17 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

v BZ SAYIFA: B 17 NİSAN 1935 ÇARŞAMBA ——— —— rmrmamm Moskova Akademik Tiyatrosu Büdcesi 20 milyon ruble olan müessesede 3 bin ki şi çalışır. 700 temsil verilir Şehrimizde bulunan Moskova bü - Yük akademik devlet tiyatrosu sanat - larından mürekkeb heyete başkanlık #den ve bu tiyatronun ditektörü B. Ar- Of'la dün bir muharririmiz görüş- Müş ve kendisinden, akademik tiyatro- Dün teşkilât, kadro ve çalışmaları hak- da malümat rica etmiştir. B. Arkanof bize şu izahatı vermiş- — Memleketin en ünlü ve en yük- Sek sanatkârlarını koynunda toplamış 9lan büyük akademik devlet tiyatrosu, Müzik, balet ve ses kısımlarından mü - Tekkebtir ve aynı zamanda bu şubeler- de en yüksek bir ihtısas mektebi vazi - €sini görmektedir. Akademik tiyatro, cumuriyetlerara- SIi Yüksek ve örnek bir müessese oldu - için cumuriyet maarif komiserliği - he değil, doğrudan doğruya merkezf ic- Ta komitesine bağlıdır. Büyük tiyatroda, bütün sanatkârlar 'Ş teknik kısımdaki işçiler dahil, 3000 kişi çalışmaktadır. Bunlar, muhtelif Şalışma şubelerine şu suretle bölün - Mektedirler: Orkestra 300 kişi, koro 250 kişi, balet 220 kişi, solistler 150 ki- Hİ, estetik müdür ve rejisörleri 100, Tessamlar50, muhtelif teknik işçileri $00 v.s... Repertuvarımızın esası rüs — klasik Ve modern müziğidir. Tabif Glinka, Bo- Todin, Çaykovski, Rimski - Korskof gi- bi Öüyük klasiklerin eserleri ç lışı b larımızda en mühim yeri işgal etmek i iki türlü kabul edilir. Yaşıyan ünlü kompozitörlerin mukavele ile bağlı ola- rak müessesemiz için yazdıkları eser- ler, bir de açılan eser müsabakalarını l n genç İ itörlerin eserleri. Balette de en çok Çaykovski, Glo- zonof, Gbiyer, Oranski, Asafyef gibi büyük sanatkârların eserleri üzerinde duruyoruz. Akademik tiyatro sahneye koyuşlarında monümantal tüslübu takib eder, ve yeni bir eserin ortaya çıkarıl- ması büyük emekler ve yeni mi lerle olur. Büyük akademik tiyatronun bir de “tecrübe tiyatrosu,, adını taşıyan bir şubesi vardır. Bu tiyatroda bizim İşçi ve sanatkâr kadromuzun idaresi altında çalışır. Orada pek büyük — mizansenler icabettirmeyen ve bilhassa ses sanat - kârlarının inkişafına yarıyan Puççini, Verdi gibi kompozitörlerin eserleri üzerinde çalışmakta, monümantal mi- zansenler istemiyen baletlerde veril - mekte ve burada yeni mizansenler İçin, tiyatronun isminin de gösterdiği gibi, tecrübeler yapılmaktadır. Büyük tiyatroda 2200 ve tecrübe ti yatrosunda da 2000 seyirci yeri vardır. Tiyatrolar her vakit doludur, ve yer bulmak çok zor bir iştir. Sebebi de iç'- çilerden mürekkeb geniş kütlenı.n devrimdenberi seviyece çok yükselmiş ve yüksek müzik kültürünü alabilecek bir seviyeye gelmiş olmasıdır. Akademi tiyatrosunda yerlerin ya - rısı, mevsim başlamadan önce Moskova- nın muhtelif fabrika, imalâthane ve tedir. Bundan başka yab kompozi * törlerin eserlerini bilhassa Verdi, Bize, Ve bizde çok sevilen Vagner'in operala- Tını da sahneye koymaktayız. Klasikler üzerinde çalışırken tiyat- To modern müzik ve balet eserlerini de vermeyi vazife hilmektedir. mekteb müdürlükleri tarafından, mev- sim kirala ktadır. Bu yerlerde yalnız o müeıseıelerd.e çalı;an işçiler oturmaktadır. Yerlerin öteki yı— rısı da serbest olarak ve bilhassa i.şçı kütlelerin en kesif olduğu yerlerdeki kişeler vasıtasiyle satılmaktadır. üAAeti Tiyatro binası büyük ve ses tertiba- tına müsaid olduğu için muhtelif kon- feranslar ve müsamereler için de bu istifade edilmektedir. Akademik tiyatro konservatuvar ve müzik mekteblreinden mezun olan en kabiliyetli talebeler tiyatronun kadro- suna alınmaktadır. Tiyatronun sanat - kârları yalnız vazifelerini görmekle kalmazlar mektebte devamlı surette kurs görerek teknik bilgi ve kabi- liyetlerini inkişaf ettirirler. Büyük ba- le teknikum'u da bu tiyatroya bağlı - dır. Tiyatronun bu kurslar ve tedris kısmının 2 milyon ruble tahsisatı var- dır. Yalnız sanatkârlar değil, ressam - lar ve teknik işçiler kendilerine mah- sus kurslarda meslekf bilğilerini iler- letmektedirler. Tiyatro ayrıca seyircilerin terbiye- sile de meşgul olmakta ve içinde bu uğurda çalışan bir büro vazife gör - mektedir. Yeni sahneye konulan bir temsil için bu büronun mümessilleri fabrikalara, kesif işçi muhitlerine gide- rek konferanslar verir, yeni temsili an- latır ve ona karşı halkta alâka uyandır- maya çalışır. Ayrıca bu yeni temsilden parçalar reklâm mahiyetinde — radyo konserleriyle dinletilir. Yeni mizanse- nin küçük ölçüde bir modeli tiyatro is- Skeei sanatkârları bu müesseselere giderek orada amatörlerin çalışmalarına neza- ret eder, onlara lâzımgelen direktifle- Ti verir, çalışmalarında yol gösterirler. Başka tiyatrolar da başka müesseseler üÜzerinde aynı vazifeyi görmektedirler, Ve bu tiyatroların halk ve işçi terbiye- sinde muvaffakiyet dereceleri hakkın- da yapılan bir müsabakada akademik tiyatro birinciliği kazanmıştır. Tiyatro sanatkârlarının yılda iki ay tatilleri vardır. Fakat sanatkârlar, ken- di istekleriyle bu tatillerinden vazge- gerek, gene halk ve işçi terbiyesinde gçalışmaktadırlar. Meselâ Beçen — yıl ti. yatromuz sanatkârlarından 44 kişiden mürekkeb bir heyet uzak doğu ordusu- na giderek, orada ayrı ayrı kıtalara 65 konser venmiş, çok iyi neticeler almış ve bizzat Voroşilof tarafından bu çalış- malar takdir edilmiş ve mükâfatlandı- rılmıştır. Tiyatronun çatısr altında çok yük- sek sanatkârlar toplandığı için men - sublarının sıhhf ve içtimat ihtiyaçları- na cevab verecek tesisat vücuda getir- miştir. Tiyatronun kendi hastahanele- ri, dispanserleri, kendi sayfiyeleri, Moskova ve Kafkasya'da istirahat evle- ri vardır.. Müessese büdcesi 20 milyon ruble- dir. Tiyatroda yer Ücretleri herkesin gelebilmesini temi niçin çok ucuz ol - duğundan varidat yalnız 16 milyon rub- leyi buluyor, Devlet yılda 4 milyon rub- le mikdarında yardım etmektedir. Şimdi Rimski - Korsokof'un Sadko tirahat salonlarının bir köşesinde yapı- lır, ve halk, perde aralarında bunları seyrederler. Ayrıca tiyatronun bir de müzesi vardır, Büyük tiyatro kendi binası içinde kalan çalışmalarından başka halk ve işçilerin terbiyesinde de ayrıca vazife sahibidir. Bir kolkoz köyü, Moskova otomobil fabrikası, Moskovanın en bü- yük lisesi ve istasyon işçileri, Mosko- vadaki bir askeri alay doğrudan doğru- ya büyük tiyatronun müziksel şefliği ve terbiyesi altına verilmiştir. Tiyatro p yeni bir mizansenle sahneye konması hazırl ktadır. — Gelecek mevsimde de Sevil Berberi oynanacak- tır. Akademik tiyatro devrimden önce - ki durumuna bakarak teşkilât itibarile iki buçuk, üç kat büyümüştür. Temsil sayısı da gene 2—3 kat fazladır. 'Tiyatro, yılda, 15 1 senfonik konser olmak üzere 350 temsil vermektedir. Tecrübe tiyatrosu da aynr mikdarda temsil vermektedir. Tiyatro repertuvar'ına yeni eserler ÇS Bayan maksakova Bay Jadan (Sovyet artistlerinin ressamımız ! Bay Pirogov Bayan Barsova —ıvb tarafından evelki gece çizilen kro kileri) ANKARA RADYOSU Bu akşamki radyo programı; 19.30 « Tayyarecinin mati 19.40 « Musiki: L Jongleur d C. Tedesco — Foxtrot aus . “Alt Wiğiygg — Wiadigeroff Box-trott K Piano: Ferhunde Uka 20. —. Arıcılık 20.10 . Dans müsikisi 20.25 » Musiki; Sehubert d Ave Maria terzisi Bayan (Feğara) bu defa — Paris'ten getirdiği 1935 modası — kadın elbiselerini önümüzdeki cue — martesi günü öğleden sonra ÂAns — karapalastaki hususi dairesinde — ve pazar günü otelin büyük salo- — nunda teşhir edecektir. KUVVEİ MİKNATİSİYE - — Yİ HAİZ OLMIYAN BİR ; PRESİZYON SAATİ? İ İste hakikaten bir tane : Birçok fabrikalar saatlerinin kuvvei miknatisiyeden ari oldu. Bunu iddia ederler. Fakat dedik- leri gibi midir? HAYIR REVUR SAATININ makinesi büyük bir tavla ile mücehhezdir ki: RE « VUE lâboratuvarlarında icad va senelerdenberi tecrübe edilmiş “NİVAROX pandolu ile birlik. te, hava tebeddüllerinden ve kuvvei miknatisiyeden kat'iyen müteessir olmar. İsviçre Nöşatelde resmi saatı çılık lâboratuvarları tasdik et « mişlerdir ki: YALNIZ REVUE SAATI HA4 KİKATEN ANTİMANYE « TİKTİR. x Ç ULUS un romanı San Michele'nin kitabi Yazan: Aksel MUNT z Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDA -— ” Senin etrafını hep kadınlar çevir - Miştir. Ah onlar, seni sever” gquıduklen ar beni de sevselerdi! benim ılııtıyfı_r aş - SI kadın bile, hastalığını iyileştirdiğinden Ti sana aşık oldu.., A : | —*“ Keşki beni sevmeseler; bütün o si - hirli kadınları şimdi sana devretmeğe TazI - Yım. Biliyorum ki “moda olan hekim,, ünlü- Mün çoğunu onlara borçluyum; yalnız, on - büyük bir huzursuzluk ve hattâ çok za- Man, bir tehlike olduklarınr da, müsaadenle, Ve edeyim, Kadınların seni sevmesini 15- tiyorsun değil mi? Pekâlâ, bu isteğini onla- Ta söyleme. Ehemmiyet veriyor — görünme, Seni diledikleri yere çekip gotıfrmelenlılıe Yol verme. Kadınlar, bunu b:ılmez gö- Tünmelerine rağmen, kendilerine itaat ettir- teğe itaat etmeği tercih ederler. Blzekuî“î Savi olduklarını iddia ederler, ancak pek iyi bilirler ki iş böyle değildir. Ne mutlu oıılıeı':— Böyle olmasaydı onları çok daha az sever - Tefrika: 50 : düsüncem erkeklere aid olandan müsa - îiıdî:ş:ma bunu onlara söğ'leme_p?: qfılqr âıa- ha cesaretlidirler, hastalığı ve ölümü bizden daha iyi karşılarlar. üK Bizden çok merhametli ve daha az c_,u nücüdürler. Onların insiyakı, hayatta, bığur;ı zekâmızdan çok güvenilece'l.: bir kılavuz! B'ı'— Oplar, bizim kadar sık, gülünç olma,zlar.d aın kadın için sevda, bir de_rkek için olduğun ileride, yani her şeydir. i İ Bu, erkeğin sandığından şok_ az bu' âus işidir. Kadın, çirkin ve hattâ ı.hşıyar.bu' ada- ma — e€ğer muhayyelesini tal_ınkf edıyorşı a âşık olabilir. Muasır erkek, cmsı_kudrenkı- tip tükendikten sonra da — tabiatın max - sadlarına karşı olarak — mevcud kalan cin- si duygularını tahrik ediyorsa bir kadı_m s;— vebilir. Şuna göre, sevda için yaş hadğı yok- tur; Rişliyö seksen yaşında iken calz(ıbeâı:e dayanılmaz bir adamdır, halbuki ayakta CU - rağ,ak halde değildi. Ulrike fon Leveç?fî ak- lını başından aldığı zaman, Göte yetmişinde idi. P Bu, erkekte, evlenmeyle, tabii omxunu_ ta - mamlar. Kadında ise, hulyalarının blmko kahramanıma karşı anaca bir duyğu hılhı_ lür, Kadınlar erkeğin, mizacı bakımdan, den çok kadınla düşüp kalkmak zorunda ol - duğunu anlıyamazlar. Onu, soysal ahlâkın son kanununa, alıştıra alıştıra, boyun eğmek zaruretinde bırakmak kabilse de yıkılamaz olan insiyakı, ancak uyumuş demektir; boş engellerden kaygılanmaksızın, daima insi - yakına göre işlemeğe hazır, tanrısı nasıl ya- ratmışsa o halde kalmış bir hayvandır o... Kadın erkekten daha az zeki değildir, belki de daha zekidir. Ancak, onun zekâsı başka türlüdür. Erkek beyninin kadın bey- ninden daha ağır olduğu inkâr edilemez. Yeni doğan çocuğunkinde bile görülebile- cek olan beyin girinti ve çıkıntıları, iki cins- te, ayrı ayrıdır. Hele iki beynin kafa kemikleri çıkıntısı- nı karşılaştırınca aralarındaki anatomi far- kımın daha çok göze çarpıcı olduğunu anlar- sınız. Bu çıkıntının kadın kafa kemiğinde yok denecek halde bulunmasına Hüş çok bü- yük bir psişik ehemmiyet vermiştir. Cinsle- ri ayırd eden kanun, bütün yaradılışta, doğ- luğu, tipler tekâmül ettikçe teeyyüt eden, de- gişmez bir tabiat kanunudur. Deniliyor ki bu, talim ve terbiyeyi, cinsimizin bir mono- poli gibi, kendimize tahsis etmiş ve kadının da taliini istediği gibi deneyememiş olması keyfiyeti ile izah edilebilir. Bu iş böyle mi- dir? Atina'da bile kadımın yaşama şartları erkeğinkinden aşağı değildi; bütün bilgi vol- | ları ona da açıktı. İyonya ve Dorya mili tanımışlardır; dan fazla idi. Roma imparatorluğunun si düğü dört yüz yıllık yüksek kültürden dınlar eyice faydalanmışlardır. Hatırla gerektir ki onlar kendi mallarını istedi gibi kullanabiliyorlardı. Orta çağda ka ların bilgisi erkeklerinkinden çok üstül Şövalyeler kılıcını kalemden eyi kul lardı. Kadınların yabancısı olmiyan mesleğ ze bakmız. Daha Salern mektebi zamanın kadın profesörler vardı. Dördüncü Hanri'n karısı Mari dö Medicis'in hekimi Luiz juva doğurtma sanatı üzerine değersiz eser yazmıştı. Margörit Lamarş 1677 d tel Diyö hastahanesinin başebesi idi. dam Laşapel ve madam Buvaven kadın talıkları üzerine yazıp durdular; bun hepsi değersiz bir sürü sayıfadan başka şey değildir. On yedinci ve on sekizinci yıllarda, İtalyanın Bolonya, Pavi, Fet Napoli üniversitelerinde kadın profesü bolluğu vardı, Bunlardan hiç biri, takib gi fennin ilerlemesi yolunda bir şey yap değildir. Kadın hastalıkları ve doğurtma natı, uzun zaman, kadınlar elinde kalmış © duğu içindir ki mesleğimizin bu iki ; yıllarca, acıklı bir durgunluk içinde k tır, (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: