12 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

12 Nisan 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 NISAN 1935 CI Sınıf hocası Bizim ortamekteblerde ve liseler- G #sınıf hocası,, usulü yoktur. / Pedagoji o kadar geniş ve o kadar Vöz götürür konulardan biridir ki, bun- dan sade pedagoglar değil, hemen her- Yes söz açabilir. Çünkü hemen herkes, '4 olmasa ve mektebte çocukları ol- Masa bile, kendisi mektebe gitmiştir Bu yazıda zim de *sınıf hocası,, işine bi- dokunmamız, bu anlamda - bir #eydir. Şu var ki gerekli görd dökunuyoruz “Sınrf hocası,, derken, bir — sınifın bütün derslerini bit hocanın vermesini Fasdetmiyoruz. Bunu bizdeki ilk mek- Teblerdeki ** yapıyor. “sınıf hocası,, 'sınıf kocaları,, Bizim kasdettiğimiz Tiselerin en yüksek sınıflarına kadar, her hocaya (ne okutursa okutsun) bit Snıfın pedagojik kontrolünün veril- Mesidir. Liselerde, “sınıf hocası,, usulü ol Tazsa, her hoca, dersini verir, dersini İster ve ötesine karışmaz. Çocukların terbiyesinden, mekteb dışındaki du- Tümlarından yalnız mekteb idaresi me- Suldür, Halbuki bir mektebte en az 200 ço- tük bBulunacağına ve mekteb idaresi- in de (müdür, muavin) birkaç kişi- Gdön ibaret olacağına göre, 200 kişinin İçerdeki ve dışardaki durumlarına gö- Te tam bir bilgi edinilmesi ve tahsil ile terbiye bakımından esaslı bir mü- dahale yapılması imkânsıedır. “Senrf hocası,, usulü olursa ber sı- Drftaki 30 — 40 çocuktan (hangi dersi Başkaca bangi sımıflarda okutursa o- kutsun) bir boca mesul olur. Bir yandan ana baba, bir yandan ayar sımıfa diğer dersleri veren hoca- lar ve bir yandan da mekteb idaresi- hin kendisile hep “sınıf hocası,, görü- tür ve 20 — 40 kişi üzerinde en otraf- İt bilgiyi o toplar, müşterek notları O Verir ve en eyi müdahaleleri o yapsı. En 3x 200 çocuğun pedagojik kon- rolünü sadece mekteb - idarelerine bi- maddeten hiç bir fayda vetmez. Bu davayı böylece ortaya koymak- Ta fay bir iş görlüğümüze inanı- Yoruz, #kmak slı BURHAN BELOCE Kamutay'da (Raşı | inci sayıfada) dürlüğü büdcesinde 10500, Sü Ba- kanlığı deniz büdcesinde 49024, Başbakanlıkla Devlet Şürası ve İs- latistik Genel Müdürlüğü büdce- lerinde 12972, kültür ve Sü Ba- kanlıkları büdcelerinde 60558, Sıhhat Bakanlığı büdcesinde 15800 ve Divanı Muhasebat büdcesinde de 3090 liralık münakaleler yapıl- Masına dair kanun teklifleri ve üdce encümeni mazbataları 0- handıktan sonra muvazene vergi- Si kanununun 10 uncu maddesin- € yazılı müddetin bir sene daha Uzalılması, türk parası değerini Oruma kanununa ek olan kanun ve İstanbul üniversitesi elektrome- onik şubesine aid alet ve kitabla- rın yüksek mühendis mektebine Parasız devri hakkındaki kanun ll!lhnlırı ve bu layihalara ait ma- ye, büdce, ökonomi, kültür ve yındırlık encümenleri mazba- taları ikinci defa olarak konuşul- Muş ve onanmıştır. ' utay cumartesi günü saat 5 de toplanacaktır. NIŞAN L Ankara'nın tanınmış tüccar ve aile- *rinren Bay Abidin Urgancı'nın kızı yan Halise ile genç ve değerli hukuk- fulardan Şebinkarahisarlı Bay İhsan Ücel'in nişan merasimi dün gece bir - Sok dostları arasında Abidin apartıma - Ttada kutlanmıştır. Çiftlere kut ve mut İtrir, Gündelik YAPI KOOPERAT İFLERİ (Başı ! ayılada) İnci birlikte yapacağı elbirl! cektir. Bu elbirliğinin teknik şek- li de yapı kooperalifleri olacaktır. Ankara'da böyle bir kuruluş vardır, bu kooperatife girmiş o- lanların birçoğu büyük işlerin ba- şında erdiklik gösteren hılgıh genclerdir. Birçok başarıcıları i ne alan Ankara yapı koopera! nin artık işe geçme hazırlığını yaptığını sanırız. İnkılab; kooperatiflerin üremc- si ve ilerlemesi yolunda en geniş yardım yollarını açmıştır ve âç- maktadır. Şefler; toplu halk çalışmaları- nın verimli oluşu üzerine öz katlerini veriyorlar. Ankara yapı kooperatifinin bü- tün bu eyi hava içinde yeni, güzel bir sonuca ermesini — özleyoruz, çünkü o, yurdun her yanında fyl: k birçok yapı kooperati ı:ı'ı:çcı:ı cın’lçı bir örnek olacaktır. Kamâl ÜNAL ... Romen elçisinin bildiriği Geçen hafta Bulgar - Romen hu- dudunda bir hâdise olduğunu ha- ber vermiştik. Romanya elçiliği bu babta aşağıdaki tasrihatın nep rini rica etmiştir: Asılları türk olan bulgar tebaa- sından 12 göçmen 29/30 gecesi el- lerinde munltazam pasaportlar ol maksızın bulgar sınırını geâorlut Ri a topraklarına girı n::l:::ııevc:d nizamata tevfikan bunlar sınır muhafızları tarafın: dan Bulgaristana geri verilmiştir. Romanya sınır muhafızlarının bu göçmenlerin üzerine ateş ettikleri şeklinde ileri sürülen haber doğru değildir. Göçmenlerin üzerine a- teş açarak bunlardan ikisini öldü- ren bulgar sınır muhafızlarıdır. E- sen bunların cesedleri bulgar ıopııkluındı bulunmuştur. Hâdi- senin ertesi günü bulgar ve romen makamları müşterek tahkikat yap- mışlar ve bulgar göçmenleri ka- çakçı zannederek ateş edenlerin bulgar muhafızları olduğunu tes- lim etmişlerdir. Aynı zamanda bulga: ları Romanya'ya tahriri teminat vererek Romanyada bulunan asıl- ları türk bulgar tebaasından göç: menlerin bulgınıtını dönmeleri- ne müsaade olunacağını bildirmiş- lerdir. Bulgaristan çıındıyc kadar birkaç defa bunları geri almaktan imtina etmişti. ——— r makam- Ulusal ökonomi ve arttır- ma kurumunun toplantısı Ulkusal ökonomi ve arttırıma kurumu- 'nun genel özek taplanışı başkan Küzım Öralp'ın Başkanlığı altında yapılmış ve kongrenin 25 misan 1935 porşembe gü- nü saat 10 sergievinde toplanması onay- lanmıştır. Malatya genel meclisi dağıldı Malatya, 11 (AA.) — Vilayet genel meclisi son toplantısını ya- parak dağılmıştır. Büdce 490.000 Hiradır. Adanada ruam'la çarpışma Adana, 11 (A.A.) — nııml.ı çarpışmaya aralıksız de- lunmaktadır. Çarpışmanın =Iıîlıgı 1.10.1934 den bııgune kadar 2894 hayvan gözden geçi- rilmiştir. Şehrınıııdc ileri sürülüyor, - Londra, 11 (A.A.) — Havas bil- dirmeninden : Fransa - Sovyet anlaşmasının Londra'da yarattığı eyi durum git- tikçe gelişmektedir. Dün akşam diplomasi mahfillerinde Fransa i- le sovyetlerin anlaşmasını, Uluslar Derneği andlaşmalarına dayandır- makla, en sağlam bir temele da- yındıklnrı ve bu yoldaki hareket- lerin ingiliz hükümet ve kamusal düşününün duygularına uygunlu- ğu söylenmektedir. Aynı kaynaklara göre anlaşma kuralları o kadar önemli görül- mektedir ki, bütün Avrupaya ge- nişletilmesinin mümkün olup ol- mıyacağı sorulmaya değer görülü- yor Gerçekten ingiliz diplomatları, Uluslar Derneği andlaşmasının böylece de pekiştirilmesini üstno- mal bir değerde görüyorlar. Hattâ İngilterenin de Transız - sovyet anlaşması kurallarına göre, Ulus- lar Derneği andlaşmasını aydınla- tıcı bir anlaşmaya katılması bile ileri sürüyorlar. Böyle bir düşünü- şe yer verilmesi halinde Londra mahfilleri, dominyonların bunu abamıyacaklarını ummaktadırlar. Çünkü bu, önceden dominyonları hiç bir yukunı altına sokmamış o- lan Lokarnonun aynı olacaktır. Parlamentonun iştiraki olmadık- ça ingiliz bakanları Stresa' 'da böy- le bir yüküm altıma girmiyecekle- rini anlatan B. Saymen'in söyle - diklerinin böyle bir anlaşmayı ya- rıda bırakmıyacağını — ve ingiliz bakanlarının kurallar üzerinde an- Jaşmasında zorluk — veremiyeceği söylenmektedir. B. Makdonald ile B. Saymen'in Stresa'da — güdecekleri — gidiş yolunun ne olacağı bilinmemekle beraber Londra kaynaklarının bu düşünüşlerine değer vermek ge- rekmekte Sovyet - Fransız anlaş- ması dolayısile Taymisin bir yazısı Londra, 11 (A.A.) — Taymis gazetesi bir yazısında diyor ki: “Daha şimdiden, Almanya ile Büyük Britanyanın iştiraki olmak- sızın müşterek bir koruma sistemi- nin tahakkuk alanına götürülme- si işine başlanmıştır. Fransa ile Rusyanın Stresa konferansı bqlır— ken Uluslar Derneği çerçevesi içinde kalacak karşılıklı bir yar- dım andlaşması imzalamak — yo- lunda anlaşmış oldukları söylen- mektedir. ——— —— Dünkü yangın lar caddesinde İlya ..ı[.)..u: Va anında balkona ko- nulan odunlar ati düşmesinden bir yangın çıkmış, İtfaiye yetişerek söndürmüştür. Resmimiz yangının söndürüldüğünü gösteriyor. eki yankıları Fransız * Sovyet unlaşmı n y Anlaşmaya İngilterenin de katılma TYaymisin bir yazısı Bu anlaşma, belki birçoklarına Uluslar Derneğinin varlığını ko- rumayı gözeten bir birleşme biçi- minde görülecektir. Şu halde bu, Uluslar Derneği statüsünün karşı- lıklı yardıma dayanan hükümleri- ni, vakit geçirmeden, güclendir. meği gözeten bir hareket olarak görülebilir. Bununla beraber bu anlaşmanın Avrupayı - biribirine düşman iki bölüme ayırmak gibi bir yol güdüldüğünü göstermek kötülüğü de vardır. Başlamış olan ve daha şimdiden bir felaket hali- ni almış bulunan silah yarışı bu anlaşma yüzünden, umulur ki da- ha da hızlanacaktır. Öte yandan, barışı bozacak her- hangi bir devlete karşı en ağır korkutma çaresi imkânı karşısın- da toplanacak önenli gücler bulu- nacağı duygusunu vermektedir. En büyük umud bu yöntemin barı- şı koruyabilmesidir. Rusya'nın Baltık devlet- lerine bir anlaşma önergesi Londra, 11 (A.A.) — Taymis gazetesine göre Sovyet hükümeti Almanya ve Lehistan tarafından abanmış olan doğu andlaşması ye- rine geçmek üzere kınılıklı bir yardım birleşmesi için Letonya, Litvanya, Estonya hükümetlerinin ndüklerini sormuştur. Sanıldığına göre yeni anlaşma- nın anaçizgileri fransız - rus an- Taşmasının esaslarına — benzi- cektir, Alman - Sovyet ökono- mik anlaşması ve İzvestiya Moskova, 11 (ALA.) — İzvestiya ga- zetesi Sövyet — Alman ökonomik an - laşmasının acun ökonomisinin bugünkü bozuk durumundaki üstün yerine işaret etmektedir. Gazete diyor ki: * — Sövyetler birliği darlık sürdük. çe morotoryom İstemeksizin mali hü - kümlerini tümden başaran sayılı ülke « lerden biridir. Sovyetler Birliğinin özel durumunda mal satmakla İlgili kapita » list gruplar kendisine geniş ölçüde kre - di açmayı önerge ediyorlar, Alman Sov - yet anlaşması bu yönelmede önemli bir hadisedir. Alman satıcı sanaylinin menfaati fa - giat demagojisinden üstün değildi. Umu- lur ki faşist alman hükümeti bu kredile- ri açarken bir yandan da sövyetlere kar- şı olan İşlerin doğurduğu kötü durumu düzeltsin. Soövyetler birliği kapılarını ökonomik iş biri barışı kuvvetlendirecek anlaşmalara ge- niş ölçüde açık bulundurmaktadır. İngiltere, uluslar derneği ve dominyonlar Londra, 11 (A.A.) — Dış ve si- lahları bırakma sorumu karşısın- da dominyonların durumu ne ol- duğuna dair sorulan sorguya kar- şılık olarak dominyonlar bakanı B. Tomas demiştir ki: *“— Dominyonların oyum alma- dân hükümet hiç bir karar verme- miştir. Bizim sıyasamız, hiç şüphe yok ki, dominyonlar sıyasasına karşı değildir.,, B. Tomas başka bir soruma karşılık olarak demiş- tir kiz “—. Uluslar Derneği harba kar- şı koymak amaciyle de olsa savaş yapabilecek sücl bir güc haline koymak için yapılacak herhangi bir hareket bu derneği yok etmiş demektir. Avrupa için savaşlar ya- pabilecek böyle bir uluslar derne- ğinde dominyonların kalabilece- ğini kabul edemem, Eğer domin- yonlar uluslar derneğinden çıkar- larsa İngiltere hükümeti de aynı şeyi yapacaktır.,, SAYIFA 3 D r Balkanlardaki Türkler güözetesinde Ak- şamcı imzasile Balkanlardaki türkler hakkında bir yazı çıktı. Yabaner ülke- Geçen gün, Akş; lerde kalan ulusdaşlarımızın kurtarıle maları ve müntazam bir programla memlekete getirilmeleri gibi doğru dir görüşü müdafsa eden bu yarıda yalmız bir noktaya ilişmek istiyorum. Yazar, sınırlarımızın dışında — kalmış toprak« Jarda yaşıyan türklerin gitgide azaldı- Kından bahsederken buna sebeb olatak soydaşlarımızın başka uluslara temes- sül ettiklerini, dillerini ve dinlerini kaybettiklerin! ileri sürüyordu. Bu dü-< günce bir tan ve tahminden ibarettir, ve hiç olmazsa Balkanların bir kısmın- daki türklerin yaşayışlarını yakından bilmek itibarile - söyliyebilirim ki, bu tahmin yanlış ve yersizdir. Biraz tet- kik edersek görürüz ki değil müslü- man türkler, hattâ hıristiyan olan Ga- ustaca idare edilen propagandalara rağmen düllerini ve u- gauzlar bile, pek luslarını - kaybetmemişlerdir. Bu - s0- için, nisbeten cahillikleri ve yüzünden nuncular ana ulusla din ayrılığı başka uluslara temessül tehlikesi mev- türkler için böyle bir tehlike hiç bir vakit vas rid değildir. Ve ana yurddan ayrılalı- danberi Balkanlardak; azlıklarımızdan din ve zuu bahis olsa bile müslüman geçen uzun devre zarfında, milliyetlerini değiştirmiş olanlar par- makla gösterllebilecek ve hesaba katıl. mıya değmiyecek kadar azdır. Balkanlardaki muhtelif — uluslara mensub hiristiyanlar arasında biribir. lerine temessül keyfiyeti büyük Bir rol oynar ve kütle halinde hıristiyan azlıkların, zamanla- başka bir ulusun varlığı içinde kayboldukları — görülür. ken onlarla aynı topraklar üstünde yax şıyan türklerin dil ve milliyetleri bar kımından gösterdikleri büyük ve şaş- mar mukavemet ancak türkünm diline ve ulusuna büyük bağlılığile izah odilebi. lir, Birçok türk azlıklarının - temessül yoliyle türklük için kaybolmuş olduk- larını söylemek doğrudan doğruya ken- dimize iftira ve türk ulusunun sönmez hayatiyetini inkâr etmek olur, çünkü böyle bir hal hiç bir zaman vaki olma. mıştır, Hayıı, böyle bir temessül tehlike- si Balkanlarda yaşryan türkler için va» rid değildir, fakat bu bal onları ana yurda getirmek işinden vaz geçmek için bir sebeb teşkil etmemelidir. Çün- kü azlıklarımız başka tehlikelerle kar« şılaşmaktadırlar, Bunların arasında, ge ne kendi aralarından çıkan kafaları Ö- rümcekli bir takım adamların Türki yenin modernleşmesine karşı tevcih et- tikleri zehitleyici geri din propagan- dalatına maruz — bulunmak, pek - kötü ekonomik şartlar içinde beden ve ruh itibarile tereddiye uğramak, mekteb- sizlik ve kültürsüzlük yüzünden me« deni insanlık bakımından her gün bir- ar daha geriye gitmek gibi ciddi kays gular uyandıracak kadar derin olanla- Yaşar Nabi NAYIR rı vardır. Tekirdağ C. müddei umumi.ligınden- Mevcut şartname mucibince mu hammen bedeli 15370 Hiradan iba- ret Tekirdağ Ceza evinin inşası 2490 sayılı kanuna tevfikan h zarfla bugünden itibaren 15 gü müddetle eksiltmeğe çıkarılmış. tır. Teklif mektupları 1 perşembe günü saat dokuza kadar - Tekırdıg Cümhuriyet Müddeim mumiliğince kabul edilecek ve aynı günde saat onda müddelumu milikdeki komisyon ıııııvıcı.-lıeoını de açılacaktır. Kati ihalesi & ye Bakanlığından gelecek göre yapılacaktır. Muvakkat temi-' — nat 1153 liradır. Şartname bedeli : mukabilinde istiyene verilecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: