İi 13 ŞUBAT 1936 ÇAŞAMBA Düşünüşler —— . P.: Halka iftira . « etmiyelim Stutgard operasının soprano drama- tiki Bayan Anita Oberlacnder dün ak - tam Ankara Halkevinde bir konser ver- di. Büyük alman bestekârlarının eser « leri ve operaları arasından seçilmiş bir Programla sahneye çıkan değerli ses Banatkârı karşısında tek boş yeri kalma- Mış hımcahinç bir salon ve gerçek sana: & anlamasımı, takdir etmesini bilen olgun dinleyiciler buldu. Her parçanın ardın- dan salonda yükselen uzun ve coşkun Alkış sesleri son ayda'dan sonra bir kat daha şiddetlenerek sanatkârı program dişi söylemeye mecbur. ettiği zaman, bana bir gün “Halkevini dolu görmek için sahnede davul zurna çaldırmaktan başka çare yoktur,, demiş olan bir Halk- €vi mensubunun sözleri hatırıma geldi ve daima kendi halalarımızı mazur gös- termek için zavallı halka ne haksrz it « hamlar savurmaktan çekinmediğimizi düşündüm. Tiyatro olsun, musiki olsun, edebi « Yat olsun, herhangi bir sanat tezahürün- de halk iyiyi, güzeli, değerliyi yanılmı - yan sezisiyle bulur, tutar, beğenir ve alkışlar, — Ancak o, süslü dekorlara ve Bilsa bile, yanılması pek kısa sürer - ve kendisini aldatmış olandan alâkasızlık Böstererek, intikamını almakta gecik - Mez, Dün akşamki konser bize, ehliyetli Mütehassıslar getirerek — yıllar — istiyen Uzun çalışmalardan sonra hakiki türk Operasını kuruncayadek bu yolda hazır Tayıcı çalışmalarımızın ne olması lâzım geldiğini göstermiştir. Büyük masraf - lara girerek batının ünlü operalarını memleketimize getiremezsek —uluslar - arası değerde olan opera sanatkârlarını küçük bir fedakârlılda tek tek olsun sahnelerimizde halka dinletebiliriz. ve dinletmeliyiz. Bundan başka isimlerini tanıtmaya muvaffak olmuş kadın ve erkek bir kaç türk sesi sanatkârından, konserler ver - dirmek suretiyle istifade etmenin niçin hatıra gelmediğine hayret ediyorum. Nurullah Şevket, Celile Enis, Nimet Va- |( - hid gibi türk sanatkârlarını sık sık sah- meye çağırmak, hem bu kabiliyetlerden halkı faydalandırmak, ve hem de üstüne titrenilmesi gereken bu sesleri paslan « maktan kurtarmak ve çalışmıya teşvik gtmek olur. Tutulan çalışma yolu ciddi, ortaya çıkarılan eser değerli ve emek mahsulü oldukça halkın alâkasızlığından ve ya « gırgamasından korkmamalıyız. Halkı yük #eltmek 'için girişilecek — teşebbüslerde Unutmıyalım ki en büyük yardımcı gene hâlk olacaktır, Yaşar Nabi NAYIR », a . Lik maçları İKİNCİ DEVRE BAŞLIYOR Ankara Futbol Heyetindeni ,” 152.35 cuma günü yapılacak ikinci Gevre lik maçları. 1 — Muhafızgücü — Demirspor bi- Hinci takımları: saat 13.30, hakem Hik- Met, 2 — Altınordu — Güvenespor - bl. Rihci takımları; saat 15.15, hakem Se « dat. Ankara Bisiklet He - Yetinden: - Heyetimizin kış mevsimi için ter- tib etmiş olduğu beş bisiklet kros kont- di Müsasabakasından ikincisi 15. Z. 935 L““a günü söat 10 da Muhafizgücü lo- ilinden hareketle Taşhan, Tayyare Üömiyeti, tren köprüsü, Cebeci yolu, Cebeci fidanlığı arkası, Yenişehir arka- Bı, Çankaya, Dikmen tepesi, Çaltepesi, Dikmen, Müdafaa, Yenişehir köprüsü, Tayyare Cemiyeti, Halkevi bitim nok- fası olacaktır, Müsabıkların tam saat 9,30 da Muha- bız Gücti tokalinde bulunmaları rica ©* lnur, — <—— İ Ç ULUS DUYUK LAR Abdülhak Hâmid 84 yaşıda İstanbul, 12 (Telefon) — Bu- gün şair Abdülhak Hâmidin 84 üncü yaşı Feyziati lisesinde kut « landı. Okula müdürü, talebeden Mazhar, Faruk Nafiz birer nutuk söylediler. Bir talebe, bir muallim, Hâmidin şiirlerini okudular, Top- lantı kalabalıktı. Ulus okulları İstanbul, 11 (ALA.) — Ulus okulla « yında derslere devam edilmektedir. Mart ta başlıyacak olan imtihanlara 800 oku- run İştiraki tahmin ediliyor. Maraş 16 ncı kurtuluş yılını kıvançla kutladı Maraş, 12 (A.A) — Maraş bu- gün kurtuluş &: anın 16 imcı yıl- dönümünü büyük bir sevinç ve coşkunlukla kutladı. Cihnlfurıyot meydanında biriken on binlerce halk yurdu, ulusu için ulusun bü- yük Önderinin kurtarıcı bayrağı al tında can vereceklerine bir and içtiler. İstiklal marşından son- ra Maraşın kahraman bayrağına verilmiş olan istiklal madalyası merasimle bayrağa takıldı. Söyle- nen hararetli söylevler, okunan şi- irler halka sonsuz heyecanlar ver- di, Milisler, askerler ve okullular parlak geçid resmi yaptılar. Ak - şama büyük fener alayı yapılacak, Halkevinde konferanslar ve kon- serler verilecektir. Marmaris'te hafif bir zelzele oldu Marmaris, 12 (A,LA) — Gece saat ona on'kala hafif bir zelze- le olmuştur. Hasarat yoktur. Konyada askerf mektebin üst kısmı yandı Konya, 12 (A.A) — Bugün saat 12 de askeri orta mekteb pav- yonunun üst katında bir yangın çıkmış ve rüzgârm şiddetli esmesi yüzünden binanın üst kısmı tama- Mmen y , Bina betonarme olduğu için alt katlar yanmaktan kurtulmuştur. İçtimat yardım balosu kararları aldı. Baloda çok temiz ve ucuz bir büfe hazırlanacağı gibi iki u:hı_t bulun - durulacak ve şimdiye hü!h balolarda görmediğimiz bir çok yenilikler yapıla- caktır. t Baloda hazırlanan piyangoya hıı . mak üzere bir çok müesseseler değerli hediyeler göndermektedirler. Tertip heyeti son toplantısmı 19 şu- bat 1935 salı akşamı yapacak ıı_hııır - lıkları bir defa daha gözden geçirecek « HALKEVİ Halkevi başkanlığındanı Müze ve yergi komitesinde boşalmış üyelikler için 14 şubat 1935 perşembe günü upıı yaz pılacağından bu şubeye rıılı_uııl-ıı saat 18 de Halkevine gelmeleri, Halkevi temsil komitesinden: 14 şu- bat lDZISpıq:ııbııv'ı'ııiıulMlı ”Düşünüş ayrılığı” oynanacaktır. Gelmek istiyenler bugün saat 17-19 arasında biletlerini Halkevinden alma- hdırlar, Ankara Kışın en sıcak gününü dün yaşadı Ziraat Bakanlığı meteoroloji enstitüsünden aldığımız malümata göre, son 24 saat içinde yurdda hava durumu çok karışık ve pek seyrek görülen bir manzara gös- termiştir. Balkanlardan — gelen soğuk hava dalgası ve yüksek taz- yik Trakya mıntakasile Çanakka- le çevresini tesiri altma almıştır. Bundan dolayı dün gece Edirne ve İstanbulda karayelden şiddetli kar fırtınası olmuş ve hava sıcak- lığı Edirnede sıfırdan aşağı 5, İs- tanbulda sıfır dereceye — kadar düşmüştür. Trakya mıntakasında gece baş- lıyan kar fırtınası vakit vakit şid- detini artırmak suretile — sabaha kadar devam etmiş ve toprak üze- rinde Geliboluda 35, Tekirdağın. da 6, İstanbul çevresile Edirnede iki santimetre kalımlık yapmıştır. Trakyadaki bu hava durumu - na karşılık olarak Ege ve Ortaa - nadolu mıntakaları cenub ve cenu bu garbi istikametlerinden kuvvet- li bir sıcak hava dalgası ve alçak tazyik sahası içine girmiş bulun « maktadır. Bundan dolayı bu iki mıntaka- da vakit vakit kuvvetli rüzgârla karışık şiddetli ve sağnak halini andıran yağmur yağışı olmuştur. En fazla yağış Biga, Soma ve Dursunbey'de 25 diğer yerlerde 1 ilâ 15 milimetre arasında ölçül. müştür. Ege ve Ortaanadolu mıntaka- larında hava bir gün öncesine ba- karak beş derece etrafında daha ısınmıştır. Bu iki mımtakada nor- malin tamamen dışında olmak U- zere gece sühunetleri sıfırdan yu- karı 1 ilâ 18, gündüz sühunetleri ise 11 ilâ 18 dereceye kadar çık- mıştır. Cenubanadolusunda hava du- rumu muladdan sıcak ve yağışlıdır. En fazla Antalyada 13 mili - metre yağmur suyu ölçülmüştür. Gece sühunetleri sıfırdan yukarı 13, gündüz sühunetleri 18 derece etrafında kaydedilmiştir. lusunda hava bu- lutlu fakat yağışlı geçmiştir. En düşük sühunet Karsta sıfırdan a- şağı 25, Erzurumda 12, Erzincan- da 7 derecededir. Karadeniz kıyılarında en dü- şük sühunet sıfırm üstünde yedi, en yüksek sıcaklık 18 derece etra- fındadır. Bu mıntakada dağınık şekilde olmak üzere — yağmurlu geçmiştir. En fazla mikdar Zonguldakta 17 milimetre ölçülmüştür. Ankara da bu sabah 9,30 da başlıyan lo - dos istikametinde kuvvetli fırtına halinde rüzgâr, saniyede 14 met - re hızla esmiştir. Öğleden sonra saat 14 de hava sıcaklığı sıfırın üstünde 18 dereceye kadar yük - selmiştir ki, şubat ayında Ankara- da hava sıcaklığının bu dereceye kadar çıkışı son on yıl içinde ilk defa vukua gelııinırı Ecnebi bankalar hak- kındaki kanun İstanbul, 12 (Telefon) — Ec- nebi bankalar hakkındaki kanun 15 şubatta meriyete gireceği için kanundaki mecburiyetleri muhte- lif mazeretlerle tamamlıyamıyan romen, Kriso Velani bankasile A- merikan Ekspres bankasının mem- leketimizdeki maumelelerini tas- fiyeye karar verdikleri söyleniyor. İstanbul'da sulu kar , yağıyor — * İstanbul, 12 (Telefon) — Bu- rada sabahtan akşama kadar su- lu kar yağdı. Sıcaklık derecesi 2 dereceye kadar düştü. Dış deniz- lerde fırtına olduğu söyleniyor. Vapur seferleri aksamamıştır. Esnaf cemiyetleri federasyonu Istanbul, 12 (Telefon) — Ti- caret ve Sanayi odasına bağla - nan esnaf cemiyetleri — müşterek bürosu teşkilatının bir esnaf cemi- yetleri federasyonu şekline konul- ması hakkında tasavvurlar vardır. .» Türk - Finlandiya ticart anlaşması İstanbul, 12 (Telefon) — Bir senedenberi tatbik edilmekte olan türk — finlandiya muvakkat tica- ret anlaşması bu memleketle yap- tığımız işlerin inkişafı bakımın - dan iyi neticeler vermiştir. Finlan- diyaya evelce yalnız krom ve tü- tün gönderdiğimiz — halde türk mahsulleri için ithal müsaadesi ka bul edildiğindenberi kuru meyva, halı, tiftik, kilim, hububat, zeytin- yağı da gönderilmektedir. İstanbul belediyesinin yeni yıl büdcesi İstanbul, 12 (Telefon) — Be- lediyenin umumi meclise verdiği yeni yıl büdçesinde mezbaha faz- ir 1,621,001, Darülaceze faslı 173 bin 795, şehir tiyatrosu faslı 110 bin liradır. Tiyatro faslında çocuk tiyatrosu için de 3500 liralık tah- sisat vardır. Grip devam ediyor " İstanbul, 12 (Telefon) — Bir hafta tatilden sonra bütün okula- lar bugün derslerine - başladılar. Fakat grib henüz tamamen geçme- diği için bazı okulalarda devam etmiyen talebe sayısı yüzde kırkı bulmaktadır. Bazı okulalarda da hocalar hasta oldukları için ders- ler boş kalmaktadır. Sıhhiye mü- dürlüğü vaziyeti yeniden tetkik lüzum görürse yeni bir ta- til ilan edecektir. Bay Fahri ve arkadaşla- , Tinm muhakemesine * devam edildi Dün eski posta genel müdürü Bay Fahri ve arkadaşlarının mu- hakemesine devam — edilmiştir. Posta ve Telgraf genel müdürlü- ğünden Başbakanlığa, Devlet Şu- rasına, İçeriişler ve Bayındırlık Bakanlıklarma yazılan tezkereler okunmuş ve mahkeme dört mart saat ona bi 'e Muallimlerin mesken bedelleri İstanbul, 12 (Telefon) — İlk okulalar muallimlerinin eski yıl - lara aid alamadıkları mesken be- delleri için hususi idare bütçesi- ne tahsisat konmuştur. Umumi meclis kabul ederse 1600 kadar muallim doksanar lira mesken be- deli alacaklardır. Mühendis mektebi talebelerinin tetkikleri İstanbul, 12 (A.A) — Mühen. dis okulu talebelerinden bir grup tetkikler yapmak üzere İzmire git- mişlerdir. Talebeler orada müesse- seleri gezmişler ve tetkiklerine de- vam etmek üzere Cellad gölüne gitmişlerdir. Ankara Halkevi balosu 22 şubattadı SAYIFA 3 Okulla ı-ınıızdu—_ hümanizma ruhu Geçen yazımızda okullarımızda eski yunan edebiyatının yayılmasındaki ge . veklikten bahsetmiştik. Şimdi bu ruhun — ana çizgilerini tahlile çalışacağız. ü 2 Avrupaya hümanizma ruhunu geti - — ven rönesan on beş ve ön altıncı yüz - yıllarda kültür ve fikir hayatında kökten değişiklikler meydana getirmişti. Dün - ya hayatında değerli amaç ve istekler bulamıyan orta çağların terbiye telâkki. #i insanları doğrudan doğruya — uhrevi bayat için hazırıyordu. Buna karşı on beş ve on altıncı yüzyıllarda büsbütün başka bir terbiye ve zihniyet Avrupada kuvvetle yayılmağa başlamıştı. Bütün mMmüasır medeni — inkişafın - tohumlarını içinde saklıyan bu yeni ruh, eski yunan edebiyat ve felsefesinin Avrupa'ya aşıla. — dığı Humanizma ruhu idi. Orta çağlarda hakim olan ve kilisa hizmetine geçirilen Aristo'nun metafizi. ği yerine şimdi fiziği geçiyor ve Eflâtun Aristo'nun üstünde seçgin bir yer tutu- yordu. Yunan edebiyatı insan ruhunda, in . sanlıkta ve tabiatta gizli olan en iyi, ea güzel ve en yüksek şeyleri ifade eden —— bir cedbiyat olarak ruhları geniş ve can- h bir hayat çemberi içine almağa başlı - —— yordu. Bu yeni terbiye, usull bakımın- dan da cekiye'hâs olan” zihni durumu —— mutlak bir surette reddetmişti. Yanl usul, eskinin kilise otoriteleri ve skolas- tik ananelerle kurduğu bir takım değiş. mez sanılan mefhumlardan ve prensip- lerden istidlaller yapması yerine, böyle sert, şekli ve basmakalıp kilise fikirle - —— rinden ayrılarak klasik edebiyat ve fel . sefenin hür, canlı ve deliberatif usulüne, güzel ifadelerine dönmek olmuştu. " Bu yeni terbiye ve ahlâk türlü se « beblerle meydana gelen geniş ve büyük bir soysal değişikliğin neticesi idi. Orta çağların manastır papasları elinde —eder bir mantık çerçevesi içinde sıkışıp kalan terbiye sistemi hiç bir değişikliğe, hiç bir yeniliğe imkân bırakmıyordu; ferdi kabiliyetler burada İnkişaftan mahrum- du. Fazla olarak manastır zihniyeti bim- de tekkelerin ve medreselerin yaptığı gibi insanları hakiki hayattan uzaklaş . tırıyordu. İşte, beşer dimağının bu sıkı çember, ler içine almışıdır ki skolastik sistemin _' yıkılışında başlıca Gmil olmuştur. Orta çağların büyük emeklerle meydana ge. — Gıüh"likiı uu-_ m temelleri olmuştur. Bu ilk ve en büyük sebebten başka on dördüncü yüzyılda sona eren haçlı seferleri de şarktan getirdiği yenl ve ile. vi fikirlerle Avrupa halkanın — skolastik çember içindeki kanaatkârlığını yıkımış, eklesiyastik hiyeraşinin baskısını gev » petmişti, Bir yandan da üniversiteler ya. ni hayat isteğini bir düziye ateşliyordu. Ticaret ve sanayi ile büyüyen - şehirler — ise muatır hayatın esaslarından birisini —— teşkil eden ve servet ve kuvveti temer » — küz ettiren iktisadi alâkaların inkişafı fırsatını hazırlıyor ve böylece eski Yu « nanistan'ın klasik tipteki site devletleri, Avrupada yeniden canlanıyordu. Topun icadı foodalite beylerine karşı kıralların otoritesini artırıyor ve mathaanın yeni. den keşfi de eski yunan edebiyatının eş- f siz hazinelerini ışık ve hakikat arayanla- ma ruhu en çok bu sayede yayılmış oldu, —— Kasaca saydığımız bu sebebler altın- da orta çağların sadece kiliseye doğru olan düşünüş birliği, yeni çağların türlü alâkalarına ve - karakteristik çalışma — — alanlarına bölünmüş bulunuyordu. Orta — çağın terbiye sistemi içinde ferdiyetini kaybeden insan, şimdi onu yeniden ve türlü şekillerde bulmuş oluyordu. Hü » manizmanın en göze çarpan karakteri —— olarak şahsiyetlere bu yüksek yerin ve - —— rilmiş olması gösterilebilir. Si Hümanizma ruhu, başlıca üç büyük safha arzeder; orta çağlarda hemen he - men hiç bilinmiyen üç geniş beşeri alâ- kayı temsil eder ve hayatın üç büyük —— penceresini güneşli ve taze ufaklara ye. niden açmış bulunur. Bu yeni âlemden birincisi, sayısız de- recede çeşit alâkalara ve hayat imkânla. — rı hakkında geniş bilgilere malik olan eski yunan ve Roma hayatının yeniden