M NİSAN 1935 PAZAR ——— ——— — Düşünüşler düsünüşler Roman üzerinde notlar Roman, edebiyatın en güç şekli, ve *fişilmesi en zot doruğudur. Onun İçindir ki masallar ve lirik yahut epik #itlerle duygularını ifade eden iptidai Süsyetelerde romana rastlanmaz. — Ger- fek ve orijina romanların ortaya çıks Meya başlaması ve bunlar için bir okur kütlesinin vücud bulması bir memle- ketin edebiyatında erginleşme ve iler- Temenin ilk büyük merhalesidir. Yal- füz, toman derken, kelimenin manasına dikkat etmek, epope, masal ve hikâye ile romanı biribirine karıştırmamak ge“ Tektir. Mesela bizde roman, daha öl- €0 yapılmış olan birçok denemelere Tüğmen, ilk defa Halid Ziya ile başla- Muştır. Ve türk edebiyatının da garb, Yani gerçek kültür ölçüsünde, bir ede- Biyata sahib olma yoluna girişi de bu farihten sonradır. Tanzimattan o 4a Mana kadarki edebi çalışmalar bu Merhaleye erişmek için bir hazırlayıcı devre olmuştur. / Edebiyat tarihine biraz göz gezdi- Titsek görürüz ki uluslar, gerçek ro- Misn merhalesine eriştikten çok Sonra- dir ki büyük romanerlarını vermeğe başlamışlardır. Roman derecesine etiş- Mek için ne kadar uzun bir bazırlık devresi geçirmek icab ediyorsa büyük Tomana varmak için de daha çok emek- ';r ve vakitler harcanması gerekmede- ir. Fransada daha on yedinci asırda Toman yazılıyordu. Fakat Fransı, arada D'Abbi Prevost, Bornardin de Saint- Pierre, Voltaire, gibi ediblerin bu ve- dide verdikleri güzel ve değerli eser- lere rağmen, ilk büyük romanorlarmnı, Balzac'ları, Stendah'ları ancak 19 um- Cu asrın ilk yarısında yetiştitebildi. & yarım asır gecikmeyle, Tolstoy Ve Dostoyevski gibi dev romancılarına kavuştu. Rusyi #yar asrın ikinçi yarısında Biz daha bu merhaleye varmuş değiliz. Romancı olazak doğan, romancı 0 İâtak yaşıyan ve ölen, ve bu arada u- Tuslarının bütün karakter ve - psikoloji Özelliklerini, bütün enana ve törülerini, başka uluslardan ayrılıklarını içinde tanlandıran geniş ölçüde eserler ver Miş arsrulusal ün sahibi büyük roman- tılar yetiştirmek ancak kültür alanında ©n ileri gitmiş ulusların haret olmuş- fur ve böyle ulusların sayısı ise pek srdır. ... Muhitin romancıyı yetiştirmek ve tomancının muhit üzerindeki tesitleri İnkâr edilemiyecek kadar büyük ve ge- hiştir. Bütün edebi neviler arasında Toman, geniş kütlelerin düşünceleri, kültür seviyesi, ahlakı ve yaşayışı Üze- tinde doğrudan doğruya ve en fazla iz bırakanıdır. Bununla birlikte, bir mem- Jeketi yakından ve bütün özelliklerile 'a onun büyük romanlarını okumaktan eyi bir yol yoktur. Hiç bir tarib, coğrafya; hiç bir ses Yahat ve jlim eseri bize imparatorluk Pronsasını Balzac'ın ve çarlık Rusya'» #Di Dostoyevski ile Tolstoy'un ro- Manları kadar eyi anlatamaz ve gözle. Tİimizde cantandıramazlar. ... Roman üzerinde konuşürken, het Feyden önce, cüce roman ile dev roma- Ti ayırdetmek Tâzımdır. Edebiyatta ce- MDiyetçilik ve ferdcilik münaksşası da Bursdan başlar, Cüce roman, romancı- fin iç âleminden veya ev çerçevesinden Ülğöreya çıkamıyan eser, dev romdnsa, Anlatmak istediği muhiti köy, Mmabal- le, $ memleket Böyle ehir ve hattâ bütün bir Serçevesinde ele alan eserdir. Bir romanın içinde cemiyetin bütün si- Biflarından insanlar kaynaşır ve bü Kaynaşmadan ortaya öyle mükemmel Bir sentez çıkar ki biz bu adeseden Valnız bir fotoğraf makinesinin tesbit edeceği dış hakikatleri değil, ancak İT rtomancı müşahedesinin nüfuz ede- Bileceği derinlikleri de seyreder Ve düyarız. Dev romaç derken yaptığımız tarifı Yalnız çildlerinin ve içindeki şahısla- Fin sayısı bol olan romanları da hatıra daek ÇU <0 e. ea anarleri Gündelik DANIŞMA POLİTİKASI (Başı 1 inci sayıfada) la hem bugünün durumunu ve hem de yarınki özgenliklerini ko- rumak amacını gütmüşlerdir. Danışma sistemi devletleri ne sıyasal ve ne de süel, alanda çok bağlamıyan bir yoldur. Herhangi bir uzlaşmazlık halinde devletler aralarında konuşacaklar, danışa- caklardır. Fakat bu konuşma ve danışmanın sonucu ne olacaktır? İşte işin asıl can alacak yeri bu- rasıdır. Saldırganın kim olduğu ve ona karşı ne yapılmak gerekli- ği bu danışma sırasında araştırıl- mağa-başlanırsa, ne bugünkü ve ne de yarınki durumun bundan büyük bir güvenlik kazanamıya- cağı besbellidir. İngiltere ancak son günde kararını vermek arzu- siyle aracı rolünü en eyi şekilde oynayacağına inanmaktadır. Devletler arasında barışı korku- tan bir uzlaşmazlık çıkınca hunı_ıı) her ulusu ilgilendireceğine ve hfn- birleri ile konuşmağa çağıracağı- na kuşku yoktur. Ancak bu konuş- ma ve danışmaların barı dan verimli olabilmesi d haksız için ne yapılacağının önce- den biliîımuinı bağlıdır. Arsıulu- sal sıyasa alanında da biraz pren- ip, biraz hak hüküm sürmezse devamlı bir düzen kurmak kolay olmaz. Sıyasa, belli olduğu üzere bunları pek tanımaz. Fakat hep bu biçimdeki sıyasada (ıkıeuhı,- ka yasa tanımıyacağı için bütün bu konuşmalar, konferanslar hiç bir sonuc vermez. Ve yahut da va- rılan sonuc ancak eski ve zararı çok görülmüş gruplar ve bu_nl'ır arasında denklik veya denksizlik politikası olur. a Yaraç amaca göre değerini a- lır. Gerçek bir çalışma ve i;birlj- ği her şeyden önce bir takım bü- yük prensipler üzerinde aynı şe- kilde düşünmekten doğar. Ancak yaşayış ile prensipin hangisi daha çok göz önünde tutulmağa değer? Doğru yol ile kaçamak yolundan hangisi ulusal sıyasayı daha ça- buk amacına kavuşturur?.. Bu so- ruların cevablarını da tarihten başka kimse veremez. Zeki Mesud ALSAN — Mahküm olan subayların rütbeleri kaldırıldı İstanbul, 13 (Telefon) — Atina'dan bildiriliyor: Divanı harbça mahküm edi- lon subayların rutbelerinin kaldırılma merasimi yapılmıştır. Elgünün bu me - rasimde bulunmasına müsaade edilme - miştir. Merasim sessiz geçmiştir. Yunanistan'ın anasal ka- nununda değişiklikler İstanbul, 13 (Tclefon) — Atina'dan bildiriliyor: Anasal yasayı değiştirm-k in kurulan uzmanlar komisyonu deği - k lâyihasını vermişti hükümetin değişmesini istediği icra kuvvetleri salâriyetlerini artırmak, — ve cumur reisi seçiminin vasıtasız yapılma- Sinı temin etmek, kaldırılan ayân mecli- çi yerine istişari mahiyette ve amnayi ıq&hd!lıri mümessillerinden mürek keb bir meclis kurmaktır. Yunanistanı Cenevre'de kim temsil edecek? bul, 13 (Telefon) — Atina'dan or: Cenevre'de oplanacak Bal - kan Andlaşması konseyinde Yunanis - tanı temsil etmeği kabul etmiyen B. Maktimos'un yerine Paris Elçisi Kal tayin edilmiştir. Yunanistanın uluslar - arası kurumu daimi müme! ğ Bakanlığı sıyasal işler müdürü edilmiştir yahıslı, bol yapra ne Diş tayin iklr ve bol vakalı ro- bizim anladığımız manada, hattâ Jmryabilir. Biz, belli başlr iki roman jancını .ıyılıdsıiuleı yalnız edebiyat çerçevesi içinde düşü- nüyoruz, ve bu çerçeveye giremiyen bütün eserleri mevzuumuzun - dışında brrakıyorüt, nran, bir roman bile 0| v..<e Nahi NAYIR Sizesa konferansınıu yapılmakta olduğu şato ve şatonun Göoblen salomu Stresa, yeni konuşmaların başlangıcı oluyor (Başı 1. inci sayıfada) meğe hazır bulunduğu anlaşılmak- tadır. « İngiliz gazeteleri bu önemli ha- vadisi uzun uzun tahlil etmekte- dirler. Gazeteler, Almanya kara- rını, son günlerde konuşulan fran- s1Zz - sovyet müşterek yardım and- laşmasını, Almanyanın da girebi- leceği doğu andlaşmasiyle telif e- debileceği düşüncesindedir. Almanyanın tebliği Uluslar ku- rumunun gelecek haftalar içinde- ki çalışmalarını kolaylaştıracak bir hâdisedir. Son toplantıda görüşüle- cek sorumlar Stresa, 13 (A.A.) — Havasın özel bildirmeninden: Konferans- ta bir takım mahfiller Almanya- nın hareketini, uzlaşma ve büyük devletlerin yeniden işbirliği istek- lerine kanıt olarak görmektedir- ler. Fakat birçokları Almanyanın hareketinde gerçek bir değer ol- madığı inanındadırlar. Çünkü sal- dırmamak andlaşmasını imza- layanlar; Kellog andlaşması gibi İ ümlerini tazeliyecek- lerdir. Yalnız bir karşılıklı yardım anlaşmasının gerçek bir önemi var- dır. İngiltere hükümeti Almanyanın açık düşünceleri hakkında malü- mat alacak, fakat bundan bir ne- tice beklemiyecektir. B. Laval bel- li edilen tarihlerde fransız - sov- yet anlaşmasını imzalamak üzere Moskova'ya gidecektir. Bu anlaş- manın kati maddeleri Cenevre'de B. Laval ile B. Litvinof arasında kararlaştırılacaktır. Konferans, hava andlaşmasını ve bu arada İtalya ile İngiltere a- rasındaki karşılıklı yardımı tetkik ederek çalışmasına son verecektir. Bu bakımdan konferans bugün bi- tecektir. Daha geniş ölçüde bir konferans Stresa, 13 (A-A.) — Dün akşam geç vakit italyan kurulu daha niş bir ölçüde çalışmak üzere ikin- ci bir konferans toplanması esas- larının bugün gö! leceğini bil- dirmiştir. İngiliz gazeteleri alman cevabını eyi karşıladılar Londra, 13 (A.A.) — Bütün ga- zeteler, Almanyanın doğuda bir kandlaşması imzala- lduğunu anlatan B. lediklerini yazmak- savaşmama! maya hazır 0 Saymen'in söy tadırlar. Gazetelerin çoğu bu ıoyle_ııcııî leri çok büyük bir ilerleme izeri olarak saymakta ve sıyasal hava- nın daha ziyade eyileşeceğine bir örnek olarak göstermektedirler. Deyli Meyl; Sir Saymen'in s0- rumuna Almanyanın verdiği bu cevaba konferansça elde edilen en büyük sonuc olduğunu yaz- Bu gazeteye 'sıîlîı:g. yansa tarafından n ;.ı.:: îıııı ileri sürülen ithamlar sorumu ortadan kaldırılınca Al- manyanın daha geniş bir konfe- ransa girmek yolundaki eyi niyet- lerine bir kanıt sayılmıştır. Deyli Herald gazetesi alman cevabının Londra bildiriğine gö- re genel bir anlaşmaya yeniden yol açabileceğini söylemektedir. Böylelikle Almanya bütün hakla- rını elinde bulundurarak kuvvet- li ve müşterek bir koruma sistemi kurulmasını gözeten anlaşmaya serbesiçe girmeye çağrılacaktır. Bütün gazeteler içinde yalnız Deyli Telgraf elrman cevabının bü- yük bir ilerlemse beldeği olmadığı- nı; ancak Almanyanın Fransa, Sovyet Rusya ve Çekoslovakya a- rasında imza edilmek üzere olan karşılıklı yardım — andlaşmasını Avrupa barışının kurumlanması. na aid öteki sorumlara yardım ba- kımından bir engel e-yılamıyara- gint yazmaktadır. Royter yeni durumun Berlin ile Londra arasında yeni bir takım konuşmalara yol açmasının — ikti- mali olduğunu bildirmektedir. Sir Saymen'in dedikleri gösteriyor ki, Engiltere herhangi bir karar al- madan önce Almanya ile görüş- melere devam etmek fikrindedir. Almanya'nın doğu pak- tına girme şartları Berlin, 13 (A.A.) — Alman istih- barat bürosu bildiriyor : Alman hükümeti doğu andlaşması sorumundaki gidişinin birçok — garete- lerde yanlış tefsirlere uğraması Üzeri- ne bu alandaki sıyasasını şu bildiriğ ile anlatmaktadır; 1 — Berlin konuşmaları sırasında B. Hitler doğu andlaşmasına bugünkü şeklinde giremiyeceğini tcessüfle ingi- liz salkurumuna bildirmiş ve böyle müş- lman- içinde terek bir güven andlaşmasına yanın ancak aşağıdaki şartlar göirebileceğini söylemiştir ; a — Bu aadlaşma karşılıklı ve ge- nel bağlantılara ve yardaç sistemlerine dayanmalıdır. b — Andlaşma barış bozulduğunda müşterek' bir anlaşma yolu bulmalıdır. © — Saldırganım tayini çok güç ol- makla beraber, saldırgana yardım edil. memek için genel tedbirler alınmalıdır. Alrman hükümeti de bugün bu teklif- lerine sadık bulunmaktadır. 2 — Gene bu konuşmalar #rrasında B. Hitler bildirmiştir ki, Almanyanın andlaşmayı imza edeceklerin hepsine veya birkaçına süel yardıımlarda bulun- mâak bağlantısını yükliyecek bir bağ- lantıyı barışın - korunmasından bir etke olarak değil, tamtersi, barış için bir tehlike unsuru olarak — telakki eder. Alman hükümeti bugün de bu düşüncededir. yana — Şimdiki alman hükümeti iş ba- şına geçtiği gündenberi komşu ülke- lerle saldırmamak andlaşmaları yap- mak istediğini görtermiştir. Alman hükümeti bu önergeyi ya- parken bu ülkeler arasında iki veya daha çok taraflı süel anlaşmalar hak- kında uzun boylu malümat elde etme- ge Tüzum görmemiştir. Çünkü Alman- ya hiç saldırma fikri beslemiyor ki te- dafüt bir anlaşınadan müteessir olsun. Alman hükümeti bu sıyasayı şimdiye kadar gütmüştür. Gene aynı düşünce iledir ki Almanya başlıca süel bağlan- tılara dayanan bir andlaşmaya — gire- mez, Alman hükümet! yuzarıda göste- rilen esaslara dayanmış mukaveleler yapmaktan alıkonulamaz. Andlaşmaya imza edecek olan devletlerden birkaçı aralarında özel andlaşmalar imza et- tikleri takdirde Almanyanın kendi te- rafından ileri sürülen esaslar - içinde yapılacak bir andlaşmaya girip girmi- yeceğine dasir Iagilir büyük elçisinin sorgusuna dün verilen cevabın mahiye- ti yukarda gayılan esaslara göre verik miştir. Saldırmamak — andlaşmalariyle bu andlaşmalara eklenmiş olarak süel bağ » lantılatı güden anlaşmalar yapılmasın. da tam bir tezad vardır: Gönül rızasiyle girişilen bağlantılara, ya güvenilir, ya güvenilmez. Eğer güvenilirse süel and- laşmaların lüzumu da anlaşılmaz. Sal « dırmamak bağlantılarının samimiliğin « den kuşku edilirse yarın andlaşmaları: ni tarnamlıyacak süel andlaşmaların ya- pılmasından şüphe edilebilir. Saldırma- mak andlaşmalarından harb çıkmasının iktimali varsa da tedafif yardımlaşma andlaşmalarından da saldırma hareket . lerinin çıkması iktimali vardır. Almanyanın bu görüşü Berlindeki l giliz büyük elçisi vasıtasiyle İngiltere — dış işleri bakanma resmen ıııdu-nıııı—;' Üçüncü toplantıda görüşülenler — Londra, 13 (A.A.) — Üg devlet konm — feransının Üçüncü toplantısı dün Strex sa'da yapılmıştır. Murahhaslar toplan- dıkları zaman, evilisi gün ingiliz başı bakanı tarafından bildirilen, Avrupa durumu bakkında İngilir görüşlerine, aynı samanda, Sovyet Rusya, Polonya ve Çekoslovakya'nın, Londradaki Fram sız — İngiliz beyanatına karşı aldıkle. rtr durümu biliyorlardı. Konferansta Fransanın, Almanya- nn Versay andlaşmasını bozmasına karşı uluslar derneğine baş vurması se- bebleri de bildirilmiştir. Murahhaslar görüşmelerini $ gça bat bildiriğindeki önergelere dayandır. makta ve bu temeller üzerine yeni İlere leyişler elde edileceğini ummaktadır- lar, Bu münasbetle, Almanyanın yeni- den silahlanması dolayısile ortaya ç- kan durum ve Almanyanımn üç devlete karşı aldığı tavır görzden — geçirilecek. tir. Bir takım gazeteler de İngiltere- nin Avrupa sıyasası için çıkan haber. ler hakkında, salahiyetli mahfiller ye- ni hiç bir karar alınmadığımı ve ingi- liz murahhaslarının -Londradan — Stwe- s4'ya gittiklerinden beri hiç bir bildi- riğ çıkarılmadığını söylemektedirler, Saymen'in İn- an önce avam sorum- Bu münasebetle giltereden yola çıka kamarasında gözden geçirilen lar hakkında hiç bir vöz söyliyemiye- ceiğni bildirdiği hatırlatılmaktadır. Konferans pazar günü de devam edecek Londra, 13 ÇA.A.) — Yeni çıkan çok önemli sorumlar Stresa konferansının çalışmalarını dün akşam bitirmesine e0« gel olmuştur. Orun - için konuşmalara cumartesi ve pazar günleri de devam edilecektir . Son dakikalarda, Almanya da girdiri halde ilğili devletler konferansının , —Sayılayı çeviriniz—