SAYIFA 4 — Garbta fikir hareketleri P BU İngiliz püritanizmi tarihe mi buhran ve *“Revue des Deux Mondes,, ,son sa- yısında, ingiliz püritanizminin kaybol- mmasına dait, başlıca parçalarını tercü « me eylediğimiz değerli bir yazı neşre- diyar: Bundan elli sene evel, yani 1881 de, İngiliz tarihcilerinden — James Froude, Norveç kıyılarında yaptığı bir seyahat sırasında aklına bir fransız romanı gel aniş ve tesadüfen eline geçen "Pöre Go- #iot, yu açmış Froud, bu kitab hakkın da diyor ki: “Pöre Goriot, yu henüz okumamıştım; Balzacın şaheseri ol - duğunu söyledikleri için merakla oku- mağa koyuldum, İlk intibam, temiz . Jenmek İçin kendimi geçtiğimiz sula « Tzan için atmak arzusu oldu. İğrenç bir ülem içinde yaşadım zannettim. 1933 de ise Lö Tan gazetesinde, Pa- vdie belediye Üyelerinden birinin, o s- ralarda neşredilmiş olan bir ingiliz ro- manı için yazdığı şöyle bir fıkrası o. Kunabiliyordu: * Bu roman, sözlerin açıklığı, tabir. lerin çıplaklığı ve muharrir tarafından İleri sürülen mazariyelerin Mâahlakisi dolayısiyle Udab ve ahlaka — uygunsuz sayılabilir.,, Anglo-sakson memleketlerinde fran- sız romanının pek fena bir şöhret sa . hibi olduğunu ve buna mukabil fransız annelerinin, genç kızlarına ancak İngi Viz rtomanları okutmak — safdilliğinde bulunduklarını bilenler için yukarda yaptığımız mukayese epeyce — hoştur. Demek, İngiltere, Parisi utandıracak ve kızartacak kadar ileri gitmiştir. Bu, acaba, yalnız bir edebi hüdise mi sayı. Jır, yoksa ahlak? ve soysal bir değişik- Jik midir? Muhakkaktır ki 19 uncu asır edebi- yatiyle son yirmi senelik edebiyat &- rTasında bir uçurum vardır. Dickens, Thackeray, Kingsley gibi muharrirlerin — yarattıkları Mlemlerde kirli ruhlu in - / sanlar, iğrenç efal ve hareklit yok de . ğildi. Fakat püritenler için en büyük ve en ehemmiyetli günah sayılan cin- #i münascbet bahisleri açılmazdı. Aşk ve sefahet kalın bir örtü altında giz- Tenirdi. Halbuki bugünkü kitab meraklısı bununla Iktifa edemiyor. Bazı kimse- ler, edebiyat alanında bu değişiklikle- rin Fransa ve Almanyanın tesiri ile vuku bulduklarını söylüyorlar, Bu mü. taleada biraz hakikat yok değildir; fa- kat görmeğe alışkın bir göz, İngiltere. de ruhun ve âdetlerin Victorla sama - nındanberi çok değiştiğini — kolaylıkla sezebilir, Püritanizm — Geçen asırda ingiliz, protestan mezhebinin icabatına büyük bir dikkat ve itina ile riayet etmek hu- susunda diğer Insanlar arasında ken. dini göstermiş bir şahıstı. Pazar gün- leri kliseye gidenlerin hiç biri, ingillz kadar merasim ve imanla gitmezdi. M. Askit, ingilizler için “kilise direklerin den mürekkeb bir ulus, derdi. Ahiret düşüncesi bütün ulusal faaliyete, kara- Tiçeden başlayıp küçük burjuvaziye ve hattâ amele sınıflarına kadar bütün halk tabakalarına bâkim olurdu. Eski zamanın “neşeli İngiltere,, si, ökono » mik faaliyetin mühim nisbette yayıl « ması devreşine tesadüf eden bu yeni püritanizm tazyiki altında neşesini kaybetmişti. Sanki Mançester ve Şif. fild fabrika bacalarının dumanı, bütün memleket havasını sarmıştı. Bundan başka, herhangi bir alanda “şüphe,, yi imkânsız krlan âmillerden biri, İngilterenin geçirdiği muazzam refah ve zenginlik devresi idi. İngiliz- ler, bu refahım, bu küdretin, ulusal fa- ziletlerinin mükâfatı olduğuna inan - makta gecikmediler. İşte 1859 da, Darvin'in bu muazzam #limin, bu “besli,, medeniyetin ortası. na attığı bomba hâlâ tesirini yapmakta devam ediyor. Darvinin nazariyeleri, fikri sarsıntılara pek alışık — olmıyan 'ortodoks saflarında hayli telaş doğur. du. Fakat vücuda getirdiği hakikt inkı- j Tâb pek yavaş ilerlemiştir. Bugün İn - Bgilterede Fundamentalistlerin — sayısı KSNi pek çoktur. — Pakat buna tTağmen v FÜ LAi VA ae ĞD aA karıştı ? — Amerikada din? telakkilerde çok değişiklikler var. dır. - İngilterede, “ilmi şüphe,, nin h- kim olmağa başladığını görüyoruz. Bugün yalnız heyet ilmine değil, fi. zik ve ahlak ilimlerine, biyolojiye ve hele psikolojiye hevce edenler pek çok tur. Harbtan sonra Freud'un İngiltere deki muvatfakiyeti dikkate değer bir hâdisedir. Freudizm halkın her ta - bakasına — tabif az çok şekil ve mahi. yetini değiştirerek — nüfuz etti. İngil- tere bu, belki, “bacak,, ve “pantalon,, kelimelerini ayıp sayan, hattâ yeni doğ muş çocuklardan bile açıkça bahsedil - mesine müsaade etmiyen Victoria dev. ti Gdetlerine karşı bir nevl aksülamel. dir. İngilizlerde ekseriya tenkid hasta- sı olmadığını söylerler. Onlar, henüz tevazzuh etmemiş, tam bit şekil alma- mış ilmi faraziyat ve narzariyelece, e iciden muhtelif mezheblerin akideleri . ne nasıl İnanırlardıysa, öyle İnanırlar, İngilizler eakiden ahlakı şiddetle mü- dafaa eden ve ber şeyden evel ahlak sahibi bir adam olmak istiyen mah « lüktu. Şimdi bu hususta daba sakin, daha az “müteaddi,, dir. Bir memleket- tün ahlakı, dışından görüldüğü gibi de- Kildir ve onu ölçmek de pek güçtür. Meselâ «on zamanlarda öğrenildiğine göre İngilterede fuhş hayli azalmış, buna mukabil içtimat hayatta daha bü. yük bir serbesti teessüs etmiştir, İngilterede görülen bu değişiklik kati midir Bunu iddia etmek, yani bir dini hareketin doğmıyacağını zannet « mek cüretkârlık olur. Fakat pürita. nizm usulüne göre din, bir nevl İstib- daddır. Bugünkü serbestiler, mabdut olmakla beraber, genc nesiller için vaz geçilemez ve tabil haklar olmuştur, İn- gilizler, buhrana rağmen cakisine nis. betle daha geniş, daha rahat, daha kay- gusuz bir hayat geçirmektedir; eğlen- cesi, germek ve seyahat etmek İmkân- ları daha çoktur, bunlardan kolay ko- lay vazgeçilmez... Victoria İngilteresi, büyük servet . ler ve büyük fakirlik memleketi idi. Büyük servetler bugün erimekte olup fakirlik de bundan elli sene evelkin - den çok daha azdır. Geçen asır içinde toplanan servetlerden bir şeyler kal « dıkça, mühim bir ahlakt değişiklik ih- timali azdır. Püritanizm, ruhi bir vaziyet olmak itibariyle ingiliz ruhunun bir parçası ise — ki öyle görünüyor — belki gü tnün birinde gene uyanır. Bu uyanışın ne gibi hâdiselerden doğacağını şim . diden söylemek doğru olmaz. Fakat, Almanyada vatandaşlardan —her türlü fedakârlıklar — hattâ hürriyetlerinin feda edilmesini —— istiyen bir nevi “devlet dini,, nası) uzun bir ulusal sı- kıntı devresinden doğduysa İngiltere- de de püritanizmin uyanması İçin her« hangi bir hâdisenin ingiliz rubunu de rinliklerine kadar sarsınası lazım gele. cektir. xxx “Revü Politikle Patfemanter,,, A- merikada buhran karşısında otelcilik ve ayrıca kendi inkişaf tarz ve şartla. rından çıkan bir buhran içinde bulu » nan otcicilik hakkında şu malümatı ve. riyor: Turizm hareketi, — bugün Amerika sanayiinde 9 uncu sırayı tutan otelcili- ğin inkişafında ehemmiyetli bir fmil oldu. Otelcilik sanatına yatırılan ser- mayelerin yekünu $ milyar doları bul « maktadır. Görülüyor ki dünya kadar eski olan bu sanat Birleşik Devletler. de büyük bir inkişafa mazhar olmuş.. Fakat her yerde pek eski olmasına rağ. men bu sanat, Amerikada pek yenidir ve modern amerikan otelleri, eski han- lardan ve konaklardan çok farklıdır, Uzun zaman, Amerika — şehirlerinde, yalnız yolcuların yatmasına ve yeme « sine yarayan değil, şehir halkının da genel toplantı. yeri vazifesini gören hanlar vardı, “Otel,, İsmini almağa la- yık ilk bina, Nevyotkta 1794 de açılan 73 odalı City.Hotel'dir. İlk büyük otel de 1835 de Nev Orleans'da açıldı. İki, üç yüz yolcunun sığabileceği bu bina« nın adı, Saint-Charles oteli idi. Daha _Ygığa nçı_gazetel_eı;de okuıl_uklâr ıZ Avrupa işleri ve rus sıyasası 30 mart 1935 tarihli Deyli Herald gazetesinin sıyasal bildirmeni Mosko- vadan bildiriyor : Bugün öğleden sonra Ünlü Kremlin sarayının güzel döşenmiş bir salonunda Bay Stalin ve Molotof, Bay Edeni ka- bul ettiler. Bu görüşmeden önce B. Litvinof ile uzun ye geniş bir görüşme yapılmış, bunda Avrupa, Asya sorumlariyle ö. konomik durumlar bahse mevzu olmuş- tur. Bugün öğleden sonraki görüşme- de bu uzun görüşmelerin gerektirdiği bir sonuç olmuştur. Çünkü her ne ka- dar B. Litvinof, büyük bir otorite ile konuşabilmekte ise de B. Molotof baş- bakandır. B. Stalin ise komünist parti. sinin biricik sekreteri sıfatiyle bütün rus şıyasasının tomnelini çevirir. Krem - lindeki bu görüşmede saygı, nezaket ve seremoni için hiç bir dakika bile harcanmamıştır. Çok çalı$kan bir adam olan B. Sta- Hin, hemen işe girişmek itiyadındadır. Yakın dostlarından birisi bugün ba- na dedi ki: “İçimizde en ziyade İngi- Niz gibi davranan adam Stalindir.,, Belki de bu söz, Rustyanın bugünkü İngiliz ziyaretçilerine bir komplimanı olsun diye töylenmiştir; fakat öyle ol. makla beraber anlamı açık ve fşikâr « dır. Bu sebeble, B. Litvinofun tercü « manlığı ile görüşen B, Stalinle B. E - denin kısacık bir zaman içinde birbir « lerinin bütün düşünüş ve görüşlerini anlayabildiklerini sanmak doğru değil. dir, Geçen iki gün içerisinde B. Edene anlatılmış olan rus hükümetinin dü « şüncelerini şöylece kısaltebilirim: Bir zamanlar, genel savaştaki mü - dahaleleri ve sonradan yazılan düşman ca yazılar yüzünden rusların ingilizle- re karşı besleğikleri düşmanca duygu » lar, bugün artık ortadan kalkmıştır. Uzun zamanlardanberi beslenmiş ve yaşatılmış olan bu küşkü, — ingilizlerin sövyetlere karşı bir blok yaparak Rus. yayı yıkmak istediği korkusu da artık yoktur. Aztık ingiliz amaçlarının hepsi ba- TIşŞcı ve yatışlırıcı bir sıyasa gütmek olduğuna ruslar kanığdırlar, Bugünkü Rusyanın ana sryasası da barışı kurmak ve korumak olduğuna göre bir İngiliz — rus anlaşmasına im- kânsız göziyle bakılmamaktadır. Kızıl propagandaya ve acun devri « mine gelince vakıa ruslar, komünist. liğin ve yahut bir biçim sosyalistliğin bütün dünyaya yayılmasını isterler; fa. kat pusat kuvvetiyle yahut propaganda vatıtasiyle bugün, bir başka yerde ko- —— ——— ——— sonraları, otelcilik yalnız Nevyork ve diğer büyük şark şehirlerine münhasır kaldı ve ancak demiryolları şebekele- rinin genişlemesi üzerine diğer taraf. lara yayıldı. İşte o tarihtenberidir ki amerikan otelleri sayı, büyüklük, kon. for ve Tüks bakımından gittikçe İler- lTemeğe başladı. Otelciler birliğinin vere diği aşağıdaki malümata göre, otelcilik son zamanlarda çok ilerlemiştir: Otel tayısı 25,950 Oda sayısı 1,521,000 Memur sayısı $76,000 Yatırılan sermaye yekünu $4024,000,000 D, Muamele yekânu — 1,315,000,000 D. Amerika otellerinin yüzde 23 ü şir- ketler, yüzde 77 gi husuxf şahıtlar tara- fından işletilmektedir. Buhrandan n gçok müteessir olan sanatlardan biri, otelciliktir. Buna, Kamping â#detinin fevkalade geniş olarak çabuk yayılma. sr da eklendi. Filhakika Birleşik Dev- letlerde 30,000 kamping merkezi var « dır. N. R. A. münasebetiyle otelcilik hakkında yapılan tahkikattan anlaşıl- dığına göre 1933 senesi sonunda otel . lerin yarısı boş ve müşterisiz kalmak. ta idi. Buhrana sebeb olan âmiller, « den biri de hususi meskenlerde bir ki- Şilik oda kiralamak âdetinin yayılması da vardır , münistlik kurmaya çalışmanın — zarari kendilerine dokunacağın: pek âlâ bilir. ler. Bugün sgovyetlerin kendilerine ödev tanıdıkları şey, kendi yurdlarında ko- münizmi gayet mükemmel bir duruma getirip, bütün dünyaya bu rejimin ka- pitalizme üstün olduğunu göstermek . tir. Bu durumu, Pit'in meşhur cümle - siyle kısaca anlatabiliriz: 'Rusya, çalışıp çabalıyarak kendisi. ni, bir örnek olarak da bütün dünyayı kurtaracaktır.,, Avrupa dürümü bakımından Rus - yanın düşündükleri ve gütmek istedi - ği sıyasa, İngiltereninkine pek yakın « dir. Almanyanın — doğu Avrupasına doğru bir saldırım dileğinde olduğu düşüncesi Sovyetler ilinde kuvvetlidir. Sovyet hükümeti, böyle bir tehli - ke ile karşt karşıya kalınması ihtimali olduğuna göre bugün yerine getirile - cek olan ödevin Uluslar Derneği etra- fında bir kollektif sistem kurmak ol - duğuna kanığdır. * Fakat Rusya, Mançurya ve Şako. daki tecrübeleri — hatırlıyarak Uluslar Derneğinin bu işi tek başma başara - cağından şüphelenmekte, bundan dola- yı bazı mıntaka andlaşmaları yapılarak yer yer barışın bunların mesuliyeti al tına alınmasını, saldırışlara bunların karşı koymalarını gerekli bulmaktadır. Burada bu köllektif güven siste - minin yeni ve sağlam bir temel Üzeri- ne kurulması, bunun Üstü kapalı bir it. tifak sistemi halini almaması da isten- mektedir. Rusya, bütün barışı bozanlara kar. ge durulmasını istemekte ve bugünkü günde barışı bozmak istiyenlerin başın da Almanyanın bulunduğuna kanığ bu- lTunmaktadır. Bununla beraber, Almanyarım mü - savi hakları olması, ve bu sisteme onun da katılması için kapının açık bulun . durulması da rusların dilemediği bir şey değildir. Bu bakımdan Sovyetler Birliği Nle İngilterenin sıyasaları — biribirine hiç aykırı düşmemektedir.,, Bildirmen, bundan sonra Bay Ede- nin Moskova tiyatrosunda nasıl alkış- landığından ve rus orkestrasının ingi » liz marşını çalmasından — bahsederek telyazısını bitirmektedir. Berlin'den Stresa'ya 28 mart 1935 tarihli Noyes Viner Jurnal gazetesi Berlinden Stcesaya baş Tığı altında yazdığı bir yazıda Berlin görüşmeleri araştırılmakta ve denil - mektedir ki, Her ne kadar Hitlerin dışarı wrya- saşının temelleri hakkında Britanya devlet adamlarına söyledikleri şeyler dünya kamusal düşününe gayla ve ri. vayet biçiminde varmış olmakla bera- ber, bu şaylalar saçakları tutuşturma- ğa yetti. Hele alman — başbakanının, Almanyanın, batı devletleri ile birlikte galışmasına karşı bu devletlerin Sov. yetler Birliğiyle olan bağlarını feda etmelerini istemiş olduğu — görünüşü her yanı velveleye verdi. Bu isteğin gerçekten ne biçimde yapıldığını an - Tamak için bir parça beklemeliyiz. Çün. kü, büyük barış misak sistemine kendi girsin diye, sovyetlerin çıkarılmasını İstiyecek kadar Vilhelmştrasenin saf . lık göstereceğini sanmak mümkün bir şey gibi görünmüyor. Bu siştemin, büyük savaştan Önceki tehlikell blok sisteminden temelden ayrıldığı yön, hiç bir devletin bu misak dışında kal - masına tahammül edemiyen evrensel « liğidir. Paris, Londra ve Ramanın eş ölçüde temel diye kabul ettikleri bu düşüncenin komünizme karşı herhangi bir sempati veya antipati ile hiç bir a. Jakası yoktur. Ancak, öteki devletlerin sistemlerine karşı da wempati besle - mek artık Hahse konulan şeylerden de. ğildir. Hiç şüphe yok ki, ulusal tos, yalistlik de dünyada artık 2ikış topla miyor, B. Titulesko di ortaya çıkıyor 27 mart tarihli La Regüblil, bu başlık altında yazdığı bir yö diyor ki: F B. Titülesko gok tubaf bir da, yani B. Hitlerin y andlaşmayı bozmanın pek de mübil madığını ve saten — Ruşyanın dünyanım, bilhassa İngilterenin düşmanı olduğunu isbat etmek anda sahneye giriyor. Bundan sonra B. Hitlerin VaterlJo savaşında, çarpişma iken Blüher'in müdehalesinin komutanı Vellington'a belki de Wt dığı bir zaler hazandırdığını dolayı da Vellington'un, Alman) ©SE. andlaşmaya saygı göstermediğiti $ lömeyi düşünmediğini Sir Say! hatırlattığımı yazarak şöyle diyot: Bu sözler çok ustalıklıdır. | Rusya ile İngilterenin birbirleri! bil bir surette muhalif oldukları da olan ikinci moktada ise B, B ingiliz efkârı umumiyesinin büyük B parçası tarafından yardım görmel Bu öyun karzşısında, payrtahtlati Taşarak tam Sir Saymenin yolculuğ! nun sonuçları belli olduğu sıradâ taya çıkmak için tertibat alacak ©7 B. Titüleskonun yapacağı hareket #7 sıl olabilir? Her şeyden önce unutmuyalım Titülesko hem küçük anlaşmanın, de Balkan anlaşmasının başkanıdır. Çift sıfat dolayısiyle o, Almanyanım Tahlanmasından rziyade Macaristan T Bulgaristanın silahlanmaları hakkifi daki düşüncesini söyliyecektir; Macaristanın ve Bulgaristanın lJanmaları, Almanyanın — silahlataşi) ”. taayyün etmedi mi veya etmiyecek B. Titüleskonun şüphesiz Av ya hakkındaki düşüncesini de söy si gerekecektir. Bu işte ise bütün sele, küçük anlaşmanın İtalya ile tabık olup olmiyacağıdır. Mutabik © lursa — ki Roma ve Belgraddaki dü' rTum bizi buna jnandırıyor — Tuna resindeki şimdiki durumun da © atılmasına bir sebeb yoktur. Fakat — gene başladığımız dönüyoruz — B. Titülesko Balkanl laşmasını, dolayısiyle Türkiyeyi temsil ettiği için, sövyetlerle batı keleri arasındaki anlaşma — için de şeyler söyliyecektir. Bu çift başkanlık sayesinde B. tüleskonun temsil ettiği beş devlet taraftan Fransa ile İtalya, öte taraf tan da Sovyet Rusya orasında bir köprü vazifesini görmektedir. bunlardan Türkiye, Rusyanın müt! kidir. Romanya ise çok mühim bir t0f | rak mesclesini kendisinden yana olâ ” Tak Rusya ile halletmiştir. Bütün noktalar romen devlet adamını yeni Dt? Avrupa kurumlandırılması — işinde kudretli elemanlarından hiri yapmakli dir, Sarsılmaz temeli bugünkü toprâf durumu olacak olan böyle bir Avı da, uluslar birbirlerine şüphesiz d az düşman olacaklardır. Moskova görüşme- . . B CA lerinin değeri 29 mart 935 tarihli Deyli Herald &* zetesi yazıyor: B. Eden ile B. Stalin arasında *t İngiltere ve Rusyayı alakalandıran A* ya soruları Üzerinde başlıyan konul Yar, dostça bir anlaşmanın ele girevi * Jeceğini güstermektedir. Bu görüşme © Terin varacağı sonuçlar, Avrupada aft ulusal gerginliği düzeltip barışı sağ * lamlaştırmak bakrmından asığlı ol * — caktır. z Herhangi bir doğu andlaşması Kafe. gpısnda Hitlerin bir taş duvar gibi d07 ması, Rusyada yakından göz önü bulundurulmakta ve İngilteredeki VÜ #iln partiler, barışın ancak — ve anct Uluslar Derneği çevre ve çerçevesit © — B den dışarıya çıkmamak yolu ile elde © ğ