir? İtalyan askerlerinin Avusturya top- raklarına girmesi, yahud italyan uçak- larının Avusturya toprakları üzerinde uçması 1914 yılında almanların Belçi - kaya yaptıkları şekilde bu ülkenin bita- raflığını bozacaktır. İngiltere hükümeti, böyle bir pak- ta girişmeden önce yukarda ileriye sü- rülen sorum üzerinde ingiliz- kamusal düşününü aydınlatmalıdır, Şimdiye kadar ingiliz sıyasasının anadireği orta ve doğu Avrupasındaki kargaşalıklara karışmaktan çekinmek 0!- muştur Bundan elli yıl önce Lord Salisbori sonunda Av—iısturyanm toprak bütünlü- ğünü garanti altına almak yükümünü yükliyecek diye Almanyanın ileri sür - düğü bir birleşme teklifini abamıştı. Yapılması istenen andlaşma bir teh- like haşgösterdiği zaman adı geçen dört devletin yardımı demek olmıyacaktır. Bu, hakikatte Fransa ile Almanya ara- sında bir andlaşma olacak ve Çekosla - vakya yeni silâhlanmış Almanya'yı bir savaşa kışkırtmak suretiyle bu küme- ye bir tehlike kaynağı olacaktır. Böyle bir kuruluş, barışı pekiştir - mek şöyle dursun, yeni kargaşalıklara yol acacaktır. Belçikada kalkınm: Belçikada Bay Zelandın baş&#” altında yeni bir kabine kuruldi bu kabinenin Belga denilen frangını değerinden düşürdüğü dur. Bu kabine, orada yeni bif kınma hareketi,, ne girişmiş ve programını kararlaştırmıştır. B ramın mali tarafları şöylece h lunabilir. Belga yüzde yirmi beş ile tuz arasında değerinden düş tir. Rayic para üzerinde arsıulusi anlaşma oluncaya kadar ılnn öd ler geciktirilecektir. Belganın değeri — tesbit sonra bu değeri arsıulusal piyasi tikrar ettirecek bir komisyon ku! cak ve emrine sermaye tahsis o! caktır. Bu yeni rejimin ilk başladığı b belga yüzde yirmi sekiz değerin şürülmüştür. Başbakanın söyle söylevde anlattığına göre bu isi komisyonunun emrine bütün va vermek ve sermayesini artırmak ! bütün tedbirler alınacaktır. Bu mat” | la ulusal bankanın sermayesi de V günkünden yüzde yirmi daha fazla' tırılacaktır. Bu sermayenin nemasi '.İ misyonun emrind ebulunacaktır, Bi | retle belga teknik bir istikrar yi cak ve sarsılmıyacaktır. Bu işin ca yürüyebilmesi, ökonomik d sarsılmaması için bankalar yeniden *” kilatlandırılacaktır. h Güvensizlik yüzünden bir çok F selerin bankalardan para çekmeleri di sarsılmış, işler eksilmiş, işsizlik mıştır. Onun için Belçika hüküm” bankalardaki dipozitoları garanti tına almak dileğindedir. : Hükümetin programında şu madi” ler vardır: - 1 ) Kredi sıyasasınr kontrol edt ” bilmek için bir kurul kurulması. 2) Sovyet Rusyanın tanınması 3) Bir yıl içerisinde bütün pln“ rını tatbik edebilmesi için hül tam bir salahiyet verilmesi. Programda bundan başka ıun!“' bulunuyor: 1) Hükümet, işsizliği bertaraf © bilmek için ökonomik bir genişlef? başaracaktır. 2) Bu yeni tedbirir yüzünden dl ya değerinin yükseleceği mıınıw- dır. 3 3) Küçük dükkâncıların durumur” düzeltebilmek için eşya değerleril” bir yükseliş gerekli görülmektedir. 4) Hükümet, bir takım resimleri ” harçları indirmek dileğindedir. 5) Hükümet, bankaları herhangi P sıkmtılr durumdan kurtarmak için b? ucuz kredi ve garanti sermayesi teP | etmeğe savaşacaktır. 6) Ekim vergileri hafifletilecek” 7) İşçi gündelikleri yükselti ve yaşama fiatı bir komite tarafın kontrol edilecektir. 8) Bozülmüş İşler tasfiye ediler” ve yerine yenileri kurulacaktır, (Mançester Gardiyen $ Türk Maarif Ceımyeü Çiçek balosu 18. 4. 1935 Davetiyeler Cemiyet merke- — zile İstanbul eczanesinde BAYAN (FEĞARA) İstanbulun en yüksek kad? terzisi Bayan (Feğara) bu j Paris'ten getirdiği 1935 m clf“ kadın elbiselerini önümüzdeki martesi günü öğleden sonra karapalastaki hususi daııre!!’“îıl ve pazar günü otelin büyük 5* manda teshir edece'tfir. | #

Bu sayıdan diğer sayfalar: