Belecikada lzf_lv İ Tiyatronun der, . 101 * esersizliklir Her sahne hareketini, her tiyatro kı- mıldanışını teşvik — ve takdirle karşıla- mak, bu güç ve nankör sanat yolunda Yürümek cesaretini gösterenleri alkışla- Mak, kusurlarını mazur görmeye çılıp mak, ve henüz emekliyen bir çocuk kir peliğinden olan tiyatromuzun titremek lazımgeldiğine inananlardanım. Onun içindir ki ne zaman tiyatro yolun- da atılmış yanlış bir adımdan, hatalı bir ketten bahsetmem icab ettiyse bu- hu daima kendime rağmen ve büyük bir tecssürle yaptım. Bununla beraber em'k liyen bu çocuğun istikbali için büyük tehlikeler gösteren yanlış hareketleri sü- geçiştirmenin de bir günah ola- *ağı kanaztindeyim Ankara için varlığı bir — nimet olan Raşid Rıza heyetinin “Rerkli Fener,, Piyesinin Çemsilinde gösterdiği muvaf- fakıyetten bu memnuniyet ve takdirle bah se at aynı şeyi bir Başka teme'li için, “Kendisinin Gölgesi,, için yapma.. elimden gelmiyecek. üstüne tunda “Kendisinin Gölgesi, telif midir, a dapte midi Veya dilimize nakledilmiştir. — Tiyatre, ilanlarında bize bu hususta hiç bir ha- vermiyor. İlkönce bu kötü usul ü- Zerinde birkaç kelime söylemek istiyo Yum. Tiyatro edebiyata bağlı bir sanat Şubesidir. Tiyatroda birinci plânda e- üyetli olan ne aktör, ne rejisör, ne dekordur. Bunların hiç birisi değil, eser- dir. Onun içindir ki bir eserin kimler ta- rafından yazılmış olduğunu — seyircilere bildirmek bir vazifedir. Ve bu vazifenin Yapılmasındaki ihmal, doğrudan doğru- Ya tiyatronun kudsiyetine karşı — işlen- Müş bir suç sayılmalıdır. Bize tulüatçı- hk yaluyle girmiş olan bu kötü itiyadın, tiddi tiyatrolarımızda ve halkevlerimiz- de tezahürünü eörmek bizi müteessir e- diyor. Mahiyeti hakkında hiç bir fikrimiz ol mıyan “Kendisinin Gölgesi,, ni seyrettik. ten sonra anladım ki eserin müellifi ve- ya nekilinden bahsetmiye hakikaten lü- zum yoktur,;çünkü ortada bir eser mev- tad değildir. Lüzumundan fazla safdil ve hissiliği biraz budalaca olan alman vodwil filimlerine benziyen ve tiyatro ilanının “hissi komedi,, diye vasıflandır- dığı “Kendisinin gölgesi, ancak tulüat kumpanyaları tarafından sahneye konul- maya değer ayarda bir eserdir. İnsana baştan sonuna kadar muhavereleri tes- bit edilmiş bir piyes hissini o kadar ver- Mmiyor ki aktörlerin hakikaten bir me- tün mi takib ettikderi, yoksa tuluat mı Yaptıkları bile belli olmuyor. Oynanma- in harcanmış bütün emekler boşa titmiş. aktörler sahnede boşuna yorulu- Yorlar. Gayretleri boşluğa yuvarlanmış bir adamm havada bir yere tutunmak İçin beyhude çabalamalarını andırıyor. Tekrar ediyarum, tiyatroda asıl olan Bterdir. Eserin söçilmesine ve değerli ol- Masma ehemmiyet verilmezse en kuv- Vetli aktörleri, en eyi rejisör, en mükem- Mel dekorlar bile bir işe yaramaz. Çok eserler içinde oynamış, sahne- 'de muvaffakıyetin sırrr ne olduğunu Tenmiş değerli bir sanatkâr olan Raşid Rıza'nın bu iptidaf hakikati bilmediğini kabul edemiyorum, şu halde muvaffak için lâzımgelen vasıtalara aşağı Yukarı malik olmasına rağmen, seviye- kerini yükseltmek mevkünde olduğumuz teyircilerimiz için zararlı bile olabilecek hu kadar Kimin tarafından yazılır.ş Tefrikar 16 ——— Bu da bir hikâyedir SAYIFA 5 ğ .. jap eat? “Ta | Yurd_ıığl"o_s Ş K veğT SAYIFA 4 O ean aemerre ST NAZY OUU TTNAN AT YAT 15 e LeTETLTMSÜRENETNYANEN S J L »» AF aaKTğileri e GF U, t_î'S'_ .Zonguldak'ta köylü gecesi ve saylav seçimi Zonguldak, 8 (Özel bildiricimizden) — Telgrafla kısaca bildirmiştim. Halk- evince her ayda bir köylü gecesi yapıl- ması onanmış ve 7-2-035 perşembe akşa- mı 1000 e yakın köylü şehirli kadın, er- kek halkın katılmasiyle bu güzel gece tekrarlarmış ve bu, muhitte iyi tesirler u yandırmıştır. Salonun çok kalabalığına t Tağmen sükünet ve İntizam pek mükem- mel olmuştur. Güzel sanatlar komitesinin müziği istiklal marşını çalarak müsamere baş« lamış ve Süleyman Sami Barım bugün- kü rejimin köylüyü korumak ve yüke seltmek yolundaki güttüğü yolları he yecanlı bir lisanla anlatmıştır. Bir aydanberi provalarına devam €- dilen ve temsil komitesinin başkanı, kadın, erkek birçok muallimlerimiz ve Halkevi genclerimizin canla, başla ça- lıştıkları “Mete piyesi,, temsil olune muştur. Bu piyeste vazife alan kadın ve erkekler ülkü aşkı yolunda çok bü- celik göstermişler ve çok muvafe i afın- vük © Yab olmuşlar bütün se “an alkışlanmışlardır. Saylav seçimi 8 şubat 935 sabahı vilayetin her ta- rafında saylav seçimine başlanmış ve 11 de bitirilmiştir. Kazalârla beraber vilayetin 774 ikin- ti geçmeninden hastalık ve havanın bo- zukluğundan ötürü ancak 13 kişi reye iştirak edememiş ve 761 ikinci seçmen ittifakla reylerini fırka namzedi - olan Celâl Sahir Erozan, Halil Rifat Vardar, Ragıb, Hasan Karabacak, Etad, Receb Zühtü Soyak, Dr. Mitat Karatavsu, nasıl razı oluyor? Tiyatro sanatının ne olduğunu bilen büyük sanatkâr emi- nim ki beni anlıyacak ve samimi - olan bu tarizimden gücenmiyecektir. Tiyatro rağbet görmezse kabahat se- yircide değildir. Tiyatro bütün dünyada bir seviye krizi geçiriyor, rağbetsizliğin hakiki sebeblerini burada aramalıdır. Si- mema her gün yeni yeni teknik ilerleme- lerle yükseliş yolundayken Byatronun Adi, bozuk düzen malzemeyle ona re- kabet edebileceğini aklımıza bile getir- miyelim. Tiyatroyu ancak kuvvetli bir edebiyat kurtarabilir. Sözlerimi bitirirken büyük ingiliz rejisörü Gorden Graig'in geçenlerde yaz- dığı makalenin son — satırlarını buraya makletmekten kendimi alamıyorum: “Tiyatronun eyi işçilerini çalıştıracak *olan yalnız para değildir. Fakat buna “mukabil düşük piyesleri yapanlar ve “satanlar için para israf €etmek tiyatro- *“yu çaresiz bir tarzda batırmak demek- “tir, Fakat, daha eyi piyesler ortaya ko- “nulunca mali neticelerin daha ziyade *“fenalaşacağını söylemeye devam eden- *“ler bulunursa, ben buna - bir tek çare *“görüyorum: Bu da devletin işe müda- #hale ederek Rusya'da hükümetin yap- “tğını yapmasıdır. Bu suretle tiyatro- “dan para kazanmak istiyenleri, tüccar “zihaiyetli halkı tiyatrodan uzaklaştıra- *“rak yapılacak zararın, sön otuz yıl için- “de yapılan zarardan daha az olduğu- “nu göreceksiniz. P :mdan başka, hiç ol- paraya karşılık eyi imkânmı bulacaktır.,, NAYIR gün inkisarım hayaller “Hakikati önceden gördüm v_e.l(:dı.ı |:"ıb kaptırmadım, onun içindir ki bu- BATSİa 'Plıüryük olmadı. Halbuki sen ne kuruyordun, düşün! hatıriryor mu- Altıok'a vererek saylav seçmişlergir. İştirak nisbeti yüzde 98,5 tur. Seçimde candan alâka ve erginlik gösterilmiş ve her türkün göğsünü ka- bartacak ve sevindirecek derecede a- henkli ve içten gelen bir coşkunlukla yapılmıştır. V. Mitad Altrok Öğleden sonra bütün ikinci münte- hib ve Belediye azalarının iştirakiyle fırka vilâyet idare heyetinde yarın se- çilecek umumi meclis üyelikleri yok- laması yapılmış merkez kazasından iti- fakla Ahmed Gürel, Refet Güneş, Bey- cumadan çiftçi Abdurrahman, Burun- kaya'dan çiftçi Yuşuf fırka namzedi o- larak seçilmişlerdir. Vali ve bütün rüesa da hazır bulun- duğu halde bu akşam ikinci seçmenler şerefine fırka tarafından 200 kişilik bir ziyafet verilecektir. Idak baştanbaşa bayraklarla süslenmiştir, Gece de elektrik tezyina- lacaktır. Hava durumu Ziraat Bakanlığı meteoroloji enstitüsünden aldığımız malümata göre, son 24 saat içinde yurdun Trakya, Ege mıntakalari ile Ak - deniz kıyıları ve orta Anadolu yer yer yağışlı geçmiştir. Kuvvetli yağış gören yerler Trakya ve Marmara kıyılarıdır. Buralarda yağış 10 ilâ 46 milimet- re arasındadır. Trakya ve Marma- ra kıyılariyle doğu Anadolusunda gece sühunetleri düne nazaran 6 derece etrafında düşmüştür. Buna karşılık olarak orta Ana- dolu ile Akdeniz ve Karadeniz kı- yılarında iki derece etrafında yük- seliş kaydedilmiştir. Bu gece en düşük sühunetler - sıfırın altında Karsta 17, Erzurumda 19, Sıvasda 5, Diyarbekirde 4, Malatyada 3, Kastamonuda ve Çorumda 1 dere- cedir. Diğer yerlerde gece sühu . netleri hep sıfırın üslündedir. En yüksek sühunetler, sıfırın üstünde İzmirde 21, Bursada 20 derece kay dedilmiş! Dün leden sonra saat 14 de Ankarada sühunet sıfırın üs - tünde 13 dereceye kadar yüksel - miştir. Belediyecilik ilmi hakkında (Lyon) verilmiş olan Belçika ra- poru (Brabant) idari hukuk kursları Profesörü ve (Brüksel) şehri memurla: rından Max Fanconnler tarafından ha- zırlanmıştır. Bay Maks, mahalli idareler ve şehir- Ter birliğinin belediyecilik — bilgileri hakkındaki muhtelif tetkiklerini tzah ve belçikalıların bundan evelki toplan. tılara verdikleri Taporlardan — kısaca bahsettikten sonra Belçika'daki beledi. yecilik kurslarına dair izahat vermek- tedir. Bu kurslar, Belçika'da — mahalli en yüksek idare teşeşkküllerinden olan vi Jayet daimi encümenleri tarafından ter- tâb edilir. Tlk defa olarak 1914 de (Ha- inaut) de açılmıştı. 1919 danberi ise, diğer yedi vilayette aynı kurslar açıldı. Dersler, aynı zamanda mahalli idareler- de âmirlerin ve memurluk yapan naza- ri ve ameli malümatı birleştirmiş olan profesörler tarafından verilir. Daimt encümenler, bu kurslar birer idare komisyonu Bu kamisyonlar kursl, ramlarını devam edenle dilecek kurs tal. için kil ediyorlar. ders prog- için tatbik e- matlarını tanzim ede- Tek kurslara nezaret ve imtihan heyeti teşkil ederler. Kurslara devam saatları, bürolardaki mesai şaatları haricinde ter- den — vilayet ve belediye memurlarının vazifelerine mani olmaz, Kurslar ekseriya vilayet merkezle. rinde ve bazen de talebe adedi kâfi o- Tursa sancak merkezlerinde verilir, KURS MÜDAVİMLERİ İKİ KISIMDIR I — Muntazam devam eden talebeler. 2 — Serbest talebeler Birincilerin 17 yaşında bulunması ve umumj idareye mensub olması ya- hut orta tahsili görmüş bulunması ve yahut bir kabul imtihaniyle liyakatını ispat etmesi şarttır. Serbest talebe olarak 30 yaşından yukarı olan memurlar alımmabilir. En küçük program olarak: 'Teşki esasiye mevkil tatbikta bulunan vilayet ve belediye kanunları müzakere xzabıtları ve raporların yası- hış örnekleri kabul edilmiştir. Kurslar iki sene devam eder, Şifahi ve tahrirf imtihandan sonra diploma ve- rilir. Bu kurslardan Üç yıl sürenleri de yardır, (Brabant) idare hukuk meslek kurs- ları bunlar arasındadır, (Üç yıllık program şöyledir) Birinci yıl: A: Hukuk prensipleri B: Teşkilatı esasiye C: Vilayet kanunu D: Belediye kanunu İkinci ve üçüncü yılı A grupu 1 — İskân, hali medeni, yerlilik ve ulusal işleri 2 — İntihab usulleri 3 — Yol ve istimlak işleri 4 — Umumi maarif $ — Meslekt malümat B grupu 1 — Umumi muavenet 2 — İçtimaf işler 3 — Umumi maliye işleri 4 — Mahali$ maliye işleri Birinci seneyi ikmal edenlere Imti- handan sonra birer vesika verilir. Belçikanın Liğge ve Gand hüküme- lantısı için şehirler birliği tarafından hezırlanan suallere cevaben Belçika'. daki bilgi kuruluşlarını saydıktan son- ra devam ediyor: Belçika'nın Liğgi ve Gamd hüküme- ti üniversitelerinde iki yılda idari giler namzedliği vesikası veren bir kı- sım ile buna ilaveten bir yıllık dersten sonra idari bilgiler doktoru unvanımı veren kısım vardır. Bununla beraber hu tahsil devresi bütün idare memurla- rımı alâkalandıran umuml — malümat o- Tup Liyon toplantısının asıl mevruu o- lan nazari ve ameli ihtısas işiyle doğru. dan doğruya alâkadar değildir. Bundan başka (Brüksel) de husust bir mekteb aynı dersleri haftada ön saat üzerinden akşam dersleri olarak okut- maktadır. ** (Teknisiyen) lere gelince: Belçika belediyeciliğinde de bu iş yeni bir şeydir. Hukuk doktorları, ta- bibler, hastabakıcılar, mühendisler, marlar, itfaiyeciler, belediye zabıtası ve polisler, arşivciler, müze muhafızla- rı gibi birçok belediye memur ve müs- tahdemleri bu sanata alınabilir. Bunları da hiç bir belediyecilikteki hizmet. leri için ayrıca hazırlanmış değildirler. Halbuki her birisi belediye hizmetleri noktasında ayrı ayrı malümatı haiz ol« malt ve umumi bilgileri haricinde be- lediyecilik noktasından ihtısas kursları görmelidir. Belediyecilik — bilgileri için böyle yüksek bir müessese olmadığını nazarı dikkate alan Belçika şehirler ve bele. diyeler birliği, şehirciler cemiyetinin yardımiyle bu işi başarmak istedi ve aşağıdaki ders kursu açıldı: 1 — Umumiyetle şehircilik — kursu (altr ders) 2 — İnşa ve iskân kursu (9 ders) 3 — Normalisatlon ($ ders) 4 — Şehir içtimaiyatı (7 ders) Bundan başka 1926 « 1927 senesin« denberi Brüksel'deki güzelleştirme sa- natları yüksek enstitüsü de kurslar aç. maktadır. Btüksel serbest üniversitesi de ken« di besabına bu işle meşgul olmak iste» miş ve Paris'teki şehircilik enstitüsü. nün programına yakın bir şekilde Işe hazırlanmıştır. Birinci yıl programt şöyle olacak. tır. 1 — Şehirlerin tekâmülü - büyüme. si, genişlemesi, işlerinin çoğalması 2 — Şehir sanatı 3 — Bekediye mühbendisliği ati 4 — Şehirlerin ve mıntakaların içti. mai, idari, siyasi ve iktısadi kuruluşu Bunlara ilaveten bir jeoloji ve to< poğrafya kursu mimar, mühendisler ve idarecilere mahsus bir de iptidaf inşaat kursu ile (idarecilere mahtus) iptidat hukuk kursu (mimar ve mübhendislere mahsus) açılacaktır. İkinci yılda: Bu yıl içinde birinci — derslerinin tatbikatı görülecek ve ihtısasa — doğru gidilecektir. x .. Tatbiki bilgiler fakültesi geçen yıl ikincikânundan beri belediye mühen- disliği sanatı derslerini ayrı bir pro- gramla aşağıdaki şekilde — göstermeğe başlamıştır. — » 1 — Mühendislik noktai nazarından gehircilik (umumd yollar, nakil vasıta- ları, gidiş geliş ve saire). 2 — Kuru ve sulu süprüntülerin ta. şınması, boşaltılması ve saire $ — İçilir Bu; gaz, elektrik tevziatı 4 — Muhtelif mevzular (şehir şofa« D) ve saire K. N. KICIMAN iliği beni, dün gece, insan ruhu denilen muamma üzerinde uzun uzun düşündürdü. “Seni unutmaya çalışıyorum, Bense son sözünün (seni diyorsun. unutmıyacağım) 'urgud, hakiki hisleri: âciz olan bu mektubu yeniden okudı sonra yırtıp attı, Düşündü ki başbaşa dikleri uzun saatler zarfında kendisini a: Yazan: Yaşar Nabi NAYIR “Sana “Bebek!,, derken sesimde ve saçını tuyan parmaklarımdaki şefkat urpem“' Bini, hissediyor muydun, Aysun? Yabancı in- rhılu arasında, anasız ve babasız büyümüş dir çocuğun kalbinde ne sonsuz bir sevgi ih- iYacı birikmiş olacağını tasavvur edemez- Bin, Senin saçlarını okşarken, ben, okşanma- .uş_ saçlarımın hasretini gideri, Seni Şeviyordum, çünkü hayalimin kadın bir şekil vermek istemiştim, çünkü sevmek luğumdanberi ruhumun en büyük ihti- Yacıydı. Seni seviyordum, çünkü tesadüf kar- Tma seni çıkarmıştı sun, bir yaz günü, bir vapur güveneninde_l?ı: na anlattıklarını? Beni daima seveceğini söylerken kendine ne kadar güveniyor ve iti- razlarımı nasıl haksız buluyordun. Zaman kimin haklı olduğumu gösterdi. “Bu son mukadderdi, fakat hiç olmazsa dostça ayrılabilirdik. Dün sokakta, selam vermemek için başnı çevirerek yınımığıı? geçtiğin zaman hayrete düşmekten ke.nfiıını alamadım. Düşün ki bu koca şehrin _çıııdz ne seni benim kadar ve ne de beni senin ka- dar yakından tanıyan hışlı_'bi ı-tgk Inmıe yoktur, ve sonra biz, daha _au_n _lıınlııııııııııgııı>i olduğumuzu tekrarlayan biz, iki yabancı gi selamlaşmadan geçiyoruz. Bu vaziyetin sun- olmasımı isterdim. Krymet vermiş olduğum bir kadının kalbinde hatırama küçük bir yer ayrılmış olduğunu bilmek beni memnun ederdi. Sonra neden “sen de aynı şeye çalış,, diye ilave ediyorsun? Bense güzel olan hatı- ralarımı muhafaza için zamanla mücadele et- mek isterdim. Hatıranı, son günlerimizin ka- ranlık hâdiselerinden ayıklıyarak, bütün gü- zelliği içinde kalbimde saklıyacağım. Sevgi- mi kazanmış, kısa bir müddet için de olsa be- ni mesud etmiş olan muhayyelemin minimini bebeğini daima en eyi duygularla hatırlıya- çağım, yamamış olan kadına bu satırlar da bir şe$i söylemiyecektir. SON NOT Yalnız tahlilden ibaret olan bu vakasız, Harel siz, âdeta mevzusuz hikâye, son samanlarda büti neşriyatımızı İstila eden yalnız vaka ve yalnız Teketten ibaret romanların bende uyandırdığı #ülamelin eseridir. Bunutila beraber bir Iddiası mıryan bu eser roman sanatı hakkındaki kanaa' min ifadesi sayılmamalıdır. Ne yalnız vaka, ne tahlil ve tasvir; gerçek soman, bence, bu her iki suru biribirine denk biz alsbet içinde mozcet bilen sentezden doğan X.N,