— MART 1935 PERŞEMBE Garbta fjkir hareketleri Sarı ırklar birliği kurulabilir mi ? —Birleşik Devletler Reisi uzvelt'in iki senelik tecrübeleri ne gibi sonuçlar verdi?. “M Y *rcüure de France, dergisi, AS - a Köpleyan büyük sarı — srklar arı ç '& bir bizlik kurmak mümi: ve böyle n olup o""""—'ı rnr Tatevrur £ tetkik ediyor gabilecek aksı bir halde, ve imt tiyen Japonlara Kuomintangın or- Japonya a miyeceği için Japonya Çini eçirebilir. H ordularile mukavemet tlar gibi sever , Kendileri rahat et- gi birine tâbi ola « en Şimali Çinde SSD Köze'ye iltihaka — hazır n 90 milyon halk var. Japonya , . Yarın orularda 140 n nü. verha: a mamal “Bünun bütün Tinde ve $ magollar y ı memle ından istilasın. halkı her za- Miş :'“ "kan kardeşleri,, ne iltihak et ı..,,l_c onlarla birlikte Çin'in ötekl kı- larının Ve Görülüyor ki © #imal: Çin'de or aylıkla cle geçirilmesini te ulabilecektir. Çin'e hâkim yetli bir ma Çin'le J Fakat olan İngil fethine yardım — eylemişler. Japonya, Mançurya cenub eyalet- er, Fra gibi menfaatlerine dokunul. musz- asına n torluk- menabiin Japo' bu suretle Japı üdret — vermesine bir Vaziyette Fi- Çint ve hattâ iya — doğrudan a kalır. Jetlerde kuv- oğacağı muhak. ağı ilk işlerden ik boykotaj olür ki böyle 1deye muhtac ve onu ı başka Ja- San Michele'nin kitabı | bu ipeği | balarının * an Japon-. Tefrika: 26 beslemek için ( Japonyanın vınal mile istihlak edebilec ket, herhzide Çin değildir, Hele hiç ihtiyacı yokt ğini Avrupa ve Ame ve yalnız Birleşik De Binacn- yüzde 80 ini alır aleyh Amerikanın yalnız bu madde iç ilan edeceği boykotaj Japonyayı T biş surette sarsar. Diğer taraftar Hi distar. ve bilhassa Amerika, Japonyaya satmaktan vaz geçtikleri ham pamük pi ihe Japonyanm p takdire , Çinde istihsal n pamuk ise “kalite, itibarile aya: şıdır. Yabancı borsaların panması da Japonyaya ma bir darbe indirir. lan bu isyanlar, zengi fmdan meydana getirilmiş - olmak it barile Japonya'nın başına türlü türlü bilir. devletler icab ederse kuvve. bilirler. Meselâ bu japon donan- hareket mani olabileceği ticaret de bu denizlerden Bgayri aade etmez. te de müracaat € devletlerin donanmaları eri dışında gtim gemilerinin z rde gezmesine mi abilceği ihtilatlar, medeniyetimizi bile mahve- akat buna n usu Birleşik : 1 mani — oluna debilir! doğr! bilir, dah sıyasa) ve ökan rin Japonyayı, larıaı art ilüyor ki bugün, önüm noktasında bulumuyo- - nard Fay imzasile lede, Reis lik tecrübeleri $0 yor: Reis Ruzvelt iş başına geldiği ta- ler üdetâ bir çık- Amet ht memleketle. rihte Birleşik Devl mazda bulunuyordu. çeti, diğer T >den daha zengi zam rin her bir bit mena' memleket vazi © berkes, alacaklıyı yan borclar Eşyanın Üştü, altr fakir olsun borelu azyik etmeğe — beşi erilmekte idi. i o kadar düşmi ve işin kıymeti ö ece yükselmişti ki nen kıymeti de O k gözle nadir, ve ben, u. Parkın şurasına burasına kanapelerden le sessiz gec y y y akit vakit konuşuyordu, ama Ço& tes birdenbire kalktı. m sesi kadar onul v sa Birleşik sürülme- et de bundan fevk amerikalı, turistli- A- ü kadınlar elbiselerini Pa getirtiy Amerikan ulusçuluğunun ge. ris'ten değil, Nevyork'tan Hulasa çirdiği bu devre, Amerika ile amerikâ- hlar arasında bir nevi bal de ifade edilebil. m - kaldı an ve amerilcalı in gelmesinden Jdolayı york, Berlin şehrinti 1923 te geçirdiği asabt devreyi hatırla. tr yaşamaktadır. Hu- kendi evine yerleş ir ulus manzarasını göster Memleket bu manzaradan memr i Ruzvelt de memleketin İş alanında Ruzvelt, büyük sa erbabile anlaşarak onlara hem ları eşyanın — fiatmmı arttırmağı, de işçilerine verdikleri ücreti Ut ettirdi. Mur amerikan t mağı 1 » Bunlarn, sermayesi ba- inde ve ihtikârlarına mani olmak- hükümetin mi , hükümetir kasına mazhar olmayan me- murlar ücretleri üzerinden yapılan ta- sarruf sayesinde ve nihayet küçük sâ ayide doğan şaşkırlık sayesinde bü- yük ve ku â velt'in rsli şir olmamak n mütce yolunu buldi Bu yükü omuzlarında taşı u. Yeni makine irirken satış yi ve küçük patronlar iflasa m; oldular. Variyeti mlaha gayret Ruzvelt, — işçi gurmaksızın de hoşmudsuzluk do. İşte | mantıkıdir. Ne büyük vahim bir vaziyet hü- ir, İstatistikler bu hu- eselâ iyradı 1 fazla olan — ametikalıların nesinde 20 di t olan llacın sayısı bu sene hay n 1000 ile 25000 dola; ların adedi çok düş ftan F üştür. Diğer d, General Motör, Ameri- can Telephone gibi teşebbüsler vaziye» tini günden güne sağlamlaştırırken di. ğer teşebbüsler zayıflıyor — ve açık ve- riyordu. Ruzvelt'in arzu ve maksadına uy« an bu netice hem mukadderdi, hem şirketlerin kârr Ünreti Üzerinde fodakâr. İmak istenmediğine göre zara- bir soysal taraftan çekilece- idi; bu zararı çeken Angi son, ırlandalr ve alman unsurlar. mürekkeb olan küçük burjuvazi ol- du, © burjevazi ki mahdud, fakat müs- takar menabie malik olup sermayesini devlet eshamına yatırmış ve esasen bü- yük Nevyork bankacılarının aldatmış piya memekte idi. vaffak olamıyan bu smıf, teklerile büyük patronların lığı arasında sıkıştı kaldı. Netice itibarile Reisicümhur Rux . velt muvaffak olmuş sayılır, Yarına da şüphesizdir. hareketlerini takib et. Kendini müdafaaya mu- gçilerin is. diplom: olduğu bükim olduğı Ökonemi makinesini yeniden yürürmeğe, soysal barışı temin etmeğe muvaffak oldu; fakat gerek memleket, gerek kendisi bir nevi fstikrarsızlık duygusu içinde- dirler. İstikrar hissini yaymak istiyen reis, endişe içinde bakınan küçük bur- juvalara teminat vermek istiyor. Ruzvelt her şeyden evel amerikan sanayiini yeniden harekete getirmek mecburiyetinde idi; bu sanaylin istih- lak malları istihsal eden kısmını hare. kete getirmeğe muvaffak oldu. Ha ki ame yinin “devamlı,, mı Jar İstihsal eden kısmı h z harel sizdir ve iflas halindedir. Meselâ, me. kület elbise, kundura ve çamaşır müd- tahsitleri eski faaliyetin yüzde 90 ma olmak Üzece yeni bir faaliyet ş olmalarına mukabil makine ve inşaat sanayii caki faaliye- € 10 veya 20 simi bulabil- yakın devresine — gir tin ancak y di. Gerek hükümetin odalarının umudsuz nazarlarla baktık- getekse ticaret ları bu vaziyete artık, bugün, katlanılı- gibi görünmektedir. Bir “muhafaza,, memleketi olan A- merika, bitmez tükenmez menabii ile nüfusu sayesinde Ülkeyi m edebilir ki her ameti- kalı, hiç bir memleket vatandaşının mazhar olamıyacağı bir 1 ne yükselebilir. Fakat b iknek İiçin yapacağı teşkilatın pek azam olması ve bilhassa eldeki va- m İsraf edilmemesi - çarttır. Di- ——— ı Bibliyogral ya Xe z - Südeülük Yeni tarim (ziraat) bilgileri bitil Jerinden: Tarim Bakanı men'le orfun Bay Muhl yetişken bir 8: olan Bay Ekrem Rüşdü Üresin bilgi acununa değerli biş armağanı Südeülük,, adile (500) sayıla lik resimli, güzel bir bitik çıkardılan, Bizce bu bitiğin değeri her yöne den büyüktür; çünkü bunu bir bakane la onun okutup yetiştirdiği — çalışkan bir öğrenceği berabor uğraşıp “yazmış. tır; dular; Eski imparatorluk kurunlarında böyle bir şey olabilir. miydi nmasıl ole sun ki ekim işleri pek sönük düşünü, lür, ona bilgi yönünden hiç bir yer ves rilmezdi;. Osmanlı İmpa ilk kurulu ekim, biçim — işlerini Arpa Eminleri görürdü, bunlar da “Hayreddin Çelebi,, gibilerden “Yedekçi Mehmed Ağalar, cık zade AN Ağa, Jar kibi yazmasr olmryan kimecelrdi; Arpa Bk minliğinin “Hububat ve Zahire Neza, reti,, olmasına yani tanzimat —kurunum na kadar geçen beş yüz senelik urum bir kurun içinde ziraat işlerine gene büyük bir yer verilmedi; her ne kadar (Keçeçizade Salih Efendi) ve (Ratib Efendi) leec, (Halil Paşalar), (Sâürem Efcndi) ler (Hububat ve Zahire Na. zırı) oldular, hattâ sonraları (Ziraaf Nezareti) yapılarak ÇArif Paşa) ill Ziraat Nazırı oldu, oldu ama bunlar da bir gösterişten başka bir şey değildiy oysa ki Avrupa'da tarım (ziraat) bilgi» bitkiden (ne. çok fayda. orluğunun sonra » “Molla, okuyuğ leri ilerlemiş topraktan, battan), (bayvan) dan en lanmak çareleri bulunmuştu, bu bilgle lerin yurdumuza gölgesi bile gelmle yordu; ekim, biçim, bağ, bahçe, ormaz işleri, hayvan yetii a lerden sayılıyord ması yazması mı olurmuş?) deniliyot. du, Bizce Osmanlı İmparatorluğunun ziraat tarihinde İlk ziraat narzırı olan (Halil Paşa) bir gölgedir; türklüğün ilk gerçekten Ziraat Nazırı (Bakan) 1 Cumurluk, — (Atatürk) Türkiye'sinin ilk ziraatçi bakanı olan ekim eri Mulh» li Erkmen'dir. Çünkü o taram alanın. ——MM———————— ——— üer taraftan bütün bir sanayi erbabi #a nıfı ortadan kalkacağına ve müazzam atanın işçi veya giftçi vim bir zanaatcı olacağına göre memlekette malze ve çalışma usüllerinin tamamile değişe ceği gibi psikolojisi de değişecektim Medeniyetin bu yeniden kurulması a meliyesi hem cizem, hem de müstacek dir. İşte Ruzvelt'in bütün kuvvetini sarfedeceği iş budur. rine Otü- seyredi- b susmasını da | döndük. Başlarımızın üzerinde, bir ağacın dalın- baykuşun uğursuz sesi geldi. Kon- a benden ayrılırken; “Bonsuvar, ,, Konuşmaksızın eve — “Hayır dostum! Ama sen de ber kadar geç döndüğümüzü bilmemele gelenlere haber vermezsin değil mi?,, — “Elbette hayır!,, * — Leo bu sülünü çaldığından yürek üzüntüsü duyuyor musun?,, * — Üzülmeğe çabalıyorum.,, ni, l dolağığ Yazan: Aksel MUNT Nasuhi BAYDAR Türkçeye çeviren: hi Bütün öteki Tanrılar, Olemp'te ı:ıln_la - Urmuş olanlar, Nil kenarlarındakiler, alla'nınkiler, çoktan karanlıklar içine t ga Nşlarken, bizim dünyamıza l)ayıjln işt- Miğtirmiş olan, parlak gözleri yine Üzeri - Tançe bulunan gündüzün aydınlık saçan h;;;“" apaçık, karşımızdadır. Ancak, ;y Gola, “da, serseriler gibi yıldızlar arasıîı î löıîşıl_’ duran, uykusuz, buz gibi ve piri tılı hili Di YE alaycı gülümseyişi, nağcı'ı_ı!adcv. -m"cı-e bakan aya dair kimin ne bildiği var- Ve Siğara odasındaki koltuğu, puro sîaâmğ' kony 8€f0 gazetesi onun olduktan sonra, Kontes he ÇüN ay, umurunda bile değildi. Ko ine Xa tapınıyordu; onun esrarlı yarıgölge- Au, ŞNün kavrayıcı hulyalarına bayılıyor « bir , Ben, yavaş yavaş kürek çekerek, gölü Gi / *dan öte yana geçerken, o da sandalın Di ini )ılqne Yatıp uzanarak, sesini çıkam;ı;::: izlara bakma; iyordu. a yr pek seviyol ân, gümüşlü bir ışıkla aydınlanan, yahut bulabilmek için ona elimi Vver k lik — olan SASE SA - 4aten Vavbolmak- seviyordum. « — Niçin ay ışığ — Bilmiyorum. Bel dan.,, : Z. Nesinden korku, — Bilmem. Etraf o kad.şr ay ıza benziyen guıı;le, Si ; bö olmakla beraber, Öyle e ynnrrıî'k??ğfumu şnşırncagmıd:m korkuyo- l'ırn Ben bu hulya ülkesinin yabancısıyım.., T £ Elinizi bana verirseniz size yolu gös- Ben sizin ellerinizi çok kuvv.ctlı sa le titriyor? Dediğiniz doğ- rüya; sakın konuşmayın, dinleyin! İşitiyor musu- mı scvıniyorsunuı? ki ondan korktuğum- yorsunuz? ü dınlık ki iki izi görü- parlak y teririm. B gi nırdım; niçin böy ru, bu sadece rüya biter. Durun, nuz? Bülbül... — Hayır, ispinoz. Fie — Bülbül olduğuna eminim. dinleyin! Jülyet yumı yeli gilıî okşayıcı Hayır, hayır. Gün olmadı, Sanma kulağına gelen Çayır kuşunun sesidir. Bu sevginin habercisi Bir bülbülün ötmesidir. Dinleyin, uşak, _vapraklardaki akşam gesi ile söylemeğe başladı: dedi, “yarın akşam, ayın on beşi, tam tulu- nay, yarın akşam görüşürüz.,, Leo odamda yatıyordu; bu aramızda bü- yük bir sırdı ve bundan dolayı ikimiz de, biribirimizi suçlu biliyorduk. Kimseye görünmeden merdivenlerden çıkarken Leo sordu: “Nerede idin ve neden böyle benzin uçmuş? Bak şatonun bütün ışıkları söndürüldü ve köyün bütün köpekle- ri sustu. Vakit çok geç olmak gerek.,, —" Esrar ve hulya dolu, bilmediğim bir ülkede, uzaklara gittim; o kadar ki, az kaldı, yolumu şaşırıyordum. —" Baykuş beni uyandırdığı zaman, ku- lübemde, uyumak üÜzere idim, Sen gelirken, avluya sessizce girecek kadar vakit bulabil- dim.,, — “Ben de öyle, sevgili Leo'm; baykuş beni de tam vaktinde uyandırdı. Sen bayku- Şu sever misin?,, — “Hayır! Ben sülünü daha çok severim, Demin bir tanesini yedmi. Demin ay aydın- lığı altında, burunumun önünden kaçarken yakaladım, Bunün yasak olduğunu biliyo » rum ama dayanamadım. Beni, bundan dola- yı, bekçiye haber vermezsin değil mi?,, — “Ama kolay değil, değil mi?,, — “Hayır!, ve sonra, dudaklarımı yallp' mağa başladı. — "“Leo sen hırsızm birisin ve burada yq nız değilsin. Sonra, sen kötü bir bekçi kö; ğisin. Ödevi, kocaman sesi ile hemen sahil ne haber vermek olan sen, böyle karşıma güe; çip neye tatlı tatlı yüzüme bakıyorsun?,, — “Başka türlü hareket edemiyorum Hoşuma gidiyorsun.,, — “Leo, dostum, bütün bunlar hep, o y karda, gökyüzünde uyuklıyan gece bekçislk nin suçu. Gece takkesi giyer gibi, çıplak baa şını, bulutlara bürüyecek ve işini, dostu baya, kuşa bırakıp uyuyacak yerde parkın, altındiğ bir kanape bulunan her gizli köşesine ı: nı bir göz gibi dikemez mi idi? yoksa o ucu ile bizi dikizliyerek uyur bi mi görünüyordu, o kaşerlenmiş, ihti: Don Juan, yaya kaldırımlarını eskiten kı mış çapkımlar gibi yıldızlar arasında kendiş ni gösterip duran, çok yıpranmış olduğu içir kendi yapamadığı şeyleri, gülünç olan başı kalarının yapmasını seyretmekten zevk due yan © musibet...., : (Ark>er var)