SAYIFA 4 Barış meselesi Fransa âyanı üyelerinden ve erki bakanlardan B. Hanri Lemer'in yazım, Lö Mond Modern mocmuasından alın- mıştir? Avrupanın gunsuz ve endişe verici bir hal vardır. Büyük savaşdan beri hiç bir zaman be- rışın sağlamlaşması için gösterilen istek ler bu günkü kadar çok ve mübrem ol- karşılıklı şimdiki durumunda uy- mamış ve hiç bir zaman da kuvvetlerin gerginliği bu gün vardı yüksek kerteyi bulmamıştır. Onun için umudla korku arasında sü- rükelnen ulslar, katf bir barışıklık isteği veya bir anlaşmaya varmanın imkân- #ızlığı hakkında bir türlü sarih bir karar veremcmektedirler Bu yoldaki tezadlar — bilhassa B. Stanley Baldvin'le B. Laval'ın ülkele- rinin parlamentolarında yaptıkları bil- dirimlerde göze çarpmaktadır; Uzun u. zun düşünülerek hazırlanmış olan bu bildirimler, Hitler ve muavinlerinin muh- telif vesilelerle söyledikleri yatıştırrcı sözlere doğrudan doğruya değilse de, sarih surette verilmiş bir cevabtır. İngi- Tiz bakaniyle Fransız bakanı umuümi ma- biyette sözlerle ve fakat biç bir sul sire yol açmayacak surette, Almanya ile iş birliği yapmak çarelerini araşdıra, gtaklarını ve böylece de genel bir silah- gızlanma anlaşmasını mümkinleştirmek umudunu beslediklerini söylemişlerdir. Ancak bu sözler söylenirken her iki hü- kümet de ulusal korumu için parlemen- tolarından mühim mikdarda tahsisat alıyorlardı. Bu bir birine uymayan temayüllere bakarak uluslararası getle inkişaf edeceğini kesdirmek, hatta onun alacağı yönü anlatacak olan nok. taları bile göstermek kabil olurmu? işte ben, bu bakımdan araştırmalar yapmak isteyorum. tıyasanın ne gu- B. Stanley Baldvin Almanyanın bü- Yük ölçüde silâhlanmasından ve bilhaz- #4 bu silahlanmanın hakiki ehemmiyeti ile genel programının bilinmemesinden doğan rahatsızlığı göz önünde tutarak bu hususta B. Hitlerin kendisi tarafın- dan bazı sarih izahat verilmesini dile- miştir. Böylece de Alımanyanın yeniden uluşlar derneğine girmesi ve orada, her ulusa müsaade edilen gilahlanma haddini tesbit edecek olan bir anlaşma. nn konuşmalarına katılması mümkün olacaktır. Bu sözlerde, silahsızlanma — konfe- gansı esnasında İngilizlerin ileri sürdük- deri düşüncelerin sarsılmaz çizgilerini yeniden görmek için çok düşünmek ge- Tek değildir. Bu sözler, Makdonald plâ- mına avdet etmek demektir. Yalnız arasındaki biricik fark, Almanyanın şira. diki vaziyete yaklaşmak için malik ol- mâk istediği askeri kuvvet haddini ken disinin tesbit etmesinden ibarettir. Biz bu haddin, 1914 denberi yapılan “ teknik terakkiler de dahil olmak üzere 1914 deki had olduğunu tahmin edi- yoruz. Şu halde her şeyden önce bilin. meşi gereken nokta, Almanyanın yap- dığı silahları azaltmak veya kismen tah- rib etmek işine yanaşıp yanaşmıyacağı ve bunu yapmak istemezse, savaştan önce olduğu gibi silahlı bir barışa ave detin mümkün olup olmayacağıdır. Bu yüzden de İngilizlerin ileri sü Gükleri düşüncelerde hiç bir şeye rast- lanmamaktadır.Yalmız vaktiyle bu dü. yünceleri akim bırakan — şartlar da şim- di duyulur bir ehmmiyet görülmekte- dir, Şu halde bu düşünceler düne göre bu gün daha fazla yaşayacak bir mahi- yette değildirler. B. Laval Alman idare adamlarının Anlaşma davetlerine doğrudan doğruya #temas etmeksizin, Fransanın Almanyayı yalnız birakmak için hiç bir şey yap- mayacağını, Almanya andlaşmaların ta. nınması esasına müstenit olarak gürek- H bir barış kurmak için samimi bir iş birliği yapmak istese, hazırlanmakta o- lan müşterek ğüven paktlarına öteki | Yabancı ga zçt—cweî;r(_kğku—duk_lanmuz #kitlerle tamamen müsavi haklara malik olarak girmekten başka yapaca, olmadığını söylemektedir. Almanyanın bu süretle iyi niyetle- rini göstermesi, ileride silahsızlanma i de gerçekleştirecek olan bir yakın- n başlangıcı olacaktır. Bu sözlere karşı Almanya, B. Fon Noyrat'ın Mesacere gazetesinin Berlin muhabirine yaptığı bildirim yoliyle red cevabı vermiştir. Zaten —mahiyeti ve manası ne olursa olsun her hi yeni anlaşmaya girmeden önce, Alman - yanın eskiden olduğu gibi “hukuk be - raberli; asını ist yeceği anlaşılmaktadır. nin önçeden ta: Hakikatta ise, bütün anlaşma larınm, her tarafın karşı tarafın ker yaklaşdığı kanaatı Üzcerine teslim etmek mecbur- görüşüne kurulduğunu yetindeyiz. İngiltere, Almanyanın silahlanmasını Fransanın tanıyacağının ve hakikt hiç bir kontrol ve karşılıklı sunda hiç bir kat'? garanti ihtiva etme » yardım husu. yen, genel mahiyette bir anlaşmayı kabul edeceğini ummaktadır. Pransa ise İngilterenin, neticede karşılıklı yardım için yapılacak olan müşterek bir teahhüde müncer olacak olan bir sıra paktlar yapılmasını kabul edeceğini ummaktadır. Fransa, Alman- yanın da böyle bir şeye gireceğini ve evelce hararetle görd revizyonizm den vaz geçeceğini sanmaktadır. Almanya da, öteki ulusların ortadaki lerini ve kendi « avdet emrivakü kabul edece sinin 1914 den önceki v edebilmesi için, onunla normal münase- betlere girişeceklerini ummaktadır. iyete Bir anlaşmanın yapılabilmesi için, buna girişenlerden birinin isteklerinden fedakârlık yapması gerekdir. Acaba bu. 'nu Fransa mı yapacak? bu hususta giri- geceği her hangi bir pazarlık, andlaş- maların - hiç olmazsa askeri şartlarının- iptal edildiğini ve ulusal korunma Işinde uludlararası bir — garanti olmaksızın hakimiyetin tahdidi prensibinin kabu. lünü tantmak demek olacaktır. Fakat B. Laval ve B. lemiş- bu iki nokta üzerinde Flanden © kadar kati sözler — &ö; lerdir ki, onların bu hususta hileli bir gerileme for- müller altında gizlenmiş yapmayacaklarına inanmak gerektir. Şu halde bu vaziyetten çıkmak hiç bir çare yoktur, ve bunun böyle ol- masına da şaşmamalıdır. Ne türlü paktlar yapılırsa yapılsın Avrupada üç türlü hükümet vardır: Bun lardan bir kısmı kendilerini eden şimdiki vaziyetin memnun kalmasını iste. yorlar; ikinciler, savaştaki mağlubiyet- ortadan kal, üçüncü- letinin neticelerini olan bir Revizyon isteyorlar; ler ise, bu yolda yapılan konuşmalarda hakemlik yapmak ve rollerini büyültmek hulyasındadırlar. danberi 1919 Andlaşmaların imzalanmas lmanya'nın sil dırılması da kurulan rejimin — istikrarı biricik garanti idi, İngiltere ile İtalyanın aldırış etmemeleri, Fran hayale kapılarak gösterdiği bir müsamaha nc- ticesi olarak Almanya kuvvetlerini yeni- den tamamladı. için Böyle bir haraketin şümulsüz ve neti. cesiz kalması nasıl istenebilir? B. Hitler, şeref meselesinden bahsediyor. Bu, hay- siyet meselesi, yani kuvvet yoliyle fa kat kuyveti duyurmadan elde edilecek yeni menfaatler demeektir. Almanyada barış yolunda söylenen sözler, iş yolda yapacağı fedakârlığa dökülünce, susu- vermektedir. Almanya kılıcını bileyor, fakat kır- mak veya körletmek için değil! onun için avrupa Almanyanın mütekebbir ve müfrit kabul — etmeli yahud da hür kalkam isteyen uluslar, hadiseleain kendilerine yükledikleri gay- ret ve vazifeleri kabul ederek ve ortalığı karıştıranlara karşı iradelerinin ve kuv. vetlerinin birleşmesiyle karşı koyarak hisselerine düşeni yapmalıdırlar, Zaten bu yolda yapılacak başka bir şey yoktur. hakimiyetini Loyd Core plânını anlatıyor 18 sonkünun tarihli Deyli Meyi'den: Bay Loyd Corc, dün gece, seçlim çev- resinin en kalabalık bir merkezi olan Dün ken- y Bu mü- nasebetle kendi yeni kalkınma denci sinin plânını jzah etti; dedi ki: bulunmuyoru: Ben ne bir parti önderiyim; ne de mağa niyetim var, Bu felâkete kâfi de rece uğradım, artık yeter. Ne olursa olsun, ne manevra yapmak, ne de bir manevra ile böyle bir işin tekrar içi- nek arzusunda değilim. Burada hükümet işlerinde çalışma- yı senelerce tecrübe eti olan bir in- giliz yurddaşı sıfatile hem yurdumu, hem de bütün acunu yıllardan beri bu- naltmış bir derde çare bulmak için ha- zırladığım plânt izah edeceğim. Burada hiç bir parti namına söz emekle beraber, parti sisteminin ulunacak doğilim. Partiler, kurumun ilerileme- n çok faydalı hiz. k lazım gelir, Fakat bu ulusal birlik yanlış ma- amalıdır. Onun için ulusun afatile onu uluslar- ve ökonomik müşkülatı yenmek için zaten geciktirilmiş olan pervasız- | bir teklif ileri süre- rek söze başlryacağım. Bu öyle bir ha- kikattir ki birçok insanlar onun ya- mnından geçerler de dikkat etmezler, e- hemmiyetini sezemezler, O da şudur: Bugünkü kargaşalık ve bulran bugün- kü ticaret çevrimine İsnad edilemez ve onunla İzah olunamaz. Savaştan gayet eyi işliyen ökonomi sistemi savaşın çıkması üzcri- ne bazılarına göre muvakkat olarak, bazılarına göre ise devamılı surette yı- kılmıştır. Onun için yeni bir durum karşısındayız. Evelce böyle bir şey vukua gelmemiştir. Acunun bütün &- konomi ve sıyasa müşahedecileri bunu kabul etmekted r. önce Bütün acunda ve bizde milyonlaren insanlar ve onların çocukları vardır ki en zengin Ülkelerde yoksulluğun daha bir durum içinde yaşamaktadır. lar, Niçin, yokluktan m:? hayır. Bil, kis bolluktan. Bu, bizim neslimizin yük- sek bir paradoksudur. Yiyecek, içecek maddeleri elde Hüzumundan - fazladır. Halbuki bunlarla lan milyonlar, yarı azıkla geçinmek 72- rüretinde kalıyorlar, Eide birçok elbise, bitçok potin yar, Fakat sıkıntı. mintakalarında ğuk havalarda eeki püskü içinde titre- altım: geçinmeğe layık ©- 5o şen birçok insanlar vardır. Şehirde o kadar çok para yardır ki bankacılar bununla ne yapacaklarını şaşırmış bulunuyorlar. Bu ne sistem! sanki Manion bu- günün oğullarına ve kızlarma karşı en n bir jesti takınmıştır. başkanı B. mriyet 1 ted- birlerin bile bugün kâfi olmadığını an- Ruzvelt buhranm karşısında al eğişmeler yapmak zaru- yuyor. Onun için kalkınmaya başladığı halde bugün yeni tedbirlere baş vurmuş Fakat bizim hazine bakanımız, iş- sizlik meselesinde hükümetin yapacağı yeni bir iş, bulacağı yeni bir çare ol- madığını söylemiştir. Yıllardan beri iş- sizliğe çare bulunacağı: teranesini du- yuyoruz. Halbuki bugün işsizlerin sa- yısı geçen mayıs ayındakinden daha zi- yade artmıştır. nda — ticaret larındaki ©en yüksek derecesine çıkmıştır. Bir gün böyle, bir gün başka türlü davranan bir hükümetin güttüğü “bekle görürsün, sıyasası bugünkü durum, tahminimizin üstünde kötüdür. 1931 yılındanberi tahdidat artırıl- dı; tarifeler yükseltildi. Bir ulusla öte- ki ulus arasında yapılan - ticaretin yo« Öte taraftan 10344 yı bar y muvazenemiz, Yana insan aklının dikildi. U lan beş yıl öncesine ni azalmıştır. 1921 yılımndan bellik içinde bulabileceği bütün hailler rası ticaret betle Üüçte beri işçi- leri mecburi te tutmak lirası harcadık, Bumu işsizlerin sayısı eskisinde de artması olmuştur. Benim kanaatimce - biribiri ariyelere taraftaz olanların arasın- daki ihtil edilinciye kadar faali- memalıdır. bugünkü sistemimizde husu- Si teşebbüslerle devlet müdahale ve kontrolu, nizamları © kadar biribirine karışmıştır ki artık sonları “izm,, ile biten kelimelerin garih bir manası kal- ymamıştır. Hemen te kar. Fakat alımacak bu tedbirin bir almak rarureti şısındayız. tesirli ve faydalı olabilmesi için nok. san olmaması lazım gelir. Biz yeniden kurmak ihtiyacındayız ; yapacağımız iş bozulmuş bir makineyi sicimlerle bağlıyarak tamire kalkışmak olmamalıdır. Lâzım olunca yeni biçim- ler, yeni şekiller vücude getirmeliyiz. İşte bu ruhla düşünerek ileriye sürüyorum. Uluslar arasında barışı nek mesele, tekliflerimi temin et- vardır, Bu, bugünün de, yarının da meseleleri arasında en başta gelir. Yapacağınız sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, eğer bir barış yaslanmıyorsa muhak- kak, kayan kum üzerine kurulmuş bir yıkılmağa mahküm- dur. Biz, her halde B. kıral Aleksandır'ın öldürülmesi Üzerine öre taya çıkan tehlikeleri bertaraf etmesin- den dolayı övünmekte haklıyız. temeli üzerine yapı gibi hemen en'in Ben, şu kanaatteyim ki başta İngil- tere olmak Gzere güdülecek sağlam, kati ve muhkem sıyasa uluslararası du- rumu düzeltecek, tehlikelerin önünü a- Jacaktır. Biz, doğuda da batıda da barışı korkutan pürüzleri ortadan kalârrmalı, Çin durumunu ve silahsızlanma meve- lesini, son yıllarda olduğundan daha fazla çalışarak bir hal tarzına bağla« malıyız. Bütün acun, İngilterenin başkanlık edeceği bir sıyasa ile uluslar arasında- ihtilafların halledilivermesine susa- mış bulunmaktadır. Böyle bir sahada Amerika'nın bi- zimle enine boyuna el birliği edeceği- ne kanaatim vardır. Her halde acun da bu iki büyük kuvvetin arkasından git- bir yola aldırmamazlık edemiye- cektir. Semere verici bir faaliyetin bilhas. ta doğu taraflarında başartlabilmesi için Amerika ile anlaşmak gerektir. Ben, bu büyük devletle anlaşmak ve bu sayede bütün acunun barış İşini yo- oymak için hemen tedbir almak ve bu amaca ulaşmak dileğindeyim. Bundan başka acunun ticaretine gemiciliğine engel olan bir takım pü- tüzler vardır ki son yıllarda ziyadesile artmıştır. Tarifeler, kontenjanlar ve para tahdidatı bu duygusuzca yapılan savaşın eldeki silahlarıdır ki bunlar da ortalığı altüst etmektedir. Onun için ben bu güçlüklerin mümkün olduğu kadar ortadan kaldırılması ve öteki ülkelerle ticaretin kolaylaştırıl- ması fikrindeyim Siz bir defa barış dileğini ve barı- şa inanr kafanıza yerleştirin ; fı gelecek, hem askeri hem de ökono- mik silahsız! a onu takib edecektir. Bu eyi dilekler saycsinde ortadaki pürüzleri büsbütün kaldırmak mümkün olamasa bile, gene haylıdan haylıya ha- fifletmek kabil olacaktır. Bizim hem ticaret, hem de politika alanında dışarr sıyasamızı kuüvvetli bir eliç tutmağa ihtiyacımız vardır. Size gunu söyliyeyim ki eğer bu memlekette giz savaştan önceki tarife vsulünü İade edebilirs sanayi sa- hasında birçok iş bulmuş, fevkalâde tedbirler almağa muhtac ol insanlara maksısın bu işleri düzeltmiş olurur. Ben, işsizleri oyalamaktan ziyade anlara İş bulacağım ve başkan Ruzvelt gibi, ben de bunun mümkün olduğuna inanmaktayım, İşsizlere iş verecek yerde onlara yardımda bulunmak, uzun zamanlar- 26 SONKÂNUN 1935 CUMARTESİ - — — dan beri onlarda mevcud olan çalışmal ve savaşmak r d iyetini barab etmektol Şunu söyliyeyim ki Amerikada bul lunan çarelerin olduğu gibi, bu memlej Je tatbik edilmesi lazım değildir ketteki şartlardan birçoş n farklıdır. Onun bulunacak çarelerin de kendi mıza uygün olması gerekir. husustf teşeh er Bir yerda muvaffakiyetsizliki gösterecek olursa bundan ona yardım etmiyen devlet, birçoklarını işsiz busl raktığı, şehirde ve taşradaki sermayeyi j hale koyduğu için mesuf eder. Onun için memler kaynaklarının muayş ân içinde İşletilmesi, büyüs leyemez Bunun için tekrar kurulma ve kale kanma işinin esaslarını çizecek, bunun üzerinde düşünecek daimi bir kuruma ihtiyac vardır. Burada yalnız işs mevzu olmamalı, iş masr da düşünülmelidir. ze yardım bahse riminin artırıls Bu devamlı kurumun istiklali olma» h ve göreceği vazife çevresinde salâhis yeti muayyen bulunmalıdır. Bu kuru- mun içinde tüccar, sanayici, maliye- ci işçi ve ökonomi düşünürleri üye ole malıdır. Buanlar iktidarları, ehliyetleri ve u- lusal işlerdeki tecrübelerile ulusa bü- yük bir güven duygusu verebileceki kimselerden seçilmelidir. Bu kurum bütün sıyasal lardan ayrı, müstakil kalmalı ne getireceği ulusal vazife için g ken bütün vasıtalar elinin altında cereyane ve yerie bus lunmalıdır. Bu kurumun vazifelerini teşkil etmelidir: A) Memleketin maliye kaynaklarını tesbit ederek b lardan azami istifadenin ne vası la elde edileceğini araştırmak, bu su« retle memlekete fazla iş, fazla servet ve refah getirmek. B) Memlekette sanayiin teşkilatlam dırılmasını, toprakların inkişafını, w4 lus hizmetlerinin yoluna konulmasınış kültür işlerinde kolayirklar yapılmasıs nı, kaynaklarımızın, kredimizin ve aş dam kuvvetimizin daha eyi bir hale gelmesini temin etmek. C) Memleketin inkişafını ve ileri lemesi işini yoluna koyacak olan bul kurum, — imparatorluğumuzun büyüll müstemlekelerinin verimlerini de he saba katması gerektir. D) Kurum, ulusal kredinin, lacak planın gerektirdiği işleri inkişaf ettirecek bir surette kullanılmasını da daima göz önünde bulundurmalıdır. şunlar ziraat, sanayi va axa kuru. Bu kurum bütün sanayi sahasındır ki faaliyetini tetki! mür, demir, gemicilik, gibi sanayi kollarına inkişaf için lazım gelen tavsiyelerde bulunmalı ve bu yolla verilmesi lazım gelen salahiyota leri, krediyi ve devlet yardımını temin etmelidir. Bundan başka tahsil yaşının yükselk tilmesi, işçilerin tekaüd maaşı alarak? çekilebilmesi yi indirilmesi, ça lışma saatlerinin araltılması gibi husut- elerde bulunmak salahiye- n geçirmeli pamul ziraati anın larda tavi tini haiz olmalıdır. Sözün kısası, bu kurum, iş yapmak için kurulmalı, yalnız yapacağı hef işi, alacağı her tedbiti Üzerinde uzun boylu düşünülmüş olan proje ve plâna uygun olarak yapmalıdır. Bu vardığı zaman bu mak üzere hükümete vermelidir. Bun- dan sonrasmın mes in hü- kü Ben, e edilmes vın, kati r arını — ka zim heyetler tarafından ida sinİ tol Bu proje ve plânlarının bütün tafi Bilat ve teferrüatile parlamentoya tas- taraftar değilim, etmiyorum. dike gönderilmesine 'Toferrlat üzerinde yapılacak uzun mül nakaşalar, birçok zamanın kaybolmasıe na sebeb olur. Parlamento esasları kae bul ve tasdik etmeli, mali hususları ka nunlaştırmalıdır. Kabineye gelince, bunun — teşkiline de tam bir değişme yapılmasını teklif susta savaş tekrar kabı Bu kabine usülüni yim. oldi reci bir ine olmu; Alelâde kı kebtir ki hükümet idaresi bir çok te < (Sonut 6 mer sayıfada)