2 MASI 1 ı_'“l sıyasal eee K0 Gerikalan üçnoki Lomlra'da barış Noktasını da duran kararlaşan dört N hüsüsiyeri şu idi ki bir yan- ayı onamakla, Alman. Ya, dördüncü noktanın da gerçekleşti- $ihi görecekti. Yani, Tuna ve Doğu Paktların; imzalamak ve uluslar derne. Bine dönmekle, silahlardan — Daşlamak Üzere her husustaki Pail olacaktı. uk müsavatına Öyle ki, üç nokta bir noktanın ve bir nokta da üç noktanın şartını teşkil *diyordu. “Döre nokta ya beraberce k yahut beraberce onanacak- Ur,, denilmesindeki sebeb budur. Almanya, verdiği ilk cevab nota- Sinda daha, noktaların bitibirine göte *_ir—' TOlü oynamasına yatmadığını &- Tatmak istedi. Fakat bu imaya kulak #s2n olmadı. Şimdi ise, son hareketile, Almanya, dört nokta arasındaki — bağlılığı filen koparmış bulunuyor. Ve bugün demek İStİyor ki: *Üç noktayı onarsam, siz de dör- düncüyü onayacaktınız. Ben dördün tÜyü kendi kendime ele geçiriyorum. Geri kalan üçü üzerinde ise, buyurun görüşelim.,, Bu taktik sayesinde, Almanya, bt- TIŞ konuşmaları için kendine göre bir Platlorm meydana getirmiş oluyor. Almanya bunu yapmasaydı, döre düncü noktayı yani silah ve ber türlü hük beraberliğini elde etmek için, di. ğer üç nokta üstünde fodakârlıklar yap- Mağa mecbur kalacaktı. Şimdi ise, kar * tarafın cömerdliğinden bekliyecefi bir şey olmadığına göre, geri kalan Üç Rokta errafında kendini naza çekecek- tir, İşte, İagiliz Hariciye Nazırı Sir John Simon Berlin'e gidecken, duruma, böyledir. Durum bu iken, Berlin konuşmala- N Tuna ve Doğu paktları bakımından Te dereceye kadar müsbet bir netice Verecektir? Bir başka ifade ile, Avrupa barışının kollektif olması gereken Bâ- ranti formülüne, Almanya ne nisbette karrlacaktır? Görünüşe göre, ve gazetelerinin ddığı gibi, Almanya SEzından da anlaşii ğ değildir. İagittere ile bile aynı fikirde Berlin lerinde, — Almanya'ca, inin, Avusturya mese- 'nin ve bütün bun stünde olmak üzere de, Alman Sanayiine devaml; iş bulabilmek üzere hsmmadde ve yeni krediler işinin 0f taya atılacağı ileri sürülebilir. 'e ve yeni krediler işi, he teklif edilirse, görüş Koridor mesele: lesinin, koloniler işi Hamma, !e kendisi tarafından Sörüşmelerde rol oynuyabilir.. Çünkl buğün herkes biliyor ki, işsizliği orta. dan kaldırmak - için, Almanya, kendi #Âir sanayline silah siparişleri V Ve bunlar; devlet kredisi ile beslemek- ten başka çöre bulamamıştı. Bu işe ge Teken fammadde ihtiyacına da son dö- Viz jhtiyatlarını harcamağa —mecbur kalmıştı. Kuryer Poranny adir Polon- Yü gazetesinin aşağıki telgraf diline Sokulmuş müraleaları, bizce, şu son hâ: diseler hakkında söylenmiş en kısa Ve *n Rercek sözleri ihtiva etmektedir: “ Almanyada işsizliğin azalması bil- hassa ordu ihtiyaçları için yapılan ima- Kttan ileri gelmektedir. Binaenaleyh Al- Manyanmn barış sıyasasına dönmesi an - tak onun barış sanayline dönmesi ile Mümkündür. Bunun için de Fransa, İn- Eiltere ve Amerika'nın Almânya'ya yalb Tiz yeni krediler değil fakat aynı Za - Manda yeni mahreçler ve müstemle' ley temin etmeleri gerekir. 3 Berlin konuşmalarında olduğu k dar Avrupa barışının realist bir temele Oturtulmasında da ancak Böyle bit gö Tlş müessir olabilir. Almanya, hammadde, yeni krediler Ve garantili mabkrecler kususunda tam bir istiğna gösteremez. Nitekim Polon- Ya gazetesinin astl demek istediği de Südür; “Birdenbire kredisiz ve mah- Teçsiz kalan Almanya, işsizliği gidete- bilmek için sanayline savaş sipatişleti Vermeğe mecbur kalmıştır. Onu Savatı Sılıktan uzaklaştırmak istiyorsanız, k&P” 4 barış maddelerine Bö- Te çalıştırmak imkânlarını verinirm BURHAN BELGE ı Ç W Sovyet Rusyadan I)iı'I Üniversitede bir Fransanın Suriye komiseri geliyor İstanbul, 23 (Telefon) — Frın.- sanin Suriye Fevkalâde komiseri Bay Martel pazartesi sabahı eks- presle Paris'ten şehrimize gelecek ve aynı akşam Ankara'ya gıd_ecek- tir. B. Martel Ankara'da hu_kıımel ileri gelenleriyle görüşecektir. Mu- maileyh iki gün Ankara'da k_ıldık— tan sonra Suriyeye gidecektir. Suriye fevkalâde komiseri #Fransanın Suriye Fevkalâde ko- miseri salı günü şehrimize şe_le— cektir. Komiser şerefine Hariciye Bakanı Bay Tevfik Rüştü Aras o gece Ankara Palasta bir akşam yemeği verecek ve yemeği bir su- vare takib edecektir. Bay Fahri ve arkadaşla- rının muhakemesi Dün birinci asliye ceza mahke- mesinde eski posta ve telgraf u- mum müdürü Bay Fahri, muavini Bay Suphi ve eski ulırıf_ işletme müdürü Bay İhsan Cemalin muha- kemelerine devam edilmiştir. lılı- nabe suretile şahidliklerine müra- caat edilen Bay İsmail Hakkı, İl- yasku, Nuri, Albert ve Anderson- un ifadeleri ile posta ve telgraf umum müdürlüğü ve Bayındırlık Bakanlığından gelen !eık.ereler si- rasile okunmuş, Bay Suphi ve Bıfy İhsan Cemal ifade ve tezkerelerin kendilerine taallüku olmadığını söylemişlerdir. Neticede iddia ma- kamının evrakı okuyarak iddiası- nı yapabilmesi için muhakeme bir nisan pazartesi gününe talik edil- miştir. Fakir muhacir ve mülte- cilerden tâbiiyet harcı almmıyacak Türkiyeye gelmeleri tırihi_nde_n itibaren bir yıl müddel'i geçirmiş olan muhacir ve mültecilerden fa- kir bulunanların bulundukları vi- layet veya kaza idare heyetlerine tasdik ettirdikleri tâbiiyet muame- lelerinden tâbiiyet harcı alınma - ması hakkındaki 1942 sayılı ka- nun hükmünün 3 sene daha uza- tılması için İçeri İşler Bakanlığı bir kanun layihası hazırlamıştır. Birinci ve ikinci komiser- lik imtihanları Emniyet işleri genel mi dürlüğü, irinci ikinci komiserlik ımtı- :;r:ı':'lı:: giren komiserlerin imti- han evraklarını tetkike başlamış- AĞA ziraat enstitül: Bu kursta bulunmuş olanlar, Zitâ: yarada yeni verimleri 9 dacak olan bu kursun hatırası . konser heyeti livor geliyor Moskoöva, 23 (A.A.) — Sovyet hükümeti, Sovyetler Birliği ile Türkiye Cümhuriyeti — arasında dostluk ve kültür. münasebetleri- nin inkişafı maksadiyle, büyük a- kademi tiyatrosunun — artistlerin- den bir grupu, konserler vermek üzere, Türkiyeye göndermektedir. Grup, orkestra şefi halk artisti Leon Ştaynberg'in refakatinde en eyi ses, musiki ve koro sanatkâr- larımndan mürekkeb bulunmakta- dır. Yunan elçisi İstanbul'da İstanbul, 23 (Telefon) — Yu- nanistan'ın Ankara elçisi Anka- radan geldi. Yarın izinli olarak Atinaya gidecektir. Kendisiyle gö- rüştüm, bize Yunanistan ahvali hakkında pek az malümatı oldu- ğgunu söylüyerek dedi ki: *“— Bir müddet evel bir ay için izin istemiştim son vakalar dola- yısiyle hareketimi tehir etmeğe mecbur oldum. Pazartesi günü bir ay kadar kalmak üzere Atinaya gideceğim. Yunanistanda sükünet vardır. Faşist hükümeti teessüs e- deceği hakkındaki haberlerin doğ- ruluğuna — ihtimal Cümhuriyet rejiminin tehlikede olduğu hakkındaki haberler doğ- ru değildir. Türk milletinin, hü- kümetinin ve matbuatının göster- miş olduğu dostluk ve kardeşlik hisleri yunan hükümeti tarafından çok takdir edilmiştir. Türklerin bu hattı hareketi türk - yunan dostluğunun kuvvet ve samimiye- tini bir defa daha meydana koy- muştur. Kendisine hükümetinizin âsi yu- nan kumandan ve zabitlerinin ia- desini istiyeceği doğru' mudur di- ye sorduk hayır böyle bir şey yok- tur dedi. Ayrıca iltica ederek bu- raya gelen mülteci yunan zabitle- rinin sivil elbise giymeleri kendi- lerine bildirmiştir. vermiyorum. Bay Ali Haydar geliyor İstanbul, 23 (Telefon) — B: bakanlık Muamelat Umum Mi dürlüğüne tayin edilen İstanbul Maarif Müdürü Bay Ali Haydar Ankara'ya hareket — etti. Kendisi maarifçiler tarafından uğurlandı. Ayrılmadan önce ilk tedrisat mü- fettişleri tarafından çay verildi. — Çağrılış Kamutay Maliye Encümeni 24. 3 935 pazar gönü saat 14 te toplanacaktır. sünde açıldığını uzun boylu yazdığımız zirsat müdürleri kursu bitmiş ve kapafımıştır. at Bakanı ve kurs profesörlerile bir arada yuka tıki resmi çıkarmışlardır. Ziraat hayatı- olarak bu fotoğtafı koyuyorum. P $ L AR hadise Istanbul, 23 (A.A.) — Bugün (dün) üniversitede teessür uyan- dıran bir hâdise olmuştur. Öğle- den sonra hukuk fakültesinin ikin- ci sınıfında fakülte dekanı huku- ku idariye profesörü Bay Sıddık Sami ders verirken talebeden Sır- rının karıştırdığı tabanca kazaen patlamış ve çıkan kurşun gene ta- lebeden Cahid'in baldırına isabet- le yaralamıştır. Cahid hastahane- ye kaldırılmıştır. Yarası hafiftir. Sırrı yakalanmıştır. Yarın (bu- gün) üniversite inzibat komisyo- nunca Sırrı hakkında bir karar ve- rilecektir , Ziraat Bakanlığı umum müdürlüğü Yüksek ziraat enstitüleri idari müşaviri Bay Abidin Ege Ziraat Bakanlığı ziraat umum müdürlü- ğüne tayin edilmiştir. Bay Vasıf Çınar İstanbul'da Istanbul, 23 (Telefon) — Mos- kova Büyük Elçimiz Bay Vasıf Çi: nar bu akşam İstanbula geldi. Hilâliahmer umumi mer- kezinin toplantısı Hilâliahmer genel meclisi nisa- nın 28 inde cemiyetin genel mer- kezi binasında toplanacaktır. Gö- rüşülecek işler arasında başkan ve ikinci başkanlarla kâtiblerin seçil- mesi, genel merkez tetkik komis- yonu ve genel merkezce yapılan işleri gösterir raporların - tetkiki ve kabulü halinde umum merkez zimmetinin ibrası, 1935-1936 büd- cesinin tasdiki, çıkacak üyelerin yeniden seçilmesi ve genel mer- kez teklifleri vardır. Yunan istiklalinin yıldönümü Istanbul, 23 (Telefon) — Pa- zartesi günü yunan istiklalinin yıl dönümü olduğundan konsolosha- nede bir resmi kabul yapılacaktır. Topraklarımıza sığınan yunan kumandanları İstanbul, 23 (Telefon) — Top- raklarımıza iltica etmiş olan yu- nan generali ve yanlarındaki za- bitler bugün oturmakta oldukları Beyoğlundaki Emperyal otelin- den ayrılmışlar ve ayrı pansiyon- lara yerleşmişlerdir. Otelde yalnız general kalmıştır. | SAYIFA 4 Türk dilinde cemi Ş ekleri Türk dilinde cemi ekleri deyince aklımıza hemen ler, lar eki — gelebi Halbuik türk dil e bu ekten başka daha iki tanc cemi eki vardır. İşte bu yazımızda yalnız bu iki cemi ekinden bahsedeceğiz. Bilinir; ki en eski dillerde daha dil kurulurken veya pekaz - ilerlemiş iken kelimelerin tasrifi zamirlerin yardını ile yapılırdı. Türk dilinde de bu nokta taammiyle aynr şekildedir. Bunun için mesela kitabım, kitabın ve sajre.. tas. rili aslında kitab dmen, kitab * sen ve sair şekillerde idi. Füillerde de aynı kural vardır. Mesela geldim, geldin ve sairede egldi * men, geldi * sen İlh. idi. Bu zamirlerin cemileri de müfredle- rine bir cemi eki getirerek kurulur. Bugünkü diller arasında bilhassa çin- tede bu nokta hâlâ aynı şekilde var- v o - dadır. halde biz & Women; Çincede ben — Wo, sen — Ni; Cemi eki de men'dir. O siz — Nimen; onlar “ damen olmuş olur. Aynı kural türk dilinde üçüncü şahıs zamirin ce- minde de göze çarpar. Bu hal bir kalde olunca biz ve siz sözlerinde de Z bir cemi eki olup bunların asıl ben * z; sen * z olmuş olur, İşte bu nokta bil. ginlerin dikkat gözlerini çekmekte ve türkçede Z nin bir cemi eki olduğunu kabul etmektedirler. Profesör Bang öne ce bu ekin tesmiye eki olduğunu söyle- miş ise de bu tabil kabul edilmemiştir. Bu iki misaldea başka Z nin ceml a Oğuz adında da görmekteyiz: bu adı macar bilgini Ne- meth ok * z olarak ayırmaktadır. Ök eski türkçede kabiyle, boy ma- nasına gelir. Z de cemi olduğuna göre olarak kullaı Oğuz adının manası kahiyleler demek- tir. Türk dilinde Z nin cemi eki olarak da kullanıldığını işte bu üç misal gö termektedit, Bundan başka arkadaşım Louis Ligeti'nin ileri sürdüğü Kırguz adındaki Z nin cemi eki olduğu naza- riyesi varsa da bunu burada anlatmıya- cağımız birçok noktalardan — ve sebeb- lerden dolayı — kabul etmemekteyim. Ramstedt'in çıkardığı Orbon yazılı iki Uygur kitabesinde de bu husustaki mi- salimizi çoğaltarak bit kelimeye tesa- düf etmekteyiz. Tikinci Uygur kitahe. sinin cenub tarafındaki ikinci satırda bit İşbaras sözü vardır. Ramstedt'in söylediği gibi bu eöz bir cemi eki olan & ile yapılmış olup Işbaralar demektir. Netekim — bundan sonraki kelimede cemi eki ile yapılmış. tir. Başka bir cemi eki de t dir. Bu $e« kilde eski türkçede Küşgarlı Mahmud da söylediği gibi ee buna bir takım cemi yapıldığını ki türk kitabelerinde misaller bulabiliriz. Türk kitabelerinde birçok yerde Tarkan sözünün — tarkat diye cemilendiğini görmekteyiz. Tegin sözünü Klşgarlı Mahmud tis git diye cemilemektedir. (cild 1, sayıs fa 207) Oğlan sözü de oğlu şeklinde çemilendiğini Orhon kitabelerinde bul- maktayız. Bazı boy adları — vardır; ki bunlar da bu şekilde cemilenmişler « dit: Tuman « tümed; Nayman - Naye mat; Cisun « Cisut. Sonra malüm bir Kara Mus rat diye cemilenmiştir. Oguz böylarine dan Bayat kabiylesinin köyü de Bayan sözünün cemidir. irmak adı olan Kara Muran Bu misâller açıkça gösteriyor; ki türkçede t eki de bir cemi eki olarak kullanılmıştır. Yalnız dikkat edecek olursak bu cemi yapılan sözlerin müfe redlerinin sonları hep n ile bitmekte- dir. O halde bunu genel bir kural ola« rak kabul edebiliriz; kâ türkçede mülf redlerinin sonları n İle biten sözler ce- mileneceği vakit “n kaldırılarak t kos konulmaktadır. Z cemi ekine tekrar avdet ediyorum. Önceden söylediğim — gibi zamirlerin birinci şahısları cemi eki ile cemilenire ler. Türkçede bunun yalnız üçüncü şa- hıs zamirde olduğunu söylemiştim. Hak buli eski türk metinlerinde mesela üs- k Paris'te ulusal kütüphanede bulunan Uygurca Oğuz efsanesini gösteren me-