12 Mart 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

12 Mart 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 6 Fenni bahisler İlk rüuzgar fabrikası Behlin, 3 mart Beşeriyet, yüzyıllardanberi, hattâ » bünlerce yıllardanberidir ki su ve rüz- gâr gü kullanmak suretiyle, tabiat güclerinden istifade etmek çarelerini aramaktadır. Rüzgâr gücüne bü ler gördürmek ve onu ökonomik bir biçimde kullanmak, insanların eskiden- beri besledikleri bir istektir. Fen ile Uuğraşanlar rüzgâr gücünden — istifade edebilmek hususunda plânlarını ger- çekleştirmeğe muvaffak oldular, sanı- yorlardı. Denemeler ve bunun üzerinde çalı- şarak yorulmuş olan beyinlerin fantezi- leri, muvaffakıyetli sonuclar vermemiş olması yüzünden, bu büyük davanın gerçekleşeceği hakkında insanlığın bes- lediği inanı da sarsılıyordu, Bütün dünyanın fen adamları gün yeni yeni projelerle rüzgürdan is- tifade etmek çarelerini ararlarken, bir alman mühendis, yapmış olduğu plân- lart üzerinde uzun yıllardanberi sessiz- çe çalışmıştır. Bugünlerde Berlin ya- kınlarında “Toybert, adlı ilk alman tüzgâr gücü fabrikasının kurulmasına başlanacaktır. Rüzgür fabrikasının plânlarını yap- miış olan mühendis doktor - Vilhelm ——— her zihinlerinde tutarak kendi oyunları a- rasında göylemelerine yarıyacaktır. Çocuk tiyatrosu büyük piyeslerle birlikte gencl oyunlar, danslar ve kül- tür yaratacak şeylerle uğraşmağı da a- maçları arasına koymuştur. Biz şimdi genel şarkılarda sokakta nasıl davra - nılacağını göstermeğe başladık. Çocuk tiyatdosu seyircilerinin : Her şey bizim içindir: Aydınlık sınıfımızla Tadımlı kahvaltımız.. "“Kayak, da kendimizin, “Ocak,, da kendimizin, Tiyatro da kendimizindir. Şarkısı artık mekteblerde de söy » lenmektedir. Her ayın 26 sında Moskova — çocuk tiyatrosunda çocuklarla genclere mah- sus yeni senfoni konserleri programla- rı sunumaktadır. Bu könserlerde tam bir senfoni arkestrası (takriben 60 mu- zikacı) bulunuyor, Bunlar tiyatro ile birlikte radyo komitesiyle birleşerek konserlerini bütün çocuklara dinletmek mkânını elde etmişlerdir. Moskova çocuk tiyatrosu çocuk sen- foni işlerinde, yalnız klasik musiki ile sovyet musikisinin çocuklar için elve. rişli alanlarını onlara tanıtmakla kal- mayor, aynı zamanda hususi çocuk sen- fonileri ibda etmeyi, büyük senfoni a- Janında çocuk musiki edebiyatını zen- Rinleştirmeyi de düşünmektedir. Mekteb haritindeki terbiyesinde ço- cuk ti ir yol oldu. ğüu Ramaşkov ilk okul başmualliminin mektubundan bile anlaşrlabilir: “Mek. tebimiz önceleri talebesinin disiplin - sizliği ile nam kazanmıştı. Kavga, ryültü, hattâ hırsızlık talebe arasında sık sık olan bâdiselerdendi. Pedagog- lar topluluğu çözelemek için Moskova çocuk tiyatrosuna başvurmayı kararlaş. tırdı. Muallimler her tatil günü talebe Egruplariyle tiyatroya rdı. Mü- samere başlamadan bir,buçuk iki saat “Kütleci « oyun oynuyor, şarkı önce orada bulunuyorlardı. Ter,, talebelerle söylüyor, kendilerine teneffi Btl geçirebileceklerini — öğretiyorlardı. Çocuktarın kütlecilerin vesatasiyle öğ- rendikleri bu oyunlarla şarkıları mek- tebte oynayıp söyledikleri gibi teşki - Tatsız çocuklarla da beraber — oynayıp üyorlardı. “Habeş çocukla may - mun,, , 'Narb başladı,, ,'Frids Bauer,, gibi piyeslerin seyri hem - çocukların müfredat programındaki derslerine yar- dım ediyor, hem de muallimlere terbi- yede yardımı dokunuyordu. Talebeler tiyatroya gitmek — sayesinde ahlaklarını düzeltmişlerdi. Hem disip- Tin, hem de randıman yükselr güncu talebeler iyileşti!. lardan beş tanesi pok glencele: ni nas “udarnik,, (1) n elebaşılar Natalya Satz dir, ve çocuk Tındandır. — (1) Udarnlk, en ileri giden işçi de- mektir. 'Toybert ile görüşen bir arkadaşımız bu fabrika hakkında aşağıdaki malfimatı veriyor: Mühendis Toybert'in plânlarına gö- ve yapılacak olan rürzgâr fabrikaları sa- yeside ziraat ve sanayi sahalarında ak- la gelmiyecek ölçüde istihsal kabiliye- ti yükselecektir. İlk fabrika Berlin ya- kınlarında bugünlerde kurulmağa baş- lanacak ve ağlebi ihtimal bu yaz faali- yete geçecektir. Arkadaşımızın, Toybert'in bir gemi yapıcısı olarak tanınmış olduğuna gö- re, rüzgâr fabrikası plânları ile uğraş- mak düşüncesi kendisine nereden geldi- &i sorgusuna verdiği karşılıkta, ayrıca- iki fen arkadaşı ile birlikte daha 1931 yılının bütün yazı içinde bu dava üze- Tinde çalıştığını söylemiş ve demiştir ki; 1933 temmuzunda, öteki iki arkada- şın ileri sürdükleri projenin kullanıla- mıyacağını anladığım zaman, arkadaş- Tarımın projesinden büsbütün başka dü- şünce aklıma geldi. Bu düşüncemi kim- seye söylemedim. Bu düşünce şu idi: Alelâde bir sütunun ucuna bir fırıldak koyuyordum. Bu suretle, fırıldak ark: sındaki rüzgâr cereyanının genişliği yüzünden hemen hemen fırildak kut- runa müsavi bir uzunluğu olması lâzım- gelen mihverlece ve dolayısiyle devvar sütuna da hacet kalmıyordu. Sütunun uzunluğu, fırıldak kanad- larının ucları yeryüzündeki zarar veri- ci rüzgâr anaforlarının dışında kala- cak bir durumda olmak üzere 70 metre yükseklikte hesab edilmiştir. Yetyüzünden yükseğe — gidildikçe rüzgârın çoğaldığını herkes biliyordu; ancak 300 veya S00 metre yükseklikte. ki yapı masrafının fazla rüzgâr dola- yısiyle elde edilecek kabiliyetin birkaç misline vardığını, öteki proje sahihle- ri pek kavrayamıyorlardı. Bu fabrika- nın, petrolun yerini tutacak bir rüzgür gücü devri hakkında, ve yahut da pet- rolun âlemşümu) sıyasal durumunu de- Biştirmesi ihtimali üzerinde ne düşün- düğü sorgusuna da demiştir ki, Yeryüzü anaforlarını aşacak bir yü- seklikte ve ileri sürdüğüm ölçüye gö- re yapılacak olan fırıldak kanadlariyle ve gene düşündüğüm biçimdeki bir iş- letme şartiyle, böyle bir rüzgâr fabri. kasının gerek fen gerekse ökonomik bar kımından ve nihayet işletme BÜ dolayısiyle — her yandan bir üstü göstereceğine inanıyorum. Rüzgârın şiddetine göre kendi ken- dine ayarını yapan ve fırtınada da ça« Tışan fırıldak kanadı sisteminde 1911 de kendi kurduğu bir tayyare ile uçan ve dünya savaşında 4000 tayyare kurmuş olan başmühendis Köniz'in tecrülhele. tine dayandım Birincisi şimdi Berlin yakınlarında yapılmağa başlanacak olan bu gibi ri gâr fabrikaları, açık hava kahlo şebe- kelerinin kötülüklerini ortadan kaldı- racak, petrol yalnız tayyarelerde kulla- nilacak ve maden kömürlünde saklı o- lan cevherlerin israf edilmesi geçilmiş olacaktır. Rüzgür febrikasında bahse mevzu olan bollibaşlı noktalardan biri, pacra - *Yız da olsa, tabiatın verdiği tahrik gü- cünün mümkün olduğu kadar ziyan ol- mamasına ve rüzgâr şiddetinin dalgalr olması yüzünden de kilovat kabiliyeti- nin inip çıkması € geçilebilmesi ve mümkün olduğu kadar her zaman mütevazin ve mütemadi elektrik önüne bir Yurd Postası Gördeste sürekli yağmurlar Gördes kazası ile komşu kazalarda üç gündenberi sürekli yağmurlar yağ « maktadır. Gördes kasabasının kena « rından geçen Kum çayı, sürekli yağan yağınurlardan büyük bir ırmak balini almış, bütün vadileri sular kaplamış « tır. 3, 3, 1935 pazar günü sabahı Salih- liden kalkan posta otomobili, Borlu nahiyesinin yakınındaki Temrek de - resinden geçemediği için, Bozarmud köyünde beklemeğe mecbur — kalmış, Gövdes'e ancak bugün sabah gelebilmiş- tir. Bugün Gördesin pazarı olduğu halde, havanın yağışlılığından köylüle- rimiz Gördese gelememişler, bu yüzden pazar kurulamamıştır. Yağmurlu gün- lerde geçid vermiyen “Temrek deresi üzerine bir köprü yapılması gerektir. ..» Demirci kazası — merkezi ile Borlu nahiyesi arasındaki şose daha bitirile - mediği için, Demirci postası Gördesten hayvanla gönderilmiştir. Dün Demirci den kalkan posta sürücüsü Bay İbrahim şiddetli yağmur yüzünden muayyen sa- atta yolu gidememiş, akşam karanlığı da basınca yolu şaşırmıştır. Sürücü İb- rabim, yol arkadaşı seyyar manifatura- ——— cereyanı güven — altına alınmasıdır. Bunun için de, hususi tertibatımız ol -« duğu gibi, 100 metrede bile rastlarırlan rüzgârsız zamanları atlatabilmek mak- sadiyle, bir elektrik akümulatör - bate- risi ile bir veya iki tane dizel motörü çalıştırılacaktır. Bu motör ve akümülatör tertibatı ptetrol yerine, hususi bir süpap ile hid- töjen kullanacaktır. Rüzgâr fabrikasında — kazanılacak olan telektrikin kilovatr 0,98 fenig (kırk paradan az) dır. 4 Mart tarihli Fölkişer Beobahterden er Mahmudla birlikte çamurlara bata çıka bin müşkülatla Gördese ulaşmaya çabalarken, Gördesr bir saat mesafede bulunan Helim deresinin kenarında bayvanı uçurumdan yuvarlanmıştır. B. İbrabim, yol arkadaşı B. Mahmudu'ka- za mahalline bırakarak Gördes kasaba- sının kenarına, Kum çayının kıyısına kadar sokulmuş ve avazı çıktığı kadar bağırmağa, yardım istemeğe başlamış - tır. Saat 20 sıralarında evine gitmek- te olan Mâarif memuru Bay Fazıl ile balktan bazıları, çay kıyısından acı a- c gelmekte olan bu yardım seslerini işitmişler, Bây Fazıl hemen okula koşa- rak telefonla merkez jandarma karako- luna haber vermiştir. Bunun üzerine çayın öbür tarafında bulunan hükümet konağından derhal jandarmalar imdada koşmuşlar, askerlik şubesi nelerleri ile on kadar fedakâr yurddaş, ellerinde fe- nerlerle sular ve çamurlar içinde yardı- ma şitab etmiş, iki saat kadar uğraşa- rak posta çantasını ve bitab bit halde bulunan posta sürücüsü İbrahim ile yol arkadaşı manifaturacı Mahmudüu kurta- rarak kasabaya getirmişlerdir. Uçu - rumdan düşen zavallı beygir ölmüştür. Yardıma koşanların gayret ve feda » kâzlıkları övülmeye değer. Yağmur bu- gün de devam etmektedir. Gökyüzü yağmur bulutlariyle kapalıdır. Bir nargile 33 liraya.. Martın birinci cuma günü akşamı, Gördes'te Bay Süloyman Leylek'in kah- vehanesinde, kahveci Süleyman Ley « lek tarafından hazırlanan bir nargile - »in içilmesi, Hilaliahmer Cemiyeti men- faatine müzayedeye konmuş ve tam o- tüz Üç lira altı kuruşa Bay Nuti Ço - lakoğlu'na ihale edilmiştir, TURK | ÇOCUKLARI — TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazılmız | Fikirler Fikirler'in 123 üncü sayısı elimizdt hususi ve menfaatten — uzak emekleri ve büyük bir ülkü sevgisiyle uzun 397 mandanberi neşrine devam — edilen DU mecmua geride 123 sayılık bir yığt | cild bırakıyor, Her şeyden önce bu, tak' — dir edilmeye değer bir muvaffakıyet” — tir. Reşid Galib'in bir resmiyle başlaydf bu sayıda R. Balaban'ın “köy işleri içit — bir kongre,,, Fikret Kanad'ın “genc mü” allimlere tavsiyeler,, Refik Zeki'nil *bir anneye mektublar,,, Eyip Akmal” ın “sinirli karakterler,,, gene Akmati” ın “köy ve şehir çocuğu,, Refik'i türkçeye terelme ettiği “öğretme mek” tebi dershanesinden serbest — çalışmalt — işbirliğine,,, Akman'ın “köy ve şebif çocuğu,, , Bayır'ın “ülkülü köy muall> minin yaratacağı yeni köy mektebill doğru,,, R. Balaban'ın İbsen, Alk Bö* ke'nin “hayat için tabiati müşahedter Aytekin Kültür'ün "Kapıdağı Marmatâ$ zelzelesi,, A, Cengiz'in köy okulasın” da kışa karşı anıklık,, yazıları vardif. Kısaca başlıklarını bildirdiğimiz bu yâ” zılarla Fikirler'in bilhassa öğretmenle- rimiz için ne kadar faydalı bir meştir yat olduğu kolayca anlaşılır. TAVVARE CEMİYETİNİN 10VLI. nı bitirmesinin bir hatırası olmak Üzere (HAVACILIK ve SPOR) müstesna bir sa- yı çıkarmıştır. Yirmi yazı ile seksen resmi taşıyan bu sayıda Tayyare Cemiyetinin on yılı, bir sinema şeridi gibi gözlere çarpmak- tadır. Büyüklerimizin el yazıları ve en yeni fotoğraflarile süslenmiş olan bu sayıda Abi- din Daver, Behçet Çağlar, Burhan Belge, Necih Ali Küçüka, Nüzhet Haşim Sinanoğ- lu, Sadri Ertem, Server Ziya Gürevin, Şakir Hazım Gökmen, Şükrü Esmer ve Vedat Tor- un yazıları ve resimleri vardır. Bütün kütüp- hanelerde ve salonlarda yer alacak bir eser olan bu sayıyı herkes bir defa görmelidir. çL O!;' l - ( ANKAR AT aBT A DAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: