AF ŞEREEEER 4 SAYIFA 4 ünüşler Türk kadınının rçek kurtuluşu O Pirzs- >>3anberi Anadolu şehirle - — pinden türk kadınının yer yer gerçek — kurtulüşüna - kavuştuğunu — müjdeliyen telyraflar geliyor. Belediyeler, şehirleri- 'e geri ve hazin bir manzara veren gar - — gef ve peçeleri kaldırmak için adeta bi. we cnerük kararları sevinç ve övünçle okouyoruz. Yüzyıllarca sürmüş ve yüzyıl- larca türklüğü tutsaklığı altında tutmuş olan kötü ve yabancı ananeleri içimiz - den söküp atıyoruz. Bunu yapmadıkça n türkün gerçek rönesansma kavuşmasına İmkân yoktu. Geçenlerde sinomada beraberce bir — Japon filmini seyrettiğimiz bir dostum, — Japonların, dünyayı ökonomik rekabet — heri altısda titretecek kadar ileri gitmiş — olan bu ulusun eski ananelerine ne ka - dar bağlı kalmış olduğuna işaret ederek “kümbilir, diyordu, belki bu ananeler bir ulusun en büyük kudret kaynağı -« — Gir., Bu düşünceyi kendi hesabımıza giddetle reddettim. Çünkü arada bir ben. zerlik bulmaya imkân yoktur. Japon ulusu; kendinin olan ve kendi büyüklü. — ğünü vücude getirmiş bulunan ananele- rine sadık kalabilir. Böyle yapmakla ulu- “gal birliğini daha kuvvetlendirmiş de elabilir. Bize gelince ç değişir, çünkü guurla bir gidişle inkâr ettiğimiz ve bi - ver bıkctığımiz ananeler bizim değildiler. — Bunlar yabancı kaynaklardan bizim içi . — Mize sızmışlar, törkün büyük ahlâki er - Gemlikleri üzerinde kötü tesirler yap - Mmış, ve hiç bir zaman ulusal bünyemize — üymamış ananelerdi. Bizi türklükten ve — türklüğün hayatiyetli öz varlığından — uzaklaştırmış olan bu yabancı ve üzeri. — mizdo iğreti duran elbiseyi atarken ger- — çek benliğimize dönüyor, türk rönesan - — ginı vücude getiriyoruz. Takâr etmiyorum, aramıza yabancı — kaynaklardan sızmış olan bütün bu ana. neler, bir zamanlar, din duygusunun in- — sanlar üzerinde tek başıma hâkim oldu — ğa davirlerde, bize yeni bir hız ve ener- İi getirmiş ve türkü büyük başarımlara — eriştirmiş olabilir. Fakat dünya yüzün- — de bin duyguların zayıfladığı ve onun /— yerini yurd ve ulus sevgisinin almaya / beşladığı devirdenberi de türk'ü muvak- katen yükseltmiş olan aynı unsurlar gnn göz kamaştırıcı bir hızla düşmesi — üzerinde tek âmil oldular türk devrimi İşte bu gerekliği sezerek eski yanlış gi- gişe karşı yapılan reaksiyondandır. Onun — içindir ki biz, bizim olmuyan bütün - bu ödellerden sıyrılarak — kurtuluşumuzun lhk dayanağını ulusçuluğumuzun inki . şafına en müsaid yolda yürüyoruz. — Çarşaf ve peçe, kadının kayıdsız. ve — gartsız hürlüğünü medeni bir ulus ol . mak için en başlıca şartlardan sayan genç Türkiyenin ileri atılışında ayağına — takılan engellerden birydi. İşte şimdi bu — sön engeli de ortadan kaldırmak - işine — girişmiş bulunuyoruz. Bütün memleketin yurdeu ve uluscu- — İarına bu yolda düşen büyük — vazifeler vardır. Her yurddaş geri düşünceleri Öyenmek, yanlış kanaatlere — saplanmış olanları doğruya götürmek için müca- — delç etmekle memlekete en yararlı bir — kavramış olan gencler, nerede bulunur - bulunsunlar, kadının soryal hürlü. &ü için uğraşmayı kendilerine pronsib ğ rıı_lı_ı:ıkı AĞ ğ ulusu, asırları yıllar içinde jerkeğin elele vermesiyle daha büyük bir /hiz alacaktır. Türk kadınınm, erkeğinin — Yanında sosyal vazifesini görmesi ve /|medenileşme savaşında onun yanmda — garpışması için ilk şart kılık tutsaklığın. dan kurtalmasıdır. | Çarşaf ve peçeleri kaldırmak - işine büyük bir azimle girişmiş olan belediye- / erimizi takdir ve tebrik ederken bunla- _HI—-dıHıH_ın _Yalga;cı gğg_etâenle okı;d—_ul_(iğğı_mı Almanya askerliği mecburi kılmadan önce,, İngilterede “Beyaz kitab,, ın neşri, Fransada askerlik müddetinin iki yıla çıkarılması ve Almanya- da askerlik hizmetinin mecburi yapılması, son günlerin üç mühim ve biribirine buğlu hâdise- sidir.. Barışın silahsızlanmakla değil, silahnarak korunabileceği düşüncesini veren bu hâdiselere tekaddüm eden günlerde Almanya ve İngilteredeki zihniyeli göstermek için, değişik gazeteler- 'den aldığımız Deyli Meyl gazetesinin tanınmış muhabiri B. Vard Prays, silahsızlanma işlerinde Almanyanın —mümessili olan Fon Ribentrop'la konuşarak kendisin- den “beyar kitab,, hakkındaki düşünce- Jerini sormuştur. Bu görüşmedeki sor- gularla karşılıkları, 1 mart tarihli Fölkişer Becbahter gazetesinden alın - mıştır: V. P. — Alman genel düşüncesi be- yaz kitabın hangi krsmımna itirar et - mektedir? R. — Britanyanın müdafaa ihtiyacı. na dair herhangi bir mütaleada bulun - mak mevzuubah değildir. İngilterenin kendi güvenini düşünmesini ve bu sis Jahlanma dünyasında kuvvetli olması lazım geldiğini, Almanya, belki her ü lustan daha iyi takdir etemktedir. Al- manyada hiç kimse, genel silahlanma- da İngiltereyi mesul tutmayı aklından bile geçirmemektedir. Bu böyle olmak- la beraber, ancak beyaz kitabın iki nok- taşına aklımız ermiyor; bu noktalar - dan birincisi, beyaz kitabın Almanya- yı, İngilterenin allahlanmasında Bri - tanya ulusuna karşı mesul gösterme - ğe galışmasıdır. Almanyanım kendisini baştan aşağı silahsızlandırdığı keyfiye- ti itilaf devletlerinin ve dolayısiyle İn- gilterenin göndermiş olduğu komisyo- nun da kati surette tesbit ettiği bir ha- kikattır. Yani bu da gu demektir ki, Almanya, barış andlaşması ile üzerine almış olduğu silahsızlanma taahhüdünü İngilterenin düşünce ve hükmüne gö- r, Bu silahsız- lanmanın ölçüsü harikulade bir merte- bede idi. Almanya bütün donanma - Sını tahrib veya teslim etti, 56,000 top imha edildi, hem de bunlar itilaf dev- Jetleri kontrol komisyonunun gözü &- nünde hurda yapıldı; 9 milyon tüfek keza aynı âkıbete uğratıldı; — 225,000 makinelitüfek parçalandı; — 39 milyon gülle patlatıldı veya boşattılacak eri- tildi. Bütün tayyareler takrib edildi. Silahlanma fabrikaları keza tahrib edil dikleri gibi tayyare meydanları kazı « larak altüst edildiler; hangarlar yıkıl. di. Almanların silahsızlanma taahhü- dü demiryolu rampalarını bile tahzib edecek kadar ileriye gitti. Bu silahsızlanmış — Almanya, öbür devletlerin de silahsızlanma taahhüd . lerini yerine getirmelerini her yal bek. Jedi. Fakat öbür devletlerin, andlaşma ile söz verdikleri silahsızlanma — şöyle dursun, silahlanma bile durdurulmadı, bilakis öbür devletler alabildiklerire silahlanmaya devam ettiler: bütün bu dınuma rağmen, gene Almanya bizrat Britanya hükümetinin hazırlamış o'du. Bu teklifleri kabul etmeğe haztrdı, hat tâ Filrer daha ileri giderek, eğer öte- ki uluslar da aynır harekette bulunacak olurlarsa, Almanyanın, en son makine- Htüfeğine varıncaya kadar hepsini tah- tib etmeğe hazır olduğunu bile söyledi. İkincisine gelince, bu kitabta bugün Almanyada Fürer'in istek ve düşünce- siyle genel düşüncenin temayülü ve bilhassa genclik terbiyesi arasında bir ayrılık ve ikilik ortaya atılması gibi imkânsız bir harekete teşebbüs edildi- ği hissedilmektedir. Pürer, Britanya bakanlarından Berlin'i ziyaret etmele- rini rica etti. Bu çağırma kabul edil. di. Ancak, daha başlangıçta görüşme- leri yapacak otan devlet adamınım sö- ziyle hareketi kendi ulusunun genel düşüncesine tamamen aykırı diye izah edilecek olursa, herhangi bir görlüşme- nin sonucu nastıl ve ne biçim olabilir? Fürere ya inanılıyor ve yabut da İna- Tulmiıyor. Bunun bir aksi olarak eğer alman hükümeti Londrada Ingiliz bakanları ile görüşmelerde bulunsa, fakat ingiliz hükümetiyle Britanya ulusu arasında b LAĞ0 ei ci v Go aç e GA se Sisei ll ea eç yazıları aşğarya koyuyoruz: düşünce aptılığı olsa bu dürüm karşı- sında İngilterede ne derlerdi? Alman gencliğine savaşcı terbiyesi venildiği doğru değildir. Doğru olan bw gencli- Bin sporcu, , görürlü ve disiplin Ni olarak yetiştirildiğidir. Biz, hiç bir zaman uluslara savağcı bir ruh atfetmek teşebbüsünde bulun - madık; hattâ bu gibi ulusların genclik terbiyesi ve silah talimleri ile yetişti- rilmekte olmaları böyle bir düşünceye uygun geldiği halde gene bu biçim bir isnadda bulunmadık. V. P. — Ya Rayhşsver? Önceleri bütün dünyanın asilzade zaviyesine at- fettikleri eski mütecaviz askeri ruh, al- mau ordusunda yok mudüur ? R. — Bu, bütün bürhan ve deliller işe yaramayınca, daimaâ son olarak ileri sürülen bir kâbustur. Her şeyden ön- ce şuna inanınız ki, buğün arlık Al - manyada zaviye, falan kalmamıştır; ne asilzade zaviyesi ve ne de herhangi bir biçimde zaviye vardır! Biz, bir hâlk devletiyiz; Hitler'in ulusbirliği düşüncesi Rayhşver'in ter- kibinde de aynı ifadeyi bulmaktadır. Ordumuz, yurd müdafaasına mah- sus fevkalade mükemmel bir vasıtadır. Bu ordu, generalinden son neferine va- rıncaya kadar herhangi bir emperyalist mütecaviz ruhta değildir; yurdları için çok çetin feragatlerde bulunmağa ha- zır, Fürerlerine karşı hayranlık ve sev- Ki besliyen modern Ti mükemmel bir zabit ve asker birliğidir. Almanya öteki ulusları itham ediyor! Kreuz-Zeltung da üzün bir yazısın. da ingiliz kuvvetlerini tahlil etmekte- dir: İngiltere askeri büdeesinin mas - raflarının artışını eheramiyeteiz gör - mek doğru elmaz. Donanmanım masra fi, geçen yıla göre Üç buçuk milyon fazlasiyle 60 milyon sterline çıkmıştır. Askeri deniz tayyarelerine yarım mil- yondan fazla tahsisat verilerek bunla- tcın mürertebatına 8000 kişi daha ilave olunmuştur. Askeei tayyarelere gelin - ce, geçen mali yıl içinde verilen mun- zam tahsisat hesaba katılmaksızın bu fasla Üç buçuk — milyon sterlin daha ilave edilmiştir. Bu yüzden hava savaş donanması bi Yyük ölçüde artmaktadır, Bundan büöyle bu kuvvet 106 12 filodan ibaret bulir nacaktır. Bu filolar için 15 tene yenl hava üseüi yapılacak, mevcud olan diğer. 12 si ise büyütülecektir. Gazete bundan sonra, genelerin 14 yaşlarından (tibaren askerf terbiye gör- meleri ve 14 piyade alayına malik ol » mast dolayısiyle, ingiliz müstahfaz or- dusunun çok iyi olduğunu ve ingiliz bükümeti tarafından bilgi ile tatbik e- dilen motörleştirme sayesinde orduda beygirlerin lüzumsuz bir hale geldiği- ni söyliyerek yazısını şöyle biticiyor: İngiltere, kocaman imparatorluğu » u korumak istiyebilir, fakat o, gözle. rini “beyaz kitab,, tan kaldırarak acun barışmnı tehdid eden 4000 fransız tan. kiyle 15.000 tus tankına gevirsin ! Fransa hakkında da Fölkişer Beğ- bahter, askerlik müddetinin uzatılma. st hakkıada yapılan münakaşalar üze. rinde 1srar etmekte ve mareşal Petenin yazdığı makaleden yeniden bahsederek “Her zaman olduğu gibi orada da bu- gün sözde büyük bir devlet olan Alman: yayı ima eden düşünceler bulunduğu - nuü,, söylemektedir, Esasen bütün al « man gazeteleri fransız silahlarının kud retinden bahsetmektedirler, Doyçe Al- gemayne Saytung, Fransanın asketf coğrafyasına tahsis ettiği uzun bir e- tüdde şunları yazmaktadır: *Fransız hükümeti, Paris civarın- da bulunan tayyare — fabrikalarını bir. hava hücumunun tehlikelerinden kut » tarmak için taşraya nakletmeyi dü - şünmektedir. Bu sanayide çalışan $0 bin işçi de taşrada yapılacak olan mu- ayyen sayıda imalat merkezlerine tak- sim edilecektir.,, Berliner Börsen Saytung ise “İs - panya da silahlanıyor,, başlığı ile yaz- dığı bir yazıda şöyle diyor: “İspanya tilahlanma yarışında geri kalmak niyetinde değildir, Deniz ba - kanı hükümet namına 447 milyon pe- xotalık tahsisat istemiştir. Bu para ile 400 er tonluk 12 denizaltı gemisi; 800 er tonluk 12 torpide; 200 ee tonluk 12 topçoker; 450 şer tonlük 8 mayen ge- misi ve 2000 er tonluk 2 deströyer ya- pilacaktır. Ayrıca gene Dü plân müci- bince iki zırhlı kruvazör modernleşti- rilecektir. ,, Berliner Tageblat ise neşettiği tab- tolarla hakiki bir “silahlanma bilanço- su,, yapmaktadır. Buna göre değişik ül- kelerin büldeelerinde ulusal korum büd- cesinin tuttuğu yüzde nisbeti yudür: 1933 1934 Belçika 10 17 İngiltere 18 16 Fransa x 36 İtalya 28 18 (Tayyare masrafı dahil de- #ildir.) Yugoslavya 20 20 Lehistan H 34 Rusya t 6 Çekoslovakya 23 24 Gene buna benzer — tablolaraan, bu Ülkelerin silah altındaki asker yekünu- hun 26.600.000; hafif makineli tüfek ye- künunun 64.900; ağır makineli tülek yekünunun 42.220; hücum —arabası ve tank yekünunun 8.785 ve tayyare ye- künunun da 16.200 olduğu anlaşılmak- tadır. İngiltere kendini müdafaa ediyar... “Beyaz kitab,, ın neşri, geçenlerde Avam kamarasında büyük bir münaka- şa kopmasına sebeb olmuştu, Muhalif İşçi partisl namına binbaşı Attlee bir tevbih takriri vermiş ise de bu, büyük bir ekseriyetle reddolunmuştur. Bu iş etrafında söylenilen sözlei aşağıya ya- Doyrüz: B. Attlce — Başbakandan bu dikka- te değer, acıklı ve cidden beklenilmi- yen vesika (beyaz kitab) hakkında ba- zı izahat almak isterim, «« Şimdiye kadar bozulan andlaş - maların liştesini yapmak neye yarar? (Çin'den bahsettikten sonra) Çin, Bel- gçika olmadığı gibi, Manş denizinin &- *te tarafında olup tamamlıkları bizim için çok mühim olan ülkelerden biri de değildir! « Hükümet gerekli korum vasıta. Tarı istiyor. Korum, sıyasaya bağlıdır. Eğer biz de bir müşterek güvenlik bir- Tğine girmiş” olsaydık, mütecavize karşı öteki Ülkelerle birleşmek için az bir kuvvete ihtiyacımız olacaktı. Fa - kat yalnız kalmak istiyorsak her şeyo bazır olmamız gerektir. »» (Silahlanmadan bahsederek) &i » tabta ne için Fransadan — bahsedilme. miştir? Şimdi savaştan önceki havaya, ittifaklar ve silahlanma yarışları siste- minc dönmüş bulunuyoruz. » İdare başında olan adamlar barış Istiyorlarsa ulusculuk ve emperyalizm İştiha ve hırslarını feda etmeleri ge - rektiğine muhalif parti — inanmıştır, Şimdiki hoşnudsuzluğun kökü ökona- mik durumdadır, İdareciler, nasıl mem- mun edeceklerini bilemedikleri yoksul yığınlara parlak bir ulusculuk tavsiye etmektedirler. « Muhalif fırka, selametin amcak > Pe e eZ P ” OA ÇAS N YW N 11 1025 PENŞEMBE Venizelosun son sözleri j ”Politikadan çekiliyorurt artık Yunanistan beni görmiyecektir,, Deyli Meyl gözetesinin Rados'es bur — lanan bildirmeni, 13 mart tarihiyle gö — zetesine bildiriyor: On bir gün süren muvaffakıyetsit bir ayaklanmanın başında bulunduktalli sonra Rados adast yakmımda bulunati — ufacık Kassos adasına sığımnan Venizde — los, yakın bir dostuna acı acı şu sözlee Ti söylemiştir : “Benim artık, politika ile hiç işimi — kalmadı. Yunanıstan bundan bhöyle bİT daha beni görmiyecektir.,, İhtiyar politikacı, bundan sonra ken* disinin dileği, elele vermesi — ve ilerleme galışması olduğunu da söylemiştir. Bu sözleri söylerken dehşetli heyecan içinde bulunan — Venizetosun bir müddet sesi kıtılmış bi şey söyles memiş, ondan sonra tekrar sözüne de“ vöm ederek demiştir ki: *“Bu ihtilali vakığ. ben körükleme. dim; takat vatanam için uzun — zamnas lardanberi kurduğum büyük hulyalarım bu sayede gerçekleşeceğine kanaat ge- tirmiş bulunuyordum.., Girid'le Yunanistanm — yolunda — bür — Veniselos'un son sgözleri, dostlarıarın — yardımiyle İngiltere'de ve yahut Frame sada sığmacak bir yer bulacağın: ümid ettiğini söylemek olmuştur. ——— * yeni bir düzende olduğunu beyas © Artık ulusun hâkimiyeti yolunda — & ki düşünceler bıtakılarak acun bir .ğİe me dağru temayül edilmelidir.. Bu ihtiyar adamlar sıyasası; bu 3- narşik bir dünyaya doğru geri dönüş bizi 1914 dekinden daha korkunç bir savaşa sürükliyecektir. B. Baldvin — Barışt temin edecek yeni bir düzenden bahsedenlerin, yal « mız başka ulusların yaptıklarını be çe nip kendi yurddaşlarını — beğenmi , cü kimseler olduğu ekseriya görülmüşlür. » Hepimizin istediğimiz müşterek gile venlik sistemi kurtulmadıkça, mulhte » mel bir tecavüzün yolunu kesmek için Avrupanın şu veya bu noktasınır venliğini temin etmekten başka ne yas pılabilir? Seyahat (Sir Con Saymenin Ber Ka yolcuüluğu) tahminen on beş güne kadar yapılacaktır. O zamana kadar B. Hitlerin tamamen eyileşeceğini uma « tım. (Muhalifler arasında gülüşir Gülme' sizin için âlicenabane bi değil. , Baylar. Şimdiki haval, en kuvvetli insanlar bile nezleye yalırlar nabilir. Ben bile kendimi buügün olduke ça rahatsız hissediyorum., — Başbakan da, ihmal edilmiş bir nezlenin gıkıntılı fikibetlerine katlanmak mecburiyet nde kaldı. B, Hitler bana göre çok genctir. Onun için kendisinin daha çabuk eyle leşeceğini umuyorum. Sir Çemberlayn — Eğer bir savaş patlarsa, veya bir mütecavizin kulbas nr olursak, yahud da herhangi bir çar « pışmaya karışırsak, B. Attlee ve dost- lart bugün söyledikleri sözleri tekrar « hıyabilirler mi? Eğer bu soguya “evet,, derse, savaşıa İlk kurbanı kendisi ola « caktır. Çünkü hiddeti çok haklı olam bir balk kütlesi kendisini Uk fener di reğine asacaktır. O ve dostları o za e man, ellerinden geleni yaptıklarını ve fakat zayıf ve tesirsiz bir hükürein beş yıllık yanlışlarını düzeltmeğe va « kit bulamadıklarını söyliyeceklerdir, B. A. Bevan (İşçi partisinden) — Eğer yakında bir savaş patlarsa kızgıli bir halk kütlesinin, muhalefetin üyes Terinden bazılarını fener direklerine ae sacağı söylenildi. Sir Çemberlayn dus rumu yanlış tefsir eder gibl görünü « şey yor ve Rusyada ihtilal getiren, Almari — yada da İngiliz ve fransız süngüleri masaydı ihtilali getirecek olan savı derslerinden herhalde istilade etme miştir. Bir çok kırallar savaşta t Tarını kaybettiler, İşçi partisinin üyelerinin de böyle bir vaziyette larmı kaybetmeleri mümkündür; fa kat Sir Çemberlayn ve arkadaşlarımırf 'böyle bir savaşta öldürülecekleri mu * — bakkaktır? 4