20 SONKANUN 1935 PAZAR —— ——— ——T —— — Yunkular B e Bir tiyatro şakası? Çok çalıştığı için birar dâ cğ- Tenmek istiyen Ankara, yorulan Sinirlerini yazın çiftlikte, Kayaş- ta, uzal: yakın kırlarda dinlendir- meh ya'ınıı bulmuştur. Uzun kış, kırlara soğuğunu ü- fürmeğe baslayınca, ankaralı için, evine kapanmaktan, yahut iki si- nemanın yedigünde ikişer deği- #im yapan programlarında görül- Meğe değer film aramaktan 50(- ka yapacak şeyi yoktur. Dinletti- Bi cazbandı, aldığı paranın yük- sekliğindeki acı ile ödeten bir iki lokantayı ve orta ankaralının ke- sesine pek elverişli olmuyan radyo "'G’kinuı'nı' eğlenceden saymalı mı? Eğlencesi kıt ankaralı, bunun içindir ki, Raşid Rıza'nın yeri kur- duğu trupu seve seve allu;l’dı_.- €uma akşamı görmeğe gittiği B Yes yerine, üç gün önce seyrettiği Pfî'eı!e karşılaşmağa bile katlana- rak... Bu işi kısaca aılamıııl; ı:ır(:lı:r: €uma akşamı oynanaca, endi- #inin ıö'ı;;eıi, ığııılıH komedide rolü olan bir kadınla dört erkek, kimseye görünmeden, İstanbul'a Bidiverdiler. Dargınlık mu çıkmış- tı, kötü bir şaka mt yapılmak is- tenmişti, yoksa yeni kurum yıkıl- Mağa mı kalkışılmıştı? Bu son düşünce doğruya en ya- kın görünendir. Bir kumpanyada ıdqıu— İrk çıkabilir; ayrılıklar olabilir; arkadaşlar arasında, ağır da olsa, şakaya boyan eğilir. Ancak şınâ mimkho, z ki kalkıp İstan bul'a gidiveren bu beş kişi, Anka- ralıya borclugldukları saygıyı da wnatmuşlardır. Yalrız, tiyatronun ve tiyatromt- zın tarihinde öyle tuhaflıklar var- dır ki, bunları düşününce geriye * yorulmadan, bıkıp usanmadan - yıllardanberi bu yolda çalışan Ra- şid Rıza'nın mulsuzluğuna acı- mahtan başka yapacak ne l';lır.’ N. B. — .—— ANKARA HUKUK FAKÜL- 'TESİ TALEBE CEMİYE TİNDEN 1 — Yoklama derneğinin seçi- mi ll — Üyelere borç para. verlip Verilmemesi W — Çıkmasına karar verilen ta/ be mecmuası hakkında konuş- Mak üzere 21 pazartesi saat 17,30 d_'ı üyelerin fakülteye gelmelerini ileri: Ulus'un romanı ——— Yurd Postası Samsun Çocuk Esirgeme kurumu Samsun, (Özel bildiricimizden) — Önceleri ancak sekiz on çocuğa baka- bilen Samsun çocuk esirgeme kurumu iki yıldanberi göze çarpan değerli ça- lrşmasile bugün (150) si mekteb çağın- da, (90)1 ana kucağında olan 240 wcAD- ğu daimi olarak, yidirmekte ve giydir. mektedir. Ayrıca da birkaç yavruya süd ve bazı analara da para vermekte- dir. Şüphesiz ki: bu varlık, kıfnınııîı Samsun merkezini iki yıldanberi, Aen'ı bir alâka ve deragatle idare edenlere borçludur. Kökel bir geliri olmamasına rağıncun, çocuk esirgeme kurumunun u- lar bulması ve bunu çok güzel çevirme- si, muhitte, kuruma karşr bir inanç ve bağlantı uyandırmıştır. &dir ki halkımız, hele kadınlarımız bu hayırlı kuruma elden gelen yardımı e- sirgememektedirler.. Bu değerli bağ- verilen baloda bir kez daha gördük.. Bin liradan artık verimi olan bu balo- nun biletlerini, büfesini, piyango eşya> sını, çiçeklerini hasılı her şeyini, yerli ve ccnebi Bayanlar temin etmiştir. Bilhassa Bayan Haris ve Ulmanla Ba. yan Nermin ve Nefis kibacın, Sıl;:t Saffetin, Sacide Şahinin, İnayet Re- fetin bu yoldaki emek Ve yardımları pek büyüktür. ”» Adliyecilerimizin yükselişi: Kentimiz ağır ceza azasından Ali Rıza, müddei umumi muavini Hüseyin Hüsnü, asliye bukuk azasından Rüştü ve Muhittin birer derece yükselmişler- dir.. Adalet işlerinde gösterdikleri dü- rüst ve ciddi hareketlerile muhitte eyi bir tesir bırakan adliyecilerimizin, bil- hassa sekiz yıldanberi samaın adliye. sinden mühim hukuk$f işleri başarmağa muvaffak olan müddei umumi muavini Hüseyin Hüsnünün bu yükselişi pek yerinde olmuştur. _(. Kayaar Zile gencleri çalışıyor Zile — Zile'nin Üç şubelik halkevi kazamızcı soysal hayatında bu g at yeni bir verim yapacak kadar lstün bir gayretle çalışmaktadır. Geçenlerde geneler bir toplantı yaparak hı'lkcvlmn daha verimli çılışabilmesl için bazı noksanlatını tamamlamıya karar ver. mişler ve Tokat vilayetinin verdiği 700 liraya eklenmek üzere gereken pı; rayı toplamak için müsamere veı:ı: gibi hem halkı eilendlnuk_vc istifa- de ettirecek, hem de halkevinin nok- sanlarını tamamlamak için gereken pa- rayı temin edecek bir çalışma programı bazırlamışlardır. 'Benim Günahım (MEA CULP. A) l Itatyanca aslından türkçeye çevireni KA NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU ANNIE VİVANTI Elbette susmak daha kolaydı. Astrid, o iki dehşetli ve karabaht- lt adamdan korkuyordu. O iki a- k;pbir nefret haykmâa; ç: üzerine yürüyecekler, M temli evi gayızlarile, Tânetlerile dolduracaklardı. Ya Norman?.. lorman'a acımış olmak için sus- Mak daha eyi değil mi idi? İstik- güneşinin Darling'in meza- Tında batışı ona yetmiyor mu idi, ki bir de geçmişini o zehirlesin, Bütün o güneş Ve sevgi mazisini?.. bir anda, bir kelime ile ruhunu o bozup berbad Etmeli, inanını o kırıp pı:çıj;umll. her türlü sevinc hatırasını bir deh- #et titremesine o çevirmeli mi idi? Onun için her şey, her şey kor- inç, bir hal alacaktı: inie” kunç, birlikte sürdükleri ömür korkunc, her türlü sevgi gülüm- Üt ildir.. Sana yapılmıştır. ü #len Darting değildir. İhanet e- AĞAUA ASA / ğ semeleri korkunç. O, artık, utanç ve iğrenme ile titremeden hiç bir düşünce üzerine aklını arkaya ğra döndüremiyecekti. l!n";-'ı'-v'ct. evet.. Susmak lazımdı. Darling'den bu ulu fedakârlığı kabul etmek lâzımdı. — Haroldi.. - Nofmıns':' b:l- k ve titriyen sesi I_dı— ::nılte. bu ayıba müstahak de- gildin. Uğradığım felaket namı- na, senden, kızınım sana yaptığı hakaretin affmı diliyorum. — Hayır!, - Asmdld':.ag'MSmin m'ın üzerine atıldı.- ü kNxîıTfmı?.. hayır, Darling senin kızın değildi. Astrid, altüst olmuş, yarak, devam ediyordu: e “ — Hakaret ona yap! ; BN sayıklı- a içle 240 yavruya bakmaktadır ULUS : Spor iş'erimize genel bir bakış Bugün — memleketimizde yapılan muhtelif sporlardaki durumumuzu ge- mel bir bakışla okuyucularımıza anla. tacağız: Atletizm: Atletik sporlardaki vaziyetimiz, son Zagrep borgunundan sonra değişmiş değildir. Zagrep'teki muvaffakiyetsiz- liği, muayyen hadiselerin ve muayyen şartların bir araya gelerek doğurduğu bir garibe olarak kabul etmek daha doğ- ru oluür. Bununla atletizmde emniyetli bir yarına doğru yürüdüğümüzü söylemiş olmadık. Anlatmak istediğimiz çey, Zagrep bozgununun, bir zamanlar par- Tak hulyalara yol açan atletik faaliyeti- miz için, “ölüm,, manasını ifade eden sanmaksızın ve üşenmelsizin kaynak- | yir e O yaCağıdır. Türk genclerinin şuurlu bir çalış- ma ile atletizme girişleri henüz yeni. Bunun netice. | dir, buna-râğmen Sön nesil değerli ele- manlar vermiştir. Hemen hepsi bir dev- reye tesadüf eden bu istidatları, onla- rı yetiştirmek için sarfedilen emek ka- dar, belki ondan ziyade, kendilerinin Jantınım canlı bir örneğini, yılbaşında | L L AA Dora karşi duydukları çok kuvvetli isteğe - borç- luyuz. ü Atletizm federasyonunun başkanı | ğ.» t t j B | B “3ay Burbanettin Felek Bu işin eri ve ehlidir. Memlekette bu spor için kay. mıyan özeni perkiştirmek için uluslar. arası karşılaşmalara büyük ehemmiyet den benim. Ş Norman'ın yüzü topraklaştı; fakat ne bir şey söyledi, ne de kı- mıldadı. Astrid, deli gözlerle soludu: — İşitmiyor musun?. Ne de- diğimi anlamıyor musun?.. Senin. le evlenmeden önce, senin olma- dan önce... ben.. başkasınm ol- dum, Norman'ın yüzü gerildi. Bu- nunla beraber bir şey söylemedi. Astrid, sıtmaya tütulmuş gibi, kendini itham etmek ihtiyacı ile, mahvolmak ihtiyacile onu kışkır- tıyordu: — Hatrıla, Norman!, hatırla! nışanlı idik, sen Sudan'a gitmiş- tin. Beni kırgın bırakmıştın... Ha- tırlamıyor musun?, hatırlamıyor musun? coşkundum, deli idim... Çöle kaçtımdı... O zaman Norman birdenbire uyanır gibi oldu: Birdenbire üze- Tine atılacak gibi bir jest yaptı. Fakat, o zamana kadar bir ke- narda hareketsiz duran Harold, önüne geçti ve onu alıkoydu. Sa- ö e Beali gu-ZrBsues :’vds bir ölü _vırdır. - dedi.- Ona saygı güsteriniz! vermiş, senelerdenberi antrenörün bütün çalışan alman yuürddaki kaynaş- mıya düzen vermeğe kifayet etmiyece- &ini düşünerek bir ikincisini getirtmiş- tir. t Bütün bunlara karşılık, yeni yeti- şen nesil içinde “vâdedici,, İstidatlar Pek kıttır. Daha ileri giderek söyle. mek kabildir ği, bugün çalışan atletler, bundan meselâ 4—5 yıl evelkine göre, sayıca da azdır. Yurdda bu spora karşı gösterilen istek günden güne azalıyor. Netice gö- ze batacak kadar kendini gösteriyor. Sebeb? Bunu araştırmak ve ortadan kaldır- mak lazımdır. Atletizm federasyonuna bugün düşen vazife budur. Güreş: Güreş, memlekette en çor zemere veren spordur. Ulusal güreş takımı- mız, dün olduğu Kibi bugün de yüzü. Mmürü ağartan ve güldüren bir kuvvet. tir. Biz onu sade komşu ulusların ö- nünde değil, rusların, — italyanların, macarların karşısında da gördük ve göğsümüz kabara kabara alkışladık. Yalnız bir nokta var: Yeni yetişenler arasında, yetişmiş- lerin yerini tutabilecekler kâfi derece- de değil. Bu kadar şerefli muvaffaki yetler kazanan bir spor şubesinin halk arasında reklam; kendinden yapılmış demektir. Şu halde neden birinci sınıt Sonra, ıstırab içinde titriye- rek Astrid'e döndü; kekeledi; — Ben.. söylediklerinizin.. olan bitenle..... ne diye alâkası o- lebileceğini anlamıyorum. Dalgın bakışlarını birinden öbürüne çeviriyordu. Fakat ikisi de onu dinlemi- yordu. ; Norman, Astrid'e doğru eğil- âniş. boğuk bir fısıltı ile soluyor- u: — Kaçrtn mı?.. Kiminle? — Onu sorma! Bileklerinden yakalayıp yert atmak için zorlıyarak, — BSöyliyeceksin.. Kiminle? — Asla söylemiyeceğim. Norman yeni bir düşüncenin tesiri altında birdenbire saftsıldı; kül gibi kesilmiş yüzü aydmlan- dı. — Sen yalan söylüyorsun.. Ya- lan söylüyorsun... Kızını kurtar- mak için,. onu korumak için... Harold, ellerile başmı sıka- rak, o sözlerin, karanlık manası- na nüfuz etmeğe çalışıyordu. Norman, hemen de hıçkırarak bağırtyordu: — Evet, evet... Sen yalan söy- çekildi. SAYIFA 8 - çiler istenildiği ve lâ. zım olduğu kadar bol yetişmiyor? Bunun bizim de bildiğimiz birçoli vebebleri var, Bunların içinde en mü« ahrcleri: 1 — Tecrübe edilmiştir ki - güreş, fakir halk sınıfı arasında rağbet bule muştur. Bu sınıfa mensub olanlar için; güreş gibi ağır tahammül istiyen bir spora uzun zaman devam etmek İmkâa ne olmuyor. Bu sporcuların hayata atıla dıktan sonra, bu yorgunluk ve müca. dele içinde güreşi İhmal ettiklerine şae hid oluyoruz. Bunun içindir ki onları himaye etmek, maişet yolunda ellerius den tutmak ve kaldırmak lazımdır. Bu da federasyonun yapacağı, yapabi. leceği iş değildir. Yüksek spor bömilee rinin önâyak olmalariledir ki güreşçi. liğimiz bugünkü parlak şöhretini ileriye götürmek imkânmı bulabilir, 2 — Antrenör Her Peter, Grekoros men güreşinin memleketimizde yerleşm mesini ve bugünkü üstün varlığını kas zanmasını temin etmiştir. Bu itibarla saygıya değer. Fakat ortada olan hakikat de Şib dur: Her Peter artık çalışamıyor, cskil sİ kadar ve eskisi gibi, yetişen genelere Je ayrı ayrı meşgül olamıyor, ona bit yardımcı getirtmek icab eder. Atle« tizm federasyonunun bulduğu bu im« kânt güreş federasyonunun elde ede- memesine akıl erdiremiyoruz. Futbol: Memlekette halkım en çok sevdiği futboldur. Bu sporun bugünkü mevtif lüyorsun. Yemin et!. - sesi yalvar ran bir sesti.- Yemin et, ki dedi- gin yalandır.. Talisiz ve mahvol« muş yavrumuzun üzerine yemin e! Astrid, aklını kaybetmiş, ba« Biriyordu: — Hayır, hayır.. Yemin ede« rim ki sana ihanet ettim.. Yemirr ederim ki seni aldattım.. Yemirn ederim ki senin olmadan önce, ben başka bir adamın oldum... Ve o adam, bir mısırlı idi, Birden bive ortalığı bir sessize lik aldı: Müthiş bir sessizlik; bir mezar sessizliği. Fakat Astrid, sayıklama ha« linde, tekrar başladı: Evet, evet... Bir mısırlı idi.. Bir martirdi, bir. kahramandı, ki sizin tarafmızdan hapsedilmişti, felakete uğratılmıştı; arkadaşla- rının öldürüldüğünü, ideallerinin patçalandığını, vatanının harab edildiğini görmüştü. Bir borcu ö- demek, bir cinayetin intikammı almak istemiştim.... Norman, onu yakalamak ister gibi üzerine atıldı; sonra, par- makları gerilmiş, birdenbire geri ğ Y S M var>