el SAYIFA B Kayakçılık tirirsek o zaman istediğimliz olur. Bu ti (şekil 14 de) ve yukardaki doğ- 18 ALMART 1935 ÇARSAMBA : Ya e İ Wrıım-hmik POlonya ulusal . . b k Bunları ikiye ayıcabiliriz: Biri dağ- | * İ Eş ılıı as n in v d eğiş- | e olan vaziyette görürlüz. İnsan vü - Okono an l e LA n eylinden a cudunu aşağıdaki îıımdekl gibi çıkar- Kayarken dönmeler. mamalıdır. Yapı işterinde ne rol oynayor Bu banka iransızca aylık bir mec- ua ,,hd""""“i“a' T. 1934 yılının son a. Ca çıkan sayısında, yapı işleri üze- E“"’”“î değerli bir ctüd vardır. ü "çok kanunlarla, (Yapı için ulu- Sermaye) SÜai ve en « adile bir sermaye tesis randımanlı bir şekilde & hâsı için bu kullanılması ve yatırılması ge de Vöconomle Nationale)a 1024 4 5 vn 1934 (ilk teşrinine kadar “SİNM inşazta yatırdığı paralar 610 Mily k n 150 ( 200000 zloti koopera y kurumlara, 215.100.009 ai kişilere, y6800000 - zltoi Hünlere bore verilmiştir. Görülüyor ki yapı akçesinin en bü- Pa ""Wn yapı kooperatillerine ay- * (Hiç şüphe yok ki yurdumuz. ,w':.upı kooperatifleri - bulunsaydı, Yapını bankalarımızın şimdiye kadar $ ollukları milyonlarca liralık 'dan büyük bir pay bunlara ay- _quv'f" işlerini kolaylaştırmak — ve b atmak için plânlarm tasdiki, n0 * kadastro, ipotek gibi harcların da : altılması için teferrilata aid tedbirler ı'"'r"“vr_ STANDARDİZE EVLER Bankanın en büyük yardımların. Biri de inşaatın etandardire edil- | için bankanın giriştiği — savaştır. t güzel ve ökonomik ev plânları te bir müsabaka açmış ve en işlı plânları seçerek bunları bas- pi Çi Turmeş, İçin Yaray ae €V yaptırmak - istiyenlere (30) İye yani 7 liraya satmakta imiş (*) © plânlar sayesinde malzemede stan. Tdize edildiğinden on senelik inşaât Yekönu üzerinde yapılacak tasarrulun Üğeri kolayca anlaşılabilir. (Ankara- için önümüzdeki on senede en az Va f"'ıken yapılacağını düşünürsok SAti bir hesabla 20 milyon İiralık ir- Hat Plânile karşılaşırır. Bu yapıların Mandardize edilmesi için ulusal ipotek & kamızın alacağı tedbirler sayesinde Meselâ Polonya'da ve Fransa'da ya- î"d'î' gibi bir müsabaka açarak mu- fak olan plânların neşir ve tamimi *Uzetile bizim de yüzde 20 hesabile 4 Milyon lira tasarruf etmemiz İmkünı Vardır.) Tal muavenet bakanlığı böyle bir mü- kopyelerini n buna da- Sbaka açmış ve plânlerı DÜ CUZca satmıştır. Ba ic bastırdığı bir broşürde, bu plâ: sayesinde (Mişlen) lastik fabrikasının kurduğu bir kasabada yüzde 20 tasar. ruf temin ettiği resmen ilan edilmekte. dir. YAPI VE EV SERGİSİ Polonya bankası 1935 mayısında bir (ya açmayı kararlaştır- mıştır. Gözle görünen yattan daha kuvvetli izler lüm oldu. aliyetinde yeni çığız açacak olan bu sergiden çok eyi sonuclar bekle: tedir. yılında Polonya (ulusa! nomi) bankası: teşebbüsile ve bi çok müesseselerin Çezcümle ormanlar müdürlüğü ve sigorta şirketleri) iştira- kile ucuz cvler yaparak kiraya veren veya satan bir şitket vücude getiril. miştir. Bu kurüm aynı zamanda, ucuzlatmak için standardizasyon inşaatı ve normalizasyon prensiplerini tamim et- mek yolunda kuyvetli propaganda yap- maktadır. Na 1934 te yani kurulduğu yıl içinde kı- sa bir zamanda bu şirketin yardımile 1066 mesken yapılmı 1935 yılı için yapılan programa gö- re, ili misli inşaat için 7.000.000 2lati tahsis edilmiş, 1924 ten 1934 sonuna kadar 91335 yapıda 238151 odası olan meskenler yalnız başlangıçta adı geçen bankanm yardimile yapılmıştır. N. UZGÖREN Türk Maarif Cemiyetinin Çiçek balosu 18. Nisan. 1935 Perşembe günü akşamı TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazılınız İ Dagi'n meyl 1 .— Kar sapanı dönemeci 2 — Dönemeç 3 — Sopalı döenemeç 4 — Kristiyanya 5 — Telemark , 13 — Kar sapanı ile dönmek: Kar sapanı ile inerken V biçimince olan ve arkaları birbirinden açılmış o- lan kayakların herbiri bir istikameti gösterir. Kar sapanında insanın ağırlı. ğt evelce de söylediğim gibi kayaklara müsavi şekilde taksim edilmiş olmalı- dır. Şimdi bizim o mahut nazariyeyi göz önüne getirelim: Biri diğerinden fazla basılmış olan kayak bizi kendi istikametinde sevke « der. Eğer biz şimdi kar sapanı ile iner- ken, meselâ sağ kayağa bütün kuvvetl verirtek o saman onun gösterdiği İsti- kamete, yani sola döneriz. Sola kuvvet verirgek sağa döneriz. O halde kar sa- panr ile dönerken bir dönemecin daima dış kayağına kuvvet vermek lazım ge- lir. Kuvvet vermenin şekli; Kar sapa- nı vaziyetinde dizler biraz öne bükül - müş eller diz kenarında, vücud öne doğ ru eğilmiş olacaktır. Farzedelim ki biz sola kuvvet ver » mek istiyoruz. O halde evvelâ sol dizi sağdan fazla öne bükeriz. Vücud gene önde. Sol omuz sağdan ileride. Bir bunu yaparken zaten vü « cudun mühim bir kuvveti sol kayak ü- serine geçmiştir. Şimdi bir de sol eli- miri sanki sol ayakkabında bir şey ya- pıyormuş gibi sol ayakkabının yanıı ı) y t N Butauda iki türlü vaziyet olabilir, bu- u san ya blr dağdan ve enun tam meyli Üzerinden, vadiye İniyor vaziyetindedir; yahud dağa çapraz İniyor vaziyetindedin a) Doğru inerken. (Şekil 15).. Farz edelim ki İnerken sağa dönece- ğiz. — karşıdan seyreden İçin söla — Muvazi kayak bir az İleride, ikisine de müsavi şekilde basılmış (1) gelirken sol kayak kar sapanı vaziyetine getirilir ve var kuvvetle basarak sağa verilir. (2), Şimdi bastığımız sağ kayak bize istika- met verdiği halde vadiye doğru İniyo « ruz. Döneceğimiz anda bütün kuvvetl kar saparnı dönemecinde olduğu gibi sol kayağın üzerine veririz (3). O zaman bize sol kayak istikamet verir. Yani sola dönerir, (4) Tem istediğimiz kadar dö- nünce sağ kayağı ileri götürerek solun yanına çekeriz. Çekerken dikkat edile « cek cihett, kayağı iİç kenarı Üzerinde değil, dış kenarı üzerinde çekmektir. İç kenarı Üzerinde gekersenle, kar tabaka- sını da sürüklemiş olursunuz ve bu size Ban Michele'nin kitabi Yazan: Aksel MUNT Türkçeye çeviren: Nasuhi BAYDAR Vikont, bardağını soda brandi ile doldu- hi 9, kızarak dönüp sordu: “bunu bana Ye söylemedin?,, '#Pas “Jurnal de deba,, yı okuyordu ama âr kurd gözlerinin üzerimizde oldu- « Ü seziyordum. NŞ'YC i ne duyuklar var?,, İsnl kin . Fransa atıcılık cemiyetinin öbür gün hazırladığı müsabakada cumurluk baş - ihin, birinciye altın madalya vereceğini “Yorılum_" « sünü _vıı:nruklxyarak b.ı ı da benim kazanacağı- :n_ln İranga iddialaşabilirim; — eğer Paris b sonra, bana baka - lda n bak p3 o'dan çıkır baka “İ: î nen ilave etti: “.yahut o vakite ka- Kkolite tutulmazsam.... | öşeden:; “konyak artık Ont, oturduğu Üa :r.. dedi, “gerektiğinden çok içtin. Valoşsun.,, ; - Birs, Font homurdanır gibi: “Kolit hekimi h'artesa"'; bu kadar bitkin 'ol.mak neye Davı'? Siz de bir soda brandi içiniz. Ne ya- nemiyorum! Fakat Bay papas he_m:n her gün karaciğerinden ve hazımsızlığından şi- kâyet ediyor; niçin onunla ı_neşgı.!l olmuyor. sunuz? Kolit hekimine bu hizmeti yapamaz- mısmız, Bay papas? Dilinizi muayene et - mek isteğiyle krvrandığını görmüyor musu- nuz? Papas, scsinîi çıkarma ordu. Oku—y—uEî ?)l:r:îk ki isıızııij.'omuııy? Ya sen Alber? Yemekte yorgun bir h'ılm v;ırşlı. Ne_< den dilini İsveçli'ye göstermiyorsun ? Emi- nim ki sende de kolit v:ır_.dxf. Yok mu? .Ne yapalım, kolit hekimi, taliiniz yokmuş. Kim- se size dilini göstermek istemiyor. Gelin de bari benimkine istediğiniz kadar balı'ın: p Şeytanca bir kahkaha atarak dilini, bir , UZattı. k.ınğm de kalkıp dikkatle muayeneye başla- dim. Biraz sonr bat,, , dedim, “çok fena bir Hemen döndü, ayınaya gidip, çok sigara ksızın gazetesini gayet ciddi: “Diliniz ber - iliniz var.,, içenlerde sık sık rastlanan bozuk diline baktı. Elini alrp nabzını yokladım. Bir bütün şi- şe şampanya ile üç bardak soda brandi iç - misş olan bu adamın nabzı, tabii olarak, çok hızlı atıyordu. z — "Nabzınız çok hızlı ,, dedim, Elimi, ateş gibi sıcak olan alnına koydum. — “Başınız ağrıyor mu?,, — “Hayır!,, — * Yarın sabah, baş ağrısiyle kalkaca- ğınızdan hiç şüphe etmeyin.,, Papas gazetesini elinden bıraktı Çok ciddi, ilave ettim. ; — “Pantalonunuzun düğmelerini Pizli - nüz.,, Kuzu gibi, dediğimi yerine getirdi, Canevine çabucak — dokunduğum için hıçkırmağa başladı. Kendi kendime; “vah, vah,, diye mırıl - dandım. Gözlerimi gözlerine diktim ve son- ra yavaş yavaş; “teşekkür ederim, yeter.,, Kont, okumakta olduğu Figaro gazetesi- ni bıraktı. Papas, ağzı bir karış açık, kolla- rınır havaya kaldırdı. Vikont, karşımda, dilini yutmuş gibi, se- sini çıkarmadan duruyordu. Emrettim: “düğmelerinizi (likleyin ve bir soda daha için.,, Mekanik bir hareketle pantalonunu kapadı ve uzattığım soda bar » dağını dikti, Ben de bardağımı dudaklarıma götürür- ken: “Bay vikont, sağlığınıza İçiyorum. ,, dedim, “sağlığınıza!,, Alnındaki terleri sildikten sanra gene ay- naya gidip diline baktı. Gülmeğe çalıştı, be - ceremedi. — “Demek İstediğiniz.., şey, Ihtimal ve- rir misiniz?., Yani.. Şey mi.. demek İstiyor - sunuz?,, — “Hiç bir dediğim yok, Size söyliyece - Kekeledi: “iyi ama, acaba ne yapmalı 4 yım?,, —— Vakit kaybetmeden yatağınıza yatmı lı, yahut ayağınızla gidemiyecek halde ii niz sizi biri oraya kadar götürmeli,, dedil ten sonra kalktım; şömineye kadar gidip « Ti çaldım., Ve gelen uşağa: “Bay vikont! odasına kadar götürünüz, sonra hizmetçisi ne tenbih ediniz: hemen yatağına yatırsın..g, dedim. | Uşağın omuzuna, bütün ağırlığı ile abaş nan Vikont, sallana sallana, kapıyı buldu. Ertesi sabah, kendi kendime, güzel bir gezintisi yaptım, Çayır kuşu, hâlâ lerde, sabah güneşine bitmez tükenn küsünü söylüyordu, Çayır küşuna: “ölen kardeşlerinin öcüntii, aldım, ,, dedim, “daha sonra da kırlangıçları düşüneceğiz.,, Odamda, oturmuş kahvaltımı - ederke! kapı vuruldu. Çekingen tavırlı, kısa boyl bir adam içeri girerek, nezaketle beni se £ lamladı. Bu adam, Paris'li meslekdaşına saygılarını bildirmeğe gelen köy hekimi idi, İltifat ettiğini söyledim, oturmasını rica €te tim, sigara verdim. Son günlerde rastladığı birkaç hastalık vakasını anlattı, sonra konu« şacak şeylerimiz kalmamağa basladı ve gite meğe kalktı. Sont vır) | İ