Ökonomi sıyasamı zın ana çizgileri (Bayı 1 inci sayrfada) eht ae &:-4 Bir tarattan ulusal sanayi ve i$- Hi himaye diğer t Tej tevsi rolü de bu kararna- tT verlidi. ftan ticari mü- &ı ü':_'_"_ amumi ithalatımızın — yüzde ÇEM “irİng veya tediyat muvaseneki 1 Anlaşma yaptığımız memleketler- e gğ ğMNektedir. İhracatımızın — yüz- M bu memleketlere gitmektedir. lizakcre halinde olduğumuz bir iki ketle de uzlaşılabilirse Türkiye titin yüzde 95 i anlaşma yapılmış e£etlerden gelmeye başlıyacaktır. 'llııı,:: değişmiyecek — politikamız * n Ti alanın malını alınaktır.,, Bu- tatbik ve temin şekli uluslararası Alcbetleri ve ulusal ve evrenstl hi Tbtür icablarına göre değişebilir. At ruhu değişmez. Min :lllî"_’fıtiklmın... şimdiye xkadar te- “Bi neticcler şunlardır: Ki Emleketin sanayileşme ve ulu- b “"_unıi cihazlarını tamamlama s2- _:: İcab ettirdiği fazla ithalat mem Biygiç ” “öViz çıkmaksızın malla öden- 2 *) Anlaşma memleketlerinin merale- İNi z; © fazla ithalat yapmak için uğ- “qu,:—"" t r arayıp almak He "'lhı,ı beraber sürükliyerek, ihracat %ımrıı talebi aztırmış, fiatlarını te. — Yıllar fiatlarına yaklaştırmış- 3 knâ,.?“fmlekcııe cski senelere nisbe- ühim denecek hiç bir İhraç malı- a "ı']m Üzerinde tazyiki kalmamıs- %ığu_oıııx. yeniden türk pise.—- rk mah almaya hazır, anlaş- ::'“"nkkuıeram 24 milyon tiralık ı.___mhiu Merkez Bankamızda bu - dar. H:) h:hılıuı artması, anlaşma mem - Pşely en kayıtsız itbal kolaylığı, İki V8T olarak türk malı mübayaası Bipi ** faaliyet temin ederek iş hac- öhe Ytürmaştır; ithalat — mallarının & :' kısmına ald, piyasamızda stok- ed_“_'ıuıünü temin etmiştir; ticari hayla ? Yeniden vicuda gelmesini ko- #tirmaştır. lf'“h ve tüccaca düşen vazife: ümet, türk malının mahreçleri- Kenişletmek, türk malını #lmayanın T alımamak esast prensibinde de- in “Üccektir. Bu esasın tatbik ve te- M'ıekli değişebilir. Şekle ehemmi - <n “Tiyoruz. Bizim ökonomik du - Biar, Ve icablarımızı olduğu kadar, kar- *daki memleketlerin vaziyetlerini M ÜNYA ökonomisinin gidişi icabları: * Böz önünde tutuyoruz. Gayemizi ©h tutacak ticari itilaf şekillerine *ttiği anda ve tam icab edeceği Z: dir, V, Etçmek başlıca kuvvetlerimiz - Üüi kliring ve tediyat muvaze- İ f nesi premsiplerimiz, dünya ökonomik vaziyetleri düzeldikçe değişebilir, fakat malımızi almayanın malını almamak kararımız değişmez. Bizimle bu yönde anlaşmayan meraleketler, her gün daha ziyade piyasamızı kaybetmeye mahküm- durlar. Memleketimiz her sahası itibariyle bir ökonomik kalkınma savaşı içinde - dir, Tüccarımıza ve müstahsilimize hü- kümetin politikagını anlamak ve onun icablarına uymak için düşen ulusal bü- yük vezifeler vardır. Müstahsil daima daha çok ve daha iyiyi, daha ucuza mal etmeye çalışmalı, ihracatçı müstahsilin alın terini karşılıyacak ve onu yolunda ilerletecek fiatı temine uğraşmak. İt- halatçı da, Türkiye malını almayan veya kâfi derecede almak istemeyen memle- ketten mal almamayı ulusal düstur e- dönmelidir. Yeni listelerin esasları: Yeni Hstelerin esasları şunlardır: 1 — $ yani herhangi memleketten serbestçe gelecek mallar Jistesl. Bu liste bu defa kliring memleket- lerinden gelecek mallar Ki Jistesine &- immak suretile daraltılmıştır. 2 — KI yani anlaşma mevcud veya umümi prensiplerimizi tatmin eder mü- badele vaziyeti mevcud memleketlerden serbestçe gelebilecek eşya listesi. Bu liste bu defa bilhassa geinşletil- iştir. — * 3 — K yani kontenjante olarak her- aangi memloketten gelebilecek ezya, Bu liste de küçültülmüş bulunmaktadır. 4 — V Histesi yani Bakanlıkların ssüsaadesile girebilecek eşya. Bu liste aynen kalmıştır. Kararname metninde esaslı değişik- likler yoktur. Tüccarlarımız, müstah- sillerimiz, bu kararnamenin de - tatbi- katına aid görüş ve temennileri olursa, Bakanlığa bildirmelidirler. Bu devre tatbikatının da memleket menfaatlerine uygun neticeler verme- sini diliyorum. , ANKARA RADYOSU * Bu akşamki radyo programı yodür: 19.30 Tayyacrecinin sağti 19.40 Musiki: Sehumana: — Parçalar Piyano. Ulvi Cemal Erldm 10 — İnhisar Bakanlığı saatl 20.10 — Dans musikisi 20.2$ — Musiki: Kreisler: Alte Refrain Liebesleid Bavino Caresse Goureviteh Humidith Saksofon: Nihad Esengin Piynano: ÜUlvi Cemal Erkin 2045 — Haberler Aydında türlü çalışmalar sesleri acasında Denizli'ye doğru bura- dan ayrıldılar. Başkana beraberinde gelen Bayan Aydımn, (Özel bildiricimizden) — Bü- yük Kurultay Başkanı Kâzcn Özalp'ın Aydın'a geldiğini ve vilayet çevresine girdiği dakikadan itibaren her istasi- yonda ve Aydın'da çok parlak bir sır rette karşılandığını bildirmiştim. Baş- kan, telgrafımda bildirdiğim ziyaretle. rini yaptıktan sonra Topyatağına çıka- rak Aydın'ın ve Aydın ovasının pano- ramik görünüşünü seyrettiler. — Sapan değmemiş yeri hemen hiç kalmamış ©- lan ovamızın bir kısmında kışlık ürün- ler yeşermiş bir kısmı da yazlık ekim- ler için sürülmüş ve hazırlanmış oldu- ğu görülüyordu. Bu görünüş başkanı sok sevündirdi. ve saylavlar cefakat ediyorlar, Yalnız Aydın saylavları Dr. M. Germen'le Bay Nazmi Topçu Sultanhisar istasiyonuna kadar gitmişler ve oradan dönmüşler- dir, Başkanın geldiklerinde Aydında bulunan saylavımız Bay Adnan da baş- kanla Antalya'ya gitmiştir. Valimiz B. Fevzi Toker'le furka başkanı Etem Kad- ri, belediye başkanı N. Karabudak Halk- evi başkanı avukat Neşet ve emniyet memuru Şükrü Sultanhisarına kadar giderek başkan ve öbür konuklarımızı uğurladılar. Kurultay Başkanımız Kâzım Özalp Aydında C. H, F. merkezinden çıkarken Akşam şereflerine — ve beraberinde gelen konuklarımıza belediye tarafın- dan hükümet konağında verilen yemek- te bulunduktan sonra geceyi Vali ko- mağında geçirdiler. Dün sabah, orta mektebi ve Filibeli Bay Rahmi'nin fabrikasını — gezdiler. V Mektebte yedi sınıfın hepsine de giren ve talebelerle uzun uzün meşgül olan başkan, filibeli fabrikasında da uzun mraştırmalar yaptı. Vilayetimizin istih- sali, ihracatı iş ve işçiler hakkında bil- giler topladılar. Başkanın, her şeyi ve işi yerinde öğ- renmek merakı ve herkesle senli benli konuşması halkı çok sevindirdi. Başkan ve arkadaşları öğleyin, fırka tarafından C, H. F. binasında verilen yemekte bulunduktan sonra istasiyona indiler. Fırka binasından çıkarken bina önünde toplanan halk ve bilhassa küçük mekteblilerin hatırlarını — sordular ve küçüklerle meşgul oldular. İstasiyonun içi ve dışı geldiklerinde olduğu gibi tamamen dolmuştu. Kendi- sini selamlıyan askeri teftiş — ettikten sonra, istasiyonda bulunanların hepsi- nin ellerini — sıktılar ve alkışlar, yaşa Başkandan, Aydın hakkında ihtisas- larını sordum ve lütfen verdikleri be- yanatlarını Anadolu Ajansiyle bildir- dim, Başkanla birlikte Aydın'a gelen Tür- kiye İdman Cemiyetleri ittifakı umu- mi merkez heyeti ikinci başkanı Baya- zıd saylavı B. Halid, Antalya saylavı B. Rasih ve Aydın saylavı B. Adnanla Aydın spor alanını gezmişler ve alanda fırka başkanı B. Etem Kadri ve mın- taka başkanı B. Sırr: Hun ve fırka vi- layet idare heyetinden Bayan Ruhiye Telli ile konuşmuşlar ve Aydın spor işleri hakkında bilgi almışlardır. Bay Halid'den gazetemiz için (hti- saslarını bildirmesini diledim. Şu söz- leri söyledi: “— Aydım'da, sporda salâhiyet «a- hibi mümessillerile görüştüm, aldığım malümattan çok memnun oldum. İstasi. yonda aporcuları gördüm, zinde ve ne- şelidirler. Sahanızı gezdim, nizami ev- #safr haiz olan bu alanın her tarafı du- varla gevrilmiştir ve atletik bareket- ler için de çok müsaiddir. Aydın bu a- ları ile hakkile öğünebilr. Pek az apor- cusu olmasına rağmen bu kadat mun- - ——— SAYIFA 5 tacam, güzel bir alan tanzimi için ne kadar fazla himmet sarfedildiği açıkça görülmektedir. Hulâsa, Aydın'da sporcular fazlaca himaye edilmekte ve bütün kucumlar da spor için yardım ve kolaylıklar gös- termektedirler, Sporculara düşen vazi« fe bu yüksek himaye ve teveccühe (- yık olmağa çalışmalarıdır. Sporun yük- sek menfaati de bunu emrediyor. Spo- Ta yardım edeni bütün kurumlara bil- hassa teşekkür olunur. Bu hakikati u- mumi cfkâra ilan, bir vazifeşinas için borctur. Burada gördüklerimi umuml! merke- z€ bildireceğim. Bu sene grup birinci- liklerinin bucada olması için yapılan müracaatı da mümkün olursa futbol fe- derasyonunun da fikri alınarak, utmu- mi merkerde tervicine çalışacağım.. Aydın Halkevi salonunda dün ak- şam da Kernköy kız lisesi mezunların. dan Bayan Cavide Cemil Coşan tarafın. dan millf edebiyat hakkında bir konle- rans verilmiştir. Bayan Cavide, Türk edebiyatını islâm devrinden evel, islanı ve osmanlı devri ve milli edebiyat ola- Tak Üçe ayırdı ve çok müvaffak oldu. Konferansı piyanist Hüseyin ve viyolo- nist Orhan Cemalin konserleri takib etti. Bayan Cavide'nin ilk edebiyat hocası Orta mekteb türkçe hocakı İhsan'ı sa londa bulunanlar Cavide'nin muvatla« kıyetinden ötürü kutladılar. Fethiyenin krom ve zanpars ihracatlı Muğla, 19 (A.A.) — Birinci kânun ayı içinde dış ellere Fethiye'den 7,362 ton krom ve 798 ton zımpara madeni çı- karılmaştır. Altın Ordu Idman Yurdundan: 22-2-935 tarihinde kongraya iş- tirak edeceklerin bir reyi vardır, vekâletname caiz değildir. Kon- graya girebilmek için 10-2-935 ta- rihli Ulus'la ilan edilen günlerde Umumi kâtiplikçe verilen ve mu- Hüsebici'dlr $ kâtibin i sını taşıyan hüviyeti mutazamının vesikadan başka hiç bir varaka muteber değildir. Son olarak ta- yin edilen perşembe gününün sa- atı (16-17) olarak düzeltilmiştir, bu saattan sonra, Yurda ait evrak ve defatır nizami mertie tevdi e- dileceğinden vaki olacak müraca- atlar kabul edilmez. Urmnumi kâtip , Ş. Menteşe Urue, %! romunu San Michele'nin kitabı Yazan: Aksel MUN1 Türkçeye çeviren: Nasubi BAYDAR “Ölmeden önce de büyük bir bedel ödi- yt'stin Acr:ıı,::_c;nun günyîgelmcde_nı gök “lığı:,,ve mutlu günler üz:rîn:üizıgn'îm doğ- u, rüya yıldızlariyle örtülü £ ŞN yükseldiğini, buradan, sayısız yıllar bo- un.'f;:yreuniş olacaksın.,, j ” burada mı öleceğim?,, Oömu Sguna karşılık almaktan çekin! Adam 'açıu’ Ölüm saatini bilseydi hayatın Yamazdı.,, da Elini omuzuma koydu; bütün vücudum- Ürpermeler duydum. %Y'"n. güneş battıktan sonra gene bi- & buluşacağız. O vakte kadar düşün.» Rtc ü neye yarar? Tatilim bitti; bu heç d€n tezi yok, bu güzel tilkeden uzak, çıüş_.g“nkü işimin başına döneceğim. Zaten, yo,:l"mcğî bilmem ben. Pazarlığı kabul edi- Anc (» değer ne olursa olsun ödiyeceğim. li:;î,k' ellerim bomboş: bu evi ne ile “Elleri üclü; beynin ateşli ise di 'erin boş ama güclü; beynin q;h'"ak- İraden sağlım;'muvı“ık olacak- hiln;-Evimi nasıl kuracağım! Mimarlık nedir, 1Yorum. “Ben sana ardım edeceğim. Hangi Üüs- Ve k_-yevmin? Tei dönm gi B:ı:i gölgeleri Zt verici esrariyle, gotiği beğenirim.» v Öyle'dir üclüb yaratacağım Ki sen bile * bir ad veremiyeceksin. Ben, geçmiş gün- Tefrika: 8 e ğil, evimin bir elen ma- bedi, bir ışık mabedi gibi güneşe, dbzirı: ve denizin sesine açık olmasını istiyorum kork! ışıktan kork! çok işik, s0- nu ölüm olanların gözleri için klğtüdıu.,,b “Ben, balkonları ve kemerleri tutan | ğeri ölçülmez, mermer direkleri, geçmişin nefis eserlerini hıhç.emde şerpılmış göı-mek istiyorum ; kiliseciğin sessiz, _d_uvı_ııan hüc- reli bir kütüphane haline getirilmiş olması- nı, mutlu gi ahenkli çanların çalmasını diliyorum.,, “Ben çan sesini ların gölgelerini de, b e gelme bir gra- ıltıfenhiınyomm.Monuwvdehıl— bilirim?,, “Tiber şehirlerinden birinin Kurulu oldu- gu yevde bulunuyorsun. Geçmiş g_üıııen!uı kalma yüksek değerli hazineler bağın altın- da, kiliseciğin altında, evin altında gömülü duruyor. İhtiyar imparatorun üzerine basmış olduğu renkli mermer levhaları demin ihti- yar köylü, gözlerinin önünde, bahçe duvarm- dan fırlatıp attı. Rakseden fon'lar ve başları çiçeklerle bezenmiş içki ilaheleri, vaktiyle onun sarayının duvırlını_ıı_diıleıdl.,. aZ Bin ayak ııığıdı_. denizin şeffaf derinlik- lerini parmağiyle göstererek: ; “Bak,, dedi, “Tacite, sana öğretmedimi ki imparatorun öldüğü adada &yıılıı' duyul- maz, sarayları birer birer denize yuvarlan- mıştır?,, Dik kayalığın tepesinden denize atılıp direkleri bulmak istedim. Gülerek: “Bu kadar acele faydasızdır,, dedi, “iki bin yıldanberi mercanlar onları ör- gülerile sarmışlardır ve dalgalar da her gün. biraz daha, kuma saplamaktadırlar. Kork, ma, vakti gelinciye kadar seni bekliyecekler- dir.,, *Ya sfenks? Sfenks'i nerede bulacağım?,, “Bugünkü insanlardan uzak, msız bir çöl- de, vaktiyle bir başka imparatorun köşkü vardı, Bu imparator bahçesini süslemek için Nil kıyılarından bir sfenks getirtmişti. Köşk- ten geri kalan bir taş yığınıdır. Ancak, top- rağın derinliklerinde s«fenks hâlâ olduğu gi- bi durmaktadır. Ara, bulursun. Onu buraya getirmek âdeta hayatıma maloacak, ama ge- ne bu işi yapacaksın.,, *“Sen geçmiş gibi geleceği de bilir görü- nüyorsun.,, “Benim için geçmiş ve gelecek birdir.,, *“Sana hased etmiyorum.., *“Sözlerin yaşına göre değil, Onları nere- den öğrendin?,, “Bugün bu adada anladıklarımdan... Çün- kü, bu eyi yürekli adamlar, okuma yazma bilmedikleri halde, öğrenmek için çocukluk- tanberi gözlerini yormakta olan benden çok daha bilgilidirler. Sen de benim gibi hareket etmişe benziyorsun, sözlerinden belli... Bil- ginsin, Tacite'yi ezbere biliyorsun.,, *“Ben filozofum,, “Eyi latince bilir misin?,, “Ben yena üniversitesinin ilahiyat dok- toruyum.,, “Hal demek bunun için sesinde hafif bir alman şivesi sezmiştim. Almanya'yı bilir misin? “Oldukça,, diye mırıldandı. Dikkatle ona baktım. Hal ve tavru kibarca idi. Kırmızı mantosunun altında bir krlmer olduğunu ve sesinde de. eskiden isit- miş olduğumu saudığını bu açılık farkettim. “Affedersiniz, size Laypzig'de, Auerbach Keller'de rastladığımı hatırlıyorum, - sizin adınız?..,, Son sözleri söy'erken Kapri'nin çanları Ave Mariya'yı çalmağa başladı, Yüzüne bak- mak için başımı çevirdim; kaybolmuştu. İKİNCİ BÖLÜM Çuartier Latin (1 Hotel de 1'Avenir'de bir talebe odusı; her yanda sıra sıra kitablar; masaların, iskemle lerin üzerinde, yerlerde... ve duvarda Kapri'- nin soluk bir fotoğrahı. Öğleye kadar olan vakit Salpötriğre, Hotel Dieu ve Piti& gibi hastahanelerin salonlarında, çektiğimiz acı-: lar kitabınım kan ve göz yaşı ile yazılmış bö- lümlerini okumak üzere yataktan yatağa do- laşmakla geçiyor. Öğleden sonraki vakit ise teşrih salonlarında, hekimlik okulunun an- fiateatrlarında, yahut Pasteur enstitüsünde, — adam oğullarının ölüm ve diriminin hakem- leri olan mikrobları, hayran gözlerle, tetkik- te harcanıyor. Hotel de PAvenir'de uykusuz geçen ge- celer; sert realitelere, bütün ülkelerin müşa- hitlerince toplanıp süzgeçten geçirilen in- tizamsızlık ve hastalık arızalarına hükme- — debilmek için çalışmakla sabaha varan gece- — ler... Bir hekimin hekim olabilmesi için çok gerekli ve çok yetmez olan çalışma... ç (Sonu var) ğ a| (l)'lıunlını.mthnlılıw—ııııır_: K MASÜYLÜNİ TüSkTÇ v