Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
26 SONKÂNUN 1925 CUMARTESİ ULUS Sözün gelişi Bir delikanlıya Beni tanıyan bir delikanlı, pek deli- kanlı da değil, bir çocuk, geçenlerde ba- na diyordu ki: — Ben, büyüyünce bir bağatır ol - mak istiyorum, Savaş alanlarında güre- mi denemek. Yurda saldıtacak düşma - nın önüne bir burgaz gibi dikilmek en büyük ülkümdür. En çok uğraştığı iş, tarih okumak ve türk büyüklerinin nasıl yaşadıklarını enine boyuna, öğr k olan bu çocuğ dedim ki: — Sana bu yüksek duygun kutlu ol « sun. Damarlarında taşıdığın kanın her damlasında ayrı bir bağatırı besliyecek kadar güç ve güre vardır, Gönlünde bu dileği, bu duyğuyu yaşatır, ondan ay « rılmazsan günün birinde bu ülkünün gerçekleştiğini görmen bayıktır. Yalnız sana şunu söyliyeyim ki çocu- ğum, türke bağatırlığını gösterebilmek için ne ayrı alan, ne ayrı çağ; ne de ayrı yaş gerektir. Yurdun her hangi bir yönünde göze çarpan bir toprak parçası bir alan, her gün ve genç, yaşlı her yurttaşın. yaşı bu işi başarabilmek için uygun bir çağdır. Her türk bağatır doğar ve yaşar; on- da bu güc ve bu değer, bir ağ yap - I Ç Kültür Bakanımızın söyledikleri İstanbul, 25 (Telefon) — Kül- tür Bakanı Bay Abidin Özmen yarm akşam Ankara'ya hareket e- decektir. Bay Özmen muhtelif me- seleler hakkında kendisine sor- duklarımıza karşılık şunları söy- lemiştir: Evkaf müzesi: — Evkaf müzesini, bu müzedeki eşyadan anlar birkaç arkadaşla tetkik ettim. Oradaki değerli eş- yaların eyi saklanmasına özen ve- rildiğini gördüm. Teşhir edilecek birçok eşyalar henüz depo halin- dedir. Bunların teşhiri için şekil- ler arayacağız. Mekteblerimizdeki terbiye sislemi: Mekteblerimizde kurulmuş bir tem vardır. E işlerimizi rak vermesi, çiçek açması gibi birşeydir. Günün birinde savaş alanında yer alacağın ve gücünü gösterinciye kadar türk olan her ağacın gölgesi, türk top - rağının her bucağı senin için bir bağa - tırlık alanıdır. Göster kendini... M. N.A Ankara Radyosu Bugünkü program 1 — Sporcunun konuşması 2 — Müzik: Şopen'in Polonez'i, Çeretnin'in Bagatel'i, (Piyanoda Ulvi Cemal) 3 — Teknik saatı: Bay Fahri Fuad konuşuyor, 4 — Dans müziki 5 — Müzik: Tartini'nin konsertosu (Kemanda Necdet Remzi, Pi - yanoda Ulvi Cemal) 6 — Ajans haberleri. İstanbul radyosu Saat 18 Fransızca der. 18,30 Bayan Azade: Jimnastik 18,50 Dans musikisi plâk ile 19,30 Haberler 19,40 Spor (Eşref Şefik) 20,10 Orkestra - plâk ile 20,50 Bayan Nimet Vahit: şan piya- no ile Son haberler — Borsa Bayan Bedriye Tüzün şan: Radyo Tango ve Caz orkestra- ları ile beraber. 21,15 21,30 hükümden düşen ihtira beratları Yıllık taksitlerini yatırmadıkla- rından dolayı 430 kişinin ihtira beratının hükümden düştüğü Öko- nomi Bakanlığınca Resmi Gazete ile ilan edilecektir. Bay T, R, ÂAras Belgradda “Başı 1 inci sayıfada) Prayda'nın düşüncesi Belgrad, 25 (A.A.) — Türkiye Dı- şarr İşler Bakanı Bay Tevfik Rüştü Aras'ın Belgrad'a gelişinden bahseden Pravda gazetesi, bu akşamki nüshasın- da Bay Tevfik Rüştü Aras'ın, Belgrad- dan geçerken bir gün Belgrad'da dur- masının bir anane halini almasından ha- şil olan genel sempatiyi görmekten memnun olacağını söyliyor. Pravda bu münasebetle şunları yazıyor: Bay Tevfik Rüştü Aras bu fırsatta.n istifade ederek Başbakan Bay Yevtış ile genel sıyasayı ve Balkan Birliğiı:ı alâkadar eden meseleler hakkında gö- rüşmelerde bulunmuştur. Gazete, Bay Tevfik Rüştü Aras'ın, Uluslar Derneği konseyinin toplanma- sından sonra vuku bulan bu seyahatinin Roma anlaşmalariyle ve bir doğu and- laşması yapılması meselesiyle de alâ- kadar olduğunu ilave ediyor. yürütmek için ileri gitmiş milletle- rin usulünü tetkik ediyoruz. Fakat şu veya bu milletin usulünü aynen almak için ne bugün, ne de dün verilmiş kararlar yoktur. Her usu- lün kendi hususiyetlerimize uya- cak taraflarını alıyoruz. Binaen- aleyh herhangi bir şekilde terbi- ye usullerimizde bir. değişiklik mevzubahs değildir. Yüksek tahsil talebesi: Geçen gün Üniversite Rektörü Bay Cemil'ie birlikte talebe yur- dunu gezdik. Bu binayı müsaid bulduk. Maarif Cemiyetile temas edeceğiz. Binayı tamir edeceğiz ve genişleteceğiz. Yurd ıslah edil- dikten sonra buraya üniversitede muhtac olan talebenin yatırılması mümkün olacaktır. İstanbul'da şehid tayyareciler ihtifali İstanbul, 25 (Telefon) — Şehid tayyareciler ihtifali pazar günü saat 13,30 da Fatih tayyare par- kında yapılacaktır. Edirne okullarının zelzele görmüşlere yardımı Edirne, 25 (A.A.) — Edirne kız öğ- retmen (muallim) okulluları aralarında topladıkları 40 lira parayı sarsıntı gör - müşlere verilmek üzere Hilâliahmer ge- nel merkezine göndermişlerdir. Denizyolları talimatnamesi Ökonomi Bakanlığının yılbaşın- danberi Türkiye sahillerinde işle- tilmek üzere hazırladığı denizyol- larını ve her denizyolunun başlan- gic, son ve uğrak iskelelerini ve her yolda yapılması mecburi sefer miktarını gösterir bir talimatna- mesi bugünlerde Resmi Gazetede çıkacaktır. İki katile ölüm cezası verildi Muğla, 25 (A.A.) — Köyceğiz Cüm- huriyet Halk Fırkası başkanı Sabri'nin öldürülmesine aid dava ayın yirmi bi - rinde bitmiş ve suçlu Asım ve arab Ab- dullah ölüm cezasına çarpılmışlardır. Mahkeme çok kalabalıktı. Karar sureti 16 sayıfa olup bu kararda elli kadar şa- hid ve fen kurumlarının ifade ve rapor - ları vardır. -— ünkü büyük Yurdda seçim Erzurum'da Erzurum, 25 (A.A.) — İkinci seçmen seçimi vilayetin her tara- fında bitmiş ve C. H. F. namzed- leri müttefikan kazanmışlardır. Kadın erkek rey sahiblerinin yüzde 87 si reye iştirak etmişler- dir. Erzurum vilayetinde 913 ikin- ci seçmen çıkmıştır. Merkezde 29 kadın 185 erkek olduğu halde hepsi 243 tür. Kazalardaki bayan- ların sayısı henüz belli değildir. Samsun'da Samsun, 25 (A.A.) — Vilaye- tin her tarafında ikinci seçmen se- çimi bitmiştir. İkinci seçiciler ara- sında 113 ü kadındır. Maraş'ta Maraş, 25 (A.A.) — Vilayetin her tarafında ikinci seçmen seçi- mi bitmiştir. Her yerde C. H. F. namzedleri müttefikan seçilmiş- lerdir. Vilayetin 53 ü kadın olmak üzere 402 ikinci seçmeni vardır. Çanakkale'de Çanakkale, 25 (A.A.) — Ça- nakkale vilayeti merkez ve mül- haka_tı ikinci seçmen seçimi derin sevgi ve tatlı heyecanlar içinde geçti. Kadınların gösterdiği uya- nıklık öğünmeğe değer. Vilayetin ikinci seçmenleri 108 i kadın ve 359 u erkek olmak üzere 567 dir. Ankarada kayak Sporu (Başı 1 inci sayıfada) dır. Dağlarımızı ve ovalarımızı ay- larca müddet kaplıyan bu sağlık unsurundan istifade etmemek cid- den büyük bir yazıktı. İlkönce U- ludağ'da başladıktan sonra mem- leketin her tarafına yayılmaya başlıyan kayakçılık Ankara'ya ilk önce geçen yıl geldi ve bu yıl bizi bu alanda sevindirecek hareket- ler belirmeye başladı. Geçen yıl Ankara'da kurulmuş Dağcılık ve kayakçılık,, kulübü- nün yardımı ile dün büyük kayak eğlenceleri tertib edilmiştir. Saba- hın saat 8,30 undan itibaren Taş- han önünden hareket eden oto- büsler, akın akın, sporcuları Dik- men tepelerine taşımıştır. Muha- fız Gücü, Ankara Gücü kulüble- rile, Ziraat ve Atatürk Enstitüle- ri talebelerinden kafilelerle daha birçok hevesli genclerin ve birçok Bayanların iştiarkiyle bu eğlence- de yüzlerce kişi bulunmuştur. Sporcular arasında bilhassa Ku- rultay Başkanı Kâzrm Özalp, Mil- li Müdafaa Bakanı Bay Zekâi, Gümrük ve İnhisarlar Bakanı Bay Rana, General Nazmi, General Eyüb, General Seyfi, İdman Ce- miyetleri İttifakı Başkanı Bay A- ziz, İkinci Başkanı Bay Halid, fır- ka genclik teşkilatında çalışan B. Rahmi, Tayyare Cemiyeti Başka- nı Bay Fuad'ın mevcud oldukla- rı göze çarpıyordu. Dünkü kayak eğlencelerine gi- denler çok güzel ve hareketli bir gün geçirmişler, karlar üzerinde geçirilen saatların vücuda ne ka- dar faydalı olduğunu görmüşler- dir. Bu itibarla biz bugünü, kayak- çılık için mükemmel bir propa- ganda sayıyoruz. z D UY UALAR İzmir de üzüm günü İzmir, 24 (A.A,) — Memleketi- mizde üzümlerimizin fazla istih- lakini temin maksadiyle bir üzüm günü yapılması hakkındaki teklif Ökonomi Bakanlığınca muvafık görülmüştür. Türkofis üzüm gününün tayini ve her yerde üzüm yetiştirme ted- birleri hakkında tetkiklerde bu- lunmaktadır. Tesbit edilecek bir günde Türkiye'nin en küçük köy- lerine varıncıya kadar üzüm gön- derilecektir. Kimsesizlere yardım Denizli, 24 (A.A.) — Yılbaşın- da yetim ve kimsesiz çocuklar menfaatine verilen Balo'da topla- nan hasılat mekteblere taksim e- dilmiştir. Bu suretle fakir mekteb çocuklarına elbise ayakkabı teda- rik edildiği gibi sıcak yemek ye- meleri de temin edilmiştir. Bisiklet koşusu Ankara bisiklet heyetinin, memleke- timizde ilk defa olarak tertip ettiği kış koşularından birincisi dün sabah yapıl, mıştır, İzmir ve İstanbuldan gelene iki maruf koşucunun de iştirak ettiği bu koşu hakikt bir alaka uyandırmıştır, Kışın tamamen unutulan bü sporun, bu mevsimde de yaprlabileceğini isbat et- mek noktasından da muvaffakiyetle bi, ten dünkü koşu, bisiklet heyetinin iş bilirliğini bir defa daha göstermiştir. Yarışa Muhafız Gücünden dokuz, Ankara ücünden beş, Güvençspordan üç, Çankayadan iki, Gençlerbirliğinden bir koşucu iştirak ediyordu. Bu yirmi genç tam saat onu on beşte Muhafız Gücü lokalından hareket etmişler Fi « danlık — Jandarma karakolu — Çi, mento fabrikası — Gazi köprüsü — ÂAk- köprü — Mezbaha — Sarıkışla yoliyle Keçiörene gitmişler ve aynı yoldan dö, nerek yarışı Halkevinin önünde bitir- mişlerdir. Kar ve çamura rağmen, 34 kilomet. ,re tutan bu mesafeyi birinci gelen spor- cu 1,9, 9 2.5 saatte bitirmiştir. Bu de- rece hakiki bir muvaffakiyettir. Netice şudur: Birinci Muhafız Gücünden Eyüb, ikinci gene Muhafız Gücünden Abdül, üçüncü Güvençspordan Nureddin, Şeraitin müsaid olmaması bazı güç- lükler doğurmuştur, Bunun yüzünden sekiz sporcu, lastik patlaması, zincir kopması gibi arızalar yüzünden yarışı yarı yolda bırakmaya mecbur kalmış . lardır. Yarışı kazanmaları beklenen İstan - bullu Galib, İzmirli Niyazi ve Ankaralı 'Talat, idmansızlık yüzünden beklenen muvaffakiyetleri — gösterememişlerdir. Bunlardan Galib lastiği üç defa patla, dığı için yarışı terketmiş, Niyazi yol- ları tanımadığı için yanlış yere giderek zaman kaybetmiştir. Yarışın şayanı dikkat hususiyetlerin, den biri de dokuz müsabıkla iştirak e- den Muhafız Gücünün değerli netice, ler alması olmuştur. Koşu fenni bakımdan tamamen ku- sursuz olmuştur. Heyet reisi Bay Ca, vid Cavi bu muvaffakiyetinden dolayı tebrik ederiz, Ayaktopu maçları Ankara sampiyonasına dün de devam edilmiştir. Demirsporla Güvençspor geri kalan maçlarını oynamışlardır, Ma c 2—2 Demirspor kazanmıştır,. kayak eğlencelerinden canlı ve neşeli üç manzara |Hakikat peşinde Müzik devrimi karşısında — bir itiraz Peyami Safa'nın alaturka musikiye bağlılığı eskidenberi malümdur, Onun için biz, türk müz!'kinin bundan böyle yalnız uluslararası teknik sahasında ilerlemesi ve müz!k âlemimizdeki ikili - ğin kaldırılması için verilmiş olan ka - rarın birçokları arasında onu da mem - nun etmiyeceğini tahmin etmiştik, Tah- inimizde y “bir tered- düdün romanı,, müellifinin Hafta mec - — da çıkan son y dan anlıyo - — ruz, Alaturka denil ikinin yaşıy " en büyük üstadı sayılan Rauf Yekta — geçenlerde öldü. Sanat nazariyeleri ve kanaatleri ne olursa olsun, bu ölümden, — hepimiz, değerli bir kültür adamını kay- — betmek teessürünü duyı k. Gerçek, o artık mazi olmuş bir nesle mensuptu. İtiyatlarını, zevklerini, kanaatlerini için- de edinmiş olduğu devir çokt. tariha karışmıştı, o, aramızda, bu göçmüş dev- rin son ardcılarından biri gibi dolaşıyor- du. Ancak ona kanaatlerinden dolayı hücum etmek, kökünü çok eski bir top- raktan almış olmakla itham etmeye ben- — zerdi, onu anlıyor, fakat kanaatlerine iştirak etmiyorduk. Bağlı olduğu kanaatlere ne kadar hücum edilirse edilsin daima şahsına karşı ancak saygı görmüş olan bu değer- L ihtiyarın ölümü Peyami Safa'yı, onu muhayyel tecavüzlere karşı müdafaa et- mek sevdasına düşürmüş. Fakat anlıyo- ruz ki, Rauf Yekta'nın şahsı bir. sem - boldür ve Peyami Safa, onun değil ala « turka musikinin, biraz geç kalmış, mü- dafaasına girişmek istiyor. Eğer müda- faasını yalnız ilim ve sanat tenkidi bakı- mından yapmış olsaydı, bağlı olduğu bir davayı bir kere daha ileri sürdüğü için —— kendiisne bir şey denemezdi, Fakat bu — , modern teknik taraftarlarını züppe ve gülünç göstermek istiyen ve samimiyetlerinden şüphe eden bir hü - cum tarzı mı almalıydı? Yalnız bu hücumu yaparkn, Peyami Safa, mutad tezadlarının en büyüğüne düşmekten kendini koruy ş. Yazı- sında şöyle bir fıkra var: “Avrupa tezgâhlarının müstemleke - ler için hazırladığı, şark motifleriyle, arabesk ı.ı Ü. Iüllü," tade hiğ 7 ma ağacı ve Zürafe resimleri kazılı Suri- ye tepsileri, yahud mat siyah zemin üs- tüne sarı madenle ehram ve deve resim- leri Mısır tabakalarını andı - ran birçok türk münvverleri arasında, Rauf Yekta, bir Kütahya çinisi veya —— Uşak halısır gibi bütün güzelliğini kendi — halisiyetine borcdlu maddeler gibi ayrı - hıyordu.,, Bu satırlar da itiraf ediyor ki, Garb, müstemlekeler için hazırladığı mallara bile onların kendi motiflerini işler, onla- rın eski itiyadlarını ve ananelerini kay- betmemelerine karşı bu kadar titiz dav- ranır. Garb kültürünün ve Garb tekniği- nin yerli'ye asşılanması emperyalizmin en çok korktuğu şeydir. Garp ekzotizminin nazarında; Eyüp mezarlığı, çarşaf, tekke ve sarıkla alatur ka iki ar da fark yokt Garb, kendi yükselişini temin eden ananeleri- ne ne kadar bağlıysa, şarkı bugünkü ge- rileme derecesine götürmüş olan şark — inin de kor © kadar is- ter. Ve Avrupa şark örneği ithalât eşya- ları gibi, ananeciliği müdafaa edecek şark münevverlerini de hazırlamaktan geri durmaz. Garidi bunun en güzel ör- neğidir. Rauf Yekta “sanat ve bilgi ihtirı sına hiç bir siyasi ikbal hırsı karıştırmı- yan, kıblesi hakikatten ve seccadesi ki- tablardan ibaret bir adam,, olabilir. Bu bize ancak onun şahsına karşı saygı ve sevgi ilham eder, Hakikatin mahiye - tini Peyami Safa'nın çok sevdiği Piran- dello teşhir etmiştir, ve biz nice “kıble- si kitablar,, olan adamlar görmüşüzdür kü, bütün ömürlerince batıl bir itikadım etek tutuculuğ işlerdi Ş Peyami Safa, ananeler böyle istiyor diye kuşaklı ve şalvarlr gezmiyor, yaz « dığı eserlerde edebi ananelerimize sadıkk kalmak hevesile seci kullanmıyor ve — eserlerinin başına naıtlar koymayor, — her şeyde garp tekniğini kabul ediyor, — faakt sıra müzike gelince “olmaz! di « yor, ananelere dokunmayımız!,, Ği Bir ulusun yaşayış ve kültür lııı!llir y bir bütündü:, şu sahada garplılaşmalı — bu sahada şarklı kalmak imkânsızdır.' — Bu, öyle bir yürüyüştür ki önünde, bü< tün itiraz seslerini, saman — parçalarını: sürüyen bir nehir gibi alıp götürecektir. — : Yaşar Nabi NAYIR h ı.5 ıMızZi, PE )