20 SONKÂNUN 1935 PAZAR Yarı - sıyasal Radyodaki masal Demir çarık. Demir asa. Az, uz. Dere tepe, dümdüz. Geriye bakınca bir çuval. dız boyu yol.. Peri padişahının kızı. Ot yiyen aslan, Et yiyen kuzu. Keloğlan. Üç kıl. Biri yakılınca — hizmete koşan korkunç arab. Bütün bu masal unsur « ları, bir renkli örgü içinde, bütün ulus , ların dilinde en güzel hayalleri yarat .« mıştir, Düşünülürse, zaman ile mesafc, renk, li masal âleminin mayası gibi bir şey - dir. Tuhaf âdetlerin, biribirinden acayip mahlükların nayif bir sevgi hikâyesini ayakta tutabilmeleri için, mesafenin aşıl. maz bir varlık, zamanın da, onun mate- matik bir fonksiyonu gibi tükenmez bir mikdar” olması lâzım.. Şüphesiz, masa - lın, daha doğrusu insanın masallar düz. mek ve masallara inanmak huyunun da- ha başka şartları da yok değildir. Öyle ki, zaman ile mesafeyi ne kadar yener - sek yenelim, hayatın gerçek - taraflarını ne kadar ön alırsak alalım, bu gerçeklik çekirdeğinin kenarında, masal âleminin halkası, göz kamaştıran renkleriyle da - yalıp genişledikçe gözçekecek, gözala - caktır. Büyük anamın masallarını dinlerken, vapur vardı, telgraf vardı, tren vadı. Yirminci yüzyılın eşiğini cihazlandıran bütün teknik varımlar vardı. Az sonra, sinema da vardı. Bugün, radyo bile var, Büyük — analarımızın — anlattıkla . böceksirti. gibi renkrenk, — Tpil- a — masalları, — çoğumuz. unutmu . şuzdur. Sanki bunları bir tozlu — san - dığın içinde, olduğu gibi bir yerde unu- ürümüşüzdür. Bu, ne duyduğu . i<nuz masalların gerekdiği kadar güzel olmaması, ne de bizlerin masaldan anla- mıyacak kadar çıplak ve çirkin gerçek. liğin kulu olmuş olmamız demektir. Çünkü biliyoruz ki, başka uluslar, ma , sallarını, kitaba, sahneye, filme ve en Sonra da radyoya almışlar ve - böylece, oodern yaşayışla masala inanıştn biribi- vit abamadığını göstermişlerdir. Daha- 1 var, amerikalıların Mickey — fareleri yahud Şarlo'nun cinuslu filimleri ile gö rülmüştür ki, bir modern; folklor ve bir modern masal pek güzel olagandır. ri, tmuş yi Radyo kutusu kadar mesafe ile za - manı maskaraya çeviren bir makinecik olamaz. Böyle olduğu halde, radyo ka - dar, gerçeği masal gibi gösteren bir şey yoktur. O kadar ki, eğer belli şahsiyet , ler radyoda belli işlerden konuşarak bizi gerçekliğin alanıma çekmeselr, her istas yonun bize türlü biçimde sesler halinde duyurduğu şeyleri, bir sihirbazın oyun- ları sanabiliriz. Bir sihirbaz ki, dilleri, âdetleri, zekâları, zevkleri, derdleri, de. dikoduları başka başka olan birçok mem. leketleri dile getirerek bizlere dinletmek te, yahud bizleri alarak bir kutunun içine yerleş!'rdiği bütün acunda do. yumolmaz, tatlı, feerik bir seyahate çı - karmaktadır. Radyo kutusundaki düğme — oyunu, hangi yaşta olursanız olunuz; tek başını za dinlerseniz, çocukken size masal sÖy liyen sevgili ağızdan farksızdır. Kutu . nun sıyasal seslerinde bile bir tat var - dır. Hele Pari bir muşılı par ken “galeri Barbös, in rek- ştur. Çünkü böy almanca karşı. çasını dinler lâmma çarpmnak dahi ho le bir kazaya uer.u...—n.; Ha hığı hiç de bu çeşitten değildir. albhenüzü ,ı:ı konuşan kadın, kış yar- " bamkağ a ; Banlarei' BN Tyanu a völTE dü, bi in ayrılan — elbiseyi, yardımma bağışla - dımından kon ile hizmetçi oldı Semistın Çocuk Esirgeme Kurumunun dirdiği yavrulardan bir 8tUP: ULUS İÇ DUYUMLAR Cenevredeki konuşmalar Istanbul, 19 (Telefon) — 19 tarihile Atina'dan bildiriliyor: Cenevreden Ati, na ajansınıtı aldığı telgraflara göre Bal- kan mizakı devletleri dış bakanları ara - sında uzun süren birçok mülâkatlar ya pılmiş ve Başvekil Çaldaris bu konuş . 'nalar hakkında telefonla Maksimos'tan izahat almıştır. Gazetelere gelen telgraf larda Tevfik Rüştü Aras'la Maksimos arasında yapılan konuşmalardan sonra Türkiye Dış İşler Bakanının Atina'ya gelmesine lüzum kalmamıştır. Ankara Temsil Akade- misi müdürlüğü İstanbul, 19 (Telefan) — Ankarada ilacak temsil akademisi müdürlüğü- ne Kültür Bakanlığı” müfettişlerinden Bay Reşad Nuri'nin tayin edileceği söy- keniyor. Telefon şirketinin yolsuz aldığı paralar İstanbul, 19 (Telefon) — Mukavele, sine aykırı olarak her sene lüks telefon makineleri kirası olarak aldığı dört lira. yı müşterilerine geri vermesi telefon şirketine bildirilmiştir. Kok fiatları indiri-” lemiyor İstanbul, 19 (Telefon) — Belediye yaptığı tetkikler sonunda kok kömürü fiatlarmın şimdilik —ucuzlatılamıyacağı neticesine varmışlır. mak istediğini, hanımdak” yurdseverlik duygularının da bu suretle hürekete ge. lerek kış yardımına o evden iki elbise . min birden verildiğini öğrenirsiniz. Kutuyu geç vakte doğru karıştırdı - € national yahud regional'lardan m üzerine düştünüz mü, bir alay in- gilizin gece yarısında nasıl tapındıkları, mı duyarsınız. Ve anlarsınız ki, meşhur El . Ezher, Canterbury'deki karşılığının yanında oldukça liberal bir kurumdur. Televizyon tamamlanırsa, bilmiyo . kutusu nasıl bir tesir yapar. lanızda yapaya . ve rum radyo Bugünkü biçiminde, odi hnız olarak elektriğinizi söndürür v arkalarında ışık yanan küçük çizgilerin aralarında dolaşırsanız, acunu - bir tek istasyonları da, yolunuzun üze. işen biribirinden tuhaf biribirin . e renkli bölümler gibi göre- . Eğer biraz içli masal, rine den güzel v ceğinize şüphe yoktur. Eğer birar iseniz. Eğer düğmeyi çevirirken “ada - nim bahçemdir, diyebi. erken de çünkü, bir bir çocuk kadar içli, - hayalli olmak mim ve acun bel Hirseniz, masal dinlı çocuk kadar uslu, bir çocuk kadar çalışkan m:ı'dyoyı böylece bıihnı_nı_ı&ın» bışkık. bir de, dükkâna uğrar gibi uırıııı: vardır. İki tango birbuçuk konser bul - ben bu türlü radyoculuğu tev- iyo, bir sihirbaz mağarası- ışıklar, renlder, serlerle acak ve siz masalın içine a kavuşan ço - miyorum. Rad nın ağzı gibi, donanmış, açılı dalip en güzel uykusun; cük gibi, acunda bütün insanlığın o güN kü kamıldanışlarına kavuşacaksınız. Ko- gönlünüzde, in . enman gözler açarak; z lıklarına — koca - san kardeşlerinizin var bir kucak açarak. | BN BURMAN BELGE ba yıl cümburiyet Bayramında giy- (yazısı memleket pDîHSındı ) Seçim işleri İstanbul, 19 (Telefon) — İstanbul. da rey verme işleri vatandaşların bü - yük bir alâkasiyle sürüp gidiyor, birçok yerlerde sandık başlarında samimi teza, hürat yapılmakta nutuklar söylenmekte ve C, H. F. namzedleri ittifakla - seçil - mektedir. Yarın İstanbul'da ikinci mün, tehib seçiminin sonudur. Rey neticeleri İstanbul'da pazartesi, mülhakatta —da salı günü akşamına kadar belli olacak - tır. Hat bölümü işinde anlaşamadılar (stanbul, 19 (Telefon) — Denizyol . ları ile vapurculuk şirketi arasında hat bölümü için başlıyan konuşmalar dur - du. Ve bugün vapurculuk şirketi İkti sad Vekâletinden müzakerelere devam imkânınm teminini istedi. Sahtc pasaportla gelen iki yolcu İstanbul, 19 (Telefon) — Pasaport. larını tahrif ederek İstanbl'a gelen - iki isviçreli texkif edilmişler ve mabkemo, ye verilmişlerdir. Bunlar iki genc nişan- lıdır. Ve aleyhine eski karısı tarafından boşanma davası açılan gencin İsviçre kanunlarına göre memleketten çıkma . sına imkân olmadığı için bu sahtekârlı- Kt yapmışlardır. Dişçi okulu talebelerine çay İstanbul, 19 (A.A,) — Üniversite rek törü Bu akşam da dişçi mektebi talebele, rine bir çay vermiştir. Bulgaristandan muhacir geldi Istanbul, 19 (Telefon) — Bugün Bulgaristan'dan 95 muhacir geldi. DÜNKÜ HAVA Ziraat Vekâleti meteoroloji ens- titüsünden verilen malümata gö- re, son 24 saat içinde hava doğu Anadolusu ve Karadeniz kıyıları we orta Anadolunun şimal kısmın- da yağışlı, diğer yerlerde kapalı miştir. '“Y:ğıglır orta Anadolusu ile doğu Anadolusunda kar, Karade- niz kıyılarında yağmur şeklinde- dir. Ençok yağış 22 milimetre ola- rak Rize'de ölçülmüştür. Orta A- nadolu'nun şimal kısmıyla doğu Anadolusu karla örtülmüştür. Ka- rın kalınlığı Sarıkamış'ta 73, Kars- ta 45, Sıvas'ta 30, Çorum'da 22, Kastamonu'da 19, Erzurum'da 18 santimetredir. Diğer yerlerde karın kalınlığı 5 ila 15 santimetre arasındadır. Bu gece en düşük suhunetler sılı- rın altında Kars'ta 17, Afyon'da 15, Erzurum'da 9, Bursa'da 6, An- kara'da 4 derecedir. En yüksek suhunetler sıfırın üs- tünda 17 derece olarak Adana'da kaydedilmiştir. TÜMER Ankara Maarif Müdürü Bay Rahmi ,Tümer soyadını almıştır. YUZRATUA GUN PUU ATKARAA KA UND CEK LÜ KDA INUN KRtAAt: ; Açık teşekkür Sevgili kızımız. ve yeğeni- miz Muzaffer'in acıklı ölü- mündeh ötürü gerek taziyede bulunan ve gerekse cenazesi- ne iştirak etmek süretiyle a- cılarımızı paylaşan akraba ve dostlarımızla kız lisesi idare ğ heyetine muallimlerine ve sı- & ra arkadaşlarına ayrı ayrı ce- z vap vermeğe kederimiz engel z olduğundan hepsine içten ge- len saygılarımızı sunarız. i | z Babası Dayıları İ Nuri a Arnavutluktaki yunan ekalliyetleri işi İstanbul, 19 (Telefon) — 9 tarihile Atina'dan bildiriliyor: Arnavutluk'taki yunan ekalliyet meselesini tetkik eden heyet meseleyi Lahi beynelmilel daimi mahkemeye göndermiş ve mahkemede Arnavutluk hükümetinin noktai naza - rının ekalliyetler hakkında 1921 de ver. diğİ Kaysrnğmune ai Z dığının tayinini istemiş! afik olup olma - Esnaf Bankası umumi heyeti Esnaf Bankası umumi heyeli bugün de toplanmış fakat ekseriyet olmadığın, dan toplantı 23 şubata - birakılmıştır. Banka heyeti umumiyesinin bu dördün- cü tehiridir. Tramvay kazalarının önüne geçmek için İstanbul, 19 (Telefon) — İstanbul tramvaylarında kazaların önüne geçmek için kullanılacak açılır kapanır basamak ların konulmasına başlanılmıştır. Rasathane bir günde 9 sarsıntı kaydetti Istanbul, 19 (Telefon) — İstanbul rasathaneci son yirmi dört sant içinde Istanbul'da beşi hissedilmiyecek kadar hafif dördü almak üzere dokuz zelzele kaydetmiştir. vaz daha kuvvetli Altın kaçıran bir şebeke yakalandı İstanbul, 19 (Telefon) — Dışarıya altın kaçakçılığı yapan bir şebeke. ele geçirildi. Ve tahkikata başlanıldı. Kaçırılmak istenilen altınlar 600 li , radır, Mezbaha resmi İstanbul, 19 (Telefon) — Belediye- nin hesablarına göre mezbaha resminin kiloda dokuz kuruş olarak alınması be, lediye gelirini arttırmıyacaktır. Bunun aksine olarak söylenenler doğru değil- dir, Yeni resmin tatbikinden sonra fiatı arttıracak kasablar cezalandırıdacaktır. Küçük okullular Erdek ve Marmaradaki arkadaş larına yardım ediyorlar. Gençlik Hilaliahmer derneği evelki gün Erdek ve Marma; kullu ve yoksul çocuklara adasındaki o- (500) Hira göndermiştir. Cençlik Hilaliahmer der- mızl okulunda Gençlik Hilaliahmer nek kolu arkadaşları arasında 62 li rak Erdekteki mek üzere umuml on dört kuruş top kadaşlar Hakikat peşi Edebiyat nviçin gerileyor: Moskova'da topaaan Sovyet yazar- ları köngresi ulus! kaşalara yol açtı. Fransız yazarlarından Tharaud kardeşler, L'Echo de Paris ga. , zetesinde çıkan bir yazılarında, bu kon. grede Karl Radek tarafından verilmiş olan bir konferanstan bahsederek, Sov- yetlerin edebiyattan bekledikleri gayelerin insani ve yüksek değerlerini takdir et . arası birçik müna « Üklerini söyledikten sonra bir sual so . : “Bir eserin sanat değeri mü. ellifin ideolojisine bağlımıdır?,, Bu ayaı yazılarında Tharaud kardeşlerin Karl Radek'in Marcel Proust hağkındaki fi » rüyorar | kirlerine iştirak ederek bilhassa son sa « manlarda pek büyük bir ün almış olan bu fransız romancısını kötü salan ede biyatı modasımı yaymış olmakla — itlam etmeleri fransız aakdemisi üyelerinden François Mauriac'ı, Nouvelles Littörai, ves mecmuasında onlara karşı Proust'un davasını müdafaa etmeye sevketli. Mauriac, sanatkarın mutlaka — cemi, yetin büyük davalariyle ağraşmaya mec bur olmadığını, ve cemiyetin içinde tek tek kaybolmuş küçük insanların hususi hayatlardaki ehemmiyetsiz sanılan te . ferruatın en büyük eserlerin temel taşı. ni teşkil etmiş olduğunu söyliyerek sa- natkârın hiç bir kayıtla bağlı olmaması esasını müdalaa ediyordu. Tbharaud kardeşler de, bu yazıcıya verdikleri cevabta, ferdlerin hususi ha, yatlarındaki küçük teferruatların müte. madiyen anlatılmasından dalayı edebi - yat âleminin havasızlıktan boğulacak bir hale geldiğini söylediler, ve sarsıntı. lar, yıkıntılar ve harekotlerle dolu bu devirden edebiyata yalnız böyle küçük teforruatların geçmesi doğru olmıyaca. ianı, cemiyete geniş pencereler açarak © netfüs edilemez bir hale gelen bu ha - vayı tazelemek lâzım geldiğini ileri sür. düler. Bu münakaşalardan sonra Le Jour « nal de Moscou gazetesinde mevzuu ye . mi baştan elc alan Karl Radek kendisi , ne atfedilen iddialardan bazılarının yan, lış olduğunu, hiç bir zaman bir yazarın Shakespcare olması için komünist olma- ini ileri sürmediğini söyledik, bariyle Mauri, zini doğru bulduğunu, fakat ki sanların hayatlarını anlatırken bütün bir cemiyeti, davalariyle, görüşleriyle, sar . sıntılariyle anlatmak mümkün olduğu, nu ve sanatkâra düşen vazife de bu ol ; duğunu söylüyor. & Radek diyor ki “Tharaud . kardeşler istedikleri kadar yeni bir franı Bal - zâc'ının doğmatını temenni edebilirler, Fransa'nın mazisinde Balzac vardır. Fa. kat bugünkü devrin onlara yeni bir Bal, zac vermesi hiç beklenemez. — Eskiden kapitalist dünyanın sanatı hak kate az çok yakın imajlar vermöye — muvaffak oluyordu, çünkü bu dünya ileriye doğru yürüyordu. Bugün bu yürüyüş durmuş- tur, ve sanatkârları, bu dünyanın küçük ve büyük insanlarını tasvir etmekten korktukları için en ehemmiyetsiz tofor , ruatlarla uğraşmaya mecbur oluyorlar.,, Bu iddinya karşılık fransız yazarları, ona, ilerlemekte olduğunu telmih ettiği Sovyet dünyasının neden bir Balzac ve battâ bir Mauriac vermemiş olduğunu v rarlarsa Radek'in ne cevab vereceğini bilmiyorum. Fakat kanaatimce edebiya- tm görilemesinin sebebleri araştırılır . ken sınıf ve soysal düzen meselelerin . den daha başka şeyler de dikkate alın . mak gerektir. Meselâ dikkat edersek Bar Dünkü sayımızda çıkan Samsun'da sürek avları yazısına aid bir resim aldık Karadeniz boyunda çok fazla sevilen sürek avlarının nasıl bir kalabalık topladığım: gösteren bu resmi koyuyoruz. di Kdi n